26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
24 MAYIS 1983 • • * * HABERLERİN DEVAMI Cumhuriyet 11 Erdal İnönü (Baştarafı 1. sayfada) înönti, partinın 10 gün içinde kurulacağım söylemenin yanlış olmayacağım soyledı. Halil Tunç'un telefonu için de «Telefon edlp ba&aıilar diledl. Her zaman yanımızda olacağııu söyledi. Fakat kurucu olarak girenıeyeceğiııl ifade ettl» dedi. Cumhurbaşkanından randevu talep ettiğini, daveti bekledijinl söyleyen İnönü, «HP'> min birleşme çağnsının ne taraftan gejeceğinin uygun olacağı» sorusurm dn. «Görüşmek isteycn arkadaşlarımızla cîaima temasa hazırız. Dolayısıyla bir öneri gelecekse başkalarından gelm«si dogaldır sanırım» karşıhğını vcrdi. TUNÇ'UN AÇIKLAMASI Erdal İnüııti'niin kurucu UyeIik istegıru reddeden Halil Tunç, bu öneriyi kabul etraeyişinin nedeninin kamuoyuna yap tığı daha önceki açıklamalsra dayandığını belirterek, şunları söyiedi: «1963'te yasalarla Berçekleşen v e şimdi büyük ölçUde kısıtlanan demokratlk i.şçi haklarınm yeniden kazamlması İçin uğraş vermek isterim. Üikcmizdf ger çek demokrasi yolunu açan iıısanca ve iıakça bir toplum düze ni amaçlayan ve Atatürk'ün halkçılık fe!sefesini yansıtan fa kat demokrasiyc lııanınayanlar ca enffcllenlp yozlaştırılan ve haksız olarak bunalınıın ve kar gaşanin sorumlusu (fibi gösterlien 1861 Anyasası'nm iierl sosyal ve siyasal hUkümlerine yenldcn kavuşabilmek için ınücadele etmek isterim. Varlıklı yı daha varlıklı, voksulu dalıa yoksul kılan, sosyal sorunlarımızı büsbütün agırlaçtıran, eko nomiyi kısırlaştırarak toplumumuzun geleceğinl karartan, de mokralik Ijçi hafclarım ve soayal adaleti dışlayan, köylümu ze efendiligj çok çüren, halkı ezîp sümürenlerin egemenligini pekiştiren ve özKÜrlüğün, de* ınoKrasınin acağını söndüren 24 Ocak h'ararlarından ve bu ka rarlarm ekonomik modeiinin cenderesinden ulusumuzo kurtarabilınek İçin var fçücümlo ça ba göstermek isterim. Ben koşullara tesiim olarak değil, ancak d(>mokrasi ve sogyal adalet yöntinüe kogulları de ğiştirmek iizere poiitika yapına yı içime sincliı ebiilrim. Sesimi kısarak sözümii esirgejerek düşüncelerimi örterek ve fnançia rımdan fidün vererek değü, yüksek sesle, açık sözlülükle özgürce v e »dünsüz olarak gö revimi yer'me geiireceğinı. lşçl hareketiııin içinden yctlşmiş ve kendisini sosyal denıukrasiye adamış bir kimsedeıı başka bir davranış bcklenmemesl fiereklr.» ÇEKİRDEK KADRO Erdal İnönü fle bırlikte 6 kişiden oluşan çekirdek kadro dün saat 14.30'da biraraya geie rek Pembe Köşk'teki çalışmala nnj sürdürdü. Toplantıya Erdal tnönü, Ceznıi Kartay, Mu zaffer Saraç, AtUU Sav, Kefet Tüziin ve Kâzım ¥enlce JcaüiÇekirdek kadro toplantısına katılan Refet Tüziin «Tüzük ça hştnalaruun tamamlandığım» belirterek. kurulacak partinin adı konusundaki bir soruyu da yarutladı. Tüzün «Fartinin artı üzerinde de çalışılıyor. Parti a* dı bu döncmde öncm kazanıyor» dedi. PARA ÇEKTt İki saat süren toplantıdan sonra Erdal înönü, yanmda ga zetecıler olduğu halde îş Bankası'mn Farabi şubesine giderek para çekti. Yolda gazetecilerin, kadrosunun «Akademik kişilerden oiuştuğu» yoiundaki bir soruyu yanıtlarken, «Böyie yarunı yapanların dttşüncelerinl kendilerine sormak lazım. Den gell bir liste olacağından şüphe etmemek lazım. Fakat tabil, sonucu biraz sabredip görmçk laııtn* dedi, İnönü, kurucular listesi, bu arada tsınail Cem'in kurucu olup olmadığı yolundaki sorularae «Sonuç almadan bir şey söyl yemeyeceğinl» bildirdi. KARTAV'IN AÇIKLAMASI Çekirdek kadro toplantısından sonra açıklama yapan Cea ml Kartay, «Henüz ealışmalarınuzı bitirmiş değiliz. En yakın zamanrta özen göstermeye çab* eöstereccğiz» dedi. İlhan Tekeli, Yiğit GülöksUz, Gülten Kazgaîi, Öztin Akgiiç ve İsmail Cem konusundaki isimleri hatırlatan gazetecilere Kartay, «tsimler beüi değil, blzim fikrimize tnananlar her haliikarda yardıma devam edeceklerdir. Vardırn etmek için nıuhakkak etiketli bir îörev içinde olmaları gerekmez» dedi. Kartay, isim ve arnblemin henüz kesinlik kazanmadığını büdirirken, «Ba/ı çevrelerde buradabl oluşmn için akademik yorumu yapılıyor. Siz ne dlyorsunuz?» sçrusuna «Oluşum mcydana çjk tiktan sonra valandaş Ccğerlendlrir» kar.şılı^ını verdi. Saat 18.00'de İnönfl'yU emekli albay Naci Akgök ziyaret ef> ti. Yaklaşık 10 dakika süren görüşmeden soara N»ci Akgök, gazetecilere kurucu üye olaceğıru söyledi. Prof. Türkan Âkyol dün akşam Pembe Köşk'e giderek, Erdal İnönü ile bir görüşme yaptı. Akyol tnönü görüşmesi yskJaşık yarım saat sürdU, KOTİL'İN SÖZLERt îstanbuJ'da buıunan Aytekin Kotil, Erdal înönü'nün Sosyal Demokrat kanatta parti kurraa calısmalan için «tlk ?ünün he» yecanı aiderek azalıyor, verini karamsarlığa 6ırakıyor» dedi. Kotil. Sosyal Demokrat taban daki karamsarlık belirtisine kar SiUk, tniinü'nün iyi bir kadro kurma şansımn devarn ettiğini ve zaman vitirmeden bu olanagı iyi degerlendirmesi gerektiğini savundu. Aytekin Kotil, kadro ve urosrarnını begendiKİ taktirde Erdal İnönü'vü destek leyeceginl. aksı durumda Rörüs lerini kRmuovuna acık'avacsâını vine'frii HP ANKARA tL ORGÜTÜ Halkçı Parti'nin il ve ilçe örBilt.lenmeleri başladı. İlk il örtrfitü Ankara'da kuruldu. Bu aruda çankaya ve Altındağ ilçe başkanlan da belirîendi. Halkçı Parti'nin basın, yayın vs Tanıtma işlemlerinden sorunılu Genel Başkan Yardımcısı Aytekin Yıidız'dan alınan bılgiye göre, merkez yönetim kurulu'nun dün yaptığı toplantıda, parti tüzüğünün geçici maddssı uyarmca Ankara il baş kanlığına Yiiksel Babur getirildi. Aynca Altındağ ilçe başkanlığına Avukat Seyfi Oktaj, Çankaya ilçe başkardığma da emekü yargıç Doğan Sönmez atandı. TerörSe (Ba«tarafi 1. Sayfada) tislz işlemesinde ve milli irade üstünlüğünün her şartta geçerli olmatunda fürüyoruz. Hiçbir yetki ve hürriyetin deviet ve toplum güvemıği aıcyhine kuUanjiıruUiina müsamaha edilemeyeceği gibi, deviet ve toplum güvenliği bahane edilerek, hiçbir hürriyetin ortadan kaldırılması veya sürekli kısıllanması kabul edilemez. Anarşi, terör ve bölücülük, deviet ve cemiyet güvenliğinin ortadan kaldırılması amacına yönelik bir mücadeledir. Anarşi, terör ve böiücülükle müessir mücadeleyi gürdürmenin hürriyetci demokratlk nizamdan vazgeçme.ve gerek kalmaksmn mümkün oldugu, bunun için devletin ffcıektijfindc yeni lıukuki ve fiili imkanlarla teçhiz edihnesin den kaçaulmaması gerektiği görüşündeyiz. (Baştarafı 1. sayfada) şilerle bazı temaslar yaptıktan sonra Ankara'ya döndü. Ankara'da kurulan çekirdek kadro ve parti kurucusu olarak düşünülen ve temas kurulan isimler genellikle sosyal demok rat kesimlerde saygmlık uyandı racak, fakat ısimlerinden politikacı olarak söz edilrneyen kişiler. Erdal înönü'nün bu çekirdek etrafmda kurucu olarak düşünâüğü ve gbrüştüğü kişilere bakıldığında Ankara Unîversitesi eskl rektörü TUrkan Akyol, Başbaltanlık eski müsteşan ve Damştay üyesi Alımet Durakoğlu, ÎstanbuJ'da görüştügü ve kamuoyunca TRT Geneı MUdürluğü dönemindeki mücadeleöi üe yakından tanınan tsmail Cem, prof. Öztin 4kgttç, Istanbul'da sosyal demokrat örRÜtün tanıdığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi eski dskanı Prof. Nurettin Sözen gbriilüyor. KURUCULAR KIM OLACAK? da yer alması beklenen kişiler arasında. Sosyal demokrat kesimde ağırlıklı olabilecek bir kadronun oluşturulınak istenmesi ba zı başka politik kesimlerde değişik yorumlar yaratmaya başladı. Erdaı înönü'nün parti kuruculuğuna giriştiğini açıklu. dlğı günlerde «tam destek» dı ytin bazı ağızlar, yeni oluşturujmaya başlanon kadro içinde kendilerini göremeyince «kadrn yu görelim de ona göre destek» demeye başlaöılar. Bu kssimlerin beklediiil şuydu anlaşılan: Erdal tnönu gidıp sosyal demokrat kesimin eski lîizıp beşlan ile teker teker görüşecek ve kencljsmi desteklemelerini rlca edecek. Onlar da karşıiık olarak parti kurumlar listesin de «kaç adamla rı» olacağı ve genel yönetimde «nasıl temsil» edilecekleri konusunda pazarlığa başlaj'acaklar. Bugün Ankara'ya gelerek E r . dal înönü i)« görü.şecek olan FetrolIş Genel Başkanı Cevdet Selvi ile sosyal demokrat bazı sendikacılar da kurucu kadro Bu pazarlık şimdilik gerçekleşnıedi. Bu görüşmeler olmadı. Hazırlanan listeler Erdal înönü'ye henüz verilemedi. Bunun üzerine ağızlar yavaş ya vaş deâişmeye başladı. «örgtit tabanını dikkate almayan b!ı kadro başansız olur» gibi sbzler yükscliyor ufaktan ufaktan. Bu sözler «Biz de varız ve pazarlığa oturulmazsa destf ğlmlzi çekeriz» anlamına geliyor. Ama şu da biliniyor: Destek çekilirse ne olur? Eski hizipler yeni bir parti kuramayacaklarını çok iyi biliyorlar. O zaman ysni partiieşmenin dışmda ko!mış olıırlar. Bunu da istemeyecelıleri için <>destek çekeriü ha» füzlarl sadeca beklenen görüsmclarin ve pazarlıkiann yapılması için birer uyarı. Yeni parti oluşumunun elbetteki sadece < sosyal demokrat kaııntta sayfrınlik ypratnuş kiçiler»den hareket etmesi ve o noktada kalması düşünUlemez. Bu oluşumun içinde poütikijyı bilen örgütlenme çalıamalannda illerde ve ilçelerde yıllarca çalısmif kisilerin yer aünası kaçmılmaz. Bu kişilerin kurularak partide yer alacaklarından kuşlnımuz yok. Ancak şu veya bu eski kişinin «adamı» olarak ve çeçitli pasarlıklerla «ağırlık ları nnnında» yer almaîarı istenmiyor. olayiarsn GERCEK (Baştarafı 1. Sajfada) midir? Bu ayrı bir sorudur. yamtlanması zamana bağlıdır. Sağ kesimde durum aydın hğa kavuşmusken, sul hesimdc benzer hurallann geçerli olduğu anlaşıhyor. Bü rokrat kaynakh Halkçı Par ti (HP) girişimınin demok' raüh sol tabam taparlayamayacagmı, hatla bölemeyeceğini siyasal, gözlemcüer ileri surmehtedirler. Buna karşın sosyal demokrat taban, aşagıcîan yukanya bir arayışla, Erdal İnönü çevresinde uzlaşıp toparlanma surecine girme eğilımini çiziyor. Bu durumda seçimlere dogru giderken siyasal partiler ortamına dıçarıdan yapılacak mudahalelerin gün gaçtikçs zorlaşacağı anlaşümaktadır. Kişilere konaıı siyasal yasakların da ancak dar bir çevre için anlam taşıdığı ve yeni dönem adırıa kolaylıklar saglamadığı saptanmaktadır. Bu geüsimin önune geçmek için ahnacak onlemlerln, yüzde 91.5 oran~ da oyla onaylanmış Anayasa üe bagdaitırıiması zor dur. Çünkü şimdıye değın siyasal parti kurma giru şimlerindeki bütün gelişmelerin öncaden açıklanmış yasal çerçeveye ve kurallara uyularak yürtüldüğü gb'z lenmektedir. Siyasal alandakt hızlı gelişmeler evdeki hesabın çar £Wa uymaması biçiminde de yorumlanabilir. Çünhü, fimdiye dek hulislerden yansıyan tasarımlara göre »merkez partisi" dıye anılan bir temel örgütun ekseni üzerinde parlamenter rejime geçi? öngörülüyordu. Bugünkü durum değişiktir. Yeni donemin amurgası sayılacah 'merkez partisi' Jıurulamamış, beklenmedik bir tablo olusmustur. lJ Mal Bildirimi. (Baştarafı 1. sayfada) nek ve vakıf yöneticileri de aynı büdirimlerde bulunmalıdırlar. Bu da yetmez: Partiler, her yıl, gelir kaynakları ile harcamalannı, gazetelerde yaymlamalıdırlar. Geçrnis örneklerden bîllrlz. Partiler. b(rbirlerini. «karanlık kaynaklardan yardım alnıakla» suçlarlar. Bunu önlemenln tek yolu, partiye yapılan bagışlann dökümünü yaparak. burıian. yaymlamaktır. O zaman yurttsş, parîllerin gellrleri ile giderleri arasmda bir karşılaştırma yapma olanağı bulur. Söylentiler ve haklı ya da haksız suçlamalar böyleco bir ölçüde, önlenmiş olur. öneri leri daha da somutlaştıralım: Parti lideri ve kuruculan, birer «beyaz kitap» çı kararak, kurucuların, örneğin son ylrmi yıl içinde, elde ettiklcri serveti, ilişkih bulundukları ticari şirketleri ve miras yoluyla edindlkleri taşınmaz rnalları tek tek yayınlasalar yararlı olmaz mı? Tabil. bu bildirimde, baba, ana, eş ve çocuklar üzerindeki taşınır ve taşınmaz mallar da söz konusudur. Her parti, böyle «beyaz kitap» çıkarsa hiç şilphesiz çok yararlı olur. Partilerin kimlerin sözcüleri olduklan da böylece daha kolay anlaşıhr. Yüce Divan dosyalarmda akçah işlerle llgill bazı kamu görevlilerinin, aylıkları lle sağlanamayacak servete sahip olduklan anlaşılmamıs mıydı? Şimdl, parti kurucusu o!an bir bakanlık müsteşan ya da bir Genel Müdür'ün sahip olduklar» servet açıklansa, bu kuşkular ve söylentiler de önlenmez mi?. Bu bakımdan bu öneri, parti KUruculannın ve partilerin yararmadır. Bu yüzden hemen. şu onbeş yirmi gün İçinde mal blldirimleri yayınlanmahdır. Belki, ilk aşamada, bir kitap çıkarmaya blle gerek yoktur. Gazeteler, bu raal bildirimlerini seve seve yayınlarlar. Denemesi bedava.. Gazete sahiplerinin, yöneticilerinin ve yazarlannın da mal bildirimlerinde bulunmaları acaba hiç düsünülmez ml? Belki unutmuşunuzdur; anımsatalım. Sağ eğilimli bir gazetenin genel yönetmeni, gazeteslnden ayrılıp, bir başka gazetenln kuruculan arasma katılmıştı. Tam bu günlerde, bu sağ egllimU gaiîetenin birinci sayfasında gazetenin eski yöneticisi için çok ağır bir suçlama yeraldı. Yazıya göre. gazetenln eski yönetîcislne, «33 ınilyoo llraJık nıevduat sertlfikası» ödenmiş ve bu para, Zürih'te Centrale Bank'ın dolar hesabma dönüşmüstü. Bu dehşetengiz suçlama bununla da Kalmıyordu. Yazar eski genel yönetmenine kamuoyu önünde soruyordu: Peki kamyon ve çelik satışından aldığı yüzdeler için kalemini bir işadamına kiralayan da bu şahıs değil midir? Hayret doğrusu! însan yaşadıkça nelere sahit oluyor... Gerçekten, insan yaşadıkça nelere tanık oluyor; demek. kl, bazı gazeteciler, bazı gazete yöneticileri, «çelik ve kamyon satışından yüzdeler» alarak para kazanmaktadırlar. Peki, gazetenin yazarı. eski Genel Yayın Müdürü'nün bu hünerini yeni ml öğrenmigti? Genel Yayın Müdürü, bu ydzdelerj alırken, gazete içinde hiç kimse dönen bu dölapîarı biimiyör, görmüyor y a ' d a sezmiyor muydu?. Aünan bu yüzdeler. Genel Yaym MüdÜF ' rü, bu sağcı, gazeteden, ayrıldıgı zaman , mı akl», gelmigti? Yoksa, bu Genel Yayın Müdtirü, gazeteden aynhrken, «Ben bu yüzdeleri aldım» dtye bir itirafta mı bulunmuştu?. Gazete sütunlanna kadar yansıyan bu suçlama konuları, gazete tarafından, hangi tarihte, nasjl öğrenilmişti?. Tabii, bütün bunları bizim bilmemizt olanals yok, ama, bu yayın gösteriyor ki, bazı gazete yöneticileri ve yazarlar, bir takım karanlık yollarla, gelirlerinin çok üstünde bir yaşam düzeyi tutturmujlardır. Bu yaşam düzeyi, «çellk ve kamyon satışlanndan ahnan yüzdelerle» ml, bazı holdlnglerin, işadamlarının «iş takipçilerinden» elde edilen «gizli servetle» mi sağlanıyor, bunlan bilemiyoruz. Bunları bilecek olan onlardır.. Ne de olsa, suçlayan da. suçlanan da kendilerindendir. Açıklıkta yarar vardır; parti kurucuları ile beraber, gazeteler, gazete yöneticileri, yazarlar, muhablrler, sendika, dernek ve vakıf yöneticileri de mal bildirimlerinde bulunmalıdırlar. Basımn, yazarların, gazete yöneticilerinin, kimlerin sözcüsü ya da gözcüleri olduklan da ancak böyle anlagılır. Bagka yol var mı?. «Hürrlyet», en yüksek satışlı gazete olarak, bu haklı ve yerinde öneriyi ortaya atmıştır. Bizler de bu Öneriyi, kendi önerimizle birteştirip olanca gücümüzle destekliyoruz. ötekl gazetelerden, bu iki öneriyi desteklemelerini diliyoruz. Halep ordaysa, Arşın burada, buyurun. (Ua$uraiı 1. men her sdurınüa mıe liytır. atmcjsı üe, p.üg Demokrasi ve karmo ekonomi hıp ülüukları güvejıceleri «Türk vıuar.uaşı için de sagianıak az mınde» oiduğunu açıklayan BPT prograroında «mJiii irade ııin üstua.üğüne» gelinerek şdyle denljiyor: «MI1H İrade, biittin deviet KÜçlerinln, bütün anayasay» bsgh yetkilerln menşeidir. Anayasalara ve bütün kanunla ra geçerlik kazandırao milli iradcnin tasvibinden geçmiş oimasıdır. Ulkeyi kimin fda re edeceğini belirieyen, siyasi iktidarlan tayln eden ve dejiştiren sadece miIU iradedlr. (...) milli iradenin üstün lüğünü haleldar edebllecek bütün engelleri bertaraf etmel, miJH irade kararlanna mutlak »aygıyı »ağîama, biuriyetçi demokratik nizamm vazgeçilmez, taviz verilmez geroeğidlr.» Politikayı ülkenin sorunları na sürekli çözüm oluşturarak, vatandaşların güven ve aOalet içinde yaşayabllecekle rı bir ortamı seliŞtirmek biçiminde anladığmj vurgulayan BTP «idare edenlerin serbest seçimlerle millet tarafından seçildiği, lıürriyet düzeıünln bütün temlnatları ile işlediğl demokratik düzenin tesisi su retiyle istikrar içinde işletmeyi, bütün deviet organla rmın ve siyasi partUerin jörevi» sayıyor. Programm kamuyönetimi bö" lümünde yaaama, yürütme va yargı organlarına ilişkln düşüncelerin açıfelanınasmdan sonra «Millî s avunma, Türk si lahh kuvvetleri» başlığı altın da ayrı bir bölüme geliniyor ve şöyla deniyor: «Ordunun poütlk temayül ve tesirlerin kesinlikle dıçında tutulması şeklinde Cumhuriyefin lcüruluşunda Atatürk' ün koyduğu prenslbe tavizste uyulmasını, vatan müdafaası nın tehlikeye atılmamasımn ve hürriyetci, demokratik rejlmin yaşayabilmesinin başhca şartı sayarı». (...\ gilahiı kuvvetterln senel idareye dahil ve hü kümotin emrinde bir devlet ku ruluşu oUrak, hlzmeiln önemi ve hususiyetine eöre sahin olduftn stata dnha helirH hale getirilmeli, demokratik deviet düzenî ve mlHS irade üstünlüğünün bu belirlemede zedelenmemesine özen gös teriimelidir.» Seçîmleri demokrasinin «şah danıarı» olarak nîteleyen program, seçim sonuçlannm «beğentllp befenilmemesinin bir değcri olmadığına ancak seçim sonuçlanna hürmej ve rlayetin mecbur!» olduguna ilişkin görüşünden sonra, siyasal örsrüt'pnmenin «hürriyetci demokratlk reflmin başta .çelen lıakkı olduğunu» dile getiriyor. Programın ekonomik bölümünde ise, izl«necek ekonomifc politikamn «karma ekono ml» olduğunu vurguluyor. E ekonomi sısteıninc» olan gereK&unm beurıilıyor. Jâır baş ka deyımle, 24 Ocak kararla rını savunan siyasal parti henüz yok.. Güçlü deviet Dun yaymlanan Büyük Tür • Güçlü devletin Türk top kiye Partısi'nın programında Iumumın huzuru ve gelişnıesi da, yulcarda özetleaen ıkı ana için şart olduğu Inancmda ve i"'ieıün vanığı açıkca gdzler bunu gerçekleştirme karannda önune seyılıjor. Buyük Türkiye Partisj amaçiarmı açık• Hür ve demokratik ttlke ladîğı «Ukeamsç» bölürnüninsanlarının nıedenl ve siyasi de avicdan h^rnyetlnin, miiıl haklarını kullanmakta ve lıüı ve manevi değer'ere saygının, riyetini korumakta sahip oldu kanun hakim.yeâ fikrinin, va ğu hukuk teminatlannı Türk va tandaşl ırın ınal ve can güven tandaşı için de saglamak hede liklerlnin ve korkudan uzak yaşama h£*ianmıı devletin i'jjnizdir. • Hür toplumu otorlter ve demokratlk otoritesiyle temi dikta yönetimindeki topluluk nat altında tutulmasınuı» S a tan ayıran iizellik, ki.şi hakları vuaucusu olduğunu açıklıyor. nııı vasıfları ve kaynaklandır. Devletin demokratik otoriteKomünist, fasist ve dikta ile sınin ne olacağı ise, aınagiarda yfinetilen topluluklarda kişinin açıklaniîiıyor. Kışi dsgüriüğünün demokhaklarını ve bunlardan yararlanabllmcııin ölçüsünün şartuıı ratik nlzanjın kesintisiz işlemesinde ve milii irade üstün belirleyen günün yönetimidir. • Türk miUetinB yaraşır ye lüğunün her şaıtta geçerli kal gane idare tarzııun demokrasi tnasında gdrdüklcriüi» belirsistemi olduğu, ancak demok ten BTP, deviet ve toplum gü ratlk Idarelerde millet egemen venliğinin «anarşi terör ve bö tehdit iiği ve milli iradenin üıtünlü lücülük tarafuıdan» ğünden bahsedilebileceği inan eOıldiğini bıldırerek, şu çarvındayız. Komünist, faşist, teok pıcı düşünceyi savunuyor: «Hiçbir deviet organı anar ratik ve her nevi İdare ve dlkşi, terör ve bölücülük karşı taya karşıyu.» 8inda tarafsiK olamaz. AnarProgramda, «milli ve manev! şi, terör ve bölücülükle müdeğcrlere saygı», «laikllk», essir mücadeleyi sürdürnıenin «Türk mîlUyetçiliği», «Temel hürriyetci demokratik nizamhak ve hürrlyetlere riayeU bö dan vazgeçmeye gerek kallümlerine de yer verildi. maksuın müınkün olduğu, bu Kamu yönetimi bölümünde nuri için devletin gerektlğinde Cumhurbaşkanlığı, «Demokratik yeni lıukuki ve fiüi imkanlar düzenin üsCdenge unsunı» ola la techie eüilmeslnden kaçırak tanımlandı. Daha sonra şu nılmanusı gerektiği inancınsavimuldu: dayız.» ı însan hakları ila birlikte öz • Siyasi teşkilatlamna hürriyeli demokratik rejimin baş gür ve demokratik ülkelerde yaşayan Insanlann uygar ve ta gelen hakkıdır. siyasal haklarını kullanmada vo özgüi'iüklerini korumada sa Ekonomi politikaları • Ekonomik yapı, özel mülklyet, lıür teşebbüs, serbest rekabet prensibine dayab piyasa ekonomisine ve pltnlı kalkınma esaslarına Utinat ctmelidir. • Karma ekonomi düzenlni hür teşebbüs ve piyasa ekonomisl ile çelişlr gfirmeylz. Piya»a şartlarımn, mal) teşvik ve »• niFİamalannın her İki sektörde eşit şartlnrda uysulanmaSDun zaruretine inanınz. (Ba«tarafı 1. Sayfada) bln Uraya 1977 model Renauit marka otomobll alınıştım. Bunlardan başka da ben varun.» Esener, yüzde 10'luk baraj konusundaki sorulara da, «Biz şlmdldcn yüzde 2030'u geçtik» dedi. Esener, Ankara'da parti genel merkezinde de basın mensuplarıyla sohbet ederken, «Sosyal deviet» görtişü sayu «BTB'yi 12 Eylül felsefesinin nulan progranıda «eğitimin üre Anayasasma, kannnlarına ve ticl» olması gerektiği belirtildi, felsefesine sadık olarak yeni Eğitim, sağlık, şehirlesme, ko bir ruh. yeni bir kadro ve yenut, çalışma hayatı, sendikal ni bir dinamizmle kurmaktahaklar, sosyal güvenlik, konula yır. Bunun dışında olanlar orına yer verilen programda, üış lursa onu içimlzde tutmayız» politika konusunda. «NATO, dedi, MDP ile birleşme konuAvrup.i ekonomik topluluğu ile sundaki bir soruya da şu karmevcut anlaşmalara sadık ka gılığı verdi: larak onları geliştirmek sami«Şimdi düsünülecek bir memi arzumuzdur» denüdi. •Rle değU, Ilerde belld düçünülür. Ittületin isteği de bu saten.» YÖNETÎCÎLER (Baştarafı 1. sayfada) BELÎRJLENDÎ Mustafa Çağatay'la görüştü ve BTP'nin saat 15.30'd» toplaMeclis Başkanı Nejat Konuk'u nan kurucular kurulu, partiziyaret 1 etti. nin yönetim organlarını belirMecli ! Başkanıyla meclis ledi. Buna göre, Oeneı Sekrebaşkan yardımcısına «BW Ka terllge Hasan Saflanı, teşkilat rarı ile llgill ilk reaksiyonu»nu işleri başkan yardımcılığma duyuran Denktaş, bugün, parti Tevfik Fikret Alpaslan, seçim başkanlarıyla görüşmeye başlı işleri başkan yardımeılığma yor. Nadlr Yüzbaşıoğlu, propaganÖZKER ÖZGÜR NE DİYOR? da İşleri başkan yardımcılığına Mehmet DÜIger, Genel MunaÖnceki gün Kıbrıs'a dönen sipllğe Mehmet Aşçıofln seKTFD parlamento heyeti üye çildi. lerinden Cumhuriyetçi Türk Merkez Disiplin Kuruluna seFsrtisi Genel Başkanı Özker çllen 9 Uyenin adları şöyle: özgür, «Genel knrulda s'&c alan Oğuz Gökmen, Erdoğan Akelçilerin, KTFD Parlamenterle da|, Alaattln Aksoy, Resat Akrinln kcndllerlne söyledlfclerlnl kaya, Ibralıim Göktepe, Nedim dikkate alarak konuştuklannı, Bilgiç. Şeratettin Cevheri, Ali elçileıin bağlı olduklan Baş Rııa Dlkmen, Neclp Güngör. kentlerln ziyaret edilmesly'e 20 Mayıs günti Kurucular Ku doğruditn hükümetlerin aydın rulu tarafından seçllen 24 kilatılmasınm koşul olduğunu» şilik Merkez Karar ve Yönetim Söyledf. Özgür, «BM kararı ko organı da ypatığı toplantıda nusunria tepklsel bir tutum içi partinin Merkez Karar Organe glrmeden durumu soğnk* nına getirilen Uyeleri belirlenkanhlıkla değeriendirmekte so di. 18 kişiden oluşan BTP Mernun yarar bulunduğunu» be* kez Karar Organıiun üyelerinin lirtti. adlan şöyle: Mehmet GSIhan, Httsamettln Öte yandan KTFD Başkanı Clndoruk, Bakl Tu . Mellh EDenktaş, «bağımsızhk il«m» için görüş alır ve destek arar mnbel, Orhan Menteşe, Emin Bilgiç, Kenan Kortan, Ahmet ken, köylerde, yazılı bildirilet dağıtılmaya başlandı. «Tiim Küçükel, Mustafa Derin, Nezihe Sönmez, Atilla Peynircioğdünyamn tepkilerini iyice kış kırtacak, üsteük Türkiye'yi de lu, Kemal Demiralay, Rüştü Nalboğlu, Ramazan Tekeli, Mus çok zor durumda bırakacak tafa Sarımsaklı, Orhan Demirtedbirier» ve «bağımaız Türk devleti ilanı» üzerinda dunıldu sorgruç, Hasan Türkay, Azic ğunu belirten CTp merkez yö GUmttş, Cevdet Aykan. netim kumlu, köylere bildiriler de dağıtarak, «bağımsı/Jık ilanı» çağınlarına karşı çıkU. masını istedi. Bu çağnlan, (Baştarafı 1. Sayfada) «ateşli ve tehllkeli çağrılar» ve Jevazırnm denetimi, beled."olarak nitelendiren CTP, bu yejerce yapılacak. Belediyeler çağndd bulunanları «halkı, ken bu denetimi Sağlık Bakanhğıdi başansızlıklarını, kejıcli nın be;irleyecegi laboratuvarplanlarııuıı uygulanmasına ze larda da yapabüecekler. Tasarı min yapanlar» olarak taramla ile aynca ana sütüyle beslendı. Bildirilerde, «bu aşamada menin öneminin öğretilip yaybaîımsız Türk devleti ilanına gınlaştınlması da bngörüldü. jîiriş'mek. gerginliffi ve savaş Aneak bu eğitim çocuk besintehlikcsini son raddeye çıkara lerini reklam edici, nitelikte bilir» denildi. olamayacak. konomilc polıtikaların açıklaması yapılırken «ekonomik ya pı üzel müikiyet, hür leşebbüs, serlıes.t reka'oet prensiuine da yalı piyasa ekanomisine ve plünlı kalkınma esaslanııa is tinat etmelıdir» deniliyor. Ekonomik büyümenın ancak «insan haklarma ve lıürriyet lerine saygının korunmasıyU ılcvamlı oiacağını» açıStlayarak, ekonomi ile siyasal düzen arasında bağlantı kuruyor. Bu noktada şu görüşü savunuyor: «E!z ekonomik büyümeyi öncelikle politik slstem ve tosyal ortamla ilgiU sayanzBiz uretilen refahm, hür demokratik sistemimiz İçinde valandajlanmıza adaletle yayılacagma inaıurız.» Demokratikleşme öylesine vurgulanjyor ki, da^a sonra ki bölünide bu kez sanayileş me ile bağlantı kuruluyor. «Sa nayileşmenin süratle gerçekieş tirilmesi için siyasi istikran zaruri görüruz» deniliyor. TopUunda yajlı ve fcımsesiz lerden çiftçilere ve memurJara dek, işçilerden işverenlere dek uzanan toplumun bar bi rayi için tek tek görüş belir ten BTP programı, temel ilkeleri olarak «Adalet, hürriyet ve milllyetçflik» kavramla rına sarıldıklannı belirtiyor. Gelenek sürecek (Baştarafı 1. sayfada) nitelîkler isa (1) Belli bir taba ru gerçekten temsil gücurıe se. hip olmalan, (2) Askeri yöne timden sivil yönetime yunıuşak geçişl sağlayacak nitelikte bulunmaları ldi. Etkili «iş çevreleri»nin bu ilkeler çerçevesinde kurulacak parti ya da partileri etkilemek Isteyecekleri bir gerçekti. Özellikle de siyasal yelpazenin sağinda yer alacalc ve yapılacak ilk genel seçimde iktidara en güçiü aday olacak partinin yapısı ve niteligi «iş çevreleri» açısmdan büyük önem taşıyor, bunu sağlamak için de bir şeyler yapmalan gerekiyordu. Burada. «nazik» noktalardan biri özellikle büyük işadamlannm, holding sahiplerinin, politi kaya bizzat girip girmemeleri konusuydu. Bu konuda yîllardır sürdürülen ginneme eğilimi ni savunanlar aSır basıyordu ama «halk tipi» bir imaj çizme denemesinin ilk işaretlerini veren bazı büyük işadamları da yok degildi. Bir yıl öncesinden başlayarak gazete kolleksiyonla nnı tarayanların bu kanımızı doğralayacak ilginç önıeklere rastlamalan mümkündü. Ancak şartlar biraz daha olgunlaşıp Anayasa oylaması son rası günlere gelindiginde bu ko nuda kesin karar verilmiş, büyük işadamlarınıtı politiksya bizzat katılmama geleneğini sür dürmeleri benimsenmişti. Bunun yerino hem bu çevrelere yaîon olan hem de saygrolığı su götürmeyen bazı Isimlerin bu işte önciilük etmeler] daha uyRun görülmtlştür. Bu noktada akla eelen kilit Isimlerden biri de galiba Prof. IUemduh Yaşa idi. Dengeli kişiligi, ekonomi ve maliye konulanndaki bilgisi, basın sektörü ne yakınlığı Ve belki de en önemlisi, çoğulcu demokrasi fik rine olan samimi inancı, prof. Yaşa'nın bu konuda ön«mli bir rol oynayabileceğini gösteriyor du. Prof. Yaşa ile eski îstanbul valisi Namık Kemal Şentürk, yelpazenin sağmda ağırlık taşıyacak yeni bir partinin oluşturulması için ilk sondajları yap maya başladıklaruıda politika alanında deneyim sahibi baeı eski «Demokrat»larla temas ara dılar. Hayrettin Erkmen, Sebatl Ataman, Celâl Yardımcı ve Turput Gülez bu ilk temaslarda gö'rUşülen kişiler arasmdaydı. Aınaç, ta başta da belirtti&i miz gibi, sağlam bir tabana oturaoak ve mevcut yönetimin gözünde hiç bir sekilde kuşku uyandırmayacak bir partinin olusturulmasıydı. Bu partinin ekonomi politikasmin da 34 ocajın bazı ilkeleri ne sahip Ç'kmakla beraber çok daha dengeli ve «memleket $«rt larma uygun» bir nitelik taşıma sı öngörülüyordu. Serbest piya sa ilkelerini sonuna kadar savunmak uğruna özel sektörün ba«ı kesimlerinde belirBinieşme ye başlavan yaprak dökümüne seyirci kalmak, ille de ihracat atılımı diye iç pazarı hiç düşünmemek mümkün değildi. Turgut Özal'ın bu grupla temas kurma denemesinde başan ya ulaşmasjnı zorlaştıran en bü yük engellerden biri de herhalde bu gibi konulardaki fikir ay rılıklan idi. Hemen aynı tarihlerde Basbakan Ulusıı ile Özal'ı birüktn bir parti kurma Rirlşimine ikna etmeye uğraşanlann her iKJ kanatta blrer güçlU parti yerine «ınerkez partisi» fikrini yerleştîrmeye çalışanlarm bu lunduğu da biliniyordu. Bu noktada Milliyetçl Demok rasi Partlsi"nin kurulmasına kadar geçen dönemde neler oldu, nereden nöreye gelindi? Bu soruya ise bir sonraki yazıda yanıt aramaya çalışacağız. Barıs Derneği (Baştarafı 1. sayfada) ne ilişkin olarak gönderilen iki yazı okundu, daha sonra duruşma yargıcı Hakim Binbaşj Atilla Ülkü tarafından dosyaya Res'en girdiği bildirilen Oeorgi Dimitrov'un «Faşizme Karşı Birleşik Cephe» adlı kitabırun oiîunmasına başlandı. Kitabm 134. sayfasına gelinip duruşmaya ara verileoeği si rada söz alan avukat Turgut Ka zan, kitabm okunması yöntemine itirazları olduğunu bildirdi. Kazan «Kitabın dosyaya getlrilmesi konusunda savunma olarak herhangi bir haberimiz yok tıır, Mahkeme bu konuda ]ıer. hanji bir karar abnanuf tır. Karar almmadan bu kitabm dava dosyasına getlrtilmesi ve okunması usul hukuku bıkımından mümkün değildir. Aynca bu kl> tap özetlenerek okunamaz, atlanarak okunmaktadıru d«di. Askeri Savcı Mustafa Gul Kazan'm bu istemine karşı çıkarak, Banş Derneği'nin Banş savaşımım bu kitabın tarilin* görs yaptığmı ileri sürdü ve kitabın okunmasmı istedi. Daha sonra ara veren mahkeme kitabm okunmasını kararlaştırdı. Kitabm okunmasmdan sonra söz alan Dernek Başkanı Mahmut Dikerdem, Dimitrov'un kitabının dernek ile herhangi bir ügisi olmadığını balirterek «Dünitrov'un Önerdlği faşizme karşı bir cephedlr. Bugün Tttrklye'de 12 Eylül öucesine dönülmeınesi için bir cephe çağrı«t yapıisa ve kurulan partiler bir cephe çağrısına ny. aalar, aeaba bu cephe çağnsı Dimitrov'un cephe çağnsı ile aynı ıru olacaktır. Cumhurbaşkanmm belirttiği gibi anaya samız komünizme karşı olduğu kadar faşizme de karşıdır. Fasizm barışa karşı olduğu için bia de faşizme karşıyu» dedi. Avukat Gülçin Çaylıgil de konuşmasında ceza usul hukuku. na göre yazılı delilierin tam olarak duruşmada okunması gerektiğini, ancak kitabın kimin seçtiği bilinmsyen bölümierinm okundugunu belirtti, «bu seçilmiş parçalann vicdan! kanaat oluşturmamasını talep ederiz» diye konuştu. Avukat Çetin Ozek ise 1948'da ölen Dimitrov'un dava konusu dernek ve mü messilleriyle herhangi bir ilgısi olmadığını, adeta bu kitabın yargılandığmı bildirdi. ö»3k şöyle dedi: «Dimitrov ünlü bir kişidir, kitabınd» yauldığı gibi o yıllann özeilikleriui yansıtmaktadır, Antl emparyalist antifaşist ve barışcı olmak iddia makamımn cleRİnditl gibi Dimlt rov gibi düşünmek anlamına geUnez. Banş uimsenin tekelinde değiîdir.» Mahkeme duruşma sonunda Dimitrov'un kitabının yeterli ölçüda ve anlam çıkabiür ma. hiyette okunduğuna karar vererefc duruşmayı 2 hazirana erteledi. Esener Denktas MDPye (BaşUrafı 1. Sayfada) ile Mehmet Aydar dün bir açıklama yaparak, MDP'ye üye olacak DM üyelerinin sayısını 45 olarak bildirirlerken, arkadaşlannm şu gerekçelerle MDP'ye kaydol duklarmı açıkladılar: «12 Eylül 1980'den evvelki siyasal kunüu«lardan kay naklanmadıSı için MDP'de yiz. 13 Eylül hareketiniu rnh ve felsefesinin doğruluğunda ve aziz mlUetimizin İçin den yepyeni bir ruhla çıkan bir kitle partisi oldufcu icin MDP'deyiz.» Bu arada emekli Valilerden Ali Akarsu, eski Samsun milletvekillerinden ö mer Güriş, eski Başbakanhk özel Kalem Müdürtl Mu atnmer Ekonom, eski tmar Genel Müdürü Erdem Kırdar MDP'ye kaydoldular. MDP Genel Yönetim Kurulu'nun önceki akşamkl toplantısında, teşkilatla llgill Genel Başkan Yardımcılıklanna Şoför ve OtomobUcilerl Derneği Genel Sekreteri Turan Altınoğlu ile eski railletvekili Fevzi Fır»t getirildiler. Milliyetçl Demokrasi Par tlsi'nln îstanbul il teşklla tını Necla Tekinel ile birlik te kunnaya çahgan Namık Kemal Şentürk. «Acele etmiyoruz ama süratli olma ya çalışıyoruz.» dedi. Milllyetçi Demokrasi Pcrtisj Genel Başkanı Turgut Sunalp, 26 mayıs perşembe günü İzmir'e gidecek, Sunalp'in îzmir'dc örgütlenmçye ilişkin temaslar yapacağı öSrenildi. TürkRomen diyalogu (Baştarafı 13. Sayfada) geçilmesini önerdi. Türk tarafı ise, degişift bir Bneri ortaya attı. Romenlerce benimsenen TUrk önerisl iki ülkenin Merkez Bankaları arasında özel bir hesap açılmasını ve 3'er aylılc dönemler jçin geçerli olmak üzere Türkiye'nin Romanva'ya 3040 rnilyon dolar dolayında bir akreditif tavanı açmasmı içoriyor. Bu sistemin işleyişinda Ttlrk Merkez Bankası krediye benzer şekilde açacağı 3 aylık akreditif ile Bomenler Türkiye'den çeşitliraaiiarithal ede bilecekler. Romanya'run kullan dıgı akreditifler karşılığmda da Türkiye Romanya'ya ihracat ya pacak. îki tarafın. aynca, Uçünoü Ul kelerdeki proje v» faaliyetlerdeki işbirliğini genişletme ve çeşit lendirme amacına yönelik eayretleri yoğunlaştırma hususunda mutabık kaldıkları da bildirildi. Çavuşesku'nun ziyoreti sırasmda ekonomik konulara ilişkin olarak teknisyenler düzeyin de yapılan görusmelarde iki ülke arasındaki karşılıklı tlcaret hacmi hedefi, içinde bulunduğu raıa yil için 500 milyon dolar olarak balirlendl. Öte yandan, Basbakan Bülend Ulusu'nun temmuz aymda Romanya'ya gidecefi bildirildi. Romanya Deviet Başkanı çavıışesku'nun Türkiye'ye yaptığı ziyaret sonunda imzalanan Türk • Romen ortak bildirisi bugün yaymlandı. Ortak bildiride, Türkiye ile Romanya arasmda en ttst diisev de dlyalogun «fa«l bir şeldlde» sürdürUlrnesi konusunda mutabakata varı!dı|j ifade edildi. Türk ve Rornen ortak bildirisinde, Balkanlar'da işbirligi bölümünde iki ülkenin Balkanlar' da ekonomi, biliın, teknolo.ıi, kültür, eğitim, spor, turizm ve diğer ortak Usl alanlarjnda çok taraflı işbirliğtn Reliştiriîmesi için gayret sarfedeceklerı dile getirildi. BÜgisayar (Baştarafı 1. Sayfada) yar gücündcn yararlanmak için uzmanlaşmış insan gücü yetiştirmenln zorunluğunu vurguladı. Üst'yönetimin insan gijcu sorununa çoçüm getiran bir teknik p«rsonel poliükası oluşturmadıgma deginen Köksal şöyle konuştur «İnsan gücüne önem verilmeden salt donanım yatırımı yapılarak hiçbir sorunun çözüîemeyecegini yüksek karar organlanmıza göslermek, onları aydmlatmak bizim görevimizdir». Toplantmın ögleden sonraki oturumunda, Hacettepe Unîversitesi Öğretim üyesi Pjof Dr. Bozkurt Güvenç, şöyle konustu: «Ofset tekniğiyle renkll gazete ve fotoromanlar, Time . Newsweek benzeri ha.ber dergileri "uasabiliyoruz ama yeterli bir sözlügümüz, resmi bir imlâ lalavuzumuz, bunlara kaynak olarak ulusal ansiklopedimiz hâlâ yok.» Biigisayarm Türkiye'yi böyle bir evrede yakaladığını söyleyen Güven. «îşleyecek bilgimlz var TOI? Talep yeterli rai? Bilgisayara hazır nnyız?» sorularını yöneltti. Hileli mal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear