Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 Düzensizük OLAYLAR VE GÖRÜŞLER verdığı korkunun azımsanamaz olduğu da anlaşılıyor. Bilım çağına vanncaya dek ınsanlık bu korkuyu sureklı yaşadı. Pekr, ama bılım bızı gönul rahatlığına tam olarak erdirdi mı? Erdınre^e de, denm kı, bılmeğı korkulu duse (masala) yeğlenm Ama yasaklarını oğrerup de doganın ınsaa ıçın hıçbir amaç taşımadığını anlamak yureğımızde bır yalnızlık kaygısı uyandırmaktadır. Yann guneşın yeniden doğacağını bılıyorum gerçi, ama bu doğa duzemnın bır gun tumden bozulabıleceğı olasılığı, ona olan guvenımı de sarsmıyor değıl. Erincımiz, böyle bır olasılığın çok uzak bulunmasından kaynaklanmaktadır. Buyuk tehlıke, evrendeki enerjı akışının bır gun dengeye varabileceğinde toplanıyor. Gazetemız bılimteknık sayfası yazarı Sayın Vehbı Belgil'ın yetki alanına gırme cesaretini göze alarak, konuyu bıraz daha açmayı deneyeceğim. Aykut Göker'ın dilımize çevırdıği "Isaac Asimov Açıkhyor" adlı kitabın "Eatropi nedir?" başlıklı bölümu şöyle başlıyor " D e aldığımız belli bir sistemde ancak enerjı yogunluğunda bir duzgunsuzluk varsa enerji işe donıiştundetNİir. Boyle bir sistemde enerji, yogunluğun daha yuksek olduğu noktadan, yogunluğun daha duşuk olduğu noktaya doğru, her şe> denkleşioceye kadar akma egilimi gosterir." Bunda korkacak ne var dıyeceksınız. Durumu daha yakından kavıayabılmek ıçın, termodınamığin ıkıncı yasası uzerınde bıraz durmamız gerekıyor Termodmamığın birıncı yasası, enerjinin ne yoktan var edılebıleceğı, ne de vardan yok edılebıleceğı konusundakı kesınliğı ortaya koymuştu. Yukarıda söz konusu ettığimız ve 1850 yılında AJman fizıkçısı Rudolf J.E. Clausıus'un ortaya attığı ikınci yasa ise, kendı halıne bırakıldığında, bır sistemın ıçındekı enerjı farklarının hep denkleşmeğe doğru gıdeceğim saptamaktadır. Buna "Entropi" denıyor. Entropı'nrn maksımum hali durgunluk demektır kı, doğanın böyle bır duruma doğru yol aldığına ınanılıyor. Şu sözlerı okuyabm: "Eger termodinamiğin ikinci yasası doğruysa, evrenin her noklasındaki enerjı yogunluklan denkleşiyor ve bu anbunda evren bir duruşa dofnı gidiyor. Evrendeki tum enerji her noktada tumden denk hale geldtğinde, bir daha hiçbir şey olmayacaktır; çunku tum enerji, toplam olarak, hâlâ yerli yerinde durdugu halde, asıl işi goren enerji akışı bir daha olmayacaktır." Bu da evrenin ve elbette dunyamızın sonu demektır. Burada dikkatı çeken, tam bır enerji dengesinı (yanı durgunluğu) gerçekleştırmeğe yonelık olan Entropı'ye karşı, evrende ters bır gucun, duzene karşı bır gucun de bulunduğudur Boyle bır duzensızlık olmasaydı, duzenı kuran Entropı'ye gerek kalmazdı. Demek evrenin yaşamını sürdüren düzensizlik gucudur. Entropı'nın hep en alt duzeyde kalması ıçın dua etmekten başka ne gelır elimızden! Çunkü bızım için kutsal olan yaşamı, enerjı akışı sağlamaktadtr. Evrende enerjı akışı gucu ıle, bunu durdurmağa çalışan denge gucu çarpışıyor. Çarpışa dursun! Yağmur yağıyor.. Yağsın yağsın, yoksa karalardakı butun sular denızlere ıner, denizjn düzeyı yukselır, belkı sular karalan kaplamağa başlar Korkuyorum termodinamiğin ıkıncı yasasından. Kar da yağsın! Enerjı akışı durmasın! Bızi yaşatan duzensızlıktır. MELtH CEVDET ANDAY direbıliyonız. Demek doğa karşısındaki genel kanı, "olme" ve "yeniden canlanma" kavramlanndan oluşuyor. Kımı ozanımızın ılkyazı umudun, guzü is° umutsuzluğun sımgesı olarak kullanması burdan çıkıyor. Oysa doğa dıyalektığinm bu tür yorumlarla hıçbir alışverişı yoktur. lyi kı yoktur, çunku umudu ve umutsuzluğu sureklı birbırı arkasına yaşamayı doğal bulmamız gerekirdı. Bu ise, toplumlann ılerleyeceğıne bel bağlamamamız anlamına gelır. Doğa ile toplum arasında bu tür benzerlıkler kurmaktan vazgeçmeli. Umutla umutsuzluk birbirinı kovalayacaksa savasıma ne gerek kalır! Doğada ölup dırilme olayının ışlerliği anlayışı, ilkçağların, daha doğrusu anaerkil toplumlann belli başlı inançlarından bın idi. Toprak anayı gebe bırakan Tanrı ölur, sonra yeniden dirilirdi. Babıl'de Tammuz ıle Iştar, Fenıke'de Adonis ıle Astarte, Mısır'da Osiris ile tsıs, Anadolu'da Attis ile Kıbele, Yunanistan'da Diyonisos ile Semele söylenceleri bu ınancı yansıtır. Benzeri bir inanç, gece ıle gun arasındakı aynmda da söz konusudur. Karanlık ölumun, aydınlık yaşamın ımıdır. Homeros oluler dünyasına "guneş dogmayan ulke" der Cahıt Sıtkı Tarancı, ölumu "Gunler gecelerc devretti bizi" dızesı ıle anlatmıştı. Karanlığı (geceyı) bunca suçlamak haksızlık değıl midir? Dunyamızın ınsanlarının yansı geceyı yaşarken, ötekı yarısı gun guneşlik ıçinde bulunuyor. Musluman cennetınde vakıt, hep öğle vakti ımış. Buna ne dıyeceksıniz? Demek öteki dunyada da hem aydınhk var, hem karanlık. Dıyeceğım, gunümüzde doğaya ilişkın ınançlann, korkuların, kaygıların çoğu eski kaynakbdır. Ama atalarımızı bu tür inançlarından öturü ayıplamamız çok yanlış olur. Onlar dunyayı, evreni bızım görduğümuz gıbı görmüyorlardı; çunku bihmı yaratmamışlardı daha. Bir masalı yaşıyor gıbıydıler Bunun bır tadı olduğu yatsınamaz sanınm, ama PENCERE 12 EKÎM 1984 Eylülun çolc sıcak geçmesı, sıcakların ekımde de sunıp gitmesı bızlerı korkuttu. Ağır sıcağın depreme neden olacağına ınanılır bizde, bunun çok eskılere giden bır ınanç olması gerekır sanjyorum, gerçeklikle bır ıhşkisı yoktur. Tuhaf olanı, yazdan çarçabuk bıkmamız ve kışın yaklaştığını duşünup gene de uzülmeğe başlamamızdır. Kış mevsıminm kaygılar yaratması, elbet ısınma guçluklerinden kaynaklanıyor. Bunun gerektırdıği para sorunu, yoksulu düşundurecektir. Demek ekonomiye ıüşkın bır sorundur bu, insan yapısıdır, doğanın bunda bir suçu olduğu söylenemez. Tam tersıne, bızım ulkemızın de bulunduğu yankurede dört mevsimı yaşadığımız içın şukretmelıyiz. Zengin bır bıtkı örtüsüne (Flora), hayvan bakımından çeşıtlıliğe (Anima) sahıp olmamız bu yüzdendır. Başka bir deyışle, doğa sureklı çalışma dunımundadır Ama bız bunu ancak ılkyazda, bıtkılerın çıçek açtığı, hayvanların yavruladığı gunlerde görup değerlen İcraatın İçinden... Yunanlılar Ege'de hava korıdorunu kapatıyorlar... Guldüm, geçtim. Amenkan Temsılcıler Meclisı Ermenı terörcülerını destekleyen karar aldı Cıddı değıl, seçım sonrasına bakalım. Enflasyon yüzde 5O'y> bulacakmış... Enflasyonun belını kırdık. Odalar Bırlıği Başkanı hükümetı eleştıriyor.. Cıddıye almayın, polıtika yapıyor. Bütçe açığı trılyona tırmanıyor.. Yok canım öyle şey. Işsızlık büyüyor. Büyüsün, ışsizlığe alısalım . Büyük şırketler zor durumdaymış, ışadamları yakınıyor.. Vıllalarını satsınlar ANAP'takı dört eğılımden ikisi devletın kilit noktalanna el koyuyormuş... Haberım yok. Memur, ışçı, köylu zor durumda Ücretlere yapılan zamlar, tarım urünlenne verılen fıyatlar enflasyon oramnın çok gerisınde... Ne yapalım, herkes payına düşen fedakâıiığı yapacak. Kıbrıs?.. Kıbrıs ışı bıtmez, boşvenn.. Bankalar köşeye sıkıştı.. Hesaplarını iyı yapsınlar. Devletın koyluden aldığı ürünlerin parası ödenmedı. Çıftçi mılyartarca lıra alacaklı.. Beklesınler canım.. Mevduat faızlerının oranları aşağı çekılemedı. Fena mı yurttaşın tasarruflarını degerlendıriyoruz.. Dış polıtıkamızda bazı sorunlar var.. Bızı ılgılendırmez.. İç guvenlık? Bızım dışımızda... Kapıkule? O ışı kapatın Konut ve kıra? Çok sordunuz canım... Ne okursunuz? Red Kit'ın serüvenleri. Başka'' IMF raporları Halk geçınemıyor.. Bır seçım olsa kazanırız Ekonomı polıtıkası ıflas ettı dıyorlar.. Alternatıfımız yoktur. Ihracatı beş on "gözetilen holdıng"e bağladınız. Fena mı yaptık? Amerikan Doları 500 lıraya doğru tırmanıyor.. Konvertıbılıteye geçeceğız. Yurttaşa ne söyleyelım? İyı olacak, Japon mucızesini yaşayacağız. Ana muhalefet pariamento dışında. Kımse umutlanmasın sonuna kadar ıktıdardayız.. Et, süt, peynır, yıyecek maddelerı başını aldı gidiyor. Hıçbir yere gıdemez Akaryakıt fiyatlan her ay artacak mı? Bize bağlı değıl. Akaryakıtı dolara bağladık.. Kömürü? Kömüru de Amenkan Doları'na bağladık. Bızım dışımızda bır ış.. Batan şırketler? Devletın parasıyla kımseyi kurtarmayız. Ama "yakın holdingler"i besliyorsunuz.. Fena mı yapıyoruz? Dış ıtıbanmız? Herkes bıze borç vermek için kuyruğa gırdi. Batı Almanya'ya bıle resmen davet edılemedıniz. Krallar gıbı ağırlandık Işadamları bızı tutuyor Fıyatlar aldı başını gıdıyor. Serbest pıyasa ekonomisi... Yüzde 54 faızlı bonoyla devletın ıç borçlanmalan sürecek mı? Piyasadan fazla parayı emıyoruz. (Arkası 8. Sayfada) ARADA BIR VEDAT GUNYOL OKURLARDAN Sağlıksız bir çoğalma Doğu Anadolu 'nun hızia büyuytn bir kasabasındayız. Sokakta, çarşıda, pazarda koytulerin yanı sıra gtzici "göçer" topluluklannın da kasabaya yerleşmesi sonucu kalabaüklaşan toplumun sıkıntılan belirgin bir biçimde göze çarptyor. tşsizliğin, durağanhğın sıkıntısım kahvehanelerde tespih çekerek duyanlann giderek arttığı belli. Sınırlı olanaklan olan belediyenin, buyuytn kasaba gereksinimlerini karşılayamaması noktasmda kirti, tozlu, çamurlu sokaklar. Ve çocuklar, çocuklar.. Yannlar kaygıh ve endişe verici otmadan, nufus artış hızını durdurup biraz aşağıya çekmenin zamanı gelmiftir artık. Ülkelerin nufuslanyla guçlü olacaklan duşuncesi artık geçerli değildir. Nitekim Isviçre gibi nüfusu az olan ülkelerin yıllardır tarafnz ve savaşsız bir ortamda goze çarptıjtı unutulmamalıdır. önemti olan bu nüfusun sağlıkh beslenmesi, sağhklı buyumesi ve gelişmesidir. Isviçre'de gorulen tablo da bu türdendir. Ülkemizde gorulen tablo ise sağlıksız bir buyume ve çoğalmaya işaret etmektedir. Sorunlan giderek artan ülkemizde öncelikle "doğum kontrolü ve aile planlaması" konusuna ciddi olarak el atılmalıdır. Sayın Başbakan da geçtiğimiz aylarda Doğu Anadolu'ya gitmisti. Öyle sanıyoruz ki bizim görduğümuz tablolara tanık obnuş, yoksulluk ve yoksunluğun içindeki binlerce çocuğa bakıp şaşırmıstır. Yannm Türkiye'sini yöneteceklere iyi bir miras bırakmak isteniyorsa, devlet adamlanna yakışan cesur bir tutumla sorunun ustune gidilir ve çozum aranır. Öte turlu "Sal bayıra mevlam kayva" duşuncesi, ülkeyi yeni kargaşalara surukleyebilir. Askerliğin topçu suufmda "sutre gerisini gorebilmek" diye bir deyim vardır. Yurtsever bir aydın olmanın gereklerinden biri de sutre gerisini gorup, onlem almak olmahdır. ABDULLAH TEKİN ANTALYA bir süre olmasma rağmen hatalı işlem halen devam etmektedir. Kısaca arazi elemamysak tazminatunız ona gore odenmeli, buro elemamysak buroda çaUsmalıylzTatbikatta fülen çahştığunız mahal arazi, ama iş ucret sistemine gelince buro elemanı oluyoruz. Bu sorunumuza ilgiu'lerin ivedi çozum bulmalarını bekliyoruz. BİR BANKA TEKNÎK ELEMANI konutmamaüdur. Turizmin ana ilkesi; salt döviz kaynağı değil, ulusların sosyoekonomik, sosyokulturel alanlarda aüşveriş pazan obnasıdır. ŞAKİR GENÇ / NEVŞEHİR Ölüm Üstüne Albert Camus, "Şu ölümün kaçınılmazlığı dışında her şey özgürlüktür" demış. ölüm dışında her şeyın özgurlük olduğunu kabul edersek, mutlu, mutsuz, acılı actsız yaşanmış günlerin bıle yaşayıp, soluk alıp verdığimız sürece bır kazanç sayılması gerekır mi? Ankara DılTarıh Coğrafya Fakültesı İngılız Edebıyatı Profesörü Saffet Korkut, kanserın pençesıne düşmeden bır ikı hafta önce şöyle diyordu: "Çocuklar, yaşamak, nefes alıp vermek ne güzel şey Bunun değerinı bılelım " Ne yazık kı, Saffet Korkut, o eşı emsalı bulunmaz güzel ınsan, bır ay ıçınde, ölüm doşeğinde, soluk alıp vermenın güçlüğu ıçınde goçup gıttı dunyamızdan, tıpkı Cahıt Srtkı, Adalet Cımcoz, daha nıce nıce güzei insanlar gibi... Voltaire, biraz acımasızca, ama haklıca şöyle diyor: "Dünyaya geldiğimiz an, ölüme atılmış bır adımdır." Daha nice yazar, sanatçı, şaır demış aynı şeyı, tabıı, hepsı de hayıflanarak. Doğumla olüm arasında geçen kısacık süre, ınsanlık açısından bır sınav suresıdır Muslüman ınancına gdre, olenın mezan başına Münkırle Nekır gelır, dunyada yaptığı sevaplarla günahlan sorar Ne fayda. Ölen ölmuştür Daha ıkı gun ıçınde kokmaya başlayan cesetten ses mı gelır' O ceset çoktan kurtlann, böceklenn yemı olmuştur Aragon bır şıırınde, ınanan da inanmayan da aynı çukura girmektedır, dıyor. Evet, öyle. ölüm, gizi çözülmemış bır olgudur Yunus Emre: "Eceligetenler gider / Kullısı gelmez yola gıder" dıyor Gelmez yol, evet, gelmez yol. Ecel nedır? Yaş maş tanımayan, bılınmez, umulmaz bır anda pat dıye gelen, karanlıklar dünyasına yeşil ışık yakan bır acımasız, bir duygusuz, bir katı doğa yasası. Gece gündüz, insan tstemi dışında atıp duran bir yürek, duruverır bırden Hanı sız uykudayken çalışan, durmadan çalışan böbrek, nefes makınesi akcığerier var ya, bırden çalışmaz oldular mı, yok olursunuz bır anda, bir ıki saat ıçinde kokmaya başlayarak. ölüm, Huseyın Rahmi'nin dunyada tek gerçek diye nitelediğı olgu üstunde duşünelım bır kez İnsanlar ölüyor, ama evler barklar, anıtlar manıtlar kalıyor ayaKta Mısır Ehramlanndan başlayarak, dünyanın unlü katedrallerı, saraylan, camılen hep ayakta duruyor Onları yaptıranlarsa çoktan toprak olup gıtmışler. Son yıllann büyük ıcadı nötron bombası, doğaya yakışır bır ölüm türü ıle çiktı karşımıza. Bomba patladı mı, canlı dıye kımse kalmıyor ortada. lipkı, doğal ölümde olduğu gıbı Yüzyıllardan beri, büyüğünden küçüğüne, padışahından kralına herkes ölmüştür, ama evlerı barklan, saraylan hep ayakta durmakta Ne güzel bır ıcat değıl mı, doğal ölümle kardeş kardeş. Ölüm, aslında hem korkunç, hem değıl Şundan korkunç: Ölüm yok olmak değıl mı, Dağlarca'nın deyımıyle başkası yok olabılır, ama ben oiamam. İşte, bu duygu değil mı ınsanı tedırgın eden? Bır de şöyle duşünelım: Mılyonlarca yıldan beri insanlar doğuyor ve ölüyor Demek, bunda korkulacak bır şey yok. Herkes bu deneyımden geçecektır ıster ıstemez llk ölen ben olmadığımı düşunürsem, ıçım rahatlayabılır Şımdı dunya nüfusu 4 mılyar Demek, dört mılyar ınsan ölecek. Dunya nüfusu arttıkça, ölum oranı da artacak demektır Pekı, nereye gıdıyor bu insanlar? Hani, hiçbır şey kaybolmaz, hıçbir şey yeniden yaratılmaz diye bir gerçek var ya, buna uyarsak diyebılıriz ki, yaşayan ya da toprak olmuş varlığımızla hep bu dünyadayız. Bir parçasıyız bu toprağın, ıstesek de ıstemesek de Öldukten sonra dırılmek bır başka sorun Başkasında, başkalannda yaşamaktır bu, olsa olsa Muhsın Ertuğrul, daha öncekı bır yaşamda bır katolık papazı olduğunu söylerdı. Dınlere karşı çok saygılıydı Öyle olmasa, Ankara Devlet Operası'nın açılışında kurban kestınr 7 mıydı Ben olsam (kı oiamam) kestırmezdım. Bır canlıyı boğazlatmak ırkınç bır şey bence. Ama, ınanç bu, ne dersiniz. ölüm bir gerçek, hem de gerçeklerın gerçeği. İşın aslını ararsanız, şöyle dıyebilıriz şair Abdullah Kutluerin ağzından. "Bir düştür ışin gerçeği" Yaşam bu işte. Ölümü siz buna göre değerlendirin keyfinizce. Âyvalık hn durumu Haliç'e benzeyebilir Bizler TC Ziraat Bankası'nda ziraat yuksek muhendisi olarak bankamızca açılan her turlu tanmsal projeye dayalı olarak her turlu teknik kontrolü, kredinin amacına sarfı ve kredinin tamamınm geri odenmesine kadar isletmelerin rantabl ve rasyonel çahşmalannı sağlamakla gorevliyiz. Kanun hukmundeki bir kararnameyle bazı kamu gorevlilerine ozel hizmet tazminatı adı altında bir tazminat ödenmesi hukme bağlanmıstır. Soz konusu kararname ile teknik elemanlardan hizmet mahatteri itibanyla arazide çalışanlara yuzde 20, buroda çalışanlara yüzde 12 tazminat verilmektedir. Bizler ise çok yoğun arazi çalışmamıztn karşılığmı, kredi ve para ile uğraşmanın zorluğunun karşılığmı daha az tazminat alarak gormekteyiz. Kararname çıkah 2 yıh aşkın Özel Hizmet Tazminatı 'nda ayrıcalık Kapalı kapılar aralanmalı Dunya genelmde stratejik olarak Turkiye'nin jeolojik konumu ne denli önemli ise; ülke genelinde de turizm olarak Kapadokya (Nevşehir havalisi) bolgesinin onemi o denli hassas titreşime sahiptir. Bölgede antik ve doğal gorkemli yerler vardır. Buralardaki tarihsel değer taşıyan otel ve benzeri tesislerin işletmeciliğini Fransızlar veya başka uluslara mensup kişiler yurutmektedir. Bu seçkin oteüeri tekeline alıp, şoven ve ihtiraslanyla hegemonya kuran kişilerin ussune girmeniz olası değildir. Bazı yerler vardır, kapılannda kocaman bir levha: DAMSIZ GİRİLMEZ. Yine bav yerler vardır: YERLİ TURİST GİREMEZ. Acı ama gerçek. Turkiye turizmi, belirli kişilerin inisiyatiflerine terk edümemeli. Uüısal bir varhk olarak yerli ve yabancı turistlere açılmahdır. Uhtslar iç içe obnalı ve uç beş liralık döviz girdisi yeğlenip yerli turizme tahdit Ülkemiz dunyada eşi bulunmaz doğa guzelliklerine haizdir. Güzel Egemızin Ayvalık Adası'na 3 gunluğune ziyarete gittim. Uzak ulkelerden gelen turistler, Sarmsakta guneşlenmekte, akşam saatlerinde Şeytan Sofrası'nda o guzelim manzarayı seyrederken temiz havayı teneffus ediyorlar. Yalnız şunu belirtmek istiyorum ki, Ayvahk'ın merkezi olan Hayrettin Paşa Mahallesi'nde aynı havayı teneffus etmek olası değil. Sokaklara dere olmuş kanalizasyon sulan akmakta. Zeytinyağ fabrikasımn artıklan da denize akıtıayor. Turistik ve yerleşim bolgelerimizden doğayı temiz tutmak, kendi elimizdedir. Fakat ne yazık ki bu guzelim cenneti yaşanılmaz hale getiriyoruz. Yerleşim bölgelerimizde genellikle havayı kirletecek fabrikalann kurulmast, çahştınlması faal idarenin iznine bağlıdır. ldarenin onceden gereken tedbirleri alması gerekır. Ayvahk 'm durumu yakında lstanbul'un Haliç'inden farklı olmayacaktır. Gereken tedbirlerin ahnacağı düeğiyle. A YŞE ŞENTÜRK / İSTANBUL VİDEOStNEMA • İstanbul SARAY Sinemasında oynayan BIR ZAMANLAR AMERİKA ve Ankara AKUN Sinemasında oynayacak filmler için bedava bilet, • VİP Video nun bütun Turkiyedeki şubelerinden bir gecelik bedava video film, • Antalya Film Festivali sonuçları... ^m EKİM SAYISINDA RADYOLOGLARA DUYURU 500 mA RÖNTGEN CİHAZLARI ULTRASONOGRAFİ CİHAZLARI Vadeli SatışKisa Teslimat STAN8U. UftUrtUp TOOnt PS* M k » UStudjr TB 5« 15 ?! «MCAM cooannuoısn BenMfc »ot Çjmoya Tet 27 « 0 6 seçkin tadın tiryakilerine BEYMEN'de Divan pastahaneleri kanıtlanmış kalitesi ve üstün servtsini ile sunuyor.