26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriYet 27 firma ve 2 bankaya sahip olan grubun, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan ekspertizinde 104 milyar lira borcu çıktı. ndan kısa vadeli avans olarak kullanıldı. Yaklaşık üç aydır çeşitli kademelerde yürütülen girişimlerde ÇK grubunun dunımu ele alındı. Son olarak Ekonomik Kurul'da, grubun içinde yer alan bazı kuruiuş ve bankaların ÇK'dan ayn tutularak satış işleminin yüriitülmesi düsunüldü. Ancak bu görüşün ekonomik kurula üye bankalarca kabul görmemesi üzerine, devir konusunda Hazine Genel Sekreterliği'nin bir seçenekler demeti hazırlaması kararlastırıldı. Bunun üzerine Sahıbı: Cumhuriyrt Maıbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına N»dir N»di, • Genel Yayın Muduru: rUsan CtmaJ, Mucssese Muduru: EJniM U^akhgü. Yazı Işlerı Muduru: Okay Goneasia, • Vazı Işlcri Mudut Yardımcısı: Ahmrt Korntsan. Haber Merkezı Muduru: Yafcin feyer, Sayfa Duzenı Yönetmenı: Ali Ac«r. TAKV1M 22 Ekım 1983 Imvık: J . J Î Ouneş: 7.17 Temsilcıler. ANKARA: Vdpa Da*aa. IZMIR: Hikmti Çctiakaya, AUANA: Mchmtl Mcreaa. • Servts Şeflen: Isıanbul Haberlcrı Seiahaltia Gater, Dış Haberler Ergm M a , Ekonomi: O w » Utagay, Yurt Haberlerı: Barbaros Gemçak. Kulıur Ay4m E s t r , Magazm: Yatçm Pefcşca. Spor Danışmanı: YacctakM, Dâzehme: Rrfik Dwtaf,Ara$iırma: Şahm Alpay. Burolar • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehır, Td:l75«25175866, İdare: 183335, • İanir: Halıt Zıya Buivarı No: 65/3, Td: 2547O9I3I23O • Adaaa: Atalurk Caddcsi. T.H.K. Işhanı Kal 2/13, Tcl: 1455OI973I • Basan ve Yoyan: Cuahariyrt Matbaacılık ve Gazeiecilik T.A.Ş. Turk Ocagı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK 246Isl. Tel: 5209703 Tdex: 22246 Oğle: 12.58 lkındı:l>.3' Akşam: 18.19 Yalsı: 19.50 Çavuşoğlu Kozanoğlu Grubu, Ziraat Bankası'na devrediliyor KENAN MORTAN ANKARA Borçları nedeniyle halen Hazine'de rehin durumunda bulunan ÇavuşogluKozanoglu grubunun Ziraat Bankası'na devri benimsendi. Halen 27 firma ve 2 bankaya sahip olan ÇK gurubunun Maliye Bakanlığı tarafından yapılan borç ekspertizinde, grubun, Ataturk barajının ihale değerinden daha fazlayüzdört milyar lira borcu bulunduğu ortaya çıktı. Söz konusu borçlann n e men tamamı Merkez Bankası'Hazine Genel Sekreterliği Ekonomik KuruPa beş secenek getirdi. Ekonomik Kurul'da yapılan ilk görüsmede bu seçenekler içinde yer alan "ÇK grubunun tüm borçlanyla Ziraat Bankasına devri" Maliye Bakanınca benimsendi. Bu arada halen rehin durumda bulunan ÇK grubunun borç ekspertizinde tahminlerin çok üstünde 104 milyar TL (yüzdört milyar lira) borç ortaya çıktı. Söz konusu borcun banker iflasları sırasında Merkez Bankası'nca kısa vadeli avans olarak açıl dığı ortaya çıktı. Ekspertizde söz konusu borçların kapsamında ÇK'nın yaklaşık 90 milyon dolar olan yurtdışı muteahhitlik hizmetleri için verilmiş teminat mektuplarının yer aJmadığı anlaşıldı. Keza grubun içinde yer alan, ancak son rehin işleminde kapsam dışı tutulan ODİBANK'ın borçları yer almıyor. Ziraat Bankası'na devir formülü üzerinde çalışırken grubun zararlarının veya borçlarının ÇK İnşaat A.Ş. tarafından yurtdışında yurütulen yapım etkinliklerinden sağlanan gelirlerle karşılanması düşunüldü. Ancak halen toplam değeri 555 milyon dolar olan ve büyük bir kısmı Libya'da yoğunlaşan işlerin bir kısmının durduğu, ya da Libya'nın ödeme güçlüğu nedeniyle para alınamadığı saptandı. Bu nedenle söz konusu 104 milyar liralık borcun bu gelirlerle dengelenmesi ve ödenmesi formülü suya düştü. Halen 27 şirketi ve bir bankası Hazine tarafından rehin tutulan ve bu nedenle zorunlu ödemelerinin büyük bir kısmı devlet tarafından yapılan ÇK grubu sorununun"siiriincemede"kalmaması için bizzat Başbakan Biilend Ulusu'nun talimat verdiği öğrenildi. Bu nedenle konunun 6 kasım seçimlerinden önce çözümlenmesine çalışılacak. Bu kapsamda bugıın toplanacak. Ekonomik Kurul'da konunun bir kez daha ele alınacağı sanılıyor. Ekonomik Kurul'un söz konusu çözüme "evet" demesi halinde konunun bu kez de Bankalar Kurulu'nca ele alınması gerekiyor. TEPKİLER Devir ve borç miktan konusunda bilgisine başvurduğumuz Başbakan Yardımcısı Zeyyat Baykara Cumhuriyet muhabirine, " B u konuyu bana sormayın" derken, Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoflu, "Bu konu beni enterese etmiyor, bir şey söyleyemem" dedi. Trafik Müdürü uyarıyor Hız sınırını aşmayın Yeni Trafik Yasası 'nın yeni maddelerinin uygulanmasına bugün başlanıyor. HÜSEYÎN AVUÇ Yeni Trafik Yasası'nın uygulanmasına bugunden itibaren başlanıyor. Yeni cezalar parada 10 bin liraya kadar ulaşırken, hapis cezaları da 15 gunle 2 ay arasında değişiyor. Trafik yetkilileri, Resmi Gazete'de yayınlanan yasa uzerinde çalışıldığını, yeni uygulamaya göre trafik polislerine talimatlar %erildiğini bildirerek "Sürücüler ve yayalann bu konuda daha dikkatli olmalarını" ıstediier. Bundan böyle konulan hız sınırlarını yüzde 10 aşan surucülere " i h t a r " verılecek. Yuzde 40 aşanlara ise 5 ile 10 bin lira arasında değişen para cezası kesilecek. Trafik ekiplerince haklarında yasa) işlem yaparak adliyeye sevkedilecek süruculere de 15 gunle 2 ay arasında hapis cezası verilebilecek. Kırmızı ışıkta dur ikazına uymayanlardan 500 lira peşin para cezası kesilecek. Üzerinde para bulunmayanlann ise, kimlik cuzdanları alınacak, paranın yatırılmasıyla da geri verilecek. Trafik Şube Müdürü Şevket Ayaz, yeni yasadan sonra radar ekiplerinin kontrollerini daha da yoğunlaştıracağını bildirdi, "Hız levhası bulunan yerlerde hızını üç kez >uzde 10'un üzerine çıkarttığı saptananın ehlivetine 1 ayia 3 ay arasında elkonulacak" dedi. Ayaz, radar otolannı saptamak amacıyla elektronik cihazlar kullananlar hakkında yasal işlem yapılacağını açıkladı. Bayan trafık görevlilerinin bundan boyle ilkokul önlerinde gorev yapacağını, boş olan derslerde de oğrencilere trafik konusunda bilgı vereceklerıni söyledi. TEK kontenjanı geçen işyerinin elektriğini kesiyor MERAL TAMER Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), sanayide kısıntı programına uymayan fabrikalann elektriklerini kesiyor. Sadece bu hafta içinde 20 fabrikada elektirklerin TEK tarafından kesildiği ve dolayısıyla üretimin durduğu bildiriliyor. Hasköy îplik'te önceki gün üretimin durduğu, Kavi Kablo'ya elektriği kesmek üzere gelen memurlara ihracat akreditifleri gösterilerek 1 hafta sure alındığı (yani Kavi Kablo'nun üretimi gelecek hafta duracak), memurların aynı gün Auer ve Kokakola'nın elektriklerini kesmek üzere Kavi Kablo'dan aynldıkları haber veriliyor. Bu arada kendilerine tanınan elektrik kontenjanını aşan bazı firmaların, TEK'in müdahalesine gerek kalmadan kendiliklerinden fabrikalannın kapjlanna kilit asma yoluna gidecekleri dikkati çekiyor. Ansızın kesilen elektriğin fabrıkaya daha tazia zarar vereceğine karar veren Çolakoğlu Metalurji firması 27 ekim 1 kasım tarihleri arasında, kontenjanını daha fazla aşan Izocam firması ise, 111 kasım tarihleri arasında fabrikada üretimi durduracaklarını bildirdiler. Çolakoğlu Metalurji Firması Genel Müdürü Erol Karaçay, firmalarının 33 bin tonluk demirçelik üretiminin 21 tona duştüğünü, 4 ocaklanndan birinde üretimin süresiz kesildiğini anlattıktan sonra, " B u durnmda sadece ihracat bağlantılanmızı yerine getirebiliyoruz. tç piyasaya hiç mal veremedigimiz için Sanayi Bakanlığı urettiğimiz kiitük demirde itbal karan aldı" dedi. İzocam Genel Muduru Ferdi Vardarman ise, elektrik kısıntısı nedeniyle Soma, Yatağan, Çayırlı ve Elbistan termik santrallerine cam yünü sevkiyatını aksattıklannı, dolayısıyla bu santrallerin yapımında da aksamalar olduğunu kaydettikten sonra sözlerini şöyle sürdurdü: "TEK, fabrikalann elektrik kontenjanlannı ocakmart arası (ükettikleri elektriğe göre saptadı. Oysa o aylar, özellikle inşaat sektörii ve yan sanayilerinde elektrik tüketiminin en az olduğu donemdir. Üretimin daha fazla olduğu bu aylarda ne vapacagımızı şaşırdık. İhracat taahhütlerini yerine getiremeyecek bir siırii firma ne olacak?" NASIL KESİLtYOR? Türkiye Elektrik Kurumu Bölge Teşkilatları, 500 kilovat gücün üzerindeki sanayilere haziran ayında bir Basbakanhk genelgesi gondererek, ulkede yeterli elektirk enerjisi bulunmadığı için yüzde 10 ile yüzde 15 arasında elektrik kısıntısına gidileceğini duyurmuştu. Firmaların kontenjanlan ise, bu yılın ilk üç ayında elektrik kısıntısı olmadığı dönemde tukettikleri enerjinin aylık ortaJaması alınarak bulunan rakamdan firmanın yer aldığı sanayi dalının cinsine göre yüzde 1015 kısıntı yapılarak saptanmıştı. Şimdi elektrik sayacında bu kontenjanı aştığı görulen firmalann elektrikleri TEK tarafından kesiliyor. Kesilme süresi ise, firmanın kendi kontenjanını ne kadar aştığma bağlı olarak değişiyor. nv /c /' $ub* Müdürlüğü'nde duzenlenen törtnle, Kadıköy'de uzun yıllardan ^ beri kaza yapmayan, yurttaşlara karşı davranışları ve giyimleriyle örnek olan 10 minibus şoförüneplaket verildi. TYafik Şube Müdürü Şevket Ayaz, örnek sürücü seçilen Ahmet Göktürk, Mithat BaltacL, Ilyas Kasarcı, Ilhami Özcan, Bahattin Tlırgut, Tahsin Soytürk, Musıafa Ağırman, Abdi Sarısoy, Kenan Aktürk ve Şerif Aksoy'u kutladu Fotoğrafta, ödüllendirilen şoförler gorulüyor. (Foto£raf: ALf ALAKUŞ) SANAYİNİN TV ÇOCUĞU: KOZMETİK "Ulkeıııizde parfüm alışkanlığı yok" Kozmetikçilere göre kullanımı zorunlu bir madde olan tuvalet sabununu devlet "lüks" sayıyor ve yüzde 10 istihsal vergisi alıyor. yıl öncesi eczanesinde kozmetik çeşidinin çok az sayıda olduğunu, bazan hiç bulunmadığmı Eczanelerin, süpermarketlesöylüyor. Kopaş Kozmetik rin, bakkalların raflarında her A.Ş.'nin Genel Müdürü Yener gün daha geniş yer kaplayan çeTugay, "Turkiye'de kozmetik şit çeşit şampuanlar, aftersanayiinin gelişimi 1971 yılında shave'ler, tuvalet sabunları bantelevizyon yayınlarıyla başladı" yoların vazgeçilmez temizlik ve diyor. Televizyon ile birlikte şabakım malzemeleri arasına girermpuan, aftershave, deodorant ken deodorantlar, losyonlar, gibi çeşitli kozmetik ürunlerinin parfumler de yatak odalarını en uzak köylere kadar girebildidoldurmaya başladı. ğini belirtiyor. Kozmetikçilere göre, TürkiKozmetik üretim ve pazarlaye'de kozmetik urünlerinin tanıma uzmanları, televizyonun yatımının TV'de sadece reklam nısıra giyim gibi diğer bazı sanaprogramları aracıhğıyla yapıldıyi dallarındaki gelişmenin ve bu ğını sananlar yanılıyorlar. Çündallara yapılan reklamların da kü, kozmetik ürunlerinin en etkili tanıtımı Dallas'ın Sue El kozmetik sanayiine büyük kalkı sağladığını bildiriyorlar. len'ı, Flamingo Yolu'nun ConsTV'de yayınlanan tıraş bıçağı tance'ı gibi ünlü yıldızlarca yareklamlarını örnek göstererek, pılıyor. Ve, kozmetik sanayii bu reklamların dolaylı yoldan tıkendi adını koymuş: "Televizraş kremi ve tıraş losyonuna tayon Çocugu." lebi artırdığını anlatıyorlar. ASİYE UYSAL ye göre, 1976 ile 1979 yıllan arasında Türkiye kozmetik tüketimi açısından dunyanın en hızlı gelişen ülkesi olmuş. Ancak 1980 yılına doğru bu hız kesilmiş. Geİişme yavaşlamış. Oryant Eksport A.Ş.'nin Murahhas Azası Musa Yahya, kozmetik urünleri tüketimindeki bu duraksamayı halkın ahm gücünun duşük olmasına bağlıyor. Kozmetik urünlerinin hâlâ lüks tüketim maddeleri arasında yeralmasını eleştirerek soruyor: "Bugün artık şampuan lüks tüketim maddesi midir?" ve ekliyor: "Gercekte tuvalet sabunu, şampuan, deodorant ve hatta guzeilik maddeleri lüks sayılmamalıdır. Gunümüz koşullannda kullanımı zorunlu mallar olmuştur. Ama, maalesef ahm gücümüze göre lüks kalıyor." Kozmetik maddeleri toptancısı olan Kale Kimya şirketinin sahibi Kimya Mühendisi Kazım Kaleagası ise, Turkiye'de kozmetik urünlerinin kullanım oranının yüzde 20 dolaylarında olduğunu söylüyor. Buna karşılık ABD'de yüzde 85, Fransa'da yüzde 90, İngiltere ve Almanya'da yüzde75 oranında kozmetik kullanıldığına dikkat çekiyor. Konuyla ilgili örnek gosteren Musa Yahya, tuvalet sabunu kulianımının Turkiye'de de çok büyük gelişme göstermesine karşüık Hindistan'ın tüketiminin bizim 25 katımız olduğuna dikkat cekivor Öte yandan kozmetik sanayicileri arasında yaygın olan bir tartışma da tuvalet sabununun lüks olup olmadığı konusu... Kozmetikçilerin yaklasımına göre lüks değildir. Devlet ise "Lükstür" diyor ve diğer lüks maddelerde olduğu gibi tuvalet sabunundan da istihsal vergisi alıyor. Tuvalet sabununun istihsal vergisi yüzde 10. Batı ülkelerinde parfum kullanımı çok yaygınken, "Turkiye'deki kullanım düzeyi nedir?" sorusunu kozmetikçilerımiz şoyle yanıtlıyorlar: "Ülkemizde parfüm alışkanlığı yoktur. Bunun yerine deodorani ve aftershave, işlevinden başka amaçla kullanılıyor ve güzei koku vermesi için satın alınıyor." Bu konuda Kozmetik A.Ş.'nin araştırmacısı Asuman Alkan işlevinden başka amaçla kullanıldığı belirtilen deodorant ve aftershave hakkında şu bilgileri veriyor: "İçinde cildi sıkıştıncı ve antibakteriyel maddelerin bulunduğu deodorant ile terteme ve kotü kokunun önlenmesi amaçlanır. Deodorantta çok hafif bir koku lercih edilir. Böykce kişi deodoranttan sonra kendi parfümunu de kullanabilir. Ancak parfüm alışkanlıgının olmadığı ülkemizde deodorant, kokusu nedeniyle parfüm yerine kullanılıyor.Ülkemizde parfum ahşkanlığının bulunmadığı konusunda birleşen kozmetikçiler buna karşılık halkın çoğunlukla ağır kokuya duşkun olduğuna dikkat çekiyor lar. Kafaoğlu ek zamma sanip çıktı Parfüm nedir Kimyagerlerin anlattığına göre, içinde her parfümde değişmek uzere çeşitli bitki özleri, reçine, eterik yağlar, amber, benzil alkol gibi bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddelerin yanısıra sentetik kimyasal maddeler bulunuyor. Yaygın olarak bilindiği gibi parfüm çeşitli esansların kokteylinden oluşmuyor. Parfum, esans kompozisyonundan oluşuyor. Her parfümün ayrı bir esansı, daha doğru deyişle ayrı bir esans kompozisyonu bulunuyor. Parfüm deyip geçmeyin. Bazen, yeni haarlanmış ya da dünyaca unlu bir markanın parfümu, formulünü elde etmek isteyen rakip şirketlerce uluslararası casusluk olaylarının konusu edilebiliyor. Parfüm alanında uzmanlarının ulaştığı düzey ise çok şaşırtıcı. Türkıye'de de böyle uzmanların bulunup bulunmadığmı araştırdık. Böyle bir uzman yaşamış. Kimyager oian Vahap Karayan adındaki bu uzman dört yıl önce ölmus. Karayan ömrünün son gunlerinde dahi bu yeteneğini kozmatik sanayiinden esirgememiş. Çalıştığı şirket çok sıkıştığında Karayan'ı hasta yatağından arabayla getiriyor ya da parfümü veya esansı evine gönderiyormuş. Ölumunden bu yana Karayan'ın yerini dolduracak bir uzman Türkiye'de henuz yetişmemiş. Milli maç öncesi Berlin'i polisler ablukayn aldı ULYA ÜÇER BATI BERLİN 26 ekimdeki TürkiyeF.AImanya milli futbol karşılaşması öncesinde Berlin, sanki milli maç değil, adeta askeri harekât hazırlığı içinde. Güvenlik önlemleri gizli ve sıkt biçimde planlanıyor. Kente girişler, bir hafta öncesinden denetlenmeye baslandı. Stadyum içinde olay çıkmaması için etrafa video kameralan yerleştirildi, sivil polisler görevlendirildi. Milli takım kaptanı Rummenıgge, 26 ekimde polisin neonazilere karşı jopu elden bırakmaması gerektiğini söylüyor. Yine milli takım oyunculanndan Matthaus da taraftarlanna cağnda bulunarak, ırkçı yabancı düşmanlanna karşı kararlı bir direniş içinde olmalannı istiyor. "Futbola evet, Nazi terörüne bayır" diyor. F. Almanya'da bir süreden beri ülkede yaşamakta olan Türk işçilerine karşı esen terör havası devam ederken NeoNazi gruplarca çarşamba günü yapılacak olan F. AhnanyaTürkiye futbol maçında Alman halkını kışkırtmak üzere de birçok bildiri basıldı. Berlin polisi ise, maç günü şehirde muhtemel olayları önlemek için çok sıkı tedbirler almaya devam ediyor. Futbol Takımımızı Frankfurt Havaalam'nda F. Alman Çalışma Bakanı Norbert Blum karşılayacak. Maliye Bakanı: Zammın hazineye yükü şimdi çok azaldı Gelişme. patlama ve... Kozmetik sanayii, gercekten Turkiye'de televizyon ile yaşıt. 1960'h yıllarda parfümeri dükkanı parmakla sayılacak kadar az sayıda. Beyoğlu'nun 43 yıllık eczacısı Necdel Gözübüyük. on Kozmetik sanayii uzman ve yöneticileri şampuan, deodorant, aftershave, tuvalet sabunu ve benzeri kozmetik ürünlerinin çağdaş yaşamda artık lüks tüketim maddeleri olmaktan çıktığını savunuyorlar. Kozmetikçilerin verdiği bilgi ANKARA, (Cumhuriyet Biırosu) Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu, işçilere verilen "Vç biıt liralık briit avansın 1984 yılı toplu sözleşmelerinde eie alınacağını, ber kunımun toplu sözleşme süresine kadar bu paranın verilecegini" açıkladı. Bakan Kafaoğlu, "Biz bu parayı, 1983 yılında yapılmış toplu sözteşmelere vermedik. Seyyanen tüm işçilere avans olarak verilmesini kararlaştırdık. 1984 yılı toplu sozleşmelerine kadar verilecek" diyerek, toplu sözleşmelerde bu paranın "mahsup edilecegi gibi" bir başka yöntemle de halledilebileceğini bildirdi. 4 MİLYARLIK EK YÜK İşçilere verilen brüt 3 bin lira avansın Hazine'ye 4 milyar liraya kadar bir ek yük getirdiğini bildiren Maliye Bakanı Kafaoğlu, "Verdiğimiz bu paranın en büyük yaran düşıik gelirtilere olmuştur. 16 bin lira asgari ücret alan bir işçinin ücreti 19 bin liraya çıkmıştır. Tabii daha yiiksek gelirli işçilere bu avans daba az yansımıştır" dedi. Maliye Bakanı Kafaoğlu Turklş'in yuzde yirmi zam istediğini, bunun gerçekleşmesi durumunda Hazine'ye gelecek yü(Arkası 6. Sayfada) Denktaş'ın sorunu: Ankara ile yöntem uyuşmazlığı KTFD Başbakanı Çağatay Ankara'da düzeniediği basın toplantısında bağımsızlık ilanı konusunda KTFD ile Tiirk Hükümeti arasında esasta hiçbir farklılık bulunmadığmı söyledi. SEDAT ERGİN LEFKOŞE "Ashnda Ankara da bagımsızlığa karşı değil. Bagımsız Kıbrıs Türk Devleti'nin ilan edilmesi konusunda Ankara ile aramızda herhangi bir göriiş aynlığı yok. Bütün görüş aynugı zamanlamada ortaya çıkıyor." KTFD Baskanı Rauf Denktaş'ın yakın kurmaylarından biri, bağjmsızlık ilanı tartışmaları çerçevesinde Ankara ile Lefkoşe ilişkilerini değerlendirirken, genelde bir "görüş birliği" bulunduğunu vurguluyor. İsminin açıklanmasını istemeyen Kurmay, bununla birlikte, "Boyle bir karar alınırsa bunun faturasının Türkiye'ye gelecegin i " kabul ediyor ve ekliyor, "Başkan bunu biliyor. Zaten bu nedenle bağımsızlık ilanını Ankara ile uyum içinde yapmak istiyor." Bu açıdan bakıldığında Ankara ile KTFD Başkanı arasında hem " u y u m " hem de "uyumsuzluk" var. Ancak, uyumsuzluk sanıldığı gibi yalnızca "zamanlama " ile sınırlı değil. Kıbrıs sorunu ile ilgili son diplomatik gelişmeler karşısında nasıl bir yöntem izleneceği konusunda KTFD Başkanı ile Türk Dışişleri arasında ciddi bir "uyumsuzluk"tan söz edilebilir. Öyle ki, Denktaş bu uyumsuzluğu saklama gereğini bile gjzlemiyor. "Cumhuriyef'e verdiği son demeçte ilk kez "Dışişlerinin gelişmeleri geriden izlediğini" açıkca ima etmesi bunun en açık göstergesi. Lefkoşe'de konuyla ilgili birçok şahsiyetle yaptığımız gorüşmeler sonucu edindiğimiz şu izienimi aktarabiliriz: Bakış açılarındaki ve yönteme ilişkin farklılık, geçtiğimiz yazın basından bu yana Denktaş'ın Ankara ile ilişkilerini zaman zaman "limon i " bir havaya sokmuş. Orneğin, Dışişleri Bakanı tlter Türkmen'in geçen ağustos ayında Lefkoşe'ye yaptığı sözde "turistik" ziyaretinde KTFD Başkanı ile görüşmeleri sırasında iki tarafın da ses tonlarını yükselttikleri biliniyor. Halen içeriği gizli tutulan bu görüşmelerde Türkmen, Denktaş'ı BM Genel Sekreteri De Ceullar'ın onerileri üzerinde daha esnek bir tavır takınmaya ve de bağımsızlık ilanına ilişkin çıkışlarını yumuşatmaya ikna etmeye çalışmış. Kulislerdeki söylentilere bakılırsa, Denktaş bir ara tutumunu yumuşatmaktansa istifayı bile gözune koymuş. İzlenecek tutumlardaki farklılık geçen haftalarda Nevv Yorkfa De Cuellar'ın öne sürdüğü "göstergeler" üzerinde dönen kulislerde de belirginleşmiş. Örneğin Turkiye'nin BM daimi temsilcisi, Büyükelçi Coşkun Kırca'nın, "göstergelere" ilişkin yaklaşımlannın Denktaş'ı tedirgin ettiği KTFD'nin üst yöneticilerinde bir sır değil. DENKTAŞ BATIDAN YAKINIYOR Denktaş'ı son günlerde rahatsız eden nedenlerden biri de Batı'dan gelen baskıların birden bire yoğunlaşması. Özellikle BM Genel Sekreteri'nin Kıbns konusunda üstleneceği insiyatifleri oluşturan Stade Department'in (ABD Dışişleri Bakanlığı) etkisine fazlaca açık olması Denktaş'ı kaygılandırıyor. KTFD Başkanı, bu çevrede soru.ıu Batı'nın ve özellikle ABD'nin tutumu ekseninde gorüyor ve ABD yönetimin eleştirmekten çekinmiyor. Yine Denktaş'a göre, Kıbns Rum yönetimi lideri Kipriyanu'nun ABD'ye Lübnan'daki askeri operasyonlan sırasında Larnaka Havaâlanı ve limanından lojistik destek için kullanmasına izin vermesi, ancak Kipriyanu'nun ABD'den Türkiye ve KTFD'ye baskı yapılması konusunda aldığı güvencelerle açfklanabilir. Bu çerçevede, Denktaş, söz konusu baskı ortamının açılmasını, yeni bir dengenin oluşmasının ancak köklü bir kararla mumkün olabileceğini hesaplıyor. Denktaş, Kıbns Rum yonetiminin uluslararası alanda önce bağlantısızlar, arkasmdan Birleşmiş Milletler'den geçirdiği kararlar, bunun ardından Avrupa Konseyi'ndeki kazanımları ve bütün bunların ertesinde Batı'nın kendisini " t a m eşitlik"ten vazgeçirmek için birden baskıya başlaması karşısında kendisi her taraftan sartlmış. Işte bu bağlamda bakıldığında "bağımsızlık ilanı" kendini bugunlerde oldukça yalnız hisseden Denktaş'ın elindeki tek kart. Ancak bu kartı kullandığında kendisini çevreleyen uluslararası baskı çemberini kırabilecek. KTFD Başkanı'nın Strasbourg'daki çıkışının perde arkası böyle özetlenebilir. Acele etmesinde ise, "geciktne kaygısı" yatıyor. Çunku ne kadar gecikirse, bağımsızlık ilan etmenin o kadar güçleşeceğini biliyor. Bir de, kamuoyunda gerisi gelmeyen çıkışlannın ardından bağımsızlık ilanı konusunda inandırıcı ligini yitirmekten çekiniyor. Ayrıca şimdi ilan edilirse, 6 kasım seçimlerinden sonra gelecek yeni hükumetin "töhmet altında" kalmayacağını düşünüyor. Lefkoşe'deki temaslanmız bize Denktaş'ın bağımsızlık ilanı isteğınin bir diplomatik oyun olmadığını, aksine KTFD üderinin tek secenek olarak gördüğu "samimi" arzusunu yansıttığını gosterdi. Denklaş, kararh. Bağımsız Kıbns Kuzey Cumhuriyeti'ni eninde sonunda ilan edecek. KTFD Başbakanı Mustafa Çağatay Ankara'daki temaslannın sonuçlarını dun düzeniediği basın toplantısında açıkladı ve "Bağımsızlık ilanı" konusunda Turk hükümeti ile KTFD arasında "Esasta", "Hiçbir farklılık" bulunmadığmı bildirdi. Ankara'ya Kıbns sorunu ile ilgili son siyasi gelişmeler karşısında \erdikleri "İzahaf'ın anlayışla karşılandığını belirten Çağatay "Bundan önceki safha için ihtilaf değil ama farklı duşunceler şeklinde değerlendirmeler yapmak size aittir. Ancak bu safhada açıklıkla sö\le>ebilirim ki aramızda esasta hiçbir farklılık yoktur" şeklinde konuştu. Çağatay Dışişleri Bakanlığında düzeniediği basın toplantısında bağımsızlık ilan etmeden önce mevcut ortam içinde bir çozume varılıp varılmayacağtnı kesınlıkle anlamak ve "Son adımı" ondan sonra atmak ıstediklerini bildirdi. Çağatay sozlerine devanıla "Kipriyanu'dan beklediğimiz cevabı almamız halinde zalen ı n e n u ı olan Selldelrıninas>on hakkımızı bağıınsı/lık ve lanınma >onunde kulUnm;>!. için artık kacınılmaz bir zorunluluk durumunun orta>a çıklığına hukmedeceğiz" dedi. "HakkârVde Bir Mevsim " Akdeniz Kültiir FestivalVnde büyük ödül kazandı BASTİA (Korsika) (a.a.) Erden Kiral'ın'Hakkâri'de Bir Mevsim" adlı filmi, Bastia'daki Akdeniz Kültur Festivali'nde buyük odüle îayık gorüldü. Jüri ozel ödülünu Srdan Karanoviç'in (Yugoslavya) " Y a n Üzüm Yarı İncir" filmi kazandı. Eleştiri ödulu, İspanyol PerezI'erre'nin " H e c t o r " filmine verildi. Bu son film, aynı zamanda halk tarafından da birinci gösterilmişti. 122J ekım tarihleri arasında suren şenliğe, 13 ülke 15 filmle katılmıştı. "Hakkâri'de Bir Mevsim" geçen şubat ayında yapılan Berlin Şenliği'nde de 4 odül birden kazanmıştı. Bayülken: ABD'den 160 adet ¥16 uçağı akıcağız WASHİNGTON, (ANKA) Milli Savunma Bakanı Haluk Bayülken, 10 yıllık bir sure içinde, ABD'den 160 adet F16 uçağı satın alınmak istendiğini ve bunun maliyetinin 1 milyar dolann üzerinde olacağını açıkladı. Türkiye ile ABD arasındaki savunma işbirliği konusunda Washington'da temaslarda bulunan Bayülken, ABD Savunma Bakanı Casper NVeinberger ile görüştü. Bayülken Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonu alanında ABD ile 7 proje üzerinde anlaşmaya varıldıfcını söyledi. Milli Savunma Bakanı Bayülken, ele alman en önemli ve büyük projenin ise Hava Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan F16 uçakları olduğunu kaydederek, Turkiye'nin bu konudaki istek mektubunun Amerikan hükümetine resmen iletildiğini açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear