09 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 13 KASEVÎ 1981 •iygarlı&unızın temelinda Sokrates'in £1» iivunması yatar. Ne o? Uygarhgımu derken, Eski Yunan'dan başlayıp. Roma'yı içeren, Fransız Devrimi'ne dek varan Batı uygarh&ını nu anhyorum sadece? On. dan başka uygarlıklar yok mu, olmadı mı dünyada? Bu sorulann yanıtı, «uygarhk» kavramının bir değer yargısı olup olmadıgı sorununun çözülmesi ile bulunabllir ancak. Şunu belirtmek yerinde olacaktır ki, insanlığm «vahjet» döneminden geçerek uygarhga vardığı anlayışı artık esklmlştır. En yeni bilimsel araştırmalar, vahşl sayılan Ukel toplumlann hiç de bu niteme lâyık olmadıgını, hatta gunümüz uygarbğı ile ilkel toplumların şaşılacak kertede benzeştUderini ortaya koymaktadır. Şu bile söylenebillr; ükel toplum (klân) insatu. biziın uygarlıgımız insanından daha mutlu idi. Çüıikü llkel toplumda lnsanlar sevinç ve kederde ortaktılar. Başka bir deyişle, orada toplum birey ikiliği yoktu; toplumunu yitiren mutsuz oluyordu. Belkl de Adem ile Havva'nın gunahı masalı, böyle bir yitirişi Bimgelemektedir. O mutlu toplum dönemi tarihe kanştıktan sonra başlar bizim uygar lığımız. Burada artık 'toplum içinde muttuzluk* olayı ile karşı karşıya gelinz. Çünku toplum birey çatışması başiamıştır; Bcılar birbiri arkasından çoğalır da çogatır, insan aşagılanır. Ne yapıp etmeli de ona esM saygınhğını kazandırmah! Işte bütün toplumsaı savaşınüann kökenlnde yatan amaç budur. Pedd, Sokratee'ln Savunması'nı neden bunca önemll göruyorum uygarlık tarihimiz içinde? Bu nedenlert, «««"•"«ı. şöyl« Biralayabüiriz; Klşiye se,vunma hakkının trnmrum, •anıldıgınca eskl değildir. Bir bireşim (sentez) olayı olan Eskl Yunan'dan önceki uygarlıklarda benzeri bir kurumu bulmak olanaksızdır. Diyelim Mısır'da, Sumer'de. Hıtit'te, bir sanıgm, kendini aavunduguna Tarih Önünde Melih Cevdet ANDAY illşkin bir olaya rastlamıyoruz. O zaman insanlar sadoce cezalandınlırlardı, tann ve din buyrugu, ya da kralm bir ışareti ile Savunma hakkının, Sokrates'in Savunması ile tanındığını ve günümuze dek süregeldiğini söylemek istemiyorum. Sözgelişi bizim tarihinıizde. yargılanmadan, yasalarca belirlenmiş bir suç işledigi saptanmadan, kimsenin cezalandınlamayacagı kuralı. ilk olarak Tanzimat fermanı ile, sonra" da o fermandan alınarak Birinci Meşrutiyet anayasasmda benimsertmiştir. Tanzimat'tan hemen önceki ilerici Padişah II. Mahmut'un gününde, gözden düşmüş sadrazamlardan Mehmed Emin Rauf Paşanm idam fermanını isteyenlere Padişah, «Amo kallavi onun güzel yüzünts öyle yakışıyor ki. başını alamam* demiş. Yaşlılığmda suskun bir adam olan Rauf Paşaya, bu çekingenliginin nedeni soruldugunda. Paşa 'Kallâvi artıh biz» kurtaramaz diye korkuyorum* yanıtıru verirmiş. Sokrates'in Savunması olayının ne denlı ilginç olduğu böylece daha iyi ortaya çıkıyor demektir. nın savunmasını, doğru durust ogrenebümiş değiliz. Abdülaziz'in ölümü olayı, bugun bile aydmlanmış değildir. Tarihçi Abdurrahman Şeref. bir yazısında diyor ki, «Sultan Aziz'in ölduğu gün Mithat Pojo tel&$ ile Sadâret Müsteşarı Sait efendinin odatvna gelerek padişahın ölümünü ondan sorarak öğrendiğini ve son derece üzuldüğünü Sait efendi söyZerdi.» Bunca yakm bir olay da bile işin içyüzünü bilemezken, Sokrates'in Savunmasını bütün aynntılan ile öğ renebilmemiz ne şaşırtıcıdır! Üçüncü olarak, Sokrates'in yargı kurumuna saygısını söylememiz gerekir. Oyle ki, çocuklarını yargıçlara emanet eder, *Sayın Atinalılar» der, 'Ben gençlere doğru yolu göstermek için çabaladım; ilerde çocuklanm yanlış yollara saparlarsa, onlan uyarm, gerekirse cezalandınn.* Demek Sokrates'in kaygısı, Atina'nm düzenli bir toplum olmasında odaklanmaktadır. Dâvâyı, kendisi için degil, Atina'mn mutlulugu için yararh kılmaya özenir. Onun cezalandınlması değildir önemli olan. Kendisini kurtarmaya çalışmaz. Yaşam naeıl oLsa geOlaym iktnci ilginç yanı. Sokrates'in, kendini bütün Atinaiılann önunde savun çid degil midir? Bu açıdan bakıldıgında, Sokrates'in savunması, kişisel bir savunma muş olmasıdır. Hatta tannlan yatsıdıgına iHşVin suçlamayı yanıtlarken, Sokrates, din olmaktan çıkar, bir toplumsal sorun durumunu alır. öyle ki biz, o davayı, haksızlıleyiciler arasında bulunan öğrendlerinin adlannı bir bir sayarak, böyle bir suç iş ğa ugramı? bir kişlnin yargılanması gibi degil, EskJ Atina'nın içinde bulundugu silemedigine onlan tanık g5sterir, bu arada yasal koşullann tarlhsel bir eleştiriai olaPlaton'un adını da geçirir. O gön Platon rak izleriz. orada bulunmasaydı, biz Savunma'dan habersiz kalacaktık belki de. Yargılamamn Nltakim Savunma'da 6ne çdum da bu alenlliğl ilkesl, Mmbilir ne zaman y&salara tarih bilincidir. Sokrates, sankl yargıçlar geçmişür, bilmiyorum. Düçünün ki, (gene karşısında degil, tarih önünde konu$makblzim tarihimizden alayun) Mithat Paça'' tadır. Onun, kendl »rn«.niTii böylesln» yü b«r turlu övgüye deger ve o kerted« »aşırtiCTdır. Çunku tarlh bllinei Oddan çok sonra olusmustur. Demek Sokrates, kendini ve yaşadığı günleri asabilen bir ruhaal guoe ermişti. Yoksa Savunma bix» kadar kalmazdı. Uygarlıgımızın temelin de Sokrates'in Savunması'nı bulmamuı bir nedeni de budur. Suçlanan kişi. sanki ortadan siliniyor. bütün yurttaşlann, bütün insanbğın sözcüsü durumuna geliyor. Çünkü burada «söz>, artık bir kişinin degil. tarihindir ve tarih. inanılması hiç de kolay olmayan bir seçme ile, sayısız 'töz* içinde şunu degil de bunu yazar defterine. Sokrates'i yargılıyanlardan hiç birinin adını bilmiyoruz. Son olarak, Sokrates'in ölümden kaçmayışını ele almamız gerekir. Biliyoruz ki, dostlan, tutuklarevine gelip ona kaçma sını önerdiler. Kaçırabilirlerdi de. An» Sokrates buna boş verdi. Çünkü kaçmayı, kendisi için bir çelişki olarak gördü. «Komiftu, konuştu, sonra da haçtu denmesini Lstemedi. Çünkü «söz»un 'yaşam» oldugunu biliyordu. Sağtörenin tanıını bu degil midir ve Sokrates gençlere hep sağtöreyi aşılamak istememiş miydi? Bızim uygarlığımız derken, tek konuşan yaratık insanın, «söz»üne verdigim önemi vursrulamak Istedim. Samnm bu ilke, Sokrates'de yerleşmiştir. Yalan, evet, başkasını aldatmak demektir, ama nlce doğru söz, eğer biz ondan k&çarsak. yalana dönüşmez mi? Biz Sokrates'ten yalancı olabileceğini nasıl bek leyebilirdik? Sokrates, agorada nasıl konuşuyor idiyse, yargılanırken de öyle konuştu. Ne mutlu ona! öhneye gelince... Çok önem vermemeÜ olüme. Yaşarken kimse ftlümü bilmiyor. oldukten sonra hiç bilmiyor. Sokrates'e, *Yargıçlar seni Olümt yargüadüar» deniÜnos, bu bllge kişl,'Tannlar da onlan» deml». Tumü geçip gitti, Wze yalnızca .»flz» kalâL Ama klmden kaldı? Önemli olan budur. Azıcık Ekonomi... 2. bmlr Iktlsat Kongresl beklenenl veremedLi Bir süreden berl Türklye'de ekonomik otorit», o«nlş halk yığınlannı belü bir ycşam duzeylnds kısıtlıyor.. Bu ki8itlama kabaca üo yönde görülüyor: Işclnln ucretl. memurun oylığı, tarım oreticisinln taban flyatı «ıkı danetim altındadır. Demek kl halk; daha az ylyecek. daha az içecek, daha az tüketecek. Eskiden tüketlmkı erdemlerlnden ve yararlarından sözacan büyuk sermoye çevrelerl birdenbire ctasamıfı (blrlklm) ogötlemey* ve fkemer sıkma» politikasını benlmsemey» yonekfl. Sıkı bir yaşam düzent, sıkı para politlkası, sıkı önlemler. «ıkı çalışma koşulları.. Ne var kl bu sıkılık dönemtnd» «MrtMttlHa ()*•• rallzm) de gündeme glrmez mi?... Nasıl oluyor bu?... «Sıkı ekonoml politH«ı«» k*»d« «serbest plyasaı koşulları ışlıyecek ve Türkrye ekonomik dar boğazı böylece gececek. Kuşkusuz bu okıl Mi8ter Frıedman'ın artık herkesçe bilinen formulüdOr. 2. Izmlr Ekonoml Kongresi de unlü Amerikan ekonomlsflnJn blzlm işadamlarıno cşılanan fiklrlerlni tarlhsel bir ctkışla belgeselleştirmek için kotanlmıştı. 24 ocak 1980"den beri benlmser»n ekonoml poHHka si yainız Türklye'de uygulanmıyor; v» uygulanon ekonomik şablonlan IMFnin denetlemesl, gerektyor. IMFfte01 kemiz arasında bir sorun yok. Artık IMF'den g«l«ı d«>netciler tTürklye'nln ekonomlde doğru yolda otdugum» eoylüyorlar. Hesaba gör 9 butceier denkleşecek. bankalarda bıriklmler doruklaşacak, kapitallst dünyanın 6z«l kredl sisteml içinde Türkiye «yenlden borclanabillr» duruma girecek; kısaccsı «yenlden yotınm» İçin olanaklar sağlanacak^ Sonra?... Yenlden kalkınma sureclne glrllecek. Halk yıflınlon= nın kemerleti sıkmasıyla soğlanan yatınm fonlon ocaba klmlerin ellerinde nasıl kullanılacok?... İşte soru budur.. Eğer (Cenobı Hak Izln verir de) Mlster Friedman'ın formüllerl olumlu sonuçlar doğurur, Turklye «ölü doneml» aşarak yeniden yatırım sürecine girebilirse Ikl yöntem sözkonusudur: Ya bundan önceki dönemlerdekl gibi yatırifn fonlcn kapanın elinde kalır; önceliklerle sonrahklar hic hesaplanmadan plansız programsız bir furya başlar. Ya da blllmsel bir planlama İle yatırımların öncellklert ve sonralıkları da hesaplanarak sağlıklı bir kalkınma stratejisi saptanır. Bu stratejide yön göstericl ve lokomo tlf devlettir. Başka türlü olması gecmişin kargaşa, anorşi ve keşmekeşinl yeniden yaşamaktan başka bir sonuc veremez. Sosyal adaletsizlıkleri pompalayan ve kdr hırsının motorunu klavuz dıye benimseyen kalkınma yöntemleriyle 11 Eylül'e gelındığıni hic kimse aKlından cıkormasın. Artık yaşanarak anlaşılmıştır ki ancak devlet hazinesinl soyarak zenginleşmekten başka blrşey düşünmeyen çıkar cevrelerı, plansız programsız bir ekonomlde ortalığı hallaç pamuğu gibi atmaktadırlar. Üstelik bankalar sisteminin sırtırda yük olmaya başlayan ve köçük birikimciden yüksek falzle toplanan foniarın yarın •konominln eırtında kamburlaşacağını görmeK zor olma •a gerektlr. Oysa bugön Türkiye'de ekonorrri konusunda söylenenlerl nkarşısına bir tek tümce cıkıyor ve Sayın Özal dlyor kl: « Polltlkamızın aKernatffl yoktur..» Eh, öyleyse uygulamaya devam.. Ancak bu uygulomanın sonunda yok sanılan alternotlflerin birdenbire coğaldığını; hem de hic Istenmiy»n seceneklerin beklenmedik biçimde gündeme girdiği nl görürsek sakın şaşırmayalım. Çünkü ekonomide gidış. o gıdlş. Beklenen neydl?... • Maliye Bakanlıgrndan • Tasamıflanıuza Devlet garantisı,yalnız T.C.Hazînesî'niıı satışa sundugu Devlet IMıvilleri ve Hazine Bonolarrnda bulunmaktadır. HAZINE, halkımızm tasarruflarmı en verimli ve Devlet garantisi altında değerlendirmelerini sağlamak için bundan böyle. 1 a) % 30 net faizli 3 ay vadeli v« b) % 32 net faizli 6 ay vadeli Hazine Bonoları'nı her gün 2 % 34 net faizli 1 yıl vadeli ve faizi üçer aylık kuponlarla ödenen Devlet Tahvilleri'ni her ay ( T.C. Merkez Bankası, T.C. Ziraat Bankası şubelerinde devamlı olarak satışa sunmaktadır. NOTı Hazine Bonoları*nın ve Devlet Tahvi 1leri »1111 faizi yürürlükteki vergiler, ödema şekli ve vadeler dikkate alındığxndaj • (Cumhuriyet 13 RASIM 1931 Ekmek fiatlan Eta İyi bugdayın okka« beş buçuk kuruştan faz la olmadıgı halde ekmek fiyatlarmm tstanbul'ıın muhtelil semtlennde RÖStermekte oldugu degişıkli1! dikkat çekici btılunmaîctadar. Karagümruk, Yedikııle ve Toptapı gibi şehrin merkezine daha uzak olan semtlerde ekmek bes buçuk kurusa kadar satılmak ta, merkeze doŞru yaklaştıkça bu fiyat derece dere ce srükselmektedir. Bununla Bslediyenin koymuş oldu£u narhtan aşagıya ekmek satılmasının mümkün oldugu anlaşılınaîrtadır. Buna ragmen îstanbul finnlarmda ekmek için yük sek bir narh konulması çok dikkat çekicidir. Bugünkü Spor TTaaliyeti Bugun Taksim stadyumunda li(r maçlanna devam edilecektir. Fenerbah çe kulübünün lişr maçlann dan oekildiSi. daha dogrnsu bu maçlara iştirak etmeyecegi gerçekleşmiştir.. Bu itibarla bu.arfinkü AnadoluFenerbahçe maçı yapılamayacak, Anadohılular e*er sahaya çelirlerse hükmen çelip üan edileceklerdir. Bukünku lig maçlan arasında Vefaîstanbulsoor müsabakası çok mühimdir. Bu iki genç ve kıymetli takımm karşüaşması çok heTecanlı olacaktar. Buçün aynı zamanda Ka dıköy'deki Fenerbahce stadyumunda Fenerbahce ıkincı takımıyla Moda birincı takımı ve Fener birin ci takımıyla Pera birind takımı arasında tnusabafcalar vapılacaktır. S*5ahıocafı tarafından tertip ediler! biiMcilik ve mama atlaına müsabakala nna da bugün başlanacaktır. Saat ikide başlanacak olan müsabakalar mekfep zabitanı, sivil binidler ve hanımlar arasında olacaktır.. a) 34netfaiz 51.4 b) 32 net faiz 46.1 c) 30netfaiz 44.7 faizin randimanına e ş i t t i r . (x)1627Kasam g ü n l e r i arasxnda v e bundan sonra her ay belirtilecek günlerde. Cumhuriyel S a U U : Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gaaetecüuc TJLŞ. adına NADtR NADt Genel Yaym Müdürü HASAN CEMAL Müessese Müdürü EMİNE LŞAKUGİL Yazı îşleri Müdürü OKAY GÖNEN'StN Basan ve îayan: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T^.Ş. Cağalog:u Türkocağı Cad 39 Al Posta Kutusu: 246 İSTANBUI Tel: 20 97 m BÜROLAR: • ANKARA : Konur Sokak 24/4 YENİŞEHtR Tel.: 17 58 25 17 58 66, îdare: 18 33 35 • İZMİR: Haiit Ziya Bulvan N o : 65 Kat: 3, Tel.: 25 47 09 13 12 30 • ADANA: Atafürk Caddes.. Türk Hava Kurumu t? Hanı, Kat: 2, No : 13, Tel.: 14 550 19 731 T AKV t M 13 KASIM 1^81 Öçl<? Ikindl 12.58 15 36 SATILIK DAIRE Antalya'da merkezl yerde d8rt odo, bir solon, 100 metrekarelik dalre 2.5 milyon liraya satılık. Müracaat: 63 51 32 (istanbul) SATILIK ARSA Sefaköy Sultan Murat MahaUesinde 120 M2 ifrazlı arsa satılıktır. Cumartesl, pazar hariç 386920 Niyari. Edebiyat Fakültesi Dekanlığından FakultemİB Genal îdare lOzmetlerl Smıfmda a^aSıds mur aîuıacaktır. SINIFI ÜNVANI DEREGB Gİ.H. öğrenciBUroŞef. 8 651 1327 Sayüı Yasanın defişft 1897 Sayılı Yasada askerlft ve öğrencıiikle ilgili bulunmayanlann 28.11.1981 Dekanlığımıza müracaatlan ilân olunur. frösterilen münhal tadroya meADET GÖREVTERt 1 Edebiyat Fakültesi öngördügü şarUara hste olan, tarihine kadar bir dilekce il* Imsak 6.03 Güneş 7.43 Aksam 17.53 Yatsı 19.27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear