Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER rek artan kentsel toprak istemının şiddetlenmesinin sonuçlanndan çıkar sağlamayı amaçlayan spekulatörün ekmeğine tereyağı surebilir. 1982 Anayasası "emsal satış" değerinden söz açmamış, aksine "nesnel ölçuleri" vurgulamıştır. "Emsal satış fiyatı" nesnel bir ölçut olamaz. İlk bakışta, "Özel amacı olmayan satış" deyımi ile muvazaa yolları tıkanmak istenmiştir. Kanımızca, "emsal satış"ın danışıklı dövtış olup olmadığını kanıtlamak çok guçtür. 1950'lerin son yıllannda "emsal değer'Mn ne denli kotuye kullanıldığını biliyoruz. Kartvızulerine "kamulaştırma uzmanı" ünvanını ekleyen avukatların turediğini, bunlann usa gelmez >ollardan "bedel arttırma" girışımlerinde bulunduklannı anımsıyoruz. 1982 Anayasası'nın "rayıç bedel" ilkesını benimsedığinin bir kanıtı da, Aldıkaçtı Komısyonu'nun Danışma Meclisi'ne sunduğu Anayasa tasansında, açıkça kamulaştırmanın "rayiç bedel" üzerinden yapılmasının öngörulmüş olmasıdır Kamuoyunda ve Danışma Meclisı'ndeki goruşmelerde "rayiç bedel" ilkesine karşı çıkıldı. 6 mart 1982 ve 4 ekim 1982 gunlerinde Cumhariyet'te, 18ağustos 1982'deMilliyet'te yayınlanan yazılanmızda, "halihazır kullanım değeri" nı, en azından "vergi bıldirimi" olçutunu savunduğumuzu okuyucularımız herhalde anımsayacaklardır. Danışma Meclisi, İcomisyonun "rayıç bedel" önerisini benımsemedi ve 1982 Anayasasının 46. maddesi nesnel ölçulere ağırlık veren bugunkü biçimini aldı. SAKINCALARI GtDERİCİ UYGULAMA Mılli Güvenlik Konseyi döneminde çıkarılan yasalann Anayasaya aykınlığı nedeniyle Anayasa Mahkemesine gıdilmesme olanak yoktur. Kalkınmanın, kentleşmenın, işleyimleşmenin konutlandırmanın gerektirdiği arsalan "emsal satış değeri" üzerinden kamulaştırmanın hazıneyi \e ulusu büyuk kayıplara uğratacağı açıktır. Bu durumda, yonetimın, ilgilı takdır komisyonlarının yasanın bu maddesini Anayasaya uygun bir yaklaşımla uygulayarak nesnel bir değerlendirme yapmaları, yargı organlarının bu tur bır uygulamayı onaylamalan, yasanın Anayasaya aykınhğının yaratacağı kanşıkhğın, sakıncalann giderilmesini sağlayabilir. Bu yapılmazsa, aykınlığın, yasayı değiştirerek düzeltilmesi gerekecektir. Kamulaştırmada 1950'li yıllann sonlannda "Emsal değer"in ne denli kötüye kullanıldığını biliyoruz. "Emsal satış fiyatı" nesnel bir ölçüt olamaz. Bu noktade anlayışlı uygulama gerekmektedir. gunundekı resmi makamlarca yapılmış değer takdırlerinin, taşınmaz malların bırim fiyatlarıKamulaştırmada 1950'li yılların sonlannda "Emsal değer"in ne denli kötüye nın, malıyet hesaplarının ve "öbür nesnel ölçulerin" kullanıldığını biliyoruz."Emsal satış fiyatı" nesnel bir ölçüt olamaz. Bu nok te alınmasını öngormuş, dikkapiyasa tada anlayışlı uygulama gerekmektedir. değerinden ya da emsal satış fiyatından soz açmamıştır. KamuProf. Dr. CEVAT GERAY laştırma yasasının konuyla ilgili 11. maddesinde, Anavasanın onmulaştırma ödencesi en son vergi nimsemekle zikzaklar çizmiştir. Son gunlerde yürurluğe gıren gorduğu "obur nesnel olçuler" Cumhuriyetin ilk yıllannda bildirımine dayandmlmış, nesnel yasalann sayısı bır hayli kabarık. arasında yer alamayacak yeni bır Çoğu toplum yaşamımızı, kamu başkent Ankara'nın imarı için ölçute dönülmüştu. Anayasa olçut getırilmiştir: Arsalarda duzenimizi yakından ilgilendiriçıkanlan 583 sayılı yasa, belli bir Mahkemesi, 1976'da, sözu edi"kamulaştırma günunden önceyor. Kültur ve Tabiat Varlıklayıldakı vergi değerini ölçut ola len degişikliğı biçimsel yönden ki ozel amacı olmayan emsal sarını Koruma, TRT, Boğazıçi, rak koymuştu. Söz konusu "ya incelerken konunun özüne gırtışlara gore satış değeri." Ulusal Parklar, Ihale yasaları sayla saptanmış nesnel değer" mış, Emlâk Vergisi Yasasının EMSAL SATIŞ EDERİ, bunlar arasında. Taşınmaz iyeüzerinden yapılan kamulaştırma vergi bildirimine ilişkin aksaklıkNESNEL ÖLÇÜT OLAMAZ liğine zoralım yoluyla kamu yasonucunda Ankara'nın bugun lannı giderici bir karar verecek Buna karşılık, tarım topraklaran gerekçesiyle çok onemlı sı Yenişehir olarak bilınen bölü yerde, "gerçek değerin alımrında kamulaştırma gunündeki nırlamalar getiren kamulaştırma münun imarı sağlanabilmişti. satım değeri olduğu" gerekçesiy"mevkı ve şartlarına gore \e olyasası, hem kamulaştınlan taşınBelediyenin bu yoldan eline ge le 38. maddenin ilgilı fıkralarını mazın sahıplerı, hem de kamuduğu gıbı kullanılması halinde çirdiğı arsalardan bir kesiminı el iptal etmişti. Böylece, nesnel öllaştırmayı yapan yönetım açısıngetireceği net gelır" öğesinı dikden çıkardığını, fakat sonradan çut yeniden bir yana itilmişti. dan önem taşıyor. kate almakla yasa koyucu "haligerektiginde bunlar için çok yuk Kalkınmanın ve kentsel gelişmehazır kullanım değeri" gibi nesToplum yaran ile taşınmaz sa sek kamulaştırma karşılığı öde nin gerçekleştirilmesindeki en nel bır olçut de öngörmuştur. önemlı araç olan toprağın tophibinın çıkan arasında bir denmek zorunda kaldığını zamanın Bu, tanmsal toprakJann kentleşge kurulması, taşınmazın iyesılum yararına kullanılması olanavali ve belediye başkanı Nevzat meye açılmasında olumlu bir ne ödenecek kamulaştırma karTandoğan'ın amlanndan ögreni ğı böylece kamunun ehnden yaklaşımdır. Fakat, tanm topşılığının hangi olçüte gore belir yoruz. Uzun süre kamulaştırma alınmıştı. (Fehmi YAVUZ, raklanyla, kentsel topraklar araleneceğıne bağhdır. Genelhkle, da gunluk alımsatım (emsal saKentsel Topraklar, SBF, Ankabelli başlı iki ölçutten biri yeğ tış fıyatına dayalı) değen ölçut ra, 1980). 1981 temmuzunda sında bır farklılık gözetılmesi kanımızca sakıncalı olmuştur. lenmektedir. Ya "vergi değeri", olarak uygulanmıştır. 1960'tan Milli Güvenlik Konseyı'nce yuÇunku, kent toprakları daha bu"halihazır kullanma değeri", rurluğe konan 2486 sayılı Topönceki yıllarda Ankara ve Istanyük ölçude spekulasyona konu "yasayla saptanmış değer" gibi lu Konut Yasası ile kamulaştırbul'da girişılen başdöndürücü (!) nesnel ölçutler benımsenır. Ya oluşturmaktadır. özelhkle kamada vergi değen ölçütü öngöimar hareketleri sırasında "muda "piyasa değen", "emsal samunun ginştıği imar hareketlerulmüştu. vazaalı emsal satışlar" bahane tış fiyatı", "rayıç bedel" gıbi oz edilerek açılan ödence arttırma rinden ve kararlanndan, kentsel 1982 Anayasası, bu konuda nel ölçutler... Ulkemızde Anaya davaları yönetimin elini kolunu altyapı ve hızmetlerden doğan nesnel ölçüte dayalı bır vaklaşısalar ve yasalar, değışık dönem bağlamıştı. 1961 Anayasa'sında değer artışlanndan hıç bır katkısı mı yansıtmaktadır. 46. madde, lerde, iki tur ölçutten bırıni beolmaksızın yararlanmayı, gıdevergi bildiriminin, kamulaştırma 1971'de yapılan değişiklikle, ka Rayiç Bedel"e Dönüş ınn?!... PENCERE 14 ARALIK 1983 Doğru Yol'un Yolu? Siyasal partıler tarihı, Avrupa'da 19'uncu Yüzyılın toplumşa. değışimıni de yansıtır, ve bu konuda en çarpıcı örnek dıye İngiltere gösterılir. Ingıltere'de soylu toprak sahiplerının çıkarlarını savunan Tory'lerle alımsatım erbabı VVhıg'lenn tarıhsel savaşımı, çoğu ültede izlenen "aristokrasıburjuvazı" çatışmasını simgeliyordu. Ancak sanayı evrimi hızlanmıştı, 18501860 yılları arasında Tory ve Whig partilerınin küllerı havaya savruldu; Muhafazakâr (tutucu) ve Liberal (serbest) partıler doğdu. Zamanla lıberaller de etkınlıklerını yıtırdıler; endustri toplumuna dönüşen Ingiltere'de emekçi sınıfı güçlenmış, sendikalar kurulmuş, İşçı Partisi parlamentoya 20'nci Yuzyılda ağırlığını koymuştu Sermayeemek çelışkısınde süregelen siyasal partıler evrımınde bugün İşçı Partısı de çatlamış, Sosyal Demokrat Partısı ortaya cıkmıstır. Kalın çızgıleriyle özetlenen bu tarıhsel süreç bır gerçeği vurgular. • İngiltere ile Türkiye arasında dağlar kadar uzaklıklar var; ama bütün ülkelerı kapsayan benzerlıkler şudur Toplumsal yaşamla bıriikte siyasal yaşam da değişır, yenı koşullar ortaya çıkar. Bu hayat yasasını bilmeyenler, eskı dönemlerın tutkularından kopamaz, yenıleşen gerçeklere ayak uyduramazlar 1950'ler Türkiye'sınin iki partılı rejımınde muhalefetın omurgasını hangi fikırler oluşturuyordu? Yargının bağımsızlığı, ünıversite ve TRT özerklıği, Anayasa Mahkemesi, çift meclıslı parlamento, yürutmenin denetlenmesı, temel haklar ve kişı özgürlüklen, vb. o dönemın gündemındeydı. 27 Mayıs'tan sonra Kurucu Meclis'ın düzenledığı 1961 Anayasası, 195O'lı yıllardakı muhalefetın bütün isteklerıni ıcerdı, daha oteye grttı, sosyal deviet ve sendikal haklara ılışkin cağdaş demokratık ılkelerı Anayasal kurallara dönuşturdu 1961 Anayasası yürürlüğe gırdikten sonra 1950'ler muhalefetının söyleyeceği şey kalmamıştı Bu nedenle 1960'ların ilk yansında boşlukta sallanan 1950'lerin muhalefetı. ancak demokratik solu benimseyip sosyal demokrat bır ıçerık kazandıktan sonra varlık nedenlerını bulabıldı. canlandı. Birkaç gün önce gazeteler 21 i eskı bakan olan 101 parlamenterın Doğru Yol Partisi'ne törenle gırdığını yazdılar Bu olayın azımsanacak bir yanı yoktur; çünkü bir ülkede halk tabanının önemı temel olmakla birlikte, öncu ve ağırhklı kadroların işlevını de kımse küçümseyemez Ancak 1980'lerTürkiye'sinın, 1970'lerden değışık olduğunu da unutmamak gerekır. Bugün DYP'ye gıren 101 parlamenterın 197ü'lerdekı ıstekleri nelerdi? "7967 Anayasasıyla bu ulke yönetılemez" dıyorlardı; C)zguriüklerin ve sendikal haklann kısılmasmı ıstiyoriardı; Anayasa Mahkemesine karşıydılar; TRT ve unıversıte özerkhklerıni ıstemıyorlardı; güvenlik kuvvetlennın yetkilerı artınlmalı, yürütme güçlendırilmeliydi; özetle demokratık hakları kısıtlayan güdümlu bir reıimin edebiyatını benımsemışlerdi. 1982 Anayasası'nda DYP'ne gıren 101 parlamenterın ısteklen aşın bıçımde yenne getırilmiştir Belkı tek ayrılık noktası yenı Anayasa'nın Baskanlık sıstemıne donuk maddesinde bulunabilir. * Bu durumda DYP'nın 1980'lerdekı ışlevi ne olacak, muhalefeti hangi raya oturacak'' DYP bu sorunun yamtını araştırmalı, bulmalı, saydamlaştırmalıdır Çünkü DVP'nın tabanı sayılan seçmen krtlesının ANAP'ı (geçıcı de olsa) destekleyıp ıktıdara getırdıği açıktır; siyasal derv gelerın kaypak terazısınde hangi kefeye ağırhğını koyacağını bılen büyük sermayenın onemlı bölümu de ANAP'ı benımsemiş görünmektedir. Her bın siyasal hayatta deneyımlı 101 parlamenter, 1980'lenn Türkiye koşullarına göre neyı nasıl saptamak zorundadırlar; aynı suda iki kez yıkanılamayacağına göre, DYP'lılerın eskı sularda kulac atmadıklarını bilmeleri gerekır. OKTAY AKBAL EVET/HAYIR YÖK'un, yenı sınav uygulamasından ıyı sonuç alındığını. bu nedenle bu sınav sısteminın süreceğini basına açıklaması uzerıne birçok okurumuzdan mektup aldık Üniversıteli okurlarımızın bu konudaki duşuncelenni özetleven Ali Goçer'ın (Edebıyat Fakultesi'nden) mektubundan bır bölümu yayınlamayı yararlı buluyoruz. Ali Göçer bu konuda şunları soyluyor: "YÖK, basında yer alan onca eleştiriye karşın. bir yıllık uygulamanın çok iyi sonuç >erdiğini ve bu uygulamanın surecegini OGRENCI/OGRETftlEN YONETEN/MVAMMER TUNCER Kara Çiçekler... "Suçu ne olursa olsun veya neyle suçlanırsa suçlansın cezaevinde bulunan herkes evellemırde ınsandır. Hareket noktamız budur.. Amacımız ceza değil, ıslâhtır.." C. Savcısı Eren Gonen'ın gönderdıği açıklamada yer alan bu sözler uzerınde düşündüm. "Zaman zaman bazı noksanlarımız olabilır Bu durum iyinıyet eksıkliğınden kaynaklanmamaktadır" diyebılmek dürust bır davranış örneğidır. Zaten "Cezaevinden Notlar" yazılarımda şöyle demıştim. "Hiçbiryönetici bu denli kalabalık, bu denli sorunları çok ve karmaşık bır kuruluşu gereği gıbi yönetemez. Hele eldeki olanaklar dar ve sınırlı olursa... Bu yüzden şu ya da bu cezaevınin yöneticılerinı suçlamak istemıyorum, tam tersine gercekleri belirterek onlara yardımcı olacağıma ınanıyorum, Gerçekler saklı kaldı mı onlann ortadan kaldırılması da güç olur" Cezaevlerımız tıklım tıklım dolu. Türkıye'nın dört bir yanında böyle Yönetıcıler, savcılar ne yapsın? Onlar da uzülüyorlar, ellerınden geldığınce yararlı olmaya, cezalandırılmış yurttaşları daha ağır koşullarda yaşatarak ayrı bır 'ceza'ya çarptırmayı değıl, 'ıslâh' etmeyı düşunuyortar Ama iki bın kışilik yere beş bın kişı doldurursanız 'ıslâh' sözcüğü havada kalır Eldeki olanaklar sınırlıysa, cezaevlerınm yüku her gün bıraz daha artıyorsa sorumlu kışiler ne denli lyınıyetlı olsalar da bır şey yapamazlar. Sayın Gonen'ın gönderdıği açıklamayı geçen gun okudunuz. Böyle bır acıklamayı özellıkle ıstemıştım. lyı oldu, bırsorumlunun açısından cezaevı gerceklerinden de bir bolümü, ufak bir bökimü gözler önüne serıldı Gerçı cezaevı kantinlerınde satılan nesnelerın fiyatı konusunda verılen sayılar benı pek inandırmadı. Bır kilo çayla üç kılo şekere mahkumların tam 3200 lıra ödedıklennı çok iyi bilıyorum. Oysa dışarda, bir kilo cay kaça, üç kılo şeker kaça? Türkiye cezaevlerinden bu konuda kımbilir ne mektuplar, ne ılgınç listeler gelecek, onlardan da örnekter verirım. Hele her koğuşa bır çaycının verıldiğı sözleri beni şaşırttı. Bildiğim, gördüğüm. her koğuşun kendi içınden bir meydancı seçtığı, ona, aylık bır ödeme yaptığıdır Acaba kımi koğuşlarda cezaevınce atanan görevlı çaycılar mı var? Sayın savcının dedıği gıbı, gecelerımı cezaevınde, ayrı bır yerde, herkesten uzak bir hucrede geçırdim; bir kaç kışi dışmda kimseyle yakından göruşme olanağı bulamadım. Ama cezaevlerinin durumunu, acı yönlerinı öğrenmek için hapiste yatmaya da gerek yok, yurdumuzun bütün cezaevlerinden surekli mektuplar gelır, hepsınde de uzücü gerçeklerımız yer alır. Onbinlerce yurttaşm 'yattığı' onbınlerce mahkum yakınının bulunduğu bir toplumda cezaevterine art hiç bir gercek saklı kalamaz, saklı tutulamaz, er geç herşey ortaya çıkar.. "Uygar bır toplumda kapkara bır çiçektır cezaevleri.." der Amerikalı yazar N Havvthorne. Bu 'kapkara çiçekler' ne kadar azsa, o toplum, o denli uygardır, uygarlaşmıştır. Burası kesın . Bu gerçeği benimsememek elde değildır. Hele hukuk öğrenımınden geçmış, yurtsever savcılar, yargıçlar, yönetıciler hepımızden daha iyi bilırler, gorürler bu acı gerçeği . Cezaevı sayısının azlığı oranında o toplum uygarlıkta ılerı bır çizgıye ulaşmış sayılmalıdır. Bu 'kapkara çıçekler'ı ortadan kaldırmak, baş derdımız olmalıdır. Az cezaevi; cezaevlennde az mahkum.. Toplumda suç işleme oranını düşürmenın yolları... İnsanlarımızı şu ya da bu tür suçlara iten koşulları yavaş yavaş ortadan kaldırmak . Amaç bu oiunca, bu amaca doğru yürümek de gerçekleşecektır Ama "yenı cezaevleri yapalım, daha çok cezaevı kuralım, ınsanlanmızı oralara dolduralım, bir toplumu kurtarmanın yolu cezaevlerinden geçer," gibi düşünceler çağdışıdır, en önemlısı yararsızdır. Barnard Shaw "Bır cezaevınin ençok acı çeken ınsanı, o cezaevinı yöneten kışıdır" dıye yazar. Oyledir, öyte olmalıdır. Bınlerce insanın yargısını elınde tutan ınsanlar herşeyden önce kendı vicdanlan önünde sonjmludurlar. Gecelerı nasıl uyku tutar, görevını iyi yapmayan, ya da yaşamlarından sorumlu olduğu ınsanları "ıslâh* etmek yerine yenı yeni cezalar, kısıtlamalar onlemlerle bezgınlığe, umutsuzluğa iten yöneticılerı.. Ben, cezaevlerini yöneten kışilerin, Shavv'ın yazdığı gıbi 'herkesten çok üzülen, acı çeken' yurttaşlar olduğu kanısındayım. Acı gerçeklerin tam ortasında yaşadıklan, herşeyı bızlerden çok daha iyi bıldikleri için.. Sayın Gonen'ın açıklamasını okurken bütün bunları düşündüm. 'Kapkara birerçıçek' olan cezaevleri büyük çoğunluğuyla ortadan kaldırıhp yerlerıni okullar, oğretım yuvaları, kültür kuruluşları alıncaya dek, duyan, düsünen, insan ıstırabının derınlığıne ınebilen kışiler en başta cezaevı sorumluları herkesten, hepımızden çok acı çekeceklerdir. Çekıyorlar da . YÖK bu sınav sistemini değiştirmeli belirtiyor. Hangi iyi sonuç? Y'uzlerce, binlerce ogrencinin sınıf yinelemesi mi? Yoksa binlercesinin okullanndan atılması >a da atılacak duruma gelmesi mi? Nasıl oluyor da buna iyi sonuç deniyor, anlamak guç doğrusu. Öğrencilerin başarısızlıklan orlada iken. bir de kalkıp" "Bu sistem oğrencıyi ders çalışmaya teşvık edıvor" diyoriar. Tam bir çelişki. Ekonomik sıkıntılar içinde oğrenimlerini surdurmeye çalışan )uksekoğrenim oğrencileri bu sınav sistemi ile bunalıma ililmişlerdir. Özetle * tstanbul, Kızıltoprak'tan İhsan Baykal, köşemıze gonderdiği yazısında 24 kasımı uzun uzun anlattıktan sonra dıleğıni şöyle belirtiyor: "Öğretmenin toplumdakı yerıni, onurunu yuceltmek için ovguler, ödüller yeterli değildır. Ona bir şeyler vermeliyız. örneğın on binlerce öğretmenin gorev yaptığı İstanbul'da neden oğretmene yaraşır bır oğretmenevı yapılmıyor?" •k İstanbul'dan M. Ayar'a: Geçici bir önlem olarak getirilen görevden uzaklastırma atamaya yetkıli amırlerın, bakanlık ve genel mudurluk mufettışlerinin, valılerın ve ka\makamların yetkısındedır. Ancak görevden uzaklaştırmayı ızleven 10 gun ıçınde, görevden uzaklaştırılan hakkmda soruşturmanın başlatılması zorunludur. Ke>fı tasarrufta bulunanların cezai sorumlulukları vardır. • Denizli'den S. Özer'e: Yönetsel kararlara karşı ıdare mahkemelennde dava açma suresı 60 gundur. Bu sure, özel yasalarla ayrı ayrı gösterılmeyen durumlar ıçın söz konusudur ve yazılı bildirimin yapıldığı gunu ızleven tarihten başlar. • Erzurum'dan F. Orkun'a: 657 sayılı yasaya göre bir maddi çıkar karşılığı çahşmayan eşlere aile yardımı ödeneği verilir. Kanımızca eşin emekli aylığı alması aile yardımı ödeneği almasına engel değildir. Emeklilik "çalışma" olarak duşunulemez. • Ankara, Dikmen'den A. Işık'a: Mektubunuzdan Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Mudurluğu'nun özliık durumunuzla ilgilı ışlemlerınde bir terslık olduğu ızlenımini edındik. Durumunuzu bır kez daha açıklıkla Bakanlığa ıletın. Sonuç alamazsanız Bolge Idare Mahkemesine başvurmanızda yarar görüyoruz. ACI KAYBIMIZ 11121983 Bolu Koru Motel'de tertiplemış bulunduğumuz toplantıda Genel Sekretenmiz Sayın, AHMET DURAKOĞLU'nu kaybettik. Acımız buyuktür. Rahat uyu. SODEP BOLU İL ÖRGÜTÜ VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI 1947'de Istanbul Unıversıtesı Tıp Fakultesınden mezun olduktan sonra yurdun çeşıtli yerlerinde Sıtma Savaşı ve Hukumet Tabıplikleri görevlerinı başarıyla yapan; Goğus Hastalıkları Uzmanı olarak Ankara Verem Savaşı dıspanserlerınde, Hıfzıssıhha Okulunda; oğretmen, Eğitim ve Araştırma Şube Müdurluğu, Hıfzıssıhha Okulu Mudurluğu gorevlerinı lıyakatla surduren, Hacettepe Universıtesı Tıp Fakultesı Toplum Hekımlıği, oğretım gorevlısı olarak pek çok doktorun yetışmesinde emeğı geçen, Bakanhğımız Verem Savaşı Daıre Başkan Vekılı iken tutulduğu amansız hastalıktan kurtulamayarak meslek hayatının en verımh çağında (8.XlI.1983'de) aramızdan ayrılan değerlı arkadaşımız, fedakâr ve vefakâr dostumuz 1923 Ayaş doğumlu Göğus Hastalıklan Uzmanı GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI SilivTİ İcra Memuıiuğundan Dos>a No 1981323 IpoteMı olup Silıvrı Kamıloba köyunde denızkenarı nnevkıınde kam 2 pafta 436 parsel sayıiı 3835 metrekare mıktarlı arsa uzerınde ku rulu >apmın B blok 78 bağım^ız bolum, 5 ncı kat 8/960 arsa pa>lı 19 nolu mesken B blok 80 Bağımsız bolum 5 ncı kal"" 960 arsa paylı 21 nolu mesken, B blok 81 bağımsız bolurn s nu kat 8/960 arsa paylı 22 nolu meskenın Satılmasına karar \enlmıstır GAVRİMENKULUN DURUML: lstanbullekırdağ ısnkametıne doğru 50 km E5 karayoluna cephelı E5 karavolu ile Marmara denızı arasında k.amıloba Shel benzın ıstasyonunun taknben 300 metre ılersınde kava sıtesının bıtışığınde Sıle I adı altında bulunan beionarme bınanın beşıncı katında 1921 ve 22 nolu meskenlerdır G ^ R t M E N K U L L N DEĞERİ: B blok 78 bağımsız bolum 5 ncı kat 19 nolu 8 / 960 arsa pav lı mesken 3 500 000 TL değerınde, B. blok 80 bağımMz bolum 5 ncı kat 21 nolu 7 '960 arsa paylı mesken 3 000 000 TL değennde. B blok 81 bağımsız bolum 5 ncı kaı 22 nolu 8 960 arsa pavlı mesken 3.000 000 • TL değennde olduğu bılırkışı laratından bıldmlmıştır S\TIŞ ŞARTLARI: 1 Satıs 17 1 1984 tarıhınde 5.ncı kat 8/960arsa paylı 19 nolu mesken saat 14 0014 20 arasında, 5 ncı kat ^ 960 arsa paylı 21 nolu mesken saat 14 3014.50 arasında, 5 ncı kat 8 '960 arsa paylı 22 nolu mesken saat 15 0015 20arasında Sılıvn İcra Memurluğunda acık arıırr ma suretiyle yapılacaktır Bu artırmada tahmın edılen kıymetın o 75'ine ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satıs masraflarını geçmek sartı ile ıhale olunur Boyle bır bedelle alıcı çıkmazsa n en çok artıranın taahhudu bakı kalmak şartıyla 2 I 1984 tarıhınde yıne aynı yerde ve aynı saatlerde ıkınci artırmaya çıkanlacaktır Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını \e satış mabraflarını geçmesı şartıyla en çok artırana ıhale olunur 2 Artırmaya ıştırak edeceklerın tahmın edılen kıymetın ^o 10'u ni'betınde pay akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır Satış peşın para ıledır Alıcı ı*.tedığınde 20 gunu geçmemek uzere mehıl verılebılır dellalıve resmı ıhale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aıttır Bırıkmış vergıler satış bedelınden ödenir 3 Ipotek sahıbı alacaklılar ile dığer ılgılılenn () bu gayrı menkul uzerındekı haklannı hususıyle faız ve masrata daır ofan ıddıalarını dayanağı belgeler ile onbeşgun ıçınde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde hakları tapu sıcılı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan harıç bırakılacaktır. 4 Satış bedelı hemen veya verılen muhlet ıçınde odenmesı Ic It K.nun 133 maddesı gereğince ıhale feshedıîır Ikı ıhale arasındakı farktan "h 10 faızden alıcı ve kefillerı mesul tutulacaktır, ve hıç bır hukme hacet kalmaksızın kendılerınden tahsil edilecektır ( Şartname, ılan tarıhınden ıtıbaren herkesın gorebılmesı ıçın dairede açık olup masrafı verıldığınde ısteyen alıcıya bır orneğı gonderilebılır Satışa iştırak edenlenn şartnameyı gormuş munderecatını kabul etmış sayılacakları başkaca bılgı almak ısteyenlerın 1981 323 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları ılan olunur 10 II 1983 () Ilgılıler tabınne ırtifak hakkı sahıplerıde dahıldır. ZENGİN KERMES Beşiktaş Kızılay Şubesi'nin vıllık kermesı 15 Aralık 1983 Perşembegunu 14.30'da Dıvan Oteli'ncie vapılacaktır. Bekleriz. Dr. CAHİT BAŞKÖK'ü kaybetmenın büyu* acısı ile aılesıne, tum sağlık camiasına ve kendisini sevenlere başsağlığı, merhum arkadaşımıza Tanrı'dan rahmet dıleriz. SAGLIK VE SOSYAL YARDIM BAKANI Prof. Dr. KAYA KILIÇTURGAY ve BAKANLIK MENSLPLARI ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ DLY L RL Rektöriuğumuze bağlı Çankırı, Kasıamonu ve Kınkkale Meslek Yuksek Okulları'na bırer Beden Eğıtımı ve Spor Okutmanı alınacaktır Başvuracak olanlann Unnersılelenn Spor Bolumlerı ya da bu bolumlere daha once denk olan > uksek Oğretım Kurumldn'ndan mezun olmuş olmalan gerekmektedır Isteklılenn vukarıda belırtılen Meslek Okullan'nın sıralarını belırten bır dılekçe ile Ankara Unıversıtesı Beden Eğıtımı ve Spor Bölumu'ne başvurmalan rıca olunur Muracatlann kabulu 23 12 1983 tarıhınde sona erecek olup. adaylar 26 12 1983 pazartesı gunu saat 14 OO'de A U Rektorluğu'nde bulunacaklardır Dilekçe'ye Eklenccek Belgeler: 1 Dıploma suretı \eva Noter'lıkten onaylı fotokopısı 2 Ikı adet vesıkalık lotoğrat 3 Ozgevmıs 4 Nufus suretı Orneğı. Basın 29529 SERGI "BEDRİ RAHMİÖĞRENCİLERİNDEN BİRGRUP, YAZMALARY1LBASL K\RTLARIGRAVÜRLER ^AralıkşOcak Birım Bozok«Nurper DemirhanNedim Günsür Gülsun KaramustafaZerrin Kehnemuyi Berin KücükaNevhiz«Ibrahim Örs»Gülsen Saracoğlu Türkan Slay Rador • Sevgi Yaman • Feyyaz Yaman Dumhunyet Cad MeyveSokak. 1/5 Harbıye. 14637281479949 BUNYAN TAPULAMA HAKİMLİĞİ'NDEN BÜNYAN 978/285,286,287,288 E Sayılı Davacı Mehmet Ilhan tarafından davalılar Cemal. Husevın, Kadır, Mehmet, Abdullah Şımşek'Ier ile Hazarşah Koy Muhtarlığı aleyhıne açılan tesbıte ıtıraz davasında Jale Şımsek'ın adresi tesbıı olunamadığından ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmış olmakla. Bunyan ılçesı Hazarşah Bırlığı Kesıkburun mevkıınde kaın 215, 2 P . 237, 238, 241, 276 parseller, koyıçı mevkunde kaın 1816, 1850, 2129, 2132 parseller Çokek mevkıınde kain 2974, parsel hakkında mahkememızde yapılan yargılama sonunda, nızalı 11 adet parsellerın rauns Ahmet Şımşek vereselen adlanna hısselerı oranında tapuya kavıt ve tescıline daır 28 7 1983 tarıh 1983 25,27,28,30 sayılı hukum aramalara rağmen bulunamavan verese JALE ŞIMŞEK"e teblığ edılememış olduğundan teblıgat yenne kaım olmak uzere neşır tarıhınden ıtıbaren kararların 15 gun ıçınde kesınleşecegı hususu teblığ olunur 28 11 1983 Basın 29602 GAZETECİLER CEMİYETt BAŞKANLIĞFNDAN Cemıyetımizın Tuzük Tadil Genel Kurul Toplantısı 3 Ocak 1984 Salı gunü saat 10.00'da Cemıyetımıan TurkocajŞı Caddesı No I'de bulunan Burhan Felek Konferans Salonunda ^pılacaktır. Bu ilk toplantıda eksenyet sağlanamadığı takdırde, ıkınci toplantı 10 Ocak 1984 Salı günu saat 10.00'da aynı yerde, mevcudun iştırakiyle ve aşağıdakı gundemle yapılacaktır Uyelerımızın teşriflerinı rica ederiz. YÖNETİM KURLLU GÜNDEM: 1) Açılış ve Başkanlık Divsn Seçimi, 2)Tuzuk Tadil Taslagının goruşulmesi. 3) Kapanış. EtapManmaraSalonbrı 1518Aralıl<1983 DUYURU Kanseroloji ve Ekolojı Derneğı'nın değışmıştır: adresi aşagıdakı şekıldekı FUAROLK M O O , GÖSTERİLERİ OfiGANİZASYON HİZMETIERI TİC HdoskoraazıCod No332 Kat3 Do»e6 Ssl IstonbulTd 1478183 1463259 ADRES: Gözde Apartman Neyzen Tevfik Sokak 4/9 Maltepe/Ankara (Maltepe Camıı Yanı)