24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 ergi yükümlülerinl sürekll bfr ııgraş içine sokan vergi ayı başladı. Bizim gazetede ve daha başka birkaç gazetede yer alan teknik vergi yazılarını bilmem izliyur musunuz? Doğrusunu söylemek gerekirse ben pek izleyeraiyorum; vergî ile ijim oldukça çözümünü «ehllne> bırakmak kolayima geliyor. O haldo bugün niçin vergl yasalarmı konu olarak aldıSımı düşünecekslniz. Söyiiyeyim: Kendisiyle henüz kişlsel olarak tanışmadığım vergi hukukçusu Sayın Av. Vııral Ankan, «Verjri Kanıınlarındakf Degişiklikîf rin Gencl r>c£erlendlrilmesj ve Richard Sheridmı» başliğım taşıyan kitapçığını bana da yollaınak inceüfîinde bulunmuş. Otuz sekiz sayfalık bu kitapçığm kapağında Sheridan adını görünce, îrlanda kökenli Ineiliz tiyatro yazan ve politikacısı olarak biîdisim Itichard Brinsley Sheridan (17511816)'ın. vergi yasakırındaki değisiküklerle ne ilgisi olabilir. diye düşünerek kitapcıgı bir çırpıda okudum. Şurasını açıkca itiraf edeyim ki, berıim hukukla ilsrili Türk yasalan arasmda en anlamadıgım. skıl erdiremediğim yasalar, Maliye ve özeUikie vergl hukukuvla ilgiü olanlardır. «Gelir vergisi müke.IlefH olduğumdan, bu tür yasaları öğrcnmek lçin yaptığım birkaç girişim ve harcadığım çaba, vakit kaybı ve fiyasko ile sonuçlandı. Bunu kendi yeteneksizliğime baglayıp, arkasmı bıraktim. Az önce değindiğim gibi. yıllık vergl işlerimi bu konuda uzmanlaşnıış bir nrkadaşımın yardımıyla çözümliSyorum. Durutn bu oldusu halde. elimdeki kitapçıgı. perçekten büyük bir sabır. merak ve zevkle okudum. *•• Hukuksal ve tnplumsal konulardakl değeıii inceleme ve keskin eleştiri yazılarıyla tanınmış olan sayın meslekdaşım Prof. Dr. Mümtaz Soysal. birkaç ay önce yayıralanan «Demokra.si.ve Giderken» adIı özlü kitabmın «Vergi» bölümünde şöyie yazıyor: ıBIr an düşünüp de "Son onon beş yılın Türk parlamentolarına karşı yöneltilebilecek en haklı plpştiri nedir?" diye kendi kendinize sorarsanr/. en dogru yanıt ancak şu olabilir: Doârudürüst bir vergi yasası çıkarmamak. Çünkti, parlamentoculuğun temeli vergidir. Başlangıçt.a, astığı astık, kestîği kestik hüküındarlar bile, vergi salmadan önce halka söz geçirebileceklerine inandıkları beylere danîşmayı uygun görmüşler, sonra yavaş yavaş. gerçekten pa.ra verebilecek durumda olanlann bir araya gelmesiyle bu danışma meclisleri. parlamentolara dönüşmüştür.» (Müıntaz Soysal. Demokrasiye Giderkcn, Hil yayın. ekiın 1982, s. 30). *•• Sayın Vura! Ankan'ın, 7 şubat 1983' de «tktisarli Araştırmalar Va.kfı»mn Odakule salonunda vermiş olduğu konîeransı içeren kitapçık. I. Richard Sheridan, II. Vergi Yasalanndaki Değiışîklikler, III. Richard Sheridan'ın Nutku bölümle OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lıkla buna olanak yok. Bereket versln kltabın yazan, akılcı bir yaklaşımla, en sona başka bir özet koymuş. Vergi yasalanmızın günümüzdeki durumunu kuşbakı81 olarak azçok anlamak için bu özeti gelinlz birlikte okuyalım: «1 Tabloya geçici hukümler almmamışt'r. Bunlar da küçümsenecek miktarcla değildir. Sadece gelir vergisiyle kurumlar vergisi yasalanndaki geçici maddeler örnek olarah verilmiştir. Celir vergisi değişiklik yasalarında: 25 geçici mudde kaldınlmış, 23 geçici madde getirihnis, gctirilenlerden 2'si kaldırılmış, l'i lieğistirilmiştir. Kurumlar vergisi değişiklik yasalarında: 7 geçici madde kaldınlmış, 9 geçici madde getirilmiş, gelirilen geçici maddelerden 2'si kaldınlımstır. 2 Her değişikliktp. değistirilen maddeler vjrdır, Bunlar rnuhtelif hususlarla ilgilidir. 3 Enflasyonun yıprattığı taban vergîler tarifelerinin değistirildikten kısa süre snnra yeniden düzenlcndikleri gözlenmelıtedir.' Bunları okııduktan sonra, yazarın vprgiyle ilgiü ve dip notlarıyla bezeli bu bilimsel konferansında. Richard Sheridan'ın ?.z çok uzun ve ayrmtıh ozyaşam öyküsüne ve iki yüzyıl önceki parlamento konuşmasındnn nükteli bir bolüme niçin yer verdiğinl daha iyi anlıyor insan. Demek biz, özel olarak «vergi kuralları». genel olarak da «yasa koyma teknigi* konularında henüz İngiltere'nin iki yüzyıl önceki durumundayız. Sayın Arıkan'm konferansı bana, on !kl yıl önce. 10 ocak 1971'de. bu sütunlardı çıkarı «Kanunlanmızdaki Karmaşıkhk» başlıklı yazımı anımsatti. îzln verlrseniz o konuyu da gelecek hafta sereyim gö^ler önüne. Buna olanak sagladığı ve bana yeni şeylor ö*rettiği için. sayın Arıkan'a ne denli tesekkür etsem azdır. NOT : Haftalık ya/ılarımda ara sıra dizgl yaulışîarı oluyor. «Okuriarırn dog:rustınu bulur» düşüncesiyie, bir sonraki yazıına not koyup düzeltme gere^ini duymuyorum. Geçen haftaki yanlış bu türden dejtil. «Kolekslyon ve Kesikler» başlıklı o yazının üçüncü sütnnunun sondan 19' ııncu satırında baslayart bir tümre şöyle çıkmış: «Ne var kf ortaokuldan beri "bauyan" agacını tıildiğim halde. şimdivc degin "banyan" adını taşıyan bir fiğaç duymamıştım». Bir tek sözcüfeün yanlış dizilmesl bütün bir tünıceyi nıantıksız ve anlarnsız duruma koymuş. Bu tümce çöyle başlayacak: «Ortaokuldan beri "baobab" ağacıııı bildiğlm halde...» H.V.V. 6 MART 1983 V Vergi Yasalarınm Eleştirisi Hıfzı Vefctet VöJöEDEOĞLU rînden oluşuyor: en sonunda da, vergl yasalarına ilişkin değişiklikleri gösteren tablolar var. Ben «kitapçık» (broşür) diyorum ama, burıun içindekiler birçolc büyük kitaplardakinden daha üginç, anlamlı ve öğretici. Onu okuyup bitirince ben, kendi hesabıma, iki şeyi öğrendira: Birincl ııokta olarak, vergl yasalarına bir türlü akii erdireır.emeküğimîn nedenini buldum bu kitapta. Onun 3233' inci sayfalarmda yazılı vergi yasalarında sadece 8 şubat 1980 tarihinden bugüne değin yapıimış olan de;iişil;likleri dişlmi sıkıp bütün sabır sdicürnü kullanarak okuyunca, bir kez daha anladım ki. benim vergi yasalanna akıl erdirmeme olanak yok. Onsekiz versi yasasımn birinde beş kez, üçiinde dört kez. sekızincle üç kez, onattısmda iki kez, ikisindc de birer kez değişiklik yapılmtş. son üç yıl icinde. Bu konuda sayın Arıkan'm yargısı şöyle: «Yoğun envanter giisteriyor kl, otuziki yılhk uysulama sonunda vergi sistemimizi. miikeHef, verjri iflareleri, uyguiayıcılar. teorisyenler .vö'nünden hiç de kolay anlaşılamayan, yasa rlili tnaksadi içeremeyert. nmtlaka teblİRİerle vuzuha kavu^ması hckienen karmaşık bir duruma getirdik. (...1» Bir vergi uzmanmın bu gözleminl okuyunca. doğrusunu söyieyeyim, a^çoK teselli buldum: Demek benim vergl yasalarmı anlayamayışım sadece kend! kalın kafalılıgımdan 1leri gclrniyormuş!. Bu özlü kitapçıktan öğrendiğim ikinni nokta, vergi yasalarındakl deglşlkliklerle Sheridan arasındakl ilişki olrtu. Sayın Ankan. konferansmm başında bu îngiliz yazarınm özyaşam öyküsü üzerlnde aynntılı biigi veriyor. Şu kadarcığını da ben söyieyeyim: Genç yaşta öien ünlü İngiliz ozaru Lord Byron c 17881824), Richard Sheridan Için şöyle diyor: «Sheridan. en iyi Küldüniyii (Dedikoduculuk Okuiu), en iyi opcrayı (Duegne), cn iyi niikteyi (Eleştiri), en iyi monologu (Garrick) ve en iyi par'.amento söylevini (Begum Speech) yazmış olan kişidir.» Avukat Vııral Ankan. kendisine armağan edüdiftini önsözde belirttigi «Politikada \iikte» adlı kitaptan Sheridan' m, politika yaşamı sırasında yapmış olduğu konuşmanın bir bölümünün çevirlsini alıp konferansmm sonuna koymuş. Aşağıyukan iki yüzyıl önceki bu konuşkimi Osmanlıca sözcükler yerine m a y l Ttirkçelerinl koyarak ben de aşağıya aktarıyorum: •••*• •Bundan önceki hukümet camanında Parlamento'dan çıkanlan vergi yasalarınm sayısı öyiesine artmış, özellikle yürürlühteki vergi yasalarına yapılan eklemeler öyle karmaşık duruma gelmişti ki, vergilerin uygulamasından sorumlu yargıçların bile, içinden çıkılamayan bilmeceler karşısmda şaşırmak ve şaşkınhkla kaşlarım çatmaktan, öfke ile başlarını sallamaklan başka birşey gelmiyordıı ellerinden. Başka ne yapabilirlerdi ki (!) Bakıyoruz, önce bir vergi yasası çıkorıhyor. Ardmdan çabucak, l'arlamentodan henüz çıkmış bir yasantn, kimi maddelerinde değişiklü: vaoüması ilo ilgili yeni bir yasa önerisi öniimuze konuyor. Sonunda bu da yasalaşıyor ama «çofe güfeür» demeye vakit kalmadan hükümet. yürürlükteki ycısayı değiştiren, yasanm eksik ve yanlış yanlannı düzelten ikinci yasadalii cksiklikleri tamamlayacak yepyeni bir yasa önerisiyle karşınuza diklliyor. Celgelelim, iş bununla da bilmiş olmuyor. Bir süre sonra, bir de hakıyoruz ki, yürürlükteki vprgi yasasını değiştiren yasanın eksik yönleri tamamlayacak yepyeni bir yasa önerüiyor ve böyleve vatandaşlar, bir türlü sonıı gelmeyen vergi yasaları kısır döngüsünde bocalayıp duruyor. Bu, ancak denize indirildikten sonra dümeninin korımadığı anlaşüan gsmiyi akI» geliHyor. Cemi, dümen iaküması için, yeniden kızağa alınıyor. Ne var ki, geminin denize her indirilişinde yeni yeni eksiklikler. yeni yeni yanlışhklar göze çarpıyor. Omurgasındaki çemberlerin vidaları takılmadığından, omıırgadaki bazı lahtaların kaybolduğu anlaşıhyor. Eksih tahtalar tamamlanıyor, yeniden çemberleniyor ve tam denize indirileceği sırada, harcanan bunca paraya karşın. geminin büsbütün parçaianıp yeni bastan yapılmasma karar veriUyor. Cerçekte Parlamentodan son yıîlarda çıktın büiün yasalar, yumurtadan çıkan kurtçugım kclcbek durumuna db'nüşmesine değin geçirdiği her asamayı anımsatucasma, bir sürü değişiklihlerden geçiriliyor.* Sayın Ankan özlü kitapçığının 3338. sayfalarmda «Degişiklik yasalarında (geçici maddeler hario) dp&iftirüon kaldırılan maddeler ve tarifeler tablosudur» başhğı aitmda 20 vergi y3sasının 1980'den bu yana uğradığı değişiklikleri gösteren yirmi bölümlük bir tablo vermiş. Vergi yasaları karşısmda oldurn olası karışıklıga uğrayan kafam, bu tsblonun iîk birkaç bölümünü okuyunca büsbütün karıştı. Yerim olsaydı bunları buraya alıp okuyucularıma da göstermek isterdim. Doğal Güneş Saatı Kimf filozof, yaşadığımız dünyanın gerçeğln gülgesi olduğunu söyler. Gölge için ışık gerelonez mi? Gerekir; ama nerededir o ışık? Yaşadığımız gölgeler dünyasının ışığı kendi gölgesınden de karanhk olabilir mi? Göigesınden karanhk ışık cvrende yoktur. Oysa yaşadığımız dünyanın gerçekliğinden kuşkulana.nlar bin kat daha karar>hk bîr dünyanın vaıiığını savunuyorlar. Inanılır mı böyle maaallara? Boş veririm o tür filozoflara ben; araaıra keyiflenir, güneşi ardıma alarak toprağa düşen gölgeme bak«trım; düsünürüm. Gölgesine bakan kişinin ikıMdlr algılamaın: Hem gölgesmi görür; hem gölgesinin düştüğu yeri. Çünkü gölge ışığın bir parçasıdıı. Gölge ışık demeklir. Zifiri karanlıkta ise ne gölgs vardır, n« ^ık; kapkaradır he r yer. * însanoğlu, ZHmanı saptamak için güneş saatlni bulmuştu. Bir düz faşın. ya da tahtanın orcasına büyük bır demir çivi çakılır; çıvinin gün boyunca taş ya da talıta düzleme düşen goîge aralıklan özel işaretlerle belnicnirdi. Hitit'lerin buldugu bu saat binlerce yıl uzak yörelerde kullanılmıştır. Gölge ile ışık arasındaki bag'antıya dayanan güneş saatinde onemli olan neydV Birisi saati'i ortasındaki demir çubuğu sağa, soia, ileriye, geriye doğru büküp eğiverirse güneş saatiyle davranışlarını belirleyen toplumda zamaniar değişiverirdi. Içaıetler saatin düzlemi üzerinda beiirli yerde dursalar bile insanlar zamanı şaşınrlardı. Demekki güneş saatinin orta yerindeki domir çubuğun dimdik durması gerekiyodu. Yoksn Hitit kenünde kişiler arasında anlamsii bır tartışm;ı başlıyabilirdi. Birisi saate bakıp konuşurdu; Öğle vakti geldi. Bir başka&i: Ne diyorsun sen? Gün batmıına yaklaştık; baksana güneş nerede? İnanmıyorsan gel saate bak. Kime inanayım? Saate mi? Yoksa gökyüzün de batıya doğru sarkan koskoca püneşe mi? Ben saate inanırım... Ben de güneşe bakanm. •* OKTAY AKBAL HflVIR Nayır'sız "Varlık...,, (ic basın TERCÜIVL^V Ayn telden... 1933'ten 1983'e... Tam elli yıl, yani yanm yüzyıl... 'Varlık' dergisinin aksamadan yayınını sürdürmesi Atatürk çizgısindeki kişiliğini koruyarak o günlerden bugünlere gelmesi, kuşaklann birbirini izlemesi, yazınımıza en değerli adları kazandırması, Türk toplumunda aydm bir okur yığını yaratması... Neler söylenmez 'Varlık' ve yaymları için1... Ama Yaşar Nabi Nayır'ı unutmamak koşuluyla... 'Varlık', Yaşar Nabi'nin varlığıdır bir bakıma... Yaşar Nabi'siz 'Varlık' olmazdı bir kc2, olsa da elli yıl yaşumazdı, yazın dünyamızın en güçlu, en etkıli bir organı sayılmazdı. Demek herşey Yaşar Nabi'ye bağlı. Onsuz düşünmemok gerek 'Varlık'ı... Bugün Yaşar Nabi yok. îki yıl önce aramızdan ayrıldı. Herkes bir gün ölecek. Burası kesin. Ama ardmda ne bırakacak? 'Hoş seda' mı, yoksa kalıcı yapıt mı? Işte Yaşar Nabi'nin somut yapıti: 'Varlık'... iki yılci'in beri Yaşar Nabi'siz yayınını sürdüren bu dergi bir elli yıl sonra da yüzüncü yılmı kutlayacaktır, buna inanıyorum. Bana bu inancı veren Yaşar Nabi'nin iki luzı, Fıliz ve Ekin... Oysa Yaşar Nabi ne denli umutsuzdu. «Benden sonra ne olacak?» der dururdu. Kızlannın "Varlık'a ilgîsiz oluşlanndan yakınırdı. 'Yeni sayı eve gelır, kapağmı bile açmazlar' derdi. Demek ona öyle gelirmiş! Oysa Filiz de, Ekin de, Varlık'a da, Varlık'ın anlamına, önemine, değerine de kayıtsız, ilgısiz değilmişler. Işte iki yıl geçti. 'Varlık' yine ayakta, yine gündemde. yine yazın dünyamızın içinde, ön yerinde... Derginin şimdiki yönetmeni Filiz Nayır babası için bakın ne diyor: «Duygusalhkla kesinlikle bağdaşmayan bir kişiliğe sahipti. Duygusuz bir insandı demek istemiyorum, ama duygusunu gizlemeyi gerçekten çok iyi başarırdı. Bizlere bir kez olsun taşkın sevgi gösterisinde bulunduğunu anımsamıyorum desem yeridir.» Filiz Nayır, babasınm en önemli kaygısına şu sözlerle deginiyor: «En büyük kaygısı ve sorunu ardından işinin ne olacağı konüsuydu. Bizlerin, işine egilim göslermeraemizden yakınırdı. Özel likle benirn kendisine yardımcı olmamı istemişti... Yavaş yavaş sorumluluğu üzerime aldım ve onun bundan gurur ve memnunluk duyduğunu gördüm.» Filiz'ın babası konusunda şu sözleri her baba'nın oğlundan, kızından duymak istedigi güzel bir övgüdür: «Kısacası ender rastlanır bir insandı o. Bir ev!adm 'babam' derken içinin gurur ve minnetle dolması için gereken tüm niteliklere sahipti.» 'Varlık1 elli yaşında... Değerli şair Kemal özer bu sayıdan sonra 'Varlık'ın yayın danışmanlığmı üstlenmiş. Mart sayısında bu iyice belli oluyor, dergi bir kişilik, bir nitelik kaztınmış. Daha doğrusu 'çağdaşhk' düzeyine gelmiş... Güzel şiirler, A. Kadir. Cumalı, Aksal, Kurdakul, Damar, Behramoğlu, Brecht vb... Derginin bu sayısınm en ilgınç yönü ikinci Yoni' akımınm üç şairınin. Cemal Süreya Edip Cansever ve Turgut Uyar'ın 'Yaş ve Şiir Üstüne" söyleşileridir. Yazın tarihcilerinin kesip saklamaları gereken belgesel bir konuşma, Yaşı elliyi geçmiş.. bir zamanların 'genç' ozanlan ikinci Yeni' üstünde' kendileri, şiir konulan üstünde konuşuyorlar, kendilerinden önceki şairleri yargılıyorlar... Hele 'yaş' konusu... Şair yaşlanır mı? Yaşlanıısa ne olur? Turgut Uyar diyor ki: «Yirmi yaşımda ne kadar heyecanla yazıyordııysam şimdi de aynı heyecanla yazıyorum. Ne var kl elli yıliık bir geçmiş bendo dikkatli olnıa duygusu yaratıyor. Kendi ustalığınn kullanıp kolaya lıaçmak istemiyorum. Elli yasmdan sonra da aynı heyecan var, ama daha temkinii biı heyecan.» Edıp Cansever de. «İleri yaçlarda şiir daha iyi anlaşıhyor. daha iyi yazılıyor» diyor. Sonra birden Turgut U<s*r gerçege dönere1 . «Galiba çakt'.r(Ar^ası 11. Sayfada) Nazlı Ilıcak, 1 Mart gunlü yazısında Dışişleri Bakanı llter Türkmen'i eleştirerek Bulgaristan gezlsina değiniyor ve •...Bulgaristan'ı aklamah istercesine yapılan bu ziyaret doğrusu peh uygun kaçmadı» dlyor. «Kaçakçılığın bizzat devlet eliyle düzenlendiğinin bilinmesine rağmen Türkmen'in 'Kaçakçılığı önlemek için Bulgarlarla işbırliği geliştirilecek' demesinln, manası pek anlaşılamayan bir taviz* olduğunıı ileri sürüyor. Türkmen'in bu demecinin gazetelerde yer almasından bir gun sonra ABD Dışişleri Bakam Shultz' u:ı *Bulgaristan gibi teröristleri koruyan ülkelerle iyi llişhilerimiz olamaz» dediğîne de işaret eden Ilıcak daha sonra şöyle ekliyor: 'Türkmen'in 'Kaçakçıhğın onlenmcsi için Bulgar makamlanyla anlaştık" cümlesini tekrarlamasım anlamak mümkün değildir. Çürizü Bulgaristan. kaçakçılığı devlet olarak teşvik etmiştir. (...) Evren Paşa hirçok konuşmasır.cla. bu gerçeği : .ıü kapah bir şekilde orlayn koymııştur. Başbakan Ulusu'nun da Türkiye için en büyük tehlihenin nereden geldiğini bilen bir devlet adamı sıfatıyla, Türkmen'den çok farkh tiüşündüğünü tahmin ediyoruz. Turkmen, neden herkesten ayrı tPİden cnlıynr? YHK'nun, bazı istisnalar dışında ücret zamlarmı, o' yıl hükümetin belirlediği enflasyon oranma göre gerçekleştirdiğini de belirten Barlas şöyle ekliyor: 'Çarşı ve pazardaki fiyatlar ise, bu zamlara fazla uymamaktadır. Onemli olan da, YHK tarafından belirlenen ücret zamlan dışında. bir ödemenin, uygulamada yasaklanmış olmasıdır. Sanınz Varhh'ın *on demecl, bütün bu honuları gündeme getirıcektir. Ancak, unutulmaman gereken nokta, Türkiye'nin özel siyasi fart larıdır. Konu, eylemsiz, direnişsiz va sakin biçimde ele alınmalıdır. Sanınz çahşma hayatında bu şekilde bazı kapılar açılabilir . Şu anda cevabı bulunması gereken soru, eğer YHK zammı dışında bir ücrete izin var ise, bunun saptanma şekline ilişkin olacaktır.* (...) ... Gunumüz, şöyle bir tercih karşısmda gözükmehtedir: Ya söz konusu taslaklar çağdaş bir demokrasiye yarışır özellifclere kavuşacaktır, ya da, bir gerilimin demokratih döneme devredilmesine neden olacaktır. Bu durumda, Türkiye'nin dış ilişkilerini olumsuzdan etkileyecek bir konu gundema girerken, bir yandan da geniş boyutlu tartışmalar Ister istemez bajlayacaktır.» Karanhk cvreler insanlık t.aril.inin uzakhkîarın da ve derinlikierinde kalmıştır. Karanlıkta ne gölge vardır. ne ışık; gö? go/ü görmez ortamdn insanoglu ne yapacağını bılemez; körler gibi el yordamıyla gidcceği yeri ve zamanını sapt.a.maya çabalar. Çağımız öyle değil. Yaşadığımız çagın toplumu, ısıkiann VR şölgelerin oynaşmasmda oluşuyor, bpliriyor. Böyle dönemlerde kimi insanın güneş saatinin orta yerindeki demir çivi gibi duıması gerek'.yor. Öyle bir demir çivi ki.. Ne eğilir. Ne bükülur, Dosdoğru, Dimdik. Güneşin ışınlarım yanılgısız ve yanlışsız kendi toplumuna yansıtacak. kimseyi aldatmîyacak. gerçeği olduğu gibi söyliyecek. kişilcri birbirine düşüreceğine beiirli bir doğru çevrcsinrie toparhyacak... • Her insan bunu yapamaz kuşkıısuz... O zaman da o kiş.i. güneş saotmin demir çivisi olmaya özenmesin; bir eşeğin art oyağma nal mıhı olsun. HÜRRİYET Açılan fermuarlar... Caiışma hayatı... îsmail Cem, 1 Mart günlü yazısmda *Tartışmay& açılan sendihalar ve toplu sözleşme yasa lasanlannın, çahşma hayatında ciddi bir gerilim oluşturup bunu geteccğe devretmenin eşiğinde olduğunu* ileri sürüyor ve 'Günümüzde doğru olan yaklaşım, geleceğe büyüh sorunlar ve muhteınel gerilimler bırakmaktan kaçmmaktır* diyor. tTemel kurumlar üzerinde mü cadele vermekten Türkiye kurtarılamadığı sürece, demokrasinin de bundan ciddi zarar göreceğinin. geçmişin bize bıraktığı dersler arasında" olduğunu da ileri süren Cem şöyle ekliyor: <İşveren kesimi, bu taslakları "... Geçmişte işçinin dediği olurdu, şimdi sıra bizda' gibi bir açıdan kar şüamaktadır. Işçi liderlerinin yorumu ise, bu taslaklar yasalaşırsa top tu sözleşmenin ve sendikacılığın lıilen ortadan kalkacagıdır. MİLLİYET İşaret... Mehmet Barlas, 1 Mart günlü yazısındn YHK Başkanı Naci Varlık'm, *Dileyen işverenlerin YHK' nun yaptığı toplu sözleşmeler dısın da ekstra ödemeler yapabıleceğl* yolundaki demecinin 'Türiı çahşma hayatının, olagan döneme geçişi yoi'nda bir işaret gibi yorumianahileceğini> beüıtiyor. Oktay Ekşi, 4 Mart günlü yazısında hem YÖK'e hem de aydmlara çatıyor ve 'Bizim aydınlarımızın çoğunun adı mı aydın oluyor, yoksa bir aydın insandan beklenebileceh nitelikleri biz mi bilemiyoruz, doğrusu tereddüt ettiğimiz zamanlar oluyor" diyor. Saym Cumhurbaşkanı Kenan Evren, eğer Erzurum'da yaptığı son konuşmada *YÖK kanununda bazı değişecek taraflan bulunabilir* anlammda bir söz sarfetmemiş olsaydı, YOK Başkanı Sayın Prof. Dr. İhsan Dogramacı'nm bütün rektörlere yazı yazarak YÖK kanununun değiştirilmege değer taraflan olarak neleri görüyorlarsa büdirmelerini isteyeceğini sanmadığmı belirten Ekşi şöyle diyor: »Bizim aydınlarımızın çoh büyüh bir kesimi, kendi ir*ancınm savunucusu olacak kadar kendi kişiUklerine saygı duymazlar. Bir insanı öteki yaratıklardan ayıran en onemli özelliğin, 'ayn bir kanaat ve inanç taşıma yeteneği' olduğunu düşünmezler. O nedenle ayn bir kanaat ve inanç taşımanın önemi üzerinde durmazlar. jVeyse ki Sayın Evren'in işareti üzerine ağızlanndaki fermuarı açtılar ve sayın rektörler. YÖK Kanunu'nun nerelerinde hangi aksaklıhlan gördülcrse, tespit edip bildirdüer.' TÜRK ALPARSLAN BÜYÜĞÜ KI MD THE WASHINGTON POST Petrol fiyatîan THE NEW YORK TIMES LA LIBERATION Petrol fiyatlannda uygulanan poliri. ka'.ann 197^ öncesindckı poütikalan an. 'iırmaya baslacugım belirten «H'ashinstoıı I'ost» cazetesı, ciüşen petrol fiyrıtların'n cîünya ıçin ivi bir fırsat oîdugıınu söyHiyor. Yazı şöyle sürüyor: «Patrol t'.Iclji yüksck fiyadar karşısıntla ve ekounmilcrin hunaiımı smıucu tlüşUi. .'Ancak .satışlardaki düsüş cıı çf>k OPKC ülkelcrinin. özeîiiide Kiirfoz üreti. cilprinl etkilerti.Petrol fiyatlannııı ve. buna bağlı olarai; salışlarısı, ekonomiler de kavdeclilerek tJüzolmeler karsjismda art'iuısı halinclc l!)*Ü'Ii yılları ypııiden yaşiayaeağıj;. Petrol i'iy;",(lan son tlertTi1. istikrasız durumda. Eski kontrnl mekaııizrnaları artık yolt. Amerikan pazanüa ve polifi!iîsın;ı. Daıill olan petrol flyatlarııi! (H:.7e:ılev<'i! lU'kanizmannı yeriııi bir yeııisivîp. hr!p biilihimüş bir OPEC'in :ılnıası miimuiin degîl. Petrol fiyatlarııını düşmpsi liim dıinya için önemH bir f;«sat. A\irak. ille de bir dençe haliııe döniilecek füve bir clıırunıun ohnadığı unu tulmamali.» Zimbabvve'nin kirü savaşı Yeşiller korkusu j i j Paris'rs yp.ymlanan «I.a gazetesi Pednr?.l Almanya'da Yeşiller' t<en du>iüan iîorkuya değinerek, bu ülkf;de lıeriie.sin korktağunu ileri sürüyor Gazpte yoruni'inş». şöyle dev'anı ediyur. «Bugüıılprıltf Almar.rs'da lıerkea nerhansi bir şcydeıı korkuyor. Atoın savaşıııdan duvıılan korku hiçbir r.\ınan bu kadar fazla deKildi. Buna berke sin toııium iyindeki Kunumıına göre bir tntam korkular eklcniycr. Saııayi işçil^ri işini kaybetmekten korkuvor. İ> ütiai!i!;ırı «Veşil A.veiullahlar»dan korku.vor. Solculır Strauss'dan korkuyor. E:ıvycrn.!ı saücı c;iftçi Sosyal Oeınokratlar'dan korkııjor. L'nlii yazarla rı Güııter Grass uydu teleıızyonunun !ıabıı.snm! gdrüyor. l.iberaüer biyasal varlıklnnndan ka.vgıh. Asitli yağmurIrıvla 51er. Aiman ormaııı ı!a herkesi rt?Msetc düşürüvıır. yirminciyuzj'ilın aonuna doğıu Almanlar kıyametin ari*e günüııü yaşıyorlar.» «Tlıe \ew \nrk Times» gaz^tesi GU. r.ey Afrika ülkelerinden Zimbabwe'dc geç.tiğimiz hafu gerçckleştiriidiği bilcli'.iieıi katliamı konu aln.ıı yazisında, böyle nir savaşm Devlet. Başkanı .Viu^abe'yi zor dııramda bırakacaguı: belirtiyor. Yazmın özetı şöyle: oMulialefct ııderi Nkonıo geçcn yıl Devlet Başkanı Mugabc'yi dcvirmcye <;alı$tığı ynlundaki idaiaiar üzerine kaBinetlen almmıştı. Şimcliyse, Nkomo'nuıı Mugabc'yi devirmek aıracıyla lıir «kabı le sav:ışı» başlattığı öne sürülüyor. Bu iddiaların clağru olnıası halindc bile. Musabe askerlerinin gcrçekScştirdiği one siivüien katliam hakh sösterilcmcz. Zimbahwe bağınisızlıçını kazandıstı ;;Ü!1, jiyasal özçiirliik, sosyal barış \e gellşen bir ekonomi de kazanmıştı. Ancak, böj'? bir kabile savaşının olma sı iıalinde tüm kazandıklannı yitirebilir. Mugabe ise, öldfirme olaylarının »oıımıluıujıından sıynlamaı. Doğrn bilenlrr arasmda 25 £u!>;ıt 1 Hİ ^ihıu islnnhnl 'i. \oteri H I bunırunılrt cpliürn kur'nda ka/.aııaııların lUtesi : 1. Şaban tçpovrr Bursa f0. Ahrııct Bnyır (liresun 2. Dilok Sögütönü r'.skişehir hl. Arif t'nal (iircsun y £ :>. Tavysr An .Niîdı..2. Ccvdot Aysiin 1/mit l A>"tlnr!lp A!ıııanyn \. Dursun Koradero 5. Jlehnıet liayrakıar Kuysevi iıl. (.Vtirı Alpayçeiin Istunbu İ ü. M.Nazmı Dinccl Tokat ; •! Y.TKI ıııiıı I)o£an tstaniıul •" . 7. Ha?an E/"al KadıUöylst. rıB. AIi lOıvıreıı Hursıı S. Halil ilurat Scn lccl ii7. Canaıı Krrımn Ankara 9. Fatnıa Yazar Tralreon 6S. Hatice E r s ü r Kılrrmit 30. Resul ltalpnder Biüiiı!'. Aii i)ofti"imacı!'ir tslaıılıuli 11. Jlelilıa Jlrıi tMaııbul 'MJ. Mrsvıt liiık A n k a r a | 12. üonco Aicm (iirosun 111. Gfilny C c ü n Kalı Marae ! 13. C^malottin Toprak Ist. t'C IIuscyi:ı Ba!«:i siıı ti'J I I i B! si 14. Nurnttin Çpm.li Aııkara Ij.1;. lirdosan Kııi (iircsun 15. Ibralıinı Tiirkyılmaz Iznıit (»1. Al;met Kava Adapazarı 1Ü. Osman Okyay Zıı.mııiılal; 05. l'ııhri Karatiül C'anakkalc 17. Dil^k GUz«İ3oy Sakarya HS. Srıni ÜİAİci Ad.iirazarı 1S. Suat Frtlnıan Trabzon 'İ7. ('(.ıail K c n m * Trab/.ou 9. Sonilıa Onaran Tekinlaft ı>S. Krsivı llcto lznıir 20. Ciüiten Aygün Ankara Iİ9. Mu.şt;ıfa (,'icck îstanijul 21. MiiMtoba Avcı Balıkes.ir Ttl. Hcdiyo Daglı Konya l 22. iIeı. *.P7. Kcnıaliye îlkokıılu 71. Ali >.İrhnıet Tovs Kayserî 5 A öjjrtncilcri Trabmıı 72. Hlukaddcr Bafravin K.Kli " " " 23. Yu.suf ' Uludüz Znnei'lflak "" Mi Trabıon 2!. Noıati Avcı y«/;:ı( 71. İHnı.'iil Altınok Kı^iııcan 2o. Jteiıınct Akif Sürıııkok 75. Niznın Tavşaıı Istaııbtıl 7B. Jîılzı Toriiu Ar.kara 77. Nîmci Koıay lstantıul 2G. Makbuk; Eaş .Siııop 7S. Bfiıil Kî'.luııiayı K ı r y h l r 27. Mnluüot Ali Çulohi Shas 7it. Nail Tü^arlak IJuirııe 2S. aııci Ycsilkay (Irdu .">(). lialıp.ıi O'kir 'l'ralız.on 29. llaiice Saıac ('ümüşlıano "0. Kazcr Cıhantinıur Kars M. Aşır Akhnş Mcr/.ilon 31. Fatnıa Kıırtul tstanhul o2. Aıif Karacı lslasıl.ul m. Motin San tstanbul !:;. Hiisoyin Tünay tstanbnl .').'!. Jlustafa Tp.uizcr tımir hl. Süheylâ Tekin Malatya 31. Vahdetiin Çıııar Bursa ,N.i. Tıü/.ılc Er Istanhul :;>>. Tckin Sunay AJrrı .S'i. Muzallcr Gediklı Trabıon r 36. Fikriye Yılnıaz (iircsıın ^ı . Meiınıct Eereko£iuTralızon ?•!. İhsan F.rsun lstanhul tıj. Fadinı Narirı Istanlml 38. Kasim Eulut Adana SH. Mustafa Uurhan ıtizo 39. Yiiksel Eeşlepe Ediruo 40. Dervi? Okay tstaııbııl 01. Alaattln Jîadeın Adapazarı 41. Mehrnet Yılm.iz .Ncv,chir :ı2. Covat Kraslan B u r s a 42. Hayriyfi Ersarı l/.nıir î1';. IHısi'.vin Kldcıı lOskisphlr 4i>. ısnıet Dereli Trkirdafr !it. lîfci!» Kntrin I s t a n h u ] 44. Yusuf Kal Dr/.iyıcaıı 'Xı. Glizin Hıırel lîoraeli 45. Ahmet Kocaman Trab/ıın !)G. Ahnııt E. Uızdar (iircsun 46. Adilo Ikizer Tralızun • ri. I 1 ' 1 ılnıa l ' r u r l n r l y t a n h u l 47. IlcCfp Vöüîrîrır! sı.S. Jlalis öıdcklıny tülanbu! 48. A. Cemal Kanca tstanlınl ',)!'. Sov;!İ:mpt Acar Kiitahya 49. N. Kemal Kaftar tstanl>ı:l 100. Giilay Tosun ICılirne' Büîun oliuy.ıcularunıza yclecc'; yıliar icin de şimdidon İyi şnnslar diloriz. ISTANBfL MAARtF KlTAVIIANKSt , c MATI5AASI A. Ş. Cağalojlu Yokiı;u No. 3S Tcleion: 22 00 49
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear