14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EKİM 1983 EKONOMİ CÜMHURIYET/9 EKONOMIDE DIYALOG Alt KOÇMAN, 1943'de tstanbul'da doğdu. Istanbul tktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitiren Koçman, daha sonra ABD ve İngiltere'de lisans iıstü öğrenimini lamamladı. Aile şirketlerinde yöneücilik gorevlerinde bulunan Ali Koçman, 25 ocak 1980'den beri TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de surdurüyor. KOÇMAN Girisimeinin etkisi daha çok kendi menfaatlerine dönuk kararlar aldırmaya çalışmakla sınırlı kalıyor Bir kanunu değiştirmek, b\r kanun v'ikaruırmak ya da bir kararnameyı durdurmak bıçıminde... Voksa, devletin vonetiminde so/ sahibi olmak gıbı bir iddia \e hevesi hıç gorulmomistir. SORU Şimdi dediğiniz gibi ozel girisimeinin daha çok kendisini doğrudan ilgilendiren konularda Ankara'da, burokrasi u/erinde etkili olmak geregini duyması burokrasinin yozlaştırılmasında onemli bir etken olmuvor mu? Genelde politik elkinliğinin sınırlı kaldiğını soylediğiniz girişimci, belli bir sorununu çozmek için elindeki hulun imkânları kullanarak. gelir duzevi /aten velersiz olan burokrasive vakla^ınca bunun \ıı/laslırıcı etkisi »Imuvor mu? KOÇMAN Bence geçmişte gorulen en onemli yozlasma hadısesi, politikanın bir boks maçı haline donuştuğu donemde yuksek burokrası kadrolarının bilgisiz, işinin ehlı olmayan, tamamen polıti7e olmuş ekıplerle doldurulması vu/unden olmuştur. Bunların altındaki kuçuk memurun da bilhassa ekonomik nedenlerle bunalım Geçen hafta Dolar 250 lira sınırını zorluyx>r Turk Lırası karşısında bir haftada 4 lira değer kazanan dolar 245 lirayı aştı ve 250 Iıra sınırına yaklaştı. Mark da 95 lira duzeyinde işlem goruyor. Dolann sen paralar karşısında 15 gundur süren değer kaybı geçen hafta durdu ve dolar yeniden yukselmeye başladı. Haftayı 2.58 mark, 2.09 İsviçre Frangı ve 7.90 Fransız Frangı değerlerinden açan dolar hafta sonunda 2.62 mark, 2.12 isviçre Frangı ve 8 Fransız Frangı değerlerine ulaştı. Sterlin de 1.51 dolardan 1.50 dolara geriledi. Uzmanlar, dolann değer kazancını faiz oranlannda duşme beklenmemesine bağlıyorlar. Dolann dunya doviz piyasalarındaki yükselişi Turk Lirası'nı da etkiledi ve dolar 243 liradan 246.80 liraya çıktı. Boylece dolar bir hafıada yuzde 2 oranında değer kazanarak 250 lira sınırına bıraz daha yaklaşmış ol r du. Turk Lirası karşısında inişli ' çıkışlı bir hafta geçiren mark da 95 lira sınınnda dolaşıyor. Ali Koçman, Osman Ulagay'ın biirokrasi konusundaki sorulannı yanıtlarken.. Biirokrasi reformunu öncelikle sosyal demokratlar savunmalı SORU Sayın Koçman; başkanı bulunduğunuz Tiirk Sanaytci ve Iş Adamları Dernegi (TÜStAD) zaman zaman ban raporlar >avınlayarak sesini kamuoyuna duyuruyor. Bu etkinliğin ilginç orneklerinden biri de 1980 öncesi yıllarda ortaya konmuşlu. TÜSİAD'ın o sırada ekonomide yapılması gerekenler konusunda ortaya attıgı öneriler. önceleri çok cesıır \e uygulanamaz oneriler olarak değerlendirilmiş ancak sonradan benimsenerek iınliı 24 ocak kararianyla bir politika paketi haline donuşturulmuştü. Son olarak TÜSİAD'ın vayınladığı "Kamu Burokrasısı" raponı da böyle cesur bazı önerileri içeriyor. Bu dönemde bu konuda bir rapor ortaya koymaya neden gerek gördünüz Sayın Koçman? KOÇMAN Bir kere burokrasi sorunu, Türkiye'de her kesimden vatandaşın şıkâyetçi olduğu bir konuydu. Ancak, bürokrasiye karşı yapılması gerekenler söz konusu olunca, böluk pörçük fikirler ortaya atılıyordu. tkincisi Türkiye bugün bürokratık devlet yapısından ekonomik devlet yapısına geçme sancıları çekiyor. Belki, bu daha çok uzun yıllar surecek. Ama, kaçınılmaz olarak ve mutlaka birgün"ekonomik devlet" yapısına kavuşacak. Bir devletin olduğu her yerde burokrasi vardır, bürokrat vardır. Bürokrat, devletin idari sahada, sosyal sahada, ekonomik sahada ve tum yönetiminde başanlı olup olmamasını etkileyen birinci faktördür. Bu ttibarla şu sıra Turkiye ekonomik devlet yapısına geçış sancıları içindeyse; burokrasinin klasik sorunlanndan kurtulması kadar ekonomik devlet olabılmegeçişineayak uydurmayı sağlayacak bir yapıya kavuşmas\ da onemlidir. Tabii biz butun bunları soylerken, Batı'nın geçirmiş olduğu aşamaları da gözönünde tutuyor ve hatırlatıyoruz: Nitekim TÜSlAD'ın raporunda burokrasinin Batı'da geçirmiş olduğu asamalara da özelHkle yer verdik. Burada öncelikle şunu vurgulamak gerekir: Ban'nın acımasız kapitalizm döneminden bu vana geçirdiği aşamalar sıSORU Bürokrasiden şikâyetler de bu arada artıvor galiba... KOÇMAN Bu ve buna benzer birçok aşamadan sonra ve ozellikle de 1980'li ytllarla birlikte gundeme gelen yeni ekonomik model çerçevesinde, bürokrasiden kaynaklanan sorunlar çeşitli açılardan çeşitli kesimleri rahatsız etmeye başladı. Burokrasinin, bugun dünden birikmiş tortulanmış sorunları vardır. Gunun olaylarına ayak uyduramamak gibi bir sıkışıklığı vardır. Bürokrasi hep kendi kaderine terkedilmiş vasfı ile gündeme geliyor ve şikâyet konusu oluyor. O kadar ki, 12 Eylül'den sonra duzeltmeye mu«'affak olamadığımı/ sorunlardan biri de burokrasinin durumudur dıyebilırız Sayın Cumhurbaşkanımız dahi bir konuşmasında aynı şeyi ifade ettiler. Biz Burokrasi Raporu'nu buyuk bir iddia ile hazırlamadık. Ançak ıleriye dönük olarak ya da ileriki senelerde işe yarar dıye hazırladık. Artık "ekonomik" kavramlarla duşünen bir yapı içinde ve ekonomik devlet yapısına giden yolda, Turk bürokrasisinde bazı duzeltmelerin ve bazı yeniliklerin gerektiği noktasından hareket ettik. SORU Sizin de değindiğiniz gibi Türkiye'nin kendine özgu bir larihsel gelişimi ve toplumsal >apısı var. TÛSİAD Raporu'nda burokrasinin çeşitli ülkelerde gelişimi anlatılırken şöyle bir noktaya değinilmiş. Denmiş ki: "Bazı ülkelerde girişimci sınıflar kendi değerjerini bürokrasiye kabul ettirmişler, ve burokrasinin verimli ve etkin çalışmasını sağlamışlardır." Peki Türkiye'de girişimci sınıflar, kendi degerlerini bürokrasiye kabul ettirmekte bugüne dek, ne Ulagay sordu, Koçman ynnıtladı: Derletle* devlete egemen olanla ne pahastna olıınta olsıın iyi gevinmek göriişü ortadan kalkmıs değil ama ciddi sarsmtılar geçiriyor.,Yeni kuşak girişimci bu konuda yvni arayışlar icindedir, bir tavır değişikliğinin sancılartnı cekmektedir. içine girmesı butun butun duzen dışı bir burokrasi gorunumu ortaya çıkarmtştır. Bu strada girişimci kendi menfaatlen açtsından bazı kapıları zorlamışsa ne olmuş? Kapıyı /orladığı zaman açıldığını gormuşsf girişimci bunu ?orlamaya devam etmiştir. Yanı burada tamamen gırişimciyı suçlamak verine butunuyle yozlaşan bir yapı ıçınde karşılıklı ilişkılerin ve karşılıklı menfaatlerin çirkin yollara doğru yoneldığıni gormek mumkun oluyor. SORL Burada deminki noklava dönerek bir de şunu sormak islivorum: Son ononbeş >ıl içinde onemli bir gelişme gosteren girişimci sınıfların >alnı/ca çıkarlarını doğrudan ilgilendiren tekil konularla değil genel politika)la doğrudan ilgilenmelerinin, genel polilika>a ağırlık ko>malarının zamanı gelmedi mi? Bu daha tularlı ve açık bir davranış biçimi olma/ mı? KOÇMAN Boyle bir tavır değişikliğinin sancılarının çekildiğini soyleyebilirım. Yani venı bir oluşum ozellikle sanayiciışadamı kesimınin, uluslararası sevıyede çalışır hale gelmış olan yeni kuşağın içınden çıkacaktır. Hıç bir an niveuen ve negatıf varsayımdan hareket etmeden sorulan bazı sorular, neden bizde devlet boyle çalışıvor, şunu vapmıyor da bunu yapıyor, burokrasi çarkı neden ivi işlemiyor gibi sorular bizi bir lakım yeni aravışlar içine ıtiyor TUSIAD Raporu'nun ortava çıkış nedenlerinden biri de bu. Devletle iyı geçınmek, devlete egemen olanla ne pahasına olursa olsun ivi geçinmek goruşu ortadan kalkmış değil ama ciddi sarsmtılar geçiriyor. Bu tavır değışıkliği devletin burokrasi çarkını veniden duzenlemesine, burokrasinin daha uretken ve çağdaş bir hale gelmesine vardım edecektır. Burada şunu da vurgulamak ıstiyorum, butun bu çabalar gerek maddı, gerekse manevi bakımdan devletın memurunun bugunku sevıvesinin yukselmesıne de imkan hazırlavacaktır. SORU Burokrasidc reform onerisinin tamamen ozel kesimin ihtivaçlarına dönuk bir oneri olduğu >olundaki iddiava ne divorsunu/? KOÇMAN Şunu açıkça belirteyim ki biz bir goruşe larafız, ozel sektor ağtrlıklı bir piyasa ekonomisini savunuyoruz. Ama bu sistem uvgulansın dıye de\let \e burokrasi çarkı veniden duzenlensin demiyoru/. Devlet çarkında vapılacak duzenleme sıyasi tercihlere gore. çok partili sivasal hayaı içinde milletın tercihlerıne gore ortaya çıkacak ıktıdarlara her /aman lâzım olan bir değışıklik meselesidir. Bugun sosyal demokrat hatta sosyalist goruşun hâkim olduğu sanayılesmış ülkelerde de devlet çarkının i\ı işlemesi memleket menfaatleri açısından verimli sonuç \eren bir hadisedır. Demokrasiyı eğer bir hayat tarzı olarak goruyorsak ve demokrasiyı ferdın hak ve sorumluluklan açısından da onenısıyorsak hangı gelir dıhmınde olursa olsun, ister girişimci olsun ıster bürokrat olsun, herkese guzel bir hayat duzenı sağlanıaktır mesele. 24 saatlik yaşantımı/ içinde bızı olumlu etkileyecek pek çok olayın veniden duzenlenmesi, pek çok hızmeün lyileştirılmesı bakımından biz buna taral'ı/ Burada >unu da ifade edeyim. dev letin daha iyi çalışması bızim goruşumuze karşı olan goruşlenn Jaha tazla muhtaç olduğu bir olaydır. Devlete ağırlık vereceğiz diyenlerin goruşlerini savunmaları ancak daha iyı ışleyen bıı de\let yaratılabilırse kolaylaşır. Devletin ıslahı herkesın lehine bir hadisedir ve bugunku burokrasıyi kımse savunama/. Bu itibarla sosyal demokratlar Turkiye"de devleti islah etmek konusunda bizden de ilerı gitmek zorundadırlar. SORU Sa>ın Koçman; TÜSİAD'ın Burokrasi Raporu'nun bir verinde de piyasa ekonomisi içinde fi>at ve kâr karşılığı yapılabilecek işlerden, iş alanlarından devlelin, gozetim hakkını saklı tutarak derhal cekilmesi onerilmiş ve bu alanlar oldukça geniş tululmuş; hastaneler, telefon. leleks. T\ hizmetleri, lemizlik, çop loplama, şehir ulasımı. enerji urelimi ve salışı gibi... KOÇMAN Soylendiğınde bira/ tante7iymış gibi gözukmesi muhtemel bir onerı bu... SORU Şimdi ben burada once şunu sormak islivorum. Özel sektörun daha gercekçi koşullarda sınav verdigi son uç vılda goruldu ki. Turkiye'de ozel sektörun kavnakları hakikalen sınırlı. Her larafa >eteeek kavnagı \ok. Ha«a birçok özel firma ağırlaşan piyasa şartlarında işlelmelerinin gunluk sermaye ihtivaçlarını karşilamak için bile >ogun çaba harcamak zorunda kaldı. Bu durumda Altm yine 4 0 0 dolann altında Altın fiyatlan inişli çıkışlı bir haftayı geride bıraktı. Dunya borsalarında bir ons altın veniden 400 dolann altına duşerken, Türkiye'de de Cumhuriyet altını 27.400 liraya geriledi. Londra borsasında haftayı 400 dolardan açan bir ons altın ilk iki gun önemli bir düşuş gösterdi ve 395 dolara kadar indi. Ancak, daha sonra yeniden toparlanan altın 398.50 dolara yukseldi. Dunya borsalannda altın fiyatlarındaki oynama dolaCuartnifiıet Mbm II V «00 398 5C • 39S« . nn inış çıkışlarına bağh olarak belırlendı. Türkiye'de ise sah gunü 28 bin lira sınınnı zorlayan Cumhuriyet altını daha sonraki gunler surekli olarak duştu. Cumhuriyet alttnı 1 cuma gunü 27.30027.400 lira . dan işlem gordu. Kulçe altının . gram fiyatında da aynı eğilım gözlendi. Sah gunu 37403750 li. raya yükselen kulçe altın cuma • gunune kadar 37103715 düştü. • Türkiye'de altın fiyatlan dunya fiyatlarıyla, talep oynamalarına • bağh olarak değişti. L 1 om attın dttar mm 27 500 27 «0 10 1! 1? 13 u Etam Batı'da üretken fonksiyonları olan, gerek siyasal rejime^ gerekse ekonomik sisteme aynk uyduran bir biirokrasi modeli geliştirilmiştir. Biz ise 12 Eylül'den sonra bile ekonomik kavramlarla düşünen, ekonomik devlet ytıpısma uygun bir burokrasi ynratamadık. rasında, toplumda bazı kesimler kendi çıkarlanna ters düşen bir takım olgu, kavTam ve kurumlara da sahip çıkıp savunabiîmiştir. O sırada en büyük özverinin kapitalist kesim tar&\ndan yapıldığı görülüyor. Ozellikle kapitalizmin kendisine siyasal rejim olarak seçmiş olduğu demokrasinin bütün halk kitlelerine hitap eden bir siyasal rejim haline donuşmesi, kapitalizmin kendini kabul ettirmesine neden olmuştur. Bu yapı içinde Batı'da uretken fonksiyonları olan gerek siyasal rejime ve gerekse ekonomik sisteme ayak uyduran bir biirokrasi modeli gerekmiş ve bu ortaya çıkanlmıştır. SORU Bizdeki gelişme nasıl olmuş Sayın Koçman? KOÇMAN Bızde Osmanlı Jmparatorluğu'nun son senelerinde Tanzimat Fermanı'ndan sonra, Batı'dan ornek ahnarak bir burokratik sistem geliştirîliyor. Fakat, bu sistem kapitalizmi içermiyor, hatta ekonomik konseptleri de içermiyor. Ataturk'ün gerçekleştirdiği devrimden sonra, yine ekonominin ikinci derecede mutalaa edildiği ve bürokratik yapmın buyük ölçude korunduğu bir sistem ortaya çıkıyor. Bunun böyle olması, o sırada gayet doğal. Çünku bir devrim gerçekleştirilmiş yeni bir devlet kuruluyor. Ekonomi ise kendi işleyişine bırakılmış. Bugunküyle mukayese edilemeyecek kadar liberal, tamamen devlet müdahalesinden uzak bir ekonomi var. 19231930 arasında, ama ne sermaye var, ne yönetim var, ne kapitalizm... Bu aşamadan sonra ekonomik ihtiyaçlar ortaya çıkmaya başlıyor. 1930'larda planlı dönemin başladığını göruyoruz. Ozellikle şahsi sermaye noksanlığı dikkate ahnarak devlete ağırlık verilen bir sanayileşme sürecine girilmeye çalışılıyor. Ama bu arada, biirokrasi kendi ağırlığını devlet idaresinde surdürmeye ve kökleştirmeye devam ediyor. 1950'lerden sonraki liberal gelişmeler sırasında da bu böyle... 1960'dan sonra da... Hatta daha da güçlenerek sürüyor. Zaten sürekli sübvansiyonlarla suni gelişme içine sokulmuş bir genel ekonomik yapı söz konusu. Bu ekonomide özel sektörun de payı var ve özel sektörün ağırlığı, 1965 yılından sonra daha fazla hissedilmeye başlanıyor. Ithal ikamesine dayalı bir sanayileşme politikası sırasında, bir sanayi sektörü oluşuyor. Ve bu sektor ekonominin bazı yeni gelişmeleri konusunda konuşmaya başlıyor. Türkiye''de geleneksel bir devlet baba imajı olduğu için girisimeinin Ankara'daki etkisi daha çok kendi menfaatlerine dönük kararlar aldırmaya çahşmak şeklinde oluyor. Yoksa devletin yönetiminde söz sahibi olmak gibi bir iddia ve hevesi olmamışttr girisimeinin^ işadamının. kadar başanlı oldular. Başanlı olamamışlarsa. bu neden böyle olmuş Sayın Koçman? KOÇMAN Hemen şunu söyleyeyim. Oeleneksel bir devlet baba imajı var Türkiye'de... Hangi kesime dahil olursanız olun, devlet babanın yaptıklarından, kararlarından fert olarak şıkâyetçi olsanız bile durumu tersme çevirme şansınız oldukça zayıf. Ama, bireysel olarak Ankara'ya gidip sizi ilgılendıren kararı değiştirmek için birtakım gayretler harcıyorsunuz. Ya da işadamısınız ve kendi işkolunuzda menfaatlerınizi etkileyecek yeni kararların alınması hususunda girişimleriniz oluyor. Ama devlet mekanızmasına doğrudan mudahale gayretı, bugune kadar görulmıış değil. Unutmayınız ki Türkiye'de birinci nesil iş"adamlarının çoğu bürokrat kokenlidir. Benim babam da devlete çahşarak, devlet memuru olarak işe başBizde, burokraı kokenlı politikacılar devlet yor.jtimine hâkim olmuşlardır. Polıtıkacının en fazla egeımn oiduğu sa nılan dönemlerde bile burokratların ağırlığı olmuştur. Burokratın tayin ettiği ve vonlendirdiği politika da esas olmuştur. Bu polıtikalar "devlet" ağırlıkh politikalar da olabilmiştir. "Özel sektör" ağırlıklı da.... Politikacı burokratın soylediğini dikkate alır bir hareket tarzı içinde olmak zorunda kalmıştır. Kendi goruşleriyle ters duşen onerilerle karşılaşsa bile... SORU Politikanın geçerli olduğu dönemlerde bile polilikacının ustünde bıirokratlann etkisi, girişimcilerin etkisinden daha fazla olmuştur denilebilir mi? NELER OLDU? İşaflamlanmtzm Kaşıkçı ilgisi Adnan Kaşıkçı'nın Turkiye'ye gelmesi bir olay oldu. Basın. Kaşıkçı'yı adım adım izledi, Kaşıkçı ve ailesinin her hareketi geniş bir biçimde kamuoyuna duyuruldu. Yatı bile dillere destan edildı. Kaşıkçı'yı el üstü tutma kampanyasına unlü işadamlanmız da katıldı. Marmaris'tekı motelinde Adnan Kaşıkçı'yı ağırlayan Halit Narin'den sonra Istanbul'da da ağırlama işini 1983 yılı ocakağustos doneminde dışsatım yuzde 2.6 oranında arttı ve 3 milyar 448.2 mılyon dolar olarak gerçekleşti. Ceçen >ılın eş dönemindeki rakam 3 milyar 361 milyon dolardı. Devlet İstatistik Enstitüsu'nden yapılan açıklamaya gore yılın ilk sekiz ayındaki dışalım gerçekleşmesi ise S milyar 844 Sakıp Sabancı devraldı. Saban» cı'nın koşkü tam bir ağırlama merkezıydi. Sabah kahvaltısında pastırmalı yumurta yiyen Kaşıkçı'ya daha sonra İzmit'teki Lassa fabrikası gezdinldi. Kaşıkçı' • nın onuruna verilen akşam ye' meklerınde kimler yoktu ki. Ha lit Narin'den tutun da Erdoğan ] Demirören'e kadar. Kaşıkçı ve ailesı boylesı bir il' giye az ulkede mazhar olmuştur ' herhalde. mılyon dolar oldu. Dışalım, geçen yılın eş donemine oranla yuzde 5.2 oranında buyüdu. Böy lece, dış ticaret açığı geçen yüın eş donemine gore yuzde 9.2 ' yukseldi. 1982 yılı ocakağustos doneminde 2 milyar 195 milyon dolar olan açık, bu yılın eş döneminde 2 milyar 396 milyon dolar oldu. Dış Ticaret açığı 8 ayda 9r 10 arttı Türkiyv'de bugünkii bUrokrasiyi kimse savunamaz. Burokrasinin ıslahı sadeve kapitalist kesimin ynrartna değil. Devletin ağırlık taşıytıcağı bir politika izlemek isteyenler için de bu gerekli. Sosynl demokratlar bu konuda bizden de ileri gitmek zorundadırlar. Emisyon yılbaşındaki düzeyin altında Para muslukları iyiden ıyiye yor. Geçen yılın eş doneminde kısıldı ve emisyon hacmi bu yıl ise piyasadaki para miktan 167.4 ilk kez yılbaşmdaki düzeyinın âl milyar lira genişletilmişti. tına indi. Eylulun son haftasında piyaPara musluklannın geçen yısadan çekilen 24 milyar lirayla, la oranla çok daha fazla sıkılmaemisyon 541.9 mılyar lira duze sına karşın, enflasyonun geçen yine gerıletilmiş oldu. Bu rakam, yılki duzeyini aşması para arzıyyılbaşında 542.7 milyar lira olan la enflasyon ilişkisinin daha sağemisyon hacminden 800 milyon lıklı kurulması gereğine işaret lira daha az bir tutara işaret edi ediyor. BİR SALKI ve AET üyesi tüketkri ülkeler serbest piyasa ekonomisini benimGünlerden 13 Temmuz 1983 semiş ülkelerdir. Üretici ve tüketki çıkartanntn Çarşamba. Yakıcı olmasa dahi insanı terleten bir sıcaklık var dı optimize edilebilmesi arz ve taşanda. İngiltere'nin Bournemo lebin serbest işlemesine bağhdır. uth kentinin görkemli Palace Bu nedenle de çekirdeksiz kunı Court Hoteli'nin toplantı salo üzüm tkaretinde başta fîyat konunda "Air Condition"un etki nusu olmak üzere hiçbir kısıtlasiyle tath bir serinlik sanyordu ma düşünülmemelidir. AET'nin insanlann yüzlerini. Türk üzüm halen uyguladığı 2742/82 sayılı tODİulu&u yerlerini almıslardı. y onetmeligi üzüm ibracatını felç Kbnferansm tek önemli gün etmektedir." dem maddesi, Ortak Pazann ihracatçı ulkelere getirdiği "asga Memo metni Sonra her yıl alışılmış olduğu ri ihraç fiyatlan" uygulamasıydı. Tüm delegeler bu uygulama biçimde AET'ye bir "Memo" nın serbest ticaret ilkeleri ile bağ metni hazırlandı. Bu arada, kodaşmazlığmı ortaya koydu. Göz nunun "ivedihkle" AET karar götürülmesi lemci ABD delegesi ise şusuyor organlarına du. Türk delegesi Fethi Üner ko kararlaştırıldı. nuşurken, dünya ticaretinin UkeAET ne yapıyordu? lerini ekonomist Ricardo'nun Üçüncü ülkelerden gelen üzüyazdığı İngiltere'nin bu ünlü ote me asgari ihraç fıyatı konuluyor, linin salonunda " ç ı t " bu fıyat da yüksek tutuluyordu. çjkmıyordu! Türkiye üzümün tonunu hethi Uner ise şöyle konuş 9501000 dolar arasında ihracat yapmak zorunda bıraktınlırken, muştu: "Bilindiği gibi AET Ynnan Yunanistan 910 dolardan malıçekirdeksiz kunı üzümü için çe nı satıyordu. Türkiye bu fiyatşitli koruma onlemleri uygula larla kaliteli sultanisini satabilemaktadır. Ancak bu önlemkr ceği kadar satacaktı. Ama dünya çekirdeksiz knru üzüm ti AET'nin cezalandırması yine de caretine mudahale niteliği taşı bitmiyordu. Kısacası AET. maktadır. Oysa, üretid ülkeler "kırk katv mı, kırfc saür mı" demiyor, "Hem kırk katır, bem de kırk satır'Ma Türk ihraç urünunü cezalandırıyordu. Çünkü AET'nin belirlediği fiyattan satıldığı zaman da, AET yuzde 12 anti damping vergisi kesintisi yapıyordu. Sonra bu para ne oluyor diyeceksiniz. Türk üreticisinin alın teri böyle kesildikten sonra, AET Tanm Ürünkri Garanti Fonunda toplanıyor, oradan da bu para zaranna satan Yunanistan'a "ortak üye" olduğu gerekçesiyle aynen aktarıhyordu. Oy\ın bu denli ilkel bir kurguya dayanmaktaydı. Bir yıldır AET'nin Brüksel "Avnıpa Evi Tiyatrosu"nda sergilenen bu oyun Türk ihraç urünlerini AET'den bıçak gibi kesti. Geçtiğimiz yıl bu pazarlara 76 binton ihracat yapılırken, bu yıl bu sayı bir anda 60 bin tona iniverdi. Üsıelik, Avrupa tüketıci»nin"s«ltanl" beğenisi ve istemine karşın. Tüketicisini korumakla övunen AET.ortaklık çıkarlan adına tüketicisini cezalandırıyordu bu eylemiyle. Olay o denli buyüdü ki, Avnıpa Tuketici Birliği (FEWİTA) AET sekretaryasının dikkatini çekerek yüz yılı aşkın süredir Avrupa piyasalarında beğeni ka AET engeli ytizünden Avrupalı Türk üzümü yiyemiyor ozel sektörun yeni başka alanlara girecek sermave gucu >a da polansiyelinin olduğu <tö>lenebilir mi? KOÇMAN Sozunu ettiğiniz husus uzun vadede olması temennı edilen işlerı kapsıyor. kısa vadede butun bunların olmasına ne mev/:uat musaitıir ne de ozel sektörun bunları yapar duruma gelmesi mumkuııdur. Ancak şu kadarı soylenebılir. Rapor'da ozel sektore devredilmesı onerılen butun o hi/metler vatandaşın gundelik hayatını doğrudan etkıleyeıı hiznıetlerdır. Vatandaş demokra.siden zanmış olan Türk "Razaki" ve ve gelışen ekonomik yapıdan daha fazla yararlanır duruma geldık"Sultanisinin" AET duvarları çe, talep edılecek ılk şeylerden bırı "daha ivi bir haval duzeyi" olanı serbestçe asmasını istedi. Ama caktır. Daha iyi hayat duzeyınden kastettiğım bir yerine uç ayakkabı alabılnıek değildır. Sokakları temiz. medenı gorunumdeki bir buna da kulak asan çıkmadı. kentte ya da köyde yaşavabilmektir. Çoplen toplanan, telefonları Kısacası, Avrupalı geçtiğimiz muntazam çalışan, elektrieı yanan bir kentte yaşama olanaklarına yıl Noel sofrasında "Sultani"yi sahıp olmaktır. Ekononıiyi sadece kişisel refahınıı/ı arttırmak açıbulamadı. sından değil bu açıdan gorıııeye başladığımı/.da demokrasinin fa/iBiz bu dizi yazıyı "Bir Aşk lctını \c ekonomik kalkınmanın ne olduğunu daha tazla anlavacaÖyküsüyle" bitirecektik. O ör ğız. Işıc bu hizmetleri vermede devletının gucu kronık olarak zayıt gülü siyah saçlarına kıımızı kur kalıyorsa, acaba bu hizmetleri mpteahhıtlik hizmetleri formulasyodeleler takan üzümcü kızı anla nunda o/el sektore yaptırma olanağı doğar mı du.sunduk... Ve vsetacaktık. Arzuhalci Ali'nin çe ni> tartışmalara yol açacağını bile bile bunu boylece rapora koymakta virdiği dolapları sıralayacaktık. yarar gorduk. Bugun değil ama belki 20 sene sonra 50 sene sonra Ama, sabah sabah elimıze "Çok bu hı/meılerın ba/ıları o/el sektor tarat'ından yapılabılır bir hale uesatan" bir renkli gazete geçti. lebılir. Ünlü sarkıcılarımrzdan N.U hanım Kaniş cinsi "Kuma" adSORU Burada bir soru daha akla geli>or. Gerçeklen de bu lı köpeğine yaş günü partisi yap hi/metlerin birçogu loplumun geniş kesimlerini ilgilendiren kamu mış. Yedi yaşına basan sevgili hi/meti niteligindeki hizmeller. Bu lur kamu hizmetlerinde kâr sai"Kuma"sı için doğum gunü pas ki kâr gavesi ile >ola çıkacak ozel sektor işletmcciliginin acaba katasına yedi tane mum diktirip ye mu yararını da gozetecek biçimde çalışması mumkun olabilir mi? ğeni Filiz ile bu mutlu günu kut Voksa kamu vararı ile kâr saiki çelişebilir mi? KOÇMAN Vatandaş kendisine iyi hizmet verıldiğı takdirde, lamışlar. Göğusleriyle ünlü bu şarkıcımız "Kuma"nm çok se ekonomik olanaklaıı olçusunde bunun kaışılığını \ermeye hazırdıı. vimli bir köpek ama, çok kıs O/el sektörun saiacağı hı/nıcı kârı da ıceımcsınc lağnıcn \atandakanç olduğunu da belirtmiş. Se sın satın almaya ra/ı olduğu bir hı/nıeı ise, yanı karşılığını \en\oı vimli "Kuma"nın ortalama gun sa o takdirde kamu hizmctine de yardımcı olur. Orneğın, elektnk urotıminde kısa bir sure sonra, Türkiye'de ozel sektorun de devrelük masrafı 1350 liraymış... Şimdi diyeceksiniz ki "Üzüm ye gireceğinı sanıyorum. Mev/ıı olarak bazı PTT hizmetleri de ozel insanı" ile , "Şarkıcı insam"nın sektor taralından yapılır hale gelecektır Bu tur değışıklikler mutbirbiriyle ne benzerliği var? Yok laka olumlu yoııden tarklı sonııçlar doğurmaktn. Bu larklı soınıcama, biz yazının sonunu bir tur lar ortaya çıktığında ise, kâr gayesı gudıılup gudulmenıesı meselesi vatandaşın vıcdanındu sonuca bağlanıı. Vatandaş, "helâl olsun bovk Iü bağlayamadık işte... iyi hi/ımı veriliyor" dcdiçı anda kâı faktoru kamu hızmett ııııolığinı boznıayacakiır Bitti HÖCMET ÇCTİMKAYA Pınar Entegre Sanay iine 1.3 milyar kredi Yaşar Holdıng'e bağlı Pınar Entegre Et ve Yem Sanayii Ziraat Bankası'ndan 1 milyar 300 milyon lira kredi aldı. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilı Dr. Ali Naili Kubau ozel sektörun tanm dalında yatırım yapmasını ve bu yatırımlann kredilenmesini kınayan çevrelerin haksız ve kısa göruşlu olduklarını soyledı. Kubalı, şirketin üreticiye teknik hizmetler sağlamak uzere bir hayvancıhk geliştirme unitesini de bünyesinde taşıyacağını belirtti. Mehmet Okunıuş yuvayn döndü Kamuoyu geçen hafta işadamı Mehmet Okumuş'un yurtdışına kaçtığı haberiyle çalkalandı. Basında, Okumuş'un kaçtığına ilişkin haberin yanısıra, Okumuş Holding'ın hesaplarını Maliye Bakanlığı'nın ozel ınceIemeye aldığı haberı de yer alıyordu. Ancak, Mehmet Okumuş'un bu haberlerin hemen arkasından Turkiye'ye donduğu gozlendi. Yurtdışına kaçtığı ve hesapların incelendiği yolundakı haberleri yalanlayan Mehmet Okumuş, "Yeni bağlantılar yapmak uzere dışardaydım. Bu haberleri duyunca apar topar dondurn. Bir suç ışlemedim kı neden kaçayım. Burada eşım, 6 çocuğum ve ışim var" şeklinde konustu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear