22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriy«t 2 evlet yöneticllerl ister slvll lster asker kokenll olsun kendl lcraatını denetleylp kısıtlayan hukuk kurallarından ve bunlan uygulama yetkısıyle donatılmış yargı mercllerinden pek hoşlanmazlar. Bunlan «arabanın tekeri önüne konulmuş taş> glbl görürler. Bu tutum askerler lçin az çok doğaldır. Çünkü onlann görevl. her şeyin önünde gelen yurt savunmasıdır. Vatan elden glderse ulus tutsak, devlet de yok olur. Askerlık mesleğl bir özveri, emirkomuta ve dlslplln mesleğidlr. Bu nedenle askerlik kurumunun kendlne özgtt blr lç hizmet yonetmeliği, yapısına uygun blr yargı slsteml vardır. Dlslpllnln sağlanması, bağsızkoşulsuz «ltaat» temellne dayanır. Her rtitbedekl komutan genç yaşından berl komut ve buyruk vermeğe alışmıştır. Bu alışkanhğı smırlayacak kural ve kurumlardan hoşlanmamas: bu yüzdendir. Askerllkten slvll yönetlclliğe geçenlerln bu alışkanlıktan hemen kurtulmasına olanak bulunmadığım da doğal bulmak gereklr. Bu konuda Atatürk blr Istisna oluşturur: Büyük önder, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın en karanlık ve tehllkell günlerlnde blle yargı kurum ve yetkllerlne el attoamıs. vatan hayınlannı, asker kaçaklarını, lsyancıları yargılamak lçln TBMMnln kendl üyelerl arasından seçtlgl klşilerden oluşan olağanüstü yetklll slyasal mahkemelerl (tstlklâl Mahkemelerl) ülkenln türlü bölgelerlne yollamıştır. Bu olağanüstü mahkemeler askersel degll. slvil nltellkte olup, genlş yetkllerlnln sının yasa lle bellrlenmlştl. Büyük Utku (zafer) lle vatanın kurtulusundan sonra bu mahkemeler yavas yavaş kaldınlmış, ellerlndekl dosyalar nonnal slvll mahkemelere aktarılmıştır. AtatUrk «yasanıda en gerçek yol gösterlclnin bilim olduguna» nasıl lnanıyor idlyse «devletln tetnelinln adalet olduguna» da öylece lnandığı lçin, Ankara'da bir söylevle llk açtığı yüksek öğrenim kurumu sonradan «fakülte» adını alan ve Ankara Ünlversltesi'nln çekirdeginl oluşturan Hukuk Mektebl olmuştur. Onun 5 kasım 1925'dekl açıs söylevınl can kulağıyla dinlemiş mutlu ögrendlerden birl olan bu satırların yazan, o zamandan berl ülkede hukukun temel llkelerinln egemen olması lçin Unlversite lçlnde ve dışında çaba harcamayı kutsal bir görev saymış ve bu görevlnl günümüze dek sürdürmüştür; ell kalem tuttuğunca da sürdürecektir. Işte bu nedenledir kl, Devlet ve Genelkurmay Baskanı Sayın Orgeneral Kenan Evren'ln bncekl hafta Anayasa Mahkemesl'ndekl torende, geçen hafta da, 114. kuruluş yıldonümü dolayısiyle Danıştay'da hukukun UstünlUgtt llkeslnl vurgulayan konuşmalarını büyük blr sevlnçle lzledlk. Danıştay'dakl törende Sayın Evren şoyle dlyordu: OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 16 MAYIS 1982 D Damştay'ın 114. Yılındakı Kıyım Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU en bellrgin kanıtı olmaktadır. Hukuka ve adalete mllletçe en derinden Inançlı oldugumuzun ba^ka blr kanıtı olarak da, 12 eylul 1980'den evvel Ulkemizi bir Iç har bln eşiğine getlren, devletimizl bolup parçalamaya yönelen terör ve tedhişe ve yıkıcı eylemlere rağmen, 12 eylül sonrası Idaremizin normal yargı slsteminde en ufak bir değlsjklik yapmayışını ve hakimlerimizl mevcut yasalar ve vlcdanl kanaatlan lle hasbaşa bırakmıs olmasmı bellrtmek, zannederlm ki, yerinde olacaktlr.» Hukukun Ustünlügü görüçtine can ve yürekten katıldığımızı belirttlkten sonra, «hukukun Ustünlüğtt llkesl»nln «yasanın üstünlügü llkesl» demek olmadıgını, kıdemli bir hukukçu olarak, blr kez daha belirtmeyl gorev bllirim. Eğer bunlar eşanlamlı kavramlar olsaydı, AbdUlhamit dönemlnl «mutlaklyet ve istlbdat» degll «meşrutlyet» rejlml olarak kabul etmek gereklrdı. Çünkü Abdülhamlt mahkemelere ve yasalara dokunmamış, Anayasayı ortadan kaldırmamıs, sadece kendlsi istedlği zaman uygulamak Uzere «rafa kaldırmış» idl Oysa yasalar anrak yansız ve adaletli biçitnde uygulanmakla varlık ve deger kazanabüirler. Hukuk devleti, hu kukun Ustünlügü llkelerl de, kişinln başka kisllerlnln eylemlerl karşısında degil, devletin her türlü eylem ve işleml karsısında da korunması ve yetklll adalet mercileri cinUnde kendlsinl savunma hak ve olanagının bulunması lle geçerlik kazanır. Bu olmadıkça yukarıki ilkeler de var olmaz. Devletin en yüksek katmda görev yapan yöneticilerln, alt katlardakl lslera ve uygulamalarda bütün ayrıntıları izleyip bllmelerlne olanak bulunmadığından, TRT'de yapılan 9 kasım 1981 kıyımının, gerek Devlet Başkanı'nca, gerek Danıştay Baskanı'nca, 10 mayıs 1982 günü Danıştay'dakl törende vurgulanan llkelerln ışıgı altında blr kez daha gözden geçlrllmesine yararı olacagı düşünce ve umu duyla, adı bende sakh eskl bir öğrenclmden almıs olduğum 28 ocak 1982 tarlhli uzun mektubun en önemll bölümlerlni olduğu gibi aşağıya geçiriyorum: «Siz bizim her zaman örnek aldıgımız hocamızdınız. Sizin glbl erdemll bir yolda yürümek, hukuka Inançlı blr aydın olmak benlm de baslıca amacım oldu. TRT de progrram ürettlgim sürece, ükelerlme baglı kaldım; ne kendiml ne de bana emek verenlerl utandıracak tek blr satır yazmadım, tek bir röportaj yayınlamadım. Bugün de yine erdemli blr yolda yüriimenln çabası içindeyim. Ama, arkadaslarımın ve bpnim ba^ımıza gelenler, zaman zaman beni umutsuzluğa düşüriıyor. TRT'de çahsan, benlmle birlikte toplam 101 kişi, 9 kasım 1981 sabahı bagh bulunduğumuz müdürlerin odalarına çagrıldık vo bir sarı zarfla başka kurumlara atandık. Hlç bir neden, hiç bir yasal gerekçe gbsterllmeden (...). Gerçek nedenler bllin medlğinden, olay her gün daha karanlık bir buluta gömUlüyor (...). TRT Genel Mfldurü, olayın kendislnl aştıgını, Basbakan bunun bir «devlet tasarrufu oldugunu, yorum yapılamıyacağını» söylüyorlar (...). 1970 yıhndan ! > kasım 1981'e kadar TRT'de seklz yıl radyo programcısı, tiç yıl TV Gcnel MüdUrlUk denetçlsi ve Ankara TV denetçlsl olarak toplam 11 yıl çalıştun. Kurum adına lisans Ustü kamu yönetimi uzmanlık çalışma^ı yaptım. «Sanaylleşen ve Kentleşen TUrkiye'de TRT'nln İ?levi» konulu «master» tezhn Tiirkiye ve Ortadogu Amme tdaresl Enstltiisü'nce kabul edildK...). Ben ve arkadaşlanm mesleğlmizi bir çiçek gibl dzenle bııyütUp (tellîtirmege calı.ştık. Yolsuz, elektrlksiz, okulsuz, sağlık ocaksız ybrelrrimizln sorunlarını mikrofondan, ekrandan aktarabüdlgimlzde en mutlu uykulanmızı uyumu»tuk (lşte en büyük suçunu/! H.V.V.). Baska kurumlara atanma nedenlerlmlz olarak şunlar dUşltnUlüyor: 1) TRTDER (Tüm Radyo ve Televlzyon Çalıganlan Dernegl) üye«l olmak. Ancak iıye sayısı 2000'e yakın blr derne$in üyelerl arasından neden bizler? (...). Dernegin çalışmaları nedenlyle hlç blr adll kovuşturmaya ugramadık. Üye olarak bizlrre hlç blr suç isnat edilmedl. Sağcı ga7etelerin sataşmalarından başka. 2) TRT'de çahştıgım 11 yıl lçlnde yazdıgım, ürettlgim hlç blr prosrramım içln idari, adll soruştunna geçlrmedlm, ceza almadım. TRT yayın llkelerinp aykırı tek bir satır yazmadım. Yalnız Ankara Televizyonunda denetçillk görevlmln son aylannda okudufcum program metinlerinde «ulııw, «ulusal» sözcüklerini, «mlllet» vo «milli» yapmam lçin baskı vapıyorlardı. Atatiirk'ıln 100. dogum yıldonıımılnde hu baskının Atatürk llkelerlne aykırı oldugunu söylcdlgimde (Atatürk'ün kullandığı «ulus»u kullanmak da bir başka suçunuz HV.V.) yalnızca susuluyordu. Yasal yollarla bizl görevimlzdcn alamadılar, yıldıramadılar. OlaganüstU donemln koşnllanndan yararlanılarak kimblllr np korkunç ve gerçek dışı eylemlerle suçlandık. En korkuncu da, ne ile suçlandıgımızı bilememek ve kendiml xl savunamamak. 3) Atanma kararnamelerimlz Devlet Başkanı, Başbakan ve ilgili Bakanın Imzalarıyla gerçeklestigi lçln, DANISjTAY yolu da kapalı. Bttylece en dogal hakkımız olan hlr yargı organının öndnde aklanmamıza da olanak verihniyor. Gazetelerde açıklama yaparak bir yazıyı, dönemin koşulları nedeniyle yayınlayamıyoruz. Bazı değprli yazarlarunız, ko^ullar elverdlglnce ve gazetelerine zarar vermlyecek ölçiıde, olayın baksızlığını duyurmaya çalıştılar. 4) Yapılan l;lemlcrdpki haksızlik blr yana, blzlerl cezalandırmak Istegl de açıkça ortada: tki aylık Ikramiye tutarımız ve peşln ödenmlş kasım ayı maaşlanmıı borç olarak çıkarıldı. Blr örnek olarak ben TRT'ye yaklaşık 24 bln TL. ödemekle yflkUmltt kılındım. Bu, hangl hukuk ilkeslyle açıklanabilir? Suçumu bilmlyorum ve bunca cezaya ugratılıyorum. Hocam, blz kendi bakkımızı savunamıyaraksak, Hukuk Fakültesl'nde bize verilen emeklere yazık olmadı mı? (...). Değerll Hocam, olağanüstü dönemler, karanlık klşllertfı Istediklerl gibl at oynatacakları blr dönem olmamalıdır. Bu dönemlerde en temel hukuk llkelerlnin zedelenmesine Izln verllmemelldlr. Okuduklanm adına, bana verilen emekler adına ylnellyorum: Suçsuz ceza olmaz, her ceza bir suçun karçılıfrı olmahdır ve Imanların yargılanma, aklanma hakları, dftnpm ne olursa olsun, ellerlnden alınmamalıdır. (...) Savas suçlu larıni bile yargılıyorlar (...). YOnetldler susuyor; yargı mercileri, ellerl kolları yasalarla bağlanmı^ oturuyorlar. Siz hllg« klsl, saçlannı Hukuk Devleti içln agartmıs Hocam, siz yanıtlayın bizl: Ne lle suçlandıgımızı nasıl ttğrenlriz, kendlmlzl ne yolla aklayablllrlz? En dertn saygıyla ellerlnlzden öperün.» A.rmaz!.. ır Amerıksn dolan resml piyasada 150 liradır. 1979 yüını.ı ba^ında 47 lıraydı. JQ8l'de 100 lırayn yukseldı Bu ışın uzmanları dıyorlardı kı. 1982'nin ılk aylannda 1 Amerıkan dolan 150 lıra olur sonrd 200 o dogru tırmanır. «Sureklı devaluasyon» suıocını yaşıyoruz. Bu sureç buı neroye goturur? Kazandığımız ne? Yıtırdıgimiz ne? Bvnlara yanıt verebılmek ıçm Devaluasyon ne demektir» aorusunu bır kez daha irdeleyelım • Devnluasyoıı. deger düşurulmesi anlamını taşıyor «Türk llrası devalüe edtldi» tumcesi böylece belırgınleşiyor Hrr devaluasyonda Turk lirası, Amerıkan dolarına karşı gücunu yıtlrıyor 1970'da bır Amarıkan dolannı 47 lıraya alırdık; şimdi 150 liraya alıyoruz Demek ki parammn satın alma gücü yok oluyor Eskıden daha az Turk lırasıyla daha çok dolar ya da mark ve sonuçta daha çok makıne alırdık; şımdi daha çok Turk lırasıyla daha az dolar ya da mark ve sonuçtrt daha az sayıda makıne alıyoruz. Pekı. surekll devaluasyonun faturasını kım yıiklenmektedir? Surekll devalüasyonu yapan ülkenın emekçilerl köylusu. küçult memuru. işçısi dar gelirlisL devaluasyonun yuktnu ustlenir Surekll devaluasyon y.ipan ulkenıtı Orünlerinl 8atm alan yabancılar kuşkusuz gıderek deha ucuza malı kapatacaklardır. Süreklı devnluasyon, dışsatımcılara (ıhracatçılara) blr Ş97 kaybetttnnez Holdıngler. tekaller, surekll devalüasvondan kazançh çıkarlar Çunkü bunlar emekçılenn urettıklerı mallan devletin destoğıyle dışan satarken kflr ederler. Dışsatımdan sağladıklan dclarlar önceki glir 47 iken. dun 100 olmuştur. bugün 150'dir, yann 200'e tırmanacaktır. Bu durumda dıs» satım altm vumurtlnvan tavuk gibıdir Elındeki dolirlar (va da rrarklar vp bpnzerleri) sureklı olarak daha cok Turk lırası eden bır dışsatımcı klme ben7e? Dlyelım kl bir işcıdamı demır • çelik istif etmiştir, iç pıya<ada demır . çellk ftvatlan surekll vııkseliyor, istıfçi ışadamı da durduk yerde para ka/anıyor Tıokı bunun gibi Türkıve'de plindo dolar (ya â\ benzeri dovız bulunanl işadamı. akıl almadık bıçımde para kezanmaktadır, hem d« hiç yorulmadan... • O'ayın blr de tersinl düşünelim Bır isadamı süroklı dflvnlılnsvon ortamında demır çelık fabrıkası kuracnktır vn da kurmustur. Dolar 47 lira ıken bir ynbRncı ülkevlo anlasmıstır. Fabrikasını Türkiye'do kıırduktnn sonra üretime hn^layaeak iç pazarda malını satirak «mğladıgı ka7dnçla dışnnya borrunu odeypcektır No var ki Işadnmı iç pazarda kazandıftı Türk lıralannı dolara çevırorek dış borcunu ödemck zorundadır Oysa dolar önceki gjn 47 liravdı dun 100'e hrmandı, bugün 150 lira oldu, yann 200 lirava yükselecek Demir çelık lab»ıkasına ynttnm vapan ısndamı borcunu nasıl odevecek? Işçılenn ıırretlerıni dondursun, fabrikanın ürettiği malların fıvatlannı yükseltsin; yeter mı? Ya İç pivasa sıkı para polltıkasıvla durgunlaşmışsa? Satışlar vetersizsp? Demır . çelık fabrıknsı borçlarını ödeyemediği lçin ıflas tehllkesiyle karsı karsıva kahr. • Turkiye b" açmazın içindedır Devlet Baba» bir yandan dışsatım yapan sermn.yeriye .Sübvansiyon» yetiştfrecek; öte yandan iflasa dofcru gıderı özel fabnkalara «Sübvansiyon» spğlavacak Peki. bunun sonu var mı? •O7al politıkası» bıraz daha sürsun. sonuçlan görecegiz. Bu açmaz İçinde yalnız halkın değil. tum ulke ekonomısınin boğulması tehlikesı yatmaktadır. B ••• Ylne bugünkü glbl olağanüstü blr dönemde, 1971'de. hlç blr neden göstermekslzln beni ünlversiteden ayırdıklan zaman duydugum büyük üzüntü ve acıyı hlç unutamadıgımdan. yukankl mektup sahibi lle arkadaşlarmın üzUntUsünU taaa lçlmde duyuyor ve aynca tilkeyl büyük blr tehllkeden kurtaranlarm lktldar oldukları şu donemde hak, hukuk ve adalet kavramlarının bbylece yaralanmasına 1zln verllmemesinl yürekten dıllyorum. Vaktiyle bana uygulanan haksız lsleml Danıstay'da açtıgım dava lle lptal ettlrerek haksızlıgı onartmıştım. Çünkü o zaman savunma VP hak arama yolu kapanmamıştı. Ben «TRT'den çıkanlanlar gerl alınsın» demlyorum «Kişilerl savunmu>orum». «Onlara yargı merellerl önünde kendilerini savunma hakkı tanınsın» dlleğlnde bulunarak. hukukun Ustünlüjjrü llkeslnl savunuyorum, ve yazımı, olagan, ya da olağandışı her rejimde geçerll olan, olması gereken «Eladli esasül mülk» (Adalet devletin temelidir) sözuyle noktalıyorum. «Danıstay'm yüzyılı aşan blr süreden berl varlıgmı ve etklnllglnl sürdürebllmesi Türk milletinln hukukun Ustttnlügu 11keslne bağhhğının ve adalete lnancının Acılar, BULVAR OKTAY AKBAL Acılar.. İNSANLIĞIN BlRtClK SINAVI... Hüsamettln Çelebl, 12 mayıs günlü Bulvar'dakl yazısmda, Danış ma Mecllsi'nce ölüm cezası onaylanan 24 yaşmdakl Dudu Gül'ü konu ediyor. Yasayı uygulayanlara bir sozU olamayacağını, onlann yasa adamı oldugunu da bellrten Çelebl, «fakat..» dlyor sonra «Böyle bir kanunumuz olmalı mıydı?..» «..Böyle blr suçun Islenmeslnde etklll olan blr çarpıklık olduğunun kesln» oldugunu da vurgulayan Çelebl yazısım söyle sonluyor: «...ölüm cezalan karşısında düşünmek, çok düsiinmek gerektiğlnl öteden berl yazıyoruz. öldüren kişlnin, sosyal ve ekonomlk blr çarpıklık olmasa blle, cana kıyarken akll blr bozukluk lçlnde bulnnduğu keslndir. Aynı şeyl toplum lçln nasıl düsünebllirlz? Danısma Mecllsl'nde Dudu'nun Idanuna karsı çıkanlann oylan 24'U bulmu;. Bunu, ölflm cezası aleyhlndekl düsttncelerln glderek arttığına blr gösterge dlye alıyor, teselll buluyoruz. Bu, hoşgörünün artmakta olduğunun da göstergesidlr. Hoşgörü ise, Arthur Helps'ln dedlgi gibl, 'lnsanlığm blricik sınavıdır' Insanlık bu sınavı blr gün tam yıiz akıyla verecektlr.» 'İzleri var gözlerinin Slzde. bizde Oralarda buralarda Odalarda, mutfaklarda Salonlarda, banyolarda Izlerı var gözlennin Raşıkta çatalda Şu Çm vazosunda İzleri var gözierımn» diye başlamış, föyle bitirmiş «Kaybolso da bun lar haybolmaz Ayda Cuneşte İzleri gözlerirnin ve Evrende sesın Kaybolmaz.» Otuzuna basmadan dunyamızdan ayrılan bir genç kadın. Goride blr es, blr çocuk, bir ana baba bırakarak... Bir ölum. Her gun yüzlercesi, binlercesi. mılyonlarcası yaşanan bır olay Sıradan blr olay, do ganın gozunde Ama bunu bır de ana . babaya sor sanıza!.. Nei"eye baksa o'nu görecokler, o'nu duyacaklar, her yerde o'nun lzlerinl arayacaklar. Onlar da sıralannı savana dek .. Masamda kırmızı kocaman bir defter duruyor gunlerdir. Ehmi yakıyor, gözleriml yakıyor. «Tutma yanarsın» demiş hani bir şairinüz öyle işte... 'Kugu' nun 15 Günu.' Bir şnr kitabı mı demeli, bir yasam destanı mı, yoksa bır babanın torununeı seslenişi mi? Hele bu 'destan' bugüne dek hiç şilr yazmamış bır insanm kaleminden çıkmışsa, büsbutün şaşma« mısınız? Kızını yıtlrmış bir baba nasıl birden şair oluvenr? Olur işte Zweig, 'Yıldızın Parladıgı Anlar'da felçli Haendel'ın bir gece saglıgma kavuşup 'Messıh' oratoryosunu besteledigini yazar. Sabah olunca yeniden felçli durumuna donmuş buyuK bestecı... Yıldız, o gece parlayıp sönmuş... Onu anımsadım bu kocaman kırmızı defterdekl şiirleri okurken. Halıs Kurtça'yı okuriarımız iyi tanırlar. tstanbul'da ikl kez Mılll Eğıtım Mudürlugü yapan ünlü eğitim adamı... Evet. kırmızı defterdeki şiirleri yazan Kurtça Bır yıl once otuz yaşında kızını amansız hastalıklardan bırine kurban veren baba... O gunbu gun avuntu bulamayan, yaşamınm anlamını yitlren kışı... Billrım buyuk acılar sanat yapıtlannın doğmasında etkendır. Abdulhak Hamid Tarhan'da Beyrut'ta yıtırdigı eşi Katma hanımı anmak için 'Makber'i vazmadı mı? Halis Kurtça'nın şiirleri «torunu Kurtça'yla soyleşı» başhğını taşıdığına gore eanat alanında bır sav ılen burmuyor, böyle bir yönü yok O. içınden geçen dalgalan; fırtınalan, başkaldır maları dizelere dökmüş. Başarcnış da... ölümden önceki son gunlenni yazmıs kızı Nil'in... Bir türlü sonuna dek okuyamıyorum. Olanak yok bunal.. Oysa sanat yapıtlannın gücü okuru ile başbajja kalmasından gelır, ama 'Kugu'nun 15 Günü' ıçtenlığin son sınırını aşmış. Bir yürek. blr baba yuregi olanca çıploklığıyle ortada... Kanlar Içınde paramparça blr insan. Sanat yapaydır, hem inandıdınr, hem de 'bu oykudur, bu şurdır, bu romandır* dedırtır. Etkiler bir sanat yapıtı olarak; okursunuz, geçersiniz başka bir yapıta... Yazan 'iyi' yazmış, ölümsuz kılmış' anlattıgı olayı, dersiniz. Ama Kurtça'nın kırmızı dei'ten okuyanı bır acılar dunyasma gfltürüyor; biliyorsunuz her sözcük bır babanın gözları lle ıslanmıştır, birer çığlık gibi yureğin en derin yerınden kopmuştur. Kugu'yu ben de tanıdım Gencecik blr güzel ka/dın. Bır eş. Bir ana. Bır avdın. Hastaymıs. Ta küçüklugünden bu yana bir çok ameliyat geçirmis, en sonuncusunu atlatamamış... 'Hafif dalgah Yumuşak suda Eşhginde ruzgarın Ishh çalarah Danseden bir Kugu'nun ayak izlerini Arasından kamışlann Suzülüp gelen Serin ay ışığının Ve göğsünde yankılanan cümbu?w»nü görür baba. Kugu'nun son solukiannı dinlerken... Acılar çok... Nice analar babalar kardeşler eşler çocuklar acılar içinde çırpınmaktalar... Dayanmak zor böyle acılara .. Hele duyexh kişller, analar babalar. eşler çocuklar Kugulannın ardından koparlar vaşaından... Bu kırmızı defterdeki duygulan yaşarlar son soluklanna dek «Ayda Güneşte İzleri var gözlerinin rs Evrende sesin Kaybolmaz» diyerek... çıkarak Ihracat selerberllğine değiniyor ve «Blz ne blçlm blr mllletls?» dlye sorduktan sonra. «Her Kticel tesebbusU dejenere edlp yflzümüze gözümüze bulastınyoruz» diyor. Zlnclrkıran «Bakın blzlm sivrl akılhlar neler yapıyormuş» diyerek, yapılanları anlattıktan sonra yazısını şöyle stirdürüyor: «Klm toparlar bu ihracatçıları, klm karsısma alır naslbat eder, onlan egltlr, onlara doğru olan yolu gösterlr neler yapmaları gerektlgini söyler.. Odalar Blrllklerl ml? Ticaret Bakanhğı mı? Kendilerine ihracat kredlsl açan bankalar mı? Yoksa blzzat Turgut özal mı? Mllll çıkarlarımız söz konusudur. Bunlar anlatılabilecek konulardır. Hem de vakit gecirmeden!.» ameliyat edllmpdlgl aslkar.. Köpek sahibi, köpeğlnl. çok varhklı btr MUsltttnan anababa, evladım nasıl gereksiz bir hovardahk ve tam blr Israf ile sünnet ettirirse, aynen o suretle sünnet ettirmiştlr. Bu blr şaka filan da değlldtr. Blnlerce davetll. yüzblnlerle masraf, $n bu.. (..) Sayın Su Isleri MUdürü 'Ben, kendı paramı sarledlyorum, bundan kime ne?» diyemez. Kendlsi evvela Ceza Kanunu'nun 547. maddesine göre, olaya sahlt olan veya Işlten milyonlarca vatandası 'incltmlçtir..' «Mahkemeye verilmelldlr.» ÇÜNES FİJ DELEGELERİ 11 mayıs günlü Güneş'tn 7. sayfasındakl Olaylann îzt sütununda Uluslararası Gazetecller Federasvonu (FÎJ) genel kuruluna gitmeleri gereken blri PİJ Yönetlm Kurulu üyesi iki TGS üyesl delegeye yurt dışına çıkış lzni verilmemesl sozkonusu edillyor. FÎJ'ln Amerlka ve Batı Avrupa'daki gazetecl sendlkalarının oluşturduğu bir işçi orgütü olduğu vurgulanan yazıda şoyle denlyor: «Tıırk Gazetecilerinin blr ulus lararası kongreye katılmak Imkân larından yoksun kalmaları, hem de basın gibi uluslararası etkinllk taşıyan bir alanda bu durumla kar şıla^ılması, ulkemiz adına düştlndürücUdur. Bir yandan yabancı basının 'anlayışsızlıgından' yakınırken, bir yandan da dünyanın 28 ülkesinden gelmls basın temsilclleri onunde...» Türk delegelerl yurt dışına çıkış lzni alamadıftından aramızda bulunmuyor" dedlrtmek, anlaşılır mantık değildlr.» TERCÜMAN tCumhurivet 193a 16 MAYIS 1932 MİLLÎ VAPURCULAR Aralanndakl ahenkslzlikten ve oldürücü rekabetten sık sık bahsedilen mllll vapurcular gerek kendl hesaplanna, gerekse memleket lktısadlyatı hesabına zararlı olan bu vazlyette blr nlhayet vermek lçln toplanmıslar, görüsmelerde bulunmuşlardır. Görüsmeler sonunda bütün noktalarda tam bir anlaşma sağlanmıştır. De nlz ticaretimizln lntlzam ve gelişmesl hesabına çok faydalı olan bu anlaşma alakadarlar tarafından memnunlyetle karsılanmıştır. GÜNAYDIN Nppatl Zlnclrkıran. 10 mayıs günlü Günaydın'dakl yazısında, Bagdaftaki Ticaret Müşavlrliğlmizın resml uyarı yazısından ybla SİVRİ AKILLILAR... Mukbil özyörük, 11 mayıs gtinlü Tercüman'daki yazısında, Samsun'da Beledlye Su îşleri Müdürü Muharretn Çetlnkaya'mn «Acaylp» adh köpeğlnl sünnet ettirmesl olayına deginiyor ve «S«y lenecek çok şey var, çoook.. O, 'Su t^lerl Müdurü' şu anda, benlm nasıl bu kadarla yetinebildlglml blr bllse..» diyor. Olay tizerine Danışma Mecllsl'nde blr konuşma yapan Enls Muratoğlu'nun konuşmasını da ak taran ve «Ben onun durumunda olsam, Meclls kürsiısılnden söyleyeceklerimln dlrhemlnl 'sünnet edilen kopek' bile yiyemezdi..» dlyen özyorük daha sonra şoyle dlyor: «Köpeğin tıbbi blr sebeple KÖPEK BİLE YİYEMEZDİ.. c IGünün ikınıL BÜYÜK TAYYARE PİYANGOSU dışbasın... THE WASHÎNGTON POST SPİEGEL 12. tertlp 5 çekillş 11 haziran 1932'dedlr. Büyük ikramlye 50 000 Uradır, Ayrıca 15.000, 10.000 lirahk büyük lkramlyeler ve 20.000 lirahk bir İkramlye vardır. POLONYA'DA DURUM «The VTashlngton Post» gazetesl Polonya'da geçtlğ:mlz hafta yönetim aleyhlnde büyük gösterllerl konu alan yazısında, bu gosterilerln halkın Jaruzelskl rejimine ısmmadığını ve Dayanışma Sendlkası'nı unutmadığını kanıtladığını bellrtlyor. Yazı şoyle devam ediyor: «Jaruzelski, halkın gonluni! almak lçln bir dlzl tutukluyu serbest bırakarak, sıkıyönetlm yasaklarını yumuşattı. Ancak geçtiğlmiz hafta meydana gelen olaylar halkın bu ödunleri yetersiz buldngunu ve Dayanışma'mn döneminde saiılp oldugu özgurlüklerl unutmadığını gösterdl. Ilalk, «normalleşme» İşlemlnln çok yavaş gittiğine inanıyor. Ne var kl. Komünist Partisi'ndekl «sertlik yanlıları», geçtiğlmiz haftaki olaylardan dejihik sonuç çıkarıp, sıkıyöneıim gereğinden fazla yumusatıldığından ötürü, patlamanın meydana geldlğini düşUneblllrler. Bn takdlrde toplnmdakl kutnplasmanın daha da artması kaçınılmaz olur.» FALKLAND VE BM ANAYASASI Almanya'da yayınlanan «Splegel» Derglsl'nde yayınlanan blr mek tupta Berlln Ünlversltesl Devletler Huktıku ve Polıtlka Profesörü Chrls toph Müller, Falkland anlaşmazhgında tngiltere'nin de Blrleşmls Milletler Anayasası'nı çlğnedlğlnl 1leri sürtiyor. BM llkelerinln zor kullanmamayı ongordügü gıbl, kendl kaderlnl tayin hakkmı ve somürgelerln tasflye edilmeslnl de öngördüğünti bellrten Berlln Ünlversitesl Profesörü, mektubunda şoyle devam ediyor: «14 arahk 1960 tarihli BM karanyla eski sömürgelerin tasflyesi BM'nin ana hedeflerinden birl haline geldl. Bir Ulkenin toprak bUtünlüğune yapılmış sömürgeci raüdahaleler de bn ilkeye dahlldir. 4 ocak 1966 ve 29 ocak 1974 tarlhli BM kararları, stfmürgelertn tasflyesi programına Falklanâ adalannın da dalıll oldugunu bellrtlr. Oysa, tngütere yıllardır talkland sorununu gOrüşmelerle çozbmlemekten kaçıyor.» OBSERVER Falkland olaylarına geniş yer ayıran Inglliz «Observer» gazetesi, yayınladıgı blr yorumda, geçen haf ta meydana gelen çarpışmalann kesllmesinln ve daha fazla kan akmasının onlemeslnln beklendlğinl, ancak olaylann tam aksi yonde gellşerek, ıkl ülke arasmdakl uçurumun glderek dana da büyüdügünün gozlendığlnl bellrtlyor. Yazının özeti şoyle: «tnsan geçen hafta meydana gelen olaylardan sonra, çatışmalann kesilmeslnl ve daha fazla kan akmasının önlenmeslni, Ikl Ulkenin masaya otıırup görttsmelere başlama.sını bekltyor. Bu sorumluluk, özel likle Arjantln Devlet Başkanı Galtierl'ye düşiiyor. Çünkü bunalımı llk başlatan o oldu. Ancak, gftzlenen o kl, Ikl tarafın da görüsmelere başlamaya niyeti yoc. tkl taraf arasındakl uçurum çok tehllkell boyutlara ulastı. Oysa, slmdt en gerekli olan şey, sabır ve serln kanhlık.» FALKLAND BUNALIMI Cumhuriyel Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A Ş. a<?ına NADİR NADİ Cenel Y«yın Müdürü: Mueısese Müdüru Y«zı Ijlen Mudurü B u ı n v« Yaytn HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIf.İL OKAY GÖNENSİN Cumhurlytl Mıtbaıcılık va Q«ı»l»cıllk T.A.Ş. Postı Kulusu 216 Iblanbul Tal. 20 97 03 (5 Hat) BÜKOLAB • ANKARA:KonurSok«kno 24/4 Y«n!««hlr Tal 175C 2517 58 66ldare 18J335 • İZMİN: Hallt Zlya Bulvarı No: 6 5 / ' Tal 2 5 4 7 0 9 1 3 1 2 3 0 • A D A N A ; AlalUrfc Caddasl. Turk Kava Kurumu Ifhanı Kat 2/3 Tal. 14 550 19 731 16 Mayıa 1982 TAKVİM. İMİAK 3.41 OÜNEŞ 5.41 ÖÛLE 13.1 U İKİNDİ 17.06 AKŞAV 20.1» YATSI 22.10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear