10 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 13 NİSAN 1983 asına yansıdıgına göre ulkemizde tüketicinin korunmaeı sorunu yine gündeme gelmis durumda. Hatta Ticaret Bakanhğı'nm bu konuda bir de yasa tasa. Tutı hazırladığı belirtilmekte. İşin ilginç yönu, Ticaret Odalan'mn da tüketicinin korunmasma çaba gösterdiğini belirtmesl. Nitekim İstanbul Ticaret Odası Başkanı «ayın Nuh Kuşçulu, Cumhuriyet'e yaptığı «eniş açıklamada C Mart 1983) Tîcaret O4 dası'nın tüketiciyi koruma çabalannı sıralamakta ve 'bütün bu faaliyetlerimize rağnven odamızm tüketicinin korunması honusundaki çabalannın adeta gayrisamimi olarak değerlendirme yoluna gidilmesi en azından insafsızhk olur kanısındayım» demektedir. Son günlerdeki açıklamalarda, tüketicinin korunması, daha ziyade bozuk kaliteye karşı korunma olarak gösterilmekte ve bu yönde önlemler sıralanmaktadır. Oysa ülkemizde tüketici, örgütlenmerr;'.? olduğundan, hem kalitede ve hem ds fiyatta. aldatılmaktadır. Bizim anlayışım^a göre tüketicinin korunması demek, tuketi. cinin fiyat ve kalitede aldatılmalardan korunmasıdır. Tüketiciyi fiyat ve kalitede kim aldatmaktadır? Tüketiciyi fiyat ve kalitede aldatanlar, onlara yüksek fiyatla veya bozuk mal satanlar, ulkemizde iç ve dış satımı ve imalatı elinde bulunduran aracı ve sanayicilerdir. O halde, tüketici bu kimsplerin doğruluk dışma çıkmalanna karşı korunacaklardır. Tüketiciyi fiyat ve kalitede aldatanlan n en büyük üst kurüluşu ol»n Ticaret Odalan'nm bu konuda harekete geçmesi jse çok ilginç ve fantezi bir durum doğurmaktadır. Bu o!ay, biraz da geçen yıl, küçük tasarruf sahplerini korumak için, gerçekte tefed olan bankerlerin ortaya çıkmasını anımsatmaktadır. Onun feci sonucunu ise hep birlikte yaşadık. Eğer gerçekten tüketiciyi, aşırı fiyat ve bozuk kaliteye karşı korumak istiyorsak. bu konuda tum Batıh ülkelerde olduğu gibi devlet ve kooperatifler harekete geçmelidir. B Tüketicînin Korunması Sorunu Fiyat artışlarmda önemli etkenlerden biri olan aracılık kârı, yazık ki ulkemizde en yüksek düzeydedir. Prof. Dr. Ziya Gökalp MÜLAYİM Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Bu konuda 1982 Anayasamızda tüketicînin korunması maddesinde (Md. 172); «Devlet tüketicileri koruyucu ve aydınlatı. cı tedbirleri alır, tüketlcilertn kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder»; kooperatifçiliğin geliştirilmesi maddssinde (171) ise, «Devlet, milli ekonominin yararlannı dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasmı amaçlayan kooperatifçiliğîn geüşmesini sağlayacak tedbirleri alır» denilmektedir. Görüldüğü üzere Anayasarhizm bu maddelerinde, tüketiciyi koruma görevi, Ticaret Odalanna değil; devîete, tüketicinin kendilerini koruyucu girişinuera ve bu girişimlerin en önemlisi olan tüketicinin korunmasmı amaçlayan kooperatiflere verilmiştir ve doğru olan da budur. Bu yazımızm amacı, tüketicinin korunmasında devletin alacağı önlemleri incelemek değil, bu konuda yüzyılı aşkın bir süredir bütün dünyada etken bir araç olarak kullanılan kooperatifler üzerinde durmaktır. Bilindiği üzere, genel anlamda tüketici, herhangi bir malı tüketen kimsedir. İstanbul'da 10 milyon Hraya bir Mercedes vcya Boğaz'da 4050 milyon liraya bir daire alan da tüketicidir. Ama bunlar, korunmaya muhtaç olmayan tüketicilerdir. Anayasamızda korunması öngörülen tüketiciler ise. zaruri gereksinimlerinj sağlarken kalite ve fiyatta aldatılan işçi, memur, emekli ve küçük köylüden oluşan milyonlarca dar gelirli tüketicidir. Bu tüketicileri kurtaracak «Tüketim Kooperatifçlliği»dir. O^ellikle sanayileşmlş ve kentle^miş Batı toplumlarında çok büyük gelişme olanagı bulmuştur. Örneğin Uluslararası Rooperatifler Birliği'ne (1CA) bağh 70 ülkedeki tuketim kooperatifi üye sayısı 134 milyondur. Dar gelirli tüketicileri en iyi şekilde korumaya çahşan Avrupa Eknomik Topluluğu ülkelerinde tüketim kooperatifi üye sayısı 20 müyondur. Sadece lnglltere'de buyük çogunluğu işçi olan 12 milyon kişi tüketim kooperatifi üyesidir. Bütün ülkelerde tüketiciyi bu tür bir örgütlenmeye Hen. üreticl ile kendisi arasında aracı denilen bir grubun varlığıdır. Üretici ile tüketici arasında yer alan aracı sayısmm fazlalığı ve aracılann, tüketicinin örgütlenmemiş ve tüketim konusunda eğitilmemis olmasından yararlanarak aracılık kazançl&nm «pekülatif yönde azami derecede yükseıtmeleri ve kalitede tüketiciyi aldatmalan sorunun esasını oluşturmaktadır. Kooperatifler Kurulmali tifi, sadece tuketiciye maliyet fiyatına mal saglamakla kalmaz, aynı zamanda satılan malların kalitesinin de iyileşmeslne etKen olur. Hatta yaygın ve etken bir tüketim kooperatifi hareketi. ortadan kaldıramadığı aracılann bile kâr oranlarını uygun bir düzeye indirmelerini sağlar. Fiyat artışlannda önemli etkenlerden bîri olan aracılık kârı, maalesef ülkemizde dünyada en yüksek düzeylerdedir. Birçok maliarda tüketieinin ödediği paranm ancak % 2025'i uretıciye gitmekte, % 7580'ini ise. aracılar almaktadır. Ûlkemizde durum bu olduğu halde. 1925 yılında özel bir yasa çıkartılarak ve büyük önder Atat&rk'ün 1 noVu <uyfts\ olması ile Ankara'da kurulan Memurlar Kooperatifi ile başlatılan tüketim kooperatifçiliği hıreketi bütün yurtta bir turlü etken olanıamıştır. Tüketim kooperatiflerınin aracılara karşt etkjn olmalannın yolu üst örgütlenmelerinden geçmekt»dir. Tüketim kooperatiflerimiz birlikler ve Merkez Birliği içerisinde ust örgutlenmedJkçe ve bir Kooperatifler Bankasma sahip olmadıkça, dar gelirli tüketicidea yana etkin otemaz ve büyük aracı, tefecı ve tekellertg yarışarak aşırı fiy&t «rtışlanııdan ve bozuk kaliteden milyonlarca tüketici kitlesini koruyamazlar. Sonuc olarak, deriz ki; 1 Ûlkemizde dar gelirli tüketicinin fiyat ve kalite yönünden korunmasında tüketim kooperatifi en önemli ve hatta sürekli tek araçtır. 1982 Anayasannzda da tüketicinin korunmasında Devlet. bu kooperatiflerin geliş ınesini sağlayacak tedbirleri almakla göre vlendiri 1 miştir 2 Sadece tüketim kooperatifi ve ortak sayısını arttrmak jteterH degildir. Bu kooperatiflerin birlikler ve Merkez Birligi içerisinde üst örgütlenmeleri ve bunlann kredi gereksinimiıü saglıyacak bir Kooperatifler Bankası'nın kurulması mutlaka sağ lanmalıdır. Anayasamız geregince tüketiciyi korumak ve bu amaçla kurulan kooperaüfleri geliştirmekle görevlendirilen devlet. bu konuda kooperatiflere yaruıma ve öncü olmahdır Ekonomi ve Politîkaı Ahretlik Manüğu. Ahretlik, besleme demektir. Esklden çoğu evde ahretlik bulunurdu. Kızcağız küçük yaçta köyden getirilir; saçı sıfır numarayla kesillr; başına slrke sürtilür; hamama sokuiur; bitten anndırılır: giysileri yakılır; evdekl yagıt çocuklann eskileri ahretliğe verilirdl. Toplumsal yaşayışıimzın çarpıcı bir gerçeğiydi ahretlik; okula yollanmaz, bulasığa, çamaşıra, tahtaları silmeye büyükküçük her ise koşulur, koşturulur, horlanır, dövülür, hırpalanırdv. Onon bir yaşında, bilmediği bir dünyamn mengenesine düşüp, baskı altında büyüyen kızcağız da elbet, evin ötekl çocuklanncmn geri kalırdı. Yaşıtları ötesini berislni çimdlkler; hanım ktzgın maşayı koluna yapıştırır; yüzüne bakılacak gibiyse evin yetlşklnlerinden beyine değm herkes ahretliğe sulanırdı. • Edebiyatımızda ahretlik üstüne çok yazı yazılmıstır. Kölellğin yeni koşullara uydurulmu} bu tttrtk. Anadolu'nun çoğu yerinde bugün bile geçerlîdü. Kız, beyin ayakkabılanm sü.. Kız küçtik beyln pantoîonunu ütüle.< Kız, küçük hanımı ckuia götür.. Kız, bulaşıklan yıka.. Ne var kt ahretlik temelde evin hanımının emrindedir ve bir çeşlt oda hizmetçisl gibi kuılanılır. AhretUğin klşlliğl silinmiştir; evin hanımıyla güler, evin hammıyla ağlar, hastalanır, dertlenlr. güler; Öyle şartlanmışur. Çünkü ahretliğln kendislne özgti bağımsız düştincesi gelişmemiştlr; yoktur. Evin hanımının yanmda bir kocaman sıfırdır o*. özyaşamına ilişkin bütün sorunlannı hanımının mantığı içinde değerlendırlr. Evlenecekse, evin hanımı kendisini evlendirecektlr; üstüne entari alınacaksa, evin hanımı kendislne alacaktır; gezmeye gidilecekse, evin hammından lşaret gelecektir. Muttuluk İle mutsuzluk kavramları evin hanımının öngörülerlne bağlıdır. • Az gelişmiş ülkelerin, ya da sanaylleşmemlş toplumların çoğunda (ve ne yazık ki Türkiye' mlzde) tath sn aydmları, uzmanları, profesorleri, yazarlan, politikacılan, yöncticileri; ekonomik ve siyasal olaylara ahretlik psikolojisiyle yaklaşırlar. Füzeler ml tartışıhyor? Silahsızianma mı sözkonusu? Barış sorunian mı gündemde? Ekonomik bunalım mı güncel önem kazanmış? Parasal kuramlar mı ortaya atılmış? Ne olursa olsun, ahretlik psikolojisi işin içine glrer, Türkiye'nin sorunlarma bir türlü Türkiye açısından bakamazlar; 111e de Amerika'nın gözUnün içine bakarlar. Amerika'yla birlikte gülmek, Amerlka'yla birlikte kaygılanmak, Amerika'yla birlikte ağlamak, Amerika'yla birlikte hastalanmak, Amerika'yla birlikte iyileşmek, Amerika'yla birlikte mutlu ya da mutsuz olmak... Ahretlik pslkolojisi işte budur. Şimdi bizim ahretliklerin bir büyük umutlan var: Amerika yıllar süren ekonomik bunalımını aşıp 1983'te durgunluk döngüsünü kıracakmış; bu da kuşkusuz Amerika'ya bağh öteki ekonomilere yansıdıktan. sonra Türkiye'ye de sarkacakmış... • Osmanlı împaratorluğu bir büyük devlettl; çöküş süreclnde yarısömürge oldu. Tanzımat döneminde Osmanlı aydını ve yöneticısi ba<ğımsız bir düşünce oluşturamadı. Atatürk'ün en büyük devrimt ülkenln yönetlmini ahretlik. psikolojisinden kurtarması ve bu kurtuluşun yansımalarını ulusun bilincme işlemeye çalışmasıdır. Bunun içindir ki Amerlka'dan başlayıp dünyayı saran 1929 bunalımının 1930'lar döneml, Türkiye'de sanayileşme, kalkınma ve ekonomide bağımsızlaşma sürecl olmuştut. Ekonomide < ve polltikada ahretlik psikolojisinden kurtulmadan Türkiye çağdaşlaşabillr mi? Çağdaşlık; kişilerln, halkların, ulusların bağımsız düşünceyi önce mantıklarında kotarmalarıyla başlat, Sonuç Aracı Kârı O halde tüketicinin korunması sonnranun çözümü için aracılık payının asgariye indirilmesi gerekmektedir. Son yüzyılm deneyimi, tüketiciyi fiyat ve kalitede aldatan aracılann payının asgariye indirilmeeinin zabıta önlemleriyle değil, tüketicilerin de etken bir biçimde tüketim kooperatlfleri ile örgütlenmeleriyle mümkün olabileceğlni göstermiştlr. Ancak o zaman. dar gelirli tüketici, parasının tam karşılığını alabilmis olacaktır. Tüketim koopera H S U R Cağa OKTAY AKBAL CVCT HuKuk, ^ögretmenîn, ögrencinüıı ( sorularısorunları Osmanlıca'ya neden önem veriliyor? •Edebiyat Derslerinde «Türk ve Batı Edebiyatıadlı kitap okutuluyor Bu kitabm Türk Edebiyatı bölümünde okuduğumuz parçalar baştan sona Osmanlıca. Anlamaya olanak yok. En yeni eser bile 50 yıllık Biz Türkler'in gercek edebiyatı bu mu? Çağdag Türkive kurulduğundan beri yazarlanmız hiç mj eser vermedi? Bize bu Osmanlıca metinleri okutmaktan. amaç nedir? Sümer DEMfRCtLEH 50. Yü Lisesi ÎZMÎT • Bu konuda başka öğren cüerimizden de yakınmalar alıyoruz. Dil ve yazın derslerinde çağdaş yazınımıza ağırlık verilmesi elbette kaçmılmaz bir zorunluluktur. Okuyucumuzun mektubunu Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu' nun ilgisine sunuyoruz, MuammerTUNCER Yakışmaîı •Yasalarımız çağın gerisindedir» diyor Balıkesır Barosu Başkanı Av. Turgut İnal... Türkiye'de yasa bolluğu vardır. Ayrıca Türhiye'de yasalar çofe esHmîş, kırk yamalı bohça gibi sık sıfe yapılan eklentilerle, izlenmesi ve uygulanması güç duruma girmiştir. Bu durum, Türkiye'de her alandaki gelişmenin ve çağm gerisinde kalmış dersek abartmış olmayız. Kırh yıldan beri Yurttaşlar Yasasım değiftlrme çabaları sürdurülmehte. Cezo Yasası, Ticaret Yasaları eskiliğini sürdüren yasalar arasında bulunmaktadır.» Turgut İnal, uznıan bir hukukçu olarak hem güncel, hem de önemli bir konuya deginmiş 'Balıkmir Barosu Dergisi'nde... Bu konuda benim de pek çok yazı yayınlamış olduğumu okurlarun anımsarlar. Özellikle 'Yurttaşlar Yasas%'. yanl 'Medenl Kanun'vtn pek çok hükmü bugün geçerliğini yitirmiş. ama zorla etkisinl sürdürerek yurttaşlara acılar çektiren bir duruma gelmiştir. Bu yasalann kabul edildiği zamandaki Türkiye midir bugünkü Türkiye? Nüfus 15 milyondan 50 milyona çıkmış, okur yazar sayısı yüzde yetmişe yaklaşmış, yüksek öğrenim görmüş. aydm sayısı geometrik bir oran da artmış, bilinç düzeyi iyiden iyiye yükselmiş... Elli yıl öncenin koşullan değismiş, bambaşka bir Türkiye ortaya çıkmış. Otuz yaşmdaki insana on beş yaşm giysilerini giydirmeye uğraşmak gibi yanhş bir çaba bu, eski yasalarla 'hukuk düzeni'm ayakta tutmaya çalışmak... Av. Turgut tnal'a göre 'af konusu gündemde baş yeri almaktadır. Stok affı, servet affı, gayrimpnkul vergileri affı, imar affı birbirini izlerken, yurttaşlar daha önemli aflara da sıranın geldiğini düşünmeye başlamışlardır. İnal şöyle yazıyor bu konuda: »Aflar toplumlarda baa zorunlulukların ifadesi olduğu gibi bazı büyük yararlan da arkasında taşımaktadır. Türk toplumu 10 yıldan beri cezo mahkemelerinden hükümlüler için af görmemektedir. Yönetidlerin, ekonomik koşullann ve siyasal olayların doğurduğu bazı nedenlerle, cezaevlerinde tutuklu ve hühümlü sayısı son derece artmıştır. Bugün cezaevi, mevcudiyetinin üç misli kapasitedeki kişiyi banndırır hale gelmiştir. Bu durum, ne insan onuruyla, ne ceza adaletiyle, ne de devlet göreviyle bağdaşabiUr. 1983 yılının. demokratik feurumlara kavuşan demokratik yönetime hızla yaklaştığı ve kavuştugu yıl olarak, geçmişe kötü belge bırakmamak için ileride seçim malzemesi yamlmaması için büyük bir af yasasımn çıkanlmasmda en gin yararlar görmehteyiz.* On binlerce hükümlü ve tutuklu var Türkiye cezaevlerinde... Yeni yeni ceza ve tutukevlerinin yapımına başlandığmı en yetkili ağızlardan duyarak üzülüyoruz. Ceza zorunlu bir uygulamadır. Ama bunu ne kadar az insana uygularsak, şu ya da bu nedenler, rastlantılar, yanlışlıklar sonucu ceza almıs kişileri zaman zaman bağışlarsak, onları yeniden topluma. yasama kazandırmaya çalışırsak, ger çek hukuk açısından o denli yarar sağlamış oluruz. Balıkesir Barosu Başkanı İnal, 'İnsanlanmıza yargıda ceza verüirhen onlara bir ranzada üç hükumlünün yatacağına dair bir ceza verildiği de bi: linmektedir. Bu y6nden de af yasasımn yararına Baltkesir Barosu olarak inanmahtayız* diyor. Demokrasiye geçiş aşamasının sonuna geldiğimiz söyleniyor. Partiler kurulacak. genel seçimler yapılacak, 83 Anayasası çizgisinde yeni bir dönem başlayacak... Bu yeni döneme bir sevgi ve hoşgörü havasiyle girmek gerekmez mi? Bunun baş koşulu da hiç değilse teröre, giddet olaylarına katılmamış, kanh işlere kalkışmamış hükümlü ve tutuklulan kapsayan bir 'af yasası' çıkarmak değil mi? İLAN BÜNYAN ASLtTE HUKUK HAKİMLtĞI'NDEN Dosya N o : 1980/776 Davacı Btinyan Uçeslnin Güllüce köyünden Adaviye Ümükoğlu ve Yaşar Bahadır tarafından davahlar aynı köyden Muhittin Doğan ve arkadaşlan aleyhinc açılan M. Meni davansında, Güllüce köyünden Nazire Odakır, Hatice Akın, Şahin Eraslan, Mehmet Altıntaş, Mehmet Güneş, Fahriye Vural, Asiye Uzuntarla ve Hava Bülbülcü'ye belirtilen adresine tebligat yapılamamış ve zabıta marifetiyle de adresleri meçhul kaldığmdan, adı geçen davılaların Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1980/776 esas sayılı dosyasının 16/5/1983 tarihindekl duruşmasına gelmeleri veya kendilerini bir vekil marifetiyle temsil ettirmeleri, geltnedlklerl takdirde, adlarına gıyap kararı çıkartılacağı bususu, dava dilekçesi ve davetiye yerine fealm olmak üzere ilanen tebliğ olunur. ( B : 16307) Ortaokulda görev yapıyorum, kadrom ilköğretimde kaldı • 1974 yılmdan berl, gereksinme nedeniyle açılan «Yaz Okulu»na katılarak, kadrom ilköğretimde kalmak üzere, orta dereceli okullarda öğretmenliğiml stirdürdtim. Aynca en son çalıştığun okulda uzun süre yönetîcilik yaptun. 1978' de Eğitim Erıatitüsü Türkçe Bölümünü fcitirdim. Atatna ve nakil! yönetmeliğinin 21. madlclesi uyannca ilköğretimde Igılunan kadromun görev yerlm olan orta öğretlme aktarılması için bir çok kez yaptağun başvurular sonucu, Türkçe öğretmenine gerekslnme olmadığı nedeniyle orta öğretime geçirilemeyeceğim tarafıma iliştirildl. Oysa, Orta öğretim Genel Müdürlügü ile îlköğretim Genel Müdürlüğü özellikle Do ğu illerindeki öğretmen açığım kapatmak için böyle bir uygulamaya geçmişlerdir. Halen çalışmakta olduğum okulda (ortaokul) 30 saat Türkçe dersine glrmekteylm. Bu durumda kadromun İlköğretimde bırakılması özlük haklanın bakımından zorluklara ve aksaklıklara neden olduğuna göre ne yapabilirim. M. B. TRABZON • Durumunuzu Bakanlık yetkilileriyle görüşün. Okulunuzda Türkçe öğretmenine gereksinme bulunduğuna göre, gerekli incelemeden sonra sorununuzun çözümlenmemesi için bir neden görmüyoruz. Eş durumundan naldller ne zaman yapiliu'? • Eşim, Milli Eğitim'e bağ h olmayan b i r devlat kuruluşunda çalışıyor. Bağh bulunduğumuz il morKezine, Adana'ya tayinı çıktı. Bunun üzerine ben de gerekli belgeleri tamamlayıp eg durumundan yer değiştirme is teminde bulundum. Başvurum kabul edildi. Ancak yer değiştirme içleminin 1963 temmuzundan önce yapılamayacağı bildirildi. Sayın Bakanımızm ve Sayın Başbakammızm. eşlerin bir arada çahştınhnalarina ilişkin genelgelerini ha'ırlatmca, bu genelgelerin yalnız il dışı atamaları İçin geçerli olduğu yanıt 0^1 aldım. Bu koşullar aJtmda. eşimden ayn yerde otunruvk zorundayım. Milli Eğitim Müdürlüğünün bu tuturau doğru mu dur? A. y. ADANA • Eş durumuodan yapılacak yer değiştiıome işlemlerinde il dışı, il içi aynmı elbette yapılamı««. Ancak, sanırız Millj Eğâtim yetkilileri size «Atama ve Yer Değiştirme Yönetmoligi'nin 35. maddesine dayaaıarak yanıt vermişler.» Bunrt göre, «Eş durumunda nakiH'er, yan yıl ve yaz tatillerinılo yapılır.» Kısa söyleşi: Eski yazmımız artık uzmanların aianı Izmit'ten öğrenci okuyucumaz Sümer Demuciler'in mektubunda yakındığı Osmanlı Yazını konusunu Sayın Sami Karaören'le söyleştik. Karaören.'in sorumuza verdigi yanıt şöyle: SORU Sayın Karaören, siz yazınımızla yakından ilgilenen bir gazeteci ve yazarsınız. Ayrıca, Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyesisiniz. Orta dereceli okullarımızda okutulan edebiyat dersleri konusunda ne düşü nüyorsunuz? YANIT Çatdaş yazarlar Cumhuriyet döneminde yetişmiştir. Varhklanyla öğünebileceğimiz biroirinden güzel yapıtlar vermişlerdir her alanda. Türk'e ve Türklüğe özgü Batı düşünüş ve kavrayışı içinde, günümüzün konuşulan Türkçesinî yazınımıza geçirmişler ve geliştirmişler, soyut kavram lan verebilme zengtnligine ulaştırmışlardır Asıl okutulması gereken yazın ürünleri bunlardır. Dilimiz, yazmımız, yazarlanmız öğrencilere ancak böyle sevdirilebilir. Gençlerin doğru dürüst mektup ve dilekçe yazması böyle sağlanabilir! Ama, ısrarla eski metinler okutuluyor. Amaç, gevmişimizi unuttunnamakmış. Geç miş, «tarih bilinci» yaratmakla unutturulmaz, geçmişe sığınmakla değil. Eski yazınımız hakkında elbet bilgi verilmeli, birkaç örnek okutulmalı. Ama, ortaöğretim boyunca değil. Ne kadar uğraşılsa tam Öğretilemez ar tık eski yazmımız. Şu İyice bilinmeli: Eskt yazmtmız, rne raklılanyla uzmanlann alanıdır artık =özetle= • Eskt bir öğrermenin MiUi Eğitim Bakanından dileğis 12 Eylül öncesinde görevden alınan öğretmenlerden kaçının yeniden göreve alındığmı açıklamanızı, eğer tüm başvurulara «Kadro temin edilemediğinden.» yanıtmı vermek ilke kabul edilmişse bu dnrumdaki öğretmenlerin boşuna başvuruda bulunmamalannm duyurulmasmı diliyoruz. • Tahsin İstengel'e. Seymen, Kocaeli: YÖK Yasası'nda yapüacak değişikliklerle sizin durumunuzdakilerin so runlarma çözüm getirüeceği umuluyor. • Afyon, Sultandağı, Karapınar halkı adına D.K. Mil li Eğitim Bakanı Savın Hasan Sağlam'a sesleniyors «1973 yılında temeıi atılan ortaokul binamız hâlâ yapılmadı. Çocuklarımız eıverissiz koşullar altında öğretim görüyorlar. llginizi bekliyoruz.» • S.T.'ye, îstanbulı Ders konularmm yanı sıra, yaptığmız deneyi ya da verdiğiniz ödevi de ders sonunda sınıf defterine işleyip imzalamak zorundasınız. 9 M. Çağn'ya, Fatih, tstanbul. Öğreniminizi hizmet borcu karşılığmda yaptığımza göre, atamalarda ön celik sıranızm gözönüne alınması gerekir. tLAN KADIKÖY İKtNCt SULH HUKUK HAKtMLİĞÎNDEN 1983/23 Vesayet Ankara, Çankaya, Kavaklıdere Kütük 387, Cilt 05903, Sayla 59 da nüfusa kayıtlı olup GÖztepe Tepegöz sokak arpak ap, No: 3 V: 8 Çiîtehavualarda oturur ömer önen'in yaşı nedeniy le hacir altına alınmıs ve kendisins dedesi Ahmet Arcak vasi tayin edilmiştir. Kayflyet ilan olunur. 7/4/983 (Basm: 3678) îkî dersten beklemeliyîm • 1872 * 1973 öğretim yıImda İstanbul İmam Hatip Okulu orta son bitirme imtihanlannda Kur'anı Kerim ve cebir derslerinden beklemeye kaldım. Ertesi yıl da başanlı olamayınca, b i r daha sınava girmedim. Askerliğimi yaptım. Şimdi bir işte çahşıyorum. Benim ckudu ğum yıllarda okulun orta kısmı dört, lise üç yıl idi. Ben okuldan aynldıktan son r a orta üç yıl, lise dört yıl oldu. Orta kısmın 4. sınıfından aynldığıma göre, lise 1 dengi sayıhr mıyraı? Böyle olmayıp da normal bir ortaokulda sınava girersem yine her iki dersten de sorumlu olur muyum? Ortaokulda matenuftikten. sorumlu olursam, modernden mi, klasikten mi «ınava girmem gerekecek? Slnan GÖKAyDINOĞLU Katjtal İST. • Kendi okulı/tıuzdan ala cağınız tasdiknaıcıe ı)t> normal ortaokulda fiınava girebilirsiniz, Lise 1. sınıfta öğrenim görmüş sanılmanız olanaksızdır. Or taokullarda aynca Kur"am Kjeirim dersi bulunmadığı için matematikten sorumlu *utulmanız gerekir. Modern ımatematikten rai. yoksa kla«;ik matematikten mi sınaya gireceğinizi dilekçenizde belirteceksiniz. DHMİ Genel Müdürlügünden; 1 Genel Müdürlüğümüz Hava limanı ve Meydan Müdürlüklerinde istihdam edilmek üzere iyi derecede îngilizce lisanma vakıf personel alınacaktır. 2 Aranılan nitellkler: a) 657 Sayıh Devlet Memurlan Kanunu'nun değişik 48. maddesindeki nitelik vo şartlara uygun olmak, b) Erkek adaylann askerlik görevini yapmış olmalan, c) Asgari, Kolej veya Yüksek Okul mezunu olmak ve iyi derecede İngilizce bilmek şarttır. Erkek adaylar tercih nedenidir). 3 Smavlar 21.4.1983 günü saat 10.00'da Genel Müdürlük ve Yeşilköy Hava Limanı Başmüdürlüğü'nde yapılacaktır. 4 İsteklilerin resimli nüfus cüzdanlannın tasdiklii örneklerine ekli dilekçeleri ile birlikte imtihanm yapılacağı Genel Müdürlük (Etiler ANKARA) veya Yeşilköy Hava Limam Başmüdürlügüne (Yeşilköy ÎSTANBUL) müracaatlan gerekmektedir. (Basm: 16164) T.G StLtVRt ICRA DAtRESt MENKULÜN AÇIK ARTIRMA t l A N l Dosya No: 1982/67» Tal. Eir borçtan dolayı hacizli vs asağıda dns, tnilktar ve kıymetleri yazıu mall3r satışa çıkarılmışttr. Birinci artırma 12/4/983 günü saat 11.4012.00''ffl« îskele Caddesi No. 23 Silivride yapılacak ve o güntt kıymetlerirün % 75'ine ıstekli bulunmadığı taktilirdft 13/4/983 şünü aynı yer ve saatte 2. artırma yapıflarak en çok fiyat verene satılacağı ve satış şartnamenin icra dosyasmdan göriflebüeceği masrafı verildiği taktfirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebil eeegi, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazüı dosy» numarasıyla icra memurluğuna başvurmalan ilân olunur. Muhammen Adedi Ciîisi (Malüyeti ve önemli Kıymeü ıütellkler!) Lira Krş. 2 200*00,00 315.000,00 100 TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ MESLEK TOPLANTISI (Kurumlar Vergisinde Beyanname Tanzîmî ve Kâr Dağıtımı) Konusu 14 Nisan 1983 Perşembe günü saat 14.00'de Galatasaray Istiklâl Cad. Odakule tş Merkezl Küçük Konferans Salonu'nda Üye ve Meslekdaşlarımıza girişte davetiye almarak sunulup tartışılacaktır. Konusmacı : Veysel Çakır Demek Üyesi ve Maliye Bakanlığı eski Mllşavir Bas Hesap Uzmanı. : Türkiye Muhasebe üzmanlan Derneği Telefon: 48 42 27 474818. Cansev marka Senayl dlkiş makîtıesi Muhtelil renk ve bedende ktuJm elbisesi 64.000,00 8 Muhtelif renk ve bedende kadın. mantosu 25.000,00 Muhtelif renk ve ebatta kadm kdbanı 5 140.000,00 Muhtelif renk ve bedende etek 70 180.000,00 Muhtelif renk ve bedende garson. boy takım elbisc 240.000,00 120 Mubtelif renk ve bedende beyas erkek kezağı 15.000,00 1 Teletrans marka elektrikli hesap maldnesi. (tc. îf. K. 114/1, 114/3) (Basm: 3622) . 6600 Bilgl için
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear