02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
fCUMHURİYET 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER msıra, yaygın ekonomik, kültürel ve eğitsel işlevler fistlenmiştir. Bu hizmetler, yurt düzeyinde kurulmuş örgütler eliyle yürütülmektedir. Devlet kişi ilişkilerinde duzenli bir işlerliğin sağlanamaması, en basit, güncel işlemleri, yargının çözümünü gerektiren uyuşmazlıklara dönüştürebilmekledir. Danıştay'dâ, tdare ve Vergi Mahkemeleri'nde görülen davaların bir yanı, doğrudan doğruya devlet veya kamu kurum ve kuruluşları olmaktadır. Benzer dururnlar, adli yargıda görülen davalar için de sözkonusudur. Işin bir de bu yönünü, iyice bir düşunmek, araştırmak gerekir. Devlet ve yan kuruluşlan, neden, bunca uyuşmazlıklara, yıldan yıla sayıları çoğalan davalara kaynaklık etmektedirler? Böylesine geniş ve yaygın örgütleri denetlemek içinsaptanan karmaşık yöntemler bir yerde, görevlileri kişisel sorumlulukJan ile başbaşa bırakmakta, onlar da, yogurttan ağızlanrun yanmaması için, işin sonucunu, yargının çözümüne kaydırmayı yeğlemektedirler. Buna karşın, çok açık seçik durumlarda bile, bir kısım kamu yöneticilerinin hukuk dışı uygulamalarının önü alınamamaktadjr. Yönetsel yargı, böylesi gelişmeleri önlemek için kurulmuştur. Ancak devlet ve yan kuruluşlan, bireylerle olan ilişkilerinde, daha hukuksal davramşlar içerisine girerek, uyuşmazlık konulannı azaltabilmelidirler. Günümüz koşullannda aşın iyimserlik olarak nitelenebilen bu beklentinin gerçekleşmesine, uzun soluklu ve kararlı arayışlarla vanlabiür. Benzer değerlendirmeler, kişiler arasındaki işlemler için de gecerlidir. Yasalann iyi bilinememesi, önemli bir bölümünün, çağdaş gereksinmelerin gerisinde kalması, ekonomik zorlamalar gibi nedenler, bireyler arasındaki uyuşmazlıklan yaygınlaştırmaktadır. Yargılama yöntemleri, nesnei yetersizlikler, yargımn daha tez sonuca ulaşmasını engellemektedir. CAYDDUCI ETKİNLİĞtNt DE... İş yoğunluğu, yargının caydıncı etkinliğini de yıpratmaktadır. Dava sonucunda yitireceği bir taşınmazı elinde bulunduran yan, bu ge;ici olanaktan, olabildiğince yararlanabilmek için, çekişmeli durumu uzatmayı yeğlemektedir. Ağır işleyen yargı, borç ödememeyi özendirici duruma getirmektedir. Yargı faizlerinin %5 10 dolaylannda oluşuna karşın, davaların uzun zaman alması, paranın satınalma değerindeki düşmelerin yargı kararlarına yansıtılamaması nedeniyle, dava ve icra işlerinin uzatılması ödeme gücüne sahip borçlular için bile çekici olmaktadır. Birçoklan için, adliyeye düşen borç, en ucuz fınansman kaynağı durumuna dönüşmüştür. Kuşkusuz, mahkemelerimizin sayılan, bunca uyuşmazlık karşısında yetersiz kalmaktadır. Ancak, yargınuı güçlükleri, yeni mahkemeler kumlması durumunda da, kolayca düzlüğe ulaştınlmayacaktu". Uygarlık, çok yönlü gelişmiş bir yaşam biçimini gerektirmektedir. Temeldeki uyumsuzluklar giderilmedikçe, bugün görev yapan mahkemelerin sayısal açıdan iki katına çıkanlması durumunda bile, üç beş yıl sonra, aynı tıkanıküklarla karşılaşılması kaçmılmazdu". Yeni adalet yılında bu eleştiriJerimizin azaJmasına adım atılacağına inanmak isteriz. Geçen yazımdaki gibi yine Atatürk'ün şu ölümsüz sözleriyle bitirmek isterim yazımı: "...Insanlar, huzur ile hürriyet'i vicdaniye ile çalışmak ihtiyacındadır. Bu ise efendiler, heyet'i içtimaiyeyi idare eden devlette ve hükümette adaletin hakim'i mutlak olmasıyla mümkündür. Bunu temin edecek şey adliyemizdir. Bir memlekette adalet olmazsa, o memlekette anarşi var demektir, orada hükümet yok demektir. Adalet kanunlarla icra edilir. bu memlekette adaletin emniyetle, süratle tevzi olunup olunmadığını anlamak için bir defa da mevcut kanunlanmıza bakmak lazımdır. Bu kanunlann memleket dahilindeki tatbikatına ve netayicine bakmak lazımdır..!' Atatürk 19 Ocak 1923 Izmit. NOT: Bu yazıının birind botürnü saydıgım ve bu siitunlarda 23 Agustos 1983 gıinii çıkan yazunda Atatürk'e ait sözler başlık altı olarak çıktı. Vazımdan bir özet olarak çıkanlan başlık altı ise yanlışlıkla, o yazımın sonunda Atatürk'ün sözleriymiş gibi çıktı. Düzettirim. 4EYLÜL 1983 Adalet Yılı Başlarken... [Yargıya yansıyan görüntüler, toplumsal ilişkilerin sonuçlandır. Olaylar ıgöstermekledir ki, uyumlu bir toplum yaşamını gerçekleştirebilmek için, yasalar [yapıp, mahkemeler kurmak yeterli olmamaktadır. ÎÜNEY DİNÇ İzmir Barosu Başkanı Yann yeni Adalet yılı başlayaak. Bu nedenle "Yargı ve topı " konusunu işlemek istiyoı. Yargıtay Başkanlar Kuruıı'nun 27 ocak 1983 günlü kaı, 1982 yıh içersinde incenmek üzere Yargıtay Daireleri'ne gelen dava dosyalannın saİyısal değerlendirilmesi yapılmış|tır. Karar içeriğine göre, yerel lahkemeler, 1982 yılında, 150915'i hukuk, 61687'si ceza ak üzere, 212602 uyuşmaz: dosyasııu Yargıtay'a gönderlişlerdir. Dördüncü Beş Yıllık Plan, JI966I976 yılları arasındaki on : dönemde, iş yoğunluğunun g Ceza Mahkemeleri'nde İ41,8, Toplu Basuı Mahkeraeri'nde Vo227, Asliye Ceza lahkemeleri'nde %46, Asliye lukuk Mahkemeleri'nde %42, i Mahkemeleri'nde, %353 oraia artış gösterdiğini saptatadır. Aynı dönemde, lcra ie <Çb97, Cumhuriyet Savlığında 17o34 oranında iş çoğals\ olmuştur. Şu günlerde, tutuklu ve hüJü olarak cezaevlerinde yasürdüren yurttaşlarıı sayısı yüz bine ulaşmaktar. Çeşitli il ve ilçelerdeki 640 evi yetersiz kaldığından, yaı sürdürüleri 38 yeni cezaevinin 1983 yılında tamamlanıp hizmete açılması beklenmektedir. 1.118.000 kişinin hüküm giyip cezaevlerinde yatmış olduğu gerceği karşısında, Türkiye'de, 15 yaşını tamamlayan her 27 kişiden birinin "sabıkalı" oluşuna şa$mamak gerekiyor. Toplumsal yaşamın, ilkeli ve duzenli bir işlerliğe kavuşturulamaması nedeniyle, her geçen gün uyuşmazlıklar artmakta, ceza kovuşturmasını gerektiren suçlar çoğalmaktadır. Hukuk ve ceza mahkemelerinde, yönetsel yargı kuruluşlannda, her yıl, milyonlarca davaya bakılmaktadır. Hukuk devleti, başta kendi işlerliğinden doğabilecek sorunlar olmak üzere, tilrn uyuşmazlıklan yargının değerlendirmelerine sunmak ve kesinleşen kararlan eksiksiz uygulamak zorundadır. Konular hukuksal çekişme biçimine dönüştükten sonra, nitelik ve niceliği ne olursa olsun, çözümlenebilmeleri için, en ince aynntılanna kadar, yargısal denetimden gecirilmelerinden başka seçenek kalmamaktadır. SORUNLARIN BOYUTLARI Yargıya yansıyan görüntüler, toplumsal ilişkilerin sonuçlandır. Olaylar göstermektedir ki, uyumlu bir toplum yaşamını gerçekleştirebilmek için, yasalar yapıp, mahkemeler kurmak yeterli olmamaktadır. Sorunlar, yargının boyutlannı aşmıştır. Bir ülkenin kişilerini, böylesine uyuşmazlık yumaklanna dolayan, sürekli suç çizgisinin çevresinde dolaştıran temeldeki nedenler saptanmadan, bunlann üstesinden gelinemez. Mahkemelerdeki iş birikimi, olağan nüfus çoğalımına koşut olarak artmamaktadır. Geriye doğru bir bakış, yargırun çözümünü gerektiren uyuşmazhklardaki yoğunlaşmanın, nüfus artış oranlannın çok üzerinde olduğunu göstermektedir. Buna karşın, paramızın uluslararası düzeydeki değer yitirme yöriingesi ile, ülkemizde işlenen suçlar ve hukuk uyuşmazlıklan açasında, kendiliğinden oluşan, çarpıcı bir denge kumlmuştur. Kısaca özetlersek, ekonomik enflasyonun ardından, dava enflasyonu gelmektedir. Böylece, ekonomi ile hukuk arasındaki nedensellik ilişkisi su yüzüne çıkmakta, bu bağlantı, son çözümlemede, yasaların kalıcılığı ve gerçek yaşama uygulanabilirliğf yönünden belirleyici olabilmektedir. Türkiye'de kamu hizmetlerinin sımn geniş tutulmuştur. Devlet, yönetsel görevlerinin ya VACANCY IN DİYARBAKIR The company which is engaged in the exploration for and produclion of crude oil in Turkey seeks to engage a PERSONNEL SUPERVISOR fcr its field office in Diyarbakır. The successful candidate must be a university graduate or have a professional qualification in a relevant field. He vvill be 30 • 35 years old, preferably married and have completed military service. He is likely to have gained some personnel/industrial relations or general administrative experience. A high standard of vvritten and spoken English is essential and he should be in possession of a valid driving licence. An attractive salary and fringe benefits vvill be offered. Applications in handvvriting, attaching a recent photograph, indicating professional qualifications and experience to date should be sent to the address given belov/ no later than 15th September 1983. Please also advise telephone number if available. Head Personnel Administration N.V.Turkseshell P.K. 115 YENİŞEHİR A N K A R A N.V. TURKSE SHELL li§irîF£irı İSTİFET MOOERN MOOOLER MOBdYA SANAYİ IfTMlil • Toplai • P«nfc*nd« FaMka S*B» M a t e u c AMdokı sım>*alM<fcfn K M * f t 7 U u b l ttt 339 2» 00 Kaynana geliyor diye korkmayın,çaresi var. RADA BİR >r. Muzaffer Hacıhasanoğlu Haziran korkulu ayıdır çocukların. gençlerin Ama bir de eyiü var bunun, yazm tadını, keyfini kaçıran. Neyse şimdi heancectk sınıfta kalınmıyor! Bizim çocukluk, gençlik yıllarımıı korkulu aylarıydı. O günlerde de "Uslu Çocuk" kavramı varlı: Büyüklerinin her dediğine boyun eğen, aklının yatmadıgı Eim kurallara karşı çıkamayan, babanın, öğretmenin en iyi bılJjine inanan, ancak izin verildiğinde konuşan; öğretimi belli ılan okuyup ezberlemek, sırası geldiğinde, teklemeden sıyıvermekten öteye geçmeyen, öyle bir küçük adam... Sonazdı öğretmenine, iyice anlayamadığı ya da aklının yatmağı bir konuyu; sustururdu öğretmeni: Kitabındakini öğrenl Fazlası neyrne senin! Çıkarın, kâğrtyazılı yapacağım... Sorduğuna, soracağına pişman olurdu her zamanki uslu çoıık; sınıftaki tüm gözler ona çevrilirdi hışımla; kalakalırdı bir . Sağdan soldan sesler yükselirdi: "Ukala!" Aslında onlar da öğrenmek isterlerdi her zamanki uslu çocuğun sorduğunu. Öğretmeni sınava çekmek sayılırdı; sorulamazdı. Kuşkulartmayacaktı uslu çocuk; satır satır ezbe/leyecekti anlasa da ânlamasa da; tahtaya çağrıldığında yineleyecekti, papağan gibi, ezber ettiklerini. Hani bir türkü vardır: "Dersini almış da ediyor ezber..." Aklın yolu bir bile olsa yollartürlü türlüdür; her konuda ayn ayrı görüşler vardır. Eğer insanoğlunda kuşku olmasaydı, merak olmasaydı, ne bilimde, ne sanatta ilerleme olurdu... Uslu çocuk belli çizginin dışına çıkmamalıdır. Onun dünyasının sınırlarını büyükleri kararlaştınr; örneğin arkadaşlannı kendisi seçemez; babası ya da anası alır karşısına: Nerden buldun o pis cocuğu? der, görmeyeyim seni bir daha onunla! İyiyi de kötüyü de kendisinin öğrenmesine izin verilmemiştir uslu çocuğun. Onu yönetmiştır birileri; zamanla bir koruyucu, bir yönetici arar olmuştur sözünden çıkamayacağı; yitip gitmiştir de farkında değildir. Uslu çocuklar çok beğenilir toplumumuzda; "Ne kadar uslu çocuk!" Kırk yılın başı' Ateş gibi çocuk!" diye beğenişlerini belirtenler de çıksa büe toplumumuzda uslu çocuklan beğenenler daha çoktur. Kuşaklar, kuşaklan izledi bu eğitim anlayışı içinde; bu yüzden bıreyciliğimiz de toplumculuğumuz da birtartışma alanında gelişemedi; düşüncelerimizie kazanacaklarımızı kaba kuvvetle yitirdik. Çoğunluğu ele alırsak, birey olarak, gelistiremedik insanımızı; toplum da ona göre gelişti. "Dersini almış da ediyor ezber..." Hepinize smaviannızda iyi şanslar uslu çocuklar! İC BASIN Gazete, gazeteci ve iıısan bhami Soysai, Ekonomide Diyalog'un ağustos sayısında yer aran yazısında şöyle diyor: Gazetecilik ilginç ve kendine özgü kurallan olan bir meslektir. Dışarıdan bakıldığında da eğlenceli ve keyifli bir işmiş gibi görünür. Salt dışarıdan bakanlar için değil, mesleğe yeni girmişler için de böyledir bu bir süre. Sonra sonra anlaşılmaya başlanır Hanya ve Konya... Gazetecilik mesleğine girmenin yolları çeşitlidir. Vaktiyle, basında bizim gibi "alaylı"lann çoğunlukta olduğu dönemde, genellikle de lise bitirilip yüksek öğrenime geçildiğinde içinde gazeteci olma özlemini duyanlar, bir yolunu bulup kapağı bir gazeteye atmanın yolunu ararlar ve genellikle bulurlardı. 1940 ve 1950'li yıllarda, hatta 1960 sonlanna kadar bu böyleydi. Sonra "ddikli demirin icad olanması" gibi, gazetecilik eğitimi veren okullann, enstitülerin kurulmasından sonra bu yöntem az buçuk değişti. Şimdilerde gazeteler daha çok bu okullarda eğitilmişleri yeğlemeye başladılar. Ama gene de kesin bir kural yok... Siyasal Bilgiler ya da Hukuk, Iktisat okuyanlar da, edebiyata eğilimleri olanlar da gene gazeteciliğe başlamak için kapıları aşındırıyorlar. Yani gazeteciliğe başlamanın yöntemlerinden biri bu. Bir de "veraset" yoluyla gazeteci olanlar var. Yani adama babasından ya da kadına kocasından gazete kalıyor; oğul, kız, karı da gazeteci oluyor. Böylesi daha az ama var ve etkinler. Hep de oldu, bu gidişle olacak da... Bir başka gazeteci olma yolu da, "tepeden inme" gazetecilik. Biri poÛtikada,üniversitede, işhayatında ünleniyor, sonra ya parası olduğu için bir gazete çıkarıyor ya da ünlü olduğu için bir gazetede yazı yazacak bir köşeye kavuşup orda "afakâm kesiyor" ve gazeteci sayılıyor. Şöyle ya da böyle, biri gazeteci sayılmaya başladı mı, dünyası Ekonomide Diyalog çoktan bir tarih oldu. Şimdi gazete çıkarmak milyonlarla değil milyarlarla konuşuluyor. Gazete herşeyden önce haber demektir. Okuyucunun ilgileneceği her türlü haber... Sonra da bu haberleri yorumlayan, süsleyen yazılar ve fotoğraflar. Bizim basında ise bu konuda tehlikeli sapmalar var. Bir kere gazeteler haberleri seçmeden değerlendirmeye kadar, çeşitli alanlarda klasik gazetecilik kurallarının dışına taşıyor, yandaşhklannı açıkça ortaya koyuyorlar. Kamuoyunu etkileme uğruna türlü cambazlıklar yapılıyor. Lotaryacılık ise, bir tür "doping" olarak basında gazetecilikten önce geliyor. Okuyucuyu tümüyle hafifsemek, ne yazarsam yuttururum anlayışı da buna eklendi mi, ortaya çıkan da bir gazete oluyor, bunu çıkaranlara gazeteci denÇ'or'amâ, b u * bizim anladığımız gazetenin ve gazetecinin dışında birşey oluyor. Bu neden böyle? Ayrı ve upuzun bir tartışma konusu bu. Böyle çerçevesi dar bir "kürsü"de bunu tartışmak kolay değil. Babıali'de gordüğümuz bir gerçek de şu: Vaktiyle gazeteci, bir gazete için önemli bir ağırlıktı. Giderek bu ağırlık yetti. Bir Peyami Safa'nın ya da bir Aziz Nesin'in, bir Çetin Altan'ın şu gazeteden bu gazeteye geçmesi bir yana; yetenekli yazı müdurünün, bir istihbarat şefinin, hatta bir etkin muhabirin gazete değiştirmesi Babıali'de yankı yapardı. Gazete satışlannda değişmeler olurdu. Şimdilerde gazeteci, gazete sahibi için, gazetenin kağıdmdan, mürekkebinden, reklamından ve makinalarından çok ama çok sonra düşünülen, fabrikasyon malı bir araç durumuna düştü. Yani gazeteyi gazete yapan insan unsuru, çok ama çok geri planlarda kaldı. Bu ise, gazeteleri gazeteden başka şeylere benzeten bir durum. Benim 1949'dan beri içinde kalmaya çabaladığım Türk basınında gördüklerim üç aşağı beş yukan bunlar işte. Islu Çocuklar Gazetecilik haber d&mektir. Bizim basınsa tehlikeli sapınalar içinde. Kamuoyunu etkileme uuruna türlü cambazhklar . . y° Lotaryacılık ise bir tür "doping" olarak oasında gazetecilikten önce geliyor. r Güvencedtr" | FETHİYE TIKİZ.M GCÜŞTUtME KOOPOLATİrl JEYAHAT ACINTAS BEKLENEN ÎNDİRİM BİR HAFTA KONAKLAMA Seketur Motel 13.300 YP Can Motel 12.600 YP Mutlu Motel 12.600 YP Berlin Motel 9.450 YP Sun Kamp 8.750 YP Merı Motel 24.150 YP YEŞİL YOLCULUK Kaş Noel Baba Finike Phaselis • Kemer Antalya hattında unutulmaz bir gezi. A YRINTILI BİLGİ İÇİN İzmir C. Moöa İfhanı A. Bl. Kat: 1. No: 105 KızılayAnkara 17 95 25 * TATİ L ÇEKİ ve TAKSİTLE ÖOEME» 18 46 41 değişir... Diyelim ki gencecik bir adam ya da kızcağız bir gazete kadrosunda muhabir oldu mu, başta önünde açılmayacak kapı yok sanır. O güne kadar konuşmayı yanına yaklaşmayı bile hayal etmeyeceği kişilerle neredeyse eşit koşullarda konuşmak, onları sorguya çekmek olanaklanna kavuştum sanır. Oraya gırer, buradan çıkar, biraz da caka yapar. Hele bir de sarı basın kartı edinmişse, yanına yaklaşmak zordur böylesi gazetecinin. İmzalı da üç beş haberi bir gazete içinde boy göstermişse, dokunmayın keyfine... Sonra sonra, gazete içinde ya da bir başka gazetede yer kapma yanşlan başlar. Senin haberin girdi, benim haberim girmedi çekişmeJeri.. sen atlattın, ben atlattım cekişmeleri.. Muhabirlikte şu kademeden bu kademeye geçme yanşlan... Şef olma kavgaları.. Gazete mutfağı olan sekreteryada yer kapma kapışmaları... Falan geziye sen, filan geziye ben gideceğim yanşlan... Yöneticilere yakın olma ya da uzak olma kaygıları... Patronun gözüne girme cabaları... Muhabirlikte iş bu kadarla da kalmaz: Ülkemizde şu ya da bu partiye yakın olma, şu da ya bu holdingle içli dışlıhk, falanın haberini büyütürken filanınkini görmezden gelmek alışkanlıkları... Bunlar da gazeteciliğin kanserleridir. Bir de yazarlık, başyazarlık faslı vardır. Artık gazetelerde başyazarlık dönemi kapandı kapanacak. Eski etkinliği, bir başyazarın gazetenin herşeyi olma, herşeyine yön verme dönemi gerilerde kalmaya başladı. Şimdilerde gazeteler, Falih Rıfkı Atay1 ın "Dünya"sı, Ahmet Emin Yalman'ın "Vatan"ı, Yunus Nadi Beyin "Comhuriyel"i diye anılma dönemini çoktan geri bıraktılar. Şimdi, falan holdingin filan gazete grubundan söz ediliyor. Yazarlar da başyazar filancanın dümensuyunda gitmek ya da gitmemek değil; holdinglerin ya da bir dönem öncesi siyasal partilerin dümensuyunda gitmeyi genellikle daha çok tercih ediyorlar. Basın bir büyük sanayi oldu. Öyle üç kişinin, beş kişinin bir araya gelip, birkaç yüz bin lira ile gazete çıkarma dönemi ' ŞfŞLt 3. İCRA MEMURLUĞU'NDAN GAYRİ MEN'KUL SATIŞ İLÂNI 982/894 1. Şuyu Taraflar arasında kabili taksim olmayan ve Şışlı Birinci Sulh Hukuk Hakimliği'nin 20.7.983 tarih ve 982/894 esas 983/540 karar sayılı ilamiyle Şişli, Şişli Mahallesi Tokaloğlu sokağında kain 1S1 pafta, I0I2ada, 9parselsa>ilı, 116 m : mıktarlı bahçeli kâgir e\in şuyuun gıderilmesi suretiyle tamamırun saıılarak paraya çevnlmesıne karar verilmıştir. İMAR DURUMU: İstanbul Belediyesi Imar ve Planlama Mudurluğu'nce duzenli vegeçerli 22.4.983 tarih ve 3881 sayılı ımar durum belgesine göre arsa üzerinde bitışik nizamda arkası bahçeli H = 12.50+ 1 kat olmak uzere cem'an beş katlı, ayrıca bir bodrum katı da olan inşaaı yapma olanağı vardır. HALİHAZIR DLRUMU: Şişli'nin yoğun iskan bölgesinde ve Şişli Meydanı'ndan bir sokak uzakta \ol ve ulaşım bakımından problemi bulunmayan, İstanbul'un mutena semtlerinden addedilen merkezı bir yerde bulunmakıadır. Gayrimenkul bodrum zemin I. ve 2. katları içeren dort katlı ve tek aileli, yaklaşık 4.50X15 = 67.50 m" >apı alanı ve 67.50X4 = 270.00 m! inşaat alanhdır. Duvarları kâgir, doşemeleri ahşap inşaat sınıflandınlmasında yarı kâgir bir yapıdır. Çatısı kısmen çokmüş olup içinde halen ikamet eden bulunmamaktadır. Bodrum katı kömurluk, zemin katı binaya giriş önde kuçuk bir oda, ortada hol ve ust katlara çıkışı sağlayan ahşap bir merdiven arkada mutfak, bir ve ıkinci katlarda ortada hol on cephede bir oda, arka bahce cephesinde bir oda ayrıca WC, banyo bolumlerı vardır. özetlendiğınde binada beş oda. uç merdiven holü, WC, banyo, mutfak bölümlerinden oluşan tek ailenin ikametine gore duzenlenmiş bir mesken yapısıdır. Binada elektrik ve su mevcuttur. Halen iskan edilmiyecek kadar bakımsız ve haraptır. GAYRtMENKULÜN KIYMETt: İmar durumuna göre bodrum kat ile birlikte her katın da bir daireden toplam olarak 6 katlı ve 6 mesken daireli inşaat yapma olasılığı olan ve uzerindeki mevcut binanın değeri bulunmayan söz konusu gayrimenkulün piyasa ra>içlerine göre bilirkişiye yaptırılan inceleme sonunda 14.100.000 lira değer takdir edilmiştır. SATIŞ ŞARTLARI: Gayrimenkul lOekim 983 pazartesi günü saat 12/12.30 arasında Şişli 3. İcra Memurluğu sâlonunda açık artırma suretiyle satılacaktır. Bu anırmada tahmin edilen kıymetin H 75'ini ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflanru geçmek şartiyle ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhudü baki kalmak şartiyle 10 gun sonra olan 20 ekim 983 gunü ayni yerde ve ayni saatte ikinri artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da ruçhanlı alacaklıların alacaklannı ve satış masraflannı geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. artırmaya ışlirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 10 nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 20 giınu geçmemek üzere mehil verilebilir. Teilaliye resmı, ihaie pulu, tapu harcı, tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden odenir. Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililerın (irtifak hakkı sahipleri de dahıldir) bu gayrimenkul uzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dahil olan iddialarının dayanağı belgeler ile 15 gun içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde odenmezse t.f.K'nunun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. Iki ihale arasındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 982/894 I. Şuyu dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. 31.8.983 Basın: 9405 VİLLA Ören'de çok temiz denizi kumu ve güneşi ile gürültüden uzak çiçek denizi içinde geceleri sürprizli yarışma ve eğlenceler, indirilmiş ücretlerle; 1 kişi tam pansiyon 2000 TL. 2 kişi tam pansiyon 3800 TL. Kurban Bayramı tatiliniz için indirimli fiyatlardan yararlanmak isterseniz, kalacağınız gün sayısı kadar ücretterinizi İş Bankası Balıkesir Şubesi 4000 no'lu hesabına yatınnız. Rez.: Burhaniye 343, îst.: 161 31 67, Balıkesir 11590 DIŞ BASIN NEW YORK TIMES Beyrut'ta durum Amerikan "New York Times" Gazetesi, 30 ağustos salı günkü yorumunda, Beyrut'ta Amerikan deniz piyadelerinin ilk defa çarpışmalarda fiilen yer almasına değiniyor. Yorum özetle şöyle: "Deniz piyadeleri artık Lübnan'da barışa bekçilik etmiyor, sadece bedeli daha yüksek olabilecek bir savaşı önlüyor. Lübnan'ı yıllardır yönelilemez dunıma sokmuş olan fraksiyon ordulannın karşılıklı ateşi arasında mahsur kalmış Amerikan askerleri, belirsiz bir diplomatik bedef uğruna kayıp veriyor. Hedef, ülkenin bölünmesini önlemek ve Lübnan aşiretlerinin bir koalisyon halinde bir araya gelmesi. ABD çokuluslu bir askeri birliğe asker veımekle Arap politikasında söz sahibi güçler arasına katıldı. Ama, sonuçta kendini savunmak için de olsa, daha fazla Arap öldüren askeri birliklerle, ABD, Araplar iizerindeki nüfuzunu artıramaz. Günü geldiğinde bu birlikler, ABD'de de, Israirin kirli işlerini yapan bir kuvvet olarak görülmeye başlanacaktır." len Brezilya'nın borçlan sorununa değiniyor. Gazetenin 31 ağustos tarihli ekonomi ekinde yayınlanan yorum özetle şöyle: "Söz konusu olan, İsviçre'deki Uhıslararası Ödemeler Bankası aracılığıyla verilmiş olan ve ağustos sonunda ödenmiş olması gereken köprii kredisidir. Brezilya, daha önce de temmuzda ödenmesi gereken taksidi de ödeyememişti. Ödemeler Bankası o zaman sert davranarak, hiç değilse Brezilya'nın bir yeniden borçlanma programı konusunda IMF ile yürüttüğü görüşmelerin hızlandırılmasını sağlamıştı. Fiilde borç ödemesi erlelenmiş oldu. Bu defa Merkez bankalarının bankası, daha tavizkâr görünüyor. IMF ile yüriitülen görüşmelerde ilerleme olduğu belirtilerek, zamanı gelmiş borç taksidinin ödenntesinden vazgeçiliyor. Brezilya'nın bazı düzeltme önlemlerini başlalmış olması ve Basel'den aceleyle yapılan açıklama, borsalarda huzursuzluk çıkmasının önlenmiş olması, tek teselli kaynağıdır. Brezilya devlet başkanının son açıklamalanndan da anlaşıldığı gibi borçlular fazla sıkı önlemleri kabul etmeye yanaşmıyor. Bunun nedenleri iç politikanın gerekleri. Ama Uluslararası Ödemeler Bankası gibi önemli kunıluşlann inandıncılığının da zarar gormesi büyük bir tehlike demek. Uluslararası kredilerdeki normal ölçütler giderek kaybolma tehlikesinde." ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN 1 Universitemiz Basımevı Müdürlüğunün ihtiyacı olan 4 adet Elektronik Dizgi Makinası Yüksek Öğretim Kunımlan SalınaJma ve Ihale Yönetmeliğinin 8. maddesi gereğince, kapalı zarf usulüne göre satınalınacaktır. 2 Ihaleye ilişkin Teknik ve Idari Şartname Ankara Üniversitesi Rektörluğü Sattnalrna Müdürlüğünden dilekçe karşılığında ve "3.000.TL" sı bedel mukabilinde temin edilebilir. 3 IhaJe 22.9.1983 Perşembe günü saat 11.00 de Ankara Üniversitesi (Tandoğan Meydanındaki) Salınalma Komisyonu tarafından yapılacaktır. 4 Ihale konusu makinalann muhammen bedeiı "6.400.000."TL. sı olup, geçici teminatı "192.000."TL.sıdır. Geçici leminatlar banka makbuzu olarak verildiği takdırde buraektuplarınlitnit içi ve süresiz olması şarttır. 5 Istekliler Teknik ve Idari şartnaraeye uygun olarak Yüksek Öğretim Kurumları Satınalma ve thale Yöneuneliğinin 8. maddesinde belirtilen usule göre hazırlayacaklan teklif mektuplannı engeç ihale saatinden bir saat öncesine kadar Ankara Üniversitesi Satınalma Komisyonu Başkanlığına makbuz mukabilinde teslim edeceklerdir. Bu saatten sonra verilecek tekliflerde şartnameye uygun olmayan teklif, telgrafla yapılacak müracaatlar ve postada vuku bulacak gecikmeler geçersiz olacaktır. Teslim edilen teklifler geri venlmez. 6 Universitemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın23502 Cenevre'de silahsızlanma diyalogu Federal Alman "Frankfurter Allgemeine"nin 31 agustos tarihli sayısından ri Andropov'un yaptığı, Cenev nş atağı olarak algılanıp geri re'de anlaşma olursa Batı AVTU çevrilmesinin yanlış olacağını pa'dan cekilecek nükleer füzele düşünüyoruz. Bizce bu öneri rin "önemlice bir bölümünün" gerginligi azaltma açısından bir imha edilmesi önerisine değini şans yaratıyor. Pershing2'ler ile SS20'ler arasındaki karşılaşmayor: nın bu denli tehlikeli olmasının "Bizce bu öneri ileriye dogru atılmış bir adımdır, çunku öne nedeni, bilgisayar veradarabağri Japonya'nm dilekleriyle uyu lı olarak otomatik bir mekanizşuyor. Ancak Cenevre göriişme maya bağlanmış olmasıdır. lnsalerinde öneri doğnıltustında iler ni ya da mekanik bir hata sonuleme sağlanması halinde bile, cunda bir nükle«r saldın meydaSovyeUer'in Uzakdogu'daki top na gelirse, bunun acısını dünyaraklarında 108 SS20 füzesinin daki tüm insanlar çekecektir." geride kalacağını hatırlamalıyız. FRANKFURTER Sovyetler Birliği giriştiği barış atağıyla Pershing2 ve Cruise fü ALLGEMEINE zelerinin aralık ayında yerieştirilmeye başlamasını önlemeye Brezilya'nın borçlan çalışıyor. Andropov'un son öneFederal Almanya'nın "Frankrileri de bu çabayla yakından U furter Allgemeine" Gazetesi, gili. Bu önerilerinin salt bir ba son günlerde yine gundeme ge İLÂN KADIKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN BİLDİRİLMİŞTİR Davacı: MlNE TEKİNER Gelengül sk. Yonca palas 2/1 D. 16 Caddebostan Kadıköy Davalı: ARSLAN YAŞAR TEKTEL lpek sk. lpek han. K.l no:2 Taksimlst. Dava : İştirak nafakasının artınlması Çiğdem Tektel'in iştirak nafakasının 10 mayıs 1982 tarihinden itibaren ayda 2500 lira artırılarak 3000 liraya yükseltilmesine, 3000 hra aylık nafakamn davalıdan alınarak davacıya verilmesine 28.6.1983 tarihli celsede karar verilmıştir. Bu ilan yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır. tlan olunur. Basın 9408 Dosya No: 82/327 Karar No: 83/472 MAEVICHY DAILY Füzelerde umut Japonya'nm başkenti Tokyo'da tngilizce olarak yayınlanan "Mainichy Daily", Sovyet lide
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear