Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lış ve haksız da Başka bırdeyışle, ekonomık temelden kaynak lanmış olmasına karşın, ıdeolojı'nın görelı bır bağımsızhğı vardır, bır sure sonra kendı yasaları uvannca gelışmeye başlar, hatta altyapıyı da etkılemeğe koyulur Buraya geldığımızde, sanıyorum, Malıye ve Gümruk Baka nı'nın ışı ıle ılgılı konulara çok yaklaştığımızı soyleyebılınz tdeolojı, ekonomı ıle ılışkılı olduğuna göre, Bakan, TUSİAD Genel Kurulu'nda bırtakım ıdelerı, soyut kuramlan tartışmayacak, dupeduz ekonomık olgu ve olaylara değınecektır Nıtekım öyle oldu Ama sanayıcılerle hukumetın arasını bulmak ısteyen Bakan, "anla>ışlanmızda bir fark olmadıgını saımoruz" demedı de, "aramızda bır ıdeolojik fark olraadıgını sanıyoruz" dedı Her ıdeolojı, görelı bır bağımsızhğı da olsa, ekonomık koşullardan kaynaklandığına göre, bır yukarıdakı sözden, Bakan'ın, hukumetle sanayıcıler ve ışadamları arasında, ekonomık temele bakış açısından bır aynlık olmadıgını söylemek ıstedığı sonucunu çıkarabılınz gore yorumlanmasındandır Eğer egemen sınıfın ıdeolojısı, bır toplumda, egemen ıdeolojı durumunda ıse (kı öyle olur), orada ondan başka ıdeolojıye olanak verılmez lmdı, sosyal demokratların "sosyal adalet" sozunu dıllerınden duşurmemelen, böylesı bır egemenlığı toplum ıçın zararlı saymalanndandır Demek sınıflı ama demokratık bır toplumda karşıt ıdeolojıler bulunacaktır, bulunmalıdır Böylece, Malıye ve Gumruk Bakanı'nın baştan ben kurcaladığımız o sözu, tam anlamı ıle ortaya çıkıyor Bakan, hukume tının ışverenler ıdeolojısı ıle ortak bulunduğunu açıklamaktadır Pekı ama, bu gerçek daha başlangıçta söylenmış olduğuna göre, bız onu bırtakım çıkanm larla yenıden bulmak ıçın neden bunca çaba harcadık 9 En başta, "ideoloji" sözcuğunün bızde ancak tek yanlı kullanımının olağan görulduğunu saptamak ıçın Kuşkusuz, bu da bır ılerlemedır ve bır hükümetın hangı sosyal sınıftan yana olduğunu açıkça duyurması, pohtıka yaşamımıza belırgınlık getırmektedır Ama, yukardan ben anlatöyle ıse, "ıdeolojı"ye ılışkın tıklanmızdan çıkanlacağı gıbı, bılgılen tamamlamanın da sıra bır yerde eğer bır "Heoloji" varsı geldı demektır Sınıflı toplum sa, ondan başka "ideoiojBer" de larda uretım ıhşkılen temel olgu var demektır "İdeoloji" sözcuğune "ıdeler bılımı" anlamını sundan, karşıt ıdeolojıler oluşur Bu karşıtlık, ışverenın çıkan ıle vermekle yetınmıyorsak, bu soemekçının çıkarının çatışmasın nuç kaçınılmazdır Yoksa o sözdan doğar Demek bır ülkede çe cuğun hıç kullanılmaması gereşıtlı ıdeolojıler bulunması, eko kfrdı, "ideologlar" özdeksel tenomık temelın sınıfsal çıkarlara melden habersız, duşunce ıçın ve duşunceden düşunce ureten kışıler olarak kalırlardı Ovle olmadığı, sözcuğun, yakın sıyasal yaşamımızdakı urkuntu vencı ış levıden bellıdır Yalnızca "yabancı" nıtemı takılan ıdeolojıler değıl, genellıkle "ıdeolojı" sözcuğu yıkıcıhk savılmıştı (Hıçbır ıdeolojı ulusal değıldır) Ama geçen hafta Malıye ve Gumruk Bakanının soyledığı turden bır ıdeolojı o gun de vardı Demek bızde butun ıdeolojıler ıçınde sadece ışverenlerın ıdeolojısı hoşgöru ıle karşılanmaktadır Bır sıyasal partı baskanının, dıyelım bır ışçı sendıkaları konfederasyonunun genel kurul toplantısına ka tılıp, ışçılere, onların ıdeolojısı ıle bıriık olduğunu söyledığını duşunelım, buradakı "ideoloji" sanınm hıç de hoş karşılanmayacaktır Pekı, Malıye ve Gumruk Bakanı, sanayıcılerle ıdeolojik bıriık ıçınde bulunduklarını behrtmek zorununu neden duydu? Bunu vanıtlamak hıç de guç olmayacaktır Işverenler sınıfının şu ya da bu katmanı, zaman zaman, korumasız bırakıldığı kaygısına duşebılır, o sınıfın kendı ıç çehşkılennden kaynaklanır bu durum Kımı dönem dışsatımcı öne çıkar, kımı dönem sanayıcı Ama egemen dızgede bır değışıklık olmuş değıldır Başka bır deyışle, o dızgenm ıdeolojısı eskısı gıbı kalmıştır, surmektedır Işte Malıye ve Gümruk Bakanının sanavıcıye guvence verırken o sözcüğu kullanmasının asıl nedenı budur GO«Sİ L l«lT4f L KUtMO VISUU Bir Gü\ eneenin ]\edeni MELİH CEVDET ANDAY Geçen hafta yapılan TÜSIAD Genel Kurulu toplantısında Malıye ve Gümruk Bakanı şöyle dedı "Program ujgulandıgından bcri hukumet ıle Turk sanaucileri karşı karşıya gıbı bır ımaj jaralılıyor. Bız hukuraet olarak sizlerie araınızda bır ıdeolojik fark olmadıgını sanıyoruz." Gerçı program okunduktan sonra, özel gırışımcıler arasında, hukumetın dışsatımcıyı sanayıcıye yeğledığı bıçımınde bır kanı uyandı \e Malıye ve Gumruk Bakanı, TUSİAD Genel Kurulu toplantısında bu kanının yanlış olduğunu behrtmek ıstedı, ama yukarıya aldığım sözler ıçmdekı "kJeoloJik" sözcuğu, kdiuyu bu çerçeveden taşırır nıtelıkte görunuyor Bakan, o sözcuk yerıne, "anlaşmaztık" sözcuğunu kullanabılır ve hükümetın sanayıcıyı koruma amacı ıle aldığı önlemlerı açıklamakla yetınebılırdı, o>sa Bakan'ın hukümetle sanayıcı arasında "ideolojık fark olmadığını" söylemesı, daha genış kapsamlı bır anlamın vurgulandığını duşundurmektedır Çünku o yabancı sözcuk, felsefede ve polıtıkada geçmış v e geçmekte olan çeşıtlı tartışmalan ansıtmaktadır Olaya bır dıl surçmesı dıye bakılıp bakılamayacağını anlamak ıçın bu tartışmalan ve sözcuğün taşıdığı anlamları kısaca gözden geçırmekte yarar vardır sanıvorum Bunu, ansıklopedık sozlükler vardımı ıle yapmaya çalışahm Ideolojı sözcuğunün kökenınde Yunanca "ide«" ıle (anlıkta görmek), "logos" (bılım) parçaaklan var kı, bu bıleşık durumu ıle "duşunbılım" anlamını verıyor, "duşunyapı" bıçımınde Turkçeleştınlmıştı Oysa bızde, son yılların sıyasal olayları ıçınde bu sözcuk korku verıcı bır nıtelığe burunmuştu Göruyorsunuz ya, şımdı bır hukumet üyesı korkmadan kullanabılıyor onu Korkulacak bır şey kalmadı mı yoksa 9 Geleceğız ldeolojı (Fr ıdeologıe) terrrunını ılk ortaya atan Destutt de Tracy(17751836)'dır ldelenn, soyut kavramların nıtelıklennı, nasıl oluştuklannı, hangı yasalar uyarınca anlam kazandıklannı araştıran bır bılım demek oluyor Sanınm Malıye ve Gumruk Bakanı, o gun TUSİAD Genel Kurulu'ndakı üyelerle bırtakım soyut kavramların tartısmasına gırışecek değıldı Öyleyse surdürelım bız ıdeolojı sözcuğünun başka ne anlamlara geldığı konusunu Bır de küçultücu anlamı var sözcuğun Hıçbır özdeksel temele dayanmadan (ya da o temellerı bılmezden gelınerek) sadece duşunce aracılığı ıle yaratılan soyut özlii kuramlar Napolyon butun düşunurlerı "tdeologlar" dıyerek alaya alırmış Bovle, görunuşte bağımsız, aldatıcı soyut kuramları dıle getırıp alaya ahnmak olmasa gerektır Malıye ve Gumruk Bakanı'nın nıyetı Üstelık "Aramızda ıdeolojik fark >ok" sözlenyle butün genel kurul uyelennı kendı durumuna ortak gosterdığme göre, ışın şaka goturur yanı yok demektır Bıraz daha ılerleyelım öyleyse Bır toplumda tanh boyunca ortaya çıkan duşuncelenn, o toplumun özdeksel temelınden, özelhkle de uretım ıhşkılerının özgul bıçımınden kaynaklandığı göruşu, Marx'ça ve Engels'ce ılen surulmuştur Demek bır toplumun bılınç yapısı, toplumsalekonomık ılışkılerın urünudur Başka bır deyışle, "ideoloji" bır üstyapıdır Böyle ıse, Malıye ve Gumruk Bakanı, o Genel Kurul'da Mara'çı bır termın kullanarak hükümetın ekonomı polıtıkasını bıhmsel bır kılığa mı burumek ıstemıştır1' Hıç sanmıyorum, hem yakışmaz hem de yanlış olur Neden dersenız, koskoca ulkenın sanayıcılenne, ışadamlanna Marx'ın dılı ıle seslenılemez; ayrıca ıdeolojıyı, ekonomık altyapıya dayalı bır ustyapı saymakla, Marx, butun ıdeolojılen doğru ve haklı göstermış değıldır Bır ıdeolojı, doğru ve haklı da olabıhr, yan PENCERE 27 OCAK 1984 Yakın ilişkiler?... Turgut özal Hukumetının ekonomıde aldığı karariar, Sovyetlerle Türkıye arasındakı alımsatımı "13'ler" dıye anılan bır tekelcı gruba bağladı "13'ler" le bırlıkte Moskova'ya gıden arkadaşımız Ufuk Güldemır'ın gazetemızde yayınlanan (25 Ocak 1984) haberınde şu satırlann altını çızdım ' Sovyetler Türkıye ıle tıcaret yapabilmek ıçın ıstısnaı muamete uygutayan şırketier kuruyor Türkler de Scvyetler'e karşı bazı ısbsnaı muameleler uygulayabılıyor Ömeğın ENKA temsılası Yıldınm Aktürk, Türk heyetının temaslarma katılabılen tek ışadamı" Kışılerle uğraşmayı sevmedığımı bu köşeyı ızleyenler bılırler, gerçekte bu yazıyı da ıstemeyerek yazıyorum, ama kımı zaman bır düzenı saptamak ıçın bır kışının konumu onem kazanıyor, okurlanm ıle bırlıkte Yıldınm Akturk de benı bağışlasın, kendısını tanımam, neler yaptığım gazetelerden ve kıtaplardan öğrenıyorum Bu kıtaplardan bın Emın Çöîaşan'ın "24 Ocak Bır Dönemın Perde Arkası" adlı yapttıdır Şımdı bızı ılgılendıren salırları okuyalım "özal bır sabah (1979 Aralık ayı), Başbakanlık Musteşar Yardımcısı Hasan Celâl Güzel'ı yanına çağırdı Hasan, bızım çocukian yavaş yavaş Ankara'ya çağırmaya başlayalım Sen Hüsnü'yü, Yıldırım'ı (Aktürk) falan ara da tası tarağı toplayıp gelsmler Işler çok sıkı olacak, bundan sonra kadrolan hemen oluşturmak lazım Ocak ayının ılk gunlerınde Testaş eskı Genel Müdürü, Turgut Özal'ın guvendığı uzman, Yuksek Mühendıs Yıldınm Aktürk göreve çağnldı ( ) Aktürk daha sonrak' günlerde DPT Müsteşan oldu ve her alanda Özal'ın sağ kolu olarak görev yaptı ( ) Yıldınm Aktürk, (başlangıçta) hıçbır resmı gorevı olmadan çalışmaya başladı Kendısıne Başbakanlık bınasında boş bulunan Musteşar Yardımcıltğı odası verıldı" * Yıldırtm Aktürk'un DPT Musteşartığı 12 Eylul'den sonra da sürüyor Bu dönemde Özal da yükselıyor ekonomıden sorumlu Devlet Bakanı otuyor ama "Bankerler Skandalı' nedenlyle 1982 yazında görevınden ayrılmak zorunda kalıyor 1983 yazında 6 kasım seçımlerıne katılmak ıçın hazııianıyor 6 Ağustos 1983 günü bu köşede, "Osmanlıda oyun çok" başlıklı bır yazım yayınlanmış Konu Yıldınm Aktürk'ün ıkı demecı Bu demeçlerden bınsı, "Ekonomıde Dıyatog" dergısının temmuz sayısında çıkmış, Yıldınm Aktürk, DPT Müsteşan olarak ekonomık durumu göklere çıkarıyor ve şunları soylüyor ' Genelde son üç yılkı tatbıkata baktığımızda buyüme hızında, ıhracatta, enflasyonun kontrolunda, yıllık programlarda verdığımız hedeflenn lyı tarafında kaldık ( ) 1984'te yapacağımızla yapmak ıstedığımız arasında değışen hıçbır şey olmayacak " 5 ağustos günlu Hümyet'te yayınlanan demecınde ıse Sayın Aktürk, ekonomık gıdışte "end/^e'ierını dıle getırıyor " Durumumuza çok kötü demeye dılım varmıyor, ama tyıleşmede gectktık " Ben yazımda, ÖzalAktürk ışbırlığıne değınmışım' Temmuzdan ağustosa yaz gıttı de kış mı geldı'' Sıyasada erbap olanlar Akturk, Malıye Bakanı Kafaoğlu'na karşı Turgut Özal'ı desteklemek ıçın bu demecı verdı' dıyorlar" Turgut Özal ıle Yıldınm Aktürk arasındakı yakınlığın kuşkusuz daha derın boyutları var Aradan geçen 6 ay ıçınde Turgut özal Başbakan olmuş, hukumet "ıhracat tekelı" kurmuştur, Yıldırım Aktürk de DPT Musteşarlığı'ndan aynlıp ENKA'ya gırmış, "13'ler tekelı"n\r\ temsılcılennden bın olarak Moskova'da ön sırada temaslara katılmıştır Bu kadar açık bır çıkar ortaklığıyla devlet yönetımı nasıl bağdaşabtlır? Eskıden Büyük Mıllet Meclısı, Başbakanlara bu türyakınlıklannı açıklaması ıçın fırsat yaratırdı, şımdı o günlenn hayalı cıhan deger EVET/HAYIR OKTAY AKBAL ACIKAYBIMIZ Vanlı Avukat merhum Veysı Naıl Gokturk ve Bınnaz Gokturk'un oğlu, Şeref Gokturk, Remzıye Bozuyuk, merhum Sabrı Gokturk ve Şukrıye Ulaş'ın kardeşı, Şu işe bakın siz!... Inanılır şey mı< Kültur Bakanlığı Musteşarı Gökçe, Ankara C Savcılığı'na bır yazı göndermış, 18 turde şıır, roman, araştırma, ınceteme kıtabının bakanlık depolannda bekletıkjığını, bunlar ıçın ne gıbı bır ışlem yapılması gerektığını sormuş 7 Kültur Bakanlığı, savcıiığa soruyor Bu kıtapları ne yapacağız dıye1 Şu ışe bakın sız' Adı 'Kültür Bakanlığı' olan devlet örgutu kendı başına bır karara varamıyor, bunu C Savcılrğı'ndan bekItyor' Konu nedır9 Kultür Bakanlığı yaytnlarında çıkmış bırçok kıtap vardır Bakanlık yetkılılen kımlerdır buntar acaba"7 bu kıtaplar ıçın "mıllı bıriık ve butunlüğu zedeleyıa" yargısını vermışlerdır, 118 bın krtap depolarda çurumeye bırakılmıştır Hangı kıtaplardır bunlar? Kültur Bakanlığı bır açıklama yapsa da öğrensekl Şımdılık bıldığımız, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın çocuklar ıçın yazdığı şıırier, Emın özdemır'ın deneme yazıları antolojısı, Doç. Türker Alkan'ın ve başka yazariarın yapıtiarı Kültür Bakanlığı'nın Danışma Kurulları vardır Şımdı de var, eskıden de vardı Ben de 197879 arasında Kültur Bakanltğı Kültur Yapıtiarı Danışma Kurulu'nda uye olarak bulundum Prof Macıt Gökberk, Prof Bedıa Akarsu, Prof Sedat Veyıs Ornek, Prof Nusret Hızır, Prof Akşıt Gökturk, Cemal Süreya, Selahattın Hılav, Doğan Hızlan, Doç Mete Tunçay, vedat Gunyol, Oülten Akın vb arkadaşlar da bu kurulda görevlıydı Işbaşında olduğumuz yıllarda bırçok değerlı kıtap yayınlandı Bunlar önce uzmanlarca mcelenıyor, sonra kurulda göoışüluyor, tartışılıyor, yayınlanması ıçın karara vanlıyordu Şımdı bu kıtapların bır bölümunü, bakanlıkça oluşturulan btr kurul, "mıllı bıriık ve bütünluğu zedeleyıcı" bulmuş yayin alanından toplatmış, depolara kapatmış Ökurlarım anımsayacaklardır, ıkı yıl kadar önce bu konuda bır yazım çıkmıştı hatta Sayın Musteşar Gökçe bır açıklama gondererek yazdıklanmın yanlış bılgılere dayandığını kıtap toplatma ya da dağıtmama gıbi bır durumun olmadıgını bıldırmıştı Ama şımdı gazetelerde okuduğum haber o zaman yazdıklanmın ne denlt doğru olduğunu gösterryor Bakanlık, bırtakım kıtaplan pıyasadan çekmış, depolara tıkmış 'zarartı' olduğu kantsına varmış, şımdı de Cumhurıyet Savcılığı'na soruyor, 'ne yapacağız bu kıtaplan?' dıye Savcılık 'yakın o zararlı kıtaplan' der mı, dıyebılır mı? Abdülhamıt'ın zorbalık yıllarındakı hamam kulhanlarında kıtap yakma olaytarını bır daha yaşayacak mıyız? 1984 yılında böyle btr kararı almak yureklılığmı kım gosterebılır? Ama Kültur Bakanı, gostertyor bunu1 Bakanlığın bırkaç yıl önce yayınlattığı kıtaplan 'zararlı' bulabılıyor Bu öyle bır durum kı, yalnız o kıtapların yazartannı toplum ve tanh önünde suçlamakla kalmıyor, 197879 ytllarında, belkı daha da eskı yıllarda bakanlıkta görev yapanlan, başta Kültür Bakanlığı, Musteşarı, Genel Müdurlerı, Danışma Kurulu uyelen olmak uzere bırçok aydını bırçok yazarı, bırçok sıyasa adamını da ağir bır suçlama altında bulunduruyor Ne demektır "mıllı bıriık ve butunlüğu zedeleyıcı" 7 yapıtlann basılmasına ızın vermek, bunları övmek Dağlarca'yı, Emın Özdemır'ı o yayınlarda kıtaplan basılan pek çok aydınımızı karalamak gucunu kendınde gören 'ıncelemecıler' kımlerdır? Kendılerını tanımak, adlarını öğrenmek neden bu yapıtlan 'mıllı bırlığı zedeleyıcı" bulduklarını öğrenmek en doğal hakkımızdır Bır yandan 'Oku Oku Oku' başlıklı krtap okuma, krtabı yaşama sokma, krtabı sevdırme kampanyalan açarız, kıtap fuarları düzenlerız, 'herkes okumalı, kıtap yaygınlaştınlmah' derız, ote yandan en değerlı kıtaplan depolarda hapsederız, savcılıktan 'ıdam' kararları ıstenz o yapıtlar ıçın' Hem de Kultur Bakanlığı'nın bırkaç yıl önce nıce ıncelemeden geçırılerek bastırdığı kıtaplan yıne o Kultür Bakanlığı'nca zararlı' bularak Böyle bır çelışkı, böyle bır acıklı olay kolay kolay görülemez Abdülhamrt'e ne kızıyoruz? O da 'zararir saydığı kıtaplan toplayıp yaktırtmıştı Işte 1902'de Mabeyın Kâtıplığı'nden saraya yazılan bır yazı "Yuz ellı çuval kıtap ve belgenın yakılıp yok edılmesı ongorulmuştü Sonra bundan vazgeçıldı, kıtapların Mıllı Eğttım Bakarlığı arkasındakı bahçede bır demır kafes ıçınde yakılması uygun goruldu Fakat ne kadar dıkkat edıhrse edılsın yanarken bazı kâğıtlann havaya dağılacağı ve çıkan dumanlann dışardan yangın sanılacağı uzerınde duruldu Bu yuzden kıtap ve belgelenn Çemberlıtaş Hamamı'nda yakılması daha uygun görülmüştür Çünkü bakanlığın mahzenıne açılan bır geçıtten hamamın külhanına geçılebılır Kıtaplar böylece kımse gormeden hamama taştnabılecektır" Abdulhamrt dönemınde bıle 'kıtap yakma' ışı daha gızlı yapılırmış, şımdıkı gıbı savcılıklardan mutalaa' ısteyerek, kamuoyu önunde açık açık görüşulerek değıM Madem kı Kültur Bakanlığı'nın şımdıkı görevlılerı yüz seksen bın kıtabı 'zararlı ve yıkıcı" bulmuşlar, Ankara'da hamam çoktur, bırını kapatıp yaktırıversınler, olsun bıtsın1 1902'den 1984'e geldık. ılerledık, uygarlaştık. 'adam olduk' derKen, meğerse yerımızde saymışız hatta bazı bakımlardan daha daha gerılere gıtmışız> ORHAN GÖKTÜRK Harp Okulu 194755 MEKTUPIA İNGİIİZCE SAYINÖĞRENCİ ADAYIMIZ KURSLARI Gunumuıd* yabancı tflll y*t*rtnct Ö4r«n*m«m«ntn Ikk n*d*nl «ftrtfır Blrincıl) kt^tnln «m«ç dtfi 64r»om«y« b«|»m*»ı Ikineld İ M Mçllcn yanlı« ojr^llm yönlMnMlc öm*4ın otıuMa okuyan ö^rcncl y» İMncı dll* tınıl 9«;m»k h;In ç*tı*ır lM«lı> bir kı»ı âuyttufu »Oıcu»t»rl antMnak lç\n ya da karaıaındafcln* b4r ıhı kalım* >«yt«y*WlnM<t Içln çahamaya başlar v« arka Mfcaya Mrk«ç ««ıcuk *ıb*rtar btr tofkaaı llcarı yuıama yapmak K l n Mft»kım kaUp tumcalardri hârvkat ad*r*k In^ılucayl «frcnccaftnl zan n«4ar Buıakıld«dU6«r*nH«m«ı Yabancı dll 64r*nm*da a»U lor luk **çlt*n yanlı* 6$r«Um y6nta mldlf Yukanda »çıkUnan ihtiyaeı «6r*n b u ı klal »a kunılutlar 6A rtnınN ıttayanlarl tart y«od» •tktl*n*k l>Mft«f fkl guntfa •«>.) «•«ldm*k aaraoll.lyta IngUlze* 24 «İM Bu (MHda 6« rtnnM »lajlnUl iyl nlyatlntzl kol«y« kuHanmak »macmda dv^Mta Tabancı d)U fttranıiM tata^lnUI kı •a yotdMi tkari amaç da adUırna dHı 0m*4«t Mr d*rgi ya «a çok am*çl, b.r guaUnln kuçük Mr bötu munda dıl «4r*ı«ca«lt glW MdU larda da daflllz 14 Ocak 1984 gunu Lozan'da vefat etmıştır Cenazesı 27 Ocak 1984 Cuma gunu oğle namazından sonra Levent Camn'nden kaldırılarak Zıncırlıkuyu aıfe mezarlığına defnedılecektır Tanrı rahmet eylesın AİLESt BAŞSA6LI6I Ü ORHAN GÖKTÜRK .•MÜŞFİK Can dostum vefat etrmştır Tanrı dan rahmet ve kederlı aılesıne başsağlığı dılerım Gürtoüz Kadirbeyoğlu METODUMUZUN AMACI, ÇALIŞMA KILAVUZU DERS KITAPÇIKLARI, GENEL TESTLER KA SETLER SOZLUK, İNGI LIZCE HİKAYE KITABI O ZEL SORU FORMLARI gı bı ders maizemelen ve 50 KIŞILIK UZMAN 0 < J R E T RETMEKTIR MEN KADROSU ILE Sl ZE INGILIZCEYI IYİCE OG MUHMKII samaMn »ommda IngMlteaırt rtataı ı ı olafak okuyup konuşvp ¥• yalablfcicafc a««ly« kazanacakaımı GÖK DİLMEKTUPLA İNGİLİZCE METOOUNUN ÖZELLİKLERİ OÖK OİL MEKTUPLA İNOM.O CE METOOUNUN *n «nwnN 6z^«01 butundutunu yw^a Mf B6ra< m*n« ihtiyac duymMan »4» Tnftlltcayt«4r*tın*ktl( O«k 041 MaktupU IngdUca Kurtlan MHodu mı rı»nrt*yarı M kl|Wk «^rathn w •4IHm kadraau. lncjHltewU« ana dll otarak kenusuld«(u IngMtara i* t M r k ı ' l n baa layaıak yabana dll okvak »ftratddlfll Japcnya Bnıttya Paklatan gtM yutlarea urkatfa uyguKnan rnglllrea «tc*Mm malodunu tncaladlt*< rtMnakH dll bMmciktr lonatlk lumanlan a*nar1tM*r öytu v« m*Un yazarton Turkç. dll Mlgtal u ı nunlan >• »tltlmeltar bu konuda gAf*« aMriac O*s«f11 K i u m l M kartkMuritllar grallkat1a< p«ka| Mtalan çltdll«f lanip T* duıan nrdlhH Yurdumuıd* k ı m «• d»nfMjçl1ifl« yıllannı varmff u ı manlar, yOnMlcrMK çadalıla' ça katriar Mctodun har aaylaaı ton aâklM akncaya kadar takrar i»krat l* d M W I >l* n du«MWI Malod beyunea 7MM uygtılanu Mrdtrct ı M a <• yanh alıştırma. onbinlarca raalm «a kartkatür ayn ca Mtnıklaytcl Mlın«ca butoıujcalar >a çctitH labloUH yw »kSı En Itafl baakı («knlfll n maUama kullatul dı Satlandtrma atanaunda Irvgtl lara v* Almanya da uygulanan y6nlamH» yarlnda lne*t*nd* O*4*rM «tattron* yuktak mulMndiaKrl bant kayıl utmanlan l*kntty*n)*« tpUıarlcf fonaltk umanlan gArcv aldılar Tum a.naylm Mtgl »a b » carıicrinl oftaya koydukır SONUÇT» BUOÖNE KAOAR 0L KEMİZDE EŞİNE RASTLANMA YAN BİR METOT OLUSTU G«k 041 Mcklupla InglHzca kur» lan konuşuUn v* yanujn IngtHıcanın tamal dllbltglal yapılannı an yaygın töıcuk dcyım »a H*d«<«ftnt tçlna almaktır Bir dı! 64ran«rak ıkl I n u n otma mtı buiundoQonuı yardan dunya ya bir p«nc»ra »çmanızt va baaan nızır aurafclt olmasını diüvofuı ^ MAMMUT GÖKŞEH. ANMA Çok değerlı varhğımız, sevgılı eşım, canımız, herşeyımız, babamız, Pülümürlü emeklı öğretmen MEHMET ÖZYOL'u yıtırmemızın 1 yılında onu sevgı, saygı ve özlemle anıyoruz EŞİ VE ÇOCUKLARI SANDOZ İLAC SANAYİI LTD 5TL Uretim planlama, verımlılık ve stok kontrol servısının sorumluluöunu yuklenecek 1983M SEMINER/SEBGIHZISINDEN ENDUSTRI MÜHENDISİ aranmaktadır. REHA TANÖR NEFÎSE'MİN ÇtÇEKLERİ Mizah Öyküleri Dr. Şevkibey Sok. No: 6 Divanyolu tSTANBUL TeL: 520 74 72 NtâNEIMELU 25Ocak4Şubatl9M DIŞDUMRM4LZEMELERÎ N t7Ci AWHS\• M47 7FMF.1FRÎ 2.SEPGÎ B*Mj«nırs»nız kaydıma yaptırabılirsınız. Kayıl kosullannı ıçeren ızahh BROŞÜRÜMÜZ ılk dorsl* Dinikt* adrasiniz* postalanacaklır Adreslmiz Gok Dıl Mcktupla öğretım Kurstan Lal«l: Kurultay Sok No 27 BeyazıtlST T«l 520 11 41 ILKDERSIMIZ UCRETSIZDIR İSTEYİNİZ Adaylarda aranan nıtelıkler: • Çok iyı İngılızce bılmek • Askerlığını yapmış olmak • En az 3 yıl deneyımlı olmak Ikjılenenlenn başvurulannı fotoğraflannı ekledıklen kısa ozgeçmışlerını belırten bır mektupla aşağıdakı adrese göndermelerı rıca olunur Dağıtım: YADA yapı endüstri merkezi HarbiyeISTANBUL SAHİBİNDEN SATILIK DAİRE Çıftehavuzlar Cavıtpaşa'da komür kalorıferlı, telefonlu Tel 359 14 21 SANDOZ ILAÇ SANAYİI LTD ŞTİ 4 Levent Istanbul