Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 2 «Dünya küçüldü!» Hepimizdn çeçltli vesilelerle sık sık tekrarladığı blr söz bu. öyleslne «ık tekrarlanıyor kı, artık basmakalıp bir laf halini almış durumda. Ama, işin tuhaf yanı, doğru da. Ç^ğdaş teknoiojinin geiiştirdığl sayısız elektronık alet, yeryüzünün dörtbir yaıunda meydana gelen olayları anında ayağımıza kadar getiriyor. Üte yandan, dünya ekonomik baKun^ dan da öylestns bütünleşmiş kı, uluslararası i ekonomik devlerden tıiri «hapşırsa», bteki küçlik merkezlerle Ulkeler «nezle» oluverlyorlar. Dünyamn «küçülup» yoğun blr yumak halini aldığını gösteren bir başka d e u da «topyekun savaş» kavramı. Evet, artık savaşiar yeryüzünün neresinde oiursa oısun heplmizl ayıu oranda tebdit eder nitelikte. Bundan on yü önce ABD ile Sovyetler, klmsenln yerini blle doğru dürtist bilmedığl küçuk Kuba adasına yerleştirllen fuzeler yüzünden bir catıçmarun eçiğine geldiklerlnda söz konusu olan, tütn insanUğm mahfolmasıydı. Şimdilerde evrupa'nın çeşitli başkentlerinde milyorüarca ınsa nm silahlanma ve çekirdeklt »ilahlar aleyhlnde tarlhte eşi görülmeınl? dev gösteriler düzen lemeleri de boşuna değil elbet. Çünkü, on'ar kendilerinden blnlerce kilometre uzakta çıkacak bir çatışma yüzünden bir anda sırtlam d a n başiayıp cayır cayır yanablleceklerlnl gayet lyi Mliyorlar. Sözun özü şu: Dünyada olup bitenler, ulutUrarası alanda meydana gelen politlk, ekonomik gelişmelor ve strateji sorunlan bugün blrinci derecede önem kazanmıj durumda. Rim»e bu gelişmeler karşısında kayıtsız kalamaz •rtık. Çünkü bunlar herkesln evinde kaynayan tencereyi, çocuklannın geleceginl yakından etkileyecek oiaylar. Uluslararası •ahnenln baş aktörleri olan devletler bakunından bu, ö*ncelikle böyle. Devletler lçln en yaşamsal sorun olan ulusal savunma, dış polltlka kavramı lla içiçe geçmlş, neredeyse özdeş olmu$tur artık. öyle kl, devlet yöneticlierinln yenilenmesinde <hş politlka sorunlannın blrinci derecede rol oynadığı söyleneblllr. Işte bir örnek: Waahlngton Post gazetesinin blldirdiğlne göre, SovyetJer Birlîği'nde Brejnev'in ölümünden çok önce bajlayan iktidar nıUcadelesinde Sovyet ordu«u ağırhfiını Andropov'dan yana koyarafc, onun SBKP Genel Sekreterliğine seçilme«inde önemli rol oynamıştır. Ordunun Çernenko yerine Andropov'u destekiemesinin başhca nedeni de, Washinston Post'a göre, Andropov'un dış politika ve savunma konulannda rakibüıden daha deneyimli olması. ••• Dış politika sorunlan böyle finem kazamnca, devletler için asu büyuk lhtiyao, bu llişkileri derinlamesine kavrayıp yürütecek blr uznîan kadronun yetiştirilmesi oluyor. Ülke çıkarlannı uluslararası arenada diş'e, tırnakla savunacak, blr Amerikalı iş adamı kadar girişken, t? bitirici ve yırtıcı teknokratlardan oluşan bir kadronun, BM'de, Deniz Hukuku Konferanslaıında, uluslararası ekonomik platformlarda kjyasıya mücadela vermesi sözkonusu. DUnyadaki gelişmelere koşut (paralel) ol»rak, Türk dış polatıkasmın sorunlarırun da bi OLAYLAR VE GÖRÜŞLER abartmaya imkan yok. Bu, tüm insanuğın ölürnkalım meselcsine Uiskin blr kavramdır. Bir örnek vermek gerekirse, ABD'de Baskanhk ieçlmlerinde ve Başkanlann lcraatınm değerlendirılmesinde ilk ve en bnemli ölçütün ktratejl bilçisl olduğu rahatlıkla söyienebilir. Ne ya^ık ki, genç bir diplomat adayı olarak siz bu konuyu SBP'deki tüm ögrenim yaçantınız boyunca asla öğrenemeyeceksmiz. Çünkü, YÖK'ün daha öncekl programmda bulunan bu ders son anda kaldırıldı. Neden mi? Gelln kulağınıza fısıldayayım: Bu konuyu TUrk üniversitelerinde en iyi belkl de tek okutabilecek kişi olan Dr. Haluk Gerger'm gbrevıne SBF Dekam tarafmdan son veriimistir de ondan. Dr. Gerger, Fakülteden atıldıktan sonra evinde «Strateji» baslıklı bir kitap yaEadursun, Biz «Borçlar Hukuku» okuyacaksmıa Stratejl yerine. «Çağdas Devlet DUzenlerin dersi yerine de Medeni Hukuk göreceksiniz. Yani, dünyada 150'den fazla devletin nasıl rejimlerle yönetlldlğini, bu rejimler arasındakl benzerlik v* larklan hiç öğrenemeyeceksiniz. «Çağda» Devlet Düzenleri» dersi SBF Dekaniığınca «ısakıncah» sayılan ögretim üyeleri taralmdan okutulacaktı da ondan mı dersimz? Dünyada «Üçüncu Dünyaıt diye adlandınlan bloksus devletler topluluğunun ne olduğunu. uluslararası iHşkiler arenasmda ne gibi bir rol oynadığmı öğrenmenize de olanak kaimadı artık. Tarih', coğrafyası, kültürü bakımmdan bir ayaftı Batı'da, öteki ayağı ise iste bu 3. Dünya ülkelerinde olan Türkiye'nin müstakbel bir dlplomatı olarak biraz hazin bir duruındaBimı dofîrusu. «ÜçiincÜ Dünya» dersi de kalılınldı çünkü ve yerine «Türkiye'nin Toplumsal Yapısı» dersl kondu. «Ama bu dPrsl ben daha geçen yıl, hem de aynı yetkin profesörden görmüstüm» diye itiraza kalkmaym sakın. Programı hazırlayanlar «çifte diklşs daha saftlam ohır diye düsünmUsler herhalde. Ne o? Dört yıl boyunca SBF koridorianyla smıflannda kosuşturmaktan yorulmus gibl Mr halinia var. Ama kendinizi koyvermeyin. Bdyle bir öğrenimle, ulusiararası ilişkilerl, stratejiyi, Üçüncü DünyaYı, Dış Politika'yı, DoguBatı îlişkllerini, Sılahsızlanmayı ve mesleftinizie 11gili daha nlce konuyu bümiyorsanıa b'îe, Borçlar Htt'tuku. Anayasay» Giriş, Maliye, Mîkro İktisat, Medeni Hukuk, Ceza Hukuku ve Krlmlnoloji gibl konulardakı epgm bllginlzden her eaman yararlanmamz mUmkün. Sonuç olarak, meslek derslerinia 4 yıl boyunca okuduğunuz toplam dersierin Uçte blrlnl blle bulmuyor. «Yok, ben eksikleriml daha sonra yükseb lisans ve doktora derslerinde tamamlarım nasü olsa» mı dediniz' Çok üzgünüm ama buna da olanak yok. SBF'de yıllardan beri sürdürülmekte olan Uluslararası îliçkiler Yüksek Llsana ve Doktora programı da geçenlerde hepten kal> dırıidı. Artık başkent Ankara'da kimse bu dalda yüksek hsans va da doktora yapanm. Siz simrti en iyisi, «Uluslararası îlişlciler» dlplomamzı alın da buradan çıkalım eıtık. Yolda rta hep bırlıkte Mülkiye Marşı'nı (Sözleri Cemal Yeşil'indir.) söylerlz: «Ev Vatan, göz yaşlann dmsin, yetiştik çünkü biz!» ruıde hemen tüç mevduat topiamacian, yslnız bankalar arası fon nakliyle pıyasada etkia iş lemler yapan bankalar vardır. Yıne ulkemizdeki KftUunma Bankalarının da mevduat toplamamaları dolayısıyla bu fonlara şıdcietle ihtıyaçlan vardır. • Bugun Ulkeıruzin dış mali çevrel«rde yeniden elde ettiği itibarı değerlendlrerek bundan yararlanmakta çeklmser olmamak gereğme inaıurım. Aksi hareket, büyük çabalarla elde ettiglmıa dış itibarı kullanmamamız, bask» bir iîadeyle bo|una harcarruş olmamız demek tir. Söylemek istedığlm buaua bankalarumzın dıs mâli çevr»lerden borçlanabumelerldlr. Dışsatım bedelleriyle ödenmek üaere bir ölçüde dış piyasalardan kendl itibar ve taahhutleriyle bankalanmızm doğrudan kaynak sağlamasma olanak vsrilmesinln iç piyasada fals oranlarına da olumlu etkl yapa bileceği düşünülmelidir. Ancak bu konuda özellükle dikkati çe keceğlm husus bürokratlk öncelikll kararlarla işlerliğ* «ngel olunmamasıdır. Şöyla ki kur rlski üstlenilerek bu tur fonlann banka kaynaklan araBina glrmesl TUrk lirası lle yapılan dışsatım îinansmanlarında subvansiyonlan önlememeli dlr. Aksl halde dövlzi peşin ge tiren, bir anlamda cezalandınl mış olur. • Ticarl mevduata fala veril mesinln düşünUlmesi, ilka bakımmdan isabetll değildır. Ayrıca bir yarar sağlamaz. Çünkü gerçekçi faiz polıtikasuun amacı gelirin tüketim fonksiyonuna karşm tasarruf fonksi. yonunu arttırmak ve tasarrufların da Uretime aktarümasıru teşvik etmektır. Oysa tioarl mevduat, üretime aktanlmış bulunan bir fondur. Bu fona faiz verilmesl uretime aktarılan fonlann atıl hale gelmesine bir bakıma prim vermek olur. Kalüı kl ticari ve smal blr lşletraenln amacı atıl fonlar tu tarak faız almak değil, üretiml ftrttırmak kâr yapmaktır. • Tasarruf mevduatuun muhtelif vadelere göre faizlerinin taşekkUlüno olanak verılmemesl gerçekçilıkten aynlmak olur. Dünyadaki bütün fi nansal merkezlerde vadeler konıpozisyonunun pergeli çok açıktır: «Vadesiz, 1 gün vadeli, 2 gün ihbarlı, 1 hafta Ihbarü, 1 ay İhbarlı, 3 ay vadell, 6 ay vadeli, 1 yıl vadeil* gibi hesap ların oluşturulması serbest faiz uygulamasının bir somıcudur. Uzun yıllann meydana getirdiğl vadeler kompozisyonuna yüzümUsU ters çeviremeyiz. Sonup olarak şunu bellrteyim: Piyasa koşullan İçinde olusmayacak, yanl ekonominin ltibar etmeyeceği faiz oranlan tuketlmi özendireceğinden, ge .41rin tasarruf fonksıyonunu a•altacaktır. Bu nedenle faizin kendl koşulları lçlnde olusması önemlidir. Reel faiz oranlanndan subjektif düşüncelerle uz"Jclaştığumz takdirde: • Esasen yabancı sermaye girdilerl ve kaynak bakunından yeterslz olan ulkemlzde, bu kez da gelirler spekulasyona yönellr. Bu iç istemin ge rekslz yere tahrik edilmesl, do layısıyla enflasyonun hızlandınlması sonucunu doğurur. • Spekülasyon, harcamalann üretimden daha fazla gelişrnesini sağladığı bir ortam yaratır. Dolayısıyla hasıl olan talep şişkinliğl ihracatı engeller. • Keza spekülasyon halk morali üzennde olumsuz etkı yapar. Bu etkl bllincsiz bir ıç talep goliştinr. (Not: Bu yan 8 aralık larlhfnde yazılmıştır.) 13 ARALIK 1982 SBF'de Bir Ders 'ogramiîiiîi Anatomisi Dr. ömer MADRA rincl derecede Bnem kasandığı bir dönemde bulunuyoruz. Eibette, bir futbol teknik dırektörUnün maçı «okuması» gibl, Ulkemlzde de dttnya olaylannı «okuyacak» ytiksek nitelikli dlploraatlann, dı? politika ve stratejl uznıaıılarının yetişmestne öncelikle gerekslnim vardır. Ankarm Ünlversitesl Siyasal Bilgiler F&kültesi, yıllardır Ulkemlzde Dışisierl Bakanlıtı'na diplomat ve uzman yetlştlren baslıca kaynağı oluşturmakra, Geçen yıla kadar genç diplomat »daylftn, dört yıllık SBF ögretiminin son ikl yılmda «Uluslararası llişkiler» subesinde okurlar, mezun olanlann cogu da «hariclyeci» çıkarlardı. YUksek ögretlm Kanunu (YÖK) İle blrlikte, bu yıldan başlayarak bu konuda da yepyenl bir uygulamaya geçilmiş olduğu gOdemlenlyor. YÖK mlmarlan yukanda »ttzü edilen çağdaş gelişmeleri enine boyuna kavramıs o'acaklar kl, artık ikl yıllık blr «şube» Ue yetinmeyip SBF'de yenl blr Uluslararası îllsküer Bölümtt kurmus bulunuyorlsr. Diplomat adaylartmız artık 1. unıltan bu Bölüm'o girecek ve dört yıllık blr utmanlasma •Urecinden geçerek tçeklrdekten yeüsmlst olaoaklar. «Ne kadar çagdaş blr anlayış!» dly» aJtaslamaya nazurlanıyorsunuE billyorum. Ama lüttea acele etmeyin; lzln verin gerlslnl de anlatayım. Ya da, daha lylsl, kendlnizl genç ve dlnamlk blr diplomat adayının yerine koyun. Verln ellnlzl bana, ve bırakın eM SBF*nin dıs polltlka uzmanlıgına glden los koridorlarında »öyle bir dolastırayım. önce, Uluslararası tllskJler BölümU'nUn yeBl baskanıyla tanısın: Sayın Prof. Aydın Yalçın. Kendilerl iktt'sat profesörü OIUD, SBF'de «tktlsat Teorlsi» kürsüsünün de bagkanı bulunmaktadırlar. Kendilerinin uluslararası ilişkller dalıyla uzaktan yakuıdan Uiskili bir çabşma yaptığını duyan ya da gbren olmamıştır. Ama ne gam? Hem çok gayretll görtinüyorlsr, hem de Bölilme Başkanlık yapa yapa nasıl olsa ögrenlrler zaman lçlnde. ••• Şimdl lztn verin, slzl BÖHimttn I. sınılma başiatajam. Yeni programa göre üç buçuk ay süren blrinci yanyılda uzmanhk konunuzla 11Eill tek bir ders bile yok maalesef. Ama Uzülmeyin, «Tilrkçe», «Iktisada Giriş». «ToplumMlim» glbi genel dersler okuyacaksmız ve böylece 18. ya da 19. yüzyıl diplomatları glbi fconel kültüre sahip insanlar oiacaksmız, fena mı? Hem 2. yarıyılda durum düzellyor: «Ulusiararası îlişkilere Girsş» baslıklı bir dersiniz var. ^v A ocak kararlaruıın bir 7. ZL uzantısı olan ve 1 tem•*" muzda yürurlüğe glren «Fala Karamamesia istikrar todblrlerlnin en önemli b«lüntUnu oluşturmaktadır. Blr baş ka lfadeyle, İstikrar tedbirleri serbest faiz slstemlyte büyük ölçüde pekişttrllmek lstenmiş tir. O halde serbest faizle isUkrar tedbirleri arasında blr bütünleşme vardır diyebiliris. Faiz kararnamesinln «lâfzı •e ruhuı falzin serbestçe olusmasma yöneliktlr. Bankalar Birlietaln bunu önleylcl karar alatnayacağuun bellrtilmesi de «erbestliğin birleşme lle ortadan kaldınlmamasını emaçlamaktadır. Yani şu ya da bu se kilde, ya da herhangi bir otorlte tarafmdan fais oranlarma tavan konulmasına kesinlilîle set çokilmiş ve rekabet esası getirilmiştir. Bu suretle «unum ve istcm (arz ve talep) denge«inln oluşturacağı bir faiz oranı lle reel ve pozitit doğrultuda istikrar tedbirlerüıin selâmeti önşörülmüstür. Toplumumuzun bu karan bü yük ılgl ve heyecanla karşıladığı hepimizm biigisindedlr. Ancak ekonomınin doğal kanun larına, pazar ekonomisi kurallarına ve hatta bir nebze kararnamenin ruhuna »ykın olarak bu kez büyük bankaların öncUlüğü ve etkinliği ile faız oranlarında rekabet askıya almmak istenmiştir. Fakat buna karşın ekonominin doğal ka nunları gizli anlaşmalarla islerlik kazanmsğa başlarnıştır. Bu gizlilık bır yönüyle lamımlyetsizlık ve sorumsuz davranışlar getirmiştir. Demek kl uygulamada alınan sonuçlar olumsuz İse İlk aşamada kabahati, konulan kurallsra uygulamamasına ya da kuraliarın saptınlmasuı» göz yumulmasm da aramak gerekir. Şimdi yenl kararlar arlfesinde şu ikl soruyu kendlmiza yöneltmemizde yarar vardır: 1) îstikrar tedbirlerinin tam «nlamıyla uygulanması ekono. minin yararına mıdır? 2) Eğer yaranna İse bu tedbirlerin en enemli bütünleyicl•1 olan serbest faiı ilkestnden lşin ruhunda ayrılmamıs lstik rar tedbirlerinl zedelemea mi? Ya da bir istikrarsızlığa vesile olnn»» nııî Îşte bu noktalar tteerind* dikkatle durmamıa •• gerçelıçi olmamız gerekmektedlr. SertMst faiz. llkesto* sttre ha reket «den Batı'dakl gelismls Ulkeler bu alanda, uzun laman İçinde onemli mcpaleler almiflar, ra blr yer# gelmifllerdir. iMartnn tw uygulasıalıutlan win> tonmtniı yerlnd* olacaktır. Fala onmlansa blr tavan ga «rUmesl »erbestlü ilieslne t a n d ü s « . Fakat tavan getirlL. memesl lorumauzluga kapı aomak anlamına gelmemelldlr. Sorumsuz davranıslan larsı kapıyı, devlet otorltesl kapalı tutacaktır. Bu da etkln denetlmle olur. Denetlmden amao Idarl kararlarla faiılerl gerl Stkmek değildlr. Finan» kesimi içinde «orunuua davranı* ysratanlar devltt otoritelerl ta estfmdan, elde etttfeleri ya da edecekleri muhtemel sonuçlar Vminrninrtnn tetkllc va tahllle ta bl tutulurlar. Halk tasarrullan nı, davranışlanyla tehlikeye at tığı görülenlere tedbir getlrilir veya yönetim değiştirllir. Tasarrufların tehllkeya atılıp atıl madığj İse mevduat v kredi maliyetlerinde, fonlann InıllaBÜnmsmdakl lsabet derecesindea v» yıl sonu kârlılık orrnlanadan kolayhkla saptanabilir. ömeğin, tnglltere'daki uyguAman bu dersi göztlnîte gibl sakının ve lyl 1»leyin, çünkü omrünıla boyunca bir daha UIUBlararası llişklle/ okuma fırsatı bulamayacaksınız. Bu yarıyılda konunuzla ligüi bir de «Siyasl Tarih II» dersi bulunuyor. «Peki, nerede bunun Birincısı''» diye sormaym; çünkü bılen yok. Belki ilerki yıllarda progranu değiştirip birincisinl de koyarlar. Filmlerdeld «geriye dönüş» (flashback) tekniği gibi bir yöntem kullanırlar yani. Sız de baslangıcı sonradan natırlarsınız. îkinci sınıfta da sansınız pek yaver gidiyor denemez doğrusu. Koskoca yü boyunca okuduğunuz topiam H dersten sadece 4 tane«i uzmanhk konunuzla Ugili. Bunların bir lusmı da geçen yıl okuduklarınızla aynı nitellkte *aten. Geri kalan derslerde genel kültürle yoğrulmayı sürdürüyorsunuz: Iktisat, hukuk, eiyalet, maliye, sonra geue iktisat.. Bu bilgl hazinesiyle donanmıç o'arak t»omba gıbi giriyorsunuz 3. sınıfa. Bakın. 19821983 öğretim yılında 3.5 ay türeyle her haftanız naBil geçecek: Pazartesl günleri «Uluslararası Hukuk II» İle başUyorsunus, (gene o filmlerdekl «geriye dönuş. tekniği.) ve «Türk Dış Politikası» lle devam ediyorsunus!. Ertasl gün, yani Salı da aynı dersler. Ve bütün olay oraoıkta bltiyor! Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri Faküiteye hiç gelmesenia da olur. Bu üg gün içinde uluslararası Uişkller disiplini ile ilglll tek bir ders dahi bulunmamaktadır programda. Bu üç günü, aynı dÖTt kişinin yUzUnü seyrederek ve yabancı dil, ceza hukuku ve medenl hukuk ve TürMye'nin Toplumsal Yapısı'nı öğrenerek geçtrecekslnia. DUşüp bayılmaasanız tabil. Geldik son İkl yıla. BölUmün asıl unnanlasmaya, incelmeye «lveren 3. ve 4. smıılannda. programda bazı degişiklikler yapıldığı göeünüzden kaçmayacaktu kuşkusuz. îşte Stratejl dersil Üzerinde ciltlerce kitap yaaaan, dünyamn birçok yerinde bagunsız enstltülerd» lncelenen konu: Çağımıe uluslararası llişkiler «istemtoin can alıcı konusu. Strateii, t;enel olarak, «eldeki tüm olanaklan en rasyonei biçimde bir araya getirerek ve kullanarak nihal amaca ulaşma yöntemi, »anatı, bilimi» olarak tanımlanabılır. Askerlikte de. eldskl tüm kuvvetlerin, birliklerin vb. avnı blçimde kullanılma sı yoiuyla zafere ulasüması yöntemıdir. îçlnde yasadığımız «topyekun sevas» döneminde stratejinın anlamı, tüm toplumsal gücün nihal amaea ulaşacak biçimde seferber edilmesl sanatı ya da biliml olmaktadır. Bövle blr kavramın bllinmeslnln ve öğretiimesinin önemini Celiskiler Dünyası fftuandan insana ilk kalp aktarmasını 1997 yv Jlmda Güney Afrika'da Doktor Bamard ger«! • çekleştirdi. Güney Afrika Blrllği komısunda herkes blw şeyler billr. Burada 4 milyon beyaz, 20 mllyon'ıli yahm tepesinde ırkçılığa dayanan bir dikt& kurmuştur. Tıp tarihine geçecek bir adımm böyl«v blr tilkede atılmasının anlamı nedir? Güney At^lk» Cumhuriyeti, gerek ekonomik gerekse siyasal ikÜ«, dar açısından dünyanm güçlü ülkelerlnd«n btttsl^ dir. Bu toplumda siyahlar kedi köpek yavrul«n gibl Üreyip sokaklarda ölseler de, beyazlara diSttült tıp merkezleri olaganüstü yatırımlarla örgtitlendirilmişlerdlr. 1882 yılmda Utah Üniversitesi'nde ilk keı blr İnsana yapay kalp takıldı. Utah eyaletinin merkerf Salt Lake Clty'dlr. Bllindiği gibi».Amerika Bırlegilc Devletleri'nin federal blr düzenl.var. U t a h d a bu düzenin içinde sınırlannı'l.clzmiş,' valisini seçmiş, pollsinl oluşturş.. Eyaletlniyuade170 nüfusu Mormon... Ne demek Mormon? 1820 yılında (Türldye'de Tanzimat'a as birkalmışken) Amerika'da Joseph Smith adlı bir ç peygamberliğinl ilân etmişti. Smlth önce îsa' yı düşünde görmüştü, sonra Moroni edlı blr meîek kendislne yenl dlni «tebliğ» etmişti. Mormon peygamberl 1830'da «kutsal» kitabmı yazdı. Yenl din. geliçiyor; insanlar çoğalıyordu. Morraonlar önce Misslsipi nehri kıyısında Navoo kentlni kurdular. Çok kadınla evlillk düzeninl benımsemtşlerdi. Topluluk gittikçe btiyüyor; ama, Mormonluğa karfi olanlann bfkesl de kabardıkça kabarıyordu. Blr gün çatışma başladı, Joseph Smith'i astılar; yenl peygambere inananlar cevrede oluşan kin ve Öfke çemberinden kurtulmak için Batı'ya göç ettiler. Başlarına Brlgham Young adındakl «yenl peygamber» geçti: çoluk, çocuk, kadm. erkek, genç Ihtiyar, arabalarla dagları ve rblleri aştılar. Bukünkü ütah eyaletinin merkezi Salt Lake City'nin bulunduğu yere varmca Brigham Young durdu: îşte buraya yerleşeceğiz, dedi. 1847'de (Tanzimat'tan sekiz yıl sonra) Mormonlar ülkenın Batısmdpki vahşi ve boş toprağa yerleştiler. ı tnvııı * OKTAY AKBAL <#•' Bir Geziden Izlenimler: II Serbest Faiz Ilkesi «Ekonominin itibar etmeyeceği faiz oranlan tüketimi özendireceğinden, gelirin tasarmf fonksiyonıutu azaltacaktır. Bu nedenle faiadn kendi koşulları içinde oluşması önemlidir.» însan ell değraemiş topraklırm bulunduğu o yerlerde şimdl gökdelenleri bulutl?ra degen kentler, tüten fabrika bacalan, varlıkh bir halk go?e çarpıyor. Mormon kilisesinin başındakl adam bugün de «peygaraber» diye anılıyor; ve «istedigi zaman Tannyla konugabileceğine> inanıhyor. Mormon kllisesinde haç, mum, azlz suretlerl, îsa'nın yontusu ya da resml, Meryem Ana yok... Ama spor salonları, büfe. basketbol potalan, org, koronun yeri, yemekhaneler var. Her Mormon, gelirinin yüzde 10'unu kiliseyd vermekle yükümlü. Mormonluk bu yüzden pelişiyor; dünyanm her yanma dağılan misyoperler çeşitli dinlerden klşileri yakaîayıp Mormonlufea inandırıyorlar; ütah'a yolluyorlar. Nüfus yeterince arttıgı için çok karılı evlillk blr yana bırakılmıs. Zeneller Mormon olablllrler; ama kllls* ftdevlerlne ytlkselemezler. Buna karşıhk cennetln kapılan Mormon olan nncilere açılır. Utah eyaletlnde apaçık Mormon egemenllgi var; ekonomik yaşam Mormonların eltnde... "''" Pantelel Zarev'ln *Bulgar Edeblyaü. Panora ması' adlı kitabmı karıştınyorum. Bulgar edebiyatının dUnil. bugünü, geüşmesl, önemll yazarları, Sairleri... Önsözde 'Dört yüzyıl gecikmeyle Bulgar edebiyatının birden bıre büyilk bir atüım yaptığı belirtlliyor. Blldiğlniz gibl Bulgaristan 1393'te Osmanlı egemenllğine girmiş, ancak 1870'de bağımsızhğma kavuşabilmlştir. Yanl beşyüzyıl boyunca bağımlı blr ülke olarak yaşamıştır. Bulgar tarlhçileri bu beşyüz yılı bir 'gecikme', bir 'yerinde sayraa' sürecl ml sayıyorlar? Herhalde öyle!.. Ama beşyüz yıl İçinde Bulgar ulusu yerinde saymıs değil, gizliden gizliye gelişmiş, llerlemiş bllinçlenmiş.. Osmanlı egemenîlği ona bir takım değerler, güçler, atılım nedenlerl kazandırmış. Bunu yadsunak kolay değil... Sofya'da ve Fillbe'de geçen dört gtin boyunca, zaman zaman bunları anımsadım. Bir yakınhk, bir benzerlik var Bulgar ve Türk ulusları arasmda... Yüzyülarca blrlikte yaşamaktan mı geliyor bu, yoksa Bulgar'ların da bir Orta Asya kavmi olmalarmdan mı? Türlderle birlikte olmak, birlikte yaşamak Bulgar halkmın lçine sinmlş; öykülerlnde, ro manlarında, şiirlerinde, destanlarında hep Osmanlılar, Türkler var. Kiml zaman düşmanca duy gularla, çoğu Jaman da insanca yaklaşımlarla... îşte Yordan Yovkov'un öykülerl... Son günlerde yaymlanan 'Tekerleklerln Türküsti' kitabında yer alan öykülerde Türk kahramanlar ne kadar çoktur. Bulgar türkülerl, masalları, destanlan hep Türklerie dolup taşar. Araba yapımcısı Sallh Ya§ar, Mustafa, Saffet Molla, Murat, Asiye daha nlcelerl Yovkov'un sanat dünyasınm klşllerldir. Zaten bütün Balkanlı yazarlarm Türk kahramanları tşledikleri görülür. Yüzyülarca birlikte yaşamışhğın doğal sonucu değil mi? Dort gün boyunca bizlere yakın arkadajlık eden Hallt Osman Ali, Kırcall yöreslnden bir Türk. Bir gazeteci, bir öykü yazarı. Kısa sürede blr lnsana yakmlık duymak kolay değildir, ama blz Halit le kırk yıllık dost oluverdik. Gazeteciler Blrligl Ikin ci Başkanı Krstev'le, Tomov'la, Simeonova'yla, Anaçkova ile, bu kısacık gezlmlzde karşıla§tığımız bütün Bulgar gazetecilerl, yazarlan lle aramızda kısa sürede bir yakmlık oluşuverdl. Gazetecillk, yazarlık, hangl ulustan olursamz olun, ayn bir topluluğun bireyi yapıyor kişiyi. Mesleksel sorunlar gazete yazarlığının koşulları aynı olunca bellrli bir anlaşma ortamı kendiliğinden kuruluyor. Uluslan n yakınlaşması. anlaşraası önce sanatçılannın, yazarlarınm, gazetecllerinin anlaşması, yakınlasr ması lle olacak. Çözümlenemez glbi görtoen Işler, oiaylar bakacaksınız ki bir anlayış havaeında ortadan kalkmış... Politika adamlarmdan çok yasarların işidir uluslar arasında dostluk havasını yagatmak, sürdürmek.. önceki gezllerimde, katıldığım uluslararası toplantılarda, değlglk uluslann yazarları, sanatçıları, gazetecilerl ile karşılastun, tanıştım, dostluk ettim, hiç blrl yabancım değlldl sankl... Amerikahsmdan Bulganna, Almanından Özbek'ine, İsveçlisinden Fransızına kadar... Dört günlük bir gezinin izlenimlerl nedlr Jfl! önce de yazdığım gibi Bulgar toplumu her yü blraz daha gelişiyor, uygarlık yolunda, insanca yasama alanında ilerliyor. Toplum sorunlannı çözümlemek. bir ülkenüı tüm insanlanna belirli blr dü* zeyde yaşama olanağı sağlamak kolay değil,.. Bulgar ulusu 1945'ten bugüne çok sıkı blr düzende, türlü yoksunluklar içinde yaşadı. Bir İkl kusak harcandı belki, ama şimdl Bulgar kentlerlnde Orta Avrupa tilkelerini anımsatan bir uygarlık dteeyl görüyorsunuz. Herkesin tistübaşı temiz, mağaaalar tıklım tıklım, tiyatrolar öyle... Bulgaristan'm her yanında. Sofya'da, Harmanh'da, Fllibe'de kentle ' rin en güzel yerlerinde kitabevleri görüyorsunuz. Ne de çok kitap yayınlamyor! Hem de kırkelll bin tlrajlarla!.. Bu kitap satış yerleri öyle ufacık dükkânlar değil, genls sergiler... Gezip dolasmak, kltaplan karıstırmak, beğendiğlnlzl almak mümkün. (Arkası 11. flayfada) Vecdl AKSOY Dısbank Genel MOduru lamada, bilindiğl gibi 45 büyük bankanm, piyasa koşullan nı dikkate alarak, aralannda anla$tıklan faiz oranlan uıvarmda öbür banka ve flnansal kurumlann kendl £al» oranlarını tespit ve Uân etmesl şekllnde bir piyas» oluşmaktadır. Fakat bu da mutlak değildır. Kısa blr eüre önce 4 büyük bcnkadan Barclays Bank faız oranını 1 puvan yUkseltlrken öbürlerlnden ayn haroket etrniş, öteki bankalar, bu arada Bank o£ England daha sonra faîz ve reeskont hadlerinde bu na paralel degişiklikler yap»ruslardır. Hatta Bank of England'm arkadan hareket etmesi imalı eleştirilere oeden olmustur. Almanyada genel piyasa düze yinin çok üstünde faiz veren finansal kurumlar kamuoyunda kuşkuyla karşılanmakta ve bu kuşku bir tür denetim vo baskı unsuru olmaktadır. Kaldı ki ayrıca kamu otoritelerinin ebkin denetimi de mevcuttur. Bu acıklamadan lonra ttlkemizdekl duruma bir göz atarsak, faia oranlannın dUşürüleceğl konusundakl söylentller 8nemli etkiler yapmıstır. Bu arada gerçekçi kurdan blr oran da ayrılmamıs Türk Parasmın resml ve gayri resm! kurlan arasmda farklar yaratmıştır. Her ikl hususun oluşturduğu olumsuz etkilerin en iyi göster gesi, altın fiyaüandır. Altm tiyatlannda altı aylık bir sür» 1. çindekl artışlar çok anlamlı ve tehlfkelidlr. Bu arbslana »pektuatlı oldugunun iddia edilmesi, sonucu pek deglştlrtnemektedir. Çünkü tpekUlasyonlar artaraa, isttoardan ayrılma anlamına geleceği bülnen bir gerçektir. Yenl kararların öngününd» (arıfesinde) önerilerımiz şöyle olacaktır. • Serbest fais ilkesine ters düşecek kararlardan kesinlıkla kaçınılmalıdu*. Bu arada laız oranlarının aşağı çekilmesi hu. susunda idari kararlar alınmanıalı, en azından lıalıf rekabete olanak veren farklar olum lu karşılanmalıdır. Ayrıca mev duat faızi Ua kredi mallyeti arasmdakl fahiş farkı yaratan unsurlar (menkul sermaye iradı gelir vergisi, munzam karşı lık oranlan ve bunlann faizı, glder vergisi, faiz farkı fonuna yapılan ödemeler) tekrar gözden geçirılip tedrlcen makul seviyelere indirilmesl İçin gay. ret sarfedilmelidır. • Bankalararası fonlann akışkanlık (seyyaliyet) kazanma sının mall piyasaya canlılık ge tireceğl ve fais oranlarını aşağı çekec«ğl dikkate almarak, bu tür lşlemlerde glder vergisi nin kaldınlması veya enaz'a in. dirilmesi üzerinde hassasiyetle durulmalıdır. Bılindıği gibi bugünkü aşamada güven unsuru ağır bastığmdan pahalı fonlar (yani yüksek faizli mevduat) süratle büyük bankalara yığılmıştır. Bunlann bir anda pla88 edilememesi kısa siire için de olsa atıl fonlar yaratmıştır. Oysa bu fonlann mall piyasaya yayılması mümkün olsayclı büyük bankalarmuz anl olarak yığılan ve maliyetleri durdukça yukselten bu mevduatm nıs I»ten zarar veren sonuçlanyla karçılaşmazlardı. Kanımca giöer vergisl büyük oranda bu fonlann yayılmasma set çekmlstir. Hemen şu hususa isaret etmek lsterlm: BaU ülkele îjte bu garlp ülkede Utah Üniversitesi Tıp Merkezlnde bir insana yapay kalp takıldı. Ve tıpta blr adım daha atıldı. Daha öncekl adımm Güney Afrika Cumhurlyetl'nde gerçekleştiğl düşünülürse, kişinin aklına neler gelmez? Teknoloji, çağımızda dev adımlarıyla İlerliyor; araştırmalar her yanda hızlanıyor; ne var ki toplumsal düzenlerin bu hıza ayak uydurmalan kolay olmuyor. Bu çelişkinln de dünyanın çoğu yerinde çözüldüğünü görüyoruz, göreceğiz; ama bu çelfşkl tümüyle çözülmeden dünyanm fırtınalardan kurtulmasına olanak var mı? Cumhuriyet Sahlbl:Cumhur!yet Matbaacılıkve Gazeteciiik T.A.Ş.adına, NADİRNADİ Cenel Yayın Mildüra Müessese Müdürü Yazı Ijleri Müdürö Yazı Jsîer? Mödür YarAmcısı Haber Merkezi Müdürü Wizanpaj Yönetmenı..... TEMSOXİLER • ANKARA ; • İZMİR • ADANA : «ERVİS ŞEFLERİ * • YALÇIN DOĞANJ HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇSN SAYCR ALİ ACAR KARABÜK DEMİR VE ÇEÜK FABRİKALARI MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN HURDA AÇIK VE KAPALI VARtL, HURDA DIŞ VE İÇ LASTİK VE KUMAŞ KIRPINTISI SATILACAKTIR Şartname, beddste olarak asagıdaki adraelerdaa •lınabillr, 1 KARABOK'te. Demlr v e Çelik Pabrlkalan Mflessese Satı; Müdfirlüğümflz, 2 İSTANBUL'da: Slrked Yalı Kftşku Csd. T«lı Köşkü Han Kat. 45'deki Mumessilliğimiz, 3 ANKARA'daı Küçükesat Büklum Sokak No: 82 Genel Müdürlüğumüz. İSTEKLİLERtN çartnamemiz esaslanna göre hazırlayacaklan kapalı teklif mektuplannı, geçici teminatıyla birlikte, engeç 26.1.19B3 ÇARŞAMBA günü saat 14.00'e kadar Karabük'tekl Müessesemlz Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğund» bulundurmalan ilan olunur. TBaamî 25813) 8531 Istanbul HaberIer?:SeIahaflin GÜLER Dış Habprrer : Ergun BALCI • Ekononn: Osman ULAGAYYıırt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kıiltür: Aydın EMEÇ M a g a z i n : Yalçın PEKŞEN Diizeltme: Konur ERTOP A r a j t ı r m a ; ŞahinALPAY BÜROLAR • Konur Sokak No.24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare. 18 33 35 Halit Ziya Butvan No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 0913.1230 Atatörk Caddesl, T . H K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel:1455019731 Basanve Yayan: CUMHURİYETMatbaacılık ve GazeteciiikT.A.Ş. Türkocağt Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 9? 03 (5hat) TAKVfM IMSAK 6.31 GÜNEŞ 8.15 ÖĞLE 13.08 İKİNDİ 15.28 MAttAUKms AKŞAM YATSI 17.41 19.19