26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
JKİ CUMHUKIYET 9 AĞUSTOS 1980 Şlddet, yolnız loplumsal ve slyosal yflşom»Mizm değll, bıllmsel calışmaların do en onemll konulorından birisl durumuna gelmeye başladı. Kuromsal ve görgül düzeylerde şiddet uzerlne yapıton calışmalar glttikce daha genlş bir alanı kapsıyor. Bu çolışmaların önemil blr bölürru. ba «inın ve özellikle de televlzyonun slddetl dogunn davronışlara etkist !la HgilL Gozetelerde, kltaplarda. cocuk resfmll ro»nanlarında. sinema ve televizyon larda şiddet öaeslrsln glttikce ortan oranlorda yer olması ile toplumdakl şiddet olaylarının gittikce artması arosında koşutluklar, hatta nedensellik tllşkilerf kuruiduğunu görüyoruz. Kitle iletişim araclon arasmdo, üzerlnde en çofc durulan ise televizyon oluyor. Televlzyonun öncelikle ele alınmasınm bir koç nedeni olmoIt. Her şeyden önce. televizyon yenl bir araç, ner yenilık gitol de korkütucu oluyor. iklnci oiortık televizyon. denetlenmesl çok zor blr blçinv de. evimize, yobancı insan ve oloylon canlı bir bicimde getirlyorj yasları ne olurso olsun, çocukkJrırTıırın önunde. henüz yorumlamaya ve boşetrrteye hazır olmadıkları bir dünyoyi sergiliyor. Bu ocılardan bakilınco televizyon, şiddetin başlıco kaynoklanndan blrisl olarak görulmeye başKınıyor. Acaba oerçekten Ayie ml? olaylar ve görüşler Televizyon ve Şiddet Doç. Dr. Türker ALKAN A.Û. SBF ögretim uyesi) dete irrrev blr ytma, btreydeM şiddet eğilimlerlnl azalttığıni llerl «Cıren gorüsler d» vor. Şiddet ögeslnl Izleyen blreyin, bastırılmış saldırganltk duygularını, izlediği olavdokı kişilerle özdeşleşrne yoluyla boşalttığı (cathersis), böylece gerçek yaşamda şiddete yönelme isteğinın azaldığı ilert sürüluyor. Baskıcı sıyasol sıstemlerln, heyecon yaratıcı kltle gösterllerl İle. Insanlardakl soldırganlık duygulorının siyasal olgulara yönelme•inl engelledlğl yolundoki genel gözlem de özönu bu «boşalımı aöruşunden almaktodır. Bu görüş doOru Ise, kltle iletişim araclarındakl ve televizyondakl kurpusal şiddet, gerçek blreysel toplumsal şiddetln doflmasıno engel oluyor dfr> mektlr. Nlteklm, bu görüşO doğrulayan bon araştırma Bonuçlan da bulunmaktodır. ortına aiınır. SOrektt bmkı artrndo tututan M duygular, dolaylı boşalım yolları arariar. Seksin v* flddetin bu donll başarıh tatış yopması ile, Mkel benlığe llişkın kuram arasmda bir bağlantı olmalı. Özellikle çocuklonn $ıddete gösterdıği olağanüstü llgi küçük ınsanların icinde yaşadıklorı büyük baskı ortamına karşı duydukları doÖal ve bekleneblllr bir olgu olarak düşunulmefldlr. Baskı ve do0urdu0u «aldırganlık duygusu sadece çocukluk dönemi İle sınırlı bir durum olsa Idi, şiddet olgusu bu denlı buyuk bir sorun nltelıfli taşımayabillrdl. Sınıfsal, bölgesel ve kültu rel farklılıklardan kaynağını alan toplumsal baskı insanlorı yaşamlarının sonuna dek ızler. (Mezar taşları Ozerindekl ceşraf» deyimleri ciddiye almacak olursa. ölümden sonro da mı izllyor dlye blr kuşkuya kapılmak olası.) Baskı ve şiddet toplumun yapısında vardır. Bir taraftan. «dOnyanın ylyecek dışalımı yapmoyon az sayıdokl Olkelerlnden blrlylzı dlye övünürken, blr taraftan do blr yaşına kadar olan çocuklanmız kötO beslenme «onucu % 14 oranında ölüyorsa, bu toplumda yapısal şiddet var demektir. Işslzlik % 20yi. enflasyon % 100'ü aşmışsa, proteln tüketlrrri olablldlOine dOşüyorsa, blr kısım nv sanlar ilac bulamazken bazılan gidip Avrupo'da tedavı oluyorsa. toplum yopısmm bir kesitindeki Incanlar digerlerl Ozerlnde şiddetin en korkuncunu uyguluyor demektir. Bu koşullar altında yaşayon insonlor, şid* detln ne olup olmadıflını ankımok içln kitle iletisim araçlanna gereksinme duymazlar. Şıddetl lilklerinde duyarlor. Kltle İletişim araclarındakl şiddet ögelerı. bu toplum insanının Içlnde yaşotiığı koşuüara karşı duyduğu saidırganlik duy gularını somutlaştırdığı özdeşleşme yoluyla boşalım sagladıflı İçln ışlddetin pazarı bu denll iyldlr. Kısacası. Insanlar zaten şiddet olgusunun içinde yaşadıkları Için kitle iletişim araclarındakl şiddete yönellyortar. yoksa kitle İletişim araçlartnın etkislnde kaidıkları İçln şiddete boşvurmuyorlar. Niteklm. yapılan araştırmaların blr kısmında, zaten davranış bozukluğu lcmde olan klştlerin kitle iletişim araclarındakl şiddetln etkisl altında olumsuz davramşlora yöneldiği görüldO (tüm deneklerln yüzde 3'u). Şiddetl konu alan moteryalle ılgilenen cocuklarm zekâ düzeyınln dlÖerlenne göre daha düşük ve duygusal denge sorunlarının daha fazla olduğu saptandı. lyı arkadaşlık llişkileri olmayan uyumsuz çocuklar şiddet ögeierini diğer çocuklardan daha fazla seviyoriar. Televizyon ve kltle iletişim araclorındakl şiddet öfielerinln bireysei ve toplumsal şiddete yol açtığını ilerl sürenler, kuşkusuz kl lyl niyetle bir sorunun cözümüne yaklaşmaya calışıyorlar. Fakat, bu arada, şiddetin asıl kaynağı olan toplumsal yapısal baskıyı gözden ırak tutarak, dikkatlen şiddetin gerçek nedeninden uzaklaştırmış oluyortar. Halk Adamı mı? Hırt Adamı mı? ganda'nm eskl Devlet Başkanı Idl Amin Dada, vaktiyle İngiliz ordusunda çavuşluk yapmış. Blrçok eski sömürgenin yeni devlet başkanı bu biçimde yetişmiştir. Sözgelimi Pakistan diktatörü Ziya Ül Hak da önce Britanya ordusunda çalışmıştır. Ayıp değil... Çoğu devlet. boğımsızlığını iklnci Dünya Savaşından sonra kazanmıştır. 1960'ların ilk yarısında Bideşmış Mllletler örgütüne yazılı 120 dolayında üye vardı; şimdi bu sayı 156'ya uiaştı. Eskl sömurgelerde yönetlm, sömürucu devletin ellnde olduğundan; subay, polls, yargıc, öğretmen. memur oimak için egemen devletin emrine gırmek ve siciline yazılmok gerekirdl. Bu olgu, bağımsızlık sürecinde mazlum toplumlarm başına büyük dertler çıkarmıştır. Söz gelimi Cezayir"de yönetim kadroları lyl Fransızca bllen bOrokratlann ellne geçtiğinden, bağımsızlıktan sonra oluşan devlet • halk ikilemlni çözmek koloy olamamışttr. U Ne Yapılabilir? «Toplumlordan şlddetl ve baskıyı tumüyle kaldırmak olası rnıdır?» sorusu. bu kısa yazının aınırlannı cok aşar. Fakat, toplumsal yaşamımız olsun. uluslararası düzen olsun, alabildiğine şiddetin Içıne gömülmCışken. televizyondan veya kitle İletişim araclarından şiddet öğesınl tümüyle kaldırmaya çalışmonın. ınsan davranışlan açısından olumlu bir sonuç vermeyeceğl ortoda olduğu glbl; yenl blr ikiyüzlulüğün ve sansür fırsatının doğmasından başka bir sonuç da veremez. Burada onemlı olan. kitle iletişim araçlannın şiddetl ve seksl konu alması değil. bu konulan nasıl ve hangi amaçla Işledığidır. Kut8dl kltaplardan en buyük sanat yapıtlarına deflln, şiddet her çalışmada Izlenebillr. Günluk yaşamımızın bu en önemil oğelerlnl. sanatın, haberln ve yorumun dışında tutamayız. Fakat, •eks ve şiddet. bir sanat calışmasının öğesl olmaktan cıkıp, tlcari bir sömürü aracı durumuna geldlOI zaman, toplumsal ve yönetsel tepkilerln doğması, önlemlerin alınması, en sağlıkh yol olarak gözukuyor. Doğallıkla, böyle bir uygulamayı, MnsöroO burokratlonn dor görüşlu kafalanna ve hırçın ellerine bırakmama koşuluyla. Araştırma Sonuçlan Billmsel araştırma sonuçlannın bu konudo keein blr kanıt vermediginl göruyoruz. Genl» tophJİukları kaptayan alan araştırmalarında, televlzyonun ve öbur kltle lletlşlm oraçlarının şlddeti doflurmoda •tklll olduklarmı gösterecek komtlar «Ide edllmedl. Ote yandon. taboratuvar oeneylerlnde ve kilnlk yöntemle yapılan ealısmolordo teisvlryonun önemll etklleri bulundu. Bu durumda, genei olarak kitle lletlşlm oroclonnın, Özel olarak da televlzyonun etklll olup olmodıflını bllimsel acıdon kesln olarak llerl »Ormek şlrrdllik olanoksız gözGkuyor. Bu oroda, genel olarak kltle lletlşlm aroctonnın dovranış defllslkllfll yaratıp yaratmadıgını saptamayı amaçlayan araştırmaların da, bu konuoo olumlu blr yantt vermedlfllnl bellrtmek gsreklr. Kltle iletlşlm aroçlorı kendl başlarına Javranış defllşikllğ'l yaratmıyorlar. Cevresel koşullorio zaten gellşmlş olan davranışları peklştirmede önemil blr rol oynuyortar. Bu peklştlrlcl etklnın doömasında, koşullandırılmış seclcl otçılomo boşlıca rolO oynamaktadır. Genel konının tersine olarak, kltle Hetişim oraclarında izlenen şlddet ögelerinln. bireyl şld Herneyse, gelellm blz ylne Idl Amin DadaVa... Idl Amin, 80 klloluk bir gaddardı. Vaktiyle ruhuna Istlf edilmiş aşağılık duygularının tepkilerlyle olmadık Işler yapıyor. abuk sabuk konuşuyor, gülünç oluyor. kendinl rezil edlyordu. Orta Afrika'nın eskl Imparatoru Bokassa da Fransız etkisl altında kalmış bir gerl zekâlı zallmdl. Ûlkede halk aclıktan kıvranırken, altındon taht yaptırıyordu kendisine; ve bu imparatorluk özentısl. ipe sapa gelmez fikirleriyle blr maskara tzlenlml verryordu. Toplumsal • Yapısal Şiddet Kltle llttlşlm aracı ll« karşı karşıya olan In•an edllgen blr alıct değildir. önunde sergüenen imge ve dOşuncelerln hepsinı otomatlk olarak alıp klşlllğl İle bütunleştlrmez. Doh a önce gellşttrmlş olduOu yargılorının, düşünce ve duygulan nın 8uzgeclnden gecebıien Imge ve dOşOnceler Insana ulaşır. diflerlerl dışarda kalır. Bu Mçiçl algılomo lOreolnde, blrey daha cok şiddet ögelerine yön«llyor»a, bu yönellmı dofluron olgulan Inceleme konusu yapmak gerekir. Tlcort omoclı uretlm yapan gazete, dergl, kltop ve filmler loinde en buyOk başarıyı seks v« şlddetl konu alanların saflladıöıni Izllyoruz. Pslkonolltlk göruşe göre, blreylerln blllncaltındo en güçlü dürtülerln yer aldığı llkel benliği (id) Harekete geçiren ikl öge vardır: Seks ve saldırganlık. Haz llkesine gore işleyen llkel benlıgln bu ikl ögesi, toplumsaliaşma süreci icınde baskı Televizyon ve Bebekler Dr. Nejat AKAR A0. TID Fakulteal Telovlzyon. lster buyu kutusu, lster aptal kuto»u islmlorini alsın; ça^.mızda evimlzdeld yert üe bugün insano^lu için vazgeçilmez bir aygıttır. Televizyonun, kitle Uetişimi ve eğltlmlndekl yert. ar* Uk tartışma gotürmez olarak karşunızdadır. Televizyonun etkilerl değlşlk insan gruplannd» araştınlagelmiştir. özellikle. çocuklar uzerlne olan yavaş kavrama. yırtıcılık. edilgenlilc ve tuketidlik biçiminde oluşturdu^u etkilerl bir çok araştırmama konusu olmuçtur. Anamalcı ekonomi lcurallannm gecerll oldufru toplumlarda. okonomlnin işleytnxi «tuketime» bagIannuştır. öylo ki. bu tüketimdân amaçlanan İnsan »a^lıfına yararlı ya da zararb olmasına bakılmaksızın tüketimdir. ürelicinin, tuketiciye malını duyurabilmesi için Kerekli olan öğe Ise «reklamdır». Toplumda. e^er. fcerçek bir eîeşürme yetisl ol» mayan. yanlış ile doğruyu aynmlayamayan birey» ler varsa. böylesi bireyler. sunulan malı tuketmedea önce malın yararhlı^ı veya tararlıhgı tartışmasına gırmeyeceklerdlr. Malın gerçek yararlılık ve kulla* nım alanlan yitip, yerini. bllmed.en tüketmeye b»« rakacaktır. Televizyon. bu bilmeden tuketme koşullanmasımn oluşması için bireyleri biçimlemekteiür. Televizyonua insanlan tüketici biçimdo koşullandjrdığı üzerine değişik araştırmalar yapılmıştır. Ancak televlzyonun bebeklere etkisinln olabileoegl üzerinde şimdiye de£in pek durulmamıştır. Bunua nedeni de, herhalde. bebekterin dış etkilere yanıtlannın olmamasından kaynakJanmakta olsa gerektir. Oysa bebekler. dolaylı ua olsa, anneleri araaü#i ile televizyondan eUdlenmektedirler. Doğru, yeterli ve dengeli bir oocuk bakınıı. beslenmesi v© sa&hfcı açısından televlzyonun annelere eüdsi ve dolayısı ilo bebeklere etkisi kaçınılmazdır. Cerçekten de, Anktra Ünivenitesi Tıp Fakulte»I Çocuk Sağhğı ve Hastalıklan Kliniğinde yapılan bir anketaraştırma. anneleri aracüıfı ile bebekle» rin televizyondan etkilendlklerini ortaya çıkarmıştır. Çahşffladan e!de edilen en önemil sonuç, annelerin televizyonda reklamı olan besin maddelerlnl. buyuk blr oranda ( * 881 bebeklerine verdJklerlnin saptanmasıdır. Elde edilen bir diğer sonuç, annelerin televizyondan «tkilenmeleri İle sosyoekonomlk ve e&itlm düzeylert arasınd* blr illşklnin saptanamamıs olmasıdu*. Arastırmadan elde edilen blr başka sonuç, televizyon reklamlannın sfucunü göstermektedir. Çahşma kapsamına alınan anneler. sürekli olarak çocuk beslenmesl konusunda, çocuk doktörtan tarafından e^itilmektedirler. Kaldı kl. bu annelere tele»lzvonda besln n»klaml«n olan Ucarl urunlerin be» befte verilmemesl de öftutlenmektedir. Eğitim düzeylert farklı olan, de£lsik sosyoekonomik katmanlardan gelen aanelerin buyuk oranda televizyondaM reklamlardan etkilendUderinl, bunun yanı sıra televizyonda reklamı olan ticari mamalann. anneler tarafından, reklamı olmayan mamalara oranla, daha fazla verilmeslnin sapunması. televizyoo mklam* larının grücunu göstertrken, hekimi aşan bir olayla karşı karsıya oldu^umuzu g^stermektedlr. Televizyonda yayınlanan beslenme pfograınla' nnın sürekli olmamalan. heffi de süreç acısmdan eksikük taşımalan, bu programlann etkilerinin yetersız ve hatta yok denecek ölçüde olmasını getirmektcdir. Çunku bir propramın etkinligi üe progranun periodik olm&sı arasmda paralel bir llişkl bulunmaktadır. Yıld* İkl bln saati aşkın bir yayın duzenl olan TRT. 1978 yılında, tum sağîdc programlanna yaklaşık on tkl saatlik blr sure ayırmaktayken bu proeramlar lçlnde beıderune programlaruııa surest ancak ikl saatMr. Televizyonda safrlık programlanoın bu denll yeterslf olmasına karşın, her gun Öiellikle. televizyonun en çok ifclendlftl Saatlerde, kusaklaf hallnde reklamîar y*ymlanmaktadır. Reklam rftjfinlanıu yaklaşık üçte birlik bölümünun besifi reklâaılan olduğu. yanı sıra reJdamların en kısa sure icinde. en etkin olan mesaiı ulaştırma nitelikleri de gözAnune ahnırsa, reklamlann etkinlifti kendJlifelnden ortaya çücacaktır. Reklamlann. televizyondan tümfiyto kaldınlmaeu Turkiye'de önertlemez. Ancak bazı duzenlemelertn Ketirilebileceü üzerinde durulabillr. Bu düzenlemelerta vapılabilmesi tdn en basta gelen ftnertler. televizyonda yayinlanacak beeln reklamlanzun beclenme uznanlannoa danetlenAesi ile televtzyon eftitlm kuşaklannda bebek bes'.enmeci Ue llgill programlanc sureç v* acıdan yeterü ba!« gelmesidir. Ne zaman faşizm gündeme getlrilse. Allabstz komünıstlerln milli ve manevt» kültur deterlerimizi bozduklanndan söz edilir. «Milli ve manevi» kültur yozlaşmas»n* engal olmmk, faşist yöntemlerin savsözudur (sloganıdır.) Faşizmin kapılan, bu tur savsozlerle aralanır. Son gunlenle. özellikle •KOltur Bakanlığı» çevrelerinde, aydın ve çağdaş yapıtlann varlıjtından yakınıldığını duyuyoruz. Adnan Binyazar'ın özenle seçtiği, dogrusu, bizim için hiç d» toplumsalcı niteliği olmayan, ama lnsanı dar kafalılıktan kurtarma atnacı taşıyan yapıtlann, «genç liğimizin iyı kötü, yararlı zararh, doğru . yanlış, haklıhaksız gibi milli ve miltetlerarası değer hükümlerini» boBUCU görulmesi yüzündea, satıştan kaldmlaeagı soylentileri dolaşmaya başladı. «Mıl U ve fflanevt değerlerimlze baglı» Kultur Bakanlığı yetkiüleri. bu komUnlst (I) «Eser lerin tahribatından» gençierimizl kurtaracaklarmış. Bunlan duyuaca. bir de söylentiierin gerçekliğini araştınnca, şu kultür sorunu uzerine durmak gerekti. Gerici çevrelerin ileri kültürden ve Ataturk düşuncesind«n, özellikle onun dilde özleşme çabaJarından çok yakjndıklannı biliyoruz. 1950'den bu yana, sermaye Uttidarlarının dilde ve kultürde. cagdışı genelgeler yayımladıklannı, öncelari egitim müf redatlanna dokunamadıklaruu, MC dönemlerinde, Cumhuriyet'ln en önemil atılımUnndan sayılaa Batı pozitivizmlne de katlanamadıklanm ve müfredat programlannı da geriye çektiklerini gözlem ledik. Saldın, bu yolda salt aydın çevrelertn homurtusuyla karşılaştı. Somut kar şı Çikış. yalnız Turk Dil Kunımu'ndan geldi Cumhunyet'in kurucusu siyasal örgütler bile, özlenen etkinlikte karşı çıkamadılar toplumun geri çekllişine. Şimdl gözlemlenen de bu. Birkaç ilerici yazar. işin farkında yalnızca. Onlanu yazabilecekJeri organlar da belli. Fa»lzmin ayak seslerinln •milli ve manevi değerleıi kofumak» savsözleriyle birlikte duyuiduğunu öğretuneyen kalmamıştır. Geruş halk kutlelerine, faşizm adını amnadan. «011111, manevi, mukaddesat» gibi soyut kavramlarla sunulur. Bu yüzden, şu kültur sorunu uzerine egilmek gereğini duydum. Sosyalistler. balkı tarlhsel baglanndan kopanp almak istlyorlarmış. Yıllardir söylenen bu. Yurdumuzda, iletişlm araçlan. demokratik bıçimde kuHanılsa. oalkunıza, sosyalistİBrin ulusal kulturlen nasıi koruduklan, çok •offlut olarak gösterilirdi. Ama, belll blr «ınıfın aiyasal lktidan dogrultuaunda kulUuulatt UeUşün araçluının haJkımızı saptırmalaruu çok dogal buluyorum. Bu «erçegl. yıllarca anlayamadıgımız îlle de Milli ve Manevi,, FAŞİZM, GENİŞ HALK KÜTLELERtNE, ADI ANILMADAN «MİLLt, MANEVt, MUKADDESAT» GtBİ SOYUT KAVRAMLABLA SUNULUYOR. Vecihi TİMUROGLU^ İçln, zaman zftman. halka ters düştüğumüz de oldu. Halkı sömürenler, ulkeyl sömürenlerle işbirligı yapan* lar, sosyalistleıin ulusal kultür düşmanı olduklannı yayıp durdular. Kültur sorunu üzermde. sosyalistlerin dogru durüst durmamalan da, bu propogandanın başanlı olmasını kolaylaştırmıştır. Sosyalistler. Turkiye'de kültür sorununa bir üstyapı kurumu olarak bakıp geçmişler dir. Yenl yeni değenni anlamışlardır. Demokratikleşme süreci hızlandıkça, birtakım yanlışhklanmızı da anlar olduk. Dünyanın her yerinde. her ülkesinde, tarihle köprülerinl atan sınıf burjuva sıntfı olmuştur. Emekçl sınıflar. hakçasını söylersek, yeniyi yorumlamakta. başanlı degillerdlr. Bu başanyı g6stermeye bafladıklan zaman. onlann yarattıklan artı değerlerl sömurme gücunü, but juva kendinde bulamaıruştır. Emekçiler, tarihleriyle baglannı sıkı sıkıya korurlar. Bu yüzden de çagdaşı yorumlamaya başladılar mı, sömurüyü de kolayca farkederler. Ve işte, bu kertede duzen değişir. Faşıst egilimlerin güç kazandığı dönemlerde gundeme getirilen «milli ve manevi» değerler sorunu. devrimci kültur kavramına billmsel açıdan yanaşamayan bazı iyi niyetli ilerici kesimlerce, dogru yorumlanamıyor. Bu yüzden de «milliciler» ve •manevicller», haksız bir başan kazanıyorlar. Herşeyden önce, halkın yarattıgı kultür asagılanamaz. Biz Cumhuriyet kuşagı, bu elestirdiğim kusuru çok işledik. Ama, gunümüzde, bılinuel MALİYE BAKANLIĞI Hesap Uzman Muavinliği Giriş Sınavı Mafiye Bakanlıflt Hesap Uımonlan Kurutunoo 1.01980 pazartesl günü saot 9.30*40 Ankura. Istanbul ve Izmir'de Hesap Uzman Muovlnlifll Oin« Sınavı aoıiocaktır. Sınavo kotıtdblimek lcin: a) Deviet Memurlan Kanuntmuft 41 yozılı niteliklere sahip oimak. b) 1.1.1880 tarihlnde 35 voşım dokturmamış bulun* mak. rt llimler Fakültelerl ile Iktlsodl ve Tloafi llimier Fakutte, Akodeml ve YOksek Okullan veyo Meslek İçln gerekll kultOru veren ve yukarda bellrtllen ögrenlm kurumlarına eşltliğl Milli Egitim Bakanlığınco kabul olunan yerll ve yabancı Fakulte. AkademJ ve Yuksek Okullardan Wrirw bıtlrmls oimak gerekir. Sınavlara giris sartlarıra ve sınav konulannı oöeteren broşâr yukarıdo tslmierı geçen ögreilm Kurumlarından ve Hesap Uzmaniarı Kurulu Başkaniıflı İle Ankara, İstanbul ve Izmlr Orup Başkanlıklarından sağlanablllr Isteklilerın en gec 22 8.1980 gunu akşamına kadar Mallye Bâkanlığı Hesap Uzmanlan Kurulu Başkaniıflı, Ankara odreSine belgelerı ile birlikte vazılı ulorek başvurmalorı gerekir. (BOSin: J6620/4434İ sotyallzml ögrenme ol*n*» guia kavuşmuş kimselenn ay nı yanlışlan işlememelert gerekiyor. Yanhslan bellrtmekle, yanlışlan yapanlan aşagılamanın özdeş davranışlar olmadıgı apacıktır. Elbetteki, bu yanlışlann Islenmesinde bilgisizliğin payı vardır. Dogrusu, bu bilguizllgin kaynagı, devrtmd kultu ru, emekçi halk yığınlan ara sına sokmaya çalışan yurekli insanlann blr eksiglnden geliyor. O da eskl Anadolu kültürunu bilmemelerinden, bazen de onu küçümsemelerinden, Bir sosyalistin eskl kültur değerleri arasında yadsıyacağı çok kalıtlar olabılir. ama onlan bilmeden yadsıması düşünülemez. Çunku, bir halkın kültürü, o halkın yaşarken yaratUgı bir olgudur. Yaşaması için sürdurmek zorunda oldugu bir kalıttır bu. Çağdaş kolullarda bırakması gerektigt başka blr şeydir, yerine yoelaşm&mif bir olguyu koyma* sı başka birşey. Sosyalist genç kuşaklann buyuk bir yanlışından söz etmek isterim. Onlann onur* lu savaşımlarmda, kendilerine yardımcı olacağını umuyorum. Emekçi balkm karşısına çıkarken. yaratılmış kül türden yararlanmamız gerek lidlr. Onu yok saydıgumz zaman, halkımız da bizi yok sayacaktır. Onunla ilişki kurarken en çok sıkıntı çektigimiz şey, bu oluyor. Halkı iyi araştırmıyoruz. Kendl edindiğimlz yuzeysel kültürle, halka şok yapıyoruz. Oysa, Tanzimat'tan bu yana hal kıniıza kültur şoku yapılmaktadır. Bu yüzden de, halkımız aydından sıtkını sıyu> mıştır. Sosyalistler, Cumhuriyet aydınlannın yanlışlannı yapmamakla, tarlhsel deneyin degerini tanıtlamış ola caklardır. Bu blllnçle, fatlzmln oyunlannı anlatablllrtz. Tarlhsel yozlugun OMII başUtıldıgını somut biçlmde fföstermellylz emekçi halk yifinlanna. «Mllli ve manevi degerlerle* neylü amaçlandıgını blzlm halkımı*. çok kol»y anlayacaktır. Çunku, halkımızın yanttıgı manevi değerler. fa|l*mln Ülkernl*deki lansını azaltmaktadır. Faşlzmin cerekaemest olan kitle tabanı «lumpen proleter y*.dır. Çarpık kapiullzm, işte bunu yaratıyor. Halkımı* za. bu durum kolayca anlaUlabilir. Hem. Anadolu'oua halk ozanlannın halâ tukenmedlgtnl de btlellm. Bu, çok büyuk blr guçtur. Emekle bir likte yaratılan zihinsel ürünü temsıl eder halk ozam. Ve bu temsilcı. tarih boyunca, halkın yanında olmuştur. Kısası, «milli ve manevi degerlerin» düşmanı sosyalistler değiUerdir. Halkımızın ta rthsel varhğının düsmattı, emperyalistlerle sürekli işbirligi yapan sömurücu burluv» sıaıfı olmuştur. Yaratılan kültürü, onlann aasıl bozduklannı. devrtmci kulturden ödun vermeden anlatabilmek, sosyalistlerin yeto•eklerinden bcklenlr. Turkiyemlzln yukardokl örneklerle bir Hlşklsi yokttır. 000 yıllık blr Imparatorluğun mırasçısıyız. Hem devlet adamlığı okulunda, hem dıplomasi dünyasındo epey odom yetiştirmişiz. Osmanlı döneminde un yapan zekl, nüktetan. kultürlü poiitikacıların öykülerl dillerde dolaşır. Blr Kececizade Fuat Paşa eksikleri ne olursa olsun ancak yüzyıllardan sOzulmüş kültur biriklminin sonucunda yetişebilir. Osmanlı Devlet adamlorının klml Fransızcı, klml İngilizcl. kiml Almancıdır; ama. o dönemlerde hem dOnya bugunku dunya deglldl: hem de bu adamlar, İçinde yaşadıklan dunya dengelerinde birşeyler yapmaya cabalh yorlardı. 1817*de dunyo iklye cotlayınco yepyenl ufuklar ocıkjı Turklye'nln önunde; ve devrimci nitelikte devlet odomlon yetlştl. Mustofo Kemal Paşa en buyükleridlr. Cumhuriyet Oevletl kurulduktan sonra yönetlmde so> rum Ostlenmiş devlet veya hükumet adamları ve dlptomatlar, blr duzeyl tutturmuşlardır. Osmanlı düşkünlüğünden de kurtulduflumuz lcin: onurlu, kışıllkll .yetenekll Insanlar Olkenln başında bulunmuşlardır. Ne kadar eleştihrsek eleştlrelim, blr Ismet Paşa'nın konuşması, davranışlan ve clddıyetine toz kondurmak kolay değıldir. O dönemlerin Bakanları da, sözun ağızdan çıktığını, gırtlağın dokuz boflum olduflunu bllirterti. • Pekl, şimdlkllere ne dlyellm? Turklye Uganda detfl, Orta Afrika degil... Acaba cıddiyetsızlik Amerlkan uşaklığı, zıpırlık, yalancılık. üçkâğıtçılık nasıl da böylesine gehşıp devletin ust bosomaklarına değin tırmondı ve koltuklara oturabildi? Baltayla odun yorar gıbi konuşan, terbiyesizlıği marifet sayan hırtlambo, nasıl oluyor da devlet yetkilerinl elinde bulundurabiliyor? Böylesi ne Osmanlı'da var, ne de Cumhuriyefte? Bu adamlar nereden bltlverdiler ve Türklye'yl bu duruma duşürdüler? Boyiesine şariatanlara bir de halk odamı demlyortor mı? Şaşıyorum. HatkcUıkla hırtiık arasında anlom birlıfii mi var? Turkiye'de idl Amin'lerin yetışip de Ikttdan şavuilamosı, natkpılık degil uçkâgıtçılıgı sımgeler. ^ ^ Turklye'nln tek haftalık haber dergısl YANKI Haftonm en Hglnç olaylan, en Heme Öslup De ytne Yankı'da kapak konusunda: Demlrel • Çağlayangil isbirliğl Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlıgı blDeştı Ktmsenin kabul etmeyeceğı manevra CHP'ye hazırlanan oyun İktidar Demırel'in stratejisi Turk tipi terör • Yabancılar daha tarafsız Tedhiş . Firarlar... Cezoevlerl AP v e MHP'nin sıkıyönetlmı Şener Battal: «AP ve MHP'nin hedefl Konya» AP iktidarındo tedhiş bilançosu TOrk Israll . Hedef Hayrettin Erkmen Hayrettln Erkmen'ln gunahı Bollvya 189 oskerı dorbe Peru • Belaunde'nln gerı dönüşO Polonyo Orevler ml? Ne grevlert? TOrk • Yunan . TOrk ordusundan korku Mısır Rusya'dan AmerikaVa Uoak şlrketleri ve THY . özel teşebbOe havoalanlanndo Ayrıco Insonlar. hayat böyle gecer, epor, kltop, sojlık, moda. Radyo • TV, ış alemi, seks, Yankı'nın Ineelemssi bölumleriyle Yankı: cSizi her şeyden haberdar eden dergı». 4 renkll ofset baskı, 34 soyfa. 15 Tl Her hofto 100000den fazio kışi Yankı okuyor Turklye'nln her tarafında Yankı arayınız... (Cumhuriyet: 4443) BAKIRKÖV 2. SULH HUKUK HAKİMÜĞİNDEN (IUN) Oosya No. 1980/491 Mahkememizin 15.7.1980 tarih ve 1980/914 sayılı karan İle Kooaell Gebze, Cer keşli köyu, cilt 028/03, say fa 23, hane 104'de nüfusa kayıtlı Tahsin oglu Lomıa 8u2an'âan olma 2.3.1953 O. lu UFUK fURTUNAnın veeayet altına alınarak ken dislne annesi Lamia Suzan Furtuna vasi taym edilmiş Ur. Işbu karara Itirazlan bu lunoniorın kanunt sOreel Içinde mahkemeye başvurup ıtirazlarmı bildlrmelen, oksl halde kararın keslnleşmiş sayılocogı tebllfl yerine kaim olmok Ozere İLAN OLUNUR. OİSK'in Kurucusu İŞCİ ••»* fının büyuk önden ı NADtt NADt I Q*m t*ta UOMrü : OkUy KUKTBâKS » ttOnmem MOdOrt : I M M CÜAKLKSVL I S. V«ml»i«1 UOdttrO ! Çtto ÖZBAYRAK I Basac vc nyaa • Olmıtıuılygt M»tC*»alı» «s Oantecıllk T^.â. Catalo?)u TOrkocaîı Cad No.; » 4 1 . Poeta Kuturo : 24» tSTANBÜL Teletoo : » » 7 0 1 CUMHURtYET OTJUTl T44HH0T A BOKOLJUt : ANKARA Koouı U/t 7«Oİ«rttz ttt . 17 M «8 17 5 8 » • tZMtft: Hallt Ztym Bulvan No. M, KM: 3 T d : 2S«70S U 13 30 • ADAN4 : Atatdrk Cad. TOrk Hsva Knturao U Bua Kat : I N O i U TM : I4SS0 UTH ABONE ÜCRETLERl 3«O am IJOO 3«n iaoo TAKVİM bnsak 40» fifine* Ut U.tf Kemal Türkler'in anısım yaşatacaflız T.MADEN • l ş istonbal 1. Bolgeye baflh Pertektup A. 9. Işçllerl (Cumhurlyetı 4436) ı s s sao soo ıMO a Ankm *bOO»*»h«ı Tel: 18 8 3 5 fkMft HJ3 irmo Tatü m» »i»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear