26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER de iş kazaîannm özel nedenleri de vardır. îş kazaîannm genel olarak iki şeicilde mey dana geldiği öne sürülmektedir: 1 Teknik neden veya tehlikeli durum. 2 Bireysel neden veya tehlikeli davranış. Bizce burada. sözkonusu oîan sadece 1. durumdur. Öyle ki; a) Kaza, b) Tehlikeli durum, c) Tehlikeli davranış. Bu durum da b veya c'den birisinin sıfır olması durumunda a da sıfır olacağmdan kuramsal olarak kaza da meydana gelmeyecektir. Teh îikeli durum (bl'nin sıf;r olmasını sağlamak, yani tehlikeli durumu ortadan kaldır mak, daha akılcı. daha etkili ve daha sürekli bir yöntemdir. 22 IVIART 1983 * ş kazaîannm toplumsal bir soran olarak ortaya çıkışı 18. yy. sonlarmda Batı Avrupa'da başlayan sanayi devrimi İİ8 olmuştur. Daha sonra sanayileşme sürecine giren tüm ülkelerde iş kazalan. sanayileşmenin yol açtıği önemli toplumsal sorunlann başırıda yer almıştıi". Günümüz dünyasında her yıl 50 milyondan fazla iş kazası olmaktadır. Yine her yıl bu kazalarda 100 binden fazla işçi ölmekte, 2 milyon işçi sakatlanmakta ve 60 milyondan fazla îşçi yaralanmaktadır. Türkiye'deki iş kazalanrıa iiişkin sayısal verilere bakacak olursak, ortaya çıkan göruntü verilerin yetersizliğine karşm hiç de iç açıcı değildir. Son beş yılda iş kazalan ve meslek hastalığı sonucu daimi işgöre mezlik ve ölüm olayları şöyledir. SÜREKLÎ YILLAR ÎŞCOREMEZLİK ÖLÜM I Is Kazası, Nedenleri ve Sonucu ÎŞ KAZALARI ORANININ YÜKSEKLİGİ BAKIMINDAN DÜNYADA ÖN SIRALARDAYIZ. KÖMÜR MADENCİLİĞÎNDE ÖLÜMLE SONÜÇLANAN KAZA BAKIMINDAN İSE DÜNYADA BİRİNCİYİZ. Şogun ve Tarzan Doğan Avcıoğlu'nım «Türkiye'nin Düzeni» adlı kitabı bir başyapıttir. Bu kitabuı «Türkiye' de ve Japonya'da Ratılılaşma» bölümünde şu tümceleri okuyoruz: « Türkiye (sönıürgeleşme tehlikesine) karşı koyabilmek için Batı usullerini benimseme ihtiyacını 18'inci yüzyıl ortalarından başlayarak duyrauştur. Japonya o tarihlerde taın bir Ortaçağ kapalıh&ı içindeydi. Türki>e ise, bnzulan eski düzeni çeri getirmenin olani.ksızhjlıin anlamış, yeni bir düzen kurma çabasına g:irmisti.» Nasıl bir karanlıktı Japonya'daki düzen? Avcıoplu'nun kitabından bir örnek: Ülkeyl Şogun'lar yönetiyordu. Bir Şogun'un erksk çocuğu olmuyordu. Niç'm? Çünkü Şogun bir köpek öldürmüş. rahiplsrin yorumuna göre büyük günah işlemişti. 1687 yıîında köpek öldürme yasaâı çıkarıldı. Yasak gittikce yoğunlasti. köpek öldürmenin cezası idam, hayvanlara kötü davranmanm cezası sürsrün ve hapisti. Bu yüzden Samuraylar ata binemiyorlardı. 1692 ve 1708 tarihll emirlerle atlann tırnak ve yelelerinin kasilmesi yasaklanmıs. yasp.ğa uymaynn 25 kişi bir <:ıy.)lak adaya sürülmüştü. İşte bugün dünyayı şaşırtan elektrorik aygıtlarla Batı piyasalarım allak bullak eden Japonya'nm 18'inci yüzyılmdan birkaç çizgi... Sözü televizyondaki cekici ve çarpıcı Şogun dizisine getirmek istiyorum. Benim de merakia izlediğim bu ustalıkh dizi (şimdiye dek gördüğüm kadarıyla) bir tarzan filminin gergefinde işlenmiş. (Tarzan filmlerinde zencilerin yaşadığı geri bir ülkede iyi ve kötü beya^lar carpışır.) Japonya ve Japonlar Sogurı dizirinde salt dekor nitelipinde kalıyor. Tüm izleyicilp.r «İnsrHîr seyir subayı An.îin San ya da Blarkthorn»a Könül bağlamışlar. Portekiz ve İspanyol sömürgecileriy'fe İn.friliz ve Hollanda sömürçecilerin;n hangisini ye&îersiniz? Kpranlık Cizvit papazlarma Öfkeleniyoruz, yakışıklı İn^ilizi ayran budalası gibi izliyoruz. güzel Japon kadınlarına kesiliyoruz, geriîim üstüne gerilimlerde heyecanlamyoruz, ustalıkh serüven dizisinin mantığmda yitip gidiyornz. Hep böyîe oluyor. Hindistan'dan başlaypırak Güney Asya'daki snbaylannm «kahrammnlıklannı, yi£Hliklerîni» beyaz perdelerde çok uzun yılîar aîkışlamadık mi? «AsJan Tarzan»lar tüm becenilerimîzi kişîliklerinde topladılar. «yerü halklar», kuru kalabalıklar yarattılar. Oysa ister zenci olsun. îster Hintlî, İster Janon. ister Cinli o «yerli halklar» insanlardan oluşuyordu. Onları ancak «Balılı efendi» 1Te ibski kurabildiö;î ölçüde (Marikosan gibi) insanlaştıran senaryolardan bıkmadık, usanmadık. Şogun'un bîr yani bu... öteki yani 17 ve 18'inci yüzyıllarda bile OamanJı toolumundan «fsrerl. karanlık ve barbar» bir Japonyanm bııgünkü üstün endüstri düzeyinde beîirginleşiyor. Ttirkiye'nin bugünkü gerl kalmışlıâını «sreçmisfmizdek! barbarlı&ımıza» bağlamak isteyen Batılı ve yerli aydm fantezisinin kolaycıhgmı bir yana bırakraalıyız. Geçmişimîze yansî?; bakamayan Batılı tarihçllerln Icimizdeki kompradorluğunu yapmak ayıp şeydir. Yeryüzü tarihini sınırlar ötesî bir hoşgörünün her halkı ve her insanı kapsayan çagdaş yaklaşımı için degerlendirmesini öğrenemeyen klşl geri kafalıdır. Türk köytintfn ve köylüsüntin de bir romanı olduğunu ancak yazıldıgı zaman anlamadık mı? Ne denli ijstalıkla işlenirse Işlensin tarzan şematiği içindeki senaryolarm içeriğini vurgularaalıyız. Dr. Farıık AKTUZLU TMMOB Genel Sekreteri Jtımmdan ön sıralarda yer almasmm nedenleri söyle sıralanabilir: a) Türkiye'de ekonominin tanmsal niteliği ve sanayileşme temellerinin henüz yeni atılmakta oluşu kazalann en önemli hazırlayıcılanndan biri oîarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayileşme çabalan tanm kesiminden sanayi kesimine işgücü kaydırılmasım zorunlu kılmaktadır Aynı zaman da işverenler ucuz iş gücünden dolayı bu tür işçileri tercih etmektedir. Böylece sanayide çalışan bir işçi düz işçi olarak işe başlamakta ve üretim sürecinde karşıla^abiîeceği tehlikeden korunmaktan haberEiz biri olarak üretime katılmaktadır. Gerekli önîemler alınmadığmdan bu durum hızla devam etmektedir. b) Türkiye'de ağırlık taşıyan işletme tipi genellikle küçük ve orta işletmelerdir. Çalıştırılan işçi sayısı gibi finansman kaynaklan da sınırh olan bu işletmelerde iş güvenliği organizasyonu, eğitim ve denetimi yeterli düzeylere ulaşamamakta; bu da kazalan artıncı bir etki yapmaktadır. Burada kamu ve özel kesim arasmdaki farklılıklara da değinmek gerekmektedir. Kamu kesiminde büyük işletme tipi etkin olduğundan daha etken bir denetim ve organizasyon olanağı buîunmaktadır. c) îşçi çahştıran her iş yeri için işyeri bildirgesi verme zoruniuğu olduğu halde; kayıtlı işyeri ile işyeri bildirgesi vermiş işyeri sayısı arasında cok büyük farklar buîunmaktadır. îsyeri bildirgesi vermeyen işverenler. işyerlerinde kaçak işçi calıştırmakta ve bunlarm geçirmiş olduğu iş kazalan hiç bir şekilde kayıtlara geçmemektedir. Resmi olarak varhğı bilinmeyen bu tür işçiîerin uğradığı kazalar tesplt edilememekte ve önlenememektedir. ç) Türkiye'de sanayinin yapısı değişmekte. her geçen gün ağır sanayiye kaymaktadır. Sanayi üretimi içinde dana çok kâr sağlayan ara mallan iîo yatınm ve dayanıkh tüketim maîlanna ağırlık verilmektedir. Bu durum ütkemize yeni teknoloiilerin ithalini de getirmektedir Gelenek sel üretim yöntemlerinin difvmda daha yoğun makina .enerji vs. kullanımmı gerektiren yeni alanlar, makinaların daha ucuza mal oîması nedeniyle koruyucusuz ithali, işçiîerin belli bir egitimden gççirilmeden üretime katılması vb. nedenler yeni tehlikeler getirmektedir. d) Ekonominin tüm kesimlerinde yeterli bir işçi sağlığı ve iş güvenlîği bilinci yaratıîamamıştır. Kazalann önlenmesinde, işveren kesiminin önlemenin ödemekten. daha ucuz ve insancıl olduğuna, işçi kesiminin kazalann büyük bir bölümünün önlenebilir olduğuna; sendikaların toplu iş sözleşmelerinde iş güveniiğine iiişkin taî^plerin ücret talepleri kadar önemli oldu£una ve işçi sağlığını konıyarak işgücüne daha uzun süre üretken olabilme fırsatmı veımenin .onu parasal dar boğazîardan ko rumak kadar yararlı clabileceğine; ekonominin ise güvenlik harcamalannın emek verimliliğini artıran bir yatınm gibi düşünülmesine inanmalan gerekmektedir. Oysa. bu bilinç. yıllardan beri çok az bir ilerleme kaydetmekte. bu durum da kaza olasılığmı artırmaktadır. e) Türkiye'de kazalann diğer ülkelere göre fazla olmasımn bir nedeni de denetim hizmetlerinde görülen eksikliklerden kaynaklanmaktadır, ülkemizde. 1475 sayılı iş kanunu kapsammdaki tüm işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği denetim görevi, Çalışma Bakanlığı tş Teftiş Kurulu Başkanhğı'na verilmiştir. Ancak, bu birime bağh olarak çalışan müfettişlerin sayısı etkin bir denetim için yeterli değildir. Alman ya Fransa. Belçika gibi ülkelerde iş güvenliği denetimi ile ilgili uzman sayısı on binleri aşar. Türkiye'de bu sayı 200 dolaymdadır. 1980 yılmdan bu yana. iş hayatının denetimi ile ilgili Bakanhk geneîgelerinde. cezai yaptınm yolu tercih edilmemiştir. f) 1475 sayılı İş Kanunu, Çalışma Bakanlığı'na gerekli görülen işyerlerinde işci sağlığı ve iş güveniiğine iiişkin çalışmalarda bulunmak üzere «İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurullan« kurulmasmı bir tüzük ile öngörerek denetlemesi yetkisini vermiştir. Ancak. bu tüzük uyannca kurulması istenen luırullar salt kunılmuş olmanm öte Pinde hicbir çalışma yapmamakta, işçi sağl^ı konusunda ciddi bir çahşmaya girmeraektcdir. Şimdiye kadar sıralanan nedenler mak ro nedenlerdir. Kuşkusuz bunlann ötesin Mutluluk Geîirir Bir işyerinde alınacak güvenlik önlem leri bir yandan işçinin moralini ve çalışma koşullannı düzeltirken öte yandan işçi ve ailesinin kazalar yüzünden doğabilecek eko nomik sıkıntılarını ve karşihğı hiç bir şekilde ödenemeyecek acı ve ıstıraolarmı dindirecektir. Bir işyerinde verimülik. üretim etkinliği ve iş güvenliği birbirinden ayn düsünülmemesi gereken kavramlardır. îşverenin planh. yöntemli ve bilimsel bir şekilcie yapacağı iş güvenliği harcarna lan yalmzca iş kazalannı ve meslek hastalıklarını önlemekle kalmayıp. verimlilik ve üretim etkinliğini de büyük çapta sağlayacaktır. İşverenin. işgüvenliğini sa^lamaktaki bir başka kazancı da. işyerindeki hammadde. makina ve donatım ile öbür araç ve gereçlerin hasara uğrama olasılığını düşürmesi ve aynı zamanda nitelikli emeği de sürekli elinde tutmasıdır. Yukandan beri sıralanan ögelerin tümü her işveren için daha fazla kazanç elde etmek gibi bir sonucu doğurmaktadır. Aynca: îş güvenliği önlemlerinin almması, ekonominin üretken kapasitesini olumlu yönde etkileyen etkenlerdendir. Bu durum ise; insan kavnağı. hammadde ve serraaye maHannm korunması ile sağlanır. Batı ülkelerinde ekonomik gelismeler üzerinde yapıîan bir inceîemede. ekonomik ge lişmelerde en büyük rolü emek veya sermayenin artısma bağh olmadıği: bilgi. eğitim ve teknoloiinin ilerlemesi gibi faktörlere de bağh olduğu görülmüştür. O halde iş güvenliği eğitim ve organizasyonu da bu tür faktörlerden kabul edilmelidir. îş güvenliğinin sağlanması. kavnak da ğılımı yönünden de büyük bir önem taşir. Çünkü ülke kaynaklarmın bir kısmınm güvenlik eğit.imi organizasyonu ve önlemlerine yoneltilmesi. getireceğî verimlilik artışı ve etkin üretim île ekonomik kalkmma ya katkıda bulunacağırdan bir yatınm ola rak düsünülmelidir. Bu yatinmdan elde edüecek kazanç ulusal refahı artıracak; işçi işveren ve uîusal ekonomiye büyük yarar getirecektir. nedenle emekli olduklarında da kendi emeklî ayhklarını kar şılaştıracaklan emekli aylıkla. rı öncelikle kendi cahştıklan mesiek .sfrupiarı emeklileri ola caktır. Buradaki meslek grubu ayırımı yapılırken devlet ve özel teşebbüs diye bir a y ı n m söz konusu olmayacaktır. Her meslek grubunun kuracağı «ek» sosyal güvenlik kuruluşunun gerek primlere ve gerekse emeklilik haklarına i. lişkin hususları, kendi öz yöneMmîerJ saptayacaksa da kur u m u n «Hak ve vecibelerlnin ana ilkeîer!» ö'nceden hesaplanmış olan şekiller arasından seçilecektir. Yani aktüaryel olarak belli «ana ilkeleri» olacak ve o prensiptere uvulduktan sonra aynntılar her kurum tSr rafmdan saptanacaktır. C îsteğe Bağh Kuruluşlar: Çahşırken daha fazla tasarruf ederek, geleceklerini cok daha îyi bir şekilde teminat altına almak isteyen kişilerin serbestçe girebilecekleri isteğe bağlı tasarruf k u r u m l a n n m oluştu. ruJması tesvik edilecektir. özellikler: 1 Zorunlu sigortalar için ödenecek her türlü prim verpri dısı kalacaktır. 2 tsteğe bağlı olan ücüncü kademe kunjlu.şlara ödenen primler de belli limitlerp kadar vergidon bağışık Cmuaf) tutulacak. lardır. 3 tsteğe bağîı kuruluş lar Vakıf statüsünde olacak ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca da sürekli denetleneccktir. Bu denetleme tamamen ^eknlk yön den yapılacak ve Vakıf statüsünün teknik hesan kesiml ku ruîustan önce de Sosvaî Gilven lik Bakanlığı'nm onayından ge. çecektlr. 1976 1977 1978 1979 1980 3.187 3.454 3.075 2.905 2.577 Buna göre son beş yılda iş kazalan ve moslek hastahklan sonucu 15.198 işçi sakatlanmıs ve 6.368 işçi ölmüştür. Oysa 197175 arasmdaki beş yıllık dönemde 9.156 işçi sakatlanmış ve 3.222 işçi hayatmı kaybetmiştir. Buradan görülmektedir ki. kazalar giderek azalacağma çoğalmaktadır. Başka ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye, iş kazalan oranmm yüksekliği bakımından en ön sıralarda yer almaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün son 10 yıh kapsayan verilerine göre. Ölümle sonuçîanan iş kazası oranı bakımmdan kömür madenciliğinde ülkemiz birincidir. İş kazalan nedeniyle ülkemizde kaybolan işgünü sayısı ile, karnuoyunda her zaman yoğun tartışmalara yol açan grevler nedeniyle kaybolan işgünü sayısı şaşırtıcıdır. 197579 yıllan arasmda iş kazalarmm yol açtıgı işgünü kaybı yaklaşık 17 milyon iken, grevler nedeniyîe kaybolan işgünü yaklaşık 12.5 milyon işgünüdür. 19S31979 döneminde meydana gelen iş kazalan sonucu kaybolan işgünleri ise. grevlerde kay bolan işgünlerinin 2.5 katından daha fazladır. Sonuç olarak yukanda sıralanan gerçekler ışığında iş kazaîannm önde gelen toplumsal sorunlanmızdan biri olduğu ve üzerinde önemle durulması gerektiği söylenebilir. Her iş kazası ki.şinin kendisine, ailesine ve topluma büyük kayıplar getirmektedir. Ödenen bedeî maddi ve manevi olarak çok yüksektir. Bu nedenle endüstriyeî kazalarm önlenrnesi son derece önemli bir konudur. Daha önce de bahsedildiği gibi dünya sıralamalannda ülkemizin iş kazalan ba 1.113 1.309 1.178 1.448 1.320 Ülkemlze Özgü Nedenler Burhan I ARRd Bir Mahallenin Anatomisi Bahçelievler mahallesi 1958 sonlannda yerleşime açıldı. 1959 ilkbahannda ağaçlandırma ve bahçe düzenlemeleri başladı. 27 Mayıs 1960, kimine sevinçler. kimine üzüntüler getirdi. Küçük çıkarlar karşılığı, evleri başkalanna bırakanlar da görülmeğe başîadı. Sonra ilk ölümler geldi. Türk edebiyatında gerçekçı hikâyenin ve politik yergınin büyük ustası o!an yazarımız, o pek sevdiği iki katlı köşe evinden önce hastaneye, sonra da öbür dünyaya göçtü. Kisa kısa aralarla başkaları da onu izledi. P'otoğrafçı arkadaşlardan kım.'si uçak kazasında. kımisi kalp yetersizliğinden, ya da ciğerlerini kansere verip mahalleden uzaklaştı. Türk edebiyatında «Hececiler»in ünlülerinden olan şair bir tiyatro yazarı. eşi ölünce bahçeli evini satıp uzaklaştı ve Karşıyaka'da bir apartman katında öldü. 194O'lı yılların ünlü karikatürcüsü de küçük evin do eşinı dul bırakarak ölüme gilt.i. Başka karikatür cüler bahçeli evierini yeni sahipiere bıraktılar. Gazete yazarhğı ve eleştiri alanmıa özgün kişilerinden «Bir Istanbullu», uzun süren parkinson hastalığını yenemedı Apartman balkonuna eliyle astığı Atatürk seramiği, adsız bir anı gibi yerinde üuruyor. Fransız edebiyatmdan başanlı çevirileriyle ün kazanmış bir şair bir profesör, beklenmeyen bir hızla ölüme gidiverdi. Yedi MeşaleciJerin güçlü yaymcısı, dergi ve yayınevi sahibi olarak ömür boyu didmmiş bir kültür adamı, yıllarca hasta yatmtş eşini yitirdikten az sonra öldü. Iktisat muhabirj olarak başlayıp genel yayın müdürlüğüne yükseidikten sonra kontenjan senatörü seçilmiş bir rnesiektaş, yeni görevinin onurunu yaşayamadı ve kansere yenik clüştı üünya edebiyatmdan çevirileriyle ün yapmış bir başka kaiern üstası da emekliye ayrıldıkta n kısa süre sonra kalpten gitti; çok sevdiği bahçeli ve calkonlu evınde. Muhabirlikle başlayıp gazets yönetmenliğine tır manmış, sonra. yeni bir atıhmla, yayınevi kurucusu ve basımevi sahibi olarak yıllarca çetin bir boğuşma vermiş yakın tanışım ve editör de, kitapçılığın kâğıt sorununda çözüm bulmak için başvurduğu bakanın odasmda ycre düşüverdi. Çekişmelere ve boğuşnıalara yüreğı yenik düşmüştü. 19501959 yıllannda bahçeîi evler düzeni, 1983 başlannda tanınmayacak bir yerieşim düzensizliği olmuştur. 1959 ilkbahannda ağaçlandırmalar ve bah çe düzenlemeleri, renkler ve kuş c.ıvıltılan arasında bir aydınlar ve sanatçılar çevresi. hızla yitirilmişti. Plan zoriamalan ve plan kaydırmalan ağır basmıştı. Istanbul Üniversitesine bağ'' Gazetecilik Ens titüsönde. «Bir mahalle planı na^ıl bozulur?» konulu ve projeksîyonlu seminer bile düzenlendi. 1982 yıiı da yine alıp götüniü Ünlü bir tarih yazan, bir yaz gezisi sonunda hastanelik oîdu ve evine bir daha dönemedi. Emekli olduktan sonra günim çoğu saatlerini küçük bahçesinde geçirir, gelip geçenlerle şakalaşırdı. Şimdj küçük bahçe boş ve evin perdeleri inik. Türk tiyatrosunun öncülennden bir komedyenin oğlu. Türk basmınm alrmış yıüık emekçisi ve usta ressamı da mahalleden aynldı. Marmara kıyılanna yakın bir semtte küçük bir apartmana taşındı. Oysa, bahçesinde çiçeklerle bera ber olmaktan pek hoşlanırdı. Bahçelievler mahallesinden son yirmi yılda uzak laşmış başka yere taşmmış. dünyadan göçmüş yazarlarm. sanatçılann ve aydınlann sayısı yüzü aştı. Onlardan boşalan yerlere yeni işadamlan. her türde ticaret yapanlar. vurgunu bol işler aracıîan yerleşti. Kaldınmlara parketmiş otomobUlerin sayvsı kimi evlerde beşe, altıya yükseldi. Yirmi yıl öncelerin güller, leylakiar. hanımeli ve yaseminler. manolya. erguvan ve çamlarla güzel kokular ve görünümler semtinde. gecekondu azmanı aparfmaniar vozlaşmayi sergilemektedir Mahallede yaşıyan en so n yazarlar ve gazeteciler. karşı duruimaz bir sonu bekler eibi. sessiz ve üzgim. larm sosyal Rüvenliklerl, çahştıkları yerlere göre çeşitli kuruluşlarca sağJanmaktadır. Bilindiği gibi devlette ve devlete bağh kuruluslarda asii ve sürekli görev yapan memur. larm sosyal güvenliği T.C. Smekli Sandığı tarafmdan yürütülmektedir. Orman işleri lle tanm veya özeî sektöre ait tarun işlerinde ücre'cli çalışanlar hariç tüm tanm sektörü dışındaki işlerde hizmet akdi ile cahşanların sosyal eüvenükleri ise Sosyal Sigortalar Kurumu tarafmdan sağlaKmaktadır. îşveren durumundald kişilerle, esnaf saratkâr ve öteki bağımsız çahşanların sosyal güvenlikleri de feısa adı BAĞ KÜR olarak tanımlanan kurumca karşılanmaktadır. Aynca bu üç ana kurumım dısında bazı bankalar, sişrorta sirketleri ile Türkiye Odalar, Rorsalar ve onların Birlik personeiini kapsamına alan 26 özel sandık var. dır. Bu Sandık (Valnftlar Iiyelerine en az Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sağladıSı haklan vermek ve üyelerinin ötekî San dıklarda ^eçen hizmetlerini de kabul e*mek zorundadırlar. Görüldüğü gibi Türkiye'de çok çeşitli sosyal güvenlik kuruluşları vardır. Bunlar arasında hizmet birlesmeleri gibi nedenlerle vazışmalar bilhassa emekli Işlemleri sırasında olağanüstü aksamalara ve gecikmelere ugramaktadır. Her bir kuruluşta değişik prim ve dolayısıyla cok farklı haklar uyşrulanmakta bu ise tartışmalara neden olmaktadır. Birbirlerînden hem vecibe!er ve hem de haklar bakımmson derece ayrı olan bu sistemler yerine nasıl bir sistem uysrtılanmalıdır? İş» te bu yazımızda bu sorunun üzerine egilerek bir cözüm önerece^iz. Ancak hemen belirte lim ki bu yazımızda saglık vo onlara iiişkin vardımlann üzerinde hiç durmayacak vo yalnız emeklilik ve yashhkla ıîfîili yeni sistemin ana prensiplerinden bahsedRoeSiz. önerdiSi m?z sistpm ijçlü bir sistemdir. Çünkü bueünkü Pkonomik koşullar iciîide snsyalist lilkeier hariç hiç hir ülkede tek bir ktırulusla bu cok önemli sor'n çö7ümlenemez. e ülkemizde çaîışan osyal Güvenlik Sistemi Nasıl Olmah? Aktüer, İstanbul Umum Sigorta A.Ş. Genel Müdüru zaman 1/2 nisbetini geçmey©ce^i için sosyal dayanışma ilkesi büyük çapta uyffulanmış olacaktır. 6 Prim oranı işveren ve işçi payı toplamı olarak ve yalnız emeklilik ve yaşîıhk karşthğı gelirin % 10'unu eeçmeyecektir. (Serbest meslek grupları işveren ve işçi payı toplamım kendileri ödeyeceklerdir.) 7 Emekli aylığına hak kazanabilmek için belli bir ya$ s m ı n mutlaka konulacak (kadmlar ve erkekler için ayrı ay n ) bazı meslekler dışında bu yaşlann altmda emeklilik işlemleri kabul edilmevecektir. 8 Emekli kişinin. emeklilik sonrası tekrar fiilen çalışması halinde emekli aylıŞı alması derhal durdurulacaktır. 9 Gelec«(kte «tek» kurum Eeni$letilerek çalı$sm çahşmasın her Türk vatandaşı bu kurvrma katılacak ve hic bir nrim ödemeyen dahi assari haklardan yararîanabilecektir. B Zorunlu Ek Kurumlar: Çahşanların çalışma hayatlannı bırakmalan halinde geçim sıkmtısına düşmemeleri İçin ön celikle çahşırken bu gerçeği görerek o günler icin önlem almalan çok doğaldır. Ancak isteğe bağlı tasarruflar. özellik le ekonomik bakımdan refah içinde olmayan tilkeîerde hemen hemen çok zordur. Ama mutlaka da yapılması lüzumludur. CSosyalist ülkeler dışında). î ş t e biz isteğe ba£h tasarruflar m gelecekteki emeklilik haklan, için bile olsa çok £Üç olacağA düşüncesinden hareketle ikinc! aşamadaki sosyal giivenlik (emeklilik ve yashhk böîümü) kurulusunun da zorunlu olması dü$üncesindeviz. Fakat, burada tek bir yerine meslek pruplarına bağlı kurumlar önermekteviz. Çün. kü her meslek grubunda çalışanlar çalıştıklan yıllarda elde ettikleri ücretleri baska üc^e^ lerle karşılaştmrken. önce ken di meslek gruplarındaki ücretleri gözönüne ahrlar. t$te bu "" Dr. ErginTÜRKER TEŞEKKÜR Başanlı bir müdahsle ile doğumu gercekleştirerek kızımız ÇAĞLA'yı biae kazandıran SSK Okmeydanı Hastanesi doktorlarından, Sayın Dr. Hüseyin Çamur, Sayın Dr. Nur Çetinkaya, Sayın Dr. Salim Özgüler İle emeği geçen tüm hastane personeline sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. NAZLI ASAF ARDAK OrtaveLise mezunlanna HâRANTİSİ ilkokul mezunlanna bile 1954 yılmdan beri ACI KAYBIM1Z v ^ / ÖZE BMAO sama K«WUB Emekli Süvari Albayı (927/2) BEYAZIT MilhatpaşaCadl4Td: 222106 Öneriler A Ternel Tek Kurum. B 7onmlu Ek Kurumlar, C İstege Bağlı Kunıluşîar, A Teme) Tek Kurum: Tüm çahşanlan kansayan tek bir kurum olacaktır. Bu fcurumun özellikİRrj şöyle siralar.abilir: 1 Kurum tüm üvelerine aspari bir emekli ayîıSrı saSlayacaktır. 2 Emeklilige esa?? avlık besnplanırken bütün üveîik siiresince ödenen primler dikkate aitnacaktır, 3 Emekli aylıgî tavanı en çok asgari aylığm (taban aylık) iki katı olacaktır. Asgari ayhk tabanı dffgistikce taban / tavan oranı avm kalacak şekilde düzeHlecektir. 4 Prime esas selirler îçîn degişen bir tavan ücret politikası izienecektir. Prim ödemeleri için iki vılda bir degiçecek KADEME sistemi kunıîa caktır. Prime e?as olacak bu kademRİer ücrctîiler için de aynen uvçulanacaktır. 5 Temel kurum da emekli ayhklan her ne kadar Ödenecek orime göre saotanacak ise da taban / tavan oranı hicbir LAMKLARI r BEVOĞIU istikJal Cad 87 7 Tcl: 44 9011 KAÜÎKÖY AJtı>o! Kudili Cad 8Tel: 3611 50 M. Ta! Bayraktoroğiy'sıu yitirdik. Acımız sonsuzdur. Cenazesi 22 Mart 1983 salı günü (bugün) Ankara Maltepe Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlıkta toprağa verilecektîr. Tanrıdan rahmet dileriz. AİLESt ADÎNA: GÜNEŞ ?.^!FTÜOĞLU ve AHMET ÎÎAYRAKTAROĞLÜ GZEL DAKTILO SEKRETER KURSLARI Denizcilik Bankası T.A.O.'dan Bankamız ihtiyacı aşağıda cins ve milctarı yazılı malzemeler kapatılmış zarfta teklif almak suretiyle satmalınacaktır. İhalelere ait şartnameler 2.000. TL. bedel mukabilinde; îstanbul Karaköy, Yeni Yolcu Salonu Kat: 1 adreslnde SATINALMA KURULU BAŞKANLIĞI'ndan temln edilebilir. Teklifler en geç aşagıda belirtilen tarihlerde saat 17.00'ye kadar SATINALMA KURULU BAŞKANLIĞI'na verilmlş olacaktır. Postada vâkl gecikmeler kabul edîlmeyecektir. Bankamız 2490 Sayılı Kanuna tâbi değilrtir. Dosya \ o . 1983/1030 1983/1027 Malzemenin Cinsi Forklift (3 tonluk)' Çeşitli gemî tipi aydınMiktarı 1 adet 4 gemilik Geçicî Son teklif Temmatı verrne tarihî 200.000.TL. 5.4.1983 85.000,TL. 6.4.1983 ACI KAYBSMIZ Mesai arkadaşımız, perçek dostumuz » Filiz Icten'i latma armatürleri kaybettik. Ona doyamadjk, acımız çok büyüktür. Kendisine Tanrıdan rahmet, kederîi ailesine başsağlığı dileriz. TÜRK HAVA TOLLAEI KARGO PERSONELt TEŞİLKÖr ;(Basın: 15026),
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear