Catalog

31 MART 1983 KÜ LTÜ RYAŞAM Cumhuriyet 5 Tarık sra ıiîiı C yayın dünyasında Ağa99sı TV dizisi oluvor Kültür Servist Tarık Buğra'nm «Küçük Ağa» adlt kitâb.ı TV dizisi oluyor. Önümüzdeki günlerde çekim Jerine başlanacaı; olan film yaklaşık 50'ser dakikadarı a böiiirn halir.ue renkli olaraîi yayınlanacak. Yücel Çakınaklı'mn yöneleceği, görüntü yönetmenligmı Mustat'a Yılnıa'/,'.ın yapacağı filmin yapımcılan rf.R,T prodükturJevmdsn İlks<*n Hekta.ş ve Vthbi (Jktır. Çetin Tckindor. .Ahtnet Mc kin, Erol Taş, Fikret Hakan. Katîiv Savuii, Siiht\yi Eşnbo/., EşreJ' Kolçak ve Yusuf .Seıgiu t:;itoi sarıatçıiarm xo\ uidığı til înin kor.usu şoyle; Kuvayı MiUiye'cüere karşı oiarı ve Padihalı tarafmdan İ919'da Akşebir'e gönaenlen orada «İstanbullıı Hoca» riiye îamnarı Alehmet Reşit Et'endi (.Çetin Teküıdor) uzun süre, tek başma bir kuvvet olarak iıalkm İstanbul'a dolayısıyla da paclişalıa bağlı kalmasını •sağlar. Adana, Antep Maraş ve Konya'rnn Kuvayı Miiüye' ye katılmasına karşın, çıban başı olarak Akşahir katılmuz. Kuvayı Milliye'nin geiişmesi ni engellediği için Ankara'cîan İstanbullu Hoca için «vur em ri» çıkar. Böylece Yaka Sa ray Köyü'ncle Çakırsarayh ço tesine sığınan İstanbullu Ho ca, yün kuşaklı, beli fişekli «Küçük Ağa» olur, Akşshir'deki, Kuyayı Millî ye'ciierin yaptıgı baskından kurtulan «Küçük Ağa» kırk eiiî atlryla Cerkes Etetn'm ortan ca kardeş: Tevfik Bey'in çete»mde bir müfrezenin başına geçer. Küçük Ağa'yı yakalama işini bu kez de Birincî Dünya Savaşın<1a sağ kolunu kaybetmiş 'Çoia!' Salih'e (Fikrrçt Ha kan) veririer. Medrese eğitiminden geler» koklü bir karakter adamıaın Miliî Kurtuluş hareketini ya vaş yavaş benimsernesini an doğal çizgileri içindo veren ve kahramanı idealizo etmsyen filmin çekimlerinin altı ay içinae bitmesi vc önümüzdeki ssne TRT yayaı plamnda yer alnıasj düşünülüyor. Sevginin ve umudun înatcı kitabı Esintiler 82 / Yazan: Zeynep Oral / 120 Sayfa / Cur Yayınlan ve Hamj Samj dil lerini ceşitîi örneklerle deefrlendirin Yapı'un 2. rildiyle birlikte dilbiiim alanlarının ayrmtılı bir biçimde tanıtılma sma geçılir Sesbiiım, biçimbilira ve tümtebüîm tdi/ımbüi>n) 2. cütte irxelenen dallardır. D. Aksan. bu daiHer Yönüyle Dil: Aııa Çizgüeriyle Dilbilim. Ankara, Türk Dil Kurumıt lardaki vöntemlen iartîşaYaymları. cilt I, 1977, 162 s.; cilt II. 1980. 164 s.: cilt III, 3982. 246 s. î"ak sunarken, özellikle Saııssure, Trubetslcoy, Jakobson, Mariint t, Bloomfifid, Mehmet RİFAT öğreıniTjt görenlere yaı'ar.'ı dalianna ayrıhr. lit< oJmaktadir. Soz konusu ça arasmda da özaUikk; Harris \e Chomsky ıbi ku Türkiyetie üilbiam konuiişrnalar arasında tter YÖ !im, bi{,'imbilinı, tüırrebilim, ramcılann çahşmalanna desunda yayıml&nmii çahşmı nüyle Di! adlı yap;t özelliksözcükbiJim, anlambîlını, vb. iiinir. lar arasmcia D. Aksan'm yale anıimaya değer. Gerç^k golir. Her Yönüyle Dil'in l Aynca, nynı yöntemle • pıtian önernJı bir yer tutar. ven de, bu geniş oyiurnlu cildindu diün uzelıikle bildidogrultusunda etkinlık gösD. Aksan, «TürkoJojı» çahb yapıt, dilbıiirain aianlanm. rifjinıi saglayan bir flraç oltermiş Türk dilbilimcilerinin rnalarmt cağcıi dilbilim yon yöntemlerini, ^avrarn'armı, duğu üstünde du r ulduktan yapıtlanndan (M böz eder. 1 temleriyJe kaynaşurıp geîi. ?iikelerinı. tamtma^ı, uygusonra, dilbilinün ınnımıyîy. Ht«r Yönüyle Dil'in 3. cı!tirmis, Türkçeyi kuralcı dillama açısından Türkçeye yötanhçesint> deginîlniekte, ar dinde ıse, dilbilimin son yıî bilgisi anly.yışma göre vo aelmesi. Tiırkiyo'do daha ön djndan da yukardi sözünu iarda vn cok ge.işme 1:rossalt yazılı beigelere da.yanMce yapılmış dilbilim çalıs ettigimb, dallarivı başvurdu \or>?.n sözcükbilim, sözlükbinıK acıkiama.k yenne, riilbimalannt ayrtntıh biî" biçiuıgu yöntemlerin insaca tanılim, adbılim ve anlambilim întiin l:eım.'l ilkeiorir.p göro de ^östermesi bakımndan o tılmasına çalışılınaktadir. D:ı dallanıiH, : oneliktii. Birbiı• \e sözSü dile ağîrhk ven;~ nem taşır Her Yönüylo Dü, ha scnra cesitü ;tkım ve leriyle sıkı sikıya bögiantıîı rek befimîomeye yöneîmistir. dil olgusunu toplumbüiî 1 !. okuilann karkiî;înndün sö/ olan bu dört dal. er küçük Anlambilimî ve Türk Anîanv ruhbilim, fplsei'o, îarih, diedili;\ diün değişii; düzeyaynntısına, dek ele aiınınak bilimi 0971). Sözcük Türrimbilim gibi ulanlann orlordckî bırimlcri (sc..hirinı, !a. Trier, Hjelmslev. Gıvi leri Cortak yapıt,, 2 ciit. • 978). f.ayy. koydug'u dış yakiaşun • biçimbirim, 3 anlambirim, nıas, Uhı»ann, Weinre»ch, Türkiye Türkcosi Gelismcîi îara p;öre deü;iî O.r kend» îi.inu;e. vb.) saotan.r. dil Kat>, Fodor, Lyons, Chomsky vb kuranıcılarm yakla* sımlan tanıtîîınakta ve yine «Her Yönüyle Dil». dil olgusunu top lumbilim, ruhbilim, felsefe, tarih, bazı 'Türk dilbilimciîerinin cahsmalanna iröndermeler dirimbilim gibi alanlarm ortaya koyduğu dış yakiasımlara göre £ yapılmaktadır. Bu cildin <:>kendi içinde, kendisi için ve kendi işleyîş özelliklerine göre ele alan /etîikîe sözcükbilim ve andilbilime bağlı kalarak tamamlamay a ve sııııflundınnaya çalışmaktadır. lambilim bölümler:, dilbihî'nin. &on yıüarda anîam boSesbilimî (ortak yapıt. 1878), içinde, kendisi için ve kemli ctüşünce. dii • topium, dil yutuna yöneidıginin acık bir • Her Yönüyle Di! (3 cilt. işleyiş özelliklerine göre elo ekin, dil ~ ^erçek ilişkileri kanıtıdır. Gerçekten de dil1977 19Ö2J ve Dilbilim Seç alan diibiiıme bagh kalarak bilimin. son otuz vıl jçindeboîirlenir, anlatım sorunu kisi (1982) adlı or»ak çevir: tanımiamaya. ve smıî'landır irdelenir. çeviri tlamndaki ki gelişmesini, sözcükbiîini yapıt, D. Aksan'uı Türk dii nıaya çalışmaktadır. anlambiîiın göstergebilim diîbilimsel yaklaşımîar ele bilimine yaphğı katkılann dogıultusundaki kuramlara Dilbilim, dili çeşHlı kural almır, dilin türleri ve dilloba^ında geîir. Çaîsmalarmı borçlu oiduğunu duşünüriara göre işleyerı ve çeşitli rirı sınîfîaadınîması üstürtutarlı yöniemlere dayand'.rsek bu son ciklin n e d&ni düzey ierden olu^muş bir de dunıîur. Dilîer. bir yanmasi Türk dilcilerine nasıl önemîi oldugunu anlarız. yapı, Dir dizge olarak gö daıı kökenlerj açısından vo yeııj dogruîtular ve yeni etrür. Söz konusu kurallan ve birbirleriyîe kurduKiarı akD. Aksanm. ar.ışf.ırmatakinlik alanîan açıyorsa, bu düzeyîeıi daha tıyrıntıh vo rabalık ilişkilerine göre, öte rıyla Türk dilbHimmc büyü!: yöntemleri öğreti:i bir bıdaha tutarlı bir bıçircde çu yaondan da yapısal özeîîikiebir katkıda buîundugunu, çimde işlemiş olrn^^ı da, rîd zümleyobıimek i n de ken rine göre sımtlandınhr. YaHer Yönüyle Dil adlı yspılv sorunlarjyla ilgilenenlere, dil pısal smıî'landırma açısnıdi içinde çeşitli u/manlık nın ca bunun gercek bir kadan D, Aksan, vahnlayan, nıo oiduğunu bir l;ez daha baglantılı ve bükümlti di)belirtirken, söz konusu çalerden söz eder; baglantılı hşnıalann yalnızca dogal dil bir dil olan Türkçe üstündo îerin betimlenmesiyle ilgiiede özellikle durur Köken nen diibiîuııcilere değiî aırıu Kadıniiî Evrinıi bakımmdan yapılan sınıtlanaynı zarnanda yaz;n'ı teır^'lYa£an. Evelyn Reed / Çevireu: Şemsa Irş.in / Payel Yayınevi / 2 dınnada ise, Türkçenin do de bir dil olgusu olarak göCilt / Birinci Cilt 359 sajia, İkinc! Cilt 28Î sayfa. içinde yer aldığı iJraî Al renlere de yönelik oiduğunu Genç yaşlarda ABD'deki Kadın Bağımsıahğı Hareketine katay dilleriyle. Hint ~ Avrupa söylevebiliıi/:. tılan Recd, birook üniversitade kadın bağımsızlıgı, eviilik, aile ve insanın evrimi konularında dersler vermiş. Payel Yaymevi' nîn Şamsa Yeğin çevlrisiyle iki cîltte yayınladığı «Kadınm Kvrimi: Anaerkil Ktandsn Ataerkil Aileye» adıı yapıtı, yazarın insarı.bUim aıanında yirıni beş yıl «üren ınceleıne vo araştimıalarının ürünu. Reed, yayınlandığ?. sıralar insanbilim ve toplumbilim alanlarinda geniş tartışmaîara yo' açan kitabmda anaerkü çag evrelerini hv celedıkten sonra auaerktiiıkten atü&rkilliğe seçiç> sürecini aniatıSÖVLER FıLUERE ycr. Kadınır. eski çağlarda oynadığı rolün ne ctenli büyiik oldugımu bılimsel bir temeido ortaya ko^arken, insan evrimine ttKUSJ Bü melîik eden anaerîd.1 çagı iioaiîhk tanlıincck: gerçuk yerine oturtuyor. ..*•.. 2 karako! arasındaki sın:r eçtiğimiz günierde Adana'da Seyiian Nehri üzerindeki Taş koprü kıyısında yüzler ee insan üzüntülti bakış larla nehrin köprüye ya kın bir bölümüne gözünü dJkmış, iuyun üzer.nde duran eesede bakıyordu. Olay yerîne hem köprü nün doğu kesimindeki Köprübaşı Karakolu mensuplan ye hem de batı kesimirıdekı Banka lar Karakolu görevlüerî gelmişlerdi. Iki karakolun görev sınırı Sej*han Nehri'nin tam orta sından geçiyordu. İşin ilginç yanı cesedin de tara suyun ortasındaki çakıl yığımna takıiı um masıydı. Bu yüzden iki karakoluM görevîileri ha reketsiz ve sessız duru yor, biri diğerinin cesetle ilgilenmesini bekliyordu. Sonunda biri dayana mayıp diğerini uyardı. « Kardeşjm ceset sî 7in böîgenizde alsanıza,, ^erekeni yapsanıza.» Diğeri daha baskm bir sesle: « Görmüyor musun, ayakları sizin böigede duruyor. Si/î.n tapor tut manız gerek.» Aneak. iikinin hiç îlgîlenmeye niyeti yoktu: « Ayaklan biziın böl geye yakınsa, baş kısmı da sizin bölgeye yakın. îyi bak da hangimizin mıntıkasında olduğunu gör» dedi. Polisler «raıntıka» tar tişması yaparken olay ye rine geîen çevredeki baUkçılardan ibisi iple bağ ladıklan cer5edî kayıklarıyla a k m t ı n m Ü.Z oldu ğu Köprübaşı Karakolu tarafına götürdüler. Böy lece, polis merauriannın rnmtıka. kavgası son buî du. Köprübaşı Karakolu görevlüeri cebinden «Osman Çelik» yazılı kinılik çıkan ce.setie îlgiîi resmi işleme başladt. ve 7 Hangi gözîükie bakmak gereki zınir Ticaret Odası'ntn Meclis toplaniılan renhlenmeye başladı. Yöneiim Kurulu Başkanı Mücahit Büktaş sık sık yurt dı.n gezilere Kiklığı için zaman zanıan aylık meclis lopluntılanna kaUlanuyor ve kauldıgmda da son ıki ayın ekonomik dökümünü yapıyor. Geçtiğimlz günlerde yapılan meclis toplantısında Mücanıt Büktfış /'. sayfadan oluşan aylık kunuşmasmı yaparken ekonomiye bakışı iyimserdi. Bu konuşma üzerine gorüşlefini bildiren üyeler başkandaa bu kadar iyimspr olmamcısını istediler. Meclis üyesi Süha Baykal da bu görüşe katılanlardandı. Sülia Baykaî, Başkan Mücahit Büktaş'a uyarıda bulunnrak sorunlara bu kodar iyimser bakmamasını söyîeaiğini aaımsatarak şöyle dedi: «Saym başkan sorunlara hep pembc gözlükle bal'jyoruz dedi. Biz de diyoruz ki her zaman sorunlara dürbünle bakmayın. Ne dar, ne geniş tarafiyla. Düz renksiz camlı gözlükle baKin diyoruz. Ama bir türlü anlatamıyttru/.» Bu konuşmadan sonra toplantıda bulunanlar kendi gözlüklerini kontrol etmeye başladüar. Renksiz camlı gözlükleri olan lar yüzlerinde bir tebessümle toplantıyı izlemeyi sürdürdüler. Emec ve Özkocak, sigara icmeyen örnek gazefeci seçüdi ürnyet Gaîsetes.! Gsnel Ya3on Müdürö Çetiîi llrneç ie Miiüytt Gazetes) Muhabiri ve Gazeteciler Cerniyeti YÖnetim Kurulu üyesi Vasfiye Özkoçak Sigara İçrneyenler Derneği faraundan sigara içmeyen örnek gazeteciler seçüdiler, Sigara İçmeyenler Dsr.ıeşi Başkanı Orhan Erdener'in THA rnuhabmne yaptıî?ı açık'lamaya göre demek yönetim kurulu her ay yaptığı örnek sigara içmeyenler üstesinm ba şına Çetin Emeç ve ^^asfiye Özkoçak'ı şetirrneyi. uygrı:.n buldıx. Orhan Erdener îiyrıca bu. ayki îisiede Fenerbahçe KTJ'übü Geneî Sekreterf ve Vılayet Özel Kalenı Müdürü Mesut Dizciarm'da yer aldığmı belirtti. yaarttı. Hetnen herttes aynı şeyi söylüyor • . Diplomah çok, ama. iş yok. Descnize artık diplomalarda da iş yok. A.S îçteniik; önce sevgi sonra so rumluluk, biraz da aydırı cesareti ister. Hele bunu yazarak yapmak günümüz Türkiye'suv de. 1982 yılında neredeyse bir kahramanhk sayılabilir. Zeynep Oral'm her cumartesi önce başiığı «Esintiler» oîan sonra nedense başiığı kaldmian arna onun ınatla içinde «Esintiler» sözcüğijnü mutlafca geçirdiği yazılarını okurken hep bunları düşünürdüm. «Esintîler» şimdi kitap oldu Kitabı ye niden okrıdum. Her cumartesi «Esînti!er»î okudugumda düşün düklerimi yeniden düşündüm, başka şeyleri de. Artık «Esintiler» bîrer gazete yazısı cteğil, birer yazılı metin. 1982 yıiında bir yazar, koca bir yıl içinde yaşadıktatımızı, acılanmızı, ölülerimizi. sevinçleriınızi, hırslanmızı. umutlanmıaı sonsus bir içtenlikle bir kez da ha anlatıyordu. Birbiri ardmdan gelen ölümler onu allak bulla'k ediyor, bir konser, umut la dünyaya bakmssım sağlıyor. Reba tsvan'm ımutulmaz savtenması onu çoşkulandınyordu. Ne Pablo Neruda'yı unutuyordu. ne Redri Ralınıi E>üboğlu'nu, ne Sabahattîn Ali'yi, ne Enver Gökçe vl, Günay Al:ar su'daî), Azra Erhat'fan hepimiz adına özür diîiyordu. Yılmaz bir emekçi gibi inatla okuruna her gün biraz daha mut, biraz daba umut verrnek için yazıyor, yazıyordu. Bir tuğla mı yıkılıyor, Zeynep hiçbir umuisuziuğa kapılmadan yerine yeni bir tuğla k o yuyor, o da mı yıkılıyor, bır tane daha koyuyordu. Bu yazı ne bir kıtap tanıtma yazısı, ne bir eleştiri. Eu yazı gazete yazılarının iiisan duygularını nasıl kısTtladığını büen bir meslektaşın bunu aşmayj başarabilen bir baçka rnes îektaşımn çok sevdıği kitabı içiıı yazdığı bir «Esiııliler» yaztsı. Eline sağlık Zeyrıep, «Esintiler 83» için kolay gelsin. Yazan: Siraone de Beauvoir / Çevireule1**: Neürin Altınova ve Beyhan Kayıhan / 592 sayfa / "\7arhk Yaymları. Ölümünden bu yancı hakkmda eu çok kitap yayımianan ya,~ sarlardan bîri hiç kiışkusuz Jean Paul Sartre. Aına bnnlann bir çoğu tartişmalara, çelişkiii açıklamalara yol açıj'or. Bu yüzderı. onunla 1929 yılmdan o.'ümüne kadar birlikie yaşamış olan Sîmone de Bcauvoir'in iki kitabmiiı birlikte basılması iyî oldu. «Veüa Töreni»nde, Siırıone de Beauvoir, Sartrc'm son yıllannı anlatıyor. Î970 19H0 yıîîarını içeren kitap bir tür şcüniük. «Jean Pau! Sartre'Li Söyîeşiler»y geîince, ünlü düşünürle Simone df Be;;uvoir arasmda 1974 yczı bovunca Roma'da ve nahn sonra Paris'te geçen teype almmış konuşmaiarı veriyor. Beauvoir, bu söyîeşilere yazdîğı önsüsde şcyle divor: «Bu komjsmalHri . kalerae almaya ealışrnadınir onlarm dojçalhğını kornmak istedim. Söyledikleri... Onnn düşüntîie Mçhninin eu dolamüatlı yollannı îz.'eıneye ve >aşayan sesinî duymaya olanak vermektedir.» Mutlaka edinilmes: gereken bir kitap. Veda Töreni ve Jean .Paul Sartre'îa Söyleşiler / SAY1N VKUŞ.StZ GERÇEKTEN BU AKİLLS NSLER VA .\Ri TUTUP BULUVOR MüSUKJüZ. GORILLE Roman ve Yazarlık Onuru Yazan: Samîm Kocagöz / Çağdaş Yajmîarı / 158 sayfa, Roman ve öykü yazan Sanıim Kocagöz, «Roman ve Yazarlk Onuru» adlı bu yapıtmda, edebiyat ve yazarlar üstüne yazılarınî bir nraya getiriyor. Kocag'öz, kîtabınjn ilk bölümünde, «lioman nedir, ne değildir? Gözlemler, çevre, gerçekler roman öğesî olarak nasıl değerlendirilir» gibi sorulara biı kuramcı olarak değıl1, birıkim ve deneyimlerine dayanarak açıklık getiriyor. Kocagöz'ün yapıtının ikinci bölümünde, sanâtçı politikacı ilişkisine, yazarüğırj sorunîiuluğu sorunurıa «Yazarhk Onuru» açısından yakiaşılırken, üçüncü böiüınde edebiyatunızda önemlî bir yeri olan «Kırklı!ar»m konusu ve savaşımı üstünde duruluyor. Yazan: Hans Magnus Enzensberger / Çevîren: Seater Durıı / Cem layıncvi Dünya Şiiri Dizssî / 114 sayfa. «Havana Dııruşması» adlı oyıınuyla ülkemîzde de tanınan, çağımıa Alman eciebiyatınm önde geîen yazariarından Enzensbergf r, haşyapıtlanndan biri olan «Titanic'in Batışı»nda, bilirn ve teknoloji aJanlarında görülen hızh ilerleineye karşın, çağımıa Batı toplumttnun umutsuzlugunu Titanic gemisinin batışmı sımgeleştırevek destarsı bir anlatımîa dile getiriyor. Enzensberger' in 1969'aa Havana'da başlayıp İ977'de Berlin'de tamamladığı şîir* lerini Sezer Duru Alıvtanca aslındaa dilimize kazandirmış. Yazan: Trunıan Capote / Çeiiren: FUiz Ofluoğlu / Can Yayın* ları / 153 sayfa. lîk kez 1954de Varhk'tan yayınîandığınöa Nurullah Ataç'm da övgüsünü aîan Filiz Otluoğlu'nun Capote çe\'îrisi, neredeyse ctuz yıllık bir aradan sonra ?îdnci basırama kavuştu. «Çinıen Türkiisü», romaniarı ve öyküîeriylo olduğıı kadar, pek çok filra stnaryostıyla cU büvük ün kazanan Trum^n Capote'un ikînci romanı. Çagdfiş Amerikan edebiyatınm en tlginç yazarlarından sayılan Capote'un çoğu yapıtmda olduğu gibi. bu kitabmda da dogadışı düşsel olaylar rnasalsı öğelerle besleneıek gerçeklik kazanıyor. IZZZZZ22ZZZ2 Titanic'in Batışı Çimen l\irküsü Mengeîez Yazan: Murat Tuncel .' Servet Dağıtun ve Yayıncılık / 125 sayfa. İlk kitabı «Dargm Değilim Yaşama» 1980'de yayınlasıaiî Murat Tuncel'in ikinci öykü kitabı «Mengeieü»de <;alışan, araa emeğini satmakta bile büyük gliçlüklerle, karşıia.şan insanlaa.'imız anlatıîıyor. 50 YIL0NCEZ95Ssa£ Kalamış'ta açılan Vecihi sivil tayyare mektebinin sivü tayyarecilik ve hava sporİan namına bizde ilk teşebbiis olduğu ve müessesenin memlekete hakikaten büyük hizmetler yapmakta olduğu bariz bir şekilde göze çarpmaktadır. Son günlerde gençlerimiz arasmdan bir çok heveskârların bu millî teşskkül etrafmda toplandıklarını gö ren Milîî Müdafaa Vekâletiîe Büyük Erkânı Harbiyemiz bu mektebe maddî ve manevi büyük yardımlar y?pmakta bıüunduğu gibi son zam;>rılarda da mektebin na zarî tedrîsatım himaye etmek tizere rnuallim kadrosuna mütehassıs mıtallimler tayîn etmiştir. Bu meyanda meîeoroloji tedrisatına r& 31 MART 1933 KAZAK YAZARİN DOGUMlA İ8SS*PA BUGÜN, PARİS'TEKİ ÜNLÜ 'BtFFEL KULESt* İNSAATI TAMAMLAN MŞJt. 19OO >Û£ AÇILACAK OLAN ULUSLARARAS? SBRGİ NED£NİYief FfZANSiZ MÜNBNDİSİ ĞUSTAVE £/FF£L TARAF/NDAN YAPtLAM KULB SOO METRE SfSANTİ MBTRB BöYUNÖAyOl. 2 Y/LDA TAMAMLANAN 0EMİR KULENİN AĞ,RLJĞ, 'SE 7340 TDNDUR. DİS BIFPEL f32S' r£ 91 YAŞ/NPA ÖLDCJ AMA £££Rl ADINI TtYOR. İŞOd'DA^KAZAKÜOyUNOANGELBH, ÜNLÜ YAZAR NIKOLAY VASILYEVIÇ SO&OL}RÜ£YA'DA DOGDÜ. İLK E&ERINı 22YAŞıNOA YAZAN GOGOLt rsss're TANINMIŞ ROMA Tayyare Mektebi sadatı havaiye mütehassîslarımızdan Salâhattin ve fennî uçuş tedrisatına da mütehas sis havacılarımızdan Ekrem Beyler tayin olunmuşlardır. Mektebin bugünkü mevcudu otuzu mü tecavizdir ve beveskâr gençlerin müracaat leri tevaü etnıektedir Mevcudun bugünkü ihtiyaca :âfi gelemiyecegini düşüntn Vecihi tayyare fabrikası halen Z sisteminde vki tayyare daha imal etnıektedir. Bu tay yareler bir aya kadar mektepin tayyare i'ilosuna ithal ediîmiş bulunacaklardır. Vecihi sivü tayyare mektebine ve kıymetlı talebelerine ınuvai'fakiyetler dileriz ve bu millî müessesenîn kıymetli semereie rini de pek yakın bir atide ve gsne bu sü t'mlarda kavdedöceğiıruzden eminîz. Nl *TARAS BULSA"Yf YAYIMLATKdŞ 77. 15. YÜZYIL KAZAKIARINIANLATAN ES£R MSA B'lR ROMAA/P SİRKAÇ AY SONRA DA *MÜF£7T/'$n Pt'yESİYLE YANKILAR UYANDlROt.. 'EREN GC6OL ÇAR C£ZAL4ND)RtLMAK TAN ÇEKJNEREKAVfcJjRA'YA GİTTL BÜYÜK ROMAN! "ÖLÜCANLAR."! ÖLÜMÜNDEN İO YfL ÖA'CS YA YtMLATAN GO&OL^iSSl'DE ÖLPü)