24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ARALIK 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET 5 Mücap Ofluoğlu ^ursları verildi Kultur Servisı Mucap Ofluoğlu Bursunu, 198384 oğrenım yılı ıçın Istanbul Devlet Konservatuvarı'ndan ıkı oğrencı aldı, aynca vurt dışında burs kazanan bır oğrencıye vol masrafları yardımı olarak verıldı 21 mart 1983 gunu 40 sanat yılını kutla>an ve kutlama gecesının gelınnı Hısar Eğıtım Vakfı'na bırakan Ofluoğlu, VakıPta oluşan bır fonun gelırıyle her yıl sanat bursları vereceğını açıkİamıştı Burs Seçıcı kurul uyelerı Mucap Ofluoğlu, Recep Bılgıner, Handan Uran Ertugrul, Yıldız kenter ve L'lku Tamer, bu yıl burslardan ıkısının Mımar Sınan Unıversıtesı Guzel Sanatlar Akademısı Istanbul De\let Konservatuvarı Tı>atro Bolumu oğrencılerı, Nurten Albayrak ve Payidar Tufekçioglu ıle ABD'de Berkele> Muzık Kolejı'nden burs kazanan tıyatro muzığı bestecısı olarak oğrenım gorecek olan Ufuk Gural'a vol masrafları ıçın yardımcı burs bıçımınde venlmesmı uygun buldu •• • G O R D U K K O N U Ş T U K Yalçm Pekşen Bende kapalı yerde kalma korkusu vardır. Kapatılmak korkusu.. O bakımdan korkuyordum. Fakat bol bol okudum. Okumak o kadar güzel bir şey ki, duvarları aşıyor.. Pencereleri aşıyor.. Bürokradar bu kez de tiyatro sahneleriııde JÜLtDE GULtZAR "Ben bu oyunda kişilerden çok, toplumun degışık katlarında ve davranışlanndakı burokrasi olgusuna bır ucuyla değinmek istedim. Turkiye'de kamu duzenini yurutmekle gorevlı ust duzeydeki memurlarla ılgili bir oyun yazarken, az gelişmışlikten gelışme surecıne gecen bır toplumun. onemli bir kesimınıni kımı davranış biçimlerine ornekler vermeye çalıştım." dıyor, eskı burokrat Erhan Bener ve sonra eklıyor "EveJ, ben de bır burokrattım ama, bır yıllık Emekli Sandığı Genel Mudurluğum dışında, bırınci derecede sorumlu bır burokrat olmadım. Hatta benı burokrattan çok, teknokrat savabilirsiniz." Gerek anılar bıçımınde yayınlandığında, gerekse kıtap olarak bastırıldığında buyuk ılgıvle karşılanan "Burokratlar," bu kez de başkentlı sanatseverlerın karşısına tıyatro sahnesınde çıktı rıne oturttum J G "Burokratlar"ı oyunlaştırmayı sız mi duşundunuz, voksa bunu size bir hutırlatan mı oldu? E B Anıları yazmaya Abdi İpekçi ozendırmıştı Ozendır mekten ote, benım ağırdan aldığımı gorunce, bır emnvakı yapmıştı Oyunlaştırma konusunda da ılk olarak Hayati Asılyazıcı uyarıda bulundu Aklım yattı ama yıne ağırdan aldım Sonra Izmır'den Erkan Yucel aradı ve aynı ıstekte bulundu Kendı halıme de bırakmadı benı ve kalkıp geldı bır gun Baktım, elınde sozleşmesı bıle hazır Hayatta ılk kez, oyunu yazmadan sozleşmesını yaptık Mevsımme'yetıştırmek ıçın sarıldım kağıt İcaleme ve uç ay kadar bır zamanda ortaya çıktı BUYLK PERFORMANS Çoğu profesyonel olmayan Ankara Halk Tiyalrosu oyuncularının. yine de "Burokratlar"da "buyuk performans" gosterdiklerinı kabul edıyor oyun yazarı Erhan Bener. Oktay Akbal, gunduz "ozgur", gece "tutsak" olarak 90 gun yaşadı. (Fotoğraflar E\DER ERKEK) Oktay Akbal, "içerde" geçirdiği günlerini anlattı: Ozdemir Ince Mallarme Akademisi Üyeliğine seçildi Kultur Servisı Ozan Ozdemir İnce, merkezı Parıs'te bulunan Mallarme Akademisi'nın Fransızca konuşmayan ulkelerficn seçılen "Akademi Muhabir •liği"ne seçıldı ^kademı'nın otekı muhabir uyelen arasmda, Vicente Aleixandre, Lawrence Durrell, Artur Lundkvist, Eugenio Montale, Oclavio Paz, Vasco Popa, Vannis Ritsos, Andrei Voznessenskı gıbı unluler var 1937 şubatında SaintPolRoux, Maurice Maeterlinck, Andre Fontaıne.PaulYalerv.Paul Fort gıbı unlu ozanlar tarafından kurulan Mallarme Akademisi'nde, daha sonra LeonPal Fargue, Jean Cocteau, Jacques 4udibertı gıbı ozanlar da ver aldı Başkanlığını Eugene Guillevic'ın, Başkan Yardımcıbğını ıse Alaın Bosquet'nın yaptığı Mallarme Akademisi, Fransızca konuşan ulkelerden seçılen 30 uye ve otekı ulkelerden seçılen "muhabir uye!er"den oluşuyor Vnıların da, o\unun da özelligi var "Burokratlar" başlayalı daha Amerikalı piynnist Mary Stanton resital verecek Kultur Servisı Amenkalı pıvanıst Marj Stanton, 5 aralık pazartesı gunu saat 20 30'da Arnavutkoy Robert Kolej'de bır resıtal verecek Uluslararası bır konser pıyanıstıolan Stanlon.ls tanbul Amerıkan Kolejlerınden Mezunlar Derneğı ıle Amerıkan Basın ve Kultur Merkezı'nın ortaklaşa duzenledıklerı resıtalde Bach, Debuss}, Gershwin, Lees ve Chopin'ın vapıtlannı seslen dırecek Mar> Stanton, ABD'de Peabod\ Muzık Konservatuvan'nı bıtırdıkten sonra çalışmalarını Munıh ve Salzburg'da surdurdu Daha sonra Nevv York'da Sascha Gorodnitzki, Konrad VVollf ve Ruth Laredo ıle çalışmalarda bulundu ABD'dekı konserlerının yanı sıra, Batı Avrupa'da, Asya'da ve Gunev Amerıka'da resıtaller ve orkestra eşlığınde konserler verdı 1981 ekımınde Nevv York'takı Carnegıe Hall'de verdığı konserden Nevv York Tımes dahıl bırçok gazetede övguyle soz edılen Marj Stanton, onumuzdekı mevsım Avrupa'da, İsraıl'de ve Afnka'da resıtaller \erecek Burokratlar yazarı Erhan Bener, 1929 Lefkoşe doğumlu. Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakülteleri mezunu. Maliye Hesap Uzmanlığı, Hazine Genel Müdürlüğü, Parıs'te OECD TUrk Heyeti Başkan Yardımcılığı ve T. C Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu. "Hızır Doktor" oyunuyla Muhsin Ertugrul Ödülü'nü kazandı. "KediveÖlüm", "Yalmzlar", "Oyuncu", "Baharla Gelen", "Böcek", "Ölü Bir Deniz", "Burokratlar" başlıca yapıtlan. Ahmedıyle, sınemacısı, odacısı, Hulya Oğretmenıyle, Barmenı, sosyetık kadınıyla Yaşanmış bır anılar demetı. Ankara Halk Tıyatrosu oyunculan sunuvor Çağdaş Sahne'de Bu kez o\un olarak vazıldı "Bu oyun, daha once a>nı adla yayınlanan anılanmın, parça parça tablolar halınde ovunlaştınlması degildir" drsor yazarı J G Peki nedır o halde, sayın Bener? E B "Burokratlar"ı ovunlaştırmaya kalktığımda ışın çok zor olduğunu gördum Anıları esas almam baktım olmayacak 2530 yıllık bır yaşam oykusu Zaman ve mekân bırlığı yok O nedenle "Burokratlar"ı bır oyun olarak venıden yazmayı duşundum ve bu >olda bır kurgu hazırladım Oyunu bu kurgu uzebır ay bıle olmadı Ama gosterılen buyuk ılgı artarak suruyor Insanlan bu ovuna çekenın daha önce yayınlanan anılar mı, voksa başarılı bır uygulama mı olduğu sorusuna Erhan Bener şöyle vanıt verıyor "Gerek anıların. gerekse oyunun bir ozelligi var bence. Bu konuda çok kimse yazmıştır ve çok yazılmıştır ama. bunlan yazanlar hep dışardan kişilerdi. Ben burokrasiden gelen bir insan olarak vazdım. Sanırım ilgi duyulmasının nedeni budur. Yanı duş urunu bir oyun değil "Burokratlar". Anılann çogu ya benim başımdan gecmiştir, ya da tanığı olmuşumdur onlann." Erhan Bener, anı yazan kışıran ne kadar çaba gostenrse gostersın tarafsız olamavacağını, bıraz kendıne yontacağını soylu yor Ve bazı anılarla bazı kışılerı rahatsız etmemek ıçın bunlan kendıne mal ederek oyunlaştırdığını soyluyor J G Oyunu yazarken en çok neye dıkkat ettınız? E B Komedı deyınce val nız gulduruye yonelık ovunlar anlaşılıyor Ben bunu ıstemedım Daha çok tebessum edılsın ve duşunulsun ıstedım Ama vıne de bazı sahnelere çok gulunuyor Bu, benden değıl, oyuncunun nıtelığınden gelen bır şey J G Ankara Halk Tiyatrosu Oyuncuları'nın sunduğu oyun, sizin duşundugunuz, duşledığiniz oyun mu? E.B Elbette bazı tarklar var, ama oyunu bellı bır duzeyde surduruyorlar Elbette çok profesyonel değıller ve zaman zaman amatorluğun ızlerı goruluyor Hıçbırı bır gun olsun memurıyet vapmamış, burokratların ıçınde yaşamamış bu ınsanlar yıne de buyuk bır performans gosterıyorlar. Çalışmalarda surekli bırlıkte olduk ve uyum sağlamamız bundan kaynaklandı Ama yıne de mutabık olmadığımız yanlar var Bazı dansların v e turkulenn seslendırılmesı gıbı Benım ıçın o turkulerde muzıkten daha önemlı şey sozlerdı Ama sanırım teknık olanaklann yeterınce elvenşh olmaması nedemvle sözler bıraz zor anlaşılıyor Okumayı seven tutsak olmuyor Sonra alıştık Insan her şeye alışıyor Artık uvuyordum gecelerı Gunduzlerı de yazıyordum Kapatılmış bır insanın duşuncelerını, ızlenımlerını, duvgularını Roman olacak herhalde. Adını ne koyacaksınız? Adını Ahmet Muhıp Dranas'ın bır dızesınden aldım "Ey gece, kapını ustume kapaf'tır bu dıze Ben "Gece kapını ustume kapat" vaptım MUTLAK YALNIZLIK Kapatılmış bınnın duygulan neleroluyor? Anlatır mısınız biraz... Kendı ıv muhasebenı yapıyorsun Mutlak yalnızhk duygusu Ben hıç bır zaman onıkı saat yalnız kalmadığımı anladım orada Telefon yok Gelen gıden yok Konuşmak imkânı yok Ben evde çalışırken bıle kalkıp odaları dolaşan bır adamım Bır kıtap kanştırırım, pencereden bakarım Hareketsız duramam yanı Bır adamın saatlerce hareketsız kalması çok değışık bır duvgu Ben de sıze soru olarak soracaktım. "Nasıl yazı yazarsınız?" diye. Bırçok yazarın değişik alışkanlıklan var.. Yuruyerek duşunmeyı, sonra yazmayı severım ama hem gazete yazıları, hem edebıyat çalışmaları buna pek ımkân vermıyor Genellıkle evde dolaşarak yazarım Sureklı yazmak zorunda olduğum ıçın Gunluk yazılarımı kasdedıyorum Zor mu gunluk yazı yazmak? Yanı her gun belırli duzeyde bir yazı vazm».!<.. Şunu dıyebıhnm Iyı yazı yazmak guç Ellıaltı'dan berı her gun vazı yazıyorum Ama şımdı dığer gazetelere bakarsan, her gazetede uçdort kışı var "Kose yazan" dıye Yazarlıkla ılgılı olmadıkları da yazdıklarından anlaşılıyor Ama her gun yazıyorlar Ama ne vazıyorlar İyı yazmak zor Belırli bır duzevı tutturmak Ozellıkle Cumhurıyet gıbı okuyucusu çok dıkkatlı, bılınçlı bır okurun beğeneceğı Daha doğrusu uzerınde duracağı yazılar yazmak sorumluluk gerektıren bır ış Süreklı araştırma Çaba harcamayı gerektıren Bu bakımdan zordur BİR OTURUŞTA Ne kadar zamanda yazıyorsunuz bir gunluk yazıyı? \ azması o kadar zaman almıyor Bır oturuşta ıkıuç yazı vazdığım oluyor Ama on çalışmalar Notlarım var Kıtaplar karıştırarak, yabancı gazetelen okuyarak •Mtlarını çızerek notlar almak . Yani yazıyı kafada oluşturmak çok zaman alır Ondan sonra yazması o kadar önemlı değıl Oktay Bey, kaç kitabınız yayınlandı bugune kadar?.. kırk kıtabı buluyor Değısık turlerde On ıkı hıkâve kıtabı Dort tane kuçuk roman Bırı yenı çıkacak "Duş ekmeğı... Denemeler, aunceler Sonra yırmıden fazla çevırı var FAZLA KAZANMAK SORUNU Bu kadar kitaptan gelir durumunuz nedir? Getırdığı gelır buyuk bır sorun Tatlı bir sorun herhalde.. Pek o kadar tatlı değıl Mesela yayıncı kıtabınızı dort bın beş bın bastığmı soyluyor Telıt ucretını de buna gore yuzde ononbeş Neyseoduyor Ama bu savıda mı basıyor 9 Kontrolu yok Bazı kıtaplanm, hem de en beğendığım kıtaplarım senelerdır tukenmıyor Ben artık emın oldum kı, yenıden basılıyor Bıze haber verılmıvor Adını vermeyeyım, bır vavıncıva vıne karşıma gıcır gıcır kıtaplarımı çıkarınca "artık bunu tuketin, avıp oluyor" dedım Sonra TUYAP'ta ımza gunumde vıne karşıma siku Ne vapayım 9 Çaresızız Bu durumda kazancınız ne oluyor? Geçen vıl kazancın ıkıyuz bın lırası vergıden muaftı Kıtaplarımdan elıme uçyuz bın lıra geçtı Ben gazeteden de maaş aldığım ıçın hepsının vergılerı bırleşıyor Maaşımdan odedığım vergı dışında yuz bın lıra ekstra vergı çıktı \ anı elıme vıne ıkıyuz bın lıra kaldı Işte sorrn burada Daha fazla kazanmak mumkun değıl ESKIDEN DAHA İYİYDI Fakat sonuç olarak yazarlıktan memnunsunuz herhalde.. Surdurdugunuze gore.. Başka bır ış bılmedığım ıçın memnunum Ilk okuldan berı ken dımı vazar saydım Gazetecılık dışında da hıç bır ış vapmadım Şımdı aklıma geldı Bın dokuz yuz kırk uç'te Servetı Funun'da yazı ışlerı sekreterı ıken ellı lıra maaş alıyordum Dergılere hıkâyeler çevırerek de ellı lıra kazanıyordum Yuz lıra O zaman altın onuç lıraydı Kaç altın eder 9 Hesaplayalım Yedıbuçuk altın Altın bugun kaç hra 9 Yirmiyedı bin oldu galiba.. Ne edıyor 9 îkıyuz bın lıra Ben bugun bu kadar kazanamıyorum Yanı yırmı vaşında aldığım parayı altmış yaşında alamıvorum Hem de kırk kitaptan sonra Gazetemızın köşe yazarlarından Oktav Akbal bır yazısı nedenıylegırdığı Sağmalcılar Cezaevı'nde 90 gunluk cezasını tamamladı ve venıden aramıza katıldı Akbal, gecelennı "içerde", gunduzlerını "dışarda" geçırdığı bu 90 gunu usta kalemıyle en guzel şekılde anlatacaktır \ ıne de duygu ve dujuncelerını sıcağı sıcağına oğrenmek ıçın kendısını koşemıze konuk ettık Sayın Oktay Akbal, cezaevinden çıkmak nasıl bir duygu?.. Vallahı ben hergungırıp çıktığım ıçın o kadar hapıste yattım saymıvorum kendımı Gunduzlerı yedıde çıkıp, akşam yedıde gırıvorduk Gunde on ıkı saat içerde kalıyorduk tçeri girince ilk duşunceniz ne oldu? On ıkı saat yatakta yatmak, yalnız kalmak hıç başıma gelmemıştı Uç adımlık bır yer var Orada da yurunmuyor Çunku ben doksan gecenın seksen uçunu "fuze" adı venlen ağır mahkumlar ve tecrıde atılmış suçlulann bulunduğu hucrede geçırdım Mecburen hep vatıyordum Korktuğum kadar olmadı yıne de Neden korkuyordunuz?.. Ne oldu? KAPATILMAK KORKUSU Bende kapalı verde kalma korkusu vardır kapatılmak korkusu Kuçukluğumden gelen bır duygu Ruvalarımda, kâbuslarımda hep ıçıne sığamayacağım kadar kuçuk bır yere kapatmışlar gorurdum kendımı O bakımdan korkuvordum Fakat bol bol oku dum. Okumak o kadar guzel bır şey kı Duvarları aşıyor . Pencereleri aşıyor Yanı okumayı seven bır ınsan tutsak veya mahkum olmuyor Odada sadece yatak mı vardı? Oda değıl hucre Çok farkı var Bır ranza Tahtadan Ar Çok kişiden gelen sitem Erhan Bener anılannı vazarken buyuk ölçude belleğıne davanmış Ama buna vardımcı olacak olçude belgeler, notlar ve tanıkları varmış Anılara ve şımdı de oyıına, ılgılı kişilerden duzeltme ya da tekzıp gelmeyışını bunlara bağlıyor "Tekzip değil, ama pekçok şevi hayli yumuşatmama rağmen bazı kişilerden sı(emler geldi" dıyor J G Bir eskı burokrat olarak burokrasiyı değerlendirir misinız? E B Llkemızın pek çok sıkıntısının altında, burokratlann, ozellıkle buyuk burokratlann ımzası vardır Ama bunun vanında, dev sorunlarına karşın devlet yıne de ayakta durabılıyorsa, ınanılmaz ozvenlerıyle, vılmadan görevlerını vapmaya çalışan bu kalem efendılerıne çok şey borçluyuz J G Oyunu gordukten sonra insanın sorası geliyor. Bu oyun, bır bakıma bir ozeleştıri olarak da alınabilir mi? E B Bır bakıma evet Ozeleştıri de dıyebılırsınız Hücrede mutlak bir yalnızhk duygusu duyuluyor. Ben hiç bir zaman on iki saat boyunca yalnız kalmadığımı anladım orada. Telefon yok. Gelen giden yok.. Konuşma imkânı yok.. I . İ 4 \ \ Nihat Demir'in vitrayresimleri Belçika'da sergileniyor Kultur Servisi l u r k vıtra> sanatçısı Nihat Demir, vıtrayresımlerını Belçıka'nın sınır kentı Eupon'de sergılı>or ve buyuk ılgı goruyor 1958 yılında Elazığ'da doğan, 1976'da Istanbul Devlet Tatbıkı Guzel Sanatlar Yuksek Okulu'nun Dekoratıf Resım Bolumu'nu okul bırıncısı olarak bıtıren genç sanatçı, aynı yıl Belçıka hukumetının verdığı sanat bursuyla Bruksel'de, dunyaca unlu sanatçı, vıtray koleksıyoncusu Pierre Magerus'le bır yıl çalıştı 1982 kasımında Belçıka'da "Festival tnternational des Arts Plastiques et Graphiques de Mousceron''da (Mousceron Uluslararası Plastık ve Grafık Sanatlar Şenlığı) vıtray resmı dalında uç yapıtıyla odul aldı Federal Almanya'da ve Belçıka'da çeşıth sergılere resımlen ve vıtray resımlerıyle katılan Nihat Demir, Federal Almanya'nın Aachen kentındekı "Galerie Baıtelle'de 5 vıtray resmını devamlı sergılıyor Belçıka Kultur Bakanhğı'nın onerısı ve sınır kentı Eupen'ın kultur merkezı "Atelier Kunst Buhne"yı emrıne vermesıyle Nihat Demir burada 25 vıtray resmınden oluşan sergısını açmış bulunuyor kada bır tuvalet Bır musluk Başka bır şev yok Tuvaletı de kapatmışlar Ben de hıç kullanmadım Neden? Fareler çıkıyordu Farelerden çok Korkar mısınız? Korkmaktan çok Tıksıntı verırTuvaletın ustune bır teneke kapatmışlar "Cık Cik" sesı geliyor Bır sure uykumu kaçırdı Sonra alıştım "Fare var" deyınce "faresız hapishane olur mu?" dıve guluyordu NORMAL ÎAŞAMD\N F\RKI Oktay Bey, normal bir gununuz nasıl geçerdı? Cezaevinden çıktıgınız gunler.. Yani gunduzleri nasıl geçiyordu? Sabah tam yedıde çıkıyorduk Bıze de "yedilik" dıyorlardı Eğer vedıden sonraya kalırsanız olmuvor Faz'la yatmış oluyorsunuz o zaman Tam yedıde çıkıyorduk Bır arkadaşın arabasıyla anlaşmıştık \edı onbeşte evde oluyordum Ilk ay içerde uyuyama dığım ıçın evde yatıp dınlenıyordum Akşam ustu donmek zorunda oluşum en buyuk sıkıntıydı Saat uçbuçuk, dört oldu mu Huzurum kaçıvordu Altıya çeyrek kala yola çıkıvordum Yedıdenevvel de almıyorlardı Yedıden sonra gıtmek de yasaları çığnemek oluyordu Onbeş vırmı dakıka, yarım saat kahvelerde Havaguzelse sokakları dolaşarak geçırıvordum Ama enteresan oldu Gorme dığımız verler Sağmalcılann orası Ne sokaklar var Bır "Zurıh Sokağı" var mesela Nereden gelmışse Neden Zurıh sokağı Sağmalcılar'da 9 Sonra alıştınız mı?.. Bır ay sonra.. TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan 3 Aralık TÜRKİYE SAVAŞA GİRGİNf. 'TE &UGUH, ıtONO DUNYA SAMS1 IÇıHPElMUT. TEMC ULKE TSMSlLCJL£&l 1LB TU2IOYE CUMHUZSAÇKANI ISMEr /NONU, KAUIEE'DE TDPL4NP/lAe.. ONCEtCI GUN YAP/LAH TAURAN KOHFeeANSlNDAM HEMEN SONBA, A&O 8A$KAA/( eOOSEV£LT I/E IH&LTEtZE BAŞBAKANICHURCUILL,INONÜ YÜ MHI&E'YE OAVET£Pee£K, TüRKIYE'NlN DESAI/AŞA GlRMESlMI t£7ED/AX£/&M 8/LO/SPILEJ? INDNU, MU7TEFIKLERJM YANINDA £Ai/A$A GlKMeYE MSŞf OLI, AAICAK,SüW EMIRLEOE6lL,E$IT YAPABlL£C£KLE£/Nl, TuBIC O£OUSUNUN 6EREKSINOIĞI £tlAH,ABAÇ6EeeaN MUTTEFf/UEe gUOLQUO£ rAgP/MA YANAŞMAYINCAJUR KIYB SAU4$A "ŞlUPIUK°KAYPfyiA U2AK $ 50 YIL ONCE Cumhuriyet Kahve ithali Kahvenm memlekete bır elden ıthalı hakkındakı kanuna ıstınat ederek tktısat Vekâletıle mukavele yapan Brezılya Kah\e Turk Anonım Şırketı nın teessusunden ıtıbaren yedı ay zarfında memlekete 1 mılyon 141 bın 440 lıralık 65 bın 644 çuval kahve gırmıştır Bu kahvelerden 47 bın çuvala yakın bır mıktarı Istanbul 'u ayrümıs, 13 bın çuvalı Izmır'e, 2500 küsur çuvalı Mersın 'e, 1500 kusur çuvalı Samsun 'a 1700 çuvalı Trabzon'a,137 çuvalı da Antalya'ya ıhraç olunmuştur Bu kahve mukabıhnde 78 bın kusur lıralık muhtelıf emtıa Cenubî Amerıka'ya, 874 bın kusur lıralık mahsulât Şımalı Amerıka'va ve muhtelıf Avrupa memleketlertne ıhraç olunmuştur kı başlıca mıktarlarını arpa, uzum, ızcır, fındık, zeytınyağı teşkıl etmıştır Bu ıhracatın da en muhım kısmı Fılıstm'e, sonra sırasnle Almanya, ttalya, tsvıçre, Avusturya, Fransa'ya 3 Aralık 1933 yapılmıştır Kahvenm geldığı Arjantın ve Brezılya'ya 921 bın franklık tutun, çamfıstığı, ce\ız, fındık, halı, zevtınyağı, palamut huiâsası, ıncır ve uzum satılmıştır 19331983 Italya, Amenka, Belçıka, Fransa ve Avusturvanın muhtelıf merkezlerınde çalışacaklardır Gıdenler arasmda labııyat, fzık, kımya, rıyazıye, antropolojı, tarıh, kutuphanecılık, toprak bılgısı sulama muhendıslığı, jeolojı, \e lıtoğrafı ılımlerım oğrenmek uzere otuz uç talebe vardır Çamaşır, beyaz ış, renklı nakış, marangozluk, demırcılık, dökumculuk, bıçkı, dıkış, moda, çıçek, me*!ekı resım, ev ıdaresı,' ıçın de yırmı ıkı talebe gidecektır Avrupa\a gidecek Use mezunlart Avrupa'va gidecek talebenm ısımlerı ılân edılmıştı Talebe bu hafta ıçınde kafıle kafıle muhtelıf A vrupa şehırlerıne hareket edeceklerdır Gidecek talebenm sa\ısı altmış beş olup on sekızı kız, kırk yedısı erkektır Talebe Almanya. TV{\f> Başrollerım Mıkhaıl Baryshnıkov ıle Celsev Kırkland 'ın ustlendığı Pe± r Llt: ter tlyıç Çaykovskı'nm unlu "Fındıkkıran" (Isutcracker) balesı yarın ve 11 aralık pazar gunlerı saat 23 00'den başlayarak ıkı bolum halınde TV'de yayınlanacak IBM kuruluşunun katkısıyla gerçekleşen bu fılmı aynı şırket TRT'ye sağladı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear