22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AĞUSTOS 1982 Cumhuriyef 5 Orhan Ural'ın yeni kitabı Pir Sultan Abdal üzerine... "Sözcüklerin de kendine özgü renkleri olduğuna ınanirım^ Sanat Sorvisi OrİKin Ural ı ıtk ke/ 1955 yılında yazdı^ı ve Dunya fîfl/.etesı n de vayımîanan «Bir Oğrrt menin Pesinden» adlı roma nından tfinıvoni' Ural. dcı ha sonraları «Uc dp^tan(Turk Dil Kuıurnu 1973) «Dost Flinden GclPn TurnafHur Yavınlur ]<v7fi) Siir lerde Çocuk Türkıvo 1* Bnn kası Ya"in!an. 1P7P1 Ahmet 'Muhip Dırnnas'in vaşamı. sa natcı kışil'&ı xn<;!!rl«nnı kao sayan anto'oiıvo (Tu'Kıve Iş Bankası Ydvınlaı. 198°' tm7H ath Orhan I'ral >o on larnk P^r Sultan Abrial fi'/prıne vaptığı bir incelemevi Turk Dil Kıımmu Yavm lan arasında cı'cnrdı Yfi7a' Ural veni vipıüvla rüşleripi sovle BıUndıpi ffibî «Pir >n) tan Abdal» konu'sundn «"T vıllfirdfi bir ilci b'nkrvı vc Ruhî Su'nun o <xü7phm. tnV sesiyle şîiriprinin dılp gel^n jiuzelliklerinî dinlcdım. nte randan oyunlaşan Pir Siıltatı Abdal'i «pyir olanaÇıni TIB vazık fci bulamadım Ben bir vasam övkü<ifi ya7m?vı ta^rlnmıcfım Pir Su! tan'i avlarca kafamda va'jadım. Sonra vazmava yönpldim. îsin srfirlulrİPrini kı<=n b;r süre «onra pnrdum Daha önce Frzurumhı Emrab'ın vîrmî savfalık kısa b'r övküsüm vazmiijtuTi. övlo bir başlangır dpnpmrsî. bu konuda bana kolavlık «?ae;lar sannruşhm No var k'. kimi durum'arda ısin np denli 7or oldujm. o i«e Ririştiktpn sonra ortava çıkıvor ı isına sındınlmıştır bıreysel \ işamı konusunda avrıntılı hıçbır bılgı bukınmavan Pir bultan va!ni7 bır söylencp kahramRnı olarak de*ıl. ta nhsel venlere dayanılarak o donem toplum yasamı ıçınde deferlpndirilmeve calısı! mıstır. «Bîr ar&Tn kcfen be/i rfört akradan altıya vük^olıii» d VP va^ılmiKsa btı bır Eercpktir. Beîgeiere dayalıdır Bövle bir övî"'inun c;"nıına pklenmıs »ka>Tiakça»diki lntap adlan da sanırım konunun ciddiyetıni beürlemek icmdır. «Osmanlı vSnetimine karşı rıkan bir halk adamınm, Macaristan spferine katılan sipahiler arasmda yw olmasım na^ı! vorumlafîtrnz?» Biraz önce belirlediğim otbı. Banp/'dan çı'îan kövlü Ohan T'ral MIII olarak Sultan kokenli ilke! bir halk adıAbdat'ı nııplptli roma ufuk ve gorgu zenginhfti kazandınlmış ve Alevi *'>ı ^'iltaıı Abdal'ın yasa olması nedeniyle de tran Sa11111"!! kıra biliyor? Pertev Na hı'nın yanlısı bir tutumdsn ılı Boratav'm halk söylence onun kurtanlması istenmi?Irrıno dayali satırlannı ku tır. Ölüm nedeni de Alevi ruk olçülerde deâerlendır olmasına deKiI. timar dağıdım Bu kıtap içınde bırkaç tımındaki lıaksi7İıklara karı < ıvfavi sreçme? Onun dısm % cıkmatiina bafrlanmısttr. • Anlatımınız vnmHsak, daM olayların bütününü ken dı ımcp dunv.amda vujcurun betimlenıplpr siirükteyici kitap basladıktan sonra kuyucuyıı alıp götürüyor.» bn oîaylar. Bu be§eni püzelliği seSivas'm Yrldızeli i Banaz kovünden çıkan bir vmdirır ya7arı. Sözcüklerin halk o^anının Osmanh do de kendine öz^u renkleri ve neminde hedpf plınan ki«5î gramaiı olduğuna tnanınm. olmnsı icin bır takim evrp Almanlarm «Dichten» sözlcrden srecmeçi Kerekîrdi Öv cügü hem «yogunlaştırmak», küımn n7unö ören olavlar hem de «şiir yazmak» anladn Havdar'ın fPir Sultan'ınl mına geür. Tki anlaradaki w d e n bıri. ötekinin açiklabtı aşnmalan • • ' vırısi oluyor. Şıınn şimdıve Hdes;in yapılan tanımlanndan rınde. vm T n''a andınım hır irf! 7orunluydn OTan. ftnemli bır edebHa^ aÖVIB oldu Yalnı? çok erı uygunu Almanca sözcukrostınrısı simdi r'ifımptli nbir roVfavı belirle te yer'ni bıslmusîtur ^anınm. lan bir riostıım Rphrpt Nn «Son bir "?oruı 1 yılmıfrerpkir Ya«adı&7 çapm catisil. beni vürpk!f>r>dirrti olayîan. toplumsnl 7i verrlifini? Pir Sultan AbÇalısvnavı sfirrirrüp tnmamdal» icin elinizp ne kadar ladım Bu övkuvp telif fıcreti çeçtî?» büvuk baelıbk tıçıfardan b 3 Wn Iıra. Q kitabm satırlan a Sanat Danısma Kurulu 10 eylülde İlk topfantısını yapacak ANKARA (a.a.> Sa nat Danışma Kurulu. ilk toplantısmı 10 eylül cuma günfl. Kültür ve Turi^m Bakanlığı'nda yapacaktır. «Sanat polttikasının ohısturulmasına ve geIKtirilnıesine rplib«rlik etmek. ulıtsa! kültür an layısına uygun faaliyetl^riylp kültiir ve sanata katkıda bulunan h m u ve özel kuruluşlar ÜP özel ve tüzel kişiler arasındakî ilişkileri. işbirliğini artırnıak ve koordinasyonıı sağlamak, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nm güzel sanatlarla Hgili olarak s:e leceğe ait planlanıa ve î örerütlenmc çalışmaları na yardıtncı olınak, kanın kurnluşlanııa sözü edikn amanlar dogrultnsnnda alınan karar ve llkelerln uygulanına smda danışuıanlık yapmak» amacıyla oluşturu lan Sanat Danışma Kurulu'na edebiyat, sinema .fotoğraf. resim, heykel, seramik, tiyatro, müzik (geleneksel Türk müziği ve çoksesll müzik) dallarında üyeler ve TRT temsilcisi katılacaktır, Kültür ve Turizm Ba kanlığı Müsteşarı Keınal Gökçe'nin başkanlığında yapılacak toplantıda, Müsteşar Yardımcısı Tevfik Rüştü Giikalp, Güzel Sanatlar | Genel Müdürü Mehmet ÖTPI, Orhan Saik tiftkyay, Prof. Öıdemir Altan, Prof. Huseyin Gezer, Füreya Koral. Halit Refişr, Ozan SBgdıc. Dr. \evzat Atlıg, Faruk Vener. Prof. Dr. Metın And ve TRT laraîmdan belirlenccek bir temsîlci uulunacaktır. faruk güvenç Bu haksızlık mutlaka düzeltilmeîi diıa.tçıların maddı durumlannı bniu, olsuu dustJte bılmek içın memur statusunden sozleşmeli personel ^tatusune gecmesi zaman zaman gundeme gelmı1? ve heıvaman kuşku ıle karşılanniks, uztın vıüar bobır turlu bpnımspnpmemıştı. Bu kııskunun tek bu nedeni vardı • Sö^lesmeler hpr yıJ yenilendiğine göre. >a Kurum amivi elindeki bu gücü bir baskı aracı olarak kullanır«a. va duygusal bir tutum içine kayıp bakışını. gdz rengini beğpnmedigi kişilprin hakkını yerse!> Onun içın sanatcıların gönîu u?un yıllar boyımca sozleşmeli personel statusüne bır türlü yatmamıştır. memur statusünun saat gıbi isieyen obıektıt' kuralları sanat cevrelerine daima daha gu^eniîir {rclmıstir. Ben subjektif yaklaşımlarla hicbir sonuca varılamıya.cpcğma, lıelfe sanat konularmda bu ceşıt lıaksızlıklann surekli olamıyarigına, eninde sonunda bu haksız1IE;I yapanlann başmın yenecogine inandıgım ıçi hep so/lCîineü personel statusunu savundunı Nıhayet CunıhurbaşUfinlıgı Senfrmı Orkestrası. E>evlet. Senlonî Orkestralan ve Dovlet Konservatuvarlan bu statuye kavuşmuş bulunuyoı. Daha, oncs de yazdıgım gıbi (Cumhuriyet, 17 61982, 20 7. 1982) yeni sıstenun sanat kunımlanııın bunyesine, özellıklerine uymayan yonleri vardır, esası doğru olmakla ber;> S ber. duzeitılmesi gereken yanlan da bulunmaktadır Bu konuya butün uydurumlar (ıntibaklar) yapıldıktan berkesin yeni du/ende alacagı para bellı olduktan sonra tekrar dpgmeceğım Şu gunlerde lier kurumun yapnıış oiduğu uydurumlar yavas yava? gu;ı ışiRina çıkmaya başladı. Bu uydurumlar yapılırken Bakanlığjn bir yazısıyla bazı objektif ve subjoktıf olçulcr kullanılmıştır. Sanatcının taşıdığı sorumluluk. hizmet yılHn. dısiplm duıurr.u gıbi nesnel olçüler ile yeteneçi, ışine baghüğı. ılgısı gıbi oznel durumlan yanyana getıvılmış. değerltndirmeye gorc vapılan puantaıla alacağı ucret saptanmiFtır. Nesneı olçulere agırlık verîlen, belli bir mantıktan aynlmadan yapılan değerlendırmelerin sağlıklı oldugu. örneşrın Cumhurbaşkanlığı Senfonı Orkestrası'nm uygulamasmda açık seçık gorulnyor. Oysa Ankara Devlet Konservatuvan eanatçdannm uydurumlannda inanılmayacak kadar duygusal davranılmış, belli bn mantıga ve ölçuye uyulmadıgı için dehset verıcı lıaksıdıklar vapılmıştır. Onlarca ornek arasmdan en çarpıcı olanuaı gözler önüne terecegim ve üst makamların dikkatıne sunacagım: Ankara Devlet Konservatuvarı'nın ıki tane kadrolu keman öğretraenı vardır. Bır tanesi dokuz yıldan ben bu görevi sürdurmektpdır ve bu sure içmde ikı gence diploma vermiştır. îkincisı ise Konservatuvar'a atanalı bir yıl bıle olmarnıştır, henu^ hıç kımseyi yetışürmetnı^tır, stajyer öğretmenlık suresini bile tamamlr.mamıstır Şimdi bir de sicillerinde hiçbir farklılık olmayan (yahut oyle oldugunu sandıgım) bu iki öğretmene verilen puanlara bir goz atalım: Dokuz yıllık öğretmen 100 uzennden "9. stajyer oğretmen VNKAR4 (İNKâ) Kültür ha lyl hisMiet sıuımasına ve da~ 92 puan almıştır. Ya biri yet«neksiz mi yeteneksiz, ya öbüve Tunzra Bakanı İlhan Evli ha iyi eserler yapmasına jarru buyuk bır dahi! Bu konuda yapabileceğim başka açıkla;"ÎO§1U, oîeı tıyutrolara yapıları cîımcı olmakttr» deaı. devlet yardımından dummlan malar da vardır ama izin verirseniz o konulara gerekirsa Bihndıgi gıbi, yardım jupüanın yönetmeüğe uygun olmama cak özel tlyatrolan belirlemek ve bır tartışma açüırsa gıreyim. Şimdi Sayın Kültür ve Tusı nedeniyle yararlanamayan ve yapılacak yardım mlktarmı rizm Bakanı'nm bu bilginin ışığı altında bir bilirkişi eliyla özel tiyatrolara da devlet yar saptamak üzere kunılan değer yeni bir değerlendirme yaptırmasını ve bu haksızbklan. dımı sağlanacağını açüdadı. lendirme kurıüu, yardım amaduzeltmesmi dilıyorum. Bay Evliyaoğlu'nun kişiliği bana bulunan 14 Evliyaoğlu, bu amaçla «Köl cıyla başvuruda umut vermese bu yazıyı bile kaleme almazdım. Ankara tür ve Turizm liakanlıpı özel (izel tiyatrodan 8'ine j'ardım ya Devlet Konservatuvan dedıkodularla çalkalanıyor, isyaa tiyatrolara vapılacak yardımla pıimasını kararlaştırmıştı. Gerı !ca!an 6 ÖMİ tıyatroya ıse 4'iı duygulanyla kaynıyor. Tabii memnunluk ve mutluluk îçinra ait yönetmcUk»te gerekii halen faaliyette buîunamadıkladeğişıklığın yapılacağım bıldr de lcıs kıs gulenler, ellerını oj,uşturanlar da yok degil. Ben rtı. tlhaıı Erlıyaopîu. Anka ajan n, 2'sl ise belirlenen tarihlerinanıyorum ki, yeni bir uygulamayı daha ilk adımda yarade baç%Tiruda buhınamadıkian lıyan tl^ı reya 13111.1"' evietm: oımluluJclaruıdan hakettik» sma yEotıyı açıklamada. «Ama cıuuz, tiyatrolara devlet tîeste içın yardımdan yararlandınlalsri dersi elbet de alacaklardır.ğ:i dağlanarak onlann halka da mamıştı. Yardımdan yararlanamayan özel tiyatrolara da devlet yardımı saglanacak Özdemir Asaf Batı 'da yesermis olsaydt... Jak DELEON özdemir Asaf. William Carlos \Vllliams gibi, ars poetıca (««ür sanatı») kavramlanna kapılmamış. «tanmı tanımaz» bir ozandır. îııcelemesi Kenneth Burke, V'ıl'ısms için (Miohelaııgelo Buonnrotti'nin Benvcnuto Ceilinı'den «yeryü7iınun cn «&ta knyutncusıı» dive PÖZ ptmpsini çaftınstırırsa) «bakış kuynıncusu» devınıini kullnnınaktan 00kinmcz. Gercekten de Wilhams, bir g<v atıştan onbır özgün dızp üretecek ustalıktadır. Özdemir'ln de kımi di7esi bır kapıyı açar, bir yabancıyı tanıtır ?ibidir. Dilşlemci değil. gözlemcidlr; gözle gozttn degdifl npsnenin. bakışla olgunun arasmdaki a,<al bağiantının adı «şiir»dir özdemir Asaf İÇin. Aramızdaki yaş ayınmına karşın yakından tanıdığını Özdemir. sabırsız ve sinirli bır kişilik taşırdı; «Ne için yazıyorsun"» ^orusuna, «Ad Ilonores!» (Onur içln'.) diye kestirip attıgı olmuştur. yaşayamaz.» Bu sözler Ecc«! lesiastes'in; binyıllar sonra Freud yinelemiş (Wilhelm Fliess'e mektup, 1895). Ai dsnıoğlu hep yazar; paptnis. ağaç, kemık, fildişi. mremit, sedet, taş, kil, bakır, deri, ipek üstüne yazar... binbir uçla binbır tür kâğıt üstüne yazar... Konuşmak gibi bir içgüdüdür yazmak,ya da olümlü insanla ölüınsüz insanhk arasmdaki gelgit denizlerl üstüne bir üüijünsel koprıl kurma dürtü.sü ve önü alınırsa kalıklasır. tortula^ır, ruhsal ba^ rajlan 7orlayan kötücül çağ; layanlara dönüşür. «Yaznıak bcni öldiirecek» diyen Martı yazarı Rlchard Bach'a karşılık (Cervantes* tn. «Yalnızhkla tlosttur şl* ir» deyişinden yola çıkarak, «Bir şiir bir geceye deger» düşüncesiyle) gözün her konduğunu «akraba» sayan, yani gördüklerini ozanca kucaklayan özdemîr Asaf Batı'da yeşermlş olsa, yaratıcı kişiliğini irdeleyen monografiler yazıhr, ünîversitelerde adına de»*=ier açüırdı... akan zaman, duran zaman melih cevdet anday Bir köy enstitülü H asanoglan Yuksek Koy Enstıtusu ogreıiıcıleıı aıasından, bugun artık üne kavuimuş, çok okunan ozanlar, ya^arlar yetışti. Bunlann nerdeyso tümunu ogrencihkleri birasında tanımışımdır. Bi^ Hasanoglan a gıtügımızde. ontar Ankara'ya geldiklennde buluşur, konuşurduk. Konulanrnız daha çok yaiina ilışkin olurdu. Hafta sonu tatıllerınde Ankara'ya gelen Hasanoğlan'h ozan ya da yazar adayı gençler, bızım evlerımızo konuk olurlardı. Bİ7İm eve alışan da Osman Darıcı ıdı. Yıllardan ben onu ve şiırlerını gördüğüm yok. Osman Dancı, cumartesı aksatnı bızde yatar, pazar akşamı okuluna donerdı. Yukarda «bizim ev» dedim ama. gercekte bizım eviraiz değildi orasi; ilk eşımle evlendiğimde ev bulmak çok zordu Ankara'da, bu yüzden biz de geçici bir süre içın eşımm ailesi yanında konuklajnıştık. Bıiyücek bir evdi, bıze iki odalı bır bölüm aynlmıştı. Osman Darıcı geldiğinde, yemek odasındakl minderde yatardı Eğer biz o akşam bir yere çagrılı Isek, Osman evde kayınpeder, kayınvallde ile kalırdı. Böyle gecelerin sabahında dehşetle ögrenirdim ki. şiir tartışması yüzünden kayinpederle Osman Dancı'nm arası fena halde açılmış... Şiire hic de düşkünlüğü olmayan kayınpeder, evsahiplik gereğı, Osman Dancı'ya. Ziya Paşa'dan, Abdülhak Hamit'ten acnr. O^man ise, sakin sakin, bunlann bes para etmez olduklannı söyler, gerginlık. hatta dargınhk da bundan çıkar... Ama bpn ne yapabilirdim? Osman'a DüsüncPİeritü söyleme!» diyemezdim va' BenitnİP de övle konugurdu. ne düsünövor<;« onu söylerdi Osman Dancı. bana Melih derd: Bundan cok hoslandıf'' 'C" bahnttîn EvnboŞiu da dil'ni «Mplih ya alıstırdı ıdi Mplih ASa nşa&ı fn Ağa vııknn .. R dp alısfı ıdim da giderdi. Osman Dancı'nın yasamın'» söyle bir göz atsak. Türkiye'deki bir dp&ışım sünü. bilgısini artırmalc içln bir memur surecinin ilginç çizgisi ortava çıkar sa yabancı ulkelere gönderilebilir, ama iş nınm. letılmesi o kadar güç bir yasadır ki bu. , O«man Güneydofîu Anadolu köyle kımse umuda kapıhp da başvuruda burinden birindn dünvava ffelir. Köv dn 'unamaz. Yunus Kazım Kani. «Bunu 6yVoksuldur. aile de Köyde okul dn yok lo bir söyleyiş şöyledl ki» dıye anlatmıstur elbet. Fakat Ofcman yedı vasina STPI tı bana «Benl önce gülmek tuttu, ama Hi^inde. rastlanh mı dıyelim. kftyde 1'k bu Istegl yerine setirmek ^orunda olduokul açilır. Osman bu îlkokulu bitir'r. ğurau o an anladım.» Simdi ne olarak' Hiçbir sev olacafin vok. Osman Dancı. Ingıltereye gönderılilkokulu bitirmlş bîr kSvlü olacaktır di, Orada birkaç yıl kaldı. Ingılızce öğOsman. Ama, rastlantı mt diyelîm ne rendi. dönüşunde bir liseye Ingillzce öğdiyelim. o sırada köye pek uzak oltns retmeni atandı. Unlü Ingiliz ozanı Eliot' van bir Köy Enstltüsu acnlmıştir. Osrosrı un adım, Ingillzler gibi. •Eiyit» dive bu Köv Enstitüsü'ne vazılır. biHrir ora söylüyordu artık. yı. kendl kövı'ine yartabir komsu kövBir gün Osman Darıcıya «Baban dekf okula öSretmen olar^k pöndprilp nnneni döver mi?» diye sordum. «Nercektir. Tam o iırada. Hasninö'lnn Yflk deyse her grün döver dedi Osman. Dasek Köv Enstitüçü'nün ocıldı^ım dtıvar. vağın nedenlenni merak etmem üzerine gider sınavi kazanır Y"ık«p|r Köv Ens de saydı doktu... Yemegin hazır olmatitüsü öâTencisi olur. Rîzim tnnı$mamız ması. dırlanmak hayvanlarm bakımmda bu döneme düşüvor. Yüksek Köv Ens «?avsama gibi nedenlere davamrmıg datltüsü'nü bitirdikten sonra Osman Dan yak. «Peki» dedim. «Anncnin baskın cı Köy Okullan Müfettisf oldu. çıktığı olmaz mı hlç?» Osman Dancı. îsmail Hakkı Tonguç. nköğrntim Ge «Olur elbet» dedi, «Babamın bir capkınnel MfidürlüSı'mden atılmış. yenne Yu lıftını dııyarsa açar agzını. yumar gönus KA7im Kani eretirilmîştl Kâni'den 7ünö annem.* Değişik durumlar da var dinlemlştim Bir çün kapısı vıırulmıış. demek Sonu nasıl biter?» diye sordum karşısmda O«iman Dancı. «Hayır ola» Sonunda gene dayağı yer. oturur aşademiş Yunus Kâ7im Kâni «bfr dî!p&in gı» dedi. Osman Dancı'nm kısa yaşam öyküml var?» Osman Dancı EvPt» demis. «b«»ni Avrupa'ya gfinderin. Bunu !st« sunü. «hısmet>in yerini toplum değişmemek îçin geldim.» Gerci böyle bfr vasa sınin almasına tipik bir örnek diye anvardı, sanmm bugün de vardır; görgü (CATAİZEYTİN KASTAMONU) (UBA) Çatateeytm ilçesinde ve elektnği olan 20 koyünde televızyon yayın larının net alarak izlenemedipri bildirildi. Sovyetler Birliği ve Romanya'nm yayınlannin gorünttiyii olurasuz yonde etkiledığmi belirten yetkililer, bır an önce soruna çözüoı bulumnasını ve Uluçay tepesine yansıtıcı kurulmasmı istediler. Çatalzeytin'de TV yayınlan net izienemiyor ÖZDEMtR ASAF «Onnr için» yazıyordu... Yazdıklarıra yeniden lncelerken kural tanıınaz *pazaryerl Spinoza'sı;» benligıyle toplumsal aktöre kuralları arasmdaki Socrates'çi denge arayışının yirmüıcl yüzyıl şilrini kuşakla yan. tanntanımaz Heiddeggericiliğe ya da bilinçaltının. umutsuzlulda döşeli ol dugunu savunan Kierkegaard'cılığa yüz vermeksizınentellektüel yay\'anhklara sapmadan ve usavurumculııga düşıneden, dizelerine «kırk külünk benzeri» bodoslamadan girdiginı gordüm. «Benim gibi bir insan tutkunun tutsağı olmadan N£ OEMEK OUJVOR PBKİ .B.ZıM 0<ÜZDEN NE i KİM KİME y şy^ boyie rahat, dumÇunfeu sana guye e evi , b ü i B^t bümeme sevindîm. Far. kındaysan.uzun zamaa. Behic AK duşii 50ZLEWN BEN D SOKTE'SİRİI'AP. NLAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear