26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhurİYet TAKVİM 29 Temmuz 1983 lmsak: 3 44 Guneş 5 51 Oğle: 13.20 Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilık Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Mudurü. Hasan Cemal.Muessese Müdüru: Emine Uşaklıgil, Yaa İşleri Müdurü. Okay Gönensln, • Yazı tşleri Müdür Yardımcısı: Ahmet Konılsan, Haber Merkezı Müdurü: Valçın Bayer, Sayfa Duzenı Yönetmeni: AH Acar. Ikındı: 17 16 Akşanı: 20 29 Yatsı: 22 19 Temsılaler: ANKARA: Yalpn Dogan, İZMİR: Hikmet Çetinkaya, ADANA Mehmet Mercan, • Servis Şeflerı: lstanbul Haberlerı: Sdahattin Guler, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulagay, Yurt Haberlerı: Barbaros Gençak, KültUr: Aydın Emec, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanr Abdülkadir Yücelman, Düzeltme: Konur Erfop, Araştırma: Şahin Alpay. Burolar: • Ankara: Konur SokakNo: 24/4 Yenışehır,Tel:17582S175666, idare: 183335, • lzmir: Haht Zıya Bulvarı No: 65/3. Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesı, T.H.K. lşhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyel Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, lst. PK: 246tst. Tel: 5209703 Telex: 22246 Basddlgı Yer. YEN1 ASIR Gazete ve Matbaacıhk Ltd.Ş. Mecıdıyekoyİst. Le Monde gazetesinde Basra Körfezi tartışması: "Iran'ın son saldımsı petrol sevkiyatı için ağır bir tehdit" Dış Haberler Servisi Iran'ın Irak'a karşı kuzeyden başlattığı son saldırı bir yandan TahranWashington ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açarken, diğer taraftan, dunyamızın belki de en patlayıcı sorunu olan petrol konusunu ön plana çıkardı. Nitekim Fransız Le Monde gazetesi, konuya ilişkin yorumunda tran saldırısının Basra Körfezi'nden petrol sevkiyatını ciddi biçimde tehdit ettiğini bildirdi. Tahran hükümetinin önceki akşam yayınlanan bildirisinde ABD'nin "Basra Körfezi'ndeki ulaşım yollannın kapatılmasına izin verilmeyeceği" yolundaki açıklaması sert biçimde kınandı. Tahran hukümeti ABD'nin bu acıklamasını "küstahlık ve Basra Körfezi ülkelerinin içişlerine müdahale" olarak niteledi. Iran, Basra Körfezi'ndeki tum ülkeleri ABD'nin bu acıklamasını kınamaya çağırdı. Fomlrt.ur Hubart B.uv»M«ry Andr* L.ur."* La nouvelle offensive de l'lran Le gouvernel fait peser une lourde menace un preleve 'sur les exportations de petrole sur tous 1 Pour fınancer / a l TĞhâcan ouvre un «quatneme front» contre I Irak // ne suffıra plus de t pour protâger s&s ınstallatıons de Kharg et lance \un avectıssement soiennel â tous les pays de la râgıonChaaue Francm devra c dcpn | I U Mp«mbrt I S S O ' M I Î I İ T 1 Lrıl VKI.1 df conn.ttre nn dtvt c t e ' d i M lı* p«n™ Hifıfc'dc I IrtİT n t r a ı m 1 tx undı «ı brnınt «o« builı &«* Le Monde gazetesinin tran Irak savaşı ile ilgili manşeti Fransız Le Monde gazetesi, IranIrak savaşı ile ilgili haberinın başlığında "tran'ın son saldırısı petrol sevkiyatı için büyiik tehdit oluşturuyor" dedi. Gazetede çıkan haber yorumda şöyle deniyor: "1980 yılından bı> yana suren lranlrak savaşı, İran'ın "son saldırısı" ile önemli yeni bir bo Avrupa Parlumentosu eski Başkanı Veil: Erkekten çok kadın var aıııa kadınlar azınlıkta gibi görünüyor tış olmadığını bildirerek destekledi. Dünya nufusunun yarısından Soroptimistler'in tstanbul'da düzenledikleri toplantının dun fazlasının kadınlardan meydana kü bölumunde, politikada ka gelmesine rağmen, kadınları hâdınların etkinliği ve Türk kadı lâ bir "azınlık" olarak nitelendirdi. Veil konuşmasını, "sonmın toplum ve politik yaşam içindeki yeri tartışıldı. Toplantı rumluluk gerektiren yiiksek düzeydeki gorevlere kadın olduğuda, uzun bir konuşma yapan Avrupa Parlamentosu eskı baş muz için değil, erkekler kadar ve hatta onlardan daha fazla yetekanı Simone Veil, "Kadınların son yüzyıl içinde politik yaşam nekli olduğumuz için seçilmek istiyoruz" diyerek bitirdi. da epey yol katettiğini, ancak katedilen bu mesafenin henii/ Soroptimistlerin toplantısınçok yetersiz olduğunu" söyledi. da Nejat Eczacıbaşı da konuş Simone Veil, politik yaşama tu. Eczacıbaşı, gelişmiş ve gelişkatılan kadınların henuz Batı'da önemli sayılara ulaşmadığını söyleyerek, "Avrupa Parlamentosu'nda sadece 17 parlamenterin kadın olduğuna" dıkkat çekti. Veil, bazı Kuzey ülkeleri dışında çeşitli Avrupa ülkelerinin parlamentolarında da kadınların toplam parlamenterlerin yüzde 10'umı geçmediğini vurguladı. NtLGÜN CERRAHOĞLU memış ulkeler arasında adeta bir kopru niteliğini taşıyan Turkiye'nin kadın hakları ve kadmın ozgurleşmesi için 20. yuzyılda buyuk mucadelelere gırdığini belirtti. "Kadın hakları ve kadının ozgürleşmesi savaşını, Turkiye'de Atatürk gibi çok müstesna bir insan yurütmuştur. Oysa kalkınma yolundaki her ulkenin kendisine bir başka Atatürk bulması kolay olmasa gerek" dıyen Eczacıbaşı, yeni Turk aılesinin kadınerkek eşitliğini benimseyen, modern "çekirdek aile" donuştuğunu söyledi. yut kazandı. Bu saldırı bölgeden yapılan petrol sevkiyatını ciddi biçimde etkileyecek sonuçlara yol açabilir. İran, kuzeyde "dörduncu cepheyi" açarak, son zamanlarda Fransız silahları almış olan Irak'ın tran petrol ihracatına darbe vurmasını engellemeyi tasarlıyor. tran Dışişleri Bakanı AH Ekber Velayeti, pazar gunu Tahran'da yaptığı uyarıda, "Eğer İran'ın petrol ihracatı engellenmeye kalkışılırsa, korfezdeki hiçbir ulke kendi petrolunu satamaz" demişti. İran 1982 eylülunden bu yana ilk kez bu denli ciddi bir tehditte bulunarak, gerekirse Basra Körfezi'nden petrol sevkiyatını engelleyeceğini belirtiyor. tran saldırısının ilk gunlerinin başanlı geçtiği ve trak sınırından 6 kilometre içerideki Hacı Ümran üssunün tran birliklerinin eline geçtiği anlaşılıyor. Üssün yakınında bulunan 2600 metre yüksekliğindeki Kral Tepesi de tran birliklerinin eline eeçti. Irak topçusu bu tepeden, iran topraklannı dovmekte idi. Böylece cephenin kuzeyinde, petrol bolgesine yakın yörede teşebbusün Iranlılar'a geçmesi, savaşta petrol sorununu on plana çıkardı. Kimi yorumcular, "dorduncu cephenin" Kürtler'in yaşadıgı bölgede açıldığına işaret ederek, Kurt sorununun ön plana çıktığını ileri suruyorlar. Oysa bize göre, tran'ın son saldırısında Kurt sorunu çok geri plandadır. Asıl önemli olan petrol sorunudur. Irak, son zamanlarda Fransa'dan SuperEtandart uçakları aldı. Iraklılar bu uçaklardan atacakları Exocet füzeleri ile İran'ın Harg Adası'ndaki petrol terminalini vurabilirler. Nitekim, Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz, 20 temmuzda yaptığı bir konuşmada Irak'ın "tran'ın korfezdeki petrol ve diğer ekonomik çıkarlarını tehdit edebileceğini" söylemişti. Tarık Aziz'in bu konuşmasından iki gıin sonra tran saldınya geçti. İran böylece Irak'ın tehdidine karşı, elinde bir koz bulundurmak istiyor." ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Dışişleri Bakanı tlter Türkmen, Londra'daki temaslarına dun başladı ve Başbakan Margaret Thatcher tarafından kabul edildi, ayrıca İngiliz Dışişleri Bakanı Sır Geoffrey Howe ile gorüştu. Türkmen'in dühku temasları sırasında yaptığı süpriz bir görüşme de Ingiltere Savunma Bakanı Michael Heseltine ile oldu. Bu goruşmede bazı ortak savunma sanayii projelerinin ele alındığı açıklandı. Turkiye ile Ingiltere'nin savunma sanayiinin hangi alanlarında işbirliğine gidecekleri açıklanmadı. Ancak Türk yetkililer, iki ülke arasında savunma sanayiinde işbirliği için ilke kararına varıldığını doğruladılar. Türkmen • Ingiltere'de temaslarını sürdürüyor Türk Yunan ekonomi ve turizm görüşmeleri son a erdi ANKARA (a.a.) Türk Yunan ilişkilerinin ekonomik ve turistik yonünu ele almak uzere üst düzey yetkililerinin katıldığı görüşmelerin ilk bölumü bugün Ankara'da sona erdi. ~* Yunan heyetine başkanlı eden Buyukelçi Athanassıou Ankara'daki görüşmelerden memnun ayrıldığını ve yararlı sonuçlara varıldığını belirterek "Görüşmelerin ikincisi Ocak 1984'de Atina'da yapılacaktır. Türk tarafının gösterdiği konukseverliğe teşekkür ederim" dedi. Türk Heyetine başkanhk eden Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Ekonomik Işler Yardımcısı Büyükelçi Mustafa Akşin, Yunanistan ile ticaret, gemicilik, ve sivil havacılık konularında işbirliği bulunduğunu kaydederek, "Bu görüşmelerde iki ülke arasındaki işbirliği imkanlannı araştırdık ve iki ulkenin karşılıklı çıkarlarına uygun ve yararlı görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler Atina'da devam edecektir" şeklinde konuştu. Toplantıdan sonra yayınlanan ortak bildiride, toplantının dostane ve sonuç almaya yönelik bir hava içinde geçtiği ve heyetlerin geniş kapsamlı görüş ahşverişinde bulundukları bunun neticesinde de işbirliği yapılabilecek çeşitli alanların belirlendiği kaydedildi. tstanbul'un dcmir yığını ust geçitlerine çok tepki geldi. Gerçekten de estctikten yoksun bu demir vığım merdivenler şehirde çirkinlik abidesi gibi yukseliyordu. En çok da yaşlılar şikâyetçiydi. tn, çık, in, çık. Caddenin bir yanından diğer yanına geçinceye kadar gençler bile soluk soluğa kalıyorlardı. Üst geçidin altından geçmenin cezası ise 1500 liraya kadar yükselebiliyordu. Tum bu şikâyetlere karşılık ust geçitlerin yararı da vardı: Çocukların eğlenmesini sağlıyordu. Merdivenlerin ortasındaki korkuluklardan kayan çocukların şen kahkahalarını duyanların üst geçitlere olan ofkesi biraz olsun yatışıyordu. (Fotoğraf: Kadir CAN) Ust geçitlerin yararı Kim kimdir? llerici ya da Sosyalist hükümetlerin bile kabinelerinde kadınlara sadece Kültür Bakanlığı ya da sosyal sorunlara bağlı bakanlıklar verdiğine değinerek, hiçbir iılkede Maliye Bakanı ya da Dışişleri Bakanının kadın olmayışını örnek gösterdi. Simone Veil, kadınların sıyasi yaşamda karşılarına çıkan engelleri kadınların yeterli derecede eğitim görmemesi, kadınlar için henüz fırsat eşitliği yaratılmamış olması, kadınların büyük bir kısmımn siyasi konularda entellektüel bir meraka sahip olmaması ve siyasal yaşama atılmak için gereken "cüretten" yoksun olmaları diye sıraladı. Veil, ayrıca şu anda Batıda hakim olan ekonomik kriz nedeniyle ortaya çıkan işsizliğin kadınların kariyerde ilerlemesini engellediğini söyledi. Veil, tüm bunlara ek olarak, evlilik düzeni ve annelik görevi gibi geleneksel unsurların da kadınlann siyasi yaşamda ilerlemesini engellediğini söyleyerek, pek çok kadın politikacının bekâr, çocuksuz olmasının bir rastlantı sayılamayacağını belirtti. Yeni kadın imajının değiştiğini, ama kaydedilen ilerlemelerin tatminkâr olmadığını vurgulayan Veil, bu tezini 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana kadın parlamenter sayısında önemli bir ar Kürtaj Yasası çıkaran Muhafazakâr politikacı: Simone Veil 1920 yılında Fransa'nın Nıce kentinde dunyaya gelen Simone Veil, Yahudi asıllı bir Fransız ailesinin kızı. Hukuk öğrenımi gordu. 2. Dunya Savaşı sırasında Nazi toplama kamplarında hapsedildi. 197478 yıHarı arasında Chirac ve Barre kabinelerinde sağlık bakanlığı yaptı. Veil, Fransız Demokratik Bırliği'nın uyesı. Muhafazakâr bir politikacı. Ama muhafazakâr siyasalsosyal göruşmelerine rağmen, sosyal yaşamda oldukça ileri bir adım oluşturan kurtaj yasasının çıkmasını sağladı. Ozgeçmişinde oldukça yuklu bir gorevler listesi bulunan Veil'in dikkat çekici ozelliklerinden biri, oldukça değişik alanlarda gorevler ustlenmiş olması. Bunlar arasında, örneğin, Fransız Ulusal Atom Enerjisı Oğretım Konseyi Başkanhğı da bulunuyor. 1979'da Avrupa Parlamentosu Başkanlığı'na seçilen Veil bu görevini 1982'de Hollandalı Pıet Dankert'e devretti. Müteahhitin emriyle Nazlı hanıniin evine misafir kabulti yasaklandı tstanbul Haber Servisi Bostancı'da bir muteahhit kat karşıhğı aldığı iki katlı binayı ıçınde kıracı varken yıkmaya başladı. Yıkılmak istenen evde oturan kiracılara misafirlerin gelip gitmesine de engel olan muteahhit Adem Çolakoğlu muhabirimızin de fotoğraf çekmesine engel olmak istedi. Bostancı Kıtapçı Mehmet Sokak 11/1 de bulunan Kadriye Dinçer'e ait iki katlı binayı kat karşıhğı alan muteahhit Adem Çolakoğlu kıracılar tatildeyken evi yıkmaya başladı. Kızı ve kızkardeşı ile birlıkte uç senedir oturdukları evin tatilde iken yıkılmaya başlanmasına bir anlam veremeyen kıracı Nazlı Şen Belediye'ye ve polise başvurarak onlem alınmasını istedi. Kadıkoy Beledıye'sınden gelen zabıta ekıbı yıkıntı bir halde olan ikincı katın kapısını muhurledi ve boşalıncaya kadar hiçbir çalışma yapılmamasını istedi. 20 senedir Denız Yollarında çalışan Nazlı Şen içinde bulunduğumuz ayın kira bedelı olan 30 bin lirayı 6dediğine dair sozleşmeyi gostererek şunları söyledi: "Bir süre once evden çıkmamızı istediler. Biz de kiralık ev aramaya başladık. Ancak istediğin zaman ev bulunabiliyor mu ki? Butçeme göre kiralık bir ev bulduktan sonra çıkacağım. Ortada tahliye kararı Devlet ihalelerini yapanların yakmları bu ihalelere katılmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danışma Meclisi'nde dun Devlet Ihale Kanunu tasarısının görüşulmesine devam edildi ve devlet ihaleleri yapanların yakınlarının ihaleye katılmamalarını ongoren 6 ncı madde kabul edildi. ÜST KATTAN SARKAN BETON Evine giriş.çıkış yasaklananNazb Şen evinin balkonuna üst kattan sarkan beton bloku gosteriyor. Nazlı Şen de evden çıkmak yanlısı. Tabii kesesine gore ev bulabilirse... (Fotoğraf: Şenol KONUKÇU) yok, tebligat yok muteahhit biz tatildeyken evi yıkmaya başlamış. Böyle şey olur mu? Bu işin de kanunu var nizamı var." Muteahhit Adem Çolakoğlu kiracıya: "Ben seni çıkarmasını bilirim" diyerek yanındakı inşaat işçılerıne eve hiç kimseyi sokmamaları konusunda talimat verdı. Şımdi eve sadece Nazlı Şen, kızı ve kızkardeşi girebiliyor. Işçıler onlan tanıdıkları için kimlik kontrolu yapmıyorlar. Ama bu 3 kişinin dışında eve başkasının girmesi imkansız. Nazlı hanım misafirleri ile ancak Bu maddeye göre, ihaleyi yapan idarenin taahhüt amirleri ile ihale işlemlerini hazırlamak, yurutmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle gorevli olanlar, bunbalkondan konuşabiliyor. ların işleri, ikinci dereceye kadar Muteahhit Adem Çolakoğlu' kan ve sıhhı hısımleri, ortakları nun işçilere ikinci talimatı ise ga bu yasa gereğince geçici veya sugazetecılerle ilgili. Talimata göre: rekli olarak kamu ihalelerine ka'"Evın yakınına hiç bir gazetecı tılmaktan yasaklı olanlar, doğsokulmayacak. Nazlı Şen ile gö rudan doğruya veya dolayh olaruşturulmeyecek ve fotoğraf çe rak ihaleye katılamayacaklar. kenin makınesi kırılacak" Daha once kabul edilen beşince maddeye göre de, ihale işlerine girebilmek için kanuni ikametgah sahibi olmak, ihaleye girebilme yeterlik ve niteliğinde bulunmak, istenilen teminatı ve gereğince bu yasada yazılı belgeleri vermekle zorunlu olacaklar. ği acı deneyimlerden yaraı lanarak orada vanlan sonucun ozgurlukçu sendikal duzen olduğunu gorme gereğine işaret etti. Toplumun butunu içindeki sorunları ve olumsuzlukları bır yana atarak, sadece sendikalar ve sendikacılara suçlama yoneltmenın yanlış olduğunu belirtti; şöyle konuştu: "Örneğin bir sendika ağalığı meselesi vardır. Herkes bu suçlamayı yaptı. Toprak ağalığı, tekelcilik, toplumumuzda varolan çeşitli ağalık duzenleri dururken, sendika ağalığını tek başına alarak hastalığı tedavi etmek mumkun değildir. Yasalarda varolan denetim hukümleri işletilmemişken şimdi sendikaları suçlamak haksızlıktır. Bu, sendikaları gozden duşurme için yapılıyorsa, sendikaların yıpranması, ne işverenlere ne de yoneticilere yarar saglamaz. Denetime değil, denetleme bahanesiyle denetim altına alma amacına karşıyız." tdarenin genel ve ortak ihtiyaçlarından yiyecek, içecek, giyecek ve yakacak maddelerinin alımlarına ilişkin şartnamelerin genel esaslarıda yasa uyarınca bakanlar kurulunca saptanacak. Genel Kurulda 9'uncu madde verilen önergelerin kabulu nedeniyle yeniden düzenlenmek üzere komisyona geri verildi. Benimsenen 10'uncu maddeye göre de, sınai ve teknolojik zorunlulukların gerektirdiği durumlarda ilgili bakanın onayı alınmak suretiyle bedel tahmini yapılmadan kapalı teklif suretiyle ihale yapılması usulü ongorüldu. 11. nci maddede göruşulerek kabul edildi. Buna gore, şartnamelerin eklerinin onaylı orneklerinin isteklilere bedelli veya bedelsiz odenmesi hususu ile bedelli verilmesi halinde bu bedelin tespitine ilişkin bakanlar kurulu bir yönetmelik çıkaracak. Büyükelçiler arasında yer değiştirmeler yapıldı ANKARA, (Cumhuriyet Bü, rosu) Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdur Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı SöztSı Vekili Kaya Gungör Toperi Kuveyt Buyukelçiliği'ne Dışişleri Bakanlığı Musteşar Yardımcısı Erdem Erner de Viyana Büyükelçiliği'ne atandılar. Bu arada, merkeze alınan Tokyo Buyukelçisi Nazif Çuhruk'un yerine Kuveyt Buyukelçisi Nurver Nureş, Rabat Bü,yükelçiliğine ise Dışişleri Bakanlığı Komptörlük Dairesi Başkanı Metin Mekik atandı. Viyana Buyukelçisi Ecmel Barutçu ile Brezilya Buyukelçisi Yalçın Kutbay merkeze alınırlarken, Sofya Buyukelçisi Yıldırım Keskin Brezilya Büyukelçiliğine, Dışişleri Bakanlığı Daire Başkanlanndan Ömer Engin Lutem ise Sofya Büyukelçiliğine getirildi. Prof. Kutal: Yasalar dar yorumlanırsa sendikal özgürlük ortadan kalkar Prof. Metin Kutal, dünyanın her yerinde sendikaların siyasi faaliyet ile ilgili olduklarını, ancak modelin her iilkede birbirinden çok farklı olduğunu söyledi. İstanbul Haber Servisi Yeni sendikal yasaların tartışıldığı bilimsel toplantıda konuşan Prof. Metin Kutal, sendikaların kendi organları ile denetlenmesı gereken kuruluşlar olduklarına işaret ettı, yeni çalışma yasalarındakı hukumlerin siyasal iktidarlarca dar yorumlanması halinde Turkiye'nin sendika ozgurluğunun olmadığı bır ülke durumuna duşeceğinı belirtti. Denız UlaşIş Federasyonu Başkanı Emin Kul, sendikaların "denetlenme" değil, bu yasa hukumleri kullanılafak "denetim altına alınma" kaygısı içinde olduklarını söyledi. Mustafa Odabaş, Produktivite Kurumu tarafından yeni sendikal yasalar konusunda Tarabya Otelınde duzenlenen toplantıda, Prof. Metin Kutal, dunyanın her yerinde sendikaların siyasi faaliyet ile ilgili olduklarına, ancak modelin her ulkede birbirinden çok farklı bulunduğuna işaret etti, "Ortadaki gerçek şudur: Yasalarla ne kadar yasak koyarsanız koyun, çoğulcu demokrasiyi kabul ettiğiniz takdirde sendikalar belirli bir şekilde siyaset yapacaklardır. Yasaklar, yasaları çiğneme, çoğulcu demokrasiye yabancılaşma gibi daha sakıncalı durumları ortaya çıkarır," dedı. Prof. Metin Kutal, dar anlamda siyasi faaliyet ile geniş anlamlı siyasi faaliyet arasında ayrım yapılması ve sendikaların geniş anlamda siyaset yapabilmesi gereğine işaret etti. Kutal, çoğulcu demokrasilerde sendikaların fonksiyonlarının siyasal iktidarları desteklemek olmadığını bildirerek, Uluslararası Çalışma Örgutu tLO'nun 87 sayılı sozleşmesinde bu hukmun açıkça yer aldığını bildirdi. Prof. Metin Kutal, Anayasa gerekçesınde devletin denetimı ile amaçlananın sendikaları denetim altına alma değil kaynak israfı ve amaç dışı kullanımı^denetleme olduğunun belirtildiğine işaret ederek yasanın sendikalar aleyhine geniş yorumlanması halınde Turkiye'ye sendika ozgurluğu olmayan bir ulke gozuyle bakılabileceğini bildirdi. Yorumcu olarak soz alan Emin Kul yasanın sendikacılık hareketine güvensizlik ve kuşkularla tek tek olaylara dayanarak temel haklara yönelik yasaklarla dolu olduğunu belirtti. Kul, Batı'da yaşanan deneyimlere goz atma ve yasaklamaların getırdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear