26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 EYLÜL 1983 CUMHURİYET SORDU KERÎMAĞA HAN Y4NITLADI KERİM AĞA HAN 13 aralık I936'da Cenevre'de doğdu. Kerim Ağa Han çocukluğunu Kenya'da geçirdikten sonra, hviçre'de Rosey Okulunu bitirdi. Harward Üniversitesi'nde ISMAtLİLER Genelde hmaililer olarak adlandırüan, Şii tmami İsmaili Müslumanlan, hlamtn iki btiyük mezhebinden biri olan Şii mezhebine bağlıdır. hmaililer, başta Hindistan, Pakistan, İran, Afganistan, Suriye, Doğu Afrika, Britanya Krallığı, Kuzey Amerika ile Çin'in bazı bölgeleri ve Sovyetler Birliği olmak üzere 25 ülkeye dağılmışlardır. hmaililer de, diğer Muslümanlar gibi, hlamın temeli olan "Allah'tan başka Allah yoktur ve Hazreti tslam Bilimleri okuyan Kerim Ağa Han, 1957 yılında, dedesi Sir Sultan Muhammed Şah Ağa Han'ın vasiyelı gereği hmaililer tmamı oldu. 1969 yılında Begüm Han ile evlenen ve şu anda üç çocuk Muhammed O'nun Resulüdür" inancma bağlıdırlar. Hz. Muhammed'in son peygamber olduğuna ve Allah'ın insanoğluna son nıesajı olan Kuranı Kerîm'in de O'nun vasıtasıyla insanlara bildirildiği/ıe inanırlar. Diğer Şii Müslumanlan gibi, hmaililer de Hz. Muhammed'in ölumünden sonra, damadı ve amcazadesi Hz. Ali'nin O'nun yerini alarak Müslüman toplumun ilk tmamı olduğuna ve bu önderliğin daha sonra Hz. Ali ve karısı Hz. Fatma ile soydan sahibi olan Kerim Ağa Han hmaililer yararına kurulan, ama tüm Müslümanlara açık olan hastane. okul, üniversite vb. gibi birçok hayır kurumu ve araştırma kuruluşunun öncüsii olmustur. geçme yoluyla günümüze kadar uzandığına inanırlar Şii doktrin ve geleneklerine göre, îmam'ın yerine geçme hakkı nas yoluyla olmaktadır ve halef tayin etmekte kesin yetki İmam'mdır. Altes Prens Kerim Ağa Han doğrudan doğruya Hz. Muhammed, Hz. Ali ve karısı Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatma'mn soyundan gelerek, hmaililerin 49. tmamı olmustur. tmam olarak, toplumun sadece manevi refahı ile değil, aynı zamanda maddi refahı ile de ilgilenmektedir. di ve ödülun amacı işte tüm bu yaratıcı güçleri harekete geçirmekti. SİRMEN Sanıyonım ki, Mimari Ödülü'niin yani sıra, ondan ayrı olarak aynı alanda başka girişimleriniz de var. Müslüman mimarisi ile ilgili olarak Harvard ve M.t.T. (Massachussets İnstilul Of Technology) de araştırma kuruluşlannız da var. Yalnız burada şöyle bir sorunla karşılaşıyoruz: İslam mimarisi derken şoven ya da insanlığı ayırıcı bir tutum olmuyor mu sanal alanında? Bu soruyu belki de yanlış olarak size çok sormuş olduklannı sandığım için gündeme getiriyorum. AĞA HAN Böyle bir tehlikenin var olduğunu sanmıyorum. Bu tehlike söz konusu değil. Islam dünyasının muazzam çeşitliliğini düşününuz. İşte, bizim moral çerçevemiz içinde ve bu çeşiktlilik ortamında düşünce ve yaratma özgürlüğünü ve gücünü harekete geçirmek ve bu gücün bu çeşitlilik içinde 900 milyonluk bu topluluk için bir güven ve iyimserlik yaratabilmesi önemlidir. ÇUnkü çeşitlilik içindeki bu yaratıcı güç olağanüstü bir güçtür. StRMEN Burada çok önemli bir konuya geldik. Politik açıdan söz etmiyonım. Dünyamızın vardığı ekonomik ve leknolojik aşama, acaba çeşitliliğe mi, tek seslilige mi yöneliyor? AĞA HAN Biliyorsunuz, dünya daha küçüldü diyorlar. Bu doğrudur. Bugün kurduğumuz ilişkileri 100 yıl önce düşünemezdik. Artık herkes birbiriyle daha kolay karşılaşabiliyor. Ben bu durumun dünyamızı daha monoton hale getirdigine inanmıyorum. İnsan yaratıcıdır. tnsanın daha çok kişiyle karşılaşması onun yaratıcılığını öldüren bir etken olamaz, tam tersine. Benim asıl üzerinde durmak isıediğim, etkinlik sorunudur. Üçüncü dünyanın insanı hangi alanda olursa olsun başarılı olmak ve yaşam düzeyini yükseltip geliştirmek istiyorsa etkinliğini geliştirmek zorundadır. Bu, gelişmenin sine qua non (onsuz olmazı)'dır. SİRMEN 1978'de, bir seminer merkezi olarak İstanbul'u seçmiştiniz. Şimdi de, Ağa Han Mimarlık Ödiilleri'nin ikincisinin dağıtım lorenini İstanbul'da yapıyorsunuz neden? AĞA HAN Herşeyden önce ödül dağıtım töreninin burada yapılmasını isteyen ve beni çok duygulandıran Türk HBkümetinin çağrısına cevap vermek için Istanbul'u seçtim. Ayrıca, Ağa Han Mimarlık Ödülleri'nin düşüncesine uygun bir seçimdir bu. Çünkü Istanbul İslam tarihinin en güzel örnekleriyle dolu bir kenttir. Bunlara ek olarak ödül töreni için harcanan paranın bir bölümünün müstesna değeri olan yerlerin onarımına fırsat vermesi düşünfirmüştür, Topkapı Sarayı gibi. Bir de, bu vesileyle, böyle bir olay olmamış olsaydı, bu müstesna şehri göremeyecek olan birçok kişinin çok uygun koşullar içinde bu zenginlikleri görmesi amaçlanmıştır. Bu sorunuza cevap verirken, biraz da bu yılki ödül töreninin esprisini açıklama olanağını buldum. SİRMEN Siz Türkiye'yi ve İstanbul'u iyi biliyorsunuz. Birçok kez ülkemize geldiniz. Bizde bir söz vardır, "Dost acı söyler" derier. Bu söziı hep aklımızda tularak dosllanmızın eleştirilerine açık olmaya çalışınz. İçlenlikle söylemenizi rica ediyonım. Türkiye'de özellikle İstanbul'da son 2030 vıldır yapılanların, iyi olduğunu ve yukanda ileri sürdüğünüz gönışlerie bagdaştığını samyor musunuz? Kerim Aga Han: Çeşitlilik, kiiltürii zenginleşliren bir ögedir. Mimari çevre bütün Islam dünyusının ortak sorunu ALİ StRMEN Altes, sizin faaliyetlerinizden öncüsii olduğunuz kuruluş ve girişimlerden gazeteler, bu arada bizim basınırnız da, şimdiye kadar yeterince yapmamış da olsa. Mimari Ödülii dolayısıyla geniş bir şekilde söz edecekler. Müsaadeederseniz ben bugiin, sizin girişimlerinizin amaçlan üzerinde bir söyleşi yapmak istiyonım. Isterseniz, bunlann şu anda en güncel olanından, Mimari Ödıilii'nden söz edelim. Neden bir Mimari Ödülii gerçekleştirmek gereğini duydunuz? KERİM AĞA HAN Biliyorsunuz ki, 1957'de, büyükbabamın görevi, yani tsmaililerin İmamlığı bana geçti. Bu görevim, bana İsmaili topluluğunun ekonomik, sosyal, kültürel gelişmesini izlemek ve geliştirmek işlevini yukledi. Tabii bu arada, İsmaili topluluğunun yaşadığı ülkeJerin, Üçüncii Dünya ülkelerinin ve Islam dünyasının gelişmesini de izlemek durumunda kaldım. Ve o noktadan başlayarak birçok ülkede, çok çeşitli türde binalar yaptırmak zorunda kaldım. Bunlar arasında, okullar, hastaneler vb. şeyler var. Bu çalışmalanm sırasında kendi kendime şu soruyu sormak zorunlu. fiunu duydum: "Acaba, bu yaptıgun binalar, kültiir, gelenek ve ve [ Islam ruhu açısından doğnı bir şekilde işlevlerini yerine getirebili! yorlar mıydı? Yoksa onlar. bizim buyük gelenegimizden gelen kavramlann iirünii olmayıp, gelişmiş ülkelerin kavramlanndan mı yola çıkıyorlardı?" Çiinkü o gelişmiş ülkelerin estetik anlayışları, gö| rüşleri gelişmişlikleri dolayısıyla tartışmasız kabul edilmek yerine [daha da derinden irdelenmeyi gerektirebilirdi. Böylece, kişisel bir I deneyden yola çıkarak bu soruyu kendi kendime sormak zorunda kaldım. Bu noktada, Müslüman olan ve olmayan uzmanları topladım ve durumu onlara anlattım. Onlar da, benimle aynı görüşü paylaştıklarını ve bu soruyu ortaya atıp incelemek gerektiğini söylediler. O zaman da şu soruyla karşılaştım: Acaba insanları, şimdiye kadar yapılmış olanlardan daha değişiğini daha geniş görüşlüsünu yapmaya tesvik etmek için ne gerekir? Teşvik metodlarından biri de, işte bu Mimari ödülüdür. StRMEN Size, daha önce 1978 yılında ülkemize geldiğinizde likle gerçekleştirmek gerekir ki, bunun yapıldıği kanısındayım. Bu sonuca varabilmek için seminerler, yerinde görmeyi sağlayan geziler, karşılıkh sürekli ilişkiler gerçekleştirilmiştir. Yani hazırlık, geniş bir zaman dilimi içinde büyük çapta bir dıişunce çabası ve ihtiyatla gerçekleştirilmiştir. Bir başka önemli husus da, yargının seçmekte özgür olan bir jüriye bırakılmış olmasıdır. Belirtmek isterim ki, jürinin oluşmasında da, aynı titizlik ve ihtiyat gosterilmiştir. Şimdiye kadar iki ödül seçımi olmustur. Bu her iki seçimde de jüri yalnızca seçiminde özgür olmakla kalmamış, aynı zamanda hemen herkesi şaşırtan kararlar almıştır. Sanınm ki, bir jürinin özelliklerinden biri de zaman zaman herkesi şaşırtan kararlar almasıdır. Ama bu niteliği, uzun sürede seçilmiş olan ve kendi seçimini de yapmak için uzun süre çaiışmış ve titizlik göstermiş olan bir jürinin çalışması, suçlanmasını gerektiren bir neden olmamalıdır. SİRMEN Siz bu Mimari Ödiiliinü koyarken, tslam gelenegini, kiiltiiriinü, esletigini, biçimini koruyarak onu çağdaş teknolojiyle birieştirmek amacını mı güdiıyordunuz? AĞA HAN Evet,... ama biraz daha da öteye gidiyordum. Belki de, yepyeni bir düşünceyi harekete geçirmeye çalışıyordum. Yalnızca geçmişin değerlerini korumak değildi amacım. Mümkün olduğu kadar çok kişinin yaratıcı düşüncesini harekete geçirmek istiyordum. Gelecekte, mimari çevremizin ne olması gerektiğini yaratıcı bir biçimde düşünmelerini amaçlıyordum. tnsanın yaratıcılığının ardındaki motifleri ortaya çıkarmak güçtür. Bu insandan insana, ülkede n ülkeye değişir. Ama tüm bunlann toplamı benim için önemliy Zengin* eski bir kiiltürii, geleneği olan Islam dünyusı, gelişmiş ülkelerin estetik anlayışmı tarttşmadan^ irdelemeden kabul etmemelidir. de sonılmuş olan bir soruyu yeniden sormama musaade edin. Mimari Ödülii bir teşvik unsuru. Ama aynı zamanda, bir seçimi de zorunlu kılıyor ve >apılan seçim bazı kişileri teşvik ederken, bazılannı da küstürmüyor mu? AĞA HAN Biliyorsunuz ki, insan yargısı her zaman tartışılabilir ve her zaman yanılgılar da olabilir. Ama hangi alanda olursa olsun bir yargıya varmamak da olanaksızdır. Önemli olan bu yargıyı uzun bir düşünce, inceleme, irdeleme döneminden sonra kesin sporsaıi Bu sayıda: LABORATLVAR CİHAZLARI İLE BİYOKİN!\A LABOFUTUvARlNIZI KOMPLE BİZ KLRALIM. BİZ DEKORE EDELİM. SPEKTROFOTOMETRE MIKROSKOP STERİLİZMOR ETUV SANTRİFUJ TUPKARIŞTIRICI SU BANYOSU PH METRE HEMATOKRİT SANTRİFtJJ TERAZİ SU DİSTİLE ÖZEL LABORATLV ARLARA l'YGUN FİYATLA VADELİ ELEKTROFOREZ ALEV FOTOMETRESİ f i ERİTROSİT LOKOSİTOTOMATİK SAYIM SİST»1LER«L ARTIK CİHAZLARINIZI LABORATUVAR j ' MASAL4?! DAHİL TESLİM EDİYORUZ. Batı Dünynsı ile Üçüncü Dünyn arasında büyük bir anlayışsızlık uçurumu vardır. Bunu diyulog köprüleriyle aşmayn çalışmamız gerek. AĞA HAN Türkiye mimaride her zaman seçkin bir yere sahip olmustur. Aynı zamanda Türkiye, Hıristiyan Batı ile Müslüman Doğu arasında tarih boyunca bir köprü, bir geçiş noktası olmuş, her iki kültürün de mirasçısı olma durumunda kalmıştır. Türkiye bu iki kültürun sentezini yapmaya çalışmıştır. Bu son derece güç bir iştir. Ama kişisel kanımca Türkiye bu sentezi, çok akıllıca becerebilmiştir. Yalnız şu noktayı belirtmek isterim, Türkiye için geçerli olan bu sentez illa başka İslam ülkeleri için de geçerli demek değildir. Bunlann bir bölümünün, koşullan Türkiye'ninkinden çok değişiktir. Burada yeniden İslam dünyasındaki çeşitlilik sorununa geliyoruz. Ama demin sorduğunuz soruyla ilgili olarak, bütün İslam dünyasının, çok çaba isteyen ortak bir sorunu var. O da mimari çevre sorunudur. Bu soruna öncelik vermek ve çözümü için entelektüel ve idari koşullan geliştirmek gerekir ki, gelişirken geleneksel kültürel değerleri de koruyacak bir yönlendirme sağlanabilsin. Sorun buradadır. Sorun diyorum, çünkü bir anlamda elde olan değerleri koruyacak bir yönlendirme yapalım derken, ekonomik gelişmeyi kösteleyecek yanlışlara düşmek de olasıdır. Bu tüm İslam dünyasında var olan bir sorundur. ESOFMANLARI Tel: 527 51 73 İST. İLÂN Amerika'da skandal... Dünyada endişe... • Türkiye'ye satılacak uçaklar için Amerikalı bakanlar birbirine düştü... • En zor bilmece: Maaş yetecek mi? • Parti başkanları nasıl geçiniyor? • Oğuz Aral anlatti: Cırgır 12 yasında Haberlerin ardındaki gerçek... Haftalık Haber Dergisi Yaşadıfrmız günlerl L. anlamak için Nokta okuyunl... 1. hamur. ofsct baskı, ku$e kapak 68 sayfa noKta ÇIKÎII.. SİNCLAİRZX SPECTRUM 16 K PERSONAL COMPUTER Tlf: 356 90 62 KULLANILMAMIŞ PETROLİŞ TÜRKtYE PETROL, KtMYA, LASTİK İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANLlGl'NDAN 2821 sayılı Kanunun geçıci 1. maddesi gereğince, Sendikamızın olağanüstü Genel Kurulu 1.9.1983 gilnü saat 10.00'da, Istanbul Cağaloğlu Türkocağı Caddesi. İsıanbul Gazetecıler Cemiyetı Konferans Salonu'nda aktedilmişttr. Genel Kurulumuzda Sendikamızın Anatüzıiğu 2821 sayılı Yasa'ya uygun olarak \ e 134 asıl ve 1 geçici maddeden ibaret olarak oybirliği ile kabul edilerek yürurlüğe konulmuştur. Sendikamızın Türkiye Petrol, Kimya, Azot ve Atom Işçileri Sendikası olan adı, 2882 sayılı Kanunla değişik 2821 sayılı Kanunun 60. maddesinin 3. sırasında yer alan işkolu duzenlemesine uygun olarak (TÜRKİYE PETROL, KİMYA, LASTİK İŞÇİLERİ SENDİKASI) olarak değiştirilmiştir. Sendikamızın kısa adı PETROLİŞ olarak aynen bırakılmıştır. Durum üyeierimize ve ilgililere ilânen duyurulur. PETROLİŞ SENDİKASI YÖNETİM KURULU • 1976'yıhKuleliAskeriLisesi çıkışlı dipiomamı kaybettim. Hükümsüzdür. HA YRETTÎN SOYUPAK ııiivr SANAYI MALZEMELERI IMALAT VE TIC. A S Kumrular Sok 26 Yenıselm Tel 29 92 97 30 22 08 inonu Cad No 72 Taksım Tel 43 22 70 ( uc hat) Sahibinden hasarlı AUDİ 80 GLS 1981 model Tel.: 520 78 51 Dostlar Büro Malzemeleri Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi • Elektronik ve mekanik yazı hesap makineleri satış • Elektronik ve mekanik yazı hesap makineleri tamiri • Yazar kasalar satış ve tamiri ADRES: Kemankaş Cad. No: 71 KARAKÖY (Denizcilik Bankası Genel Mudürluğu Meydanı Citizen mağazası) Tel.: 144 79 82 145 51 08 GAYRIMENKULÜN AÇIKARTIRMA İLÂNI ÇORLU İCRA MEMURLUĞU'NDAN DOSYA NO: 983/70T. Satılmasına karar verilen gayrımenkulün cinsi, kıymeti. adedi. evsafı: TAPUNUN: Çorlu Muhittin Mah. Kütük 49, Pafta 34, Ada 19, Parsel 42'de 1024 m". Arslan mevkiinde cinsi arsa olarak kayıtlt, M: 172/4000 hisse malikleri Hamit ER ve Sebahat ER lehine A Blok 4. Kal 8 No.lu dairede kat irtifakı vardır kaydı mevcuttur. HAL1HAZIR DURUMU: 100 m : . kullanım alanlı, giriş solda WC, yanında küvetli, duşlu, klozetli ve şofbenli banyo, yanında yatak odası, (2) koridor sonunda 1 yatak odası daha, sağ girişte mutfak, \anında (L) tipinde bır salon, banyo mutfak tuvalet zemin kalebodur. Duvarlara kadar kalebodur seramik, koridor salon ve odalar marley, duvarlan Avrupa kağıt kaplı. 3 adet balkonu ve kalonferli olduğu belirlenmiştir. İMAR DURUMU: A Blokun 5 kat, mevcut nizam, meskun bölge ifraz yapılabileceği, çekme kat yapılamıyacağı, merdiven genişliği 1,20 olarak bildirilmiştir. Tamamına 4.000.000. TL. Satış sartlan: Ücret takdir edilmis olup, satılacak olan borçluya ait 86/4000 hissenin kıymeti 2.000.000. TL. dır. 1 Satış 11/10/1983 Salı günü Saat 09.30'dan 09.45'e kadar Belediye Nikah Salonu'nda açık artırma suretiyle satılacaktır. Tahmin edilen kıymetin % 75'ini ve niçhaniı alacakları \arsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflanru geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdu baki kalmak şartiyle 21/10/1983 Cuma gunü aynı yerde aynı saatte ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da riiçhanlı alacaklıların alacağını ve satış masraflarmı geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmava iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 10'u nisbetınde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermelerı lâzımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 20 günu geçmemek uzere mehil verilebilir. Dellâliye resmî ihale pulu, tapu harç ve masraflan ahcıya aittir. Birikmiş vergiler salış bedelinden ödenır. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul uzyindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gun içinde dairemize bildirmelerı lâzımdır: aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan harıç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen muhlet içinde ödenmezse lcra ve Iflâs Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. Iki ihale arasındaki farktan ve r o 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hukme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi içın dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir orneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve munderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkacak bilgi almak istiyenlerin 983 /70T. sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmaları ilân olunur. (Ic. If. K. 126) ( + ) İlgililer tâbirine irtifka hakkı sahipleri de dahildir. 19/8/1983 Basın 9425 Mimaride her zaman ö'ncü bir rol oynamış olan Türkiye, iki dünynnın mirasçısıdır ve iki kültürün çok güç olan sentezini kanımca çok akıllı bir şekilde gerçekleştirmiştir. SİRMEN Siz yalnızca mimari sortınlaria değil, İsmaililerin İmamı olarak ekonomik konularla da ilgilisiniz. Aynı zamanda, İslam dünyasının tanınması ve tanıtılması gibi sorunlara da eğiliyorsunuz kaçınılmaz olarak. Bu alanda da, ilginç konuşmalannız var. Bunlardan birinde, sanınm Kanada konuşmanızda ıslam dünyası ve haCta tüm üçüncii dünya, yani hepimiz için önemli olan bir sorundan söz ediyordunuz. Batı dünyasının kendi dışındaki alemi az ve yanlış tanıdığını sö>lüyordunuz. Gerçekıen. Batının dtinyaya bakışında hep "Batı merkezci" diyebilecegimiz bir tutum ağır basıyor. Bu sakıncayı giderebilmek için neler yapılabilir? AĞA HAN Sanıyorum ki, gerçekten Batı ile Müslüman dünyası ve Üçüncü Dünya arasında bir 'anlayışsızlık uçurumu" var. Bu gerek Batılılara gerek bize, geçmişten kalan bir miras. Bu uçurumu, anlayışın ve diyalogun köprüleriyle donatıp aşabilmek için herşeyden dnce, onun varlık nedenlerini iyi irdelememiz ve anlamamız gerek. Batının bizim nasıl düşündüğümüzü, ekonomik, kültürel faaliyetlerimizin içeriği ve sınırlannı, davranışlarımızın tarihi ve sosyal nedenlerini anlayabilmesini sağlayacak olanaklan yaratmalıyız. Burada tabii media'ya (iletişim araçlanna) büyük bir rol düşmektedir. İletişim araçlarınm böyle bir rolü artan ölçüde yüklenmemeleri halinde, Batı dünyasının yöneticileri, yani karar mekanizmasındaki kişileri değil, ama kamuoyu bizi yeterince tanımayacaklır. SİRMEN Sizin bir yayın organı kunıp geliştirmenizin nedenlerinden birinin de bu olduğunu söyleyebilir miyiz? AĞA HAN Evet doğrudur. Ben ulusai aianda bu olayın gerçekleşmesine katkıda bulunmak için bir gazete kurdum. Bugün de, ekonomik sosyal kültürel anlamda, gazetelerin radyoların televizyonların bu amaca hizmet edecekleri kanısındayım. Ama bu kendiİiğinden oluşabilecek bir olay değil. Mutlaka ardında isteğin, iradenin de bulunması gerekiyor. SİRMEN Burada bizim de, yani tüm Üçüncü Dünyanın, tüm İslam dünyasının bir sorunu var. Birimizde herhangi bir olay, bir gelişme olduğu zaman, biz bunlan kendi gözümüzle görmek, kendi kulagımızla duymak, çeşitlilik arzeden. ama bir yandan da bir bütünlugü, hiç değilse ortak yani olan dilimizle anlamak yerine, başkalan aracılığıyla algılayıp anlamak durumunda kalıyonız. Türkiye'nin İran'da, Irak'ta, Hindistan'da olanları AP ya da başka büyük yabancı ajanslar aracılığıyla öğrenmesi gibi. Bu alanda ne yapılabilir? AĞA HAN Daha önce söylediğimi burada da yinelemek iste rim. Önemli olan etkinliktir. Olaya pratik alanda etkinlik açısmdan baktığımızda, çeşitli çözümler önerebiliriz. Enternasyonal yabancı ajanslar, yabancı muhabkler, gazeteciler kullanıyorlar. Bunlann inceledikJeri, gözledikleri, olaylarını yansıttıklan ülkeleri iyi tanımaJan birinci koşul. îkinci olarak, gazetelerin ya da gazete gruplarının ya da radyo ve televizyonlann muhabir kullanmalan düşünülebilir. Bunlann o ülkenin yerlilerinden olması da çok yararlı olur. Üçüncü olarak biz Kenya'da yeni bir yol deniyoruz. Bu, kardeş kentler olayında olduğu gibi, gazeteler ya da basın gruplan arasında öncelikli ya da ayrıcalıklı dostluk ilişkilerini geliştirmektir. Bu şekilde her düzeyde geliştirilecek ilişkiler, karşıhklı değişimi ve gazetecilik, ekonomik, yönetim, kültürel bilgi birikimi açısından birbirimizi daha (Arkasıll. Sayfada) • Dersaneye kimya öğretmeni aranıyor. 352 25 37 HAFTANIN SAGLIK REHBERI Jinekolog Operatör AJANSMİK 144 07 70 Operatör Doktor .. BEYZADE OZKAHRAMAN Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı 917 ŞÜKRAN EYÜPOĞLU Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor CANAN ERENGÜL Hemoroıd. Fıssur. Fistül, Rektoskopı kcfgun 1819 a n » Dr. Yaşar Nalçacı DİŞHEKİMİ Muayene saatlerı 14.30 19 0 0 Bağdat Cad. 367/4 ŞAŞKINBAKKAL Salıhpaşa Cad. no 3 Tel 521 27 30 Unkapanı Moda Cad Erengul apt 180/1 Tel 338 99 39 KADIKOY Tel:356 53 75 Hidroklimatoloji (ROMATİZMAL HASTALIKLAR) ve Dahiliye Mutehassısı DOKTOR Jinekolog Operatör İNCİ GÜRAL Altıyol Kuşdilı Cad. Şen Apt No 33 Kal 1 (Sevımh Işhanı karşısı) KADIKOY Tel 337 07 21 Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Şişli Sarmnyolu Sok No 58 Kat 6 (Asjflsörlü) da ki rmi muyeaelınesıııde luslalarM tatulc ŞENAY (CANATAR) FERLENGEZ Hertu. 1619 ma OZEL OMUR DISPANSERİ TEŞHİSVETEDAVİ KLİNİKLERİ Butun Bfanslann Mutehassıs Dukk)ilan ile Rontgeıı ve I ,'b<naluai ınevSöğütlüçeşme Cad. 176/1 tEL: 3382685 KADIKOY Tel 140 41 33 Dr. MASUME EdipU.Kürklü ÇÖL DOÇENT DOKTOR Bjyukdere Caddesi Kral Ap. No: 7.1/2 muayenehane Tel: 167 36189 MECIDIYEKOY 100 Mili Amper Mobil Tip Sovyet Malı Çalışmalanm sürdürmektedır. Pansuman gerekmedığınden sunnetden üç gün sonra çocuk denize girebilir, veya okula gidebılir. SÜNNET CIDDI BİR OPERASYONDUR Cerrahi yöntemli çalışmamızda BİÜMTEKNİKTECRÜBE Üçü bir araya toplanmıştır. Ondört yıldan beri UYGUN FİYATLARLA halkımızın hizmetindeyiz. Yoksullara kolaylık gösterilir. Gruplara indirim yapılır. Önceden randevu alınız. Adres ve Telefonlarımız I MODERN SÜNNET Modern aletler ve tecrubelı kadrosuyla, Kliniklerinde. özel hastanede, evlerde veya düğün salonlarında ACISIZ, KANSIZ, DİKİŞLI UZMANLARKLİNİGI İstanbul Cad. Pelin Han Kat:2 Bakırköy Tel: 5719911 Dahiliye Mütehassısı Osmanbey Halaskârgazi Cad. No: 182 Kat 1 (Pangaltı Akbank yani) Mu. Tel: 1 47 47 93 Ev Tel: 573 91 06 HASTANE RÖNTGENİ İSTANBUL TEL: 140 22 39 Yenibosna (Kuleli) Tel 5751976 Klinıklerimız Uzman doklor kadrosuyla Labaratuvar, Diş ve diğer bölümleriyle 24 saat hizmetinizdedir. KULELİ POLİKLİNİĞİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear