26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER t» mevduat sertlfikalanmn banker aracılığıyla pazarlanması, centilmenlik anlaşmasmda belirlenen faiz oranlanBin üstünde faiz verilmesi, genelde hep taze para te miniyle günlük işlerin döndürülmesi ve ödemelerin yapılabilmesi içindi. Bankalann dönmesi güçleştiği gibi, faizlerin tahsili de bir sorun olmaktadır. Ve bankalar devamlı olarak faizlerle artan bakiyeler için kredi limitlerini yükseltmektedirler. Kredilerin seyyal olmaması ve teminath krediîerde senet'srin vadelerinde ödenmemesi, pro testolann artması bankalan güç durumda bırakmakta, süreli yeni kaynak/taze para bulmaya zorlamaktadır. Kredilere seyyaliyet verebilen. kredi faizlerini zamanmda tahsil edebilen, vadeli mevduatmı 1982 yıl sonu bakiyelerinde muhafaza edebilen bankalar günlük ödemelerini zorlanmadan yapabilecekler. aksi halde zaman zaman devlet desteği (Merkez Bankası'ndan borç verme) yine söz konusu olacaktır. S88Ş$JJS«*»ŞŞ£»*«*^ ««"S îSJSSSİSftS 15 MART 1983 Temmuz bank&cılığmm simgesİ olan yüksok faiz. bankalan açmaza sokmuş ve bugüne getlnniştir. Olup bitenler Maliye Bakardığı'nda değerlendirilmiş, ban ka sistemind© kurtarma vo bazı soruııların çözümlermiesi için bir dizi önlem almmıştır ve alınmaktadır. Alman önlemleri şöyle özetleyebiliriz: Mevduat faizîerl yeniden düzenlenmiştir. Vadesiz tasarruf mevduatma verilen yıllık yüzde 5 faiz yüzde 20'ye yükseltilmiştir. Vadeli mevduat faizleri, serbest yani banka ile mudi arasında kararlaştınlırken ve centilmenlik anlaşmasıyla belirlenirken, bu kere kararnamo İle altı ay vadeli mevduata yüzde 40 ve bir yıl vadeli mevduata yüzde 45 olarak belirlenmiştir. Vade kısaltıîmış ve bankalann I Bankalar Kurtarıldı mı? Vadeli mevduat faizleriııin düşürülmesi ve alınan öbür önlemler geçici bir ferahlık sağîayacaktır. Temelde çözüm banka kredilerine seyyaliyet verilebiîmesine bağlıdır. Bürokrasi? Kimi dışarhkh sözcükler blzlnı toplumda golişigüzel kulîanılır. Bürokrasi de bunlardan biri» sidir. 1930'lerin öze\ sektörcü basımnda çoğu kalem buğdaysız tarlanm ortasındaki korkuluğa durmadan înip kalkan kargalar gibi bürokraslyi gagalamaktan bıkmamışlardır. Bir işadammm girişimi, devlet katında bir yere takılıp kalmaya görsün: Ah şu bürokras!.. Ne oldu? Kardeşinı Japon Harakîrl firması Türklye'.ve yatırım yaparak ülkeyi ihya edecekti; Bakanhğın bürokratlan işi torpillediler. «Bürokrasi» holding yazarlannm en büyük düşmanıdır. Veryansm ederler bürokrasiye... Hani bürokrasi denen «re idüğü belirsiz canavar» olmasa Türkiye çoktaaaan köşeyi dönnıüştii. • Bürokrasi nedlr? Fransızca Yunanca karnıa kökenll bu sözcük tüm devlet memurlanm kapsayabilir; kırtasiyecilik anlamına da kullanılabilir; devlet örgütlenmesinin üretimi sayılabilir; «memurculuk» diye de tanımlanabilir. Ne var ki bizim «holding yazarları» bürokrasiyi işadamına zorluk çıkaran devlet memurluğu diye anlayıp vurguluyor. Eh, kavram böyle oluşunca, vıır abalıya... İşadammın girişimlerinde Turkiye'yi yol geçen hanına dönüştürmek istemiyen ve elindekl yasalan uygulayan deviet, memurunu, planlamacıyı, genel müdürü, müdüvü düşman gören bu anlayışm edebiyatı yıllardır sürer gider. Ne var ki en aşağı otuz yıldan bori bilrokraside özel sektöre iyi hizmet vermiyen görovliler hallaç pamuğu gibi atılmıştır. Daha I95l'te çıkanlan Yabann Sermayey} Tcşvik ve Petrol Kanunîarı dünyanm en «îîbeval» yasnlanndandır. Yabancı sermayeye alabildiğine kolaylıklar gösterilmiştir. tsmet Paşa 1954 yılında şunlan söylemlstir: « Yabancı sermaye kayıtsız çartsız Türkiye topraklarına davet olunmuştur. (...) Yabancı Sermaye Kanunu ticaretimizi. sanayiimizi, iktisadımızı canevinden vuran kanundur. (...) Asırlarca tecrübe edilmiîî znrarlı usuîlerin yoni bir marifettniş gibi yeniden güsterihnesine te«iebbüs edilecegini asla tahmin ctmezdik. (...) Diyorlar ki Hollanda büyük inekk'r gotirecck, böylece inek beslemeyi ögretecek. Tohur.ılar ısîah edilccek. Alemin hiç işi kalmatîı da, Tiirklerin tohumıınu diizeitclim, Iıayvjınîarını M?yük yapalıra diye tni buraya ffclocek? Bunh'.r hizde eskiden de vardı. Zorla cıkarchk n)enı'.cl;<>!!?'îi... firrdikten sonra çıkması başlebsıdır. 3!K» sfn^de zorla çıkardık. (...) Bugün A1'r5î;;> ki?üeîerj, kendi topraklarını Işleten yabannîara karşı ayuklanmışlardır. Bizimküer KÜÎ ÎTÎIÎÎ topra*ımr/a Afrika kabileleıinin kovduğu yahaneı sennayeyi s^tirmek istiyor. (...) Potrol Kanunn b'r kanitiüasyon kanunudur. Bu kanıınia memleket, biHrnneyen meçhul akıbetlerc ^ Bİ7, de îsmet Paşa gibi diyoruz ki: Hiç kimse yabancı scrmayeden medet ummasm; holdingçilîkie ülkenin kalkınacağmı ve sağlıklı bir düzerıe kavuçacagmı düşdnmesin; bunlar «asırlarca» denenrniş, sakmcalan görülmüş yöntemlerdir. Başarısızlığı örtmek İçin «bürokrasi» diye bir korkuluk yaratıp suçu ona yüklemeye çalışmayalım. Türkiye yabancı sermaye ve özel sektörle otuz yıldır kaikınmaya çabaladı; ne alt yapısını kurabildi; ne sanayileşebildi; terör ve anarşiye sürüklendi. Türkiye ulusal emek gücüna seferber ederek ve büyük birimler nitoliğinde yatırımları doğal kaynaklan üzerinde kuraral: kalkuıma düzenine girebiliı. Gerisi hayaldir. Mehmet AIi TUNABOYLU Aralık 1982 günleri arasmda açtıklan vadeli hesapîar vade sonuna kadar eski faiz oranlanndan yararlanacaklanndan, bu kısa sürede bankalara 30 40 milyar yatırılmıştır. Bu az bir mevduat kaynak değildir. Mevduat faizlerindeki değişikliğe karşıhk kredi faizleri aynen muhafaza edilmiştir. Faizlerle ilgili okırak alman kararîar 1 Ocak 1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Faizler konusunda bugüne kadai" en fazla tartışılan ve üzerinde durulan mevduat faizleriyle birlikte kredi faizlerinin düşürülmemesi ve ticari mevduata faiz verilmemesidir. Alman önlemler bankacüık kesiminde memnuniyet uyandırırken, özellikle sanayiciler kredi faizleri nedeniyle kararlan tepkiyle karşılamışlardır. Ve yaymlanan kararnameye «Bankalan kurtarrna operasyonu» demişlerdir. Tepkileıi hafifletmek ve kredi faizlerini düşürebilmek için 1982 yıImın son günlerinde mevduat munzam karşılıklannm oranınm, banka ve sigorta muameleleri vergisinin ve disponibilite ora nmm (Bankalann mevduattan kendi kasalannda tutmalan gereken nakit payı) düşürüîmesi; mevduat faizlerinden kesilen gelir vergisinin yüzde 25'ten yüzde 20'ye indirilmesi ve reeskont kredilerinin serbest kısmı ve döviz pozisyonu tutmaya yetkili bankalann mevcut dövizlerinin «Disponibii değer» sayılması ve T.C. Merkez Bankası'nca mevduat munzam karşıhklanna ödenen yıllık faizin yükseltilmesi yoluna gidilmiştir. Bu kararlar bankalarda maliyeti düşürücü ve gelirleri artırıcı olmakla beraber, bu önlemlerin kredi faizlerinin istenilen düzeye çekilmesinde etken olması olası görülmemektedir. Kredi faizleri fon sunumu ve kredi istemine göre oluşmakta olduğtmdan ve bu düzenlemelerde fon sunıamunda büyük bir artış oluşturmayacağından ve kredi istemi de sürekli arttığından (Gerçekte enflasyon hızının yüzde 40' larda olması. işletmeleri finansman durumu, sermaye piyasasınm işleyememesi sebebiyle bankalara olan kredi talebi devamlı artmaktadır). Kredi faizleri 35 puan eksiğiyle, eskisi gibi devam edecektir. önlemlerle bankalara 150 milyar lira civannda bir kaynak sağlandığı ve halkm tasarrufları yerine devlet kaynaklarmm ikame edildiği söylenmaktedir. Bankacılar. açtıklan kredilerin önemli bir kısmı seyyaliyetini kaybetmiş olup, kredilerin geri sanayiciler ve iş çevreleri bankalann kurtanldığını söylemelerine karşın Saym Maliye Bakanmın 17 Şubat 1983 günü îstanbul Sanayi Odasv'nda yaptığı konuşmadan alınan önlemlerin bankalan kurtarmadığı anlaşılmaktadır. Saym Bakan konuşmasmda, «llk olarak bankalan kurtarmak gerekiyor. Bankalar iyl durumda değil. maalesef kurh çalışamıyorlar ama vyksek maliyetle çahşıyorlar* biçiminde söyledigi sözler sanayicilerin kalan ümitlerini de alıp götürmüştür. nak Banka sisteminde bütün açmazlar kaysorununda dügümlenmektedir. Geçmiş bir yüdan fazla vadeli mevduat kabulüne olanak verilmemiştir. Vadeli mevduat faizîerinin düşürülmesi olumludur. Genelde faizler konusunda alman kararîar tartışıla dursun, olumlu ve olumsuz yönleri bir yana bırakılarak, bu kararîar ve benzeri uygulamalar serbest pazar piyasa ekonomisinin temel iki direğinden birine dayanılmaktan vazgeçildiği anlaşılmaktadır. Mevduat faizleri konusunda alman karar hükümetin faiz oranmm enflasyon oranınm özerinde olması prensibine tıygun olup, mev 'duat faizleri varsayımh enflasyon hızının üzerindedir ve faiz farkı pozitiftir. Vadesiz tasarruf mevduatma verilen faizin artınlması olumlu karşılanmıştır. Ancak, oran biraz yüksek tutulmuştur. Faiz artışı kademsli olmalıydı. Vadeli mevduatın bir kısmının zaman surecî içinde vadesiz tasarruf mevduatma kaydınlması böyle olacaktır. Şimdilik vadesiz tasarrufa kayış bankalann kaynak maliyetinde önemli bir düşüş sağîamamıştır. Ticari mevduata ve resmî mevduata eskisî gibi yine faiz verilmeyecektir. Bankalann bir ikisi dışmda öbürîeri ticarî mevduata faiz verilmesini istememektedirler. Mevduata peşin faiz verilmeyecektlr. 31 Aralık 1982 tarihine kadar açılacak vadeli hesapîar ile açümış olan vadeli hesaplara eskî faiz oranlan uygulanacaktır. Bu yaklaşımla. bankalann 15 . 31 Sonuç Bankalan genel ekonoml koşullanndan, iş ve piyasadan ayırmaya olanak yok rur. Sanayicilerin ve şirketlerin bilinen durumlan devam ederken ve onlann dertlerine çözüm getirilmeden oniara çahşan bankaîarın sorunlan nasıl halledilebilecek tir? Mevduat faizlerinin düşürülmesi ve alman öbür önlemler banka sisteminde bîr ferahhk sağlamakla beraber, temelde çözümün bankalarca aranmasi ve bu arada özellikle aç;lan kredilere seyyaliyet verilebümesi zorunludur. Banka kredilerine sey yaliyet veriîemediği sürece, yasal ve ona dayanan idarî önlemîerden bir sonuç beklememek Iâ/.ımdır. Bu önlemlerle bankalar kurtarılmıştır denemez. Nitekim, Sayın Mpliye Bakanı da bankalann kurtanîamadığını söylemiştir. Bankalar rekabetten ka çmır, değişen müşteri yapılannı gözden ge çirir, giderlerinde kısıntı yaparîar ve geroküğinde Mnliye'nin denetimi altmda parasal destek sağlarlarsa bir zaman süreci içinde istenilen düzeye ulaşabilirler. Alınan Önlemler ve Sonrası BurhanlARFftD Şehirler ve İnsanlar smanh împaratorluğu'nun başşehri Istanbul için yabancı dilde yazılnuş pek çok kitap vardır. Istanbul gravürleri, desenleri, tablolan da vardır. lyi ki, vardır. Zira. özellikle şu son otuz yılda îstanbul öyleslne değiştirildi ki. şehrin yeni tnsanlanna geçmiş günlerin Istanbul'unu anlatamazsınız. Sadece bir otuz yılda yokedilircesine değiştirilen 'îstanbul'u hepimiz yaşadık. Yaşamaktayız. Ne var ki, böylesine korkunç bir yokediliş olayını yaşayan insanlar olarak yığin da, aydmlar da hiç bir tepki göstermedi. Ya seyirci kaldı, ya da katıldı.. Böylesine kahredici bir olaya daha başlangıçta karşı çıkanlar sadece iki kişidir. Falih Rıfkı Atay ve Reçit Saffet Atabinen. Biri. Türkiye Cumhuriyeti'nin ünlü bir kalemi, öteki Türkiye Turing Kulübü'nün kurucusu ve Başkanı. Bu iki öncüyü genç yaşlarda tanıyarak direnişe katılan, sonra da kavgayı tçk başına sürdüren üçüncü kişi: Çelik Gülersoy. Kurumun Genel Müdürü, hukukçu ve yazar. O Çelik Gülersoy önceleri Idtaplar ve yazılarla başladı, îstanbul'u savunmağa. Sonra eyleme geçti. Kariye müzesini ve çevresini, Yıldız parkmı, Maîta ve Çadır köşklerini, Emirgân parkı köşklerini kurtardı ve korudu. Çamlıca'yı yoktan varetti. Gülersoy'un yeni yayınladığı «İstanbul Estetiği» adlı kitap, îstanbul'u savunma kavgasmı sürdürüyor. Gülersoy: «Istanbul bozuldu. Ama, bczulmakla kalmadı. Doğu gitti. Batı da tam gelmedi. İkisi ortası bir şey, îstanbul'u bir deniz gibi örttü» diyor ve şöyle açıklıyor. «Tektük başanh yapımlar bir yana. ekonomik ve demografik etkenlerle bir inşaat krizinin ülkeyi baştan başa sardığı son 2030 yılda, hangi şehrimizd© 'adam gibi' denilebilecek bir semti, bir toplu görüntüyü sağlayabilmiştir mimarlanmız? Bu ülke. boğucu sıcak Güneydoğusunun avlulu, kapalı, masif taş yapılanndan. bugulu ve nemli, yeşil Karadeniz'in uçacak kadar hafiflikte açık ve ahsap konutlarına. Ege'nin mavilikleri içinde antik uygarlıklannı anımsatan ak badanalı, kepenkli evlerine kadar kaç tip ve çeşitte oturma ve yaşama örneklerini sergileyen bir mimari zenginliğme sahipti. 2030 yıl önceye kadar. îstanbul, ayn ve rnozaik gibi bir diyardı. Bu şehrin içerısirıde Cağaloğlu ve Divanyolu konakları ayrı. Adalar Yeşılköy Suadiye köşkleri daha başka, Kumkapı Samatya evleri büsbütün değişik. Boğaziçı yahlan denize dönük. s\rf kendine göre çözümlü. yüzyıllann gereksinme ve deneylerinden süzülüp gelmiş, dönerolerin etkileriyle birikmiş ve yapıldıkları semtın ikiim özelliklerine feöre biçim almış. bir bahçenm kırk çeşit renk ve kokudaki çiçekleri kadar kişilikli güzellikler sergileyen konutlar ve yapılar dünyasıydı. Bunlann hepsinin yerini, Diyarbakır'dan Emirgân'a kadar, yüzü betebeli, sura tı beton kuşaklı, içi 'salon salcmanje. gömme banyo, marleyli' tek tip sabun kahpları salgınında kimm imzası var? Bu tahterevallj bir ucunda yapsat çı inşaat müteahhıdi ve arsasından en çok yarar ve çıkar sağlamak isteyen malsahibi oturuyorsa. öbür ucunda projeyı çizen. ya da ka'ıfanın planına imzayı basan mimar kadrosu yok mu? Bütün bu «bir toplum hesabma acıklı» kargaşadan cıkan aÇ'k sonuçlar var: Mimari kadromuz yeteneğini kanıtlayabilmiş değildir. Ulusal sentezler ve sanat damgası belirgin kişilikli yapımlar şöyle dursun, Batı'nın sıradan. standart. ama hiç değilse kaliteli binaları bile, bir şehre peyzajını sağlayabilecek ölçüde dizilememiştir. Mimarlık. insanın yerleşimine biçim veren en insancıl. en önemli ve ülkelere kentlere fdolayısıvla kişilere) r^nk ve ruh veren bir meslek olarak. sadece kuru çizgi oyunlannı öğretmekten ötede, bir çok bügi hazinelerini içermesi gereken bir öğrenime dayanmalıdır. Felsefe ve dinler tarihinden sosyolojiye. edebiyattan estetiğe kadar bir dizi potansiyel. mimarlık öğreniminin içeriğini oîuşturmalıdır.» Çelik Gülersoy'un «îstanbul Estetiği» eserinde hepsi de birbirinden üginç değerîendirmeler getiren on sekiz bölüm var. Yokedilen kültür mirası olarak îstanbul'u ele alan bu ilginç değerîendirmeler, günü müz Türk şehircüiği açısmdan çok önemli gerçeklerdir. Şehirleri insan elleri kurar. Hayatı ve doğayı seven insancıl eller. Şehirleri insan elleri yıkar ve yokeder. Hoyrat eller. Meslek bilinci ve sorumluluğu taşıması gereken mimarlar bu iki yoldan birini seçmek zorundadır. llindiğî gibi statü hukukuna tabi «Memur» tanımı kapsammdaki personelin sosyal güvenliği T.C. Emeklı Sandığı'nca sağlanmakta dır. 1 Ocak 1050 tarihinde yürürlüğe giren 5434 sayıh Emekli Sandığı Kanunu'nun uygulamada hiç umursanrnayan, hiç ciddiye alınmayan bir 93. maddesi vardır. Bu maddeye göre memur kocasmm ölümiinden ötürü kendisine dul ayhğı bağlanmış olan kadının, yeniden evlenmesi halinde, bu durumun kat'î olarak beürtildlğl tarihi takip eden aybaşmdan itibaren aylığı kesilmektedir. Demek ki Emekli Sandıgı Ya sasını hazırlayanlar, 33 yıl önce, bu konuda oturup ağırııslu düşünmüşler ve bu kuralı koy muşlardır. Pek çok yasamızda olduğu p bi, 5434 sayılı Yasa gerekçesin do de hiç bir açıklık bulunmadığından, kuralm amacını, yine eski ustalarımızın tanışı oldugumuz kafa yapılanna gör© değerlendirmeye çalışalım. Bu maddeyi kaleme alanlar öncelikle Sanctık yarannî göz önünde bulunourmuşlardır. Ma dem kl Medeni Kanunda (md 152) «Koca, birligln reisldir. Evin lntihabı, karı ve çocuklann münssip veçhiîe laşesi ona aittir» denilmektedir, o halde yeni koca. eski dulun geçimmî sağla makla yükümlüdür. Emekli Sandığı, sonra yapılan evlilikleri ekonomik yönden beslememelidir. Kim kesenek ödemişse yardım da ona sağlanmalı, Sandık, sonraki evlilikleri tesbit ettiği anda hemen evvelce bağladığı dul ayhğını şıp diye kesmelidir. Konunun hesapçı yönlerl dı şında öbür yönlerinl de duşünmüş olsalar gerekir: • Yeniden evlenen o dul lca dın kl, rahmetlinin anısma bag lı kalıp, ölünceye değin yalmzlığım devam ettirmemiştir, öyleyse, ceza oiarak aylığı kesilmelidir. Bakmız şu açıkgözlüğe, hem dulluktan kurtul, hem de rahmetliden kalan aylığı, ikinci koca ile çıtır çıtır ye,. • Bir başka iyimser mantık la şöyle düşünülmüş de olabllir; Ülkede evde kalmış (treni kaçırmış) kız sayısı oldukça kabarıkt.ır. Bu ayrı bir konu. Bizim Emekli Sandîğı dulların evlenmssi halinde aylıklannı kesmez ise, bu kez bu kızca ğızlann kısmetine mani olmıış sayılmaz mı? Bu pahalılıkta, hazjr maaşlı duilar ciururken. meteiiksiz kı?;larla, aylıksız du) lara kim bakacak. Hani ıile de evleneceğim diye sonuca katlanacak dulları bir yana bırakalım, bu mantığa da. o kafa ıle hak vermemek olası değüdir. B Evet, yüce Atatürk'ttn en uygar yapıtlarından biri olan Türk Medeni Kanunu'nun pren siplerine aykın olarak, hukuk çu dili ile «batıl» (geçersiz) sayılan bir nikâhla evlenmenin çekicüiğine kapılan aylıkh dui lar, böylece vefat etmiş Kocadan kalan aylığı almaya devani 93. MADDENİN GERÇEKÇt BİÇİMDE ettikleri gibi Yurttaşlar Yasası' nın 152'nci maddesindeki yeni DEĞERLENDİRİLMEMESİ YÜZÜNDEN kocanın iaşe yükümlülüğü güDUL KADINLAR,. OLEN KOCALARINvencesıni de berabcrinde sa^;lamış oimaktadırlar. Yani gifte DAN MAAŞ AIJİBİLMEK İÇİN İMAM sosyal güvence... NİKÂHI İLE EVLENİYORLAR. Mjıhallede, işyerinde, köyde, kentte şöyle bir etrafımza bakınmız, sırf bu aınaçla (batıl) Selâhattin TURLA kanunsuz beraberlikierinl açık ça sürdürmekte olan ne kadar • Ustalanmız, bclkl de TV. yılı «Sosyal Sigortalar Kanu çok kişiye rastlayacaksınız. cinayet dizilerinin koşullandır nuj;nda (md. 68), Hani devrimler, nerede kaldı dığı mantık zinciri içinde dü«Esnaf ve Sanatkârlar» için, ilkeler... şünmüş olabilirler. Şayet, evle 1 Nisan 1972 tarihinde yürürSaym Mustafa Ekmekçl, «Ek nen dul'un ayhğını kesmez lüğe giren 1479 sayılı «Esnaf mekçi Kadınlar» diye yazılar isck, bu dulîar, ikinci kocayı ve Sanatkârlar ve Diğer Ba döktürsün, j'nsal evlenmelerin da kolayca yakaladıklarma gö ğımsız Çalışanlar Sosyal Sigor. uygar devrimler gereği olduğu TS, ya işl daha da azıtır ve U talar Kurumu Kanunu);nda nu neresinden vurgularsı vurçüncü, dördüncü, beşinci.. ko (md. 46\ gtılasm, ol gerçekler, bu tnincalan da hep memurlardan ss «65 Yaşından sonraki mun vai üzere devam edip gıtmekçsrlerse ve hepsini de öbür taç ve giiçsüzler» için; 1 mart tedir. dünyaya (tyl veya kötü niyet 1977 tarihinde yürürlüğe giren Bu durum, sosyal veya ekono lf) yolcu ederlerse, maszallah 2022 sayılı «65 yaşını dOidur mik bir zorunluluk sonucu ise durum no olacaktır? Bir gün muş mühtaç, gliçsüz ve kimse barl ilgili Yasnlar usulü daireaynı anda 4 tane dul aylığı al sîz Türk vatandaşlanna ayîık sinde değiştirilsin de, Yasal makta olan bir hanımla karşı bağlanması hakkuıda kanun» evUMklerin temeli olan Medelaşır lsek, Yedi Kocalı Hür da (md 1,3) Ryni kural oenim ni Hukuk prensiplerl incıltilmüz Temsili'ni dfe seyrettikten senmeye davanı etmiştir. mesin. sonra, acaba soğuk so^ık ter Şu halde, memur dullan giGlyim (kıyafet) Yasası'm, Sa dökmez miyiz? bi, işçi, esnaf, bağımsız çalı vurganhğm Önlenmesi (meni is Biz böylece, eski mantıkla şanlarm dulları ile kocamış rafat) Yasası'm, laik hoşgörüyenii düşünceleri sıralamaya güçsüz ve kimsesiz dul hanım yü (toleransı) hiçe sayciıgimız, çalışa duralım ,bazılan da, öte lar da, yeniden evlendikleri bazı otunnuş devrimci müesse hayırlı selerle (TDK, gibi) didişip dur yandan saf saf şöyle soruyar takdirde, (kısmetleri lar gibi geliyor insana; yahu, da, hayırsız da olsa) yme aylık duğumuz bir evrede, hiç olmaz sa sosyal güvenlik mevzuatmı sahl bu kurallan kimler çıka ları kesilecektir , Oysa, hayıflanmaya gerek olumsuz bir şekle dönüştürerıyor Allahaşkma! Belll, besbelli bu yasalan yok sayın okurlar, atı aîan çok rek hukuksuz bir ortama avans erkekler hazırladığına göre, na taan Üsküdar'ı geçmiştir Eu vermiş olmayalım. hemen Yıllar önce bu konuyu dava lıncı keserlni kendilerinden ya bülrümlen ciddiye alan gihıdir. hemen kimse kalmamış haline getiren îstanbullu bir na sallayanlar da erkeklerdir. Bize öyle geliyor ki, bu 03. Aradan 15 yıl gsçmiş, sr ki maddeyi, züğiirt kart zampara Hanım Parlamenterimizln Mec şiler biraz daha yumuşamış ol lar baştan çıkarmışlardır. Ay lislerde sö.yledikleri hâlâ belsalar gereklir, 15 temmuz 1.965 lik.li dulu kafese koyunca imaın leklerde tazeliğinl korumaktatarihinde yürurlüğe giren CA2 nikâhmı'na başvurmuşlar, böy dır. «Beî^ler, Sosyal Güvenlik sayılı yasa İle bu kuralı olduk lece hem ölü kocadan bağlanan ça gevşetmişlerdir. Madde:. aylık devam etmiş. hem de ge Yasalarında bu kabil hükümle «Evlenmelerl dolayısıyla dul ay lecekteki özgürlüğün kolayhkla ri muhazafa etmekle imam nikâhmı mı finanse ediyorsulığı kesilen kanların tekrar rı sağlanmıstır. nu3?» dul kalmalan veya boşanmalaDiyelim ki, bir muhbirl saSonuç olarak, dul kadın, yerı halinde kesilen ayhklan bağ dık veya meraklı komşular öglanarak ödenir.» duınmuna ge rendikleri bu kabil bir bera ni evliliğini de birlikte sürdür meye kararlı ise, yasa maddetirilmiştir. herliğl Sosyal Güvenlik Ku lerini buna göre düzeltelim, in r Eh! ne de olsa bu da bir rumlarma yazı ile sikâ3 et (ih sanlarımızı zorla kanunsuz işaşamadır. bar) etmişierdır. Bu durum lemlere ve endişeli, kuşkulu Ama, ortada 1950 yılmdan be da îdare ve yapacaktır? bir yaşam ortamına itmey^lim. ri değişmeyen bir gerçek yaönce bu evlil:ğin kesin olarak iTok öyle değil de, şamaktadır, o da, Evleneo <M belirdi.çı tarihi araştıracaktır. tartışılması gereken bu etrafhca eski dü kadınm aylığı kesilir. îmam nikâhınm yasal bir yö sünceyi hâlâ ve israrla koruGelin göıün ki, bu kural ve nü ycktıır ki. belgesi, defteri, m;ik istiyor isek, yürürlükteki bu kafa düzeni, 1.1.1950 tarihm kaydı kuydıı tesbit edilebilsin. madcîeri, uygulamayı laçkalaş. den sonra yürurlüğe giren diger Görüliîyor ki, şikâyetler mü tırmayacak, hukuka saygınlığı sosyal güvenlik yasalarında fettiş soruşturmaları, vs. hava r.ağlayacak, caydıncı hükümîerda baş tacı edilivermiştir. da kalmış idari işlemler bir le güçlenriirelim ve deve ku«İşçi»ler için; 1 nisan 19.î(i yarar sagJamamaktadır. öyle şu olmaktan vaz geçelim de tarihinde yürürlüğe giren 5417 bir hükümdür ki, doğru dürüst hiç olmazsa kimden yana oldu sayılı «İhtiyarlık Sigortası Ka caydırıcı bir müeyyidesl bile ğumuz açıkça belli olsun, denunu»nda (md, 14) ve 506 sa yoktur. ğil mi? Du! Aylıkları Neyi Finaııse Ediyor? Iınar Ve Iskân Bakanlığı Mesken Genel Müdürlüğiınden 1) îstanbul Şerifali çiftliği Gecekondu Önleme Böîgesindeki Şerifali 1000 konut inşaatı işi (sözleşmesi feshedildiginden) 775 sayıh yasa've uygulama yönetmeıiği hükümîerine göre müteahhit nam ve hesabma ikmali için açık eksiltıneye konulmuştur. 2) Işin keşif bedeli (1.537.000.000.) liradır. 3) Eksiltme, Ankara'da İrnar ve İskân Bakanlığı Mesken Genel Müdüıiüğü (Necatibey Caddesi No. 35) ihale koıniöyonunda 27.4.1983 (çarşamma) günü saat. (14..00)'de yapüacaktır. 4) Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak tatil günleri hariç hergün mesai saatieri dahilinde Imar ve İskân Bakanhğı Mesken Genol Müdürlüğü, Konut Proje ve Uygulama Dairesi Başkanlığıııda (Ankara Necatibey Cad. No. 31) görülebllir. 5) Eksiltmeye girebilmek için istekülerin; a) (46.110.000,) liralık geçici teminatını (gösterilen temînat banka mektubu ise limit içi olacaktır.), b) 1983 yılına alt Ticaret veya Sanayi Odası belgesini, c) Müracaat dilekçeleri ile birlikte verecekleri, eksiltme şartnamesinde belirtilen ve usulüne göre hazırlanını> o)an yapı araçları bildirisinl teknik personel bildirısini, taahhüt bildirisini, sermaye ve kredi olanaklarını açıklayan mali durum bildirisini, banka referansmı, Baymdırlık Bakanhğmdan alrnış oldukları (A) grubundan en az keşif bedeli kadar işin eksütmesine girebileceklerini gösterlr müteahhitlik karnesinin aslını. îstanbul ll İmar Müdürlüğünden alacakları yer görme ve ön teslim teseJiüm tuta nağmın onaylı suretini ibraz suretiyle Imar ve İskân Bakanlığı Mesken Genel Müdürlüğü, Belge Komisyonundan (Necatibey Cad. 31) alacaklan yeterlik belgesini. d) Istanbul İl İmar MürîürJüğünden alacakları yer görme ve ön teslimtesellürn tutanağı aslını, eksiltmenln yapılacagı 27.4.1983 (çarşamba) günü saat (14.00)de bizzat veya yasal vekiîi tarafmdan İhaîe Komisyonu Başkanlığına vererek kornisyonda hazır bulunmalan gerekmektedir. 6) Yeterlik Belgesi almması İçin, son müracaat tarihi 20.4.1983 (çarşamba) günü mesai sonuna kadardır. 7) Telgrafla yapılacak müracaatlar ve postada vakl gecikmeler dikkate almmayacaktır. 8) İhale 2490 sayılı kanuna tabi olmayıp, idare ihaleyl yapıp yapmamakta veya işi dilediğine ihale etmekte serbesttir. Keyfiyet ilan olunur. fBasm: 14397) 1215 MALTYE BAKANLIGI'NDAN Maliye Teftiş Kuruiu Başkanlığı'nca 4.4.1983 Pazartesi günü saat 09.30'da Ankara ve İstanbul'cla Maliye Müfettiş Muavinligi Giris Sınavı açıiacaktır. GIRIŞ S1NAVINA KATILABİLMEK İÇİN: a) Üevlet Momurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı niteliklere haiz olmak. b) 1.1.1983 tarihinde (30) yaşını doldurmamış bulunmak. c) Siyasal ESiigiler. Işleirne. İktisat, Hukuk, îktisadi ve İdari BüimUT Fakültelerinden YÖK Teşküâtı Hakkmda 4 1 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ils isimlen değiştirüen İdari Bilimler Fakülteleri ile İktisadi ve Ticaıi İlimler Akademilerinden mezun olanlar dahil (Veya bu vasıflan haiz olduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nca tasdik olunan Yurtdışı Fakülte veya Yüksek Okullardan) birini bitirmiş olmak, gerekmektedir. îsteklilerin sınav için gerekli belgelerle sınav konulannı belirten kitapçıgı. adian peçen Fakültelerie. Ankara'da Teftiş Kuruiu Başkanlığfndan, İstanbul ve İzrnir Defterdarhkiannda MaÜye Müfettişlerindcn. bizzat veya mektupla sağlayarak. başvurma ve kayıt işlemi için en geç 21.3.1983 Pazartesi günü çahşma saatinin bitimine kadar Maliye Teftiş Kuruiu Başkanhğı'na başvurmfları rica olunur. (Basın: 12776) 1142 Tapulama İlanı TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Nevşehir ili Kozaklı ilçesinin Belediye hudutlan dışmda kalan yerlerdeki (Bütün bucaklar ve köyler dahil) taşmmaz malların 28.8.1966 gün ve 766 sayıh Tapulama Kanununa göre tapulamalarmm yapılacagı iJân olunur. (Basın: 14557) 1217 MALİYE MÜFETTİŞ MUAVİNÜĞİ GİRİŞ SINAVI birliksan BCRO MAKtN^LAU 1AMİR MTRKEZİ BURO MAKİNALARI TAMİR MERKEZÎ •k Her marka yazı, hesap, tekslr, kasa ve elektronik hesap makinaları tamir ve bakımı •k Abone kabul edilir. Not: Kullanılmış yazı ve hesap makinası satm almır. Yüksekkaldırım Cad. Ollva Han No: 30 Kat, S No: 15 KARAKÖY İSTANBUL Tel: 43 72 59
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear