Catalog

8 Cumhuriyet 20 MAYIS 1981 5 İngiliz askeri öidürüldü Ikî IRA'h tutuklunun daha saatleri sayılı Ahraet TAN "Uluslararası Atatürk Sempozyumu,,na 19 Mayıs nedeniyJe ara verıldı İstanbul Haber Servisi Türkıye iş Bankası tarafından duzenlenen, «Uiuslcrarası Aiatürk Sempozyumu»na dün 19 Mayıs nedeniyle ara verıldi. Yerlj ve yabancı bilim adamlarından oluşan sempozyum delegeleriyle, iş Bankası Genel Müdürü Cchit Kocaömer bcşkanlığındaki Bar.ka Heyet;. Taksim Atotürk Anıtına celenk koyarck sayçjı duruşunda bulundu. Bilım odcm'arı daha sonra tarihi ve turistik yerieri gezdıler. Tarabya Cîeli'nde yapılan sempozyumun oncekı günkü oturumunda söz clan Lutfü Üikümen'ın, «Aîatürk devrimci deyü, evrimciydi» şeklındeki sözleri proîestoiara yol açtı. Oturumu yoneien Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Şeraîettin Turan da bu tepkılere katılarak Lutfü Ülkümen'e Atatürk'ü hic tanımadığını büdırerek, O'nun hakkında bir kac kitap okumcsını sclık verdi. Arıcck. Lutfü Cükümen konLşmcsını sürdurerek, «Ben senin ne mcl olduğunu biiirim» deyince izleyicilerin protestusu ciaha da orttı. Türkıye iş Bankası yöneticileri, Lütfü Ülküman'in önceleri bankalann Genel Kurul üyelerindsn biri olduğu icin aiâer uyeler gibi nezaketen davet edıldiğini büdirdiier, Ülkümen'in DP mületvekılliği yoptığı, daha sonro da MHP'ye gectiği öğrenildi Bu arcda istanbul İTİA Mezunları Derneği ile Uluslararası iktisodj ve Ticari ilimler Mezunları Konîederasyonu (CIADEC) ve bu konfederasyona bağlı Türkıye Mılli Komitesi taradndan duzenlenen .«Atatürk Devrimleri ve Çcğdaş Türkiye» sempozyumu da cuma günü Atatürk Küitür Merkezı'nde ycpılacak. Mustafa EKMEKCİ Oksüz Kuzu... u, «Ankara Notlarunın, cotısını catarken, bir dizl fıkra aktarmayı düşündüm.. Adamın biri, ceşmenin önüne oturmuş kediyi yıkıyormuş. Oradan gecen biri. Kedl, yıkanır mı demiş.. ölür sonra... Yürümüş, gitm'ş. Dönüşta, kedinin öldüğünü görmüş.. Adama söylemiş: Ben sana ölür dedim, bak öldü... Aclam, karşıhk vermiş: Yıkarken ölmedi, sılcarken öldü... Trabzon'un Caykara'smın Taşören köyünde Osman Taka adında bir terzı vardı. Taşoren'li bir köylu ilceden şayak Dır kumaş alıp köye getirmış, Osman iffenaYye vermişti. Osman Efendi, ivedi bir ölçü alıp başladı ku maşı, elindeki makasla kes:p bicmeye Osman Efendi. «Şak şok» makası vurdukça, adamın iç' eriyordu. Şayağa cok para vermişti çünkü. Osman Efendiyi seyrettikten sonra şöyle dedi: Osman efendi, ustalığından haberlm yok omo, yurekliliğins maşallah.. Şimdı aktaracağım fıkrayı, yazar Hasan Kıyafet anlattı. Şöyle: Kaman'ın Çağırkan köyünden Ismoil Doyı, köyün kırk yıl sığırını gütmüş. İyi huylu. dürüst, ilerl görüşlü, sözunu cekmez biriymiş kör ismail dayı. Son yıllarda gözlerl Iyiden lyiye görmemeye başladığı icin. «Kör İsmail» diye çağırılır olmuş. Kışın, köy odasında otururlarken, biri onu konuşturmak >cin takılmış: Yahu, İsmail Dayı gözün de iyi görmüYor ama, doğru yolu buluyorsun. Her dediğin doğru cıkıyor. Bu nasıl oluyor?... Oğlum, doğru yolu, iyiyl görmek Için cam gözlu, uslu olmaya gerek yok ki.. Hallo'nun (Halil'ln) gittiğl yolun tersine gidiyorum, doğru çıkıyor; kah kah kah... (Halil. köyün ağası, tefecisiymiş}.. Fransa'da Mitterrand'ın başkanlığa gelmesi, Metin Toker'le Güneri Civaoğlu'nu nasıl da üzdü. Bereket, Hırtstiyan Demokratlar Berlin Belediye secimlerinl aldılar da. yüreklere su serptiler. Metin Bey, MİUerrand'ın seçilmesine içeriiyor ya. koca İsmet Paşa'nın Pembe Köşkünün önünden arabayla geçenler de. köşkün çevresine kurulan dizl dizi apartmanları görünce. Metin Bey'in kulağını çınlatıyorlar... Çankaya'da oturan bazıları Toker'in apartmanlarının guneşlerıni kapattığını söylüyorlar. Mitterrand deyince, Fransız Komünist Partlal Genal Sekreteri Georges Marchais takılıyor belloklera. Metin Bey. onun icin cPişkin» demedi mi? Valery Giscard d'Estaing'den önce Pompidou vardı. Bayan Pompidou da. Georges Marchais'yl günahı kadar sevmezdl. O yıllar (1973'lerde) Paris'te şöyle Wr fıkra anlatıyordu Fronsızlar: Madame Pompidou a tapisse les mur» de sa maison, pourquoi? (Bayan Pompidou, «vlnln duvarlarını halılarla kaplatmış. neden?) pOur n» pas entendre Georges Marcher (Marohais) (George'un yürüduğünü duymamak İcin) *••• Dün 19 Moyıs'tı. Gencük ve Spor Bayramı, aynı zamanda Atatürk'ün doğum günü Atatürk, dün yüz yaşındaydı. Prof. Afet inan, şöyle anlatır: .Mustafa Kemol'in doğum ayı hiç yazılmaz. Yahut yanlış olarak bir sonbahar ayı gösterllir. Halbukl kendisinden Işittiğime göre, bir ilkbaharda doğmuş olduğunu, hatta bunun mayıs ayına tesadüf ettiğinl söylerdi. Nltekim bir gün Cumhurbaşkanlığı Umumi Katibi Hasan Rıza Soyok, Atatürk'e yabancı bir memleketten gelen ve blr ansiklopedi için olan mektubu göstermlştl. Bunda Atatürk'ün biyografisi Isteniyor, aynı zamanda bilhassa doğum gününün kaydedilmesl rica ediliyordu. Atatürk bunun üzerine düşündü. Fakat bu günü kendisl de bilmlyordu. Ancak, annesinden işittlğine göre, blr bahar mevsiminde doğmuş olduğunu halırlodı. Ay we gün İcin Ise şöyle dedi: tBu bir ondokuz mayıs günu nlc'm olmasın?» ansiklopedlye verilmlş olan bu cevabin Cumhurbaşkanlığı arşivinde saklanmış olmosı lâzım.» (Atatürk hakkında hatıralar ve belgeler. Türk Tarih Kurumu yayını, 1959) Eski bir asker olan, CHP'li eski Bokanlordan Ferda Güiey'le zaman zcman konuşuruz. Onun, şimdiye değin öne sürmediği bir ozan yonı da vardır. Askerliği sırasmda da edebiyat öğretmeniydi. Kâmil Kırıkoğlu'yla birlikte poiitikaya atılmışlardı... Şöyle dedi geçenlerde. Cahit Sıtkı'nın c Otuzbeş Yaş> şiirl gibi, beş oteel| şllrierde, bir dize cok ustaca yerleşmemişse, «Öksüz kuzu* gibl kalır dize. Kuzunun cnası hani, kesilmiş ya da ölmüşse, nasıl emecek? O koyuna gider, tekmelenir, bu koyuna glder tekmelenir. Koyun da ne de olsa anadır, benimserse biri, gider asılır memelerine... Celebi Ferda Güley, oturup konuşurken, cebinden bir kâğıt cıkardı. Bir, «19 Mayıs 1981 Atatürk Morşı» yazmıştı ocak 1981 başlarında. Okudu, dinledim. Uzun şıirin, genclikle ilgili bölumünü, aktarmak ıstiyorum: «Özgürluk savaşısın, «Ulusısun bayrak bayrak, Sen «HalMsın tüm dünyada «Holk»ı ezene karşı. Bak, ulu ağacında gençliğin yaprak yaprak, Ciçek çiçek aoldurmuş yerleri, göğü, orşı, Yüzüncü yaş gününde «seniniz» diyorlar, bak.» B LONDRA Kuzey İrlanda' nın bağımsızlığı için savaşan ve 59 gündür açlık grevmde bu lunan Eelfast'takı Maze Cezaevi hükümlülerinden Raymond Mc Creesh (24), :1e Patrick O' Hara 124 ı'nın «saatlerinin S3yüı» olöuğu bi'.diriliyor. Kuzey İrlanda'nm İrlanda Cumhuriyeti ils sınır oluşturan Armagh ker.tınde ise bir ingiliz zırhlı persor.el taşıyıcısııun havaya uçraası sonucu içinde bulunan 5 İngiliz askeri öldü. Yetfcililer 1979 jJından bu yana ilk kez tek bir olayda İngiliz ordıısundan bu kadar çok cskerin öldüğünü bildirdiler. 1979 yümda bir bombanm patlarnası sonucu Kuzey İrlanda' da 18 asker birder hayatını kaybetmişti. İngiiiz askerleri Ue çaUşmak, silah buîundurmak ve «yasa dı şı örjfüt üyesi» olmak suçlanndan 14 yıla hükümlü Mc Creesh ve benzer suçtan 8 yıla hü kümlü OTîara'nın ölüme yaklaştıklarının cezaevi yetkililerince açıklanması ile Thatcher hükümeti'nin Kuzey İrlanda' daki askeri birliklerin sayısıru arttırdığı belirtiliyor. Yaşamlanndan ümit kesilen Mc Creesh ve CHara'nın ölme si ile Bellast ve öteki kentlerdeki gerilimin yeni boyutlara varacağı kaydediliyor. Ancak bu arada küçük bir olasüık da iki hükümlünün cezaevinin has tanesinde başlanndan ayrılmayan yakınlarının zorlaması ile Mc Creesh'in «tıbbi müdahaleye, senım vs.» razı olabileceği ifade ediliyor. Bu konuda Mc Creesh'in karanna bu haîta içinde Kuzey İrlanda'ya gelerek tacelemeler yapacak olan Avrupa tnsan Haklan Komisyo nunu beklemek etkide bulunabiiecek. İşçt Partisi lideri Michael Foot'un ve parti çoğunlugunun hükümete arka çıkan bir anlayışta olmalanna karşın, parti örgütü ile sendikalann desteğindeki sol kanat lidert Tony Benn'in Kuzey İrlanda'dan İngiliz askerlerinin geri çekilmesi gerektiğini söylemesl ve yerine Birlesmiş Milletler Banş Gücü'nün duruma el koymasını önermesi büyük yankılara yol açtı. Kuzey İrlanda'nm «ne pahasına olursa olsun» Ingiltere' den kopanlmamasuu savunaElar, bu önerinin altında «gizli emeDen yattagmı söylüyorlar. Atatürk'le ilgili sergi ve müze açıldı İstanbul Haber Servisi Kuzey Deniz Saha Komutar.lığı'nca aüzenlenea «100. Doğum Yılında Atatürk Sergisi» 1. Ordu ve Sıkıyönetım KoTutDnı Orgeneral Necdet Üruğ taratından ccıldı. Büyükdsre'deki Denız Uiaştirma Komutanlığı salonlcrında acılcn bu serg'.de, (iCurr.huriyet» de Atatürk'ie ilgili yayınları ile yer alcı. O günün gozeteleri büyük ı!gi ile izlendî. Ote yandan, Atatürk'ün 62 yıl önce Samsun'a hareket etmeden hazırîık p'ânlarım ycptığı ve bugun «Atatürk Müzesi* adı verilen Şişli'deki ikametgârM da törea'e acıldı. Yeniden onarılan mü<:enin ac< lışını, Kara Kuvvstlerı eski KoTiutsnlarından Emekli Orgenercl Şefik Yılmcz yaptı. Acnışta konuçan Bslediye Başkanı Korgeneral Ismoil Hakkı Akansel, iş Bankası ve Turing Kuiubü'ne 'eşekkur etti. Fotoğrafta. 1. Ordu ve SıksyöneKomutonı Orgeneral Necdet Üruğ, Vclı Nsvzat Ayaz'la birlikte. Büyükdere'deki «Cumhuriyet» köşssnde görülüyorlar. 10 Bir de «süreli ilaçlan» sorunu var. Bu, ilacın belli bir süre ile sınırlı olarak kullanılma sı demek. Dr. Eczacıbaşı'na soruyorum tilac ruhsatları süreli ola maz mı? Ruhsatların süreli ol ması, llac denetimini daha etkili bicime sokmaz mı? Yoksa bu denetim biçimi daha da ko nşıklıkiara mı yolacor? Özel denetimin ve karrusaı denetimin daha etkili olması icin önerdiğiniz başka cozüm yolları var mıdır? Yanıtlıyor: «Turkiye'de ruhsat almış üaclar, Saçlık Bakanlığınca sürekli olarck denetildiği gibl, gerektikçe buniar üstünde yenj gelişmeler uyarınca düzeltmeler yapılmaktadır. Kullcnılmosında sakınca görülen llac larso, zaten ya pazarlanmamakta ya da üretimi durdurulmaktadır. Bu nedenle ruhsatların süreli olmasının da uygulamada bir anlam ya da yararı kalmamaktadır.» Prof. Türker, bu konuda da Eczacıbaşı İle aynı görüşü paylaşamıyor; diyor kl: filocların ruhsatlandınlmasında süre tayinı mutlaka gerekliuir. Bu bilhassa ülkemiz gibi henüz ciddi üaç üretim ve tüketiminl kontrol edemlyen memleketler Için son derece önsmlidir. Kaldı ki bu denetim lerinl kesinkes yerleştlrmiş uıkeierdc dahi ruhsatlar bilim sel gelişmelerin ışığı altında daimi olarak denetlenir ve icabında ruhsatlar iptal edilir. 1262 no.'lu kanunda ruhsat ip tallerine ait bir hüküm mevcut deği'dir. Esasen ilaç etkenliğl va riçk'nin zorrsnla ne şekilda değiştiğlnl daiml olarak taklbedecek yasal olarak her türiü yetkj ve sorumluluğu uhdesinde toplayan blr Yüksek İlaç Komisyonu kurulması ile bu mesele büyük ölçüde halledllir. Zira halihazır durumdakl komisyonlarm ilaçlar hakkında bir kesin karar alma yetkisi de yoktur. Mademkl yetkililer tarafından bu işlemlerin ABD'de olduğu gibi yürütüldüğü beyan ediliyor o halde blr FDA bizde kurulsun. Fakat Turkiye'de hiç bir ilac yapımcısı böyle etken bir kurumun oluşmasma yanaşmaz ama hçr yerde a e bu " kurumun etkenliğinden büyüklüğünden bahsederler. Durum ortadadır.» uqur mumcu $ DR. ALPAN: İLACIN FORMÜL GELÎŞTÎKIVIE SAFHASINDA UYGUN AMBALAJ MALZEMESINİN SEÇİMİ İÇİN AYRÎNTILI BİR ARAŞTIRMA YAPILIR. nedenle iyi bîr imalat Işleml (good manufacturing practices) elzemdir. Bu özel gereksinmelerin bilinmesi ve imalotçıların olanaklarının dsnetimi, normal bir ücret karşıi:ğında ve en üst düzeyde ambalai kalitesinin sağlanması için yarar lı bir yoldur.» Diğer taraftan yasalara göre bir ilacın hastaya verilinceye kadar tüm sorumluluğu üreticiye ve onun sorumlu müdürüne yük'enmektedir. Şimdiye kadar üaç fiyatların da ne zaman bir ucuzlatılma düşünülse derhal ambalcila İlgili çalışmalar yapılmıştır. Haîbuki ilaç, hammadde imalatından başlamak üzere hosta torafından kullanı'dığı ana kadar tümüyle bir sağiık arccıdır. Ucuz.'ctma fikriyle bir tek unsurunda yapılacak değisikiik halk sağlığını da menfl yönden etkiliyecektlr. Ambalaj malzemelerinin ilaç fiyatlarındaki payının ortalama %11 olması nedeni ile bazı dış ambalai malzemelerinin kaldırılması neticesl yapılacak tasarruf tum flyot Içlnde minimal kalmaktadır. Aynca %11'Hk paya kutu, prospektüs, ştşe, damlalık vs. gibi iç ve dıs ambalajın tamomı dahildlr. Sadece dış ambala|ın kalkması ise son derece küçük bir flyat düşüşü sağlayabllir. İlaç herşeyden önce ekonomik değertendirilmelerin üzerinde tutulması gereken ve hastamn tedovi edilmesl amacıyla kullanılan bir sağlık aracıdır. Bu nedenle uygulamanın ilacın tedavi niteliğine etkilerl üzerinde titlzlikle durulmalıdır. Türkiye ilaç Endüstr'sl olarak amacımız ilacm hastaya en emniyetli şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Bu neden'e tedavl edici nlteliklerin korunmasını sağlayan ambalajdan tasarruf gayesinl taşıyan görüşlerln halk sağlığı yönünden ge rekll Inceleme ve dederlendirilmeler yapılmadan j[eri sürülduğü kanısındayız.» Aynı sorunun yanıtını, bu kez, Prof. Dr. Kasım Türker"den alryoruz: «Ambalaj konusu ve fiyatlara yukledioi ortışlar öteden herl tartışma konusudur. Ama Sayın Eczacıbnşı'nın gerekcelerl ne tamomen iştirak edemeyecerjim. İlacların pek coğunun zaten uzun süre sak'anması diya b!r şey olmomalıdır. ilac ihtiyaca cöre alınır ve tü ketilir. Aslında V.acm kalitesine ambalajın okımlu koruyucu etkisi hastcne ambaiajı Icinde pecerlidîr. Ne var ki eğer Türkiye'da gercekten Ilac verinde, zomanında ve dozıında kul'anılso Eczane ile tüketici arasındaki ilac alış verisinin kısa sürede hic bir etkisi olomoz. Ama bir ba kıma ambalai jiac tüketimini hekim kontrolu dışına cıkarır. Söyle ki, 150 mg.'lık ampi siünden hekim hcstasının teda visi için toîal 5 gr.'lık dozu takdir etse bu yirmi odst ampistlin eder. Hasta amba!o;la aiacağına göre ve bir ambaloida da şoyet 16 adet varsa iki kutu alması icabeder. Demek ki on V'i od"t cr^pi;. '. hastamn elinde kolcccktır. Bu ilacın etkisi de süreli olduğuna göre bu zarGrı kim ödeyecek tir? Bunun ülke ekor.omlsine hic mi bir olumsuz efkisl yok tur? Acobo Scyın Eczacıbaşı'na sorsam kendileri bazı kurumla nmızın ilaç toplama kampanyalarına girmelerini nasM kar şılıyorlar?... Ben bir Farmakolog, bir h^k;m clcck bcr>dan utonc duyuyor ve ütkemi zin bu duruma düsmesinde di ğer örîemîi faktörler yanında ilaçların sabit ambalaılarımn da bir katkısı olduğuna kesinlikle inonıyorum..» ELÜ YIL ÖNCE Cumhuriyet 20 MAYIS 1931 İLK TAHSİL önümüzdelri ders senesinden itibaren ilk tahEilin sadece Türk mekteplerinde yapılacağına dair olan kanunun tatbikatı hakkındaki talimatname Maarlf Emanetlne gönderümistir. Kanun eylülden itibaren yü rürlüğe girecektir. Fakat ecnebi mekteplerin gelecek sene Türk talebesi el de edebümek Için şimdiden talebe kaydma başla dıklanna dair Maarife ihbarlar gelmiştir. Bunun üzerine ecnebî mekteplerine gönderüen tamimde bu tür usulsüz kayıt yapan okullara kanuni mu amele tatbik edileceği bil dirilmiştir. ROMA, (AP) İtalya'da kür tajın yeniden yasaManmasına yönelik referandurtı, Papa 2. jean Paul ve Hırisüyan Demok rat Parti'nin yoğun destegine ragraen îtalyan halkı tarafından reddedildi. 43 roilyon İtalyan seçmeninden yüzde 80'inin katıldıgı referandurada İtalyan halkı, 3 yıl önce yürürlüğe giren Kürtaj Yasası'nın kaldınlmasmın yanı sıra, 4 ayrı konuda daha oylarını kullandılar. Referanduma sunulan 5 kor.u şöyle : 0 «Yaşama Hakkı Hareketl» tarafmdan sunulan tasan 1978' de referandumla kabul edüea Kürtaj Yasasının iptalini öngöriiyordu. Ancak bu tasan îtalyan halkmın yüzde 32'sinin olumlu oyuna karşılık, yüzde 68'inin oylanyla reddedildi. • Küçük bir parti olac solcu Radikaller tarafından referanduma sunulan kürtajla ilgili diğer bir tasan ise, bugün yürürlükteki yasanın daha da genişletilmesirn öngörüyordu. Bu tasarıya göre 13 yaşından küçük kadınlar da aileierinden ian almadan kürtaj olabilmeli, aynca hamüeliğin ilk 90 gürji aşılmamış olmasına rağmen kürtaja izin verilmelj ve kürtaj yalnızca devlet hastanelerin de değil, özel klinilderde de yapılabilmeliydi. Bu tasan, İtal yan halkı tarafından ilk tasandan daha da sert bir biçimde reddedildi. • İtalyanlann kendi evleri dışında silah taşımalarının yasakianmasını öngören bir tasan reddedildi. • Solcu Radikal Parti'nin sunduğu ve ömür boyu hapis cezasının 28 yıla indirilmesini öngören bir tasanya da îtalyan halkı «Hayır» dedi. • Polise geniş yetkiler tanıyan Antiterörizm Yasasının yu muşatılmasını öngören bir tasan da referandumda ağır yenilgi aldı. İTALYA'DA KÜRTAJIN YASAKLANMAS1 REDDEDİLDİ söylüyorlar. Bence bu ilaç sa vısının artması deçil bilakis kısıtlanması Için çok iyi bir gsrekçcdır. Şırnd! b;rüz rakcm sa| bilgiler vermek istiyorum: Turkiye'de 210 civannda İlaç katcloği'na kay>t!ı (1977'78) ağn kesicl müstahzar vardır. Vurkiye de buna yakın sayıda öksürük ilacı vardır. Bunların gercekten yararlılık testlerl yapılmıs mıdır? Honglsl daha lyl ve daha etkendlr biliniyor mu? Bunlan denemeye değil Türkiye'nin belkl ABD'nin FDA nin bile olanakları kâfl gelmez. Buniar cidden hayat kurtarıcı mıdır? Pekl neden kısıtlı sayiutı en etken ve en az za rarlısını almıyalım da bu mad delere döviz ödeyelim. Kesin pahalı ambala| türlerl de dahll dlr. Steri! koşullar altında hazırlanan ampuller eczanelerde hazırlanamayacağına göre, buniar dışındakl ilaçların ambalaj maliyeti oranı yüzde 78 kadardır. Bu ambalajların tumü de yurt Içinden sağlanır.. Diyelim ki, ilaçlar, eczaneiere büyük ambala|larda verilecek tir.. Onlar, sonra bu İlaçlan sa tarken şişelere, tüplere, kutula ra koymayacaklar mıdır? Kücük miktarlarda alacakları bu malzemelerl, fabrikalardan daha pahalıya mal etmiyecekler midir?... İngiltere ya da Fransa'da ba zı İlaçların eczanelerce ambalajsız satılması üstünde du rularak, aynı yönteml blze de laştırmak; yapımcısını belirtmek; ilaç ve kullanımı hakkın da gerekli bügilerl vermek, amaclarıyle kullanılan saklama kapları, ic amba!a| malzemeleri, kapaklar, kutular, etiketler, prospektüs, testere, ölcek, damlalık gibi malzemeleri «ambalaj malzemeleri» olarak tanımlıyoruz. Ambalajlama Işleml farmasötik müstahzar yapımının son safhasıdır. Ambalaj malzemeleri elbette getisi güzei seçilemez, esasen bazı madü'elerin ilac ambalajında kullanılması, Düsyc Sağlık Örgütü, Amerikan Gıda ve İlac İdaresi ve benzerj milletlerarası kuruluşlarca yasak lanmıştır. Örneğin, naylon tor Ambalaj maliyeti ilaç fiyatının yüzde iVini buluyor kanaatler şu meyandadır kl ilac zararlılığını azaltmak, ger cek üaclorı kâfi miktarda bulundurmak, ilaçların çağtn lca bı en :yı sokiltiç der.d'r. v yapmak için temel ilaç kavra1 m: • r'lTün?! ".s n > t'ckT • ~ uygulanmalıdır. Bu düşünce do layısiyle Türkiye'yi Kongo ile kıyaslama fikrine kesinlikle iş tirak etmiyorum.» önerenler olmuştur, Oysa, onların ne iklim, ne dağıtım, ne eczane koşulları bizimkine ben zer. Türkiye gibi, bakım ve koruma koşullarının, çoğu yö relerde hiç yeterli olcmadığı bir üikede, rccın ambalajıyla sunulması sağlık açısından en iyi yöntemdir.. Ambalajdan yoksun bir İlacın kclitesi bozulduğunda, bu nun sorumlusunun yapımcı mı, d3ğ;ücı mı. ecione mi. tüketicinin kötu korumoii mı oldu ğu anlaşıiamayacaktır. Oysa, ambalajiı ilac, sorumluluğun tüketiciye gecinceye kadar ilaç sanayisince üstlenilmesini sağlamaktadır. Hastaneiar icin toplu ilac sağlamak amacıyla büyük «has tane cmbalalı» sistemiyse Tür kiye'de zaten vardır..» ba, kâğıt poşet, açık şlşe gibl kaplar geçici olarak dah] kullanılmaz. Bunun ötesinde mutad olarak kullanılan ambalaj malzemelerinin de ilacın cinsi ve özelliğine göre dikkatle secilmesi tazımdır. Bu seçim far makolojik ve farmasötik bilim ler çerçevesinde yapılır ve ilacın hangi ambalaja konacağı saptanır. Zira ambala| malzemelerl bu şekilde seçilmedikleri takdirde ilacın dayanıklıiığını etkl liyebilscekleri gibi bozulmasına da neden o'urlar. İlocın formüı gellştirme saf hasında uygun ambalaj şeklinin ve ambalaj malzemesinin seçimi icin ayrıntılı bir araştırma yapılır. Amaç o İlaç için, ilacın faycralı olmasını ve zararlı olmamasını soğlayacak en uygun ambalajın secimidir. Ekonomik faktörler ancak bun dan sonra değerlendirilir. Dünya Sağlık Teşkilatmın (WHO) ve Avrupa Ekonomik Topluluğunun (AET) ambalojlcrın önemi üzerinde durduğu ve ambalajlarda ne gibi bilgilerin bulunması gerektiği konusundakj önerileri de mevcut tur. Dünya Sağlık Örgütü'nün ve AET'nin uzmanlarından Prof. V.R, Kolb bu konu ile ilgili oiarak özetle şu hususu vurgulamaktadır: «Bir ilacın kolitesl önemli ölcüde onun ambalajınm kalitesine ve dolayısıyle kullanılan ambaioj malzemesinin üstünluğüne bağlıdır. Prepcrotm ı'mamulün) şekli, hsr seferinde oynı olmcsı gereken beîirli speslfikasyonları gerektirir. Bu MİLLET MEKTEPLERİ Hazirandan itibaren dev letin umumi hizmetlerinde hamal, tayfa, kapıcı, odacı, bekçi ve emsali işlerde çalışan müstahdem lerden millet nektebi ve sikası olmıyanlann işlerine son verilecektir. Bu gibilerin ay sonuna kadar mahalli maarif idarelerinde imtihan venneleri lanmdır. İŞ KANUNU Ankara 19 (Telefonlal tktisat Vekaletince hazırlanan t ş Kanunu naklonda vekaletler görüşlerini Başvekalete blldirmlşlerdir. Proje yakmda VeMller Heyeünde gSrüsülecektlr. Prof, Türker, buradan bir başka konuya gecivor ve «temel iîaçlar» konusundaki görüşünü özetliyor: «İlac ister yurtta yapılsın isterse dışardan ithal edilsin sayısal faktör son derece önemlidir. Şö"'e ki, gercekten etken, yararlı, ve en az zararlı veya zarorsız olan seçilir. İtha le intikal edecek döviz tutarı gercekten lüzumlu ilaclara ve rilir. Az scyıda ilacın imali, imal ediidiği yerde kontrolu, biyoîojik yararlılık ve farmakokinetik nite'ikleri ilacın piya saya arzıno'an sonra denetimi cok kolay ve gercekten bcşarı lı o'"r Vaç covuroan'ıflı ortaBelucistan'da dan kalkar. İlaç yan etkilerinin 33 jandarma gerek bireysai VE cerekse toplumsal düzeyde ortaya cıkardı öidürüldü ğı felaketier kaybolur. Nihayet TAHRAN, (a.a.) iran'm Be bir ülkede diyabetlı bir hasta lucisian eyaletinde Pakistan insü'ln bulamazken müzikholsınırına yakın bir bölgede «Asi lerde viski iclne katılarak zevk güçlerle» cıkan bir cotışma so le alınan ama iloc olarak Türnucu komu'tonlan ile birlikte 33 kiye'den döviz sömüren ve hiç jandarmcnın öldürüldüğü öğbir zaman noksonlarmayan renildi. fantazik bir işe yaramayan Belucistan valisinin verdimaddeler hic olmazsa ortadcn ğj bu bilgiden sonra Tahran kalkar. S. E. bu yanıtlanmn radyosu da cok sayıda asi bir bölümünde birbirine ben nin catışmada öldürüldüğünü ?^ven hozı ilacîcnn dahi avr>i bircoğunun da yaralandığını etkenlikte olmadıklarını beyan !a Jıaç savşn">c;j Jiisaiomtnıi' duyurdu. savunuÖte yandan AFP'nln soruları doğru olmayacağını nı cevaplayan Devrim Muha voriar, Ama başlangıclo b;r vfîsile İle de llocların biyoloiik fızları da Beluci kabile'erinin vorarhklarının dikkatll bir şeölülerini toplayıp götürdükleri ni, bu nedenle asilerin sayısı kilcte fabrikatarında yapıldığmı hakkında fikir edinilemediğini söyledl. Ambalaj sorunu ilac konusu cok sorunlu ko nulardan birisi, hic şüphe yok. ilac sorununun en ccn alıcı nok talarından biri de llocın amba. lajı. Yazı d^zisinde izlediğimiz tartışmalı yönteml Izleyerek önce Dr. Eczacıbaşı'na soruyorum: «ilac ambalaiı konusunda ne duşünüyorsunuz?... Acaba thastana ombalajı» denilen sistemin her alanda uygulanması mümkün değil midir?... Değîlse neden?..» Ycnıt şöyie: «Modern düzeylerde llacla, ilacı koruyan ambalaj b'rbirle rini bütünleyen ikl unsurdur.. İlaçların bazıları güneş ışınla rmdan, bazıları rutubetten za rar görür. Belli bazı ilaçların, cok özel koşullar altında sak lanması gerekir. İlacın ambalaiı, hastamn eline geçinceye kadar onu en iyi biçimde koruyan bütün koşulları sağlamak üzere hazırlan Turkiye'de bu konuda yapıian eleştiriler bazen oldukca vanlış izlenimler doğurmakta cmbalo|ın, ilac fiyatını aşırı yükselttiği san:)maktadır. Gercekte, ambalaj malzemesinin ilaç fiyatındaki payı yüzde 11' dir. Bu orana ampuller gibi Fiyatm yüzde l l ' i ilac ambaiajı konusunu ilac Endustrsi İşverenleri Sendika S! Genel Sekreteri Dr. Sabahattin Alpan'a da sorduk. Alpan sorumu şöyle yanıtladı: «İlaçların kalitesinoib ambalaj önemli bir yer almakta ve tüm ülkeîerde bu husus yosalara göre düzenlenmektedir. Bitim adamlarının bu!qu ve önerileri ambalai ve ambalaj malzemeleri konusuna yeni bo yujlar getirmekta ve her gecen çün bir Gdım doha ileriye atıiım yapmaktadır. Farmasötik müstohzarları liretildiği andon hasîa tarafmdan kullonılıncaya kadar gecen süre icinde, fiziksel, kim "csal ve atmosferik değisikiik lere kcrşı korumak, tcşınmalo rsnı, saklanmaiarını, alınmaîa; rını ve ayırdedilmeler ni kolay YARIN: İlaç Fiyatları