26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mal ve hizmetler için ne miktarda para ödemeye razı ise o miktarda mal ve hizmet elde etmelidir. Ekonomik faaliyetlerdeki dalgalanmalara bağlı olarak devlet harcamalarında doğrudan ya da tersine değişikliklere gidilmemelidir. 3 Devletin transfer harcamalan önceden hazırlanmış bir programla belirlenmelidir. (Örneğin taban fiyatlan her yıl artırılmamalıdır.) Transfer harcamaları ile ilgili olarak hazırlanacak böyle bir programın değiştirilmesi, ancak bu değişikliklerden doğacak pahayı toptumun ödemeyi üstlenmesiyle mümkun olmalıdır. Aksi takdirde hiçbir değişikliğe gidilmemelidir. Ekonomik faaliyetlerdeki dalgalanmalara göre programda değişiklik yapmak soz konusu olmamalıdı'r. 4 Gelir vergisiyle ilgili olarak kademeli bir vergı sistemi geliştirilmelidir. Vergi faturasının olabildiğince verginin kaynağında ödenmesini sağlamak için, her lurlu çaba sarfedilmelidir. (Örnek, katma değer vergisi) Toplanan vergi ile toplanması beklenen vergi miktarı arasındaki fark en aza indirilmelidir. Vergi oranları, muafiyetler vb. konular, tam istihdamdaki bir ekonominin önceden belirlenen fiyatlarla hesaplanmış beklenen milli geliri uzerinden saptanmahdır. ( x ) MASALIN SATIMCILARI Masalın yapımcıları boyle diyorlar. Ancak masalın satımcıları olaya bir başka gozlukle bakıyorlar. Satımcıları tanıyoruz ve seviyoruz. Bunlann başında Uluslararası Para Fonu (İMF) var. Onu kuzuları izliyor. (Dunya Bankası, OCDE vb.) Masal, özünde yetişkinler gelişmiş kapitalist ulkeler için yazılmış. Onların okuması gerekli, ama İngilizlerin Demir Leydisi dışında kimse bu masalı değil okumak, dinlemek bile istemiyor. Bu noktada yapımcıyla satımcı arasında bir ikilem ortaya çıkmaktadır. Satımcı, kendisine bir borç bağıtı ile bağlı olmayan gelişmiş kapitalist ülkelere (Federal Almanya, Fransa, öbur Avrupa ve Asya ülkeleri) yaşadıkları ekonomik bunalım ne kadar yoğun olursa olsun, siyasal sistemleriyle uzlaşmayan bu masalı satamayacağını biliyor. Çünku o ulkelerde tum demokratik kurumlanyla ayakta duran klasik demokrasJler vardır. Dunya kapitalizminin 1970'lerden bu yana süren hastalığı, yani onlenemeyen fiyat artışları ile ekonomik durgunluğun bir arada yaşanması olayına karşın böyle bir gerekçe ile o toplumlardan demokratik haklannın bir kısmından vazgeçmeleri istenememektedir. Orneğin, saygıdeğer Mr. VVeinberger, M. Mauray'a "Fransız toplumunun ABD'deki demokratik hakların tümune sahip olması Tanrı buyruğu değildir. Buyuk bir bunalımdan geçiyorsunuz. Bir süre için de olsa geliniz, şu demokratik haklarınızın bir kısmından vazgeçiniz" diyemez. Dediği takdirde alacağı yanıttan yüzünun nasıl kızaracağını bildiği için boyle bir şeye cesarel edemez. Masalımızın satımcısı bunu bilmektedlr. Prof. Friedman zaten boyle birşeyi istememektedir. Batı kapitalizmi için "yeniden üretimin" \e durgunluğu yenmenin yolu, ek sermaye birikiminden geçmekledir. Yeniden uretim için, durgunluktan çıkarak enflasyonu yenmek için Batı kapitalizminin gereksindiği ek birikim nereden sağlanacaktır? Sistemin kendi içinde boyle bir birikimi sağlaması için, Friedman'ın ağır toplannı kullanması olanaksızdır. Yeni bir formül bulunmalı, gelişmiş batılı ülkeleri bu dar boğazdan kurtarmalıdır. Gözler yavaş yavaş çocuklara azgelişmiş ülkelere donmekıedir. ÇOCUKLAR: HELESİZLER, HELE SİZLER Çocuklar azgelişmiş ulkelermasalın satımcılarına bir borç bağıtı ile bağlıdırlar. Masalı, isteseler de, istemeseler de okumak ya da dinlemek zorundadırlar. Oysa, dünya kapitalizminin bunalımını onlar, yetişkinlerden daha ağır koşullarda yaşamaktadırlar. Çunkü, azgelişmiş olarak zaten hastadırlar. Yapısal hastalıkiarını gözardı eden satıcının rengarenk ambalajlarda sunduğu bu ılaçlarla düzelmeleri mümkun değildir. Satıcı bunu bilmektedir. İMF dunya kapitalizminin gereksindiği ek sermaye bırikimini çocuklann sırtından çıkarmak için masala iki ağır top daha ekleyecektir. Bunlardan birincisi, sürekli devalüasvonlardır. 1leri sürülen gerekçe ihracatı artırmaktır. Oysa azgelişmiş ulke paralarının değeri duştukçe bu ulkeler Amerikan dolarını daha pahalıya satın aldıklarından göreli olarak artan ihracatın getirdiklerinı, ithalat alıp goturmektedir. Birbiri ardına ateşlenen Friedman topları, Merkez Bankası'nın reeskont kredıleriyle yaşayan banka sistemini ve onun uzantıları olan ozel kesimi akıl atmaz bir para darlığının içine atmıştır. Topların salvosuna hedef olmuş buyuk halk kitleleri yitirdikleri satın alnıa gücünun etkisiyle değil tasarrufta bulunmak, yaşamlarını surdurebilecekleri mal ve hizmetleri bile alamaz duruma duşmuşlerdır. O nedenle ıkinci top gecikmeden ateşlenmelidir. Bu da faizlerin hızla >ükseltilmesidir. Faizoranlarının yukseltilmesi servetin çözulmesine neden olacak, geçim sıkıntısı içindeki halk kitleleri gayrimenkullerini duşuk fiyatlarla elden çıkarıp faiz geliri sağlamamn yolunu tutacaklardır. Ancak bu mutluluk uzun sureli olamayacak, faize verilen para bir daha geri donmeyecektir. <x) Milton FRİEDMAN: A monatarv and Fiscal Frame VV'ork For Economic Slabilit). Readings in Monatary Teory. American Economics Association Series. 26 ARALIK 1983 "Az gelişmişlik olgusunu" göz ardı eden bu masalın mutlu sortu olamaz. Sağlanacak geçici mutluluklaria da uzun süre ayakta kalınamaz. O nedenledir ki Atatürk Ekonomisi "Az Gelişmiş Mazlum Ülke Yapısı" üzerine oturtulmuştur. Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL Her masalda olduğu gibi bu masalın da yapımcıları ve satımcılan vardır. Masalımızın yapımcı ve satımcıları oyle sıradan kişiler değildirler. Ayrıca masalımız sadece çocuklann değil, yetişkinlerin de zevkle okuyabilecekleri bir akıcıhğa ve sağlam bir mantığa sahiptir. Lafontaine masalları gibi eskimeyen masallar arasında yer alır. Bu masalın altında yıllannı Neoklasik ekonominin gelişmesine vermiş, tukenmez çabaları ile ekonomi kuramına katkıda bulunmuş bir ekolün, Şikago ekolünun adı ve "Şikago Çocuklarının" imzaları vardır. Masalın baş yapımcısı, ünlu ekonomist Milton Friedman'dır. Frıedman yıllardan beri onemli bir arayışın içındedir. Ona gore, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar ekonomisılerin üzerinde durdukları en önemli konu, kaynak kullanımı sorunudur. Ekonomik buyume ve kısa donemli konjonkiür dalgalanmaları, o gunlerin gündeminde son sıralarda yer almaktadır. Oysa 1930 büyük bunalımından sonra durum değışmiş ve konjonktur dalgalanmaları hızla ekonomistlerın ilgi alanına girmiştir. Konu ile uğraşanlar arasında Friedman da bulunmaktadır. Friedman, kapitalıst ekonomilerde farklı aralıklarda ortaya çıkan ve ekonomileri kasıp kavuran bu dalgalanmalann nedenlerini ve çözum yollarını bulmak için yıllannı vermiştir. Uzun donemli bir çerçeve içinde ekonomik istikrarın nasıl sağlanabileceğini araşiırmıştır. Friedman, kurduğu çerçeveden ekonomik bunalımlara parasal ve mali açıdan bakmış, bunalımı böyle bir gozlukle okumaya çalışmıştır. Masalımızın çatısını çatmak için önce uzun donemli hedefleri saptamıştır. Ona gore bunlar uç tanedir ve hepsı bırbirinden onemlidir: • Siyasal ozgiıriük * Ekonomik etkinlik * Ekonomik gücün dağıltmında sağlıklı bir eşitlik Friedman bu hedefler arasında tam bir uyumun bulunmayabileceğini, bu uyumun sağlanması içın uğraş vermek gerekebileceğıni ozenle belirtmiştir. Friedman uzun donemli hedefleri boylece saptadıktan sonra bir adım daha atmış ve bu hedeflere ulaşabılmek için ne gibi kurumsal duzenlemelerin >apılması gerektiğini araştırmıştır. Bu duzenlemelerle ilgili olarak geliştırdiği önerilerden uçü üzerinde önemle durmuştur. Ona gore: * Rekabet düzeni kendi dinamikleriyle kendinı yaratamıyorsa, devlet böyle bir rekabet duzeninin yaratılması için parasal bir çatı (frame work) saelamalıdır. • Bu parasal çatı içinde sureç, yoneticilerin takdiri ve keyfi kararları ile değil, oyunun kuralları ile işleıilmelıdir. • Rekabetin egemen olduğu piyasa mekanizmasımn işleyişinden ortaya çıkaçak eşitsizlikler, toplumda var olan eşitsizliklerden daha az olacağından, loplumlar rekabet duzenine tutkuyla sahip çıkacaklardır. FRİEDMAVIN AĞIR TOPLARI Friedman'a gore bunalımla savaşımda kullanılabilecek dört ağır top vardır: 1 Para ve banka sisieminde gerçekleştirilecek ciddi bir rel'ormla, merkez bankalarının para hacmini belirlemede ve denetlemede sahip oldukları takdiri yetkilerin tumü ortadan kaldırılmalıdır. Böylelikle para hacmini belirlemek, takdiri kararlann dışında tutulacak, paranın değer yitirmesiyle sonuçlanan bu süreç tamamen ortadan kalkacaktır. Para hacmini belirlemede ve denetlemede takdiri kararları etkisiz hale getirmenin akılcı yollarından biri de banka sisteminin °Io 100 rezervle çalışması olabilir. Boylece banka sisteminin kaynak toplama işleviyle, kaynak kullandırma işlevleri birbirinden ayrılmış olacaktır. % 100 rezerv tutma ilkesinin kabulu merkez bankalarının reeskont politikası yoluyla para miktarını belirlemede kullandıklan önemli bir aracın ellerinden alınması sonucunu doğuracaktır. Merkez bankalarının takdiri ve keyfi kararlarına tümuyle son vermek için yapılacak iş, kullandıklan diğer araçların da (açık piyasa işlemleri, stok piyasalan üzerinde doğrudan kontrol, tuketici kredileri vb.) bu yolla ellerinden alınmasıdtr. Özetle Friedman, para hacmini belirlemede ve denetlemede söz sahibi, banka otoriteleri değil, piyasa mekanizmasımn sihirli elleri olmalıdır, diyor. 2 Devletin mal ve hizmet üretimi için yaptığı harcamalar (transfer harcamaları hariç) halkın bu mal ve hizmetler için ödemeye razı olacağı bedelle sınırlandırılmalıdır. (Örneğin, Sumerbank malları, piyasadaki benzerlerinden ucoza satılmamalıdır.) Halk, Devletin urettiği 24 Ocak Masalı CUMIIlJRIYET'TEiy OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Gazetenin Okurlara Ulaşması 8 ir gazete ne kadar iyi ve titiz hazırlanırsa hazırtansın eğer zamanında okura ulaşamazsa bütün emekler boşa gider. Ve her akşam saat 20.30'dan itibaren dağıtım kamyonları bitmez enerjileriyle okurlara gazetelerini zamanında ulaştırabilmek için yola düşerler. Gameda'nın 300 kamyonu her akşam 20.30'dan sibahın 3'üne kadar 2 milyon gazete ve 800 bin haftalık dergiyi 703 yerleşme merkezindeki 1.700 bayiye teslim ederler. Sonra koşma sırası bayilerindir; insanlar uyanıp sokağa çıkıp gazetelerini aramadan önce bütün bu gazeteler 30 bin satış merkezinde hazır olmak zorundadır. Bu güç işi Gameda'nın dev örgütü her gün yeniden başarır. Amaç Türkiye'nin her yerinde her sabah gazete bulunmasıdır Bunun için titiz bir zamanlama vardır ve bütün gazeteler buna uymak zorundadır. Her gazete, bu saatlere uyarken bir yandan da o süreyi en iyi şekilde kullanmak, yani en gelişmiş habeheri verebilmek çabası içındedir. Yine de en başta doğal koşullar, bir Hakkâri ilimize gazetenin çoğu kez bir gün sonra ulaşmasına neden olmaktadır; bir gün geç gazete okuyan yörelehmizin sayısı da, ağır kış koşullarında artmaktadır. H EVET/HAYIR OKTAY AKBAL er yılın sonunda gazetelerin o yılın önemli buldukları olaylarının dökümünü yapmaları gelenek olmuştur. Ancak çoğu kez bu kronolojik dökümler işlevsiz kalabilmektedir. Bu nedenle biz daha ayrıntılı ve yararlı bir dökümü Cumhuriyet Yıllığı'nda yapmayı kararlaştırdık. Buna karştlık yılın son günü için farklı bir magazinmizah eki hazırladık. Bu ekin kadrosu da büyük ölçüde şımdiye dek bu alanlann dışında kalmış bir grup arkadaşımızdan oluştu. Bu arkadaşlarımızın mizaha yatkınlıklannı biz de geçtiğimiz ocak ayında kapalı olduğumuz günlere kadar bilmiyorduk. 25 gün süren bu kapalılığımız doğal olarak günler geçtikçe moralimizi de etkiler olmuştu. Bu sıkıntılı bekleyiş günlerinde başta Deniz Som ve Umit Kıvanç olmak üzere bir grup arkadaşımız "Vaziyet" adında bir tür duvar gazetesi yarattılar. "Vaziyet" tümüyle kendi kendimizi eleştiriyor, kimi arkadaşlarımızın kişisel özelliklehni keskin bir mizah üslubuyla "matrağa" alıyordu. "Vaziyet" ve "Vaziyetçiler" o sıkıntılı günlerimizde önemli bir ortak neşe kaynağı olmuştu. "Vaziyetçiler" o günden bu yana mizah yeteneklerini gösterme olanağı bulamamışlardı. Ancak farklı bir yılbaşı eki düşüncesini öğrenince bu işi üstlendiler ve ek "Vaziyet" kadrosuyla "Ciddiyet" kadrosunun ortak bir ürünü olarak hazırlanmaya başlandı. Başarılı olup olmadıklannı ürun tamamlanınca göreceğjz. Demokrasi ve Hukuk Arjantin'in yeni Cumhurbaşkanı Raul Atfonsin, "Bu ülkeyi bir hukuk devieti yapacağız" dedi. 10 aralıkta meclise bir yasa tasarısı sundu. Buna göre, "insan haklannı çiğneyenler cezasız kalmayacak'tır. Geçen eylülde çıkarılan 'Ulusal Huzur' yasası yürürlüklen kaldırılacak... Sonuncu cuntanın kabul ettirdiği bu yasa "ahlaka karşıdır, siyasal açıdan sorumsuzdur, birkaç kişinln yüklenmesi gereken sorumluluğu bütün askeriik kurumlannın üstune yıkmak istemektedir". Cumhurbaşkanına göre, bu 'cunta yasası' hemen yürürlükten kaldırılmalıdır. Radikal Parti adayı olarak cumhurbaşkanı seçilen Raul Alfonsin, seçimde yenik düşen Peroncu Parti ile de bu konularda tam bir anlaşmaya varmıştır. Son yıllarda, işlenen bütün ağır suçlar yeniden ele alınıp hesap sorulacak, suçlulara hak ettikleri cezalar verilecektir. Geçmişi silme, geçmişte olup bitenlere sünger çekme diye bir şey yoktur. 'Ulusal Huzur' yasası kaldırılır kaldınlmaz, mahkemeler bu cunta yasasına uyarak ağır suçlar işleyenleri yargılayabilecektir. Arjantin'de 197679 arasında binlerce insan özgürlükten yoksun bırakıldı, işkenceler uygulandı, 'ulusal güvenliği sağlama' bahanesiyleöldürüldü. 1976'dan 79'a kadar Arjantin'i yöneten cunta liderieri Jorge Videla, Eduardo Viola. Leopoldo Galtieri baş suçlulardır. Onlara yardırn eden Massera, Lambraschini, Anaya, Orlando, Agostini gibi kişiler de Silahlı Kuvvetler Yüksek Kurulu önünde yargılanacaklardır. Cunta kurbanları ellerindeki kanıtları adalete sunmaya çağrılmışlardır. Arjantin'de terör vardı. Aşırı birtakım örgütler ülkeyi kana bulamıştı. Bunlar dogru... Peron'cu iktidar ve son başkan isabel Peron, bu örgütlerle başa çıkamadı, bu yüzden de Jorge Videla başkanlığında bir askeri cunta işbaşına geldi. Terörle savaşmaya başladı. Ama bu savaşta kullandığı yöntem Arjantin halkını ezmek sonucunu verdi. Yatıştırmak, terörle savaş diyerek onbinlerce suçsuz insan öldürüldü, işkenceyle, ağır hapislerle cezalandırıldı. Cunta yönetiminin son yanılgısı da Falkland savaşını açmak, ardından da ağır bir yenılgiye uğramak oldu. Hep yenügilerdir zorbaları yıkan. Galtieri, Falkland adalarını elinde tutabilse, elbette ki yıkılmazdı. Ama zorbalıkların çökmesi için en küçük bir bozgun yeterlkfir. Bugün Galtieri gözaltında, önceki cunta liderieri gibi, her an askeri adalet önünde hesap vermeyi beklemekte. Arjanlin'den kaçan eski terör örgütlerinin öndeıieri de yurdadönmek istiyorlarmış. Ne var ki, onlar da adalet önünde giriştikleri öldürme ve terör eylemlerinin hesabını vermeye çağrılacaklar. Yani Alfonsin'in tutumu tekyanlı değil... Ne terörcülerden, ne de terörü bastırmak için yeni terör eylemlerine başvuranlardan yana... Alfonsin, oylarını aldığı Arjantin'den, Arjantin halkından yana, yainızca halkının yarannı düşünerek, ülkede 'hukuk devieti' ilkelerini uyguiamaktan yana... Terörle, şiddetle, cinayetler yoluyla bir topluma egemen olmaya kalkmak da, bu tür örgütleri, kişileri, aynı yöntemlere basvurarak kaldırmaya kalkışarak, suçsuz insanları acılara sokanlar, inim inim inletenler de suçludurlar. Gerçek hukuk devletinin yasalarını eşit olarak uygulamayı bilmek gerekir. Gücünü halkından alan yöneticiler, yüreklilikle sağdaki ve soldaki terör örgütlerinin üstüne gitmelidirier. Bunu yapamazlarsa toplum daha da karışır, işler içinden çıkılmaz duruma gelir. Daha da kötüsü yönetimdekilerin, belirli bir siyasal görüşü, o görüşün örgütlerini açık ya da kapalı biçimde desteklemeleridir Böyle durumları anımsamamak elde mi? Tek yol, demokrasidir. Ama 'gerçek' demokrasi... Hukukun üstünlüğüne dayanan demokrasi... Boş bir söz değildir hukukun üstünlüğü. Ama uygulanmazsa, eşit olarak, herkese aynı oranda, aynı etkinlikte uygulanmazsa boşlukta uçan bir söz olur hukuk da, demokrasi de, hukukun üstünlüğü de!.. 31 A n U 1<HU I Ocalı 19S4 SPOITOTO OYHAYAN KAZAJÜYOK SPOR TOTO YILBAŞI ÖZEt ÇEX1UŞIND£, • . . S KlŞtYE BUZDOLABI S UŞrVE ÇAMAŞIR MAK1NASI S « Ş I Y E BCTANGAZ FIRINI Mualla Aydın'ın kıymetli eşi, Hande Aydın'ın biricik babası, Milli Reasurans eski muhasebe mudurlerinden 24.12.1983 gunu vefat etmiştir. Cenazesi 26.12.1983 pazartesi (bugun) Şişlı Camıinden oğle namazında kaldırılarak, Feriköy mezarlığına defnedilecektir. AİLESt VEFAT RECEP AYDIN VEFAT Askeri öğretmenlerden merhum Şukru Bey'in ve merhume Naime Hanımefendinın kızları, Ağralı sovundan merhum Reşat Ağrah'nın eşi, Midilli Defterdarı merhum Ethem Bey"in gelini, Fuat Ağralı'nın yengesi, Cevat Ağralı'nın annesi ve Sedat Ağrah'nın biricik sevgili annesi, • 10 UŞİYE ELEKTR1K StPt'RGESl NEDİME AĞRALI Melet Haslet Hanımefendi 25 aralık 1983 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 26 aralık 1983 (bugün) ikindi namazını takiben Aksaray Valide Camü'nden kaldırılarak Topkapı'daki aıle kabristanına defnedilecektir. Mevla rahmet eyleye. SEDAT AĞRALI İLAN TAPU VE KADAŞTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Mus ili Merkez İlçe Tabanlı (Kirtakom) Köyunün 12 ilâ 17 no.lu paftalannın 2859 sayılı kanun hukumlerine göre yenıleneceği 766 sayılı kanunun 10 maddesi uyarınca ilan olunur. İLAN BURSA BtRİNCt SULH HUKUK MAHKEMESİ 983/1502 Ankara Merkez Izzettin Mahallesi 219 hane nüfusuna kayıtlı, 1938 dogumlu, Tülin Dogu'nun hacrinin devamı ile kendisine kardeşi Cengiz Doğu vasi tayin edildiği ilan olunur. Basın: 14539 VEFATLAR İÇİN Vırtıçı. vurldısı. cenaze njktedıliı Cena?e ilâçlama. mal/eme, labul. buıun ı^lemlcr lıassasıveı vo «.ııraıle >apılır. Türkiye'de Turgut Özal Dünyg'da Argfgt Yılın adamı noKta AYŞEGÜL KÖKER ile Tel.: 147 20 06 140 68 86 i>Ieımede jyrua İS ambıılans mevıuttur. Cenaze ılânlarınıttn iıı/ıııcl l'cJtlı jlınma/, acı gunlerıni?ı pavlaşır. gunun her saaıınde emrinızdcviz. İS1.ÂM CKNAZE !$1.FJÜ PASCALOLCZAK evlendiler. 23 Aralık 1983 ANKARA Galatasaray mezunu, Bogazıçi Üniversitesi öğrencisinden tngilizce, Fransızca ve Matematik dersleri. Tel.: 142 23 38 DERS VERİLİR TÜRKİYE DENİZCİLİK KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Kurumumuzun, Pendik Tersanesı kompleksi ıçındeki yan havuz kızak unitesine ait 300 tonluk gantry kreyn yolu inşaatı ile 80tonluk jib kreyn yolunun uzatılması, bu özellikteki işleri yapraaya muktedir firmalar arasında, muteahhit on seçimi sonunda durumu uygun görulenlere yeterlik belgesi verilmek suretiyle ihale edilecektir. ' Bu iş için yeterlik belgesi alabilmek şartlanm hâvi nolifikasyon, Eminönu Denizcilik Bankası Şubesi'nin Ust katında bulunan İnşaat işleri ve Projeler Mudürlüğü'nden temin edilebilir. Istekli firmalar, yeterlik belgesi alabilmek üzere notifikasyonda istenilen belgeleri iliştirecekleri muracaaı dilekçelerini, 10 Ocak 1984 salı günü mesai saati sonuna kadar, yukanda adresi yazılı inşaat İşleri ve Projeler Mudürlüğü Yazı İşleri Şefliğine makbuz mukabilinde teslim edeceklerdir. Postada vaki gecikmeler ve telgrafla yapılan murcaatlar kabul edilmez. Kuruınumuz arttırmaeksiltme ve ihale kanununa tâbi olmadığından, yeterlik belgesi verip vermemekte tamamen serbesttir. Basın: 30035 • y z a ı Hukumetmın ekonomik programma cartılerden elestır:ler Ali Boz«r, Aydm Gürkart, Yiği» Gölöksüz, ismoıl Herol •Faızin y t i j vergi mahkumuna, Gungör Uras, Ozer Ertuna, Orhan Aker, Zafrr Taciroğlu, Holit Soydan, Metin Berk, llhon İzibclli, Attila Nizamoğlu • Az bakanlık az bürokrat Bürokrasi operasyonu ılk elde golge bakanlar doğurdutt Türkis: Yorgan gitti lcavga bitmedi Güven Önl»r, Nurettın Sari Polat, Gural Erçakır, Metin Polat,beh7at Akdoğan, RecaıEmrtt • DİSK Oavusı ikinci yılında #Tercuman'da 2 ÖCOİ gıttı kovga bitti mi • Nobelli Friedman'ın mumu Ke'on Bulutoğlu, Emre Gönensay, Asaf SavosAlcat Sevgili Arsu Olüm'i.atıFe Tekin,Memet Fuat,Fethı Naci • Soz SırasırErhon BenerA Nokta'mn konuğu:Cahit Talas Kuş« k a p € * , 6 8 Sayfd.150 Lira YENİ HESAP UZMANINI 2 14 w'i2~hane priıter 3 MSstakH hshzsto 4 SpcsM tonksiyMİar ( r C İ İ s İ m Y a V l T l l a n "^ 198384 SEMİNER/SEPGİ DİZİSÎNDEN TÜRKÎYE'DE PREFABRÎKASYJN 2131 Arahk 1983 ' yapı endüstri merkezi Harblye İSTANBÜL u CML «pHfe Ukaria S. NK M W »4 | b n U *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear