29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Ekonomi Servisi Geçen hafta yaptığı basın toplantısında, "İlaç fiyatlannın devamlı artışını önlemek için bakanlıkça uygulanan fiyat sistemini kaldırarak ilaç sektörüne rekabeti gelirme çaItşmalannı başlattık," diyen Başbakan Turgut Özal'ın bu sözleri üzerine ilaç fiyatlarını yeniden belirleme çalışmalan yeni bir kanala girmiş oldu. Doların değer kazanmasına paralel olarak ilaç hammadde fiyatları endeksinin yeniden belirlenmesini ve bu endekse göre zamma hak kazanan ilaçların yeni fiyat beyannamelerinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca onaylanmasını bekleyen Sahıbi (umhuriyel Maıbaacılık ve Ga/elecilik Turk Anonını Şirkeli adına Nsdir Nadi. • Cîencl \a\in Muduru: Hasan C'emal, Muessese Mudurtı: Kmine l>akhj!İI. Ya/ı Ijlerı Muduru: Oka> tıonensin. • ^ a/ı l^leri Mudur > ardımcıı. AhımM Korulsan, Haber Merke/ı Mııdüru: Yalvin Ba>er. Savla Du/cnı ^oneımenı Ali Acar. TAKVİM 13 Ocak 1984 İmsak: 6.50 Guneş: 8.20 Teınsihıler: ANKARA: Yalçın Doğan. I/MIR: Hikmel Velinkaya, ADANA Mehmel Mercan, 0 Servıs Şe/Ierı: İManbul Habcrlen: Selahaltin d u k r , [)ı\ Haberlcr: hrgıın Bakı. Ekonomi: Osman l lagay, kıılıur: Aydın hmev. Ma gazin: > alçın Pek$en, Spor üanısmanı. Abdulkadir Yucelman, Dü/cllmc: Refik Durbaş. Ara^nrma: Şahin Alpa>. Burolar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenışehır, Tel:175825175866, Idare: 183335, • İzmir: Halıl Zıya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atalurk Caddesi, T.H.K Işhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yavan: Cumhuriyel Maıbaacılık ve Gazelecılik T.A.Ş. Turk OcağıCad 3 9 4 1 . Cağaloğlu, Isl. PK: 246lsl. Tel 5209703 Telex: 22246 Öğle: 13.17 İkindi: 15.43 Akşam: 18.04 Yatsı: 19.29 Haçta fiyat serbestisi büyük zam getirebilecek KKTC de ÖzaVa Dolar 209 lirayken belirlenen ilaç ham maddeleri fiyat endekslerinin, doların yeni değerine göre ayarlanması yüzde 50'ye yakın zamma yol açacak. Özal'ın "Bakanlıkça uygulanan fiyat sistemini kaldırarak ilaç sektörüne rakebeti getirme çahşmalarını başlattık" sözleri konuya yeni bir boyut getirdi. Büyük ilaç sanayicileri serbestiden yana. ilaç sanayicilerinin bu beklentileri gerçekleşmezken bazı büyük ilaç sanayicilerinin ilaçta fiyat serbestisini sağlamak için Ankara ile yoğun temas halinde oldukları öğrenildi. İlaç sanayiinde fiyat serbestisine geçilmesi halinde ilaca yapılacak ilk zammın yüzde 60 oranında ve "şok" niteliğinde olabileceği, ondan sonra her firmanın kendi politikasına göre bir fiyat arttırma yöntemi izleyebileceği belirtiliyor. Son kez Amerikan doları 209 lira iken belirlenen ilaç hammaddeleri fiyat endeksinin yeniden belirlenmesi için geçerli olan yönteme göre Sağlık Bakanlığı'na başvuran sanayiciler doların halen 310 liraya yaklaşmış oiduğunu belirterek hammadde fiyatlarına yaklaşık yuzde 50 oranında zam yapılmasını önerdiler. Hammadde fiyatlarına yapılacak yüzde 50 oranında bir zammın sonuçta ilaç fiyatlarına buna yakın oranda yansıyacağını hesaplayan Sağlık Bakanlığı'nın bu saptaması üzerine yeni bakanın, yerel seçimler öncesinde bu oranda bir ilaç zammımn uygunluğunu incelemek için süre istediği belirtilti. İşte tam bu sırada Başbakan Özal'ın basın toplantısındaki sözleriyle ilaç fiyatlannın denetiminin Sağlık Bakanlığı'ndan alınarak serbest fiyat sistemine geçileceğini ifade etmesi uzerine konu tamamen yeni bir kanala girmiş oldu. Bu arada, yeni ithalat rejiminde pek çok ilaç hammaddesinin serbestçe ithal edilebilir mallar kapsamına sokulması ve ilaç hammaddelerinin fiyat denetimi yetkisinin Sağlık Bakanlığı'ndan alınması da ilaç fiyatlarında serbestiye gidişin hazırlıkları olarak yorumlandı. Bazı büyük ilaç sanayicilerinin de serbestiden yana oldukları ve bu amaçla Ankara'da yoğun temaslarda bulundukları öğrenildi. İlaç fiyatlarını firmaların kendilerinin belirlemesini öngören yeni yönteme geçilmesi halinde ilaç fiyatlanna ilk elde yuksek oranlı bir zam yapılması kaçınılmaz gorünüyor. Doların Türk lirasına karşı son ilaç zammından bu yana yüzde 50 dolayında değer kazandığı hesaba katıldığında yapılacak bir zammın ortalama olarak yüzde 50'nin altında kalamayacağı ve dolann hızlı değerlenmesinin sürdüğu gözönüne alınarak yüzde 60'ı bile geçebileceği belirtiliyor. Bu ilk zam şokundan sonra firmaların ceşitli ilaçlarının piyasadaki durumlarına göre zam oranlarını belirleyebilecekleri, piyasada paylarını arttırmak isteyen firmaların buna göre bir fiyat politikası izleyebilecekleri kaydediliyor. Türkiye dışındaki ülkelerden de otomobil ithalat' serbest bırakıldı. İthali yasak mallar listesi daraltı lıyor. Döviz hesabı açmak da serbestleşti. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE KKTC'de Turkiye'deki ekonomik onlemler doğrultusunda önlemler alınmaya başlanarak, ilkin motorlu taşıtların ithali serbest bırakıldı. KKTC'de doviz girişleri de tumuyle serbest bırakılırken, her yurttaş ve yabancıya dışta kazanıl mış ve dıştan getirilmiş dövizler için doviz tevdiat hesabı açma hakkı tanındı. Maliye Bakanı Salih Coşar'ın verdiği bilgiye göre, bazı motorlu taşıtlar gibi, KKTC'ye Türkiye Cumhuriyeti dışındaki ülkelerden ithali yasaklanmış olan 12 çeşit maldan oluşan stenin daraltılması cab'.lın da yoâuıılaştırıldı. KKTC hükümeti bir süre önce yapılan süt zammını da tepkileri dikkate alarak azalttı, yoğurt ve piliç fiyatlarına narh kondu. KKTC hükümeti Türkiye dışındaki ülkelerden otomobil ithalatını yasaklayan kararı kaldırarak, motorlu araç ithalatını serbest bıraktı. Maliye Bakanı Salih Coşar ithalatın serbestleştirilmesi konusunda alınan karar ve yapılan çalışmalan, Turkiye'de Özal hükümetinin aldığı ekonomik önlemlere paralel olarak yaptıkları değerlendirmeler sonucunda gündeme getirdiklerini söyledi. uymaya çalışıyor BAKAN TAŞÇIOGLU VE YENİ HUKUMETIN KULTUR POLİTİKASI Türk şairlerinden favorim Orhan ÖNEMLİ NOKTALAR Bir Türk Sinema Kanunu Tasarısı hazırladık. Hükümetimiz döneminde çıkarılacak olan bu kanun sorunlan büyük ölçüde giderecektir. Vatandaşların şikâyetçi olduğu TRT'nin bizimle işbirliğini arttırması iyi olacaktır. ÇETİN ÖNER Ç.Ö. Sinemamız son yıllarda uluslararası düzeyde adını duyurur ve ödüller kazanırken henüz altyapı tesislerinden yoksun bir eğitim ve kültür alanı olma özelliğini sürdürmekledir. Ayrıca yeni Sansur Yasası film çekimini imkânsız kılacak, bıktıracak kimi önkoşullar öngörmektedir. Bu konudaki gorüşleriniz nelerdir? M.T. Bilindiği gibi filmlerin ve film senaryolarının denetlenmesine ilişkin yeni tuzük 2 arahk 1983 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürurlüğe girmiştir. Bu tüzuk, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun 6. maddesine dayanılarak İçişleri Bakanhğı'nca hazırlanmıştır ve filmlerin denetlenmesi konusu da Emniyet Genel Mudürlüğu'nce yürütulmektedir. Bakanlığımızca hazırlanmış bulunan Sinema Kanun Tasarısı'nda, filmlerin denetiminin bakanlığımızca yürütülmesi öngorülmektedir ve tasarıda Denetleme Kurulu 7 uyeden oluşmaktadır. Bu kurulda bir sosyolog ile bir çocuk ve ruh sağlığı uzmanının da bulunması teklif edilmektedir. Ayrıca bu kurulda sinema alanında faaliyet gösteren meslek gruplarını temsilen bakanlığımızdan bir üyenin seçilmesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın da fikir, kültür ve sinema sanatı ala Bizim yayınlarımız için kâğıt sorunu yok. Kitaplarımız düzenli olarak çıkacaktır. Yetişen sanatkârın ayakta durabilmesjni de sağlamak zorunludur. Ozel bir sanat eğitimi görmedim, ama sanata yakınlığım büyük. getirilebilir. Bu devlet eliyle değil herhalde. Özel teşebbüs getirebiliyor. Sansür konusunda biliyorsunuz bir Sansür Talimatnamesi var. Orada bizim bir temsilcimiz var. Bunu bakanhğımız dışında, daha ziyade İçişleri Bakanlığı'yla ilgili bir sorun olarak anlıyorum, ama tabii sanat ve kültür anlayışındaki kısıtlamaların boyutları bizi ilgilendirir. Yani siz bilmem ne rejimi gibi bir rejim duşünerek boyuna makas atarsanız, burada sanatın ve kültürün gelişmesi elbette mümkun değildir. Bunun biraz daha liberalleştirilmesi lazım, bizim ekonomide olduğu gibi. Ç.O. Bir eğitim. kültür ve eğlence araeı olan ya da olması gereken TRT'nin yayınlarını nasıl buluyorsunuz? Sizce bir sakıncası yoksa bir değerlendirme >apar mısınız? M.T. Evet, sakıncası yoksa demeniz doğru da, şimdi TRT bıliyorsunuz, yeni bir kanunla yeniden düzenleniyor. Bu kanunu da bizim hükümet ayarlamış değil. Demin Basın Kanunu için söylediğimi burada yine aynen tekrar edeceğim. Bunun da bir tatbikatını göreceğiz. Ve kafamıza uymayan yönleri varsa düzeltilmesi yoluna gideceğiz. Yalnız bunu biliyorsunuz bir Üst Yönetim Kurulu var. Bunun terkibi bir takım koşullara bağlanmıştır. Burda direkt olarak hükumetin topu topu üst temsilcisi nında belli hizmeti veya eseri gorülen kişiler veya öğretim üyeleri arasından seçerek tayin edeceği bir üyenin bulunması da sağlanacaktır. Bu suretle oluşacak bir Denetim Kurulu'nun boyle çok önemli bir konuda daha isabetli kararlar verebileceğine inanıyoruz. Ancak şunu da bu vesile ile ifade etmek isterim ki, yürürlükte olan Sansür Tuzüğü Türkiye'de sanatsal değeri olan filmlerin yapımına engel teşkil edecek mahiyette değildir. Ayrıca fikir ve sanat yonünden topluma hiçbir yarar sağlamayan birçok filmlerin yapıldığı da bir gerçektir. Bakanlığımızca daha once hazırlanmış olan Turk Sinema Kanun Tasarısı, sinema sanat ve sanaviinin tüm sorunlarına çözüm getirecek bir mahiyette hazırlanmıştır. Bu konuda ilk defa 1982 yılında toplanmış bulunan Milli Kültür Şurası'nın Sinema Alt Komisyonu'nda alınan tavsiye kararlarına da bu tasarıda yer verilmiştır. Bu tasarı üzerindeki son çalışmalar tamamlandıktan sonra yeniden Başbakanlığa sunulacaktır. Bugüne kadar çıkarılamamış olan bu kanunun hükümetimiz döneminde çıkarılacağına, böylece sorunların büyük ölçude giderileceğine inanıyorum. Yeni ithalat ve ihracat rejimine göre zannediyorum ki hammadde yokluğu çekilmeyecek. Serbest Altyapı eksikliği ise bir teknik problemdir, ama her şey var. Benim şahsen iki uç defa TRT'nin yetkilisiyle, tebrik vesilesiyle, uçak beklerken uzun konuşmalarım oldu. Onun da kendi yonünden şikâyeti mucip mevzularda gayet kuvvetli savunması var. Falan, falan, falan şe> ısteniyor ama, bunu yapmamam gerekirdi, şundan dolayı diyor. Geçmiş dönemin fevkalade koşullarını öne sürmek suretiyle. Fazla suçlamaya gelmez ama genel kanı, TRT'nin istenilen düzeyde sadece eğitici değil, eğlendirici olarak da vatandaşların uzunca bir zamandır şikâyetlerine yol açtığı. Bunu böyle cevaplamış olayım. Çünkü şey oluyor. Yani TRT'nin gerçi ozerkliği yok da, Bakan olarak TRT hakkında fazla ayrıntılara girmem doğru değil. Ama eğitici yayınları azdır. Az oluşunun sebepleri vardır. Bizimle işbirlikleri artarsa daha ivi olur. FİLM YAKILMA OLAYI HAKKINDA FAZLA BİLGİM YOK Ç.Ö. Buna bağlı olarak bir sorum daha olacak. Bir film >akılma olayı var. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir? M.T. Bu olayı itimat edin pek yakından izleyemedim. Sizin dünku nüshanızda galiba buna ait bir yazı okudum. Orada bir şey var. Zaten bizimle direkt bir ilgisi yok. Onu ben bir araştırayım. Bilmiyorum. Ç.Ö. Kültür Bakanlığı'nın yayınları konusu var. Bu yayınİar sürecek mt? M.T. Altı yedi tane yayınımız var, muhtelif diziler var. Bunlann hepsi de aranılan, sevilen, beğenilen yayınlar. Elbette surecek. Ç.Ö. Peki Savın Bakan. sizin kâğıt sorununuz var mı? M.T. Bana intikal etmiş boyle bir sorun yok. Bizim gündelik bir kâğıt ihtiyacımız olmadığına göre, öyle sıkışıklıklar pek tesiri altına almaz. Bir ara ara verildiği söylenen "Bin Temel Eser" başta olmak üzere tüm vayınlarımız muntazaman çıkıyor. Çıkmaya da devam edecektir. Ç.Ö. TV politika. sanat \e devlet ilişkileri nasıl olmalıdır? M.T. Devletin bizatihi sanat yapması zordur. Bundan şunu kastediyorum. Yani bakanlık kurulup da bakanlığa adam alınır gibi sanatçı istihdamı konu değildir. Yalnız bizim bakanlığımızda olduğu gibi ilgili kuruluşları vardır. Ya da bunlar Devlet Tiyatro ve Operası Genel Mudürlükleri gibi ilgili kuruluşlar, kendi tüzükleri çerçevesinde bize bağlı olarak çalışırlar ama tayinleri, terfileri bizimle ilgilidir. Şimdi devletin rolü ne? Politika derken devletle ben ikisini birleştiriyorum. Sanata politika sokmam bu anlamda. Devlet koruyucu olacaktır. Mutlak manada koruyucu olacaktır. Koruması da yetmez. Çunku ortada koruyacağınız bir varlık olma^ı lâzım. O varhğın teşekkul eüirilmesi de vazifesi. Yani birtakım kabiliyetler vardır, bu kabilivet(Arkası II. Sayfada) KKTC Kipriyanu'nun w şarth" görüşme istegini reddetti Dış Haberler Servisi Kıbrıs Rum yonetimi Başkanı Spiros Kipriyanu. KKTC'nin ilanının geri alınması koşuluyla KKTC Başkanı Rauf Denktaş'la BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın da hazır bulunacağı bir toplantıda görüşebileceğini bildirdi. BM'yi ziyaret eden Kipriyanu önceki gün BM Genel Sekreterine Kıbrıs sorununa geniş kapsamlı bir çözüm bulmayı amaçladığını ileri sürdüğu bir plan sunmuştu. Rum Yonetimi Başkanı. bu planında "Yabancı asker işgali altında olmavan, vabancı müdahalelerden uzak. bağımsız, egemen , toprağı bütün, uniter, banşçı ve bağlantısız bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nden yana oiduğunu" savunurken, Guvenlik Konseyi'nin KKTC'nin ilanının geri alınması yönündeki 541 sayılı kararının da uygulanmasını istiyor. Kıbrıs temsilcimiz İzzet Rıza Yalın'ın haberine göre, KKTC Başkanı Rauf Denktaş, bu öneri ve isteklere karşılık, "KKTC'nin ilanının geri alınmasını içeren Guvenlik Konseyi karannın uygulanacak tarafı bulunmadıgını " söyledi. Rum lideri Kipriyanu'nunKKTC'nin ilanının geri alınması koşuluyla, kendisi ile görüşebileceğini bi1 dirmesinin, Kipriyanu'nun keı. disi ile görüşmeyi arzu etmediği anlamına geldiğini belirtti. Öte yandan Kipriyanu'nun onceki gün Nevv York'ta yaptığı bu koşullu öneriyi KKTC'nin Nevv York temsilcisi Nail Atalay da reddetti. Atalay, "Türk toplumunun, Rum toplumuyla eşit olarak görüşmelerde bulunmakta ısrar ettiğini ve KKTC'nin ilanının geri alınamayacağım" duyurdu. 40 ynşındaki ünlü sanatçı Catherine Deneuve ile söyleşi: Ben kendimi yıldız saymıyorum mandan farkı, sözcüklerle bazı şeyler anlatıürken hareketlerle de bir şeyler verilebilmesidir. Tristana'da Bunuel'in aklına yalaru ve sözcüklerin çarpıtılmasını kullanmak gelmişti. Oyuncular yapılarına uygun düşen isteklere daha iyi karşılık verirler. İşte sinemada beni en çok ilgilendiren bu. Bu aynı zamanda Hitchcock'la çaiışmak istememin nedeniydi. Her zaman onunla çalışamayışıma üzülmüşümdür. 1968de "Nisan Çılgınlıklan"nı Stuart Rosenberg'le çevirmek için ABD'ye gitmiştiniz. Daha sonra yine gittiniz. ABD sinemasının üzerinizdeki etkileri neler? C. D.Basında, birçok makalede, dergi kapaklarında, "Dünyanın en güzel kadını" gibi yargılarla bana yer verdiler. "Niss Çılgınlıklarf'nın senaryosunu çok seviyordum. Fakat bunun gibi filmlerin ani etkisiyle bana verilen önemi açıklamakta güçIük çekiyorum. "Yıldız" sözcüğünün Avrupalı kadın oyunculara uygulanabileceğini sanıruyorum. Bu hep vücudunuza ve yığınlarda yarattığınız düşlerle bağıntılıdır. Ben kendimi yıldız saymıyorum. "Büyük Keyif" yeni bir deney galiba? C. D. Evet ve beni çok uğraştırdı. Filmdeki kadın Claire, karşılaştığı olaylara sadece tepki gösteriyor, ancak onlar üzerinde etkili olamıyor. Claire yalnızca varhğını tehlikeye sokan tehditlere karşı kararlar alıyor. Bazı sahneler için ABD'ye gittik. Uzun süren bir çekim oldu. Hikâye uzun bir zaman diliminde geçiyor. Bu tür bir çalışmada aktörlerin, senaryoya uyum göstermek için daha çok çaba harcamaları gerekiyor. Deneuve: 20 yaşında "yıldız" oldum. Aradan 20 yıi geçti. Bu dönem biraz istisna sayılmalı. Özellikle Fransa'da buyük başarı kazanmak, ünlü olmak, şu ya da bu öneriye hayır diyebümek için belirli bir yaşı beklemek gerekiyor. Giscard d'Estaing'in Fransa Başkanlığı sırasında bakanlık yapan unlü kadın gazeteci François Giroud, geçtiğimiz yıl yayımladığı "Le Bon Plaisir Büyük Keyif" adh romanıyla, gazetecilikte ve siyasette olduğu kadar yazarlıkta da başarılı oiduğunu ortaya koydu. Kısa süre sonra yönetmen François Girod tarafından beyaz perdeye uyarlanan romanın başrolunde, yılların eskitemediği güzel yıldız Catherine Deneuve oynuyor. Yaşı kırkı geçtiği halde güzelliğinden hiçbir şey yitirmeyen ünlıi oyuncu, bu film dolayısıyla kendisine yöneltilen sorular sırasında, sinemaya değgin görüşlerini de ortaya atma fırsatını buldu. Sinema dünyasına girmenizden bu yana çok film çevirdiniz. Filmlerinize bir göz atılınca birbirierinden çok farklı kişilikleri yonımladıgınız göriilüyor. Bu nasıl oldu? Kişisel tercih mi? Koşulların zorlaması mı? C. D. Rollerimi hep kendim seçtim. En azından "Ceherbourg Şemsiyeleri" filminden başlayarak. Biraz da rastlantılar buna beni itti. Jacques Demy ile çevirdiğim film sayesinde kazandığım başarı. bana rollerimi seçme olanağının kapısını açtı. Her yaptığımı savunuyorum, yanlışlarımı da başarısızlıklarımı da. Tabii bu meslekte önerilerle sınırlısınız. O oyuncuyla dış gorüntüsu arasında hemen bir ilişki doğar. "Cherbourg Şemsiyeleri"nden sonra romantik genç kız oldum, "Gündüz Güzeli''nden sonra ise tehlikeli yönleriyle bir burjuva, "Şatodaki Yasam"dan sonra fantezi merakiısı bir komedyen oldum. Senaristler ve prodüktörler bunlardan belirli bir kişilik imajı edinirler. Bu imaja dayanarak "İşte bize gerekli olan o ! " derler. Bunlar beni rahatsız etmez, ancak pek de ilgilendirmez. Bana yollanan bütün senaryoları okurum. Özgün saymadığım senaryoları reddederim. Mükemmel olan beni her zaman ilgilendirmez. Bana gerekli olan derin bir istek, kişisel bir ilgi. 20 yaşında "yıldız" oldum. Aradan 20 yıl geçti. Bu dönem biraz istisna sayılmalı. Özellikle Fransa'da büyük başarı kazanmak, unlü olmak, şu ya da bu öneriye hayır diyebümek için belirli bir yaşı beklemek gerekiyordu. Bugün film yapan genç kızlann sayısı gitgide artıyor. oÖ'lı yılların başında romantik kişiliğinizin Brigitte Bardot karşıtı olarak yorumlandığını, halkın sizde böyle bir yan istanbul Tabip Odası 'nda kesinleşen Başkan adayı şimdiki Başkan Prof. Dr. Üstün Korugan, 1. Bölge Eczacı Odası Genel Kurulu 'nda da Çağdaş Eczacılar grubuyla, Eczacılar Birliği yanlısı grup çekişecek. İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası ve 1. Bölge Eczacı Odası Genel Kurulları cumartesipazar günleri yapılacak. İstanbul Tabip Odası'nda başkan adayı olarak şu andaki Başkan Prof. Dr. Üstün Korugan'ın adı kesinleşirken, muhalefet adayı ya da adayları henüz belli olmadı. 1. Bölge Eczacı Odası Genel Kurulu'nda da Çağdaş Eczacılar Grubu'yla, Eczacılar Birliği yanlısı grubun çekişecekleri belirlendi. Çağdaş Eczacılar Grubu başkan adayı olarak şu andaki Oda Genel Sekreteri Rıfat Güney, yonetim kurulu adayları olarak da Mehmet Domaç, Osman Özçelik, Ayla Kuduoğlu, Sait Yücel, Levent Höcek. Semih Güngör adları kesinlik kazanırken, muhalefet grubu listesi henuz ortaya çıkmadı. 1. Bölge Eczacı Odası Genel Sekreteri ve başkan adayı Rıfat Güney, eczacılık mesleğine ve sorunlarına ilişkin sorularımızı yanıtlarken, devletin eczacıya iş güvenliği, sosyal guvenlik ve ekonomik guvenlik sağlayıcı önlemleri vakit geçirmeden almasını isıedi ve "Bu saglanmalıdır ki, bu hizmet daha düzenli, daha doğru ve daha bilimsel ölçütlere uygun hale getilirsin" dedi. Halkın sağlıklı vaşamıyla ilgili son derece önemîi kamu sağlık hizmeti gören eczacının bir takım güvencelere gereksinimi oiduğunu belirten Kifal Güney ş'öyle konuştu: "Bu güvenceler iş güvenliğidir, sosyal güvenliktir ve ekonomik güvenliktir. Sözgelimi bir eczacı, özellikle büyük kentlerde bir dükkân kiralayıp içine girdiği zaman, bu dükkânda kaç sene bannabileceğini bilmiyor. Bir kamu sağlık ünitesi olarak. birimi olarak kabul edilirse bir serbest eczane. böylesine güvensiz bir ortam. hem o eczacı için. hem de o hizmeti alan insanlar için son derece sağlıksız bir durum. Kim saglamalıdır bu güvenceyi? Kuşkusuz devlet sağla Tabip ve Eczacı Odaları Genel Kurulları hafta sonu malıdır. Devlet eczacıya iş guvenliği, sosyal guvenlik ve ekonomik guvenlik sağlayıcı önlemleri almalıdır. Eğer devlet bu hizmelin vazgeçilmez bir hizmet oiduğunu. bir kamu sağlık hizmeti oiduğunu kabul ediyorsa." İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nejal Yazıcıoğlu ise bir gazetede yayınlanan haberdeki "hekimlerin meseleleriyle uğraşılmadığı, siyaset yapıldığı" suçlarına karşın şunları söyledi: "Bütün meslekler içinde en fazla toplumsal olanı hekimlik mesleğidir. Hekimlik. bireyin ve toplumun bedensel ve ruhsal >apısını incelerken, bunları bozan etkenler üzerinde de düşunmek zorunda kalmaktadırlar. Ekonomik gelir düzeyi, konut, çevre, kültür, beslenme gibi sağiığı doğrudan etkileyen olgulann te melinde gelir dağılımı ve toplumsal sağlık politikalarının yattığını her hekim anlar. Dolayısıyla bizim alanımız, toplumsal ve ekonomik gerçeklerin üstüste çakıştıgı, bireyin ve toplumun sağlığını alabildiğine etkilediği bir anlamdır. Bu saydığımız etkenleri dikkate almadan, bireysel ve toplumsal alanda başarılı ve sağlık modeli oluşturmak olanaksız•'"'•Öyle sanıyoruz ki, geçmiş dönemlerde hekim odaları politika yapıyor. mesleki sorunlarla uğraşmıyor, tarzındaki söylenti bu yanılgıdan kaynaklanmaktadır. L lusal sağlık sorunlannın çözümü için odamızın ürettiği bilgilerden bu önyargı nedeniyle yararlanılamamış olması, toplumumuzun kaybı olmuştur. Elbetteki hekimler de bu yurdun aydınlandır. Yurdumuzu ve toplumumuzu Ugilendiren bütün sorunlar üzerinde kafa yormuşlardır ve yoracaklardır. Tabip Odası olarak özgül politika merkezleri durumuna düştüğümüzü kanıtlayacak hiçbir veri yoklur. Kaldı ki. toplumsal sağlık sorunlarının çözümünde hekimlerden ve meslek odasından once söz soylemesi gerekli hiçbir kişi ve kuruluşun bulunmadığı ınancındayız." MÜKEMMEL BENİ HER ZAMAN İLGİLENDİRMEZ "Bana yollanan bütün senaryoları okurum. Özgün saymadığım senaryoları reddederim. Mükemmel olan beni her zaman ilgilendirmez" divor Deneuve. aradığını düşünüyor musunuz? C. D. Bilmiyorum. Sanmıyorum. O dönemde kafamda iyi belirlenmiş hiçbir şey yoktu. Düş kuruyordum sürekli ve bu düşler beni dış dunyadan uzaklaştırıyordu. "Cherbourg Şemsiyeleri"nden once çok çekingendim. Neler döndüğünün farkında değildim. Jacques Demy bana bunu farkettiren ilk kişi oldu. Roman Polanski de çok yardımcı oldu. Doğru, Polanski'nin sizde farklı olanı bulması iki yıl sonra "Gündüz Güzeli"ndeki kişiliğe itmedi mi? C. D. Luis Bunuel'le çalışmak istememiş olan bir kadın ya da erkek oyuncu tanıyor musunuz? Bunuel, senaryosu okunmadan evet denilen yönetmenlerdendi. Oysa, gariptir, "Günduz Güzeli"nde onunla ilişkilerimizi sürdürmemiz kolay olmadı. Bunuel içime kapanıklığımdan hiç hoşlanmıyordu. Beni yönetti. ben de robot gibi isteklerine uydum. Buna karşılık Tristana benim için önemli anılarla dolu bir film oldu. Çekim çok iyi geçti. Bunuel İspanya'ya geri dönmüştü. Filmin kahramanının kişiliği, davranışları, tepkileri çok hoşuma gidiyordu. Sinemanın ro Devlet parasız yntılı okulu ve fetı liselerine başvurıılar bu akşatn sona eri\t>r ANKARA, (ÂISKA) Fen liseleri ile yuksekokul sonu 6 yıllık devlet parasız yatılı okullarına giriş sınavları için başvurular bu akşam sona eriyor. Fen liselerine giriş için kayıt yaptıran öğrenciler 4 nisan 1984 tarihinde birinci, 15 haziran tarihinde ise ikinci basamak sınavına girecekler. Devlet parasız yatılı ortaokullarına başvuruda bulunan öğrenciler ise 4 nisanda birinci. 27 haziranda ikinci basamak sınavına alınacaklar. Öte yandan, Anadolu liseleri ile Turk ve vabancı ozel okulların giriş sınavları için başvurular ise 20 ocakta sona erecek. Bu okullara pirmek için başvuruda bulunanlar, 23 martta birinci, 27 haziranda ikinci basamak sınavına alınacaklar. Başvuruları 26 ocakta sona erecek olan ortaokul sonu devlet parasız yatılı okullarının Miıavlan ise 11 mayısta yapılacak. Boğaziçi Universitesi'nde çalışan 400'e ynkın işçi toptan istifa ediyor Yuksek Öğretim Yasası gereğince memur statüsüne geçirilen işçiler, bu takdirde bütün sosyal haklarım kaybedeceklerini söylediler. Boğaziçi Üniversitesi yetkilileri ise memur olmak isteyen işçilerin ay sonuna dek istifa ederek kıdem tazminatlarını alabileceklerini belirttiler. İSTANBUL, (THA) Boğa ziçi Üniversitesi'nde çalışan ve Yuksek Öğretim Yasası uyarınca memur statüsune geçirilen 400'e yakın işçi toptan istifa ediyorlar. Edinilen bilgiye gore, Boğaziçi Üniversitesi'nde çalışan 400'e yakın işçiye 31 ocağa kadar memur statusüne geçmemeleri için sure tanındı. Memur statüsune geçtiklerı lakdirde kazanılmış butun sosval haklarını kaybedeceklerini belirten işçiler şunları sovlediler: "Biz Boğaziçi İ)niversitesi"nde 5 ile 25 yıl arası çalışan 400 civannda işçiyiz. Robert Kolej'den bu yana işçi olarak çalıştık. Bu arada diğer iş kollarında çalışan işçi arkadaşlar gibi biz de bir lükım sosyal haklar kazandık. Fakat universite yonetimi bunca yıl uğraş vererek kazandığımız bu haklardan vazgeçmemizi istiyor. Bir kısım arkadaşlanmızın emekliliğine 45 ay var. Biz memurluğu kabullendiğimiz an hem kıdem tazminatlarımızdan olacağız, hem de emeklilik sürelerimiz uzayacak. Bu durumda bizim için yapılacak tek şey islifa etmektir. Halen 238 arkadaşımız universite idaresine istifa dilekçelerini vermiş durumda. Ay sonuna doğru bu raksr 400'ü bulur." İşçiler ayrıca, toptan istifaları durumunda universitede işlerin felce uğrayacağını, üniversitenin memur olarak çalıştırmak üzere yeni personel almak istemesine karşın bugune kadar hiç kimsenin başvuruda bulunmadığını bildirdiler. Ote yandan Boğaziçi Üniversitesi yetkilileri, uygulamanın Yuksek Öğretim Kanunu'nun geçici 6. maddesine göre yapıldığını ve bu durumda memur olmak istemeyen işçilerin 1 ocak 1984 tarihinden itibaren 30 gun içinde istifa ederek kıdem tazminatlarını alabileceklerini belirttiler. Evren: lîasıııa büyük görevler düşüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosul Cumhurbaşkanı Kenan Evren demokratik parlamenter sisteme geçilen bugünlerde bütün kuruluşlara olduğu gibi, özellikle basına büyuk görevler duşdüğünü belirtti ve "Hep beraber çaba sarfedersek bu rejimi yaşatabiliriz. Aksi taktirde rejimi sallantıya terkedebiliriz" dedi. Cumhurbaşkanı Evren, dün Ankara Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti. Evren, burada yaptığı konuşmada şunları sövledi: "Kışkırtıcı değil, uzlaştıncı bir tutum içinde bulunursa basınımız o görevini daha kolaylıkla yerine getirebilir. İnsanları kışkırtmak kolaydır, mühim olan yatıştırmaktır. Bilhassa partilerimiz arasındaki ufak tel'ek bazı fikir ayrılıklarını bahane ederek, bundan istifade ederek, onları birbirlerine karşı kışkırtmayı değil, bilakis bunlar için daha uzlaştıncı ortam sağlamak görev olmalıdır. Eğer bunu başarabilirsek, işte en buyük yaşatma görevitnizi yerine getirmiş olurıı/. İyi bir yolda olduğumuz zar nediyorum.İnşallah bu yolıı saplırmayız. Sap tırmazsak o takdiiüe yolumu,da emin adımlar atabiliriz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear