26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLER 19 TEMMUZ 1983 Şevket Yılmaz: Sendikal özgürlük en geniş biçimde tanınmalıdır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Turkİş Olağanüstu Tuzuk Genel Kurulu diın SSK toplantı salonunda yapıldı. Genel kurulu bır konuşma ile açan Turkİş Genel Başkanı Sevket Vılmaz "sendika ozgurlüğunun geniş biçimde tanınması" en gerektiğini soyledi. Genel Kurulda Yonetim Kurulu'nun 5 kisiden oluşması yolundaki öneri tartışmalara yolaçtı. Turkİş Genel Başkanı Yılmaz, Genel Kurulu açış konuşmasında sendikalar yasasının muğlak hükumlerinin açıklığa kavuşturulması yolundaki girişimlerinin devam ettiğini soyledi. Türk ulusunun siyasal rejim tereihinin çoğulcu ve ozgurlukçü demokrasi olduğunu kaydeden Yılrnaz, "devletin yeniden şekillendirilmesine başlandığı günlerde özellikle haziran 1982'den bu yana Türklş topluluğu batılı anlamda bir sosyal demokrasinin çoğulcu, özgürlükçu demokrasinin saglıklı bir biçimde kurulabilmesi, kalıcı olabilmesi için yapılmak gerekenleri açık seçik orlaya koymuştur" dedi. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdurdtı: "Eğer bir iilkede çalışanlar içinde önemli bir kesim salt çalıştırılma statüleri sebebiyle sendika özgiirlüğünden mahrumlarsa, çalışanlar suni ayrımlara tabi tutulma tehlikesine maruz bırakılıyorlarsa işçiler ekonomik hak ve çıkarlannı korumak ve geliştirmek için kurdukları örgıitleri özgurce yönetemiyor, yöneticilerini serbestçe seçemiyor, iş progratnlarını ve çalışma hedeflenni özgürce belirleyemiyor, sendikalar toplumdan tecrit edilmiş bir biçimde idarenin keyfi tasarruf ve kararlarına karşı etkin yasal güvencelerle korunamıyor ise o iilkede sorun vardır. Serbest toplu pazarlık ve bu hakkın iyi niyetle kullanılmasının yegâne güvencesi olan grev çeşitli kısıtlamalarla etkin bir biçimde kullanılamıyorsa mecburi tahkim serbest toplu pazarlığın ikamesi olarak düşünüyorsa o iilkede sorun vardır. Bütnn bu sorunlar olmasa bile eğer bir iilkede kamu ozgurlukleri çoğulcu ve özgtirlıikçü demokrasinin gereklerine gore güvenceye bağlanmamışsa düşiince özgürlüğü kısıtlı, basın suskunsa o iilkede sorun vardır. TÜZÜK GÖRÜŞÜLÜYOR Şevket Yılmaz'ın konuşmasından sonra Genel Kurul Divan Başkanlığı'na Şevket Yılmaz, divan başkan yardımcılıklarına ise DYFlş Başkanı Mehmet Acıdereli ve Harblş Başkanı Kenan Durukan seçildiler. Divanın oluş masından sonra tüzük taslağınm goruşülmesine geçildi. Konfederasyonun adı, merkezi ve adresini içeren 1) Konfederasyonun amacı ve çalışma şeklini içeren 2) üyeliğin kazanılmasını kapsayan 3) Uyelikten çekilmeyi içeren 4) ve uyelikten çıkarılma bağlılığını taşıyan 5. maddeler görüşmesiz kabul edildi. Fürktş'in zorunlu organları başlığını taşıyan 6 madde de tartışmalara yolaçtı. 6 maddede Başkanlar Kurulu'nun istişarı organ olarak gösterilmesine bazı delegeler karşı çıktılar. Madde konusunda söz alan Teslş Başkanı Orhan F.rçelik sendikalar yasasına göre Konfederasyon Yönetim Kurulu'nun 29 kişiden oluşabileceğini ifade ederek tuzük taslağında Yönetim Kurulu'nun 5 kişi ile sınırlandırılmasının yanlış olduğunu söyledi. Türklş Genel Eğitim Sekreteri Kaya Ozdemir ise bu göruşe karşı çıktı. DPFlş Genel Başkanı Mehmet Acıdereli dev bir kuruluşun sorumluluğunun 5 kişiye bırakılmaması gerektiğini beİirtti. Harbtş Sendikası Başkanı Kenan Durukan, Başkanlar Kurulu'nu dinlemeyen bir Yönetim Kurulu'nun kolay kolay yaşamayacağını dile getirerek bu sorunun aralık ayında yapılacak Genel Kurul'da çöziime bağlanmasını istedi. Havatş Başkanı tbrahim Oztiirk, Yönetim Kurulu'nun 5 kişiden oluşması halınde 23 işkolunun yönetim dışında kalacağını söyleyerek "20 yıldır Türklş'' kötiimü yönettik? Neden 5 kişi oluşunda ısrar ediyoruz? 5 kişi bu kadar ağır bir yiikiin altında bırakılamaz" diye konuştu. Daha sonra söz alan Türktş Genel Başkanı Yılmaz, 6. maddenin Başkanlar Kurulu'nun istişari organ olduğuna ilişkin fıkrasını geri çektiğini bildirdi. Madde bu şekliyle oylanarak kabul edildi. Buna göre Türktş'ın organları Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Disiplin Kurulu olarak belirlendi. Türklş Genel Kurulunda öğleden sonra da yapılan çalışmalar sonunda Türklş'in tüzüğü 40 esas 2 geçici madde olarak kabul edildi. Yeni tüzükte Türktş'in 24 ilkesine de yer verildi. Istanbul Manzaraları POLÎTİKA VE OTESt MEHMED KEMAL Nasrettin Hoca Şükrü Kurgan hocamızın, "Öğretmen Dünyası" dergisinde "Nasrettin Hocalar Üzerine" bir araştırması yayımlandı. Bizim hoca, Anadolulu olarak kalmamış, başka sınırlara da yayılmış ve bir tane değil çokmuş. Nasrettin Hocamız Anadolu'dan çıkmış, bir çok ülkeye dağılmış. Şükrü kurgan hocamızın kara mizah dalındaki bu araştırmasından öğreniyoruz ki, Hoca Nasrettin önce yakın komşumuz Bulgaristan'a uğramış. Bulgarların Hitar Petar (Kurnaz, Zeki Pitar) dediklerinin yanında Hocamız bir aptal tipini canlandırıyormuş. Yugoslavya'da Sırp halk hıkâyeleri olarak yayımlanan öykülerin çoğu Nasrettin Hoca kaynaklı imiş. Bir çok Hoca fıkrasını kendilerine mal edip anlatırlarmış. Romanya'da bizim Hoca kendisine benzermiş. Ancak bazı fıkraları datanıyamıyacağımız biçimde değiştirilmiş. Romen hikâyelerinde Hoca'nın adı Nasrettin olarak değil, Pacâlâ, Hapilea, Papalea olarak anılırmış. Kılığı ise bizimkini andırırmış. Hoca Yunanistan'a da geçmiş. Yalnız burada durumu biraz değişikmiş. Desenlerimizi, çinilerimizi, Karagözümüzü kendine mal eden Yunanlılar, Hoca'yı da "z/mmef"lerine geçırmişler. Atina Üniversitesi'nden bir profesör, "Yunanlıların Ezop ve Diyojen'den sonra, yeni çağlarda böyle tipler yaratamamış olduğunu, Türklerle gelip yerleşen Nasrettin Hoca varken onu unutturacak güçte, başka bir halk kahramanı yaratmanın güç olduğunu" söylüyormuş. Ama Yunanlılar, gene de, "Nasrettin Hoca bizimdir." diye direniyorlarmış. Kazan Türkleri'nin Hocası ile bizim Nasrettin arasında ayrım yok, bırbirlerine benziyorlarmış. Benzerlik, kişilik ve öykülerin anlatımında da aynıymış. "Ye kürküm ye", "Yorgan gitti, kavga bitti", "Kazan doğurdu, kazan öldü" fıkralarını bizim gibi anlatıyorlarmış. Ayrıca, Kazan'ın Alma Ata kentinde Hoca1 nın mezarı varmış. Bu mezara güldürücü bir özellik vermek için yere düşecekmiş gibi ığri taş dıkmişler. Bilirsiniz, Nasrettin Hoca'nın Akşehir'deki türbesinin dört bir yanı açıktır, sadece kapısında bir kilit asılıdır. Hoca, Kazan'dan Kırım'a atlar. Burada niceliğini ve niteliğini değiştirmez, kişiliğini olduğu gibi korur. İran'a geçen Nasrettin Hoca, burada hoca yerine Molla adını alır ve Molla Nasrettin olur. Azerbaycan'da yirmi yıldan beri yayımlanmakta olan "Molla Nasrettin" gazetesini süsleyen resimlerde Hoca, orta boylu, kuşak ve şalvarlı, top sakallı, Azerı külahlı görünür. Fıkralar da birbirine benzer. Cenaze giderken Hoca'ya sorarlar: "Tabutun önünde mi gitmeli. ardında mı?" "İçinde gıtme de, neresinden gidersen git." v Bir başka fıkrada da oğlu Hoca'ya sorar: "Baba, bu cenazeyi nereye götürüyorlar?" "Oğlum öyle bir yere götürüyorlar ki, orada ne yemek var, ne içmek var, ne giyecek var." Oğlu şaşalar: "Baba, yoksa bizim eve mı götürüyorlar?" Hoca, buralarda kalmamış Çin Türkistanı'na da geçmiş. Şükrü Kurgan'm anlattığına göre, Çin'deki Nasrettin Hoca bir film kahramanı olmuş. Yaşı 5560 olması gereken Hoca, silahlar kuşanmış, gencecik biridir. Zalim yöneticilere karşı savaşır, halkını kurtarır. Halk, tefecilerin elinde inim inim inlemektedir. Nasrettin'in sevgilisi Gülcan'ın babası Niyaz, tefeci Cafer'e borcunu ödeyememiş. Cafer, bütün aileyi borç karşılığı tutsak edecektir. O sırada kılıcını sıyırıp ortaya düşen Nasrettin Hoca bunları kurtarır. Ancak, buracia bir incelik vardır. Hoca zor kullanmaz, halkı ayaklandırır, tefecinin elinden tutsak olacakları kurtarır. Zalim hükümdarlarla kıyasıya eğlenen Hoca hikâyeleri burada da geçerlidir. Örneğin Timurlenk'le Hoca arasında şöyle bir şey geçer: "Hoca, ben ölürsem cennete mi giderim, cehenneme mi?" Doğrudan cehennem diyemediği için şöyle yanıtlar: .'" "Ceddinizden Cengiz, Hülagu nereye gitmişlerse, siz de ora . ya gideceksiniz." Hocanın toplumdan topluma geçerken bir özelliği var ki, o da toplumları ayırıcı değil, birleştirici olmasıdır. lslanbul'un birçok semtinde haftanın değişik günleri # a r f c i r i tfkTVIl A7rfc»*l t » » * büyiik semt pazarlan kurulur. tstanbullular kurulan bu V J J l i l C I I l l J O I I d l ^^ p a z a r l a r ı n d a h a f t a l l k ihtiyaçlarım alırlar. Anadolu'dan Istanbul'a çalışmak için gelen fakat aradıklan işleri bulamayanlardan bazıları işte bu pazaryerlerinde küfeeilik yaparlar. Semt pazarında dolaşıp taşıyamayacakları kadar mal alanlar bunlan evlerine kadar küfecilere (aşıtırlar. Küfeciler pazarcılar gibi her gün bir başka semtte kurulun pazarlara giderler ve geçimlerini sağlayacak parayı kazanmak için uğraşırlar. Küfeciler tstanbul'un hangi semtinde otururlarsa otursunlar onlar için \asıta sıkıntısı yoktur, çünkü her yere yürüyerek gitmek zonındadırlar. Sırtlarındaki kiifelerle dolmuş, minibüs ve otobüs gibi taşıt araelarına binemeyen küfeciler her sabah erkenden kalkıp o günkıi pazarın kurulacağı semtin yolunu tutarlar, yorucu bir çalışmadan sonra da kaldıklan yerlere yine yürüyerek dönerler. Fotoğrafta bir cumartesi sabahı Beşiktaş pazarına giden küfeciler Dolmabahçe'den geçerlerken görülüyor. (Fotoğraf: Kadir CAN) 1 Aydın ÜGD davasında karar açıklandı: İZMİR, (THA) Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numarah Askeri Mahkemesi'nde devam etmekte olan 61 sanıklı yasa dışı Aydın Ülkücü Gençlik Derneği (UGD) davası sonuçlandı. Sol görüşlü 4 kişivi öldürmek ve çeşitli silahlı eylemlere katılmakla suçlanan sanıklardan 2'si ömür boyu, 21'i ise 336 yıl arasında değişen çeşitli ağır hapis cezalarına mahkum oldu. Dört sanığın dava dosyası ayrılırken, 42 sanık hakkında ise 2'si müebbet 23 hapis cezası, 42 beraat kanıt yetersizliğinden beraat kararı verildi. Sanıkların son sözlerini söylemelerinden sonra, Askeri Mahkeme heyeti dünkü duruşmada, Aydın'da, sanıklann 12 eylül öncesi, faşist bir düzen kurmak amacryla sol görüşlü Çetin Yılmaz, Ahmet Alpdoğan, Hamdi Dikçınar ve Mustafa Yağlı'yı öldürdükleri ye silah zoruyla çeşitli kişilerden ÜGD adma para topladıklan çeşitli terör olaylarına katıldıkları kanısına vardı. 12 yıl 10 ay, Ekrem Tosun 12 yıl 10 ay, Nurettin Işık 26 yıl, Hacı Bayram Turan 36 yıl, Ahmet Çelik 10 yıl, Ahmet Şimşek 20 yıl, Ahmet Kaplan 7 yıl, Feridun Güven 5 yıl 2 ay, Ertuğrul Argun 3 yıl 8 ay, Tayfun Cerit 36 yıl, Mustafa Seven 7 yıl 4 ay, Süleyman Toptaş 6 yıl 2 ay hapis. Tutanaklardan DISK davası Kocamanoğlu: DlSK'in dış ilişkileri tek yanlı olmadı Kongre'den izlenimler: Askeri Mahkemi samklardan Süleyman Aslan ve Ali Tan Altınsoy'u önce ölüm cezasına ları Merkez Konseyı'nden gelen çarptırdı, ancak hafifletici ne U V e S l b e r a a t tstanbul Haber Servisi 1 Mayıs mesajının, DtSK'in ya denleri gözönünde tutarak hakDİSK davasında delil olarak g nıtının, diğer yurt dışı sendikaokunan Sovyet sendikaları ile larla, biîtün dünya sendikaları larındaki kararı ömür boyu hasürdürülen ilişkilerin yazışmalatZMİR (THA) Ege Ordu arasmda yapılan olağan kutlama pis cezasına çevirdi. rının, anayasa, sendikalar, topKanıt yetersizliğinden 42 sanık ve Sıkıyönetim Komutanlığı 2 yazışmaları çerçevesinde kaldığılu sözleşme yasalan, İLO sözleşnı bildirdi. için beraat kararı veren Askeri Numarah Askeri Mahkemesince meleri ve ilkeleri doğrultusunda Mahkeme 21 sanık için ise şu ce Askeri Savı ve mahkeme heyetiyapılmış sendikal faaliyetler DlSK'in davetlerde ülkeler ne hakaretten yargılanan yasadıkapsamı içinde kaldığı belirtildi. arasında bir ayırım yapmadığı zaları uygun gördü: "Muhittin Yanık 34 yıl 8,ay şı ÜGD üyesi Ersoy Şimşek hakSöz alan Fehmi Işıklar, 112 na, koşullar elverdiğince uyuldukında verilen 2 yıl hapis cezası nolu deliller dosyası kapsamınğuna işaret etti. Sovyet sendika ağır hapis, Nezir Şen 32 yıl, ÖzAskeri Yargıtay'ca bozuldu. can Özer, 24 yıl 8 ay, Salih Bıda okunan belgelerin, DİSK ve ları ile ilişkilerinin devlet politiAskeri Yargıtay'ca Ege Ordu sanıklar yönüııden aleyhte delil kası paralelinde, barışın sağlan çakçı 6 yıl 5 ay 10 gün, Mehmet ve Sıkıyönetim Komutanlığı 2 teşkil edecek içeriğe sahip olma ması doğrultusunda ve sendikal Yiğit 8 yıl 14 ay, Hidayet Taşrafı şimdiye değin sendikası olan dığını, özellikle DlSK'in çok IŞIK KANSU faaliyet çerçevesinde sürdürül sın 3 yıl, GUngör Türk 23 yıl 8 Numaralı Askeri Mahkemesine Türk Metal'in desteği ile de gö yönlü dış ilişkilerini ortaya koydüğünü, paralel ilişki ve yazış ay, Hüseyin Ümit Topçu 21 yıl geri döhen dava dosyası yeniden reve gelen Kaya Özdemir'in bu duğunu söyledi. Sovyet Sendikaincelendi ve sanık Ersoy Şimmaların Batı ülkeleri sendikala 8 ay, tsmail Güngör 4 yıl, Alim ANKARA Türk Iş'in tügörüşüne yine bu sendikanın şek'in beraatı kararlaştırıldı. Yöriik 12 yıl 10 ay, Celal Ergin rı ile de sürdürüldüğünü, DlSK'zük kongresinde üzerinde en çok karşı çıkmasıydı. Türk Metal in çok yönlü sendikal merkezlertartışılan konu Yönetim Kuru delegesi Avni Çarşancaklı sole ilişki içinde olduğunu anlattı. lu'nun 5 kişiden mi, yoksa 29 ki rumluluğunun tecrit edilmiş 5 kiSöz alan Tuncer Kocamanoğşiye bırakılmasının Türk Iş'in şiden mi oluşmasıydı. lu, belge olarak okunan Sovyet lürkIş Yonetim Kurulu tü birliğini kopartacağını söyledi. Istanbul Haber Servisi Şair ve sendikalarından gelen yazıların zük taslağı konusunda geçenler Sonunda Yönetim Kurulu'nun Yazar Şadi Alkılıç (Şadi Baba) benzerlerinin kapitalist ülkelerin de toplanmış ve taslağı son şek 29 kişiden oluşması göruşü Ge dün Erenköy Galip Paşa Cami sendika merkezlerinden de gelANKARA, (THA) Sanık açıklanıyor: lini vermişti. Tüzük taslağı Yö nel Kurul'da kabul edildi. Tüzü i'nde kılınan öğle namazından diğini, DlSK'in gönderdiği yazılarından biri ömür boyu hapis ğün bu şekilde yenilenmesi ara sonra Karacaahmet'teki aile Halkın Kurtuluşu örgütü doğnetim Kurulu'nun 5 kişiden ların da aynı şekilde bütün senoluşmasını öngörüyordu. Tasla lık ayınmda yapılacak Genel Ku kabristanında toprağa verildi. dika merkezlerıne yoneıiK oıau 41 'i de 6 ayla 20 yıl arasında de rudan doğruya Anayasa nizamığın son şeklinin verildiği Yöne rul'da seçilecek yeni yöneticile Akkılıç bir süre önce geçirdiği ğunu vurguladı, "Tek taraflı de ğişen hapis cezalarına mahkum nı hedef almıştır. Bu hedefine olan "Halkın Kurtuluşu Dava Anayasa dışı yol ve usullerle tim Kurulu'nun toplantısına 38 ri büyük ölçüde etkileyecek. kalp krizi sonucu 67 yaşında öl gerlendirmeye itiraz ediyorum. kişilik kuruldan yalnız 19 üye Şöyle ki, doğal olarak 28 işko müştü. Cenazeye, dostları, ya Iddianame bu konulara ilişkin sı"nın 194 sayfalık gerekçeli ka ulaşmayı öngörmektedir. lunun konfederasrarı hazırlandı. katılmıştı. Bu 19 üyeden 11 'i ye yonda başkanları kendilerinin kınları ve bazı yazarlar katıldı. "Devletin yasama, yürütme suçlama getirmiş, DtSK'in dış örgütlerini Ankara Sıkıyönetim Komuni tüzükte Yönetim Kurulu'nun temsil etmelerini isteyecekler. Bu 1916 yılında tstanbul'da do ilişkilerinin tek yanlı ve Marksist tanlığı 3 Numarah Askeri Mah ve yargı olmak üzere üç ayn er5 kişiden oluşması yolunda oy durumda sendikalarda belirli bir ğan Alkılıç, Harb Okulu son sı Leninist doğrultuda olduğu kemesi'nde iki yılı aşkın bir sü ki bulunmakta, bu üç kuvvet vakullanırken 8 üye buna karşı görev üstlenmeyen kişilerin Türk nıfında iken 1938 Nazun Hikmet suçlaması getirilmiştir. Sendikal re devam eden davada 109 sanı sıtası ile devlet, görevlerini yeriçıkmıstı. olayı nedeniyle okuldan çıkartıl çerçevede sürdürülen ve benzer ğın yarğılandığı davanın 6 ayrı ne getirmekte, vatandaşlann hak Iş'e yönetici olarak seçilme olaGerçı Yönetim Kurulu'nda tü sılıkları eskiye göre az gibi mış, yargılanması sonucu bera leri Türkİş tarafından da ger iddianamenin birleştirilmesiyle ve hürriyetlerini teminat altında zük taslağı bu şekilde çoğunlukla görünüyor. at etmişti. Uzun yıllar Istanbul çekleştirilmiş gezilerimizde suç oluştuğu ve duruşmalarda 397 bulundurmaktadır. TCK' kabul edilmişti ama, Genel KuBelediyesi'nde şeflik, müdür teşkil edecek bir nitelik yoktur. sayfa tutanak tutulduğu belirti nın 146. maddesi ile Anayasa taTüzüğün taslağının Yönetik muavinliği, müdürlük yapan Al DlSK'in çok yönlü sendikal ilişrul'da iş değişti. Tuzüğü 5 kişirafından sağlanan bu nizam ve Kurulu başlıklı 11. maddesi de kılıç'ın "Çırpınışlar" adlı şiir ki kilerinin bazılan seçilerek suçla len gerekçelikararda sanıklann düzene karşı yönelecek eylcmler lik Yönetim Kurulu ile oluştuTCK'nın 146/1. maddesi uyarınğiştirilerek kabul edildi. Buna tabı 1934'de yayınlanmıştı. Yu ma konusu edilemez" dedi. ranların gereçesi lcra Kurulu'nu sayılmakta cezalandı ca çeşitli hapis cezalarına çarp suç göre Türk İş Yönetim Kurulu nus Nadi Armağanı'na 1962 yısürdurmek ve Yönetim Kurulu'tırılmalannın nedeni ise şöyle nlmaktadır. 112 nolu dosya kapsamında 29 kişiden oluşacak. Yalnız bu lında gönderdiği bir yazı nedenda her iş kolunun ayrı ayrı temokunan delillerin, suçlama ko29 kişiden bir genel başkan bir sil edilmeleri göruşü ağırlık kaniyle hakkında dava açılmış, bu genel sekreter, bir genel mali zandı bu göruşü savunanlar Gedava uzun yıllar sürmüştü. Yat nusu olabilecek nitelikleri bulunsekreter, bir genel eğitim sekre gıtay'ın çeşitli dairelerinin birbi madığına işaret eden Av. Ercünel Kurul'da yeni bir öneriy orment Tahiroğlu ise, ancak teri, bir genel teşkilatlanma sek riyle çelişkili kararlar verdikleri taya attılar. öneriye göre Turk DlSK'in Anavasa. 274/275 sayı fş'in Yönetim Kurulu 29 kişi reteri olmak üzere 5 kişi ünvanbu dava sırasında dış dünyada16 Temmuz 1983 günü doyamadan yitirdiğim biricik ları ile seçilecekler. Diğer 24 kiden oluşmalıydı ve bu 29 kişinin ki fikir adamları davayla ilgilen lı yasalar ve fLO kararları ilkeyavrum şi Yönetim Kurulu üyeleri olaiçinde 5 kişi ünvanları ile mişlerdi. Italya'nın eski Başba leri doğrultusunda yaptığı çalışmaların sendikal faaliyetlerinin caklar. 11. maddeden sonra Yöseçilmeliydi. kanı Prof. Nenni. Cambridge kanıtı olabileceğini belirterek, netim Kurulu'nun görev ve yetüniversitesi proffsörlerinden Bu öneriye Genel Kurul'da kileri başlıklı 12. madde de bazı Maurice üobb, Bertrand Russel, özetle şöyle devam etti: karşı çıkanların başında Türk değişikliklerle kabul edildi. Italya'nın o zamanki Cumhurİş Genel Eğitim Sekreteri Kaya "DISK'i dünyadaki çeşitli ülcenazesine katılan ve bana bu sonsuz acımda destek Tüzük Genel Kurulu'nda, başkanlarından Saragast ve da ke sendikal örgütlerinden istediği Ozdemir geliyordu. Kaya Özdeolan bütün akrabalarıma, vefakâr dostlanma ve "Yönetim Kurulu'nun çalışma ha başka ünlü kişiler Alkılıç da bilgiler, genç işçiler, kadın işçimir, Yönetim Kurulu'nun başyavrumun arkadaşlarına teşekkür ederim. esasları"nı içeren 13'üncü mad vasıyla ilgilenmişler, fikir özgür ler ve göçmen işçilere ilişkin çakanlara danışmadan görev yapade de kabul edildi. Bu maddeye lüğünü savunma yolunda önemli lışma ve bilgilenmelerin göndemayacağını belirterek Yönetim BİLGE AKCAN göre, Yönetim Kurulu üç ayda katkılarda bulunmuşlardı. rilmesinden ibarettir. Bu çalışKurulu'nun 5 kişiden oluşmasınbir olağan olarak toplanacak. 1%2'den 1972 yılına değin çeşitli malar Birleşmiş Mületler'in özel da ısrar etti. Ama işin ilginç takereler hapse giren Şadi Alkılıç, ihtisas kuruluşu olan UluslaraUluslararası Af örgütü'nce yılın rası Çalışma Örgtttü İLO'nun mahkumu seçilmiş, buna karşın Türkiye tarafından da onaylanuzun süren yıllar, özgürlüğün mış sözleşme ve tavsiye kararladen yoksun kalmıştı. Brüksel Büyükelçiliğimiz ldarî Ataşesi rı kapsamındadır." cier'e başsağhğı dileğinde bulunIstanbul Haber Servisi Ramazan Bayramı'nda ölen Türk du, cenaze daha sonra uçaktan Değerli kişiliği, engin bilgisi, savunduğu felsefesi ile İş eski Genel Başkanlarından tb ahnarak SSK Okmeydanı hastamenfur bir saldırı sonucu kaybetmiş bulunuyoruz. bizleri kendisine bağlayan, yeri doldurulamayacak rahim Denizcier'in cenazesi diın nesine kaldırıldı. Ibrahim Denizcier'in cenazesi saat 17.30'da uçakla yurda geıihocamız, Şehidimizin naaşı 21 Temmuz 1983 Perşembe günü yarın saat 09.30'da 14 yıl genel rildi. Tek Gıda İş Sendikası saat 12.00'de Başbakanhk önünde yapılacak töreni Başkanı Denizcier'in cenazesi Ye başkanlığım yaptığı Tek Gıda müteakip Maltepe Camii'nde kılınacak öğle şilköy havaalanında Türk İş İş Sendikası nın 4. Leventteki namazından sonra Isparta tslamköy'de ebedi Genel Merkezine götürülerek kaGenel Başkanı Şevket Yılmaz, istirahatgâhma tevdı edilecektir. Tek Gıdalş Merkez lcra Kurulu' tafalka konulacak ve 2.5 saat sükaybettik. üyelerı, sendıkacı arıcaaaşıarı ve reyle sendikacı ve işçilerin ziyaAziz hatırası ilelebet yaşatılacak olan şehidimize Acımız sonsuzdur. yakınları tarafından karşılandı, retine açık tutulacak, DenizcierTanrı'dan rahmet, yakınlarına başsağhğı ve sabır in cenazesi aynı gün Şişli Camikarşılama sırasında on kişiden Î.E.L öğrencileri adına dileriz. oluşan sendikacılar heyeti cena i'nde kılınacak öğle namazının 6 Fen D. sınıfı ardından Zincirlikuyu MezarlıDIŞtŞLERÎ BAKANLIĞI MENSUPLARI zeyle beraber gelen Denizcier'in e$i Pakize ve oğlu Sedat Deniz ğı'rda toprağa verilecek. 2 yıl hapis cezası Yargıtay'ca bozulan ÜGD ., . , etti ÇALIŞANLARIN SORULARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Açtığım davayı kazandım" SORU: Bir devlet hastanesinde 19631973 ydlan arasında, parça başı ücret alarak çalıştım. 1973 yılında da yardımcı hizmetli kadrosuyla Emekli Sandığı'na bağlandım ve halen bu kadroda görevime devam etmekteyim. Parça başı çalıştığım on yıllık dönemde, hastane beni sigorta ettirmemişti. Bu dönemdeki hizmetimi sigortaya saydırmak için açtığım davayı kazandım. Yargıtay da kararı onadı. Sigortanın istediği o döneme ait ortalama ücret tesbit davası da sonuçlandı ve ben sigortaya sayılacak on yıllık dönemle, kadrolu olarak çalıştığım son on yıllık dönemi birleştirip emekli olacağım diye hazırlanırken, SSK Bölge Müdürlüğü'nden gelen yazı karşısında şaşırıp kaldım. Gelen yazıda "506 sayılı kanunun geçici 1. maddesi uyarınca ilimiz hudutlarındaki tek işçi çalıştıran işyerlerine teşmil tarihinin 1.8.1966 olduğu ve yazı ekindeki 3 adet işyeri bildirgesinde bu tarih itibariyle düzenlenip verilmesi" isteniyordu. Sonuç olarak bana, mahkeme sigortaya alınma tarihimi 1963 olarak saptadığı halde, adı geçen yasa uyarınca 1966 ağustosuna kadar olan üç yıllık dönemin sayılmayacağı söylendi. Bu konuda bilgilerine güvendiğim kişiler de bana, yapacak başka bir şey olmadığını söylediler. şy. YANIT SSK Yasasının geçici 1. maddesine göre, "Bu kanun hükümleri, şehir vc kasabalarda, belediye sınırları içinde bulunan yerlerde 4 kişiden, bunlar dışında kalan yerlerde de 8 kişiden az kimse çalıştıran iş.veren ve bunlann çalıştırdıklan kimseler hakkında" Bakanlar Kurulu'nca saptanacak tarihlerden başlanarak uygulanması öngürülmüstür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu konuya ilişkin 6.6.1975 Tkrih, 108 Esas, 731 Kararı ise özetle şöyledir. (...) Davacının işyeri kurumca 1967 yılında kanun kapsamına alınmıştır. O tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre en az 4 işçi çalışan işyerinin kanun kapsamına alınması mümkündür." Bulunduğunuz ilde 1 kişi çalıştıran işyerlerinin yasa kapsamına alınış tarihi 1.8.1966 olarak, Bakanlar Kurulu'nca saptanması sonucu, sigortalılık başlangıcının da bu tarihten geçerli olması gerekir. Ancak bir devlet hastanesinde, sizin durumunuzda hizmet sözleşmesi ile çalışan sayısının azlığı dikkat çekicidir. Konuyu bu yönüyle ele alarak 1963 yılında uygulanan 6900 sayılı Maluliyet, Ihtiyarhk ve Ölüm Sigortaları Yasasına göre hastanenin sigorta kapsamına alınıp alınmadığını SSK Bölge Müdürlüğü'nden araştırmalısınız. 5 kişi mi, 29 kişi mi? Şadi Alküıç toprağa verildi "Halkm Kurtuluşu örgütü doğrudan doğruya Anayasa nizamını hedef aldı" TEŞEKKUR NEŞE'min Denizcier'in cenazesi yarın katafalka konuyor ACI KAYBIMIZ DURSUN AKSOY'u da KÂMURAN DOLUEL'i GEÇ ve GUÇ OGRENEN ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL EĞİTİM PROGRAMI uzmanlar denetiminde mesleğe yöneltme eğıtTm, ögretim. ÇAĞDAŞ KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVİ Kazım Karabekır Sok. 2/1 ERENKÖY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear