29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER Tfirk dilinin Dtrlemfsi ve Bzleşmetl Içln bir akademinin Iüzumuna kani degilım. Pror. Tahsın Banguoğlu da aynı yılda bir açık oturumda şoyle demışti: Bu ls »adece bllimle olrnaz; heyecsD ift> ter. IMilü da\alan yürutmek yolnna» kuru bilim vetmez. Onun için ben sahsen Türk Dil Kururaunun bir akademı haline getirilmesine karşı koydum. Çunkü akademi duruk (statik) bir çalışma takip eder. Turk Dıl Kurumu ise bır aksnon Kurumudur. Bir dili ileri götürme, jepyeni bir di] varatma voluntla hevpcanla çalıjacak bir Kurnmdur. Onu bir akademi haline çevinp donduramavız. Bunlara ben şunu ekleyeceğım: Hükümet bır akademı kurmayı gereklı goruyorsa kurar. Kurumlar katılmadan akademıyı kuramayacagı duşunülemez. Meğer kı Kurumları akademı ıçıne alarak onlann çalışmalarına son %'enneyı duşünmuş olsun. 5 OCAK 1982 edı sekız ay once ortaya atılıp sonra unutulan bır haber, son gunlerde yemlendı: Hazırlanan bır yasa tasansına gore Turk Dü ve Tarıh Kurumları, kuruiması duşunulen Turk Büımler Akademısi'nın içıne alınacak, denılıyor. Bu soylentılere inanasım gelmıyor Çünkü boyle bır davranışın hukuka, mantığa, ulusçuluga Te Atatürkçuluğe ters duşecegı kanısındayun. Ataturk ılkelerine tıtızlıkle bağlı bır bukuk devletınde boyle bır gırışlmın gerçekleşecegıni sanmiyorum Hukuk Te mantık açısı&dan: Gırışjnın huICUK açısından eleştınsı, bırkaç ay once buyus bukukçulann yazılanyla sergılendığınden konunun bu yomı uzennde durmama gerek kaımamıştır. Mantık da hukulcun sojledığıne hak venyor. Atatürk, bu kurumlan bırer dernek olarak kurdu ve onlara pera vasıyet ettı. Bir kışının vasıyetı yasa ıle degıştınlebılır mı? Bır kışi, Ahmet'e para vasıjet etmısse denılebılır nu kı «bu parayı Ahmet'e değıl Alı'ye verelım?» Devlet Eakanlığında sayın bır hukUK profesorunun, Adalet Bakanlığında, Yargıtay Başkanlığından gelen sayın bır hukukçunun bulundugu hutaımetın boyle bır önenyı olum lu karşılayacağını düşunemıyorum. «Zedelenmeden»: Tasanda «vasiyetname çartlan zedelenmeden» sozü varmış. Duşünu len eylemle yanı Kurumların çalışma düzenı değıştınlmekle vasıyetname şartlannm «zedelenmış» olacagı açıktır. «Zedetenmedenif sözunu kullanmak, durumu degıştırmez. Duşünulen şey, zedelenmekten de ote bır eyiemdır: Kurumların çalısma düzenını baska bır duzen ıçınds eritmek, eskı tenmle meşrutun leh ya da musa lehı (kendısıne para vasıyet edüenı.) dolaylı yoUa ortadan kaldınnak demefctır. Y Dil Kımımu'na Kıyılır mı? DİL TUTUCULARININ AMACI, YANILTICI BİE GEREKÇE ILE DİL DEVRİMİNDE GEDİK AÇMAKTIR. BUNU BAŞARABİLIRLERSE «YAZI DEVRİMİ»MİZDEN GERİ DONMEMİZ GEREKİR Cumhuriyel SafclM: Cumnuflyet UatbaacıU* ve Gazet*cüık TJİ^. adına ^ NA0ÖI NADl Genel Yayın Müduru BA8AN C3BMAL Müessese UüdürU EMİNE ÜSAKLJGlL Yazı İşlen MüdürO UKAT GÖNENSlN Basan re Yaran: Cumhunyet Matbsaaük v« G«aataet> Uk TA.3 Cagaioflu Turkocagı Cad. 3»41 Po*t» Kutuıu: 84« tSTANBUL TEL. : n n n BO RULAR : • ANRARA : Konur Sokak 24/4 YENÎŞEHÎB Tel. 17 58 25 17 58 66 tdare: 18 83 » • İZMİR : Hailt Ziya Bulran No: «5. E t t : * TeL : 25 47 00 13 12 30 • ADANA: AtatUrfc Caddeaı, TOrk Ham Ktznmm U Hanı. K»t: 2, N o : 13. Tel.: 14 550 19 731 Ömer Asım AKSOY sannı geçerli saysaydı yazı devnmlni gerçek0 leştırır mıydı Atamızın, Uzennde durmayı hıç duşunmedığı bu sava şımdı değer vermeye kalkışsak, >azı devnmımlzden g e n dönmemız gerekır. (Nıtekım bu düşüncede olanlar yok degıldır). Yazı devnmlmlz Için geçerıl olmayan bır gerekçe, dil devrimimiz için hiç geçerli olamaz. Dıl tutuculannın amacı, yanıltıcı bır gerekçe ıle dıl devnminde gedik açmaktır. Bunu başarabılırlerse yazı devrımınl devirmeleri işten büe degıldır. Durumu bır de dıl devnminin getirdıkleri nı gozden geçirerek düşünelım: «Atalanmızın yadıgân mıllı dıl korunsun» ve «nesıller ara sında kopukluk olmasın» sozlerine uyulsaydı bugun çocuklanmıza kücal damarlar'ı degıl e\iyei sarrte'yı, dançı'yı değü xaviyel hadde' yı, da>anışma'yı degıl teaanüdtl, denlzaltı'yı de gıl tahtelbahr'ı oğretecektık. Bu ömekler bir kez daha gostenyor kı «dılimize yerleşmis olan yabancı sozcukler milll sayılır» gorusü ortadan kalkmadıkça çatısma surecektir. Yurdumuzu ışgal eden yabancı uluslan kendi ulıısumuz olarak kabul ettık mi ki dilimize gıren yabancı sozcuklerı ulusal dılimlzin malıdır dıye bagnmıza basalım? Düsünelım kl «Ieyli soz cüğu dlıırruze yerleşmiştir, TUrkçe sayılır» deseydık jatılı gibı gerçek bir sozcügü Kazanamazdık Gazete ve sigara satıcısına, dıümıze jerleşmıştır geresçeslyle, bayı demeyi sürdıir9 melı mlyiz Günun bınnde mudi'nın de Turkçeleştmlmesı gerekmez m ı ' Bunlar nesiller arasında kopukluk yaratmak degıl, eskiden yaraülmış olan kopuklugu «bUtUnleşmevjre çevırmektir. amaca ulaşmak ıçln yabancı sozcuklerle ulusal sozcukler elbette bır sure çarpışacaktır. Ataturkçulere duşen, bundan yılmamak, meydanı yabancılara bırakmamaktır; ulusal güce «sen çekıl ortadan» demek degıldır. Kaldı ki ulusal dıle sahıp pkan Türk Dü Kurumu'nun zorlayıcı bır gücü de yoktur. Onerılen kamuca benimsenirse yaygınlaşmaktadır. Görulen ıse şudur: Ulus, kendi dilıne onca susamıstır kı yanlış saydıklan ortam'ı ve toplum'u, dogru saydıklan vasat ve cemaat'e yeğlemektedır. Ama tutucular bundan rahatsızdırlar. Bu nedenle «dılde kargasa var» dıye bagınyorlar. Dıl Kurumu ortadan çekilse bu akım durur m u ' Gerekçedekı deylşle «kargaşa son bulur» mu? Bulmaz. Basın dılinın, yazın dılirun, bılim dılinın ulusal yonde ilerlemesıne engel olunamaz. Ancak şu kötü durum ortaya çıkar: Yeni onenlenn toplayıa ve birleştiricl bır merkezi bulunmadıgından her îfafg/inn bir ses çıkar. Kamu kuruluşlan bir dlçude yönlendırüse bıle serbest yazarlann kullanısma yon verılemez; her yazar kendlne gore bır Türkçeleştirme yolu tutar. Asıl kargasa o vakıt Hendıni gosteru. Dil Kurumunu Tanımak Dıl Kurumunj sadece yeni sozcük türeten öır kuruluş sananlar çoktur Bu sanı>ı da duzeltmek gerekıyor. Yenı sozcukler tüıetme ve yabancı terimleri Turkçeleştırmek, Dıl Kurumunun çalısmalan arasında elbette onemlı bır yer tutar. Ancak Kurumun, tek tek onemlerı bundan daha aşagl olmajan bırçok başka çalışmaıan bulundugu unutulmamaUdır Dilımızde yazım (ımla) birligı, Dil Kurumunun duzenlejıp jayımladığı Yazım Kılavuzu ıle saglanmışur. Buıun eksıklenne Jcarşın dılımızın çağdaş ve en güvenılır sozlılğunü Dıl Kurumu hazırlamıştır Şımdıye aegin niç bır kışi ya da büım kurulunca gerçeıjleştırılememış olan ıki dev sözluğü Dıl Kurumu ortaya koymuştur: Bırl Derleme Sozlügu'dür kı yurdjmuzun her köşesınde kullanılmakta olan, ama eskı yazı dılimızde gorülmeyen yetmış bm sozcükten oluşmuştur. On bır cılttır. ötekı XIII. yüzyıldan ben yurdumuzda yazılmış eskı yapıtlarda kullanılmış olan ve Osmanlıcanın son yuzyıllanndaki yazı dilinde bulunmayan Türkçe sozcükien tanıklanyla bıriıkte veren Tarama Sozlüğü'dür kı sefciz cüttır. Bu ıki yapıt 4045 yü sıiren çalışmaların ürünü ve dılımızın karanlıkta kalmış ıkı zengın hazmesı, yerlı, yabar.cı bütun dıl bilgınlerinin en saglam, en jararlı kaynagıdır Sonra, Dıvanu Lugat ıtTurk çevınsı, sanları ellı>ı bulan terım sozllıklen, bır o kaaar da dılbılgısı ve dılbılım yapıtlan, ıncelemeleŞu bırkaç ornek, gerçekleşUrüen bılınısel çalışmaların boyutlannı Delırtmeye jeter. Kurum"un yajın kataloğunda daha yüzlerce ornek gorülecektır. Dil tutucuları bunlan görmek istemezler de Dü Kurumunu, onlann yadırgadıklan yenı sozcukler turetmekten başka bır ış yapmaz gıbı gostermeye çalışırlar, ama on, on beş yıl sonra bakarsınız kı bunlan herkesten çok kendıleri kullanı; orlar • •* Dıl ve Tarıh Kurumları Ataturk'ün dil Ulkılsüyle bıriıkte malmı da kendılerıne mıras bıraktığı ıkı çocugudur. Onlan «mefluç» duruma getırmek, Ataturk'un ruhunu ıncıtmez nıı? Böyle bır şeyın olacagına ınanmak güçtur. tmsak 640 Gfinef 824 öğle 13 19 r5 AOCAKM1M2 ı; V ! lldndi 15 41 17 55 Tatn 19JÖ C Cumhuriyet iQ3g toaa ) 5 OCAK 1932 HİNDİSTAN'DA DURUM BOMBAY 4 (a.a.) Hm dıstan da şıddet olayları tekrar başlamı? ve Gandi tevkıf edılmiştır Başların da bır komıser bulundugu halde altı pohsın Gandı'nın evıne gelmesi çevrede heyecana yol açmıştır Sababın saat uçünde uyandırılan Gandi. tevkıf muzekkeresım okumuş \e mutebessım bir çehre ıle müzekkereyi lade etmıştır. Taraflannın tezabura tı arasında bır otomobîle bındmlen Gandi hapse go turulmüşttır. Gandi aynı hapıshaneye üçuncru defa goturülmektedır. Borsa, maden, pamuk ve hububut pıvasalan ıle duk kânlann bjyuk bır kısmı bugun Gandi'nln tevkifınl protesto maksadıyla kapanmıstır Hint mahallelerınde matem tutulmus v« oğleden sonra yürtiyUşler ve buvük toplantılar yapıl mıstır Hint umuml valıai, memurlara fevkalade yetkl ler \eren bır emimame neşretmıştir. Bu emirna me, matbuat suçlarını, ka nundışı cemıyetlen, bov kot ve kargaşalığı yasaklamaktadır. Gandi nın halka en çok tavsıye ettığı şey, ecnebı ıplıklerıne ve pamuklularına boykot edılmesi, Hmdıstan'da evlerde kullanılan çıkrık ışı pamukluların gıyılmesıdır Bu tavslyenın Doykot kısmı her tarafta tesınni gostermlştir. (5OVLQnCE) Çatışmaya Son Vermenin Yolu Gerekçede derüliyormus ki «Türk Dıl Kurumu'nun Akademı ıçınde yer alması, yıllardır suregelen ıkı zıt goruşun çatışmasına son verecek, dolayısıyla Türk diünın t>u kargaşa ortamından çıkarüması saglanacakar.» Bu sözün sakatlıklannı gostermeye çalısalgn: Dü Kurumunun amacı, ulusal dıll geliştın p zenginleştirmektır. Bunun karşısında olmak, bir «gorüş» dıye nıtelendirilmemelid*r ama, dıyelım kı «goruş»tür. «Yülardır süregelen ıkı zıt goruşun çatışmasına son vermek» ıçın tutulacak yol, ulusal olam gorev yapamaz duruma getırmek mı, yoksa bunun karşısında olan sesı susturmak mı olmalıdır? Kopukluk konusu: Bılınıyor kl ulusal ol mayan ses, kendısını «mıllı dılın savunucusu» dıye gostermekte ve Dıl Kurumunu aatalarımızın yadıgân mıllı dıll bozan, nesılıer arasında kopukluk, ıtalık yaratan» dıye nıtelemektedır Atalanmızın bağlandıgı her şey «müh» olsay dı, Atatürk, bırçok eskl, kotu geleneklerımızı yıkar, hele yenı bir Turk abecesı oıuşturmayı gerekli bulur muydu' Eu ornek, «ıesıller ara sında kopukluk yaratma» sozunun, ulusallık perdesı altmda nasıl yanütıcı, aldatıcı, aaha dogrusu nasıl tehlıkeli bır sav oldugunu gostermeye yeter. «Tehlıkell» dlyorum; çünltu bu yenı Ttırkıve'nın temelı olan devnmcılığe kar şı koymaktır. Özleşmekte olan dıl kırai Jtişllerce yadırganabılır, ama başka bır dıl değil, gerçek Turkçedır. Yenl yan ıse başka bır ya adır; eskı yazıya benzer bır yanı yoktur. Ata turk, «nesıller arasında kopukluk yaratacak» Neden Birleştirilemez? Dıl Kurumu, su nedenle de Akademı ile bırlesemez: Akademınm ve Dil Kurumunun ayn ayn görevleri vardır. Dıl Kurumu, Akademinin yapamayacagı işleri de yapar. Akademi ise Dil Kurumunun yaptıgı birçok işleri gorevının dışında sayar. Dıl Kurumunun gorevı, hem bugünun gereksemelerinı dUsünmek hem gelecege yönelık devnmcl çahşmalar yurütmektir. Oysa Akademi, düin bugunüntl saptar; yarına donük ve devnmcl çalışmaya gıımez. Bu gerçeğı şu ikı kişının ağzından dlnleyelım: Yakup Kadri Karaosmanoğlu 1962'de radyoda yaptığı bır konuşmada şunlan söylemışti: Ataturk'un yaptıgı devrimler lçlnde, bence en basan ile yurüyen, dil devrimldir. Çunku dil, aydımn tek Ifade aletidlr. Halkla temasuu satUyan tek vasıtadır. Onun için dil daha buyuk bir hızla Uerlemij bulunuyor ve bugiın okudugum kltaplarda, benim aldıgım terbiyenln miısaade edemeyeceği kadar yani anlamama müsaade edemeyecegi kadar büyuk bir telişme olmuştur.. Akademi bahsinde benim dtaşttndfiğıim şudur: Akademi stattk bir muessesedir. Bir devrim muessesesi olamaz. Halbuki Türk Dil Knrumu bır devrim muessesesidir. Devrlm müessesesinde daim» ileriye doğra birtaktm baınlelerüı yapılması lazungellr. Bir akademide ise artık her şeyin son şeklini bulması ve daha lleri hareketlerden çekinilmesi icap eder ve tekrar ediyornm: Bunun İçin hiç bir zaman «Kargaşa» Gerekçede ıdılın kargasa ortamından çıkarılması saglanacaktır» denülyor. Buradaki orUıa sozcugu, «kargasa» diye nltelenen olay için ısımize yarayacak bır örnektir. OrUm'ın eski dıldekı karşılığı vasat ldi. lkl Bozciik çarpıştı, vasat yenık duştil. Bu durum oır kargaşa jarattı mı? Bakınız, >enik dfiştu diyonım. Buna oıağlup oldu dıyenler de var. tklsinin bırden kullamlmakta olmasına karga»a denilebılır n u ' Iyi paranın kötü parayj kovması gıbi, bır sure sonra «mağlup gıdecek, yenlk kalacak. Her dılde esanlamh sozcukler vardır; Osmanııcada da «muteradîfler» vardı. Bunlann kargaşa yarattığı ılerı suruldü mü7 Vaktiyle toplum sozcügü de yoktu. Ortaya Btıldıgında yadırgandı, yanlış yapümıs olduğu soylendı. Ama şımdi öyle tutunup yayüdı kı toplum poüsi'nin Osmanlıca karşılıgını bulamaz olduk, Atatürk'Un ulusal dil konusundakl ilkest, Türkçeyi yabancı dıller boyundurugundan kurtannak ve bağımsızlıgına kavusturmaktır. Bu n... RAMAZAN GELİYOR Ramazanın yaklaşması dolayısıyıa Evkaf ıdaresi gereken hazırlıklara başlamıştır. Bu sene Eyup, Fatıh, Beyazıt, Süleymanıye. Ayasofya, Sultanahmet, Valıdeı Cedıt, Dolma bahoa canulerıne mah>a kurulacaktır Mahyalarda «tyerli malı alınız» «tasarrufa nayet edınız» «tayyareye yardım edınız» «yetımlen düşuntı nuz» ıbarelerı bulunacak tır E\kaf ıdaresi Rama zan ıç'n 15 000 lıra sarfe decektır. EKMEK ON PARA UCUZLADI Ekmek narhı komisyonu dün toplanarak önümUzdeki haftanın fivatlannı tespit etmıştir Pran Bugun Adana ve Mersin'ın kuıtulus günUdür Bu mUnasebetle gerek Ada na'da ve gerekse Mercala (ivatı oniki kurusa çıkanlırken, ekmek on para indirilerek altı kurus otuz para olmuştur sin'de büyük merasimlerle kurtuluş bayramları kut lanacaktır. c/cıpla/mo H BurhanİARFAD ültur dünyası büyuk şehlrlerinde «Belediye zmosu» yapılan vardır. Toplum hayatında önemli yeri olan bu lokaller, bır çok yanlanyla vazgeçilmez ysıpılardır. Her çeşıt toplantı, kutiama gunleri, evlenme törenlerı, balolar orada yapılır. Ulkeıun ve o buyuk şehnn ekonomi, kultur, bılım ve pohtıka alanmda sıvrilmış kişlleri, yılın belırli gecelennde o lokallerde buluştuklannda hem gunun yorgunluğunu çıkanrlar, hem de meslek konulanru değışık bır atmosferde konuşma olanağından yararlanırlar. Istanbul şehrtnın de bır zamanlar bir Şehır Gazrnosu vardı Taksım Belediye Gazınosu dıye bılınırdl Taksım Bahçesı'nin ıçındeydı Tek katbydı Guzel bır gorunüşü vardı. Parkın yeşıl ve aşağılara doğru Boğaz sulannın mavılenyle kanşmış geruş 'mekân'a yaJaşırdı. D15 görunüşu de, ıç atmosferl de rahatlatıcıydı. Proıe mımarı. o yıllarm Belediye ba§ numan olan Rüknettırı Guney dı Kadıköy Halkevl Florya tesislennin pro;elerını de o yapmıştı. Taksım Belediye gazınosu yapılışı 1939'da başladı ve 1940'da bıttı. O günlerin parasıyla 367 214 hraya çıktı. Aradan şoyle bır otuz yıl geçtıkten sonra Emekll Sandığı'na on altı mılyona satıldı 1940 1970 yıllan arasında Istanbul'un toplum, sanat, eğlence ve hatta pohtıka hayatında adını sık sık duyurmuş olan Takstm Belediye Gazinosu gunun birinde yokedillrken kımsenın kılı kıpırdamadL İtalyan uyruklu bır tstanbulsever yazar olan Wılly Sperco'nun yakınma yazısı dısında. Yazıdfl. şu satırlar ılgı çekıcıdır: •Hafızam beni yanıltmıyorsa. Cumhunyet bayrarra yıldönümü için venlmıg büyüfe baloyla açüıtı yapılmış olan 'Taksım Beledıye Gazınosu' yoh artık. Bu vahıtsiz ölum içm ağıt yazmağa başladım. Acıyın' Belediye Gazınosu'na acıyinl Yıhıcınm kazması ünlu yapının duvarlanna acımasızca ındı. O yofe oldu. Ona ağlayan tek kısıyım belkı de! Benefıcenza Halıana'mn balosu, Fransız ?nasonlarının, Ermeru azmhklanmn, Rum okuüannın baloları hep burada yapıhrdı. O duvarların arasında geçmış gençhk yıllarımızın ve olgunluh çağlanmızm şartzir lannı soyleyemeyereh bundan böyle sevgüı büyüklenmızın sevgıh 'Taksım Gazinosu' ıçın saygıyla aglayalım » bkurlardan... "Bingöl81,, üzerine bir elestiri • ADANA VE MERSİNİN KURTULUŞU Şide bu öneriye katılmamalı SbK Ybnetım Kurulu'nda, Iş çı emeklilen ıle bu kurumda çalısanlann temsılcılennın kad ro dışı bırakılması konusunda hazırlanan yasa tasansmm Bakanlar Kurulu'ndan geçıp Danışma Meclısı Sosyal İşler Ko mısyonu'nda ele alındığını u K IstanbuFa Acıym Uzun zamandan ben gazetenızı okuyorum. En çok okuduğum kısımları roportaı nıtelığın dekı ya/ınlardır Son olarak Şukran Ketencı'nın yazdığı Bm gol81 dızısı eksık bır yoyın ıdı. Bıngol ilınln doğal guzellıklerını ve turıstık bolgelerınl hiç yazmamış. Orneğın; Korlıova kazasında güneşın doğuşu çok ılg nctır. Karlıova yolu üze rındekı Hamamlar (llıcalar) nahıyesındekı şıfalı sular, ceşıtlı hastalıkların lyıleşmesını sağlar Başka bır ornek de şudur. Uc ay evvel bır koyde çıkan silahlı cotışmada dört ınsanın öldünılmesı... Nedeni ca hıllık ve yoksulluk... Yukarıda saydığım orneKİerl coğaltmak mümkun Yine de Bıngol81 yazısından dolayı Şukran Ketencl'yl kutlarım. Bu nıteiıktekı yayınların devamını dılerım. Huseyln ERDEM öğrelmen BİTLİS Calıs Plajina otomatik telefon gerekli Turızm bakımından Adolar Denızı Ile Akdenız'in blrleştığı yerde, kuşkusuz en onemlı merkezlerden bın de Fethı/edır Fethıye nın ıcınde, Belceğız de Olu Denızde ve son olaraK da Fethiy'e'ye cok yakın Calış piaıında onemlı turızm gelışmesı sağlanmıştır. Yatak sayısı arttırılmış ve tıtız bır temızllkle yatak sayısı arttırılmıştır. Ayrıca bu arada Calış Plaıında yenı otel ve motelıerın yapımı surmektedır. Gerek bozı kuruluşlann, gerek Duradakı turıstık kuruluşların yardımı ıle Calış plaıına asfalt yol yapılmıştır Ve bu turıstık onemdekı doğa guzellığının kaynağı Fethıyemıze PTT idaresl gereken ılgıyl gostermış, Fethıye'nın telefonlarını otomatik santrale bağlamıştır Haberleşmede ve yer ayırtmada, otomatık santrale bağlanmanın değerınl ve onemını belırtmoye elbetıe gerek yoktur Ancak, bu noktada bir şıkayetımız ve bir dıleğımlz var PTT yonetımınden, Fethıye'ye çok yakın olan bu Calış pla|ındakı telefonlar yazık kı otomatık teleîon alanı dısındcdır. Bu kodar önemli bır merkeze otomatık telefon olanağı sağlanması elbette gereküdır. Calış PTT santralme 3500 metre uzaklıktakı sontralımızln 50100 abonelik arttınmının sağlanması ve otomatık telefon alanına alınması gereğı de ortadadır. Bu dıleğımızl ve bu gereklılığı Ulaştırma Bakanlığının PTT ıdaresının ve Fethiye PTT mudurluğunun kısa sureae dıkkate alarak, yerıne getıreceğıne inanmak istıyoruz. 1982'nın başlarında bu derdımızi belirtıyoruz kı mart orta'arına doğru tunzm hazırlıkları tamamlanmıs olsun Nısan'da tunst k tesıslerımız kolaylıkla aranılıp bulunabılsın CALIŞ PLAJI TURISTIK TESIS SAHİPLERİ rüntuyle ogrenmiş bulumıyoruz 700 750 bm kışiyi temsil eden her ıkı kurul üyesının tem sıl hakkından yoksun bırakılarak kadrolarının kaldınlması gınşımı, acı bır gerçegı yanEitmaktadır. Emeklısı, dul ve yetimiyle, çalışan memurlanyla, butünleş mış bır topluluğun ortak dert ve ıstıraplarını ancak bu dert luluK mensuplan ve temsılcüen dıle getırebıurier. Emeklı Sandığı Yonetım Kurulu'nda emeklı memur temsılcısı gorev alırken ve bızler buna paralel olarak Bag • Kur Yonetım Kurulu'nda da Bağ Kur emeklısı temsılcısıne yer venlmesının zorunlu oldugunu duşunurken, SSK yasasınaa ya pılması istenen bu değışıklık, bızler ıçın tam bır sürprız olmuştur. A. Nihat EREL Sosyal Sigortalı Isçiler ve Bağ • Knr Emeklileri Dayaoışma DerDeğı Başkanı TESEKKÜR Btnclk, eşım, sevgili babamız mız. ve kıymetli varhgı A. HIKMET DIZDAROĞLU nun 22 aralık 1961 salı gunü aramızdan ebediyen aynl ması nedenlyle, bizleri bu kederli günümüzde yalnus bırakmayan, cenaze torenıne ka^ılan, çelenk gonderen TUrk Egitim Vakfına bagışta bulunan, telgraf ve telefonla arayan, evimıze gelerek acımızı paylaşan dost, akraba, kurum ve kuruluşlara teşekkur eder, merhuma tanndan rahmet dılenz. EŞt VE ÇOCUKLAR1 (Cumhuriyet İ0655) EKMEĞE KAĞIT YAPIŞTIRMA ISRAFA YOLAÇIYOR İşime gidip gelirken ± araç > değiştiriyorum Bonım sor'jr.um ışyerımın evıme uzaklığı. Once kadrom Beykot Fen Işıerındeyken Flor ya Turlstık lesıs Mudürluğunde 5 vı| cciıştım. 12 Eylul den sonro Be^koz'a alındım ve hergun 05 ce kalkıp 5 araç değıştırerek isoteve başlıyorum Akçam 17 ae yıne 5 vasıta deg.stırorok yaâmur ve soğuK dsme''erı yorgun argın eve v a n / c u m . Aldığım oy lığın yuzde 65 ı yol parası oluyor. 7 nufusluyuz. Ama Qttgıde maddı yonden cokmeye baş lıyorum Bun ır |çm Beledıye yetkılılepne brçok dılekçeyle basvurdum B i ' netlce alamadım Benı va eskı ışyerime vers'nler ya 00 tazmınatımt venp çıkarsm ar Cemalettln Guler Yeni Bosna afer Mah. Tekke Sok. 19/9 Bakırkoy/İSTANBUL MEKIK IMAL ETTİRİLECEKTİR 1 Dornıer dokuma tezgarilarımızda kullanılmak uzere 720 adet mekik ımal enmlecektır 2 Eesim ve numuneler muessesemız Ticaret Mudürlügtınden temın edilebilecektir 3 Sıparişı muteakıp bır kısmının acele teslımı gereken ıhtıyacımız ıçın tekiıf verme suresı 13 11982 çarşamba gunü saat 14 00 'e kadardır 4 Muessesemız ıhaleyi yaprp yapmamakta veya dilediğı ürmaya vermekte serbesttır Sumerbank Bakırkov Pamuklu Sanayil Mdessesesi (Basın. 26463) 10653 Wılly Sperco'nun duygulu satırlarmda kimi boşluklan doldurmağa çalışacağım. Taksım Belediye Gazınosu, rnüzikli akşam yemekîen, Lıly Szegethi Statzer çapında bır keman ustasının yonettıği 'Beş çayı1 hafıf müzık konserlen. degışık ve çekıci varyete programlanyla, aydın orta sınıfm aradığı ve mutlu saatler geçırdlgl lokaldı. Istanbullulann övündugü 'Şehır Gazınosu'ydu Taksım Gazınosu nun yıküniması pek çok guzel şeyı de göturdu Taksım Gazinosu'ndan yoksun bırakılmış Kı zılay. Basın, Akademı, Konservatuvar baloları dagıldı ve sondu Akademi gençlerinin, konservatuvarlarının sanat yanı ağır basan o c m l avıl ko6tümlü baloları da yok. Basın Balosu na renk katan yazarlar sanatçılar ve polıtıkaCTİann çogu bızleri bırakalı yıl lar geçtı 1948 Basın Balosu'nu hatırlayanlardan kaç kışi var aramızda? 1948 Basın Balosu'nun venldıgı Taksım Gazinosu'nun bü>uk salon kapısmda, eski fe abul Bekçılen kıhğmda gıyınmış Ismaıl Dumbullü. elınde bır bekçı sopasıyla duruyor ve girenlenn adını yüksek sesle duyuruyordu Gazinonun daha çok yazlan kullanilan ek vp.p: camlı salonda bır Koltuk Meyhanesi vardı Tezgâhta unlü aktor Raşit Rıza Samoko içkı venyordu Bedıa Muvalnhıt ve Vasfı Rıza Zobu da mevhanedevdıler Laterna da vardı Şehır Gazınosu'nun buyuk salonund» kimi pa zar sabahlan Istanbul Konservptuvan orkestrası ve korosu konserler verırdı Şımdı hiçbiri yok Şimdı tuhaf adh salonJarda «Fasıl heyeti. IcrAyı ahenk» edıyor. Wılly Sperco'nun yakınması yetersiz. Acıyın' Istanbul a ecıyın' Hemen herçnn ekmek sovurganlığı t.okkında çeşıtlı gazete ve dstgılerde yayınlar gozumuze ılış^r Ancck koklu bır onlem alnrnış değıl. B'lındığı gıb beledlyelerco fırını bslırlemek amacıyla ekmeğe etıket yopıştırma zorun luğu getirılmlç, ancak bunun sakıncası cCşünülmemıştır. Ekmeğe yopştırılan bu etıket tuketıcı ta cfından sokulurken, berabannde ıki gram ekmekle bıriıkte çope atılmak ta. 45 mılyon nufusumuzun günde bır ek'rıek tükettlğı varsayımından hc.reket!e etıketle bıriıkte gunde 90 mılyon, ayda 2 mılvar 700 mılyon ve yılda 32 nvlyar 400 mılyon gram ekmeğl, bllereî' çope atmokta yız. Bu rakam bu yıl ABD'den ithol ett'ğımiz buğdaya eşdeğerdedr Iş bununla t!t kalmıyor Ka ğıt sorunu da çıkıyor karşımıza Vılda 50 mılyon metrekup kağıt sarfına r.eden olan bu uygulamcdan vozgeçmek zorundcyız. Sa rf edılen ekmek ve kağıt malıveiını fırınlardan vergı olarak uiıp mılyonlarca lıra bütçemıza katkıda bulunocakfr. Benzer uyguiamalarla diğer kaynaklardan ia yararlanma yı duşunur ve uygularsak, ulkemız kclkın "asında flörevi mızl yapmış duruz. Ta»sln BESLEYİC CEYHAN Benim de bir kusurum var! 20 fıılı hızmet yılını dolduran devlet memurlarının emek lı olmalarını teşvık ıcın 14 Kasım 1981'de Emeklı Sandıgı yasasında yapılan değışıklık ya^ımtandı. Bu yasaya gore 31 Aralık 1981 tarıhıne kadar emeklı olmak ısteyen memurlara emeklı ıkramıyelerı °O25 zamlı odenecektır Buna kımse nın b'r şey dıyeceğı yoktur Koşul'arı uyanlar yararlanır Ana benim gıbı 510 gun once emeklı olanların bu haktan yararlancmaması ıse benim gı bı olanları çok uzer. 25 fıılı hızmet yılımı doldurduktan sonra 29 eylulde başvurarak 2 Kasım 1981 gunü ıs teğımle emeklı oldum Hıc kım se ne benl zorladı, ne de teş vık etti Devletımln de arzu ettığı gıbi kendi isteğımle kadromü boşalttım. Ama şu anda bu davranışım bana hayatım boyunca topluca göremıyeceğim bır mıktarda ıkramıyeyl kaybet tırdı. %25 zamlı ıkramıye alamayacağım Yasanm çok dar bır çerçevede tutulması, sadece sınırlı bır takım kımselen kapsaması hem Anayasamızın eşıtlık kuralını uygulamamakta, hem de devletımızın cBoba»lık gorevındekı şefkatlı do^ranışına ters duşmektedır. Ben halen ne ıkramıyeTiı aldım, re de eneklı maası bağlandı. Tek kusururı eğer kusur ıse hızmet suremı doldurunca emeklılığımı ıstememdlr. Yuce yasaTia gorevhlennden benı ve benim gıbi olanları da devletımızın haklarından yararlandırmakta dıkkate almalarını en kısa zamanda eşıtlığl ve adaletı zedeleyen haksızlıgı ortadan kaldırmalarını dılerım Mehmet KEKEC Emekli llkogretim Müfettişl MANİSA Söğütlüçeşme İlkokulunun durumu içler acısı Istanbul Sefasoy Soğütlu çeşme mahallesı sakınlenndenız. Sogutluçeşme ılkokulunda kı her dersanede 75 oğrenci oğ renım gormektedır 2500 ılkokul oğrencısının ogremm gördüğü okulda dersane sayısı ıse 12 dır Dersanelerdeki öÇrenci sayısının azaltüması için okul müdürü Tahsın Dursun'a durumu ılef*ık Ancak kendisi bu durumun dersane yeterslzlığinden kaynaklandığını bıldirdi. Bir dersanede 75 öğrenci ögretün gorebılır mı° Söğütlüçeşme Mahallesi SaHnlerl tSTANBUL Ruhi su ZEYBEKLER cıktı. PLAKÇILARDAN İSTEYINİ2 Beklenen uzunçalart
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear