Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
f CUMHURİYET/8 33 YIL SONRA CEZAYİR'E DÖN 1965 yılının ilk yansında Cezayir'de önemli olaylar cereyan etti. Cezayirlileri ve Cezayir'deki yabancı diplomaıları en fazla meşgul eden konu, AsyaAfrika Ülkeleri Devlet ve Hükümet Başkanlan Ikinci Konferansı'run hazırlıklan oldu. Konferans'ın Daimi Komitesi Başkanı Ahmet Laidi, Türkiye dahil Bandung Konferansına katılan bütiın ülkelerin hükümetlerine 16 Şubat 1%5 tarihinde gönderdiği bir genelge mektupla, konferansın 29 Haziran 1965 tarihinde Cezayir'de toplanacağını, Dışişleri Bakanlarının ise kendi aralarında 24 Haziran tarihinden itibaren hazırhk çaiışmaJarını yürüteceklerini tebliğ etmişti. Ancak ortaya bıiyiik ve çözülmesi ımkânsız bir anlaşmazlık konusu çıktı. Sovyetler Birligi ve Malezya, bu defaki konferansa katılmak istiyorlardı. Çin Halk Cumhuriyeti ve Pekin'in politikasını destekleyen, bazı AsyaAfrika ülkeleri Sovyetler'in bu konferansa katılmalanna şıddetle karşı çıktılar. Endonezya da tanımadığı Malezya'yı konferansta görmek istemiyordu. Bizim için de, Kıbns'ın konferansta temsili ciddi bir sorundu. Kıbns'ın 1960'da egemenliğine kavuşmasından sonra, Birleşmiş Milletler'deki Türkiye Daimi Temsilciliği, Kıbns'ı kuran iki ulusal cemaatten birisinin Türk ve bu bakımdan aynı zamanda Asyalı olduğunu ileri sürerek, Kıbns'm, Birleşmiş Milletler'deki AsyaAfrika Grubu toplantılarına davet edilmesini teklif etmiş ve Grup, kesin karar daha sonra alınmak şartı ile Kıbrıs'ı bünyesi içine geçici olarak kabuleylemişti. Fakat, sonradan, bu kesin karann müzakere ve kabulü unutulmuş ve Kıbrıs, Grup içinde fiilen mevcudiyetini devam ettirmişti. Ancak 1963'de durum değişmiş ve Kıbrıs Rum idaresi, Kıbns Türklerini ve doIayısı ile Kıbns'ın tiımünü temsil edemez hale gelmişti. Ankara'nın göriişüne göre, Kıbrıs Rum tdaresinin Ikinci AsyaAfrika Konferansı içinde artık yeri yoktu. Bu üç dikenli konu, konferansı hazırlayan Daimi Komite üyelerini ve diğer büyükelçileri aylarca uğraştırdı. Türkiye Bandung Konferansında Daimi Komiteye üye olmamıştı. Hava zaman zaman gerginleşti, çarpışan gruplar arasında hırçın münakaşalar cereyan etti. Cezayirliler, özellikle ÇinSovyet çatışmasını önlemeğe çalışıyorlar, fakat netice alamıyorlardı. Ben Bella, Sovyetler'i kırmamak arzusuna rağmen, konferansa Moskova'yı kabul ettirmeğe muvaffak olamayacağıru anlamıştı. Sovyetler, Cezayirlileri yeterli derecede cesur ve kararlı bulmuyorlardı. CHE GUEVARA 2226 Şubat 1965 tarihleri arasında, bu defa resmi karakteri olmayan ve Sovyetler'in kontrolüaltında bulunan AsyaAfrika Halklan Dayanışma Örgütü'nün ekonomi semineri, Cezayir'de, Ben Bella'nın bir nutku ile açıldı. Bu seminerde, Küba Sanayi Bakanı Che Guevera, işin garibi, Çin Halk Cumhuriyeti'nin sözcülüğünü yaptı ve Sovyet idarecilerini, Batılı emperyalistlerle işbirliği yapmakla itham etti. Kıbnsh Rumlar Cezayir'e iki aşırı solcu Rum'u Hristofides ile Hristoforus'u yollamışlardı. Bu iki Rum, Türkiye'yi, îngiltere ve A.B.D. ile birlikte, Kıbns'ı parçalamaya ve bir NATO üssü yapmağa çalışmakla itham ettiler. Makarios'u ve Enosis'i eleştirdiler, bununla beraber, Kahire Tarafsızlar Konferansında kabul olunan ve Birleşmiş Milletler'in yanm kalan 19'uncu genel kurulunda Kipriyanu'nun piyasaya çıkardığı karar tasansıru seminere kabul ettirmeye çanştılar. Bu seminere, bu kez lran temsilci yollamamıştı. Pakistan'ı ise yine sol muhalefet temsil ediyordu. Ancak, geçen defaki tatsız olaydan sonra, yeni temsilciye talimat verilmiş olmalı ki, Pakistanlı Ross Mesud Hiiseyin, bize gerçekten yardımcı oldu, Rum tasarısına karşı, bizim görüşlerimize uygun bir karar tasarısını seminere sundu. Rumlar, binbir manevra ile Kıbns'ın geleceğini bizzat tesbitini mümkün kılmak üzere Selfdetennination hakkının tanınmasını isteyen kendi tasanlarını, ilgili komitenin başkanı Cezayir'in yeni Diyanet İşleri Bakanı Dr. Haddam'ın bize yaptığı vaadlere rağmen, seminere kabul ettirdiler. Uluslararası kuruluşlarda alınan kararların hangi şartlar içinde hazırlandıklarını yakinen biliyorum. Özellikle, Batı dünyası dışındaki grupların kendi aralarında çeşitli isimler altında toplanan kongre, konferans, kolluk ve seminerlerde, katılan ülkelerin gerçek sorunları dışındaki konularda, ilgili tarafın hazırladığı tasan, müzakere konusu edilmez, incelenmez, son dakikada bir alt tahrir komitesinde muameleye konulur ve "sen benim karar tasanmı destekle, ben seninkine destek olayım" pazarlığı ile ekseriya loplantı bittikten sonra, kabul edilmiş karar metni olarak açıklanır. Bu metnin, ilgili tarafın dışında pek kimse farkında dahi değildir. Çıkarıl ANKARA NOTLARI Büyukelçi SEMİH GÛNVER 1965 Mart'ında Federal Ahnaya 'nın israiVi resmen tanıması ve Mısır'a ekonomik yardunı kesmesi, Arap dünyası ile Bonn Hükümeti arasında agır bir buhran yurattı. Cezayir Hükümeti ve Ben Bella Nasır'ı destekledüer ve Mısırhn Federal Almanya ile siyasi ilişkilerini kesmesi halinde kendilerinin de aynı şekilde hareket edeceklerini açıkladılar. lu, bıyıksız, saçları bir hayli açılmış, temiz yüzlü bir sendika idarecisiydi. Başında daimi olarak bir gri fötr şapka bulunduruyordu. Cezayir'de kimse şapka giymediğinden, Türkiye'den gelen bir sendikacının, kafası üzerinde sabitleşmiş şapkası, dikkatle süzülüyordu. Ergün, Fransızca bılmediğı için, Paris Havaalanında, Air France sorumlulan ile anlaşamamış ve nasıl olduğunu kendisi de anlayamadan, bir nakliye uçağının, hava tazyiki olmayan, soğuk ambarında, sandıklar arasında, birkaç Fransız şehrinin havaalanlarına ine çıka, uzun saatlerden sonra yarı donmuş ve hastalanmış halde Cezayir'e ulaşabilmiş ve bu fedakârlığına mukabil Kongrenin ilk celsesine yetişebilmişti. Cezayir'de Türkçe bilen tercuman bulmanın imkânsızlığı karşısında, Başkatip Erdinç Karasapan'ı, ömer Ergün'ün yanında görevlendirdim. Rumların, bu kongreden de, azami yararlanmağa hazırlandıkları anlaşılıyordu. Karasapan, Kıbnsh Rum Delegenin hazırladığı konuşma tasansıru elde etmeği başardı. Nutuk, her zamanki gibi, gerçeklcri tahrifler ve Türkiye'ye karşı hücumlarla dolu idi. Ömer Ergün, Cezayir'e, en iyi niyetlerle ve sadece sendika idareciİerinin maddi manevi sorunlarını anlatan bir konuşma tasansı ile gelmişti. Kendisine durumu izah ederek, şöyle bir taktik tesbit ettik. Arap ülkelerine ve Üçüncü Dünya ile ilgili olarak yeni Hükümetimizin dış politikasındaki değişikliklerden esinlenen ve AsyaAfrika ülkelerinin başlıca sorunlannı destekleyen bir konuşma metni hazırladık. İçinde, Kıbns'tan hiç bahsedilmeyen bu metni Kongre Başkanlığına verdik ve Kıbns Rum delegesinin, Kıbns konusunu ele alması ve Türkiye'ye ve Kıbrıs Türklerine karşı yersiz iddialarda bulunması halinde, cevap hakkımızı kullanacağımızı bildirdik. Başkanlık divanı, bunun uzerine, bütün müşahitlerden yapacaklan konuşma metinlerini peşınen tevdi etmelerini talep etti. Rum delegesi müşkül durumda kaldı ve konuşmasını, Türkiye'nin ismini metinden çıkararak, değiştirmek ve hafifletmek zorunda kaldı. Kongre'de, Rum muşahitin nutku biriki yerinde zayıf alkışlar topladı. Bilhassa, Makarios'a yardımından dolayı Nasır'a tesekkür etmesi ilgi uyandırdı. Nutkun, ingiiizce olarak söylenmesi sebebi ile, çok kimse ne olduğunu anlamadan, sırf Nasır'ın ismini duyduğu için, bu kısmı, alkışladı. ÖMER ERGÜN'ÜN "BAŞARISI" Aynı gun, 28 Mart öğleden sonra söz sırası Senatör Ergün'e geldi. Ergün, konuşmasının ilk paragrafını Türkçe okudu, geri kalan kısım ise Fransızca olarak Erdinç Karasapan tarafından söylendi. Dört sayfalık nutuk, 19 yerinde kesilerek alkışlandı. Salonda, bin beş yüz kişilik bir dinleyici kitlesi yer almıştı. Özellikle, AtatUrk'ün ismi geçince, bütün salon ayağa kalktı ve alkışlar dakikaiarca sürdü. Bu arada Arap ülkeleri ile dostluk ve Filistin konusundaki hassasiyetimizi belinen cümleler tezahürata sebebiyet verdi. Fakat, Kıbrısla ilgili kısmın okunması ve bilhassa Makarios kuvvetlerinin dışardan yapılan yardımlarla ne derece silahlanmış olduklarının izahına geçildiği sırada, Kongre sekreterliği, konuşmayı kısaltmasını Karasapan'a birkaç defa fısıldadı. Karasapan, bu münasebetsiz müdahale karşısında dereddude düştüğü anda şu cümleyi okuyordu: "Buna karşdık, bir avuç Türk miicahidi, özgıirlüklerini ve egemenlikierini konımak için, gerekirse ölünceye kadar mücadeleye azimli, anavatan toprağına sarılmıştır." Bu cümle Cezayirlileri yeniden galeyana getirdi. "Ve biz Türk işçileri, Kıbrıslı kardeşlerimizle mukadderat birligi vapıyonız" cümlesi ise yeni alkışları körükledi. Bu olay, Cezayir Îşçileri Birliğinin aşın solcu idarecilerine şu iki gerçeği anlatmış oldu: Cezayir halkı Türkiye'yi ve Türkleri sevmektedir. Kıbrıs konusunda açık ve karşılıklı tartışmalardan kaçınmak lazımdır. 29 Mart tarihli Cezayir gazeteleri, Kıbnslı Rum delegesinin konuşmasından hiç bahsetmediler. ömer Ergün'ün konuşması ise müstakil başlık altında ayrı bir paragraf olarak özetlenmiş ve "Türk kardeşimiz, bizi her alanda destekledi ve bir heyetimizi Türkiye'ye davet etti" yorurau yapılmıştı. Cezayir İşçi Birligi bir yıl önce Makarios'a müzaharet mesajı göndermişti. Bu Kongre kararları arasında Kıbrıs konusuna yer verilmedi. Kıbrıslı Rum delegeler, kongrenin sonunu beklemeden Cezayir'i terkettiler. Senatör Ergün, ciddiyetini önceden tahmin etmemiş olduğu görevini yerine getirmişti. Memnundu. Ayrılırken Karasapan, sakladığı şapkasını sendikacı dosturnuza iade etti. YARIN: BEN BELLANIN HEDİYESİ BOYNUZLARI ALTIN YALDIZLI BİR KOÇTU 19 EKİM 1983 MUSTAFA EKMEKÇI ıo Azrail'in ölümü... Ali Yüce'nin "Ortadoğu Şiirleri"nden sonra, "Anarm Anyorum"u da yayımlandı. "AnamıAnyorum" çocuklara şiirlerle selam veriyor. Ali Yüce'yle çoktandır göruşemiyoruz, buluşamıyoruz. Tek tük telefonla aradığı. sesini verdiği olur. Gazeteye bıraktığı "Anamı Arıyorvm' yapıtına şunları yazmış: "Sevgili Ekmekçi, Sen benim anamı tanır mısın? Tanırsın elbet. Ne yazık ki o seni tanımaz. Seni tanıdığım için çok mutluyum. Yalnız senin mi güzel kızların var? İşte benim de ikinci bir kızım geldi dünyaya. Ellerinden öper amcası. Matbaada işçinin biri bu güzel kıza abayı yakmış... Oğlum dedim, git işine bunun yaşı kuçük daha. Beklerim be Ali amca, demesin mi? Gözlerinden öperim. Ali Yuce." Yapıtın kapağında, güzel bir kız çocuğunun fotoğran var. Kitabın arka kapağında Ali Yüce'nin uzaklara bakan bir fotoğrafı. Sonra, "Kitap Uludur" şiirinden birkaç dize. Şiirin tümü şöyle: "Kitap/Anamca Ulu/Ekmekçe lokma lokma/Suca yudum yudum/Kenarında yitirdim dünyayı/Ortasında buldum Odundum ağirdi beni/ insana çevirdi ben'ı/Oeceyi Onunla yıktım/Kara girdim koynuna/Ak çıktım" Ali Yüce, kitabı isteme adresi olarak PK. Kızılay/Ankara, diye yazmış, fiyatı 150 lira. "Anamı Arryorum" şiiri şöyle: "Senden ayrı senden uzak/Yersiz göksuz gibiyim/ Hem an ali babalı/Hem öksuz gibiyim Uzanmış anamıza/Uçsuz bucaksız gurbet/Bir uçunda sıla var/Öbür ucunda ekmek Bütün analar ağıt şimdi/Bütün ağıtlar ana/Ya beni de al gurbet/Ya anamı ver bana Hem kova hem kuyuyum/Yorgun bir halk suyuyum/Sen bana nenni söyle/Ben dizinde uyuyum" "Vıtrindeki Bebek"\ de aktarayım, çocuklar için... "O vıtrindeki bebeğin/Annesi yok dedin anne/Acıkınca kim meme verir/Kim ninni söyler ona/Altım kim değiştirir/Ateşi yükselince/Kim kor elini alnına Sen görmedin anne/Arkamdan bir bakışı var/Bir iç çekişi derinden/Boynunu bir büküşü var/Öyle acıyorum ki onaJBir daha geçemiyorum/O vitrinin önünden" "Olmaca" şiirini dinleyin: "Ben çocuk olsaydım eğer/Kav çakmak satardım/Bulut amcalara/Pamuk şekeri alırdım yerine/Pattamış mısır alırdım Ben çiçek olsaydım eğer/Hiç saksı giymezdim ayağh ma/Ödünç kanat aludım/Güvercin teyzemden/Banş uçardım üstünüze Ben ırmak olsaydım eğer/AJtına saklamazdım ayaklanmı/Öyle yaklaşmazdım denize/Düşmana yaklaşır gibi/Surüne sürüne Ben tüfek olsaydım eğer/Patlamazdım kimsenin üstüne/Bir tetiğimden utanırdım/Bir de eğri parmağından/İnsan amcaların" » "yaöa"dergısi Ankara'da çıkar, adresi. Çevreli Sokak 98/B İçaydınlıkAnkara. Yazışma: PK. 404 UlusAnkara. . Yaba'nm son sayısında Ali Yüce'nin "Azrail'in Ölümü" ad\i bir şiiri vardı. Onu aktarmak için uzun süre yanımda gezdirdim. Dergi benimle birlikte gezilere çıktı. "Azrail'in ölümü" şöyle: "Duvarları kerpıç/Çatısı teneke/Bir kondudan dışan/Attı kendini azrail/Öf dedi yaka silkerek/Pes vallahi pes/Azrail oldum olalı/Görmedim böylesini YHIardır boğuştum durdum/Kılıç salladım güzele/Ne kolum kaldı ne budum/Alamadım canını/Kaçıncı geiişim bu/Elim boş dönüyorum/Güzelim yerine/Ben kendim ölüyorum Çin seddinden kalın/Kale duvanndan yüksek/Nice engeller aştimA/armca güzelin katına/Unuttum azrail olduğumu/Aptallaştım Bir değil beş değil/Bin canı var güzelin/Hepsi birbirindenyiğit/Hepsi birbirinden taze/Alamadım hiçbirini/Elim boş dönüyorum/Güzelin yerine/Ben kendim ölüyorum." Ellerine sağlık Ali Yüce. Che Guevare Sovyet >öneticilerini. Batılı emperyalistlerle isbirliği yapmakla itham etti. "Che" Guevara Çin'in sözcülüğünü yapıyordu da kendilerine cesaret veren araçlar olarak değerlendirmişler ve bu yanlış ve uzağı görmeyen taktik, her defasında, kendileri için bir hayal sukutu ve bazen de bir felaket olmuştur. Buna rağmen bu oyuna bu gün de, geçmişten ders almayarak, devam etmektedirler. 6 Mart 1965'de Cezayir'de bir Türk gravur sergisi tertiplendi. Numllah Berk, tek başına, eski ve yeni güzel Türk gravürlerini. rinin de aynı şekilde hareket edeceklerini açıkladılar. Cezayir sokaklannda Federal Almanya aleyhine gösieriler yapıldı. Ben Bella, 20 Mart günü, iki yüz bin kişinin katıldığı mitingde, halkı Almanya aleyhinde ve Nasır lehinde kışkırttı. Federal Almanya Büyükelçisi, Zahr, zor durumdaydı. Mısır'ın, Bonn ile siyasi ilişkilerini kesmesi üzerine, Cezayir Hükümeti de sözünde durdu ve Alman Büyükelçisi de nin ikinci Ulusal Kongresi, 2328 Mart 1965 tarihleri arasında Cezayir'de toplandı. Çalışmaları altı yüz kadar Cezayirli işçi temsilcisi ve yabancı ülkelerden davetli olarak gelen elli delegasyon izledi. Gelen heyetler, daha ziyade komünist veya aşın sosyalist işçi kuruluşlannı temsil etmekteydiler. Tek istisnayı, Türklş Konfederasyonuna gönderilen davet teşkil ediyordu. dığı iddia edilen kararın, mevcut sorunun hallinde, gerçek hiç bir rolü olmaz, ancak iç politikada iktidardaki hukümetin veya muhalefetteki siyasi partinin başansı olarak istismar edilir. Bazan örneğin Islâm Konferansında itirazsız kabul edilen bir karar metni ile Tarafsızlar Konferansında veya Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oylanan karar metni arasında dağlar kadar fark bulunabilir. Çelişki halinde iki gö Sovyvtler'in kontrolü altında bulunan AsyaAfrika Halklan Dayanışma Orgütü'nün ekonomi semineri Ben Bella'ntn nutku ile açıldı. Küba Sanayi Bakanı Che Guevara, Sovyvt idarecilerini Batılı emperyalistlerle isbirliği yapmakla suçladı. Cezayirxe davet edilen Türkİş temsilcisi Ömer Ergün Fransızca bilmediğinden Paris havaalanında Air France sorumluları ile anlaşamamış, bir nakliye uçağının soğuk ambarında seyahat ettikten sonra yarı donmuş vaziyette gelmişti. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL Benim gibi fakir öğrenciler Ben hem çalışan ve kendi çabalanmla da okumaya çalışan bir kimseyim. Benim gibi çalışıp okuyan bir çok öğrencinin sorununu dile getirmeye gayret ettim. Sorunum şu: 19811982 oğretim yılında fakülteye kaydımı yaptırdım. Aynı yıl YÖK tarafından çıkartılan kararlar doğrultusunda, bütün yüksek öğretim kunımlarına devam zorunluluğu getirildi. Bu durumda çalışarak okumaya gayret eden benim gibi fakir öğrenciler mağdur duruma duştüler. Devamsızlıktan sınavlara kabul edilmedik. Bu nedenle aynı sınıflarda ust üste kalarak kayıt yeniletmek durumunda kaldık. YÖK'un tanıdığı 6 yıllık öğretim süresi dolmaya başladı. Bizdeki telaş ve uzüntü de o derece artmaya devam etti. Devam zorunluluğu karan uygulanmaya başladığından bugüne kadar bir çok kez kayıtlı bulunduğumuz fakülte yönetimine ve YÖK ilgililerine yaptığımız başvurulardan olumsuz ya da yetersiz yanıtlar aldık. Bir çözüm yolu anyoruz. Binbir cefa ve umutla girdiğimiz fakültelerde okuma hakkımızı alarak bizi mağdur etmesinler. Bizler de bu vatanın, bu milletin çocuklarıyız. Bizler de her vatandaş gibi vergimizi ödeyerek, kamu ya da özel sektörlerde çalışarak bakmakla yükumlu olduğumuz fakir ailelerimize, vatanımıza yararlı kişileriz. Bizim gibi çalışan öğrenciler, bütün koşullarda övgüye değer kişılerdir. Bizlerin sorununa çeşitli çözüm yolları vardır. Örneğin yeni bir YÖK kararnamesı çıkartılarak çalışan öğrencinin bulunduğu fakültedeki bölum ve dalı ne olursa olsun bazı fakültelerde yeni uygulamaya geçilen Ekstern bölümlerine ya da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakülteleri'nin birinci sımflanna kayıtlanmızı nakil yaptırmaktır. Bu çözüm yolunun benimseneceğini umut ediyoruz. Sorunumuzu çözecek olan uygulama ne denli çabuk olursa o derece sevinecek ve mutlu olacağız. Çalışan öf renciler adma bir okur rüşe oy veren hükümetler, büyük bir pişkinlikle, bu şekil hareketi tabii görürler ve önem taşımadığını size ÖZÜT bile dilemeğelüzum görmeden, ifade ederler. Hangi ciddi sorun, bu güne değin, bu çeşit kararlarla hal edilmiştir. Kıbns konusunda, Rumlar, çıkarttıklan yeni bir karan, Ada'daki Türklere baskı yapmak, onlan abluka altında tutmak, cinayetlere tevessül etmek veya destek olmak, hükümet darbeleri tertiplemek yolun üstün bir gayretle sergiledi. Büyük taktir topladı. Cezayirliler sergiye rağbet ettiler. tKt CAMİ ARASINDA Mart ayının ilk yansında, Federal Almanya'nın, Israil'i resmen tanıması ve Mısır'a ekonomik yardımı kesmesi, Arap dünyası ile Bonn Hükümeti arasında ağır bir buhran yarattı. Cezayir Hükümeti ve Ben Bella, Nasır'ı destekledüer ve Mısır'ın, Federal Almanya ile siyasi ilişkilerini kesmesi halinde, kendile mayıs ayında Cezayir'den ayrıldı. Bu kopuş sırasmda, bir taraftan Cezayirliler, öbür yandan Batıblar kendi görüşlerini açık şekilde desteklemem için üzerimde agır baskı yaptılar. Almanlar, 1964 sonbaharında Mısır'da, işleri iyi giderken, bize karşı takındıkları lakayt ve hatta soğuk tutumu unulmuş görunüyorlardı. iki tarafı da idare ederek, bu nazik durumdan sıyrılmayı başardık. Cezayir îşçileri Genel Birliği Kıbrıs Rumlannı iki delege temsil etmekteydi: 40 bin üyesi olan komünist "Government and Military VVorkers Union" Genel Sekreteri M. Antoine ile 16 bin üyesi bulunan ve Dünya Hür Sendikalar Konfederasyonu'na bağlı bulunan Kıbns Rum İşçi Federasyonu temsilcişi. CEZAYİR'DE BİR TÜRK SENDİKACI Türklş Konfederasyonunu temsilen Cezayir'e Senatör Ömer Ergün geldi. Ergün, uzun boy MARMARA BÖLGESİ LİMAN VE DENİZİŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN Bölge Mudurluğumuz ve bağlısı Liman Başkanlıklarında gorevlendirilmek uzere, 16 Kasım 1983 Çarşamba gunu, saat 10.00'da yapılacak yazılı ve bu sınavı kazanan adaylar için, 24 Kasım 1983 Persembe günü yapılacak sozlu sınavla personel alınacaktır. llgilenenlerin 24 Ekim 1983 Pazartesi gununden, 7 Kasım 1983 Pazartesi günü mesai bitimine kadar, Bölge Mudurluğumuz Ozluk Servisinden temin edeceklerı maıbu dılekçe ile bizzat miıracaatları gerekmektedir. ADAYLARDA ARANAN NtTELİKLER: 1657 sayılı yasanın 2670 sayıiı >asa ile değişik 48. maddesindeki (6. bendi hukümleri hariç) genel sartlan taşımak. iDenet Memuru: En az lise mezunu ve erkek olmak, 3Gemi sicil memuru, ayniyat saymanı ve kitmphk memuru: En az lise mezunu olmak, 4Telefon leknis>eni, atölye şefi: Endüstri Meslek Lısesi mezunu olmak, SDaktilo: En az ortaokul mezunu ve M.E.B.'ğınca onaylı bir kurumdan on parmak daktılo yazdığını kanıtlayacak belgeye sahıp olmak. 6Hademe: En az ortaokul mezunu olmak, 7Erkek memur adaylar için askerlığini yapmış bulunmak. KADRO ÜNVANI Denet Memuru Ayniyal Sa>manı Telefon Teknisyeni Kitaphk Memuru Atölye Şefı Telefon Teknisyeni Oaktilo Denet Memuru Denel Memuru Denet Memuru Gemi Sicil Memuru Denet Memuru Denet Memuru Hademe KADRONUIN KULLANILACACl YER Mar.Bol.Lim. ve Dz.lşl.Md.luğü (İstanbul) SINIFI KADRO DERECESt KADRO ADEDİ 1 YURTİÇİ VE YURTDIŞINA BAmiKLER VERMEYİ SÜRDÜRÜYORUZ UFUK VİDEO (Turhan Oktay) T.H. G.I.H. T.H. G.I.H. G.I.H. 8 8 8 12 13 T.H. 8 8 ADRES: Istasyon Caddesi No: 36 Şükran Han oda No: 205 BAK1RKÖY Telefonlar: 570 17 00 572 45 40 570 14 49 Çanakkale Liman Başkanhğı Bandırma Liman Başkanlığı Kdz. Ereğli Zonguldak " " Ene7 Liman Başkanlığı Kefken Izmıl " " G.I.H. G. H. G. H. G. H G. H. G. H. G.İ H. 8 8 8 9 10 11 14 Y.H.S. (Denet 1 Memuru 1 olarak ! çalışacak.) OKTAY AKBAL LUNAPARK Öyküler Yeni çıktı150 TL Varlık Yayınları NOT: Posta ile müracaallar kabul edilmeyecektir. Basın: 26051