Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
luriyet 10 28 KASIM 1981 INSANLIGIN EN BÜYÜK SORUNU: • Haberter Servfed 30 VMVTM^ Oenevre'd» ABD U« Sov9 Barllgi arasında, başlayacak olan, Avrupa'da nükloer süahatturiandıniınası görüşmeleri, aon yülann en önemli ve ro&U toplantılarmdan blri oUnaya aday görümlyor. üklser süahlar sorunu Avropa'da yapılan büyUk kitle gösri üe hıala günceüü kazanarak dünya basınımn mansetleçıkta. Sorun aslında her zaman gundemde idı. AncaK geç ia ay Başkan Reagan'ın bır toplantıda vaptığı konuşma, Av 'yı ansızan kanştınyordu. Reagan, konuşmasında ABD ile etler Bırliğl'ıdn Avrupa'da çıkacalc sınırlı bır nukleer savalışında kaiabüeceklennı soyluyordu Reagan'ın açıklarıası etler'le blr savaş halınde ABD taraiından terkedıleceğınden enberl kuşkulanan Batı Avrupa'da bomba etkısı yaptı Yas NÜKLEER SİLAHLAR Sovyetler BlrU^i v© Varşova Paktı* SÜah SS • 20 (3 başhkh) AVRUPA DA DEHŞET DENGESİ ABD ve NATO Sılah Pershıng 11 Fuzehi Karadan atılan Cruise fü2e!eri ABD Fm bombardıman uçağı NATO F* Jetleri 134 Sayı 250 340 Menzil (nul olarati 2^00 Menzıl (mlî olarak) 1000 i50G ^C3 2000 SS 4 uoo 2.15ü SS 5 <0 30 KASIMDA ABD İLE SOVYETLER ARAS1NDA CETİN PAZARLIK BASLIYOR atada yüzblnlerc* Mşi nükleer sllalılan protesto için sokaia dokulürken, Batı Avnıpalı Lderler de ÇOK guç dusumda kalşlardı. Çunkiı, 1979 yılında NATO toplantısında kabul edılen ında, 1983 yılsndan ıtıbaren Batı Avrupa'ya Amenkan «Cruise Pershing2» fuzelerının yerleştırilmesı ongöruhıyordu. Nulüesılahlar aleyhındekı gosterüer ıse gıderei ABD aleyhme donuyor. K:tleler «Cruise» \e «Pershtag2» füaelerırun Avrupa'ya rleştmlmesını istemeaıklennl belırtıyorlardı Bu ortamda ABD Dışışlerl Bakanı Alexander Haıg'm Senato ışılışkıler Koırutesınde yaptığı açıklama havanın butun bırune irgınleşmesıne yolaçtı. Haıg, Avrupa'da çıkacak bır savaşta NAO'nun uyan nıtehğında bır nukleer bomba paüatabüecegını jyhıyordu.. Ba.U Avrupa"nın kuşkuları yoğunlaşırken, ABD'li 300C 703 8 0 0 800 Su 19 iet uçağı Backfire bombardıman uçagı Budger bombardıman uçagı Bhnder bom.bardıman. uçağı 480 720 65 3400 3.0003,600 1400 310 125 TCATO F 104 Jâtleri 425 48 tnç^Uz «Vulcan» boinbardıınan uçağı Dsnızaltıdan atüan Poseıdan ve Polaris füzcleri 1725 2850 Bati Avrupa'ya yönelık Sovvet füzeleri Ural da^lannm gensınden atılsa bıle. Batı Avrupa kentlennı vurabılecek nileükta YCKARIDAKİ TABLOLARD\Kİ \ERtLER «XEWSWEEK» DERI.ISINDEN \LI\MIŞTIR. yönetlcılerin kavgılannın da arttıgı gftzleniyordu. Washlngton yetkıl ler. başlangıçta gosıenlen, «PasUıstlertn ve komunısüerin kıskırtnıabi» cLye nıtelejerek, kuçumsemeye çalışıj orlardı Ancat gostervlenn gıdereıc buyumesı ve Batı Avrupalı lıderlenn agır baskj altmüa ka.ması, Avrupa'ya «Cruise» ve «Pershing2» luzelermm yerleştıntmesı planını da terılıkei'e duşurmeye başlaıriıştı. REAGAN'IN ÇAĞRISI Başkan Reagan'm geçüğTnaiz tıafta Leonid BrejneVe yaptıfı çağnrun onemiı b:r hedefı de Batı Avrupa'nın kuşkularuu yatışTirınak ve nukleer sılah aleyhtarlığımn, Amenkan duşmanlığına aonuşmesıru engeLemektı. Reagan çagnsmda, So\"yetler Avrupa'dakı «SS20» fuzelerını kaldırdıklan takdırde kendılerının de, yaşlı Vutaya «Cruise» ve «Pershing2» füzelerı yerleştırmekten vazgeçeceklerıru açıklıyordu. Başkan Reagan'ın onerısı aslmda Batı A\rrupa nın son zamarüarda ısrarla one surdugu «Sıfır Çözum» doğrultusur.da ıdı. Bu bakımdan Beyaz Saray ın tutumunu yumuşaUnası. Batı Avrupa'nın zafen olarak kabul edılebüirdı. BREJNEV'İN ÖNERlSt Sovyetler B.rllğl Devlet Başkanı Leonid Brejnev ıse Pederal Almajıya gezısı sırasında Reagan'm çagnsını reddederek, yeni bır onerıde buiur.uyordu Sov>et Uderı 30 kasunda başlayacalî «Avrupa'da nukleer silahlann indirilmesi» gorüşmelen sona ennceye kadar vaşıı kıtaya «Cruise» ve «Pershing2» tuzeiermın yerieş.tırumesırun geçıcı olarak durdurulnıasım ıstıyordu. Sovyetler Brh<rı de b'ana karşüık bır «i\i ni^et jesti» olarak Avrupa'dakı SS 20 fuzelerının bır bolumunü gen çekecektl. Federal Almanya Başbakarn Helmut Schnudt, Bre]nev'ın oner.sjıı yetersız buldugunu açıklarken, ajanslar da Brejnev Schmıdt goruşmelennde tazla ılerleme saglanamadığını bıldlrıyorlartiı. Nukleer sılahlar lronusunda çabucak anlaşmaya varmak kuşkusuz olası değıldır ve boyle bır şey beklenemezdi. Ama onemiı olan. buzlann «çozulme eçiliml» gostermeye başlaması ve ıkı kamp arasmda bır dıyalogun kurulması ıdı. Nıtekım, ABD Dışışlen Bakam Alexander Haig, Meksıka'da yaptıgı konuşmada «So\"vet)er'le vapıcı bir divaloR kurma utnudu dotfdu» derken, Brejnev de Federal Almanya'dan ayrılırken, verdıgı demeçte, «Görüş avnlıklannıın abartmak dojru olmaz» diyordu. 30 kasımda Cenevre'de başlayacak olan görüşmelerin çok çetln geçecegi buşku götarmez. Ancak dıyalogun da, dıyalog eksikUgtnden daha iyı oldutunu unutmamak gerek. 91963 martında Avupo'va gıdıyorum Kordeşım Sp.ros mucızeler yoratıvor. 6 haftadan kısa bır sured» 18 Avrupa kentını doloşacağız. Julıe'ye veda etrnek zorundayım, zencılere yone lık fılmını cekmeye başlaya cak Mıkıs Theodorakıs tur nemıze katılıvor Konuşmalar. Şarkılar. Rö portaılar. Mıtıngler. Ucoklar, Tıyatrolar StodYumlar. Alk'ışlar Valızler Yolculuk. Oteller Rena telefon goruşmelerı not alıyor. Angelıkı oır koşede bır elbıse ütüluyor Yunanlı del» geler yerlere oturmuşlar. Pencerelerden televızyon kabloları uzonıyor Uçak, tren Uzun bır konuşmayı ezberlemeye calışırken Mana Farandurl ve Antonıs Kaloyannıs yanıbaşımda Inanılmaz guzellıkte şarkılar mınldonıyorlar alçak sesle. Teodorakıs ın yenl bır bestesı uzerınde çalışıyorlar... Yenıden garlar Hava lımanları Yunanlı Işcılerle goruşmo Ağlıyoruz, güluyo ruz V.yana. basm toplantısı. Bruno Pıttermann yonı başımdo bana yardımcı. Konzerthous'doyız. Izleylcller sahneyö, yanımızo, blzlmle şarkı soylemey© gellyor. Ve herşey ınanılmaz blr hızla llerlıyor, ben de oyle. Gazetslerde manşet «Papadopulos şerefi uzerine, Yu nanıstan da demokrasiyi ku racağına yemın ediyor.» Cenevre'deyım Tutkulan korukleyecek şeyler soyiememem ıçın uyarılıyorum Is^ıcrell izleylcller benım yer me gerekenl yapıyor. Gazeteler «Martln Luter King oldurüldu » Ingıitere de desteklenlyo rum Paskalya, 21 n san umut zamanı Utonç bir yaşında. Turne gıderek hızlanıyor. Oslo Heısınkl, Stockholm Geieceğın Başbakanı Olof Palma 1 mayıs gunu Mustafa EKMEKÇİ SINtıt Kedivi Tavada Cevirmek... 23 kasım günlü «\nkara Notlan»nda, Ahmet Kabaklı'mn, ögretmen Okullan eskı G«nel Muduru Celal Şentürk'e neden çatıp durdugunu yazmış, «Kabakü, tutucu gazetede yazılarını, hem de politlk yazüanm dokturduğu sırada, Celal Bey onu Istanbul'dan almış. bir baska >ere nakletmiş bir lamanlar, o da gider ml İstanbul'lardan? İsiıfasını \ermiş. Sen misln Kabakh'yı görevinden alan? O da şimdi elinde kar» kaletn, adara da Genel Mudurlukten duşmuş, veryansın ediyor » demıştim. Sonradan öğrendım, Celal Şenturk o kadarını da yapmamış; Kabaklı'yı Istanbul'un Avrupa yakasından alıp; Kadıkoy'e Anadolu yakasına vermek ıstemış, o da gitmeyıp emeüıye ayrılmış. Kabaklı, Istanbul'da Yuksek öğretmen Okulu'nda edebıyat derslen venr gorunurraüs Gelgelelım, derssız sınıfsız okuldan, Kadıkoy'deki Eğnım Enstıtusü'ne nakledıhnce, basmış istıfayı çıkmıs. Çalışmadas vaşatnak daha tatlı olmalı, besbelli.. Zaınanın Millı Etıtim Baltam Şınası Orel, blr »ra Kabaklı hakkında, poliuk yaaü*r yazac ÖJretmen oldugu içta. aoruşturma açtırmak lstemi?; Genel Müdürler, bu arada Celal Şentürk, Balauun buyruğunu yerloa getlnneye çalışmı?. ancak ŞinMl Bey'ta B»kanlı4ı kıaa sUrmüş, yerine tsmail Arar gelİDco, «K*l«n!» demiş, Kabakli da kfllımş.. Bir de, MılU Egltlm Bakanlıgı esJü Müsteçarl&nndan llhan Özâıl'e çatax durur. öfretmenler GUnÜ'nde, Ilhan Ozdıl'ı gbrüverdım, »ordum: Sıze neden çatıyor Kabaklı, onu görevinden »ljnaic lsteumiz dıye nu? Hayır, Btaıadım dly«. Düşünce ftzgtlrlügüne saygımız oldugu lçın, saldm«ız, sllahsız dlışunceslnl söyleyenlere dotonmamayı llko edinmıştık.. Her gbrüşün öagurce soylenmesını, yazıp çızümesıni sağlamayı benlmsenııştıi. Bu nedenle ona dokunmadım (güldü). Şundlyse, hemen her gun, Kab&klı'nıa gundemındeyıml îngüızlerin «KurnazUk» üzerlnfi soylenmlş bır sözl»ri var. »Kediyl ta\»d» çevlrmek» derler. Kabaklı'ya okuyanlar da yazdıklaruu doğru sarar, inananlar da çıkaı, no büeyımî Kabaklı geçan gün, YÖKtl «leştirmex ml? tçlmden kalkıp, YOK'u tutmai geldl! Hani, «Tünsahın gözyaşlan» derler. Tımsah vruu parçalayacagı zamaıı, gbziaşları dokermiş ya, o blçım. Mılli EğiUm'de yeni kıyınılaı olsvm dıye, akal blle verdi. Bencilın bılgebgı işteYÖK'le ügül gorüşler «Cumlıuriyet»t« y&yınlanıyor. ÖMrklığo Hışkın tartışmalar uzun yulardan berl sürer. Ünıversıtey© teerlOigm tam »nlaımyl* tenınmmınn savunan Zıya Gokalp, lSlBierd» yazdıgı dıaelerinde goruçünü şoyle düe geürir: «Dıyorsunua hüJülmetin ldart / Velayetl lenlere d* »amüdır / Ben denm ld 1dan b*r taUaarl / BUBMZ, çunkü mütetıassa degüdır. Selahıyet mansıp gıbl yukandaa / VerUmas, bap 1bUsasla alırar / Hiçbir aüm nüfuBunu hürücardan / Almaz, gerçi ondan alır her natır. Bır müderris ya ümıyle tasyyüa / Eyleml»Uı, «1*den tayin istemez / Yahut ilml etmendşken tebtsyyun / Edersıniz tayın kalır bır çöme^ Bırataıuz bunlar kendi kendlne / Seçllsinler ıla »eyırcl kalıni2 / Urni verm alinüer* tiz ylna / Ele mülkuiı dtzgımnl almız. Onıversıte emırlerle dtizelmea / Onu yapar ancak serbest bir üım / Bır mesleğe baricmdea ler gelme* / Bıraluıuz ılmı yapsın mualUmj» Gunün bır konusu da, «Anayasa Komisyona» soçlmleri.. Bol kulıs yapüdıgı soylenıyor seçımierde. Baa meslek gruplarından temsılcüer, anlaşıp blr lıste bazırlaınışlar. Aralanna ıki anayasacı üe bırkaç Medenl Hukuk ProfesörünU de alınca, Komisyona gınneyı Jturanların çogunun istekleri kursaklanndft kalrcoş. Bazüan üzulmuşler... Üzulmek gerekslr oys», dfttöotrasüerd* yltUlno» üzulroek oljnaz* Şımdl, Kadıköy'de avukatlık yapan esld Boyabat Savcısı Omer Necati Ergln anlatn. 1950'd« CHP seçırolert yıürince, daha. ıkaaar devredilmeden, bır grup Hukuk Fakultesı ogrencıaı Cumhurbaşkaru înönü'yo giderler. 7arpftnin Vall ve Beledıye Başkanı Avıü Doğan, Beledlye otobuslenni gençlero ayınmşür. Köşkıe gençlerl Nıhat Erlm karşılar. Az sonra tnonü geür. Tarıh 18 mayıa 1950'dır. Gençler sırayla. ellnl öperler. O aırada, bazı kız ogrencılet ağlamaya başlar. înönıi, onlara şöyle der. Evlatlanm, nlçin ağlıyorsunua? Bla btr seçiıa» glrdık, kaybettık. Bunda yadırganacsüt, Uzüleoek, ağlanacak bır durum yok. Sizler de, bem çimdi kendl fakulte dernetımzde, bem de ilerıde başka yerlerde seçune glreceksraız. Kazarursatuz boblirlenmeyiEi, kaybedersenla bu bıçımde yeıse kapümayın. Çunkti, önünüzde başka seçlmler olacak. Kazanıp böbürlenirseniz, önünuzdekl seçimi bu defa kaybedersinız. Kaybedıp yeıs«s kapılırsanız ilerlki seçımı yıne kaybedersınii. Onun lçin aglamayı kesın bakalım.. örner Necati Ergin ekledi: tnönü'cün demokrasl anlayışı üe lktidan flevıetügi ekıbın anlayışı arasındaki bılyük tarkhlık, 27 Mayıs 1960 devrraıinl getırmişti. Kanuaca, înönü"nün karçısındakıler, 1965'ten sonra da aynı blçlmde demokrasiyl Inbnü'den başka bıçimde anladıklan için 12 Mart ve 12 Eylul harekaUarı oldu. Dılettm, bundan sonra. seçlmle yonetımı alacaklann Inonü arüayışında olmalan.. Anayasa Komisyonu Başkanlığına seçilen Proî. Orhan Aldıkaçü, Ankara'da ev sorıınurm çozümledi. Bir şun önce SlSAV'da bır gorev alarak îstanbul'a taşınan Doğan Kssaroğlu'nun Basm Sitesi'ndekl dalreslna yerieşti. Birlesik direnme yoluna gidilmeliydi, kan dökülecekti, gercek buydu 200 bln kışılik yurüyüşün başınoa benı yanına alıyor. Isvec'ın en buyuk stadyumundayız, 50 bın kışı alıyor. Oyuncular, yonetmenler, şarkıcılar var FıStık fındık satıp bılet kesıyorlar. Dev bır Yunan bayrağına sarılı kürsuye cıkıyor Ola( Palme, konuşuyor, ardından Anıta Bıork Mikls'in fllml öğreniyorum Essen'de 8000 ışçıyle bırlıkte Metapo' yu soyluyorum. Berlın'dâyım. Otehmın önünde ığrenç bır gosten. Yunanca tPis komunist Moskova'ya». Karşıhk olorak balkontım dan opucuk gondenyorum tOrospu. Moskova'ya. Moskova'ya.» Bır kannyon aolu»u s>cgcı yb lıp camları kırıyor. Spıros İa ogrencıter yumruk yumru ga dovuşup kovuyorlar onlan. Topiontı suruyor. Konuşmam kotu soyılmoz. Sonunda Parıs. Jean Pauı Sartre v e Jacques Du hameı yardımlorını vadedıyorlor. Sonatçılor Bırlığı nde oglen yemegı Pıa Cotombo, Saoho Pıtoeff kıbar ca benı aestekied;klennı soyluyorlor. Erıc Rouleau dost ve candan. Serge Reg gıanı kaya gıbı saâiom Mendes France, Françoıs Mıtıerrand. Damel Mayer ıla tanışıyorum. Turne Fransa da noktalanıyor. AVRUPA AMERIKADAN DAHA BILINÇLI Şımdı durup djşunme za manı. Avrupa Yunanıston'dakı cuntanın Amerıka'dan daha COK bıhncınde Polıt K toplantılarda öamokrosıden sozetmeK ÇOK îevklı Ozgurluk şarkılorı so/lemek coşturuyor ınsanı. Ya sonra? Yıne topluntılat, yın e şarkılar mı? Turne ba na çok sayıda ınsanm yardı ma hazır oldugunu gosterdı, ama nosıl? Sogır hukumetın kulaklarına bağırarak mı? Zamanla, kalabalıklorın azalacağını anladım, somut bırşeyier yapılmotıydı Bırleşık direnme yoluna gıdılmeiıydı. Bunun ıçın da orgutlenmek. orgüt ıçınde po ra Kan dokuleçektı Gercek buydu ben de onlamıştım. Duygusal bır gınşımdı benımkı, Yunanıstan kurtulunoaya kadar sınema ve tıyot royu bırakmak Çalışıp para kazanarak doho verımlı ola çagımı bılıyordum artık. llk yapılon teklıfı kabul edıp, Amenko'ya donmeye karar verdım Avrupa'dan ayrılmadan once tarıhın onemiı bır say tasmo tanık oldum Fronsa 1968 mayıs oyı Bu başkaldınnın başını ceken yoktu Cok guzeld Tam bır Don Kışot uk Ezildiler Ama bu dünya ıçtn bır uyarıydı Hollanda'da 10 bin kadın nukleer silahlanmayı protesto yürüyüsü yaptı LAHET, ( u ) Hollanda'da yaklaşık 10 000 kadın önoekl gece başkent Lahey'de nukleer sllahlann Avrupa'ya yerleştırilme«ini protesto amacıyla Hollanda Parlamentosu bnünde sona eren gesste bır gosten yürüyıişü duzenledıler. 5 gun onceden ülkenin kuzejındekl Amsterdam kentinde 350 000 kadar kışl n'okleer sılansızlanma gostensı duzenlemışu. öncekl gunkü yüruyuş sırasında Hoilanda Parlamentosu'nun kadm tıyelerıne, hükumetl NATO kararı uyarmca Hollanda'ya 43 Cruise îuzesınin yerleştınlmesıne karşı çıkmaya çagırar. bılcunler sunuldu. ABD HEYETİ CENE'V'RE'YE GELDt Avrupa'da etratejık sllahlarla ilglU olarak önümilzdeM pazartesl günü başlayacak Sovyet Amenian göruşmelenne katılmak üzere Apul Henry Nitza başkanlığındaki bır Amerıkan heyetı dün Cenevre'ye geldı. Nıtze, havaalanında yaptıgı açıklamada, Cenevre goruşm»lerinm nazık ve çeöşmelı geçeceglnl, çünkü ortada çdsulmesl gerekea bırçols ön sorun oldugunu iöyledl. Berlin'de otelimin önünde iğrenç bir gösteri. Yunanca, «Pis komunist Moskova'ya», «Orospu, Moskova'ya.* Fransa 1968 mayıs ayı. Bu başkaldınhın başını çeken yoktu. Çok güzeldi. Tam bir Don Kişotluk. Ezildiler. Ama bu dünya için bir uyarıydı. «Metapoasunu soyiuyorum. Ya ozgurlük, ya ölum. OROSPU MOSKOVA'YA, MOSKOVA'YA Yenıden ucaklar, trenier: Munıh, Düseldorf, Essen. Yunanlı ışcıler &anayı merkezlerıncla calıŞiyorlar. Buyuk heyecanlar yaşıyorum. Tutukiulann aılelerl ıçın pa ra topluyoruz. Yunan kılısesl tarafından afaroz edıldlKalabalık dağıtılıyor. Gozetsler: tGOŞlST ÖĞRENCI RUDI DUTSCHKE 0LUMLE YARGILANIYOR» Amsterdam. Hey Yunan.stan ın kurtuluşu Içın evrensel bır ton kuruluyor Başkanı M Van Der Stoel Yunonıstan'ın kurtuluşu ıcın vargucuyle savaşıyor. Bruksel Unıversıte nin an flsınde konuşmam gerek. BtTTI Prof. Dr. Suat Vural ( YÖK ICIN NE DEDILER? açısını gemşletlr. Dünya, İle bağUnm gfiçlendlrir; bllgl ve teknik alif venşini aaflar. Bu bakımdan yararlıdır, gereklidir. Ama yabancı dilde eğitim o nlusun dillnl >ozl»ştırır; Ulusal Terminolojinın çelişmesini engeller \t dili yabancı dlllerin boyunduruğuna sokar. Bunu Ataturkçulukle bağdaştırmak bana guç Eelmektedir. Ben, değil yüksek oğretimde, orta öfretimde bile yabancı dilde eğitımin karşısındayım. Yabana dilde eğitımden beklenen yarar, orta \e yuksek oğretimde mecburi, yoğun bir yabana dil eğitımi ile sağlanabüir. Ve sağlanmaüdır. Yenı kurulan takulte ve unıversitelerin oğretim üye Ihtiyacını karşuama bakımından, gerçekte 1750 sayılı >asa gerekli onlemı getırmişti. Bunu işletmeyen gene biı olduk. Bu bakımdan jenı yasamn daha etkin hukümler getirmesi gerekiyordu. Bir başka nokta da, önemli bir akademik aşama olan DoçentUkten, Test basamağının kaldırılmasıdır. Bu uygulama Ooçentllk unvanuu biraz ucuzlatacak gibi gorunmektedır. Yeni takulte ve universıtelerin kurulmasının öğreuci kontenJanlarının tesbıtioin ülke ihtıyaçlanna göre planlı \e gerçekçi blr şekilde tek elden duzenleumesuün jaranna inanıyorum. Sozleşmeli, (Kısmi Statüde gıîrevlendirme) fakultelerde ban egitinı birimlerindeki kadrolann alabildigıne şışmesine yolaçan gerekçevı ortaoan kaldırması bakınundan bana ujgun gorulmektedir. *ncak bunu »şletecek makaının akademik bır Kurul olmasını şart gorurum. Halbuki mevcut \asada bu muessesenin işletihnesı de, Tek \datn otorite zıncin ıçinde kabmaktattir ki, bu şekliyle varar yenne zarar getirebilir. Butun bunlarm ve diğer baıı hususlann değerlendirllmesl ancak u>gulamadan sonra japüabılir. Söıiımü bitirirken her şeve rağmen ıyimser olduğumu vurgulamak isterim. Bu iyimserUğimin kaynağı 12 Eylül sonrası iktidarının duzeltmelere açık oluşu ve yasama organımn büyük bır aktnite gostermesiuir. Böjle olunca, geçış donemi sonunda uy^ulamada gorulen aksaklıklarm mutlaka duzeltıleceğine ve ozellikle Türk dilinin orta oğretimde de, yuksek oğretımde de egemen kılınacağuıa ve yuksek oğretimin slyasi iktidarlara teslim edllmeyeceğıne inanmaktayım.» tMVERStTESt, CERRAHPAŞ* TIP FAKÜLTESt, MlKROBİYOLOJt KVRStSlEDlRNE TIP FAKÜLTESt ESKÎ DEKVNI) «2547 sayıh Yfiksek ÖtTetim Yasası, 1730 sayılı yassyU beUrlenen yuksek oğretim biçiminı tümuyle değiştinniş olması bakınundan kuşkusuz bir reform >asasjdır. Halbuki, 1933'den beri çıkarüan ber yasa yuksek öğretimin ana yapısını koruyarak, yeni düzeltme ve duzenlemeler ile mevcut cğitim sısteminı gellştiren bir karakter gostennekteydl. 1150 sayılı yasanın mukemmel oldugunu iddia edeceK defi llm. Universiteler bünyesinde bazı köklü ve derin aksaklıklarm da varüğuu bUiyoruz. Yülanmız bunlara karşı mucadele ile geç miştir. Ama ttirat etmellyla ö bu, l"50 sa^h vasanın kusurundan çok, onu uygnlayanlarrn, daha doğrusu gerektıği gibı uygulamayanlann busurudur. Bir kere 115 sayılı yasanın yüriırluğe girdığl giuıden beri unlversitelerde ne bilimsel, ne de yönetsel (idari) deneüm ışletümlştir. Yenl yasada bu tamamlanınalıvdı. Ne \aıık ki lfrat \e tefrit arasmda orta yolu bulamadık. Yeni yasayla idart ozerklıgın tamamen kaldunlmış olmasını başka turlu degerlendiremhonım. İdari ozerklikle, ilmi ozerkliği biribırinden tumujle soyııv lamamız ıse, mumkun değildır. 27 Mavns 1960 oncesı sıjasi ıktldanu duşunceleri hoşuna gitmeyen öğretım üjelermi nasıl emek Uye sevkettiğl henuz bizim hahıalarınnzdan silinnıenıiştir. 1750 ünıversiteleri kunıllar muessesesiydl. »547 unı\ersitel«rı Ise şahıs, dlkkat tüersenlı şahıslar demi\urum. E>et şahıs unıversiteleri olujor. Şimdi düşünun, bnce rektör atanıyor. Rektor, dekaolan seçiyor ve atanmak üzere ÎÖK'e dnerıyor. Iniversiteji yoneten, bu Dekanlaruı oluşturacağı Universite Yonetim Kurulu ile Rektordur. Bundan sonra Dekan, Bölura Başkanı adajlaruu Rektore atanmak uzere sunuyor. Fakulte Kurulunu da Dekanın beğenip önerdığı bu bâium başkanlan oluşturuvor. Bu sistem aslında tam blr tek adam otoritesi te'sls etmektir. Bbyle bir sistetn ancak, belli bir geçiş donenıi İçin kabul edilebihr. \ e yararh olabüir. Ama kalıcı bir sistem olarak hiç degilse benim duşünceme uymamaktadır. Çiinkü blz iyi niyetden yoksun, kudretll yöneilcileTin müesseselere ne büyük zararlar verebileceğini de bclU ölçülerde yaşamışızdır. 2547 sayıh yasa, beni bir başka noktada da hayal lanklığına, ufratmıştır. O da, Büyüb Ata'nın 100. doğum yıldonumünde, yurdun her yerinde O'non bavasım tcneffus ettiğımiı bir dö~ nemde, Atatürk Milliyetçiüği ile ne ölçude bağdaşabileceğinl anlayamadığım bir bususun, yanl yıiksek öğretimln yabancı dilde yapüabiünesinin yasalaşmasıdır. Her fırsatta yazmış ve •Oylemişfandir. Tab&ncı dfl efitind ve yabancı dilde eğitim blriblriyle kanştınlmaması jerekea, tflmoyl* bafka feylcrdir. Yabancı dfl eğitUtü tiı alnmn ma getlrilebıllrdl. Böylec*, 2547 Sayılı Yasamn yarattığı ve dah» da yaratacagı sonınlardan ve sakıncalardan kaçınılmış olunuıdu. 2547 Sayüı yeni Yasa, ıyı ve kiisurıu vonlerıyle tartışümalc»r dır; bız burada bırkaç nokta uzerınae auracagız; 1 Bu yenı \asamn getırdıgı oneralı bır degışıklık, yonetıcilerin, kuruilamı seçvrtuyle degıl, jukandaa atanma ile gelmesıdır. Bu yonetıcılerın çok ıyı seçılmesı geretar, yoksa, sbz gelımi tar»X tutan rektor ısteaığı adamıru desan yaptırabılır. ve onun vasıta^ sıyle kendı adamlarım bolum başkanı yapabılır. Boyleca üıuv«r«t telerde «efendılerııun bendesl, bendelennın efendısx» olanlann »altanatı kurulabılır. 2 öğretım üyesı olabümek ıçın oojektıî ve subjektil deg*r basanaaklarını aşnaaK ve aynca başanlı olabılmek içm kendı b t lım dahnı ıyı bumek, oğreucı olmak, otorite kurabılmeit, iyi »• raştırıcı olmak ve devamlı çalışıp bılgıyı yenılemek zorunlugu vardır. Bu usttiniuklere sahıp olan insanları bağlaya,bılmek için oğretim üyeugı ve yardımcılıgı çetoci ve guvenoeh olmalıdır. 254T Sayıiı Yasanın aazırladığı ortam boyle değüdır, natta ürltütücU ve kaçıncıdır. Uzman veya doktor olan gençlen, bır dıl sınavuu başardıgı takdırde, hemen yardımcı doçent olajak ogretım üyesl yapmalı, daha yukarı basamaklara yukseimek için eidekı en objekui belgeyı, yanı doçentlık ve profesorluk tezlerını, kaldımrak «orıjmal bılımsei arastırma ve yayınlar yapmış olmak» gıbl «ubjektıi bır mıterle yetınmen be'kı boşalacak kadrolara elemanlar, hem de yonetıcJerın ıstediklen elemanları buldurur ama, ünıvMsıtelen de temelmaen yaralar. 3 TUriıye Cumhurıyetı'nm resmı dıü Turkçedır. Yatmncı dıl büınmesının değerı buyuktur ve bunun ofrenınn ve oğretinıi teşvık edılmendır, lakat yabancı dıl bılmek başka, yuksek oğretlml yabancı dıide yapmak başsa, vemhklerı ızlemek ıse bambaskador. Turk uıuversıtelerınde jabancı dilde oğretımın ulkeye yararsızuSına, hatta zararıı olauguna uıanüdıgından sımdıye kadar bu ış reddedılmıştrr. Yenı çıkan >asaaın 49 maddesmdelu «Eğıtımı ve öğretımı kısmen veya tamamen bır yabancı dıl üe yapan yuksek ojretım k'orıımları » ıbaresıvle bu durum ılk kez yasalaştırümıştır. Osmanlı Imparatorlugunda 18391870 \nllanr.daki Fransızca tıp bğretımının, doıayh \e aolaysız olarak yurda yaptığı zararlar ortadadır. Ingılızce vukiek ogretjn yapan kuruluşlarm Turkçe ögretım yapanlara gore ulkerraze daha yararh oldugu kabul edılamez. Bızım paramızla vabancıîara; dıüvle \e bılgısıyle hemen blımete hazır eleman yetıştırılmesıru sa^layan ve b'oalann yabancı ülkelere goç e^melennı kolavlaştıran bu tutum, henuz bır ulu» bılıncı gelışmemış bır kaç ulse dısında, hıç bır yerde yoktur. Turs dılı ve taılturj hakkında naksız %ere veters:zlık kuşkusu Uyandıran ve 100 doğnm yılında, Atatur'. ıikeler.ne uvmayan bır tutumun vasalaşması ço% uzucudur 1933 .mnersıte reformunda bir çok Alman profesor gorev aldıgı halde Ataturk unıversıte öğTetlmını Turkçe yaptırtmıştu. i ögTencıler arasında para îrılcune dayaü eşıtsızlık yarataa, hatta lzlenımını veren her şeyı sakıncalı soruyorum Lısans üstü öfretım yapan burs verılmesı ışımn de taraî tutulmaâan, müıt»n yaratmayacajt tarzda düzenlenmesl gerekır » Prof. Dr. Ekrem Kadri Unat (İSTANBUL ÜNtVEBSITESt, CERRAHPAŞA TIP FAKULTESI, MIKROBIYOLOJİ KURSUSU) «115 Sayılı Kanunun yeterslz ve saloncalı taraflan düzeltilerek 1750 Sayıb. Yasa hazırlanmıştı. Bu yasamn her tarafı gerektıği gıbı uygulanamadı; bunda, buyuk ünıversıtelere bol mıktarda gereksız kadrolar tahsıs ederek, kurulmakta olanlara oğretım elemaıu geçışını kolaylaştırmayan, Uselerde bıle anarşıyı onleyemeyen, güçsiız hulcvtnetlenn etklsı de olmamış nudır? Yetersizlıklerln tümünün sorumlus'U olarak ortadan kaldınlan 1750 Sayılı Yasa, berabennde Universite özerklığinl de gc5türdü Bu yasa denegUçlendiren v« gUailn lhüyaçlanru karşılayan bir duru I