Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 TEMMUZ 1982 KÜLTÜRYAŞAM Cumhuriyet 5 Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Baskani: "Toplumumuzun sanata olanı duyarlılığı övülmeğe değer,, Sanat Servlsl îstanbul KtU tür ve Sanat Vakfı Yönetim Ku, rulu Başkanı Dr. Nejat F. E o zacıbaşı Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. «Sayın Eczacıbaşı, îstanbul Festivali'nin onuncusu bu yü başanlı bir blçimde gerçekleştlrildi. Böyle bir festival düşüncesl nasıl doğmuştu, anlatır nusınız?» Dış ülkelerde sanat olaylarını izlerken tstanbul'da da bu tür bır festival düzenlenmesim 1964 yılından beri düşünüyordum. Esasen yurt dişmda bu tür kültür iestivallerı ni izleyen her aydın, ülkemizde de böyle bır festival yapılmasımn özlemı ıçinrtp idi. önce, konuyu geliştirebilmek için bu tür festlvaller düzenlemiş olan ıızmanlann <?örii'*lprim aimavı düşündüm. Ilk olarak 1968 yılında Norvec'li Arne Jensen gel di. Jensen, 195766 yıllan arasında Bergen Festıvali'ni orşanize etmiş, daha sonra Helsinkl Uluslararası Festivali'nde direktörltik yaptnıştı. tkincl gelen uzman Macar asıllt Andre Borocz oldu. Borocz, 1950'de Menton Festivali'ni kurmuş, 195? Baalbek Festivali'nin kuruluş çalısmalarına Iştirak etmK «%3'te Cervo ve 1964'de de St. Proper Festival leri'ni organize etmisti. Borocz'u Unlü Virtüoz ve Ba ath Festivali kurucusu Menuhin takip ettl. 19651968 yılarında tinlü Ber gen Festivali'nin düzenlendiği Norveç'tpn VP Frtmsa'dan uzınanlar getirdik. 1%8'te Salzburg'daki ünlü Mozarteum'un kurucu ve yonPtınsi Paumeart ner'1 ziyaret ettim. tstanbul kentıne havran olan Paunv gartner, sanat alemindeki saygın kkili&ı ıle bara cok varrtiTi cı oldu. Onun aracıhğı ile, bir s r a ünlü sanatçı ile temas etmek olanağı buldum. örneğin, Festlval'ln Onur Kurulu'nda bulunan ve seviyesini dünyanın pek çok festivalininkinden daha yükseğe çıkaran üyelerin çoğu, Paumgartner'in kişili^i nedenj ıle bu görevı kabul ettiler. Wühplm Kemp" 'îîhun Mehta, Carl Ebert, Carl Orff, Leonard Bernstein, Fablo Cassals, Andre Malramc, Jahudi Menuhin, Her bert von Karajan, Arthur Rubinstein, Leopold Stokowski, Dame Ninette de Valoıs gibi. Bu kurulda tabi ülkemizden de seçkin lsimler bulunmaktadır. «Festivaltn amaçlannı özet ler misiniz?» îllt düşüncemiz Birmci îstanbul FestivaliYıl tvıalazgirt Zaferi'nin yıldbnümü olan 1971 'de dy^enlemektı fakat Cumhurlyet'in 50. yıldönümüne ikl yıl kaldığı içm, fesiıvalı 1973'de baslatmavı daha anlamlı bulduk. Istanbul Festıvali'ne, kurjuşundaki amaçlan doğrultusunda devamlıhk saŞlamak zarure11 vardı. Böylesıne bir girişimtn karşısına elbette çıkanlar olacaktı. Bunu yozlastırmak eği liminde olanlar bulunacaktı. Hatta bundan kışisel yarar bek leyenler de çıkabilecekti. tstanbul Sanat ve Kültür Vakfı'mn statüsü bütün bu ihtimaler ve tehllkeleri görerek hazırlanmış çok önemli örnek bır belgedir. Bunun hazırh&ına çok vakit verdik. Statünün hazırlanms»smda Sayın Cevat Memduh Altar'm engin bilgisi ve sabırlı çalısmalarına çok şey borçluvuz. Ne idl buradakı amaç ve biz neyin devamlılığım sağlamak ıstedik. Bu, Vakıf Senedi'nin 2. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir: «Madde 2 tstanbnl Kültür ve Sanat Vakfı'nın temel a n » cı: Memleketimizin turistlk potansiyeHni olağanüstü düzeyde değerlendirme, Istanbul'un dış ülkelerde temsil ettiei tarihse) ve kültürcl s^içten vararlanarak, ulusal kültürümüzün bütün dallannı, devrimlerimlzin ulaştırdığı düzeyde diinya kamu oynna tanıtmak amacıyle, ön planda tstanbul'da ve turlstik potansiyeli viiksek yörc lerl mekân nisbetinde iincelik vererek yurdun öteki bölgelerlnde, belirli tarih ve sürelerde uluslararası nitelikte. kültür ve sanat şeniikleri düzenlemektir.» Yukanda maddede açık bır dille ifade edildiği çibi îstanbul Fe«:tivali (ulusal kültürümüzün bütün dallanm devrimlerimizin ulaştırdığı düzeyde ve uluslararası nitelikte) bir Festivaldir. Bugüne kadar yapılan eleştirilerin ve gösterilen tepkilerin en önemiileri, bu «nlnsal» ve «uluslararası» kavramları etraltnda odaklanmaktadır. Kuruluşun salt güzel ve anlamlı hazırlanmış bir statü ile dilediğimiz basanya gitmesi ta bii mümkün değildi. Teşkilâtın da bu ölçüde çalışması lazımdı. «Vakfın çalışrnalan nasıl gerçeldeşmektedir? Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın çalışmaları bir umum müdürlük yönetiminde idare edilir. Çok değerli ve bilgili arkadaşımız Sayın Avdın Gün TJmum Müdürlük görevini üstlenmiş, değerli yardımcılarının desteği ile bu büyük ist başarmaktadır. Yönetim Kurulu dört işadamı yedi sanat ve kültür temsilcisinden oluşur. Yönetim Kurulu'na Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü, Devlet Tiyatro. lan Genel Müdürü, Cumhurbaş kanlîgı ?enîoni Orkestrası Müdürü görevlerl gereği tabii üye olarak katılırlar. Ayrıca Devlet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Turizm Tanıtma ve Kültür Bakanlığı da birer üye ile Kurul'da temsil edllirler. Vakfm aynca bir Kurucular Heyeti de vardır. «Festlvalln «halka dönük» olup olmadığı konusu bep tartışıla geldl. Slzln sövleyecekleniz?» Festival hakkmda ılk günden beri çok şeyler söylendi; haklı ve haksız eleştirilere tanık olduk. Bir süre. «halka dönüklük» bir sorun haline getlrilmek istendi. îstanbul Festivali sanatın sınır tanımayan niteliginden yararlanılarak çeşitli ülkelerden, çeşitli dallann en Ust düzeydeki temsilcilerini Ulkemize getirerek halkımızın yaranna sundu ve sanırım böyleee, önernli bir hizmet gördü. Biz elimizdeki gösteri yerlerinin imkânı içinde ve benzer festivallerden çok daha ucuz fiata bilet satmaktayız. Daha geniş bir çevreye yayılması hususunda olumlu öneriler varsa tabi buna daima açığız . Festivalin TV ile daha yakın ilişkide olmasını cok temennl ederiz, ve daima da ettik. Ancak bu yetki, daha ziyade TRT idaresinin elindedir. Dunya Kupası'nın Festival seyircisi üzerinde çok etkisl ola cağından endişe duyuyorduk. Bunun böyle ohnadığını görünce, toplumumuzun bu konuda vardığı yargıdan çok onurlandık. Burada da toplumumuzun sanata olan duyarlılığı çok övülmeye değer. En çok ilgi toplavan programlar bale ve dans topluluklan oldu. Festivali Istanbul dışmdakı ilginç ve turistik verlere gö türmemiz esasen statümüz gereği. Bu yıl böyle bir girişim de bulunduk. Bundan sonraki yılarda da bunu sUrdüreceğiz. UtuslafamsıIO.Istnnbul fesfîualî Viyana'da muhasara asaması tamamlandı Sezer TANSUĞ ÎYANALI genç sanatçı Axl Litschke'nin kataloğu meğer tam bir fikir vermiyormuş. S temmuzda Urart Galerisi'nde açılan sergisini gördüğümüz zaman yaptığı işin gerçek anlamda büyüleyici olduğunu anladık. Viyanah ünlü sanatçı Anton L6hmden'in asis tanlığını Axl Litschke'nin yaptığı atölyede resim eğitimi gft ren ve ilerde resim sanatımızın önde gelen bir ismi olacağma inandığımız Mehmet Gün, Litschke gibi bir çizgi v» renk virtüozunu tanımamızda sanınm önemli rolü bulunduğu için kutlanmahdır. Bu serginin Aya trini ya da başka bir mekânda yer alan herhangi bir önemli keman resitalia den zerrece farkı yoktur. Küçük boyutlar üzerinde gerçekleşen bu derin ve anlamlı çizim ve renk icrasma hayran kalmamak da elde değildir. V ÜNLU Sovyetler Birliği'nin ünlü Azerbaycan Dans Topluluğu bugün saat 21.30'da Açıkhava Tiyatrosu'nda ilk gösterisine çıkıyor.. Ciddiye almak Dikmen Gürün UÇARER LUSLAHARASI 10 îstanbul Festivali'nde yer alan «Aşsağı Yukarı» çağdaş ortaoyunu olarak tanıtılan bir yapıt. U Tiyatro salonlarmı depo ya dönüştüren mal sahiple " akan zaman,duran zaman ' rinln, tlyatroda batı taklit çiliğlrün, tiyatrodan anlamayan eleştirmenlerin kınanması iylhoş, hatta dog ru da, «biz bu işi böyle ya parız» diye ortaya konan olay en az bu doğrular ka dar yanlış ne yazık ki. Ge nelde, eskl deyimiyle «tema şa sanatı»nı clddîye almayan ve kolay doyuma ulaşan seyircinln nabzına g& re şerbet veren bir tutum, herhalde batı taklitçiliğinden, daha az zararlı değili dir.. i «Aşşağı Yukarı»yı Izler' ken ister lstemez blrkaç soru geliyor akla: Bu oyun^ dan amaç nedir?.. Bu oyu mm Türk tiyatrosuna katkısı ne olabilir?.. v.s. v.s.Ama hepsinden önemlisi;1 Batı taklltçiliğinln karşılı gmda getlrilen nedir?.. öz ve biçim'de yüzeysel bir güldürü.. Prof. özdemir Nutku'nun «Orta Oyunu'n da Yabancılaştırma Kavramı» üzerine yazısında belirttigi gibi, «jreleneksel TUrk tiyatrosunun estetigri üzerinde durmak ve dikkatle yapılacak incelemelerle bir senteze varmak zo runludur.» Bir yöntem ca lışmasırun kapılarmı aralayan bu vablaşım acısmdan bakıldığrnda, bu oyunda yapılanlar doğru olmadığı söylenebilir. Orta oyu nunun kemikleşmiş bir ya pısı vardır. Belki çağdaş cizgide bir düzenleme ama cıyla bu yammn özelliklerine uyulmadıgı gibi. Kavuklu ve Pişekâr'da, toplum sal düzende saglarn bir ye re oturtulmuş tipler olarak değil de, sadece lsmen yaşatılmışlar «Aşşağı Yukan»da. Seylrcinin kolay reaksiyon verdiğl açık saçık nükteler, cinaslar ve hareket komikliklerl temel de orta oyununun getlrmeyi amaçladığı toplumsal eleştiriyi getirmek için yeterll degil sanıyoruz.. Bugü ne kadar izlenen pek çok oyundan çağnşımlar ya pan «Aşşagı Yukan» zaman zaman bir potburl'ye benzemlş. ^ Litschke Viyana'da sesiz sedasız çalışıp ürünler veren Fantastik Itealism okulunun gelecekte belki de en önde gelen bir temsilcisi olacaktır. Avusturya Kültür Merkezi Müdürü Sayın Dr. Kasper'in de belirttiği gibi, Viyana'daki bu ekol sürrealist sanatm iri boyutlu ve zaman zaman özen gösterilmemeye dikkat edilerek oluşturulan genel biçim düz leminden farklılaşmaktadır. Sürrealistler bu çağdaş Viyana ekolünün üyelerini kendilerinden saymış, fakat Batı Avrupa ve Amerika'daki Sürrealist ürünlere kıyasla, bu akınu değerlendirmeleri smırh kalmışür. Bu belki de sürrealizmin bazan edebi bir içeriğe bürünmesi ve öte yandan îdeo lojik nitelikli bunalımlara girip çıkması yüzündendir. Erotik içeriği yorumlamakta da sürrealistlerin bilinçaltı deney lerini bazan mundarlaştırmaktan kaçınmadıklan göze çarpar. Viyana fantastik ekolünün hem bu sorunlar karşısınt da tedbirli, hem de uygulamada virtüoziteye ulaşan arayışlar içinde bulunması, önemli bir kişilik belirtisidir. Öts yandan Viyana ekolünün gittikçe yoğunlaşan Amerlkan sanatı etkisinin dışında kalabilen bir dengeyi korumakta direnmesi de ilginç görünmektedir. Anton Lehmden'in öğrencisi Mehmet Gün'se sürrealiBme kafa tutan bir tür sürrealist anlayışıyla, yani sürrealizmin bilinçaltı ilgilerini bilinç düzeyinde ele almayı amaclayan resimsel araştırmalanyla, gahba Viyana mudafaasım yaran ilk kahramanımızdır. Muhasara asaması tamam>! landı, fetih mi başlıyor dersiniz?, melih cevdet anday Örnek alınması gerekli iki sergi O. Zeki ÇAKAIOZ' JPencerede Bir Surat ostahane caddesindekl Şükran Lokantasından çıkıp çoğun Yenişehir'e giderdlk, Kutlu Kahvesine. Paris kahvelerine benzer bir kahve idi bu. Bizden yaşça büyük yazarlar da gelirlerdi oraya. Bir gün Ataç sevinçle gırdi içeri. «Doktor Korkut öldii» dedi. Doktor Korkut, herkesin sevdiği rahmetlı Ingiliz yazınj profesörü Saffet Korkut'un eşi idi, kimse sevmezdi a adamı. tçımizden bıri, «Neden ölmiiş?» dıye sorunca, Ataç, «Üzümünü ye de bağını sorma» dedl. Sadri Ertem, söyleyeceği her söze, «Tanzlmat'tan sonra...» dıye başlardı. Nahit Sırn örik, eğer yanındaki masada tamdığı biri oturdu ise. adam gîttikten sonra garsonu çağınr, «Kaç lira bahşiş verdi?» diye sorardı. Garsonun kızgın kızRm, «Biz bahşisse bakmayız» deyıp gitmesi üzerine de. kendl kendine, «A.. A.. Terbiyesiz adanı!» diye mırıldanırdı. P U LTJSLARARASI10. îstanbul Festivali kapsammda ikl serj gi daha festival süresince agık. tstanbul Türk îngilıa Kültür Derneği'nde, îngiliz yontucusu Tom Morrielleld'in «Dansta Sanat» sergis''y!e, Istanbul Resim ve Heykel Müzesi Halil Dikmen Galerisi'nde, Patrick Dolan'm derledıği, günümüz Wales sanatçüarınm desen çalışmalarından oluşan sergi. Her iki serginin, ülkelerınin genel sanat düzeylerinden ne ölçüde bir kesit ve nitelik taşıdıklarının değerlendinlmesi ve tar. tışması bir yana, kataloğlanndan başlayarak sunuluşlarındakl disiplin ve özen, kültür ilişkilerine, sanatlanna ve sanatçüarına verdıkleri önem ve gösterdikleri saygınlık övgüye ve örnek almmaya değer herhalde.., Tom Merriefield, ülkesinin ve çağdaş sanatm koca yontu ustası Henry Moore düşünüldüpnde ve o ölçekten kaynakh bir dil ve sentezde nerededir?... Bu belli tasalı ve tematik yaklaşımü sergisindeki işleriyle kuşkusuz irdelenemez... Nedır, yıne de bu bağlamda, sanatcıyı belli bir statiklik içinde gördüğümü notlayBbilirim en azmdan . Bu statiklığm kımi zaman, konunun da önerdigi bir çeşit gevşemeyle ıllustratif oyunlarla buluşmasını da .. örneğm 13 numaraU «Yellow Study 2» adlı deseninde, Ogürlerin öncelikle portrelerindekı yüklenim. bu illüstrasyon sınınnda bir duraksama .. Sergıde yer alan dört yontu ve desenlerinde, dans'ın, özellikîe klasik dans'ın, bale'nin ritmleri ve çeşitli figürlerinin, kökende bir klasik estetik anlatımdan, eşli hsreketlerden kaynaklanması, değindiğim işte bu illüstratif degerde hiç de«ilse çağnşımda bir kıvrak çizgi dolanımlanna ve dokularma itmekte sanatçıyı... «Sanatm Doğrnluğu» sergisinde, Wales sanatçılannm, sergin)n adına koşut ve «doğru»ları sanatsal yaklaşımlarla da aramaıun, daha açık bir deyimle, «Doğru» kavrammm sanatla da çözümü çabalsrının ilginç örnekleri ızleniyor.. Batı sanatının, özel . likle 1900'IU yıllann başından, bir kübizmden, bir soyutlamadan, çağdaş figürattt sanata değin, çeşitli biçemlerden varyasyonlar çağnştıren bir sergi... Örneğin, Paul Beauchamp, bir Michael Crowther'de su kübizm tasası izlenırken, bir Michael Cullimere'da öncelikle Bonnard'a özgü bir nabi yorum, bir Carole Hodgson'da soyut yaklaşımlar, bir Harry Holland'daysa tabanı barok egiümlere varan, ama iletiminde çağımız figüratif anlatunında eksenleşen beğenllı ve düzeyli yorumlar izleniyor... Festivalin, plastik sanatlar etkınlikleri içinde lzlenmesi, ka* çınılmaması gerekli gösterilerden ikisi daha bu sergiler... Yanında da, yukarda satır arasında değındığim tasada, bizim de âıa dünyaya açılan sanat etkinliklerimiz için, kataloğundan, sergilenmesinden tanıtmuna değin ölçü ve örnek alınması gerekli ikl sergi... Kemalettin Kamu mlüetvelsUl olmuş, tsmet Inönü'nün seçımi ile Müstakıl Grup'a glrmışti. Bu Müstakil Grup, sözümona, muhalefet yapacaktı, Cok partill döneme hazulık gibı kurul muştu. Ama bu grupun başkanı olan Abdttlhalik Renda (kısa boyluydu. ama uzun adımlarla yürürdü) CÜ.P. süzcüsünden önce kürsüye çıkar, getlrilen yasa tasarısını göklere çıkarırdı. Dlyeceğlm, muhalefete benzer bir durum yoktu ortada. Kahveye geldiği bir akşam Kemalettin Kamu çakırkeyiftl, Müstakil Grup'a seçüditinden ötürü duyduğu mutluluğu anlata anlata bitiremiyordu. Kalmış belleğimde, «Ama bir şeydir bu... Bir şeydir bn!» öeyip duruyordu. Sanınm, «Bize Htifat tır bu» demek istiyordu. Onunla birlikte milletvekili olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın. bır gün. bir dostunun evinde, koltuğunun arkasına yaslanıp «MilletvekUUği ne hoş muş!» dediğinl de unutmam. Evkaf apartımamnda kalıyordu. Ahmet Kut si Tecer, ondan önce milletvekili olmugtu. Tanpınar'ın, milletvekilliğl İçin ona yazdığı mektuplar yaymlandı. tyi dosttular. Duyduğuma gore. Memduh i^evket Esendal ile Cevat Uur sunoglu imlş bu gençieri parlamentoya getirenler. Bvet adlarını saydıkla rım, o zaman, «genç milletvekilleri» diye bllinirlerdl Yülar sonra tstanbul Konservatu van Tiyatro Bölümünde ögretmenlik ettlğimız, eski hocam Ahmet Kutsi Tecer'e bir gün, Todorî'de rakı lçerken Varlık Vergısi Yasasmın nasıl olup Meclis'ten geçtiğini sordum. «Çok kolay geçti.» dedi Tecer, «Hayırü bir ls yaptığımızı düşünüyorduk. Sonuçları göriince şaşırdık.» Bir gün de. Milll Egltim Bakanı Hasan Âli Yücel kahvede bizi görünce gelip yanımıza oturdu. Çok zayıfladın, dedl bana. «Beslenemiyorum» diyemezdlm. Bunu aaladı. Gerçek bir incelikle. Aşık mısın? diye sordu. GUlümsemekle yettndim. O gt^nlerde Orhan Velî'nln «Oktay'a Mektuplar» adlı şiirl yayunlanmıştı. (Oktay Rifat, Paris'te idi); Hasan Ali Yücel, 0 şiirdekl, Ve bugünlerde Melihie ben Aynı kızı seviyoruz. dizelerinl mırıldandı kendl kendine, sonra bize dönerek. Sahl tni bu? diye sordu. Bizim «evet» dememiz üzerine de, Yabu, neden birbirinizi öldürmttyorsunuz? dedL Oysa bizim birer sevgilimiz vardı, ortaklık üçüncü bir hanım içlndl: araa KARAGÖZ GÖSTERİSt AKBANK Karagöz ve Kukla Tıyatrosu Yedikule Müzesi Açıkhava Tiyatrosu'nda Karagöz gösteıisl yapacak. (Saat 21.00), Tacettın Dıker'in sunduğu gösteride, Seluhattin Erener «Yardak» rolünde. AYNAROZ KADISI MUSAHİPZADE Celâl'in yazdığı ve Vasfi Rıza Zobu tarafından yonetılen «Aynaroı Kadısı» adlı üç perdelık güldürü saat 21^0'da RumeUhısarı'nda. Dekorlarını Nilgün Gtırkan, kostumlerını de Türkân Kafadar'ın gerçekleştirdiği oyunda rol alan sanatçılar şöyle: Bauf Altmtak (Yakup), Şehime Erton (Eda), Deniz Uyguner (Muharremj, Necdet Yasın (Euknettm), Metm Çelıker (Adem), Avni Yalçın (Hristo) Birsen Kaplangı (Afrodıt), Ersan Barkın (Pavlos), Atacan Arseven (Gregoryos), Yavuz Şeker (Semi Molla), Ayşin Atav (îşverız), Hümaşah Hiçan (Zahide), Fethiye Sezer (Nurbanu), özen Tutucu (Safder), Küvit Ozdoğru «Leml Molla), özcan Gürol (Dehri Kfendi), Arslan Altın (Nutkl Elendi), Saltuk Kaplangı (Ishak Efendi), Cem Davran (Lala). Mehmet Bulduk (Zangoç). sadece romantikti bu sevda. Birbirimtzi öldürmenin gereğî yoktu bu yüzden. Rakı lçerken sözünü ederdik. Hani. An benim sevdiğlmi sevse bütün halkı cihan Sözümüz cümle heman kıssai canan olsa beytindeki gibi. Müşfüt Kenter, Harbiye'deki tiyat rolannda, «Bir Garip Orhan Veli»yi oynarken ben ön sıradaydım; ünlü oyuncumu2, masada mektup yazar gibi başladı. «Oktay'a Mektuplar» şitrine, «Ve bugünlerde Mellh'le ben Aynı kı2i seviyoruz» dizelerine gellnce, başmı kaldınp seylrciye baktı. Bu sıraua ön sırada oturanlann bir iklsi de eğilip bana baktılar. Hanl nerdeyse soracaklardı. «Kim bu kız?» diye. Oysa, yukarda da söyledigim gibi bu ortak sevdadan başka o zaman bizim birer sevgilimiz vardı demek, ken dimize özgtt birer sevdamız da. Ben akşam yemeklerinden sonra o kızın ailesiyle oturduğu eve doğru yola çıkardım. Dışardan bir ziyaret. Çoğun Orhan Veli de gelirdl benlmle, kızın evl bayırımsı bir yerde idi, pencereleri yüksekte kalırdı. Bu yüzden Orhan'ın omuzuna blnerek yükselir, kızı görebileceğim pencereye ulasırdım. Bir akşam Orhan; Sen bana omnz ver de, bir de ben gSreyim dedL öyle yaptık. Orhan Veli soğukkanlı adamdı, pencereye varması İle, «tndir beni!» demesl bir oldu. tner lnmez de, «Kaçalım» dedi bana. Meğer pencereye ulaşınca kızın babası ile yüzyüze gelrais. adam korkudan bağıracak olmus. KİMKİME ÖZ6ÜRLÛ6U dedi |ysıflamqk fcın kmmjoc Behic AK ^ . M ^