23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ON CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1980 Cruise ve Pershing füzelerinin yerleştirilmesi ile Avrupa'da yeni bir«füze kuşağı» doğacak (Dış Haberler Servisi) Carter yönetiminin Avrupa'daki NATO üyesi ülkelere yerleştirilmesini istediği ve NATO üyeleri arasmda bir çok tartışmalara yol açan Cruise ve Pershing füzelerinin teknik özellikleri. sağlayabileceği savaş üstünlüğu nedeniyle, giderek ilgi çekmektedir. Pentagon uzmanlannm Sov yet füze tekniği düzeyinden 10 yıl ileride olduğunu iddia ettikleri Cruise ve Pershing2 füzelerinden, bilindiği gibi Avrupa'daki NATO ülkeleri topraklarına ya da deniz üslerine 1983 yılına dek 572 adet yerleştirilmesi tasarlanmaktadır. Fırlatıldıktan sonra denizden yalmzcia 20 metre, en gebeü topraktan ise yalnızca 50 metre yüksekten uçabilmesi «Cruise» füzelerinin en korkunç yanını oluşturmaktadır. Çünkü deniz ya da toprak yüzeyine böylesine yakın uçabilmesi, karşı tarafın radanndan kaçmasına neden olmaktadır. Radar, alçaktan uçan cisimleri farkederaemektedir. Amerikan silah firması Ge neral Dynamics'in imâl ettiği ve (akılh füze) diye de A7AMİ yfİKSEKLlK ( 2 5 0 KV Ankara... Anka... | ABD Savunma Bakanlığı, Avrupa'ya yerleştirilmesi planlanan «Cruise» füzelerinin, Sovyet füzelerinden 10 yıl ileride olduğunu ileri sürüyor. Arazi engebelerine göre kendini ayarlayabilen Cruise füzeleri, yerden yalnızca 50 m. yükseklikte uçarak, radarlardan kurtulabiliyor. SISTEMLE KAZİNIlAN " 'Jl ı HEDEF / SONİ 4MPA DuZELT.u&SiZ ! ' MEDEP betteki yanılgı payı büyumektedir. 3100 km. menzilli olan Cruise füzelerinin hendikapı saatte 900 km. gibi az hız yapabilmesidir. Bu hız hem düşman füzesi tarafından ya kalanıp imha edilmesine hem de düşmanın elektronik aygıtlannca yolunun değiştirilmesine yol açabilmektedir. Fakat radar tarafından görülmeyen alçakhkta uçması ve TERCOM sistemj sayesin; de yanılgılan kendi kendine düzeltme özelliğine sahip bir duruma getirilmesi dezavantajlannı avantaja çevirmektedir. Yaşayarak Öğrendiklerimizi de Değerlendiremiyoruz Müşerref HEKİMOĞLU 1974 temmuzunu anımsıyor musunuz hâlâ? Ne gü » zel bir yaz yaşamıştık, ne sıcak bir yaz. Isı umurumuzda değildi, sevgiyle kaynıyorduk, mutluluklo. Aradan yaınız altı yıl geçti, ama o güzel olaylar renkleri solmuş fotoğraflar gibi bugun. Belleğimızi eşeleyınce acıyla gülürrsüyoruz. Genel Kurmay Başkanıyla Başbakanın öpüşmesi, ordu ve halkın bütünleşmesı, br karartma gecesind* Dir kibrit bile çakmayan milyonlar, ülkeyi saran karanlık bir kuyruklu yıldız gecmiş gibi aydınlananlar, dünya kamuoyunda Türkiye'nin yarattığı yeni izlem. Ankara'ya taşınan yabancı devlet adamlarına karşı karariı, tutarlı politikamızı anlatırken gostsrdiğimız direnç, nasıl böylesine gerilerde kaldı. o güzel boyutlardan nasıl böylesine cüce boyutlara gelebildik, dıye şaşkına dönüyor ınsan O Kıbns çıkarmasmda alevi, sunnî aynmı var mıydı, adaya giden birlikler ülkenin bütünlüğünü, bölünmezlığinı en güzel bıçimde hissettırmıyor muydu? Avustralya'ya, Almanya'ya, Kanada'ya gıdenler gen dönmek, Türkiye'de yaşamak, çahşmak özlemini duymuşlardı birden, içerde ve dışarda mutlu bir tırmanış içindeydi tum Türk vatandaşları... Şişmi bu o'ayları böylesine uzak hissetmek acı gercekten. Ama 70*!i yıüarda daha nıce acılar, kırıklıklar yaşadık değıl mı? Kıbns Barış Harekatının yıldonümü ılgınç bir güne rastladı bu kez. Çankaya'dc Atatürk ıle ilgili bır doruk toplantısı vardı... Cumhurbaşkanı Vekili Cağlayangıl, Başbakan Demırel, CHP Lıderj Ecevit, Ankara Üniversitesi Rektoru Prof. Turkân Akyol. Bakanlar, bilmem kimler: ulusal bir komıte oiuşmuş, Ataturk'ün 100. Doğum Yıldönümünü kutlama hazırlıklarını görüşuyorlar. Atatürk'ün kurduğu Ankara Ün:versıtesinin ilk kadın Rektörü Prof. Turkân Akyol toplantıdan cok umutluydu. Bu toplantı bir barış diyaloğu sağlar diye duşünüyorum, Atatürk'ün 19 Mayıs'ta doğduğunu benımsemek guzel bir olay. Bir çoğrı. Genclık bayramımız başka bir onlam kazanıyor artık. Cocuklarımıza borış icinde yaşamak yolunu acmalıyız bu olaydan yararlanarak. Cankaya'da toplananlar 1981 yılındakı kutlama toreninl konuşadursun, saatier onbıri geçerken eski Başbakanlardan Prof. Nıhat Erim'in öldüruldüğü duyuldu Ankara'da, Erım, istanbul'da, Kartal'ın Dragos tepesindekı evınd&n deniza gıderken vurulmuş, yanında koruma polisi, kurşunlar onun yaşamını da bitırıyor bir anda... İnsan belleği korkunc, birden neler canlandı gözümde, Erim ile enştem Enver Kök arasmda gecen konuşmalar, Yenisabah gazetesinde Sefa Kılıçlıoğlu'nun odasında haftanın beili günlerinde Ankara'dan gelen Nıhat Erim ile söyleşıler. 27 Mayıs'tan sonra mılli birlikçilerle Erim arasmda sabahlara dek süren bir tartışmada Inönü'nun tarihsel kişliğiyle karşımıza dikilişi, 12 Mart öncesi ve sonrası konuşmalar, sonunda Erim'in Ankara'da, Cinnah Caddesindeki evini bırakıp İstanbul'a gidişi... Dragos tepesinin de siyasal bir yerı var tarilvmizde. 1950 den önce CHP Iktidarı döneminde kurulmuştu Drogos yazlığı. CHP'nin büyük başları yazın o tepede buluşur. Marmara'ya karşı tatil yaparlardı. Demokrat partının büyük başları ise Boğazı kucaklayan Kalender tepesini seçtiler tatil icin. O yazlık evlerin duvarları konuşsa ne ilginç şeyler öğreniriz kimbilir.. Yıllar boyunca Dragos gerıledl, Kalender gelişti şenlendi, ama şu anda İki tep& ds ölüm sessizliğinde. Ülkemizdekı tüm tepelerin ordından güneş nasıl doğacak, nasıl botacak kimse kestlremiyor. Guneş, ay, deniz kana bulanıyor her gün... Dragos plojı kana bulanınca gözler Cankaya'ya çevrilerek yorumlar başladı boşkentimizde. Ulusal komitenin gündeml değişlr şimdl, Atatürk'ün yurtta barış dünyada barış ilkesinin doğrultusunda kanlı tırmanışları durduracak görüşmeler yapılır. Tüm yetkililer Cankaya'da şimdl, daha uygun bir ortam bulunamaz. Bu yorumlar özlemler doğrultusunda oluşuyordu gaüba, doğru çıkmadılar. Cankaya toplantısına katılanlar donuk yüzlerle ayrıldılar Köşkten. Haber aynı anda Cankaya'ya ulaşmış ama Başbakan Demirel kâğıdı okuyup osbine koymuş. Olabilir, o anda Atatürk ile ilgili bir toplantının havasını dağıtmak Istemedi belki de. Ama sonra? Toplantı bitti, sayın Başbakan haberi bildirince Cankaya'da yeni bir doruk toplantısı yapılamaz mıydı? Toplantının Cihat Baban, Metin Toker, Muslih Fer ya da Enver Ziya Karal gibi üyelerine dönerdi Başbakan. Buyrun siz gidln, bizim görüşecek sorunumuz var, diyemez miydi? önemll Wr Pershing 2 füzeleri Pershing1 füzelerinin geliştirilmiş şekli olan Pershing2nin özelliği balistik füzelerin süratine sahip olmasına karşm. hedefe 16 km. kala harekete geçen radanyla Cruise füzesi gibi TERCOM'la çalışmasıdır. Cruise gibj alçaktan ve ağir yol almayan Pershing2 füzesi, hedefe 16 km. kala, sahip olabilmektedir. Böylece, çalışan radanyla hedefi algılamakta ve son 16 km.'de duruma göre kendini ayarlamaktadır. Sahip olduğu aşın sürat nedeniyle hedefi vurmadan geçmesj söz konusu olduğu takdirde geri dön mekte. tur atmakta, engellere kendini uydurmakta ve yalnızca 40 metrelik bir yanılgıyla hedefi bulmaktadır. Peıshing füzesinin menzili 250 km.'dir. Cruise füzeleriyle Pershing2 füzelerinin Avrupa'dakj NATO topraklanna ya da deniz üslerine yerleştirilmesi Avrupa'daki füzeleri yalnız «Modern»leştirmekle kalmayacak yeni bir «füze kuşağı» getirmiş olacaktır. ABD'nin geliştirdiği bu tür füzelere Sovyetler'in SS20 füzelerinin çok başlıklılannı geliştirerek karşılık verebileceği sanılmaktadır. adlandınlan Cruise Tomahawk yalnızca 5,5 metre uzunluğunda ve yanm metre genişliğinde bir füzedir. Avrupa ülkelerine ABD'nin 464 adet vereceği bu füzeler denizaltından atılabileceği gibi çok hafif oluşu nedeniyle bir TTR kamyonundan da atıla bilir. Ağırhğı 1.5 tonu geçmeyen Cruise füzesinin tahrip gücü ise 250 kilotona eşittir. Hedefe isabet oranı «Cruise füzelerinin en önemlj özelliği TERCOM sis temine sahip oluşudur. TER COM (Terrain Contour Matching Technique karşılaşılan arazi durumuna uyma tekniği füzeye önceden sağlanan verilere yol boyunca ters düşen durumlar çıktığı takdirde füzeyi yeni durumlara ayarlama sistemidir. Şöylekj TERCOM sistemi sayesinde füze normal süratini, normal yüksekliğini yeniden kazanabilmekte ve hedefini ancak 100 metre şaşırarak bulabilmektedir. Yol boyunca çıkan engeller yüzünden TERCOM düzeltmeler yapamadığı oranda hedefe isa BERABER GÜLDÜK BERABER AĞLADIK 5 " ngiliz makamlannın, Kıbns'ta çıkardıgı her türlu güçlük, Kıbns'taJci Türk kııruluşlannı yıldıramıyacaktı. Mustafa Kemalcilere yardım edebilmek için yardım kampanyasını hızlandınyor; Lefkoşe'deki çabalarını, köy ve kasabalara da mal etmenin rr.utluLuğunu yaşıyorlardı. Bir yandan «Lefkoşe Muhacirini îslamiyeye Muavenet Cemiyeti», müsamere düzenier. Aka Gündüz'ün «Muhterem Katil» gibı pıyeslerini oynarken, öte yandan da Ahmet Cenıali efendi gibi sinemacılar da, dernek yararına film gösteriyor; gençler, Lefkoşe, Baf ve Lsymosun'da Kurtuluş Savaşı göçmenleri yararına temsil ve tiyatrolar sunuyordu. Aynı dernek için Gönyeli ve Piskobu köylerinde bagışlar toplanıyor, hanımlann armağan ettikleri b'r çok değerli eşyayla Magosa'da düzenlenen eer gideki satışlardan maddî yanm sağlanıyordu. İzzet Rıza YAUN I t £& •W~Vİ* «> ^ • ıbns Türk kadınlan da, kuşkusuz boş duramazdı, ulusal kavramlarla ilgili onı.T yanşında... İlkin Baf hanımları, rnüsamere hazırlıyor; bunu, Magosa ve Leyrıosuniu hanımlann müsamereleri izliyordu. Hanıınlaraı davraruşlarından en ilginci, doğum verim olan Peristerona köyü öğretmeni Lâtite hanımla ilgiliydi. Lâtife hanım, kaçgöç""n a^ır bastığı köyde. oynanacak piyesi kendisi yazıyor; komşu köylerden aldığı hanım oyuzıculsrla 1921 Mart'ınuı sonlanyla Nisan ayı başlarında. başanh bir temsil sunuyordu. 1921'in ilk yansı, 1920 yılı sonlannın arkasından, Kıbns Türkü için, sanki, «Anadolu1daki kardeşlerinin yardımına koşma» sürecıydi. Cünkü bu tutum, Kurtuluş Savaşı boyunra amacını yitirmiyecek; Kurtuluş Savaşı sonur.a dek sürecekti. «Zafer» sonrası, Kıbns Türkünün Atatürk Devrimine uyum ve desteğiyle katin sürecidir. TÜRK KADINLARI PİYES YAZIYOR K Dünyada silahlanma için dakikada I milyon dolar harcanıyor 1945 79 yıllorı arosında meydana gelen 130 ic ve ülkelerarası savaş özellikle Üçüncü Dünya ülkelerınden 81 'ini kcrıştırmıştır. Bu savaşlardan 12'sı doğal kaynaklarm harcanmasına neden olarak cok büyük zararlar vermıştir. Savaş en büyük ve korkunc zarannı insanlar üzerine göstermiştir. Gecmiş savaşlar aynca doğrudan veya dolaylı olarck doğadaki dengeyi bozmuş ve tarımı değişime uğratmıştır. Bu arada bırcok savaş ekili alanlara da zarar vermiştır. ikinci Dünya Savaşı kısa sürede olarak 10 ülkenin tarımsal üretimıni % 38 oranında etkilemıştir. Savaşlarda kullanılan yeni tip sılahlar ekili alanlara daha da fazla zarar vermektedir Vietnam'daki savaş sırasında yeni sitahlar 1500 kilometre karelik ormanın tümüyle ve 15.000 metre karelik ormanlarrn ise kısmen yok olmasına neden olmuştur. Askeri harcamalar 1900 yılından bu yana otuz kat ortmıştır Askeri harcamalar için yılda 400 milyar dolar sarfedilmektedir. Bu da dakikada yaklaşık 1 milyon dolar etmektedir. SHahsızlanma yanşı devam ederken silahlanma icin bu denli para harcanması şaşkınlık uyandırmaktadır. agosa gençleri, Magosa Kız Mektebi, Limasol Türk Kulübü. Baf, Anadyu köyü, Magosa Kardeş Mahfeli, sanki müsamere. tiyatro ve bağış yanşı içindeydi. Tüm çabalar, oyunlar öncesinde yapılan konuşma >re okunan yiğitlik şiirleriyle. Kıbns Türkünün. Anadolu Türküyle birleşen yazgısmda, dayanışmaya yönelik oluyor, temsillere giriş ucretleriyle sağlanan maddi yardım, perde aralarında artırmaya çıkanlan eşyayla büyük tutarlara ulaşıyordu. İngiliz yönetiminde bulunmanın ezilmişlik duygulanna karşın, Anadolu Türkünün içine düsürüldüğü ortamın acılarmı paylaşmak isteyen bir avuç Türk. Namık Kemal'in «Vatan yahut Silistre» adlı yapıtına sanhyor; anayurttan uzak kalmışlığını, kopmuşluğunu, bu yapıtla unutuyordu. Larnaka'lı gençlerin, bu eseri seçerek. 30 aralık 1921 akşamı hanımlara, ertesi akşam da erkeklere temsil etmeleri, Larnaka, Namık Kemal'in Kıbns'a gelişinde ilk ayak bastığı yer olduğu için, yeni bir heyecan kasırgası yaratıyordu. Bu heyecanı, aynı eseri. 3 ay sonra, yine Kurtuluş Savaşı göçmenleri yaranna, 14 Mart'ta hanımlara, 20 Mart'ta erkeklere sunan Lefkeliler de yaşayacaktı. VATAN YAHUT SİLİSTRE OYNANIYOR M ATATÜRK, KIBRIS TÜRK BASININA YARDIM EDİLMESİNİ İSTEDİ Ağaoğlu Ahmet'in Söz gazetesi müdürüne gönderdiği mektup... TBMM HÜKÜMETİNİN KIBRIS TÜRKLERİNE TEŞEKKÜRÜ Mıllet Meclisi Hükümeti'nin Matbuat ve İstihbarat Müdüriyeti Umumiyesi'nden gelen mektupla ortaya çıkıyordu. ürkiye Büyük Mıllet Meclisi Hükümeti Matbuat ve İstihbarat Müdürü Umumisi Ağaoğlu Ahmet imzasıyla, söz konusu «endişe. korku ve vicdan azabı ile azap duyan» «Söz Gazetesi Müdüriyeti Aliyesi»ne gönderilen mektup. «Kıbns Türk ve İslâm âleminin, ulusal davaya gösterdiği yakınlık ve içten yardımdan ölçüsüz duygulanmışlığı duyuruyorau. T TÜM İMAM VE H ATİPLER YARDIM ÇAĞRISINDA BULUNUYOR lanması ve cami günlerinde bir bağış defteri açılmasına oy birliğiyle karar verilmesiydi. u arada, Hilâli Ahmer dergisinin önerisi üzerine. bayramların ilk günlen ile Cuma günleri, Hilâli Ahmer günü ilân ediüyordu; Kurtuluş Savaşımızm yiğit ve felâketzedeleri için cami girişlerine bağış kutulan konuluyordu. Anadyu köyünde, «1922 yılı Ramazan Bay ramının birinci gününe rastlayan pazartesi sa bahı, camii şerifte mevlüdü şerif kıraat ediliyon istiklâli millimiz uğruna fedai can eden şehitlerin ruhlanna ithaf olunuyor»du. «Köy Muallimi» Mustafa Sıtkı Efendi, o günkü anlatımla, «mevkij hitabete geçerek, hükümeti milliyemizin hali hazırdaki mevkiini ve Yunanilerin icra edegeldikleri mezalimj bir lisanı suzişle (yanık ve acıklı bir dille) mufassalan zikrederek bu cinayete merhemsaz (merhem sürücü, çâre) olabilmek emeliyle, Hilâli Ahmer mecmuasının yaptığı teklif üzerine, cuma ve bayram günleri Hilâli Ahmer menfaatına, yer yüzündeki bütün müslümanlann cem'i ianaya mübaşeretleri, müdafaai istiklâl namına en mübrem ve mukaddes bir vazifei milliye olduğunu» belirtiyordu. Bunun sonucu da, beraber gülüp, beraber agladıklan kardeşleri için bağış yazmaya baş CAMİ GİRİŞLERİNDE BAĞIŞ KUTULAR1 B ütün imam ve hatiplere de, camilerde, halkı Hilâli Ahmer'e yardıma isteklendirme yönergesi veriliyordu. Bütün Kıbns, artık köy köy, kasaba kasaba, Anadolu ve Mustafa Kemal için, her bayramın birinci gününde Kızılay'a bağışta bulunur, kurban derilerini bağışlar, arife geceleri camilerinde mevlut ve hatmi şerif okutarak şehitlerin ruhlanna armağan eder olmuştu. Kıbns'taki yardım çagınlan bitecek gibi degildi. Üstelik Kıbrıs'taki Türk toplumu, Birinci Dünya Savaşı'nm ekonomik baskısı altmda güç günler geçiriyordu. Bununla beraber anayurdun Kurtuluş Savaşımına katkıda bulunabilmek için yeni yöntemler saptıyordu. Örneğin, •hak yoluna oruç tutarak o günkü yiyeceğini, bu hayırh amaca ayırma» önerilerine hemen uyuyor, «mücahit ve muhacir kardeşlerine, din ve vatan için ibadet olmak üzere yardım» a koi şuyordu. B ustafa Kemal Paşa'mn, savaşımcı gazeteCi ve «Söz» gazetesi müdürü Remzi Okan' ın kişiliğinde. Kıbns Türk toplumuna teşekkürü, Anadolu Türküyle beraber gulüp, beraber ağlayan Kıbns Türkü için, tarihsel bir •Şeref Tacı»ydı. «Hâkimiyeti Milliyenin Yazı işleri Müdürlüğünde bulunan Naşit Hakkı Uluğ'un da anlattığı gibi, «Mustafa Kemal, Kıbrıs'taki Türk halkının dili il e gazetelerinin yayınını sürdürmesini özlüyor»; «Önceleri her üç ayda bir. sonralan iki ayda bir, az da olsa belirli bir paranın, İstanbul'dan. özel bir adresten Lefkoşe'ye, Söz gazetesj sahibine yollanmasını emretmiş» bulunuyordu. Uluğ'un, «orta boylu, esmer güzeli» olarak tanımladığı v e İstanbul'dan yeni Türk harflerini ahnak için geldiğinde tanidtığını anlattığı Remzi beyin, «anayurdu, harf devriminde de, gecikmeden ayak uyduran girişiminden, Büyük Gâzi memnun olmuş; hem de, adına ilgilenilmesini emrederek, kendisine iletilmek üzere bir de kapalı zarf verdikten sonra, Kıbns'ta Türk dîli sönmemelidir. Kıbns Türk basınma maddi yardım yapmız» demişü. MUSTAFA KEMAL'İN KIBRIS TÜRKÜNE ŞEREF TACI Demedi, Bakanlar Kurulunun olağanüstö toplantısına gitti. Ama o olağanüstü toplantıda Nihat Erim'in öldürülmesini kınamakla yetindü... Kimbilir Kâmile Erim'e cekilecek başsağlıyı telgrafı da o olağanüstü toplantıda kaleme alındı belki... Pekiy, ya CHP Gene! Başkanı? Cankaya'da haberi öğrenince bir öneride bulunamaz mıydı acaba? Sayın Cumhurbaşkanı Vekili, sayın Genel Kurmay Başkanı, sayın Başbakan biraraya gelmişken bu sorunu görüşelim, artık kaybadecek dakika yok, diyemez miydi? Ya da Cumhurbaşkanı Vekili, İki lideri yemeğe cağırmak icin kao> gün bekliyeceğine o anda bir girişimle Türkiye'nin gündemindeki trir numaralı sorunu Cankaya'da masaya getirerrez miydi? Genelkurmay Başkanı da uyarı mektuplarımn sözlüsünü yapamaz mıydı bu masoda? Silâhı eline alan sokağa cıkıyor. önüne gelenı vuruyor, öğretmeni, öğrenciyi, işcryi, iloe başkanını. panamento üyesinl, eski başbokonı, DİSK yöneticisini... beili bir amacı var bu cinayetlerin, toplumun her kesiminde bir rahatsızlık, tepki yaratmak, karmaşaya yol açmak istiyorlar. Bu yoıu kim kapayacak, nasıl kapanacok, Türkiye'nin gündemindeki bir numaralı sorun bu. Miyop kişiler gözlerini açsın biraz. akılcı bir çizgiye yönelmekte daha cok gecikmesinler. Cami avlusunda cenaze namazı kılınırken «faşistler dışarı» diye bağırmok neye yarar!... Devlet güçlüdür, demek neye yarar, bu cinayetler 1974 affından kaynaklanıyor diye özürler bulmak neye yarar. Asıl olan devtetin gücünü gercekten hissettirmek, cinayetler nerden kaynaklanıyorsa, icten, dıştan, sağdan, soldan sorunu sağhklı biçimde ele almak. Sakat yöntemlerle, saçma sözlerle değil!... Devlet adamının önemi ve boşluğu her gün biraz daha cok anlaşılıyor ülkemizde. Kolay değil devlet adamı olmak, bir yanlış tüm yaşam çizgisini gölgeliyebiliyor. Prof. Erim'in cizgisi nasıl başladı, nasıl bitti bakın. 1950'lerde, 1960'larda iki büyük partinin ışbirliğinl savunurdu durmadan. 1970'lerde bir onarım hükümetinin başbakanı olarak cıktı sahneye. Beyin kabinesi kurdu, ama cok gecmedi, onbirler patlayıverdi kim olanlar karşısında genç beyinler işleyemez auruma geldi. İstifayı basıverdiler. İnsan şaşırıyor, bunca deney birikiminden sonra hala gerçekleri görmemekte direnenleri anlamıyor, birakalım dünyadaki örnekleri, evimizde, ocağımızda yaşayarak öğrendiklerimizi bile değerlendiremiyoruz. TBMM HÜKÜMETİ MEKTUBUNUN METNİ YAYINLARIN ULUSAL DAVAYA UYGUN OLUP OLMADIĞI KORKUSU u yazılan bir yandan inançla yazan Turk basını, bir yandan, «savaşta komutanının buyruklannı almaktan yoksun bir nefer gibi, Ankara ulusal hükümetinin temel attığı gündenberi, her an büyük başan elde etmesiyle anayurdu kurtarmasını can ve gönülden dileyip yalvarıyor», bir yandan da, «bu yayının ulusal davaya uygun olup olmadığını bilemediği, günün birinde bunu bozar biçimd6 birşey yapılması endişe, korku ve vicdan azabı ile» rahatsız oluyordu. Oysa «yiğit ve zulüm görmüş ulusumuzun büyük savasmda bu hizmetin yararlı geçtiği ve ulusal davaya uygun olduğu», Türkiye Büyük B TBMM Hükümeti'nin Matbuat ve İstihbarat Müdüriyeti Umumiyesi'nden 21 ağustos 1922'de gönderilen ve 16 eylül 1922 tarihli «Söz» gazetesinde de yayımlanan «teşekkür mektubu» nun metni şöyleydi: «Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Matbuat ve İstihbaratı Müduriyeti Umumiyesi Matbuat Şubesi. Ankara, 21 Ağustos 338, Kıbns'ta Lefkoşe kasabasmda münteşir Söz gazetesi Müdüriyeti Aliyesine. Anadolu her türlü mevani ve müşkülâta göğüs gererek hayat ve istiklâlini teminden ibaret olan gayei mukaddesasma doğru azimkâr ilerlerken dâvâi millisine karşı Türk ve İslâm âleminin göstermekte olduğu teveccüh ve müzahereti samimaneden fevkalhad mütenassis bulunmaktadır. Bu yüksek alâkanın husul ve idamesinde kıymetli bir âmil olan neşriyatı vatanperveranenizden dolayı bilhassa razı teşekkür eder ve mücahedatı meşkürenizde devamınız ricasiyle teyidi ihtiram eylerim efendim. Matbuat ve İstihbaratı Müdüri Umumisi Ağaoğlu Ahmet.» ABD ekonomisindeki gerilemenin bu yıl sonunda durması bekleniyor rikan ekonomisindeki hızlı gerilemenin eklm ve oralık ayları arasmda durmaya başlayacağı bildirilmiş ancak bunun ekonomide rahatlık anlamına gelmeyeceği belirtilmiştir. Amerikalı ekonomistler, gerilemenin durmasının daha sonra gelecek ekonomik toparlanma kadar önemlı olmadığını söylemişler, 1981 yılı başlarında yavaş yavaş başlayacak ekonomik toparlanmanın hızının vergılerde yapılacak indirimin zamanına bağlı olarak artabileceğini belirtmişlerdir. Amerikalı ekonomistler, ekonomide toparlanmanın başlaması halinde bıle işsızlik sorununun devam edeceğini söylemişlerdir. Üc ay önce işsizlik oranının yüzde 6.2 oranındo olduğu ABD'de halen bu oranın yüzde 77 olduğu ve önümüzdeki aylarda yüzde 9'a kadar yükselebileceği bildirilmiştir. VVASHINGTON (a.a.) Ame YARIN: Süveyş Kanalı Tutsaklan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear