26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 10 OCAK 1983 | ugün tanmsal eğitimin 137. yıldönümüdür. ı Bu veslle edilerek, tarım muhendisleri ile ' teknisyenlerin özgül sorunları, elden geidiğince dlle getirilecektir. Kırsal aıana yönelilc hizmet veren teknils elemanlann sorunlarınıK ülkemiz tarımımn sorunlarından soyutlanarakf ele alınması olası degildlr. Bu gerçekten kalkı* narak, onların çalışma alanlarına özgü başat aorunlara değinilecektir. Çünkü onlann m«slek sel doyumlarını engeleyen kimi etkenler çalışma ortamının süregenleşen (kronikleşen) soruiK larından kaynaklanmaktadır. Nasıl Bir Tarım Eğitimi? Kırlann gelenekçi ve tutucu yapısının kıril»'' masında modern tarım yöntem ve araçlarının işlevi yadsmamaz. Çağdaş biliml ve teknoîojlyî tanmsal ürefimin hizmstine verecek olanlar ise tarım mühendisi ve teknisvenleridir. fiunun bılincine varan Cumhuriyet yönetimi 1933 yıJıncU, içinde tanm, veterinerliK ve ormancılıls öğretiminl banndır&n «Yüksek Zlraat Enstitltsü»nu yaşarna geçirmiştlr. Osmanlı döneminin «Mektebı Ziraat» ve «Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi» gibi kuruluşlannın işlevini yitirmesl Uzerine, çağdaş btr yapvya ve tyleyije sahip modsrn öğretlm kurumlarına gerek duyulmuıtur. Daha sonra tarımın ayrı bir birim halin' de enstitüden ayrılarak, Ankara Ziraat Fakültesine dönüşmesi süraoi yaşanmıştır. Kırsal yaşama çağdas uygarlığın ışıgmı ta»ıyan önemll bir başka oğe de Bğretmenlerdir. Köy çocuklannı çağdaş bilgilerle donatırken, aynı zamanda onlara modern tarım yöntemlerinln de verilmesi anlamlı bir yaklaşım olmustur. Nltekim 1930'lu yılların sonuna dogru köy öğretmeni yetiştirmek amacıyla kurulan Köy Enetitülerlnin ders izlcnoelerinde tarım kökenli dersterin oranı °o 22'ye yaklaşmıştır. Köy / öğretmeninin her alanda olduğu gibi, tarım alanında da oncü olması lstenmiştir. BÖylece köye eğitmen olarak donen köylü „ gençlerfn modern tarımın ilk uvgulayıcılan olmaları sağ larunak istenmistir. Üretarek öğrenmenln bir yöntem olarak izlendlği Köv EnstitUIerinden yetişenlerin edindikleri bilgiler kalıcı ve en önemlisl yaratıcı olmuştur. Ne ki, bu ulusal va çağdaş sentez ürünleri çok partill yaşamın ve gericHiğin potasında eritilerek, yok ectllmişlerdir. Bugün 254? sayıh Yüksek ögretlm Kanunu (YÖK) ıle yeniden düzcnlenmeye çahşan üniversitelere bağlı 11 tarım fakülteıi bulunmaktadır. Bunların içinde ancak 4'U ülkemiB Blçülerina göre gelişmiştir. öbürleri gerek fisiksel ve gerekse insansal öğe yönünden, daha uzunca bir süre, eksikliklerle karşı karşıya kalacaklardır. YÖK'le bir örnek öğretime koşulan bu fakültelerin her blri aslmda konumlandıklan bölgenin doğal ve ekonomik yapısına uyumlu bir gelişme özelliği göstermelerl gerekir. örneğin; bağbahçe ve turfandacılığın çok gelişmiş olduğu Batı Anadolu'da Ega Tarım Fakilltesi'nin ilgili bölümü her yönden, (öğretim elemanı, öğrenci kadrosu ve fiziksel varlıklan gi ratlflerde örgütlenmiş küçük ve orta köylüluktü. İçinde çağdışı yapıları barındıran tarımdaki kapitalist gelişme tarım mühendislerine özel çiftlik ve işletmelerde son d«rece sınırlı iş olanakları yaratabilmektedir. Bunun sonucu olarak, genç tarım mühendisleri ve teknisyenlerl Ulkemiz tarımında çağdaş anlamda toprak düzenlemesi yapılmameslekleri ile bağdaşmayan alanlarda iş olanak dan gerek yeni teknolojilerin, gerekse eğitilmiş nitelikli insan giiları aramaktadırlaT. Tarım mühendisliğine ilişkin bir yasanın cünün kullamlması, son derece verimsiz kalmaya mahkumdur.j varlıgına karşın, bu meslekten elemanların yet ki ve sorumluluklannı çerçeveleyen bir yönetDr. Ercan KIZILAY meliğin bir türlü çıkarılamamış olması, tanmsal alana hizmet veren kimi meslekler arasmTarım Mühendisi da sürtüşmelere Mden olmaktadır. Tarım mühendisleri sürekli olarak veteriner hekimlere, 3İ) Erzurum Tarım Fakültesi'ndekl benzerin ğun teknik eleman kullanmamaktadırldf. Bu kimya ve orman mühenflisleri ve hatta hldrolog. len çok daha fazla gellşeoektır. Uygulama ile yü*d«n, » n m muhendislerinin *'<> 80'ı ı«mud« 1ar ile kimi saman meslek şövenizmina uönü;ok yakm ilişkisi olan tanm faKÜltelerinin dg çahşmak durumunda kalmışlardır. Mesleklerl şen yetki Ve ibrumluluk tartışmaları içine d ü | •etim işlevinı abartarak, öne çıkarmak ulke ger ile uyumlu if bulamayan genç tanm mühendiamektedır. ;ekleri ile bağda$mamaktadır. Üretim ve araş leri ve teknisyenteri, tanm dışı alanlarda iş aMeslek ıçi sorunların başında ücret ve kad;ırma ile bağlantısı kurulamarniş fakültelerin ramaktadırlar. Bu gerçekler ortada iken yeni ro farklılıkları gelmektedir. Eşlt işe eşit üc/UKsek okuldan ayınmı yoktur. Kendl alanında yeni tanm lakültelerinin öğretime açılmalarıret temelinden Bareketle, ister tarım ITJühenailgi ve teknoloji Uretemeyen ünlversitolerle nın nedenini anlamak güçtür. disı olsun isterte tarım teknisyenı aynı işi ;ağdaş uygarlık düzeyine erişiiemea. Bir yılık Ustlenenler araiinda yapay ücret aynmian yaÇahşma Koşulları STÖK uygulaması, ne yazık ki bu Konuda iyinv ratılmamalıdır ser olmayı engellemektedir. Nitekinı Ege Tarım Tarım mühandii ve teknisyenlerl naiıl bir Meslek soruniartmn tftrım ve Ülke Boruı» Pakültesi Dergisi'nde araştırmalarm oranı Vt ortamda hlzmet vermektedirler? Bu sorunun lan ile içiçeliği, teknik elemanlann bu alan70 iken, son yayınlananlarda bu oran % 27'ye yanıtı büyük çapta Tllrk tarımımn yapısında larda da söz ve karar sahibi olmasını gerekuüşmü$tür. glzlenmektedir. tırmektedır. Bu bağlamda, meslek odalannın tîzun yılardan beri lzlenen ekonomik poliÖte yandan bu yıl tarım fakültelerine ahkamuda çalışanlara kapalı olması, üyelerinin tlkalar, tanmda bir yandan topraklann parçanan öğrenci sayısı % 50 düzeyine arttırıînuştır. °» 90'ının kamu htemetı gören kurulusiard» / Geleosk yıllarda bu oranın dalıa da artacağı lanarak, i^letraelerin cüceteşmeleri, öte yandan çalıştığı Ziraat Mühendisleri Odası'nın etkinll. şlmdiden bellidir. Tanm gibi uygulamanm ağır da toprağın belli bir kesimin elinde toplanağinin Sıfırlanması anlamma geleceğl rahatlıkhkta olduğu öğretim alanında, tıka basa dol rak, yoğunlaşmas: (temerküzu) »onucunu dola »öylenebilir. Oysa meslek odalan, toplumun durulmuş dersliklerde, eğitimin niteliği hızla ğurmuştur. Modern girdi ve yeterll kredi ile en iyi eğitilmiş beymlerinln Ulke sorunlanna duşmeKtedır Geçmlş yıllarda tüm bir fekülte donatılamayan kilçiik köylüler hızla yoksullailgi duydukları, hatta ilk demokrasi eğitimlenin yıllık öğrenci kontenjanına yakm bir sayı şıp topraklarından koparılmışlardır. Topraksızrini aldıklan odaklar oimahdır. Batı ülkalerindaki öğrenci varlığı bugün blr bölümun kadro» laşan kır yoksullan geçimlerini kentlerde arad« teknik elemanlar tüm çalışaı^larla birlikte sunu oluşturmaktadır. Onlarca öğrenciye bir mak için göçe zorlanmışlardır. Böylece TUrklgrevli toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip ftnda laboratuvarda ya da bir üretim blrimin ye'nln gündemine sağlıksız ve h«h bir şehirbulunmakta iken, ülkemiz teknik elemanlanna leşme sorunu gelmiştir. tşçileşen bu topıumsal de uygulama yaptırmak. verimli olmamaktadır. kendl meslek odalarında örgütlenmelerl çok Böylece örneğin. traktör sürmesini bilmeden kesimin ardmda kırda kalan ort» KöylUIUk, mu görülmektedir? Yoksa onlar hento böymezun olmuş, özgüvenini kazanamamış tarım tanmdaki kapitalist gelişimln yalımlanndan lesine uygar bir olgunluğa ermemisler midir? etkilenmiş, gittikçe dağılmaya ya da küçük muhendisleri yetiştirilscektlr. köylülüğe dönüşmeye başlamıştlr. Nitekim, Sonuç 1950 yılında toprağı olan köylüleTeknik Eleman « W W « * rin oranı % 150 dekar 1973 yılında % 70.5'e 61.7 iken Ülkemiz tarımda çağdaş anlamda toprak yükselmiştir. Parçalı, dağmık va dtlzgiln olmadüzenlemesi yapılmadan gerek yen» teknolojileEnflasyonu mu? yan araıilerden oluşan bir işletmede modern rin ve gerekse eğitilmiş nitellMl insan gücünün kullamlması son derece verimsiz kalmaya mah Yeni açılan fakültelerin 34 yıl lçlnde me girdi ve araç kullanmak, teknik açıdan olası kumdur. Tanm me«l«k liselerinln ve tanm Iazun vermelerl, bugun sayılan 12 btne uiasan görulmekt» blrlikte, ekonomik yönde bu l«le^ kültelerlnin sayılarmı arttırmak, tanmsal üretanm mühendlslerlnln gayısını hızla arttıracak melerin kaldıramayacagı bir yÛktUr. Yeterll timln katlanarak artmasına yetmemektedir. tır. Ülkemlzdeki 11 tanm fakülteslftin yılda Kirdi ve krndi kullanamayan bu tür işletmeler Bir yandan etkin ve kapsamh bir toprak re20002500 mezun vermesi lla 1990'h yılların ba önünde sonunda daha btiytlk toprakh l(ilet•u uygulanarak, kırsal yaşamın sosyo . e> şında tarım mühendisi sayısı 30 blni ajabile melerce yutulmaktadır O halde, Türklye tarımında bir yanda küçük ve cüce ltletmeler konomik yapısı çağdaş bir dokuya kavuşturulcektir. mah, öte yandan aa bu alana hlzmet götüreUygulamada tanm mühendisi ıle olftçi ara hızla artarken, öte yandan da bir toprak yoguncek «lemanlann ozellikle nitellkleri yükseltilsında çok gerekli olan teknisyenlerin istihdamı, la$ması (temerkuzU> yaşanmaktauır. Bu olgu melidlr. Onların yetki ve sorumluluklarını begiderek büyük bir aorun olmus, daha çok uy kır insBnlarının topraksızlaşmalarma nedan lirleyen tüzel önlemler ise hızla yaşama geçlrilgulayıcı nitelikteki bu elemanlann, ozellikle 1 » olmaktadır. Kırsal alanda yoksulluk doğuran 1 melidlr. çe merkezlerinde masabaşı elemanı olarak, yı yapının bir baaka yanında klml bölgelerd* h8Yazımı. tanmsal öğretimin bu 137. yıldönügılmalan önlenememiştir. Tanmda yapı değişık la etkinliğini sürdürebilen yarı feodal ögeler münde «YÖK» uygulaması sonucunda tarım fallği sanayl pianındaki denli hızlı gerçekieşeme ve Üretim illsklleri bulunmaktadır. Köy »ahipkülteterlnden ve dolayısıyla öğretim etkinliğindiğinden, sermaye birikiml ve rtolayısı ıle kapi llgi, ortakçılık ve yarıcıiık gibi çegdifi yapılar, den ayrılmak zorunda bırakılan değerli ogretim talist l^letme oluşumu daha uzun bir sürecl iz etkln ve kaonamlı bir toprak reformu İle tarielemanı meslekdaşlanmı selamlayarak, nöktalemektedlr. Bunun »onucu olarak, tanmda ka hin çSplüğUne atılablllr. Bu ulusal girlşimin lamak Istiyorum. pitalİEt iîi«tmeler sanayidekl benseneri gibi yo en sağlam guvences! topraklandınİHrak, koope. Öne Gıkan Gercekler • • • . . . , . Üniversitede Sakal, Isyerinde "Etek,, Trası.. •jniversitede öğretim üyelerinin giyim kuşaml l l a r m ı düzenleyen yönetmelik tartışmaya yol " a ç t ı . YÖK Başkanı Doktor Dogramacı, anlaşslan |iyim kugama çok Önem veriyot; bu konuda gazetecilere demiş ki: « Ünitersite öğretim üyesi sakalmı top şeklinde bıralnnca bir tarafı temsil ediyor; sivri bırakınca başka bir tftrafı yansıtıyor. (...) Bıyığı aşağı doğru sarkıtan ayrı bir ideolojiyi, yukarı doğru kıvırtan btt»ka bir ideolojiyi temsil ediyor.» Doğrudur. YÖK anlayışmda ideolojiye karşl savaşımm sonu yoktur. Kitaplan yakarsm; yazıları yırtarsın: broşürlerl sansür edersin; konferansları yasaklarsın: bu kez bıyığa bulaşır ideoloji... Bıyıklan kazıtırsm; elin oglu kaşlarım burmaya başlar; burnunu karıştınr; herifi çok sıkıgtırdın mı hapşırmaya yönelir. , v Hapşirdıkça topluma mlkrop saçar. < # ' * • Amerika'nm ortalarında bir üniverslte kampüsü ya da Sibirya'nın ötelerinde bir bilim kentinde çalışan profesörü omuzundan dürtsek: Ne var? Adam kendisini fiziğe, elektroniğe, slbernetlğe, toplumblllme, nörolojiye, uzay deneylerine, biyokimyaya ya da bilimin uçsuz bucaksız öteki alanlarında araştırmalara vermiş: gerçelderl yakalamaya çabalıyor; Sen Prof. Doğramacı'nm açıklamasmı okuyorsun: « Bıyığı aşağı doğru sarkıtan ayrı blr idelo.1l.vi, yukarı doğru kıvırtan başka bir İdeolojiyi temsil ediyor.» Ne? Evrensel eksende bilim adamı için bizim îhsan Doğramacı'nm sözleri uzayda yaşadığı varsayılan yaratıklardan yansıyan anlaşılmaz sinyaller gibidir. • Memurlara giyim. profesörlere kuşam yönetmeliğl derken oluşan ortamda kantarın toouzunu kaçıranların da bulundugu görülüyor. ÇÎNKUR (ÇinkoKurşun) Pabrlkası (Btibank'm bir kuruluşudur) Genel Müdürlüğünün 22 aralık 1982 günlü bir duyurusu şöyle: «Personelin sistemlk periodlk sıhhi muayenelerl her hafta çarşamba ve perşembe (fünlerl sağlık servisince belirlenecek sıraya fröre 25'er klfilik gruplar hallnde yapilacaktır. Bu mnayenede Saç, sakal, kılık. kıyafet, el ve ayak tırnakları, koltukaltı ve etek traşı, ağız temizliği ile tıbbi kontrol yapılacaktır.» Böyle «etek traşına» dek disiplin aranan bir fabrikanın ve Maden işyerinin yöneticileri acaba hangi ideolojik gerekçeye dayanıyorlar? • Gelin şu işin ötesine gldelim. Disiplinl sağlamak amacıyla tüm memur ve lşçiler için tek tip giysiler saotayalım. Yazınpamuklu. kışın yünlü. kapalı yaka. blucin kumaşından bir örnek giysilerle daha düzenli ve derli toplu blr toplum olmaz mıyız? Hem de en az ücretle çalısan işçiler ve geçlm sıkıntısı ceken küçük memurları giyim kuşam derdinden kurtannz. Ama biliyorum bu kez art nlyetli kötü kişiler "* "dedlkoöü yaprhayâ kalkarlar: r Burası Çln Halk Cumhuriyeti mi? Gijim kuşam özgürlügü yok mu? Olaym özü nedir? Işçisinde «ağız temizliği» arayan fabrika yöneticisi, çürüyen dişini çektirip yerine protez taktırması için gerekli parayı ya da sağlık sigortasını emekçiye sağlıyor mu? Profesörün sakalmı kesmeye kalkan üniversite yönetimi. bilimsel üretimi artırma yolunda öğretim Üyesine Kerekli olanakları verebiliyor mu? Yoksa ne işçinln «etek traşısnı kontrol etmek blr anlam taşır; ne de profesörün sakalını kesmekle ünlversite üniversiteleşebillr. Bir bardak suda fırtına koparanların da ne yönetime yararları dokunur, ne de ülkeye... i OKTAY AKBAL HflVIR Rüsvet Nasıl Verilir? ,:./•'. .Bitbu tşin altında kalmayık* ' Hep böyle denmez mi aire bir iylllkte Buiunmuş, Bitln de karşılık vermenlz gereken bir fctslye... Yani, sen yapılmayacak bir ls yaptın, bir yardımda bulundun, ben de sana bunun bedellnl ödeyecegim!., Rüşvet vermeler almalar hep bu sözle başlar; başlar ve bitor. Rüşvet nasıl verilir? Önce 'rüşvet' ne demektlr? Türkçe Sözlük'ü açtım, okudunv Rüşvet önce Arapça bir sözcük. Türkçede karşılıgı yok. Buna sevlndim. Demek Türkler bu Işl Araplardan ögrenmlşler. Ne eskiden. ne de şimdllerde bir karşılık bulmamışız, aramamışız. Sözlük şöyle tanımhyor Rüşvet'i: Bir görevlinin elindeki olanaklan para ve ya mal karsılığmda kötüye kullanması. 6u yolda verilip alınan para veya mal.. 'Ben hiç rüşvet vermedim" diye klm konuşablUr. üfağı var büyügü var, 'bir kahve ya da bir rakı parası' diye verilenler de rügvet sayılmaz mı? Dosya arasında. dilekçenin altında uzatılan paralar 'rüşvet' defcilse nedir? Sayın Cumhurbaşkam da bir kaç kez bu soruna değindi, tkl kişi arasında olan bir gey, ortaya çıkarmak güç. dedl. Ama savaşılacak bir dert, bir yara... Rüşvet. nasıl kalkar ortadan? Ben buna olanak RÖremiyorum. Bir topkımda sorunlar dafclar gibi birbiri ardına dizilmişse, eskilere durmadan yenilerl ekleniyorsa, rüşvet kalkmaz, büsbütün çoğalır; ödenen paralar büyüdükçe buyür. Bir düş.ünün hangl işinlzl özel aracı kullanmadan. ahbaplann yardımına dayanmadan. om buna arma»ıanlar sunmadan, yanl 'rüşvef vermeden yaptırabildinlz? 'YAZKO'nun son sayısmda Salim ŞengH'ln 'tki Uou' adlı Öyküsünü okurken bütün bunlan düşflndüm. Salim Şengll. eski ama usta bir yazarımızdır. Kendini küçük öyküye vermiş bir tutkulu kişl.. Gençllk yıllannda öykücü olarak tanınırdi: sonra dergldlik, yaymcılık niteliklerl ağır bastı. Hele de^erll öykü yazan Nezlhe Merlç'le evlendikten sonra büsbütün öykü yazmayı bıraktı. Eşinln kitaplarını yayınlamakla, 'Dost' derglslnde öykü sanatmın en Közel örneklerine yer vermekle yıllannı geçirdi. Şlmdilerde yeniden öykücülüge döndü. Şengil'in 'îki Ucu', benlm sevdlğim öykü türünün en başanlı bir örneğl. Önce anlatıçındakl yalınlık. knnuyu Işleyisteki akıcıhkla okuru kendine baglıyor Vfpmduh $evket Esendal'mkl gibi az sözle cck şey Hilatan, yaşamı gündelik yanlanyle Işleven. ama bu arada kişisel ve toplumsal nice yaralanmızı da gö7İer önüne seren bfr öykücülük türüdür bu... Böyük derinlikler. yüce çözümlemeier, ruhsal bunalımlar yoktur. Zaten güncel Insanın yaşamında böyle şeyler öyle azdır ki! Yazar ustaysa. az çok Inandırır. değilse okur o öyküyll de yazan da unutuverir. Sallm Şengll bir rüşvet öyküsü yazmış... Beikl de yaşadıftı bir olay. Basımevindekl Ikl ortağı Malive'den eelen bir memura 'rüşvet' vermesini söylemisler öykü kahramanı. yaşamtnda kimseye rüşvet vermemlş ,Bunu vapmaya da zorunlu. Çağınr memuru. evraklan srösterlr. sonra da lüks bir lokantaya pfttürflr. Ceblnde memura verecegl oarat tkîde bir 'Biz bu işin altında kalmayız' Öiyerek niyetinl belli eder. ama ne yolda, ne lokantada bu 'rüşvet'i bir türlü veremez. Ne yapacak, nasıl becerecek bu işi' Bir heyecan lçindedlr. Öykünün sonunu Öengil'den dinleyelim: 'Her adımımı attıhça biraz 'daha onun l$yerine vaklaşıyorduh. Önümüzdehi su caddeyi geçince on be$ metre kadar uzahliktaydı Elimi çabuk tutmalıydım. Ama norde ben de o güç. Utun bir koşu yap mı$ kadar yorgun bttkindim Eltm ayağım kesüiyor. hafiften bajım, dönüvordu. Derin bir nefes aîayım, kendiml toparlayayım derken o, konusacağımı sandı, dayanamadı. oatladı .Oh beee... Ne vereceksen veri. demez mi"> Tarli avucumun içlnd» buruşmuş parayı uzatmamla birlikt» sol yöremdekl alana doğru ko$maya bajîadım.» Her gön onblnlerce klşl, onWnlerc# baska kîşi. " (Arkası 11. Sayfada) ömür 1900 yıllannda dünyaenorji gereksinlml nfn % 94'ünü karşılarken duuya ülkeleri kademeli ola rak gerek lşletme kolaylığı gerekse ucuzlugu nedeni ile petrol kullanmağa baçladılar Belçika, Hollanda ve Fransa gibt sanayilesmls ülkelcı önceden lsletmekte olduklan kömür ocaklannda üıetime son verlrlerken, Venezuella gibi kömür rezervleriue sahip bazı ülkelerde kömürlerini çıkartmak için bir çaba göstermediler. Böylece petrol bütün dünyada bir rumaralı eneril kaynagı oldu. Ancak 1973 yılından itibaren petrole OPEC ülkelerinde yapılan sürekli zamlar aynca petrolün zaman zaman polltik silah olarak kullanılmıg olması başta B. Almanya, ABD, Avustralya, G. Afrika ve Avusturya olmak üzere bütün dünya 01keierini yeni önlemler alma ya zorladı. Kömürü baslt bir yakıt olarak değll bir sanayl hammaddesi olarak kabu! etmek fikrl yaygmlaşmıijtır Aslırfda kömürden naftallnden benzole kadar On bine yakm ürün elde etmek mümkündür ve bunun teknolojisi yıllardan beri bilinroektedir. I. ve II. Dünva Savaşlan esnasında kömürden peynir ve benzln dahil bir çok ürün elde edilmiştlr Günümuzde kömür teknolojisi dalındsı tekrar genis araştırmalar yapılmaya başlandı. Avrupa Ortak Pazaı Komisyonu 1982 vılın dd baçlamak üzere kömürün gazlaştırılması alanında yedl ve sıvılaştınlması konusunda ^üç Droieyt özendlrmekte ve flnanse etmektedlr. G. Afrika özel slyasal durumundan dolayı dıs dün yaya bagımlılığını azaltmak İçin büyük yatınmlar yaparak yeni yöntemler gellştirml?tlr. Ama. gözönüne almması gereken en önemll fak tör ekonomik olup olmamasıdır Kanımca. kömürü işlemek ekonomiklik smınna çok yaklaşmış olmasına kar şın benüz petrol ürünlerinden daha ucuza mal edilme mektedlr. Yapılan araştırma lar ve yeni teknolojik gellşmeler daha ekonomfk yöntemler sağlamak amacma yöneliktir. K Venezuella Modeli Kömür Enstitüsü % Türkiye'nin kömürleri, ancak uzmanlann uzun süreli denemeler ve bilgi birikimiyle rasyonel olarak kullanılabilir. Bunun için Kömür Enstitüsü kurulması gerekli, : " J : ; Yar. Doç. Dr. Orhan KÜRAt^ İTÜ Maden Fakültesi gizli anlasmalarla ucuz pet rol vermeye basladılar ve ödemeler için de uzun vadeler sağladılar. Bu arada, başta OPEC dısındaki ülkelerin başta Ingiltere Meksl ka olmak üzere, petrol üretimlerini artırmalan da OPEC'i zor durumda bırakmıştır. Bu durumdan, Türki ye dahil olmak üzere, büyük petrol rezervleri olmavan. gelişme çabasmdaki ül keler yararlanmaktadır. Suudi Arabistan petrol üretimınl düşürürken özel ola rak 1682 yıh İçinde hükümetirı'n davetlisi olarak inceleme fırsatı bulduğum Venezuella daha degişik bir uygu'nmaya pritmiştir. düğu bir kuzey Latin Ameri kan ülkesidir. Olkenin kuzey batısında, Kolombiya sının yakmlarmda bulunan tahmtnl 4 milyar tonluk, n ' e^mll, 812 metre kalınlığındakl, nemi ortalama % 24 ve külü %l4 olan kömür rezervlerini şimdiye ka dar çıkarmaya gerek görme yen Venezuella, şimdı bu konuda aktif olarak çalışmaya başlamıştır. Kömürünü değerlendlrmeye başlamadan önce Maracaibo ken tirde «CİCASİ. adı altında nolofi Araştırma Enstitüsü ço'< modern bir kömür teknolejisi Araştırma Enstitüsü açmıştır. Burada yabancı uz maulann gözetiminde yapılan çalışmalarla, önce kömü rtlr. klmyasal ve fiziksel özelllkleri ve teknolojilerin uvgulaması imkânlan araştinlmaktadır. Tflrkiye'nin enerjl polltika sm: öbür ülkelerle. özellik Venezuella MARACAÎBO GÖLÜ civannda büyük petrol kuyuları bulunan. yüzölçümü Türklye'den büyük fakat nüfusu Türkiye'nin hemen hemen beşte blri olan Venezuella trcpik iklimin hüküm sür Türkiye TEŞEKKÜR Başanlı açık kalp amellyatı İle aevglli eslm GÜLDANE'yl saglığma kavuşturan OPR DR. le Venezuella ile karşüaştır mak dogru bir yaklaşım ola maz Çünkü her ülkenin cog raflk konumu ve doğal kaynaklan değişiktir. Ne yazık ki. Türkiye taşkömürü yataklan bakunındau zengin degildir. Antalya vo Diyarbakır illerindeki iki ufak yatak dışmda ükemizirı taşkömür varlıgı Zongul dak ve civan ile sınırlıdır. Ayrıca bu vataklan örneğin K. Amerika kömür yatakları iie karş»)fi?tırırsa}f •' ttntl bir zıt görünüm içtnde oldu ğıınu farkederiz. kuzey Amenka kömür vataklan sığ dadır. damar kalınhklan faz ladır ve düzdür. Oysa 2onguldak kömürleri derînde ve kısmen deniz altındadır. Damarları incedir ve tektonik yapısı çok bozuktur. Bunlann dışmda, ocaklardan çıkan grizu, tehlike yaratmak tadır. Türkiye linyit yataklan ise tüm ülkeye yayıltmş olup vansından fazlası Elbis tan'da olmak üzere 5 milyar ton kadardır. Bugüne kadar taşkömür ve linyitlerin kullanım alanlannm iyi planlanamaması büyük kayıplara neden olmaktadır. Günümuzde Hnyttler üç ana alsnda tüketilmektedir. 1 Isıtma yakıtı olarak (soba v » kaloriferde), 2 Termik < santrallarda elektrik eneriisi üretimlnde 3 Az miktarda kömür teknolofisinde hammadde olarak (amonyak e'desl). Linyit dışmdaki ener ji kaynaklan kısıtlı olan Türiiye, linyit bakımmdan da ganslı bir ülke sayılmaz. Çünkü Türk linyitlerinin kfil. kükürt ve nem oranlan dünya standardlannın çok üstürdedir. Aynca linyit yataklarımız da genel kanmın aksine sınırlıdır. t'nerji konusunda çok. önemli bir yer tutan taş kömıir ve linyitlerimizin rasyo nel olarak tüketiminin, bir kurum tarafından organize edlimesi gerekir. Büyük görevler yapan MTA'nın bir bölümünde gerçekleşen çalışraalar yeterli olamamakta dır. Henüz köm.ür üretlmine başlflmayan petrol ülkesi Venezuella'da kömür enstitüsü her gün yüzlerce anallz yaparken Türkiye'de bir enstitünün olmaması çok bü yiik bir ekslkllktir. Kok'laşabil'r taşkömürümüzü dışardan ithal etmekteylz. Oysa yeıpılacak sistematik bir çalışmft ile koklaşabllen kömürîerle koklaşmayan köınürieri karıştırarak kok ürpfımimizi artırmamız müm kün olabilir. Aynca toz haÜne gelen bazı kömürlerlmi zi çimento sanayilnde değer lendirmek de söz konusudur Yeni Dİanlama döneminde bu noktaların da gözönüne alıparak Venezuella örneei %\b\ bir kömür enstitüsünün kutulması ve kömür üzerine vapılan tüm çalışmalann bu rada degarlendirilmesini dilerrıekteyim Türklve'nin kömürleri ancak uzmanlann yapacaklan uzun süreli denemeler ve bilgi birikimi ile rasyonel olarak kullanılabilinir. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü MüesseseMüdürü Yazı İşleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN '.AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü MizanpajYönetmenı • Sonuç TEMSk.C*ER .ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SÜMER TARCAN'a Opr. Dr. Müfit ölçmen, Opr. Dr. Feridun Sevim. Amellyat Hem. Necla Kırantaş'dan oluşan amellyat ekibine, Dr. Şevket Kaya, Dr. Sevim Canik, Teknisyen Nurcan Tutar"dan oluşan anestezi ekibine, Dr. Ayhan Caner. Dr. Saml Ünal, Dr. Izzet Ankan, Dr. Ümit Akif tçer. Başhemşlre Mu. Allme Kaya'ya, Kan Nakil Merkezi görevlllerine, 1. Cerrahl Servisi, Göğüs Servisi, Kardlyololi Servislnln tüm doktor, hemşire ve personellne. Eşimin hastalığı süresince yakm ilgllerini esirgemlyen bütün dostlara en lçten minnet ve tesekkürlerimi sunanm. tSMET TOK SERVİS ŞEPLERİ • Ntanbul Haberlerî:Sclahattin GÜLERDış Hnberler : Ergun BALCI nkonomı: Osman ULAGAY Yıırt Haberleri • Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMCÇ . Magazın : Yalçın PEK$EN Dü/PİtmP • k'nmır FRTOP Araştırma: Şahin ALPAY BÜROLAR • KonurSokık No. 24/4 Yenlş«hir ANKARA , Tel: 17 5825175866 Idare. 183335 ^ im HalitZlya Bulvarı No:65/3 İZYİR Tel:254709131230 Atıtürk Caddcsi, T H K Işhanı K»»2/13 ADANA Tel: 14 550 19 731 Basan ve Yayan: CUMHURlYETMatbaacırıkve Gazetectlik T.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CaâaloğluİSTANBUL P.K.:246lstanbul,Tel: TAKVtM IMSAK OÜNEŞ ÖÖLE 6.40 8.24 13.21 İKİNDİ AKŞAM YATSf 15.45 18.00 19.37 1979 yıh basmda, 1981 ocak ayına kadar yükselen petrol flyatlan bu tarihten itibaren düşmeye başlamıv tır. Bunun nedenlerini şu şe kilde özetllyeblliriz: 1 Kömüre tekrar dönü? çabalan. 2 Güneş ve tabll gaz kayraklanndan gittikçe daha fflzla faydalanma ve Slbtryp'dan Avrupa'y» döçenmekte olan dogal gaz boru hattı. 3 Nükleer enerjlnin yay gınlaşması. 4 Bütün bunlara bağlı olarak bir çok ülkenin petol tüketimlerini kararh bir birirnHn azaltmalan. OPEC ülkeleri azalan istPm karşısmda fiyatlan don durma ve giderek düsürme yoluna gittiler. öncekl yıllar yuksek Ûyatlar lateyen OPEC fllkeleri bu öönemde PTT Fabrika Müdürlüğünden doktor alınacaktır Ümraniye Alemdağ Caddesl flzerinde bulunan Fabrikamızın Polikliniğinde tercihan 08.0012.00 saatleri arasında çalıştınlmak üzere sözleşmeli olarak bir Kulak Burun Boğaz Mütehassısı alınacaktır. Isteklllerin. kısa öz geçmişlerinl belirtlr dilekÇe v 0 bir adet vesikalık fotoğrafla btrllkte Fabrikamız Personel Müdürlüğüne bizzat müracaatlan nca olunur. Daha fazla bilgi: 35 17 58 No.'lu telefondan altnabilir. (Basın: 10096) J3ECERİ "ÖzeJvegüzel» elsajıatları hediye ısı 2 4 3 arayanlar igin». 85S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear