Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 2 • Kaç On ifei. Söyle bdhalım. baban senden otuz beg yaş büyüfe. Kaç yıhnda doğmuş olur? Kahvenin içi bir gürüHülü. cadde bir kalabahk. Hava bir sıcak. Sıtmahyım, sıkintıdan terliyorum. Kargımdaki afe yüzlü fişman adam müfettiş başını sallayarak bana bakıyor. Milli Eğitim Memuru kasabada okurken ba$6ğretmenimizdi, çok yardunım görmüştüm *Hadi söyleyiver yavrutn, sıkılma» der gibiydi. Babam arhamda, ayaktaydı. Askerlikten kalma alışkanhkla hazırol duruyordu. Ayan değiştirdi. Ben bir iki hez yutkundum. Kafamı bir türlü toplayamıyordum. Köyümüz uzak olduğu için, gece kırda yatmıştık. Dairelerin açılış saatine yetişmeh üzere, şafakla birlihte kalkıp yürümüştüh. Eski püskü giysilerimin içinde bir zayıf, bir yorgun, kimbilir nasıl görünüşteydim. Aylardır saçım hesümemişti. Köçefte ortah çeltik eumiştih. Onu beklerdim. iki aydır köy yüzü bile görmemiştim.* Yuîcsnki satırlan gerçek Atatürkçü, değerII yazar Talip Apaydm'ın (pek yakınâa Çağdaş Yayınlan'nca üçüncü basısı yayımlanan'» «Köy Enstitüsü Yılları» adlı kitabmdan aldım; kitabın îlk satırlar.dır bunlar. Onun tümünü (236 sayfa) sürükleyici bir rornan gibi, ilgl, çoşku ve burukluk tçinde okudum. Çağriaş Yayınîan, kitabı şöyie sunuyor okurlara : «Köy Enstitüsü Yıllaru, yazar Talio Apaydm'ın öğrenctlin amlanndan oluşuyor. Bilindiği gibi, Köy Enstitüleri, Cumhuriyet eğitim tarihinin üzerinde en çofe tartışılan bir konusudur. Yanında karşıeında çok şey söylenmiştir. Köy Enstitüleri'nin. Ama içinden yetişen bir yazarın kaleminden obuyunca bu hurumlar çok daha iyi anlaşılmahtadır. Cumhuriyet Türkiyesi eğitiminin bu en ilginç deneyimi, bir balnma bugün de gundemdedir. Özellikl* genç huşaklann bu honuya eğilmeleri zorunluğu vardır. Çünkü geniş halk yığınlannın nasıl bir eğitimle eğitileceği, yazıfe ni, hâîâ çözümlenmiş değildir.» OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 NİSAN 1983 # Toplumu Tabandan Kalkmdırma ••* Ben Köy Enstitülerl ile, kuruiuşlarından be. rî çok ılgilenmiş, başta Hasanoğlan Enstıtüsü olmak tlzere bunlardan bir bölümünü (Gölköy, Pulur, Cilavuz, Beşikdüzü) yakından inceıemis, alınsn çok başanlı sonuçlara tatnk olunca fla, türlü zamanlaıda (17, 18, 19, 20, 21 Nlsan 1867 ve 17 Nisan 1971 tarihlerinde) bu sütunlarda ve «Arulann îzinde» adlı kitabımın 2. dldinde (S. 203 / 206 ve 230 / 234> düşüncelerini açıklamış bir Türk aydım olarak, bu Enstitülerin kuruluşunun 43. yüında, görüşlerimi yeniden dile getirmek istiyorum. Çağdaş YEymîan'nın yukarıya aktardığım tanıtma yazısmda Köy Enstitüleri eğitiminin «ilginç bir deneybn» olduğundan söz edlliyor. Berce bu d«îeyim, daha 17 Nisan 1940 gün ve 3803 sayjlı Köy Enstitüleri Yasası (Resmi Gazet» 22 Nisan 1940i çüonadan önce yatılı köy leyen OteMnl Oe söyler, çUnk& ulusal büinçten yoksun kişüerin kafası bir lülecl çamuruna, ya da yumuşatılmış balmumuna benzer; hangi dam gayı vurursan onun izini taşır: nlusal gnrur ve bağntasızhk bilinci olmajan toplumlar ber ıaHıfzı Veldet VEÜDEDEOĞLU man bu tehlike Ue karşı karşıyadırlar. Köy enstitüleri ulusal bilinç t&şıyan, kişilikli bir gençlik yetiştiriyordu. Tabandan kalkın okullarmda yapılmış ve olumlu sonuç alınmca ğımız (rtbi ve kendl anladığımız ölçüde vatanmak İçin olumlu seçilnn süreci yavamyordu o sözünü ettiğım yasa çıkanlmıştır. Bu nedenle daşa aniatatnıyoruz. Daha tenası, v&tandasa anşimdi artık «deneyim»den değıl, «amaç ve balatacak nlan vaziteUlere anlatanuyoruz. <ıKiz ço kurumlarda: "i'annm Türk aydınlanm yetiştîrmek için yetenekli zekâları Türkiyenin kftylü • şanlı sonuç»tan söz etmek gerekir. cuklann hepsini göndermiyorlar; sonucu beklekentli bütün bireyleri arasından seçmek en iyl raeden okuidan alıyorlar. Çocuklar, lıöylünün ış Cumhurbaşkaru rahmetli İsmet Inönü 29 sonucu verir ve ölkemiz ancak böyle zekâlar zam&mnda ailelerine yardım ederler. Fakir olan mayıs 1944 tarıhli bir yazısmda şöyle diyordu: sayesinde hızla kalkınabillrdi. lar vaktınden evvel çalışmağa gidiyorlar. Vak«Hazırlıklar tamamdır. Makine kurulmuştur. ••• tı hali yerlnde olanlar da bir ıkl aen» okudukBıınâan sonra yalmı ameli (eylemi) neticeler «Köy enstitüleri komünist yatağı olmuş» tan sonra dğrendiklarini kâfi görüyorlar» Ribl alacağız. Y.akın uzak, büyük kiiçük, toplu dasuçlaması çok alçakça bir iftiradır. Onların mazcretlerini ve izahlarını işltirim ve îşittiğim ğmık bütün köylerin, kız erkek bütün çocukları içine komünist diktasım özleyen kafalar sızrmş her yerde bunlan »öyleyenlerl çiddetle reddeçok değerll öğretmenlerinln karsısında dersha» olabilir; ama dişlerimizden biri çürüdü dive derfm. «tlköğretim, ilköğretim! Bu iş, milletin neleri doiduracaklardır. Nihayet on sene «arfın nasıl hepsıni birden çektirmeyip, çürüğünü umumi hayatı ve seviyesiyle alakâlı bir meseda Tlirktye'da ilköğretim meseleslnln halledileldırıyorsek, ulusal gururdan ve ozgurlük biîedlr. YÜzlerce senede hallolunacak bir dava miş olacağtnı açık ve kesln olarak göreblllyolincinden yoksun öyle birkaç kafa için bütün on beş senedB halledilpmez. Bütün emekler ruz.» köy enstitü'erini kapatmak, gerçekten çok yanboştur. Zaten ilköSretlmden ovvel ekonomik d>ı RahmetH Milli Eğitim Bakanı Hasan An Yühş ve zararlı olmuştur. Mahmut Makal, Fakir ruır.u dıizeltip iyileştirmeli!» dfyorlat. Bunlar cel de, 29 Mayıs 1944 tarihli yazısıntla, güdülen Baykurt, Mehmet Basaran, Şevket Gedlkoğlu, da, sösrümona aydm karasmm bziirleridSr. (feei amacı şöyle açıkbmıştı; başta son kitabından söz ettigim Tallp ApayHkle bu çeşltlerden biri, memlekptin bir köşc«Türtt millPtl arl)k bugünü ve yannı dm ve bunlar gibi, enstitü çıkışlı yazarlan okuslnde bir salahlyet ba^ında, hele bîr vilayet ba kendini ve etrafındakl canlı cansız varhkları, n'dukça: «Eğer bu ensütüler Kapanmasaydı, daşmda bulunursa, tallhsldik haklki bir felakft bayet bütün dttnyayı biiecektir. Bilmezlik, kişiyi ha nicesi yetişirdi bu Ulkede» diye içim sızlar olur. thmalcl ve lranmamış bîr valinin Okögkendi etraftndaki canlı. cansız varlıklara, mılretlmde kıısurlu oldujhınun farkına vanldık hep. Büyük bir zevkle okuyup yararlandığım, letine ve insanlığa faydalı olraa aletinden mah«ÖĞRETMEN DÜNYASI» dergısinin Ocak 1983 tan sonra îyHeşînfş netfceyl ancak dört yıi son mm bıraktığı için, korkunç ve ktftüdür. (...) tarihli sayısmda (S. 25'te) sayın Cemal Türkra alabitlrsSniz. Bir scneilk fena takip, fena xih Türk milleti emin olabilir ki, Maarif teşkilatmnfyet en anrıdan rararın üc yıl icamasına »«• mcn'in «öğretmenln ve Eğitimin Kalltesi» başda vazife almış kardeşleri bu davayı canla, başhep olur: mtisbet netîceyl hersevden evvel W Ukh özlü yazısmda diediğ' glbt, «Tuttugunu kola gerçekleştirmenin yolundadırlar.» (Köy Ensbasında bulunan btitün \axIfe sahipİPTİnin, '&re\ paran öğretmen yetiştiren köy enstltttlertnin titüleri II, Ankara 1944, S. 1) kıpısma Mllt vurmak, kimllerince Wr övünç llkle valîîerfn, kavmakamlann ve maarif mtidüt kayna^ı olmustur.» O dönemin ilköğretim Genel Müdürü rahlerinln lıinımctinrtrn bekllyorum.» metti tsmail Hakkı Tonguç da: «Köyü dertnlik. Dahası var: Bu enstitülerin kapatıldığı yer••• ICrine inerek ele altnak bütfinü île caniandırmak lerde beyinleri körletilmîş vatandaş yetiştirrDBk Vali ve kaymakamlann bir bölümü köy lânmdiT» diyerek kdy eğitiminin tabandan yuiçm Kuran kurslan açılıyor. Siyasai Bilgiler enstitülerine niçin karşı çıkmışlardı? Bunun Fakültesi Toplum'oilim Profesörü Dr. tbrahim kanya dogru ve kalkmmanm da yine aynı doğnedeni şu: Daha önoekl yıllarda janaarma on Yasa'run 1969 yıhnda yayımlanan «Ylrmt Beş rultuda olması gerektiğini vurguluyordu. (Kby başısı köye gelip bir ögretmene: «Vali. ya da Yıl Sonra Hasanoğlan Köyii» bashkii kltabınuı Enstitüleri II, 1944. S. 15, 19 ve 24). kaymakam seni çagınyor» dediği zaman, ögretTonguç yerden göğa haklıydı; çünkü topsayfasında yer alan şu satırlan men hemen bu çağnya uymak zorundaydı. Hak, 202'nc) yapmadan aşağıya aktanyorum: hiçbir tan kallonmaya, tanhimlzin hiçbir döneminöe. yorum hukuk. yetki konulannı araştıramazaı, oysa $im tabandan, yanl köyden tavana doğru başlama«Köylülerden bazılan Cumhurlyet'in ilanındi köy enstituleri «emir kulu» değü, kişillk sayı künse denememişti. Şimdi köy çocukiarmın dan bu yana gizli gızli de olsa, çocuklarını hohibi, aydın öğretmen yetiştiriyor ve o öfcretmen ne büyük bir insan hazinesl olduğunu ve bunböyle bir çağn karşısında, gelen jandarma on calara göndererek, din dersi aldıragelmişlerlarda ne kadar zengin bir zeka potansiyelinin dir; 1950'den sonra bu işi açıktan açığa yaptırbaşisından, yazılı bir buyruk getirio getirmediyattığını Küy Enstitüleri meydana çıkardı. ğıni soruyordu. Işte bu davranış, yetkili bürok makta devam etmişler, îakat bunu bir türlü is••• tedikleri düzen ve örgüt altına alamamışlardı. ratiarı ölkelendiriyor, laten çevrelerir.deki kimı Ne var ki, köyün ve köylüntin kalkınmasıetkin feodallerin köy enstitüleri karşısmdaki «if Bugün artık resmi olarak bir Kur'an kursu honı, daha doğrusu, ııyanıp aydmlanmasııu kenoi tiracı» tuUımlarmdan etküenmiş olduklan îçin, casına kavuşma basarısmı kazandıkları için, çıkarlarına aykın gören kimi iç ve dış çevreböyle öğretmenlere hemen «komünist» damga hepsi değilse büe, bir kısım köylüler resmi okul ler, Köy Enstitüsü slrisiraini daha başlanr.çta sını yapıştınyorlardı. Tarihimizde III. Selim, saatleri dışında çocuklarını Kur'an kursuna söndürmek içto harekete geçtiler ve sözUnü etgöndermekte. kurs binası için bir arsa satın 8lII Mahmut, Abdülmecit dönemlerindeki kısır tiğim Köy Enstitüleri Yasası*na karşı açık ve reform ve yenileşme girişimcilerine karşı kulla mıs bulunmaktadırlar». sinsl propsganfla çabalarmı yosunlaşnrdılar. Bütün aydınların bildiği gibi, 1946'da çok mlan «gâvurluk» suçlamas:, yerini «komünistBu yasadaki «yirmi yu öğretmenlikte çalışmak lik» suçlamasma bırakmıştı. Oysa köy enstitu partili demokrasiye geçiş, üç kurbana raal olzorunluğunu» okul çocuklannm ve oriiarın ana leri, halkı kendi içinden ayduılatmak, ona ulu du tllkemize: 1) Layiklik ilkesi, 2) Köy ens babalannm gczünde büyüterek. çocukları sal müziğini, ulusal oyunlannı, ulusal tarihinl titüleri, 3) On binlerce hektarlık orman alanı. okuldan çekme girişlmini baslattılar. Nîtekim tanıtmak, kısacası, onu milliyetçiUk doğrultubu yasa çıktıktan sonra, yatılı köy okulundan ••• sunda bilinçlendirmek, ona ulusal gururu aşıKütahya'h bir arkadaşnun. eşyasım toplayıp lamak görevini yapan kuruluşlardı. okulu terkettiğirü Talip Apavdın basta sözUnü 12 Eylül 1980 harekâtından sonra baslatı» ettiğim kitabında anlatmaktadır. (s. 45) Ben, halktan, garsonlardan, şolörlerden: lan «Kendi Okulunu Kendin Yap» itampanyası •YÜksek katlaıüa da direniş baş gösteriyor«Amerika olmasa biz ayakta duramayız» sözü sonucunda birçok varlıklı vatandaşın kurslar du. Yir.e rahn^tli İsmst înönii bmu Ha<!anoenü çok duymuşumdur; çünkü buruar kalaları için değil, okullar için arsa bagışlayıp bina yaplan KBy Enstîtüsü'nce yılda dört sayı olarak o doğrultuda yıkanmış bilinçsiz kişilerdl.» Ay tırdıklarını TV ekranında sık sık göriip işitmek çıkanlan «Köy Enstitıileri Dergisi»nin Ocak nı bilinçsiz kişllerln, Tann esirgesin, yarın bir bizi Türkiye'nin geleceği bakımından umutlan1945 günlü sayısmda şöyle anlatıyor: Sovyet veya Çin etkinliği karşısında: «Busya dıncı bir olgudur. Kendl okullannı kendilerl veya Çin olmasa, biz ayakta duram«yız» diye yapan Köy enstltülerinin tam 43. yılında bu «Karştsında bulunduğumnz zorluk, pasif dlceğinden hiç kuşku duymuyorum. Birini söy olguyu sevinçle belirtmeyi görev sayanm. renmedlr. tlköğretinün kıymetini kendl anladı Öznel ve Nesnel Kskl köşeyazarlan gibi konuya bilinen bir öykücükie gireyim. Nasrettin Hoca'ya sormuşiar; Dünyanın merkezi neresidir? Hoca'. Eşeğlmin sağ arka ayagının bastıgı yerfliî. «tzafiyet» kuramı açısmdan Hoca'nm dedjği öogru sayılabüir. «Benci» dünya görüşü bakunmdan da görfcemlt bir yanıttır. ÇOnkü kendini dün , yanm odak noktası sayan kişilere ders vermekt»dir. «Benci» dünya görüşü insanı lster istemez bencilliğe de götürür. Bencillik yalnız çıkarcılığı degil hoşgörüsüzlüğü de icerir. Bbylece klşînln öz . nel durumu, dışa dönük nesuelliğe dötınşur. Dilimlzde düşünfltiğtinü dobra dobra söyleytp yapan kişi icin: Bu adamm. denir. sağı solu yoktur. Ancak bu deylm politikada gecerli değildir; çünkü sağsızsolsuz siyaset, çağırmT; dünyasında varolamaz. Buna karşın ülkemizde yaşayan kimi insana sorsanız*. Sağcı mısın, solcu musun? Adam tedirgin olur; sağcıyım, ya da solcuyum demekten kaçınır; yanıt vermez veya «ne sağcıyım, ne solcuyum, ben do&rudan yanayım» diye savunmaya geçer. Çünkü toplumsal ve slyasal geçmlşimizde solculukla sağcılık sakmcalı nitelikler kazanmış: dernokrasJnin. hoşüörUnün, özgürlüğün koşullan işleyecek yerde îiklrlcri yüzünden insanları suçlama eğilimi agır basmıştır. Ne var ki çok partili demokrasinin geçerli olduğu (ve olmadığı) bütün tilkelerde sağ ve sol deyimleri kullanılmaktadır. Bu kavramlar tarihsel yüklemlerle zenginleşmiş, siyasai kavramlar olarak gelişmiştir; tiniversitelerin siyaset blliml kürsülerinde sağ ya da sol deyimlerl kullanılmadan bilim yapılamaz. Uzak ya da yakın yabancı ülkelerdekl siyasai gelişmelerl, sağ ve sol akımları ve partileri değerlendirmeden anlıyamayız. Ülkemizde de ancak sağm ve solun blrarada yaşamasıyla çok partili demokrasinin yaşayabüeceği algüanmalıdır. •''•»» Bir insanm sağcı ya da solcu olmasmın iki yam vardır. Bir işadamı, solcu olabilir. Ama nasıl? Eğer sermaye sahibi solculuğa inanıyorsa, bu onun özneY (sübjektif) sorunudur. Ya da bir emekçi sağcı olabilir.. ki emekçinln toplumsal konumuna aykm düşen bu inanç, öznelllk kapsamında kalır. Eğer bir politikacı ya da parti yöneticisl «ben ne sağcıyım, ne ut solcuyum» diyorsa. bu sözler kişisel bilinç düzeyinin ya ua inancının. göstergesidir. Ancak sağcılık ya da solculuk, yalnır öznel (sübjektif) birşey değildir. Olaym bir de nesnel (objektif) yam vardır. Sözgelişi bir siyasai partlnin solcu mu sağcı mı olduğu, ilkelerinden ve programından anlaşılır. Siyaset bilimcileri partinin ilkelerinl, programım, yöneticilerin toplumsal konumlarını, seçmen tabanını inceleyerek örgütün solcu mu, sağcı mı olduğunu saptarlar, siyasai yelpazenin neresine oturduğunu belltlerlet. Bir OKTAY AKBAL «NÜfusumuz 17 milyondur. Yuvarlak bir hosapla 4 milyona yakm insanımız şehirlerde oturur ve 13 milyon halkımız köylerdedir.» 17 nisan 1940'da TBMM'nde Köy Enstitüleri konusunda konuşan Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel önce bu gerçeği belirtiyordu. Ulusumuzun büyük çoğunluğu köylüdür, bu yüzden köy çocuklarını eğitmek en başta gelen bir görevdir. Bunu sağlamak için de köy çocukları içjn Köy Enstitüleri açılacak, buradan çıkan öğretmenler tüm köylere dağılarak 'örnek yurttaş'lar olarak ulusumu7Un kalkınmasmd& etken olacaklardır. Yücel «Yetıştireceğimiz bu öğrotmenlerle 15 senelik programımız tahakkuk ettiği zaman osgari bir buçuk milyon köylü çocuğu okuma imkânt kazanacaktır... Bu ka* nun en aşağı 15 sene Eonraki bir hakikatı bugün bize tatlı bir hayal olarak düşündürmektedir. Ben kendi hesabıma mUletimin naçiz bir irfan hlzmctkân olarak bu hayalin büyük zevki içindeyim» diyordu Köy Enstitüleri kuruluş yasası Maarif, Ziraat Dahiliye ve Bütçe Komisyonları'nda incelendıkten sonra Meclis Genel Kurulu'nda tartışılmış, sonunda 278 milletvekilinin oyuyla kesinleşerek yurürlüğe honulmuştu. Tarih 17 Nisan 1940. Tam kırk üç yıl önce... bugün... ilköğretim Genel Müdürü ve Köy Enstitüleri'nin kurucusu Ismail Hakkı Tonguç bu 'yeni öğretmen'ler konusunda bir yakınına şunlan söyler: «Bttyük toplumlarm yaşamım kolaylaştıracak bizmetler manzumesini bir aklına getir, Bunun içinde neler vax. kabataslak ve kısa ölçüler çerçevesinde bunları şöyie bir gözden geçirclim: Kültür. sağlık, tanm, bayındırlık. İşte bu görüşe uygun paralel olarak köye lüzumlu elemanlan yerlerine yerleştirebiliriz. Bir defa Oğretmen'i başa koyalım. Bu, köyü bilen, düşünen ve herşeyini hesaplayan bir 'Beyin'dir», Köy Enstitüsü Müdürlerinden S. Edip Balkır Dipten Gelen Ses' adlı kitabmda bu yasanm, devrimci bir güç ve reformcu bir amaç taşıdığım söyler. «Köy Enstitüleri Kanunu köye ddnük görev v« hlzmetlerin toptan yürütülecek 'Köy ve köylü'yu çağdaş uygarüğa kavuşturma işlni, temel sorun olarak ele almayı öngörmüştür.» Son günlcrde Köy Enstitüleri üzerine yazılmış kitaplan yenıden okudum. Bu konuda çok yazılar yazdım şimdiye dek... Bu eğitim yuvalannın yeniden acılmasmı çok savundum. Türkiye'yi topluca kalkmdırrnak istiyorsak, ulusumuzu 'çağdaş uygarlık düzeyine, ulaştırmak amacını güdüyorsak, iîkin köylerimizin, halkımızm eğitim ve ögretimini kentterdekılerle e§ kılabilmemiz gerekir. Köydeki yaşama koşullannı düzeltmek, yükseltmek baş koşuldur. Bunu da ancak köyden yetlşip köye akan 'beyin'lerle, 'zekâ'larla gerçekleştirmek olasıdır. Tongaç'un ortaya attığı, Yücel'le, o dönemin Devlet Başkanı Inönü'nün onaylayıp uygulamaya koyduklan bu devrimci atıhmm, iierici eğitim yönteminin özü, anlamı budur.Son günlerde Çağdaş Yayınlan'nda yeni baskısı yapüan Talip Apaydın'ın 'Köy Enstitüsü YıUan' ile yine aynı yayvnlarda Mahmut Makal'ın 'Köy Eostitüleri ve Ötesi' adlı kitaplan ile Hür Yayınevi'nin bastığı deneyimli eğitimci S. Edip Balkır'm 'Dipten Gelen Ses' kitaplan bu önemli sorunun özunü, anlamım duyup öğrenmek isteyenler için yararlı başvuru kitaplarıdır. Apaydm da, Makal da bu Enstıtülerde yet.işmiş köy çocuklandır. Fakir Baykurt, Başaran, Binyazar, Bolulu, Kaftancıoğlu, Kıyafet, Kök lügiller. Osmanoğlu. Özdemir, Solak, Şahin, Şimşek, (Jysal Tatar, Yagmur. Yüce. Yücel. Zeyrek ve daha nıce nicfe eğitimciler, yazarlar. şairler... Apaydm'm ve Makal'm kitaplannda Köy Enstltüleri'nm kumluşu, kapatıhşı konulannda ilginç 6yküler. yaşanmış olaylar sergilenmiş Ibretle okunmaya değer belgeler. tanıklıklar... Hele bu Enstitülerin zararlı görülerek ortadan kaldınlması!... Hangi cirtni anmalı, sıralamalı!... En iyisi bu kitaplan oku(Arkası 11. Sayfada) (chş basın THE NEW YORK TIMES LE FİGARO LE MONDE KÖPRÜ ÇÖKMEDİ «The New York Tbnes» gazetesinde yer alan, Çinii tenisçı Hu Na'nın ABD'den siyasi iltica isteminın kabul edilmesıyle ilgili yazıda, Eeagan yönetiminin «Yasal Wr eylem yaptığı v« Çirı'in içişlerine kanşmasının sözkonuBU olmadığı» belirtiliyor. Yazı, iki ülke arasmdaki ilişkilsrin gergmıeştığini ancak, «tümüyle kopmayacagmı» belirtiyor. Yazınm özeti şöyie: «Siyasl lltica nedcniyle ortaya çıkan gerglıulk biri kapalı, diğerl açık olan ıkl farkiı toplum arasmdaki ilişkilcrln zorluğunu ortaya koymaktadır. Çin'ae bu yıl 'Star wars' seyredilemeyecektir. Çin voleybol takunı bu yü ABD'de izlenemeyecektir. Ancak Pekin ne ABD'deki 10 bin öğrencislni geri çağırnuştır, ne de Çîn'deki Amerikan öğrencllerini sımrdışı etmlşttr. Bunlar Ise, İki fillce arasmdaki gerglnliğin, illşldlerin ttimüyle kesiunesi gibi bir sonuç doğurmadığım göstermektedir. Köprüler çok memiştir.» Pransa'nın sağ eğillmli gazetelerin. den «Le Figaro», Polonyalı isçi lideri Lech Walesa'nın yeraltı dlreruşinin liderleriyle görUştüğUnO açıklamasım Po lonya'da hayatın ölmediğini belırtl sayıyor. Oazetenin yorumu şöyle devam ediyon «Ba olay, bagımsız Dayanısnta Sen dlkası'm yasaklayan, lideri Walesa'yı oubir ay gözaltmda tutan, evinin iinüne nöbetçı diken, sendikacılan tuluklayıp yargılayan Janızelski rejimine bir samardır. Sadece bir samar değil, aynı zamanda bir düello çağmsıdır, çünkü bu buluşma 1 ve 3 mayıstaM gösterllerden üç hafta, Papa II. Jean Paul'ün Polonya'ya gell?lnden iki ay önce gerçekleşmiştlr. Walesa ile yeraltı direnişçüerinln bulusması, General Jaruzelskl'nin darbeskıden bu yana Dayanısma'nın llk defa yasadığııu ve birlik heraberlik içinde olduğunu llân etmesidir. Polonya'da özgürlüğün ateşi yeraltında bile yanmaya devam ediyor.» POLONYA'PA HAYAT BELİRTİSİ JCARA BAPOR Geçen .baîta sonu Sosyaljst Entemaayonann" Törtekiz'de yapılan 16. kongresınde FKÖ'yü temsilen bulunan îssam Sartavi'nin Yusuf £1 Avad adlı biri taratından vurularak öldürülmesi genis yan* kılar yarattı. Fransız Le Monde gazetesi da olayla ilgili olarak yaymladığı ve olayı Ortadoğu'dakl gelişTnelere bağiadığı basyansında özetle şöyle dedi: 10 nlsan Ortadofn banşı için kara pazar oldu. Hem Hlistin İsrail dlyaloğunu «imgeleyen tssam San tavt öldürüldü. hem de tsraO • Ürdfin KÖrflşmplrei başansrzUkla bittl, Bnndan böyle diyaloç çok süç olacak. Amman gö rüşmelerinin başarısnlığı Arap dünyannın «sertll byanüarı» için bflyfik Wr za(er olmuştur. Aynı şekllde Arafat ve Kral HOseyln arasmdaH gbrüşmelerln de kesllmesl Begîn'in hanesine bir zafer olarak lslenmiştlr. Bu kestntt ve Suriye'nta baçı çektigi «sertiik yanlisı» Araplann büyük Taîerl, PKÖ'nün lüınlı lideri Arafat'ın manevra alanmı daraltnuştır. Yaset Aaratat blr kez daha yalıuz ve cfiosfi» dttr.» îsmet Paşa 1960'lann ikincl yansmda Turkiye'de demokratik bilinç gelişirken demlştl ki: « Ben kırk yıluk solcnyum.» Herkes şaşnnştı. Böyle durumlarda önemli klşilerln söyledilclerinin de kuskusuz çok öneml vardır; ama yukarıda belirttiğim gibi öznel blr durumu vurgular. İnönü'nun yanm ytizyıllılt siyasai yaşammda sağcı mı solcu mu olduğu nesnel koşulların yamtlayacağı bir sorudur. Sevgi ve Dostluğun Kitabı TEŞEKKÜR Eşim Fatma KARACA'mn ameliyatını başarı ile gerçekleştiren; S.S.K. Okmeydanı Hastanesi 5. Harlciye Şefl TEŞEKKÜR Çok sevdiğimiz, ailemizin kıvanç kaynağı, Prof. Dr. BUYRUK Ozanea blr Türkçe, yeni bir düzenleme ile çıktı. Kırk ana bölümde ilkeler, töreler, törenler, söylenceler... Isteme Adresl: P.K. 71, Sirkecl İSTANBÜL Gazanfer BîngöFün ani vefatı dolayısıyla evimize kadar gelen, cenaze törenine bizzat iştirak eden, çelenk gönderen, telefontelgraf ve mektupla taziyetlerini bildirerek acımızı paylaşan tüm dost, akraba ve arkadaşlanna teşekkürlerimizle çükranlanmızı sunanz. Op. Dr. Bekir AVAR'a aynca î L AN TEKEL ISTANBUL SİGARA FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Fabrikamız gece vardiyasmda çalısan işçllerimizi îabrikamızdan alıp ikamet mahallerine yakm merkezi yerlere götürmek tizere 50 otobüs İle 26 minibüs 300 iş günü müddetle kiralanacaktır. 2 Pazarlık 21 Nisan 1983 günü saat 11.00'de Cevizli'deki fabrikamız Satınalma Komisyonu huzurunda yapılacaktır. 3 Otobüslerln beherinin muhammen gidis Ocreti 4187 liradan toplam 85.081.800 lira olup %3 geçici teminatı 2.552.454 lira, minibüslerin beherinin muhammen gidiş ücreti ise 2856 liradan toplam 25.524.540 lira olup, %3 geçici teminatı 765.736 liradır. 4 Isteklilerin yukarıda belirtilen gün pazarlık saatinden bir saat evvel geçici teminatlarmı fabrikamtz veznesine yatırmalan şart olup bu ise ait şartname 1500 lira bedel mukabilinde îabrikamız Levazım gubesi'nden temin edileceği duyurulur. (Basın: 15607) Op. Dr. Kâzım SARI'ya Op. Dr. Güngör SAKMAN'a Op. Dr. Soydan KOZLUCA'ya Hemşire Nesrin NAZLI'ya Pansumancı îsmet TOMBtL ve bütün servls personeline teşekkür ederim. AÎLESİ MENKUL SATIŞ ÎLAN1 KADIKÖY 1. tCRA MEIVIURLUGUNDAN 1981/21V Mahçuz olup satümasına karar verilen tamamı 240.000 lira muhammen kıymetinde 1 dönerli, 2 tekli, 1 üçlü. san renkli 4 adet suni deri koltuk, 1 adet özpolat etiketli Gaziantep yapısı kırmızı renkli para kasası, Ful marka otomatik saatli vantilatör, Grundik marka c/6200 otomatik teyp radyo, L tipi klasflt müdür masası halen bulunduklan yer Kadıkby, Halitağa cad. Ekşioğlu Işhanı kat 4 Nu. 102'de 1. satış 3 Mayıs 1983 sah günü saat 12.15 12.30'da satüacaktır. Bugünds talip çıkmaz veya teklif edilen ttyat muhammen kıymetin %75'ini bulmazsa 2. satış 4 mayıs 983 çarşamba günü aynı yer ve aaatte en çok fiyat verene ihale edüip, ihale ve tellaliye masraflarının müşteriden alınacağı ilan olunur. 14.4.1983 (Basın: 3960) ÎKÎ ÇXX!üâA BAKACAK BAYAN ARANIYOR ADRES: Köşkler, Yaseminli Sokak No: 416 Bahçelievler tSTANBUL AHMET KARACA D.E.A. Müş. Müh ve Mimarlık Bürosundan: *î Karayollan 1. Bölge Müdürlügti'hden ailrian 16.7.1976 gün 4680/114 ve 1.9.1978 gün 494116/122, 494117/123 ve 17.11.1978 gün 494147/153 ve 12.4. 1979 gün, 494237/29 ve 29.4.1979 gün 494267/59 Nolu teminat mektubu ahndı maktnızları zayi olduğundan hükümsüzdür. Oğlumuz SERCAN'ın doğumımu tüm dost ve akrabalanmıza müj deleriz. Altan Sevinç ÖZKILIÇ 13. 4. 1983 Nikon «optik'tekaUte» Nikon TIP/da OFTALfAİK Oto Refraktometre Fundus Kamera Bio Mikroskop Nikon ARASTIRMAda MİKROSKOPLAR Monoköler Binoköler İnverted Stereo Araştırma Nikon KADASTROda TOPOĞRAFYA Elektronik Mesafeölçer Saniye Teodolit Takeometre Otomatik Nivo Nikon ENDUSTRide KALITB KONTROL . Profil Projektor 1 | DFİS: Tunus Cad. 20/4 ANKARA Oftalmometre VIAĞAZA: Modern Çar. 311ANK. Fokometre TLF:18 77 6 6 1 1 7 5 13 «1177 58 GÖzlük kutusu Metal Mikroskop ölçme Mikroskoplan Stereo Mikroskop Enteg.Devre)Mikrö$. Polarizan Stereoskop