25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
c:; CUMHURİYET 5 HAZIRAN 1980 Batı Avrupa ABD'ye meydan okuyor • Son uluslararası siyasal gelişmeler yalnızca DoğuBatı ilişkilerini gerginleştirmekle kalmayıp, ABD ile Batı Avrupalı müttefikleri arasındaki dayanışmayı da hemen hemen tümüyle yoketti. mış ve hıç bır Batı Avrupa 01kesı, Iran'la tıcarı bağlantılarını kopartmak istememıştır. Bu ko nuda en carpıcı ömeği Ingıltere oluşturmuş, Amerıkalıların rehın alınmalarından bu yana tABD'nın Avrupa'daki sesı» du rumundakı Londra hukumeti. süreklı olarak Batılı ülkeleri İran a yaptırım uygulomaya cağırrrış, ancak yaptırım u>gulanması soz konusu olunca da Ingıltere'nırt Iran'la tıcaretınde en az zarara uğramasını sağlamak ıç.n elınden gelenı yapmıştır ANKARA... ANKA SEVGİYLE HERŞEY KOLAYLAŞIR Müşerref HEKİMOĞLU Batı Avrupa'mn ABD'den bağımsız bir siyasal güç oluşturmasını sağlayabilecek son gelişmeleri, Sovyetler Birlıği de memnunlukla karşılıyor. 2 ran ve Afganıstan olaytaI rının yolactığı gelışmeler, yalnızca Doğu Batı ılışkıtennı gerginleştirmekle kalmayıp, ABD ıle Batı Avrupalı muttefıklerı arasındakı dayanışmayı da hemen hemen turruyle >okettı Batı Avrupa ülkelerının, İran'a ekonom'k yaptırım uyguionması ve oiimpıyatıarın boykot edılmesı gıbı konularda ABD'nın ıst&klerını yerıne getırmemelerı Beyaz Saray'da tepkıyie karşılanırken D'estaıng'ın anı olarok Breınev'le buluşması ve Batı Avrupa ülkelerının Ortadoğu sorununun cözumu konusunda ınısıyatıfı ele almak OLİMPİYATLAR ABD'yı sıyasal demeçlerde desteKleyen Batı Avrupalı lıderler, uygulamada kendı bıldıklerını okuyorlar. istemelerl. Batı Avrupa'nın ABD'ye meydan okumaya başladığı bıcımınde yorurrlara ne den oldu Sıyasal gozlemcıler bu gelişmeleri Batı Avrupa'da ABD'den bağımsız bır sıyasal guc o'ma yolundakı çabaların son uluslararası sorunlorın da katkısr>Ha olumlu sonucları olarak yarumlarken, Sovyetler Bırlığı'nın de bu gelışmelen memnunlukla karşıladığı kaydedılmektedır Batı Avrupa'nın ABD'ye başkaldırdığı ve taratlar arasında surtuşmelere yolacan konular şu noktolarda toplanabılır: • Başkan Carter'm Afganıstan olayları nedenıyle Olımpiyat ların boykot edılmesı çağrısına da Batı Avrupa'nın bellı baslı ulkelermden, Batı Almanya'nın dışında uyan olmamıştır. Başkan Carter'e başlangıcta bu konuda da destek veren İngıltere ve Italya, sonunda sporcularını Moskova'ya gondereceklerını açıklamışlardır. İRAN'A YAPTIRIM • AET ulkeleri, iran'da Amertkalıların rehın alınmalarından bu yana ABD'nın polıtıkasını da meçler ve bıldırılerle desteklerrışler, ancak ış ekonomık yaptırım uygulamaya gelınce, ekonomık çıkarlar ön plana geç P rof Türkon Akyol'un rektörlüğünü duyunca Mumtaz Soysal ın sozierı çınladı kuiağımda, umutlandım, mutlandım. Dunyayı kadınlar yönetse buyuk bır devrım olur, dıyor Soysal, bu devrım, Lenın ve Ataturk d.evrımlerınden çok öteye gıderdı... Ecevıt v 9 Demırel dryaloğunu tartışıyorduk. Bu dlyologdan umutlu değ,ld, hıç k,mse Turkıye'nm gundermndek. gerçek sorunlar bu dıyalogda yer almazsa ne Deklenır,,. Blri soyls dedı: Ikı çocuksuz lıderın dıyaloğu hic bır zaman. üretken olomaz DESTAİNGBREJNEV BULUŞMASr • ABD'nın Olımpıyatkjra katılma kararlan nedenıyte Botı Avrupalı müttefıklsrıne karşı kırgınlığı surerken, D'estaıng'ın anı olarak Varşova'ya gıdıp Sovyet Lıderı Brejnev'le buluşması, Amerıkan yonetımı ve basınında bır borrba gıbı patlamıştır Carter yonetımının Sovyetler Bırlığı'nı dıplomatık alan da tecrıt etme gırışımlerınde bu lunduğu gunlerde gercekleşen bu buluşma 8eyaz Saray'da sert tepkıyle karşılanmıştır. Bıl.ndığı gıbı D'estaıng, Afganıstan olaylarından sonra Breınev' le gorüşen ılk Batılı lıder olmuştur D' Estaıng'ın gezısınm ardından Federal Almanya Başbakanı Helmut Schmıdt de bu ayın sonunda Breınev'le buluşmak uzere Sovyetler Bırlığı'ne gıdecektır | | I I • I «DUYDUKLARINIZI, HİÇ BİR VAKİT DUYAMAYACAĞINIZ BİÇİMDE YAZIP KENDİ KENDİNİZE İFTİRA EDİYORSUNUZ, BİLMEM BUNUN FARKINDA MlSINIZ?» «KİTAPLAR, BU KİTAPLARA ALINAN HlKÂYELER, ROMANLAR YAŞAMI DOĞRU YANSITABİLDİKLERİ ÖLÇÜDE DEĞERKAZANIRLAR» Blroz ocımcsız bır yargı ama, çocuk bır duyguyu sımgelıyor Asıl olan sovgı, dunyaya, ınsanlara sevgıyls bakabılmek, yureğınız sevgıyle çarpıyorsa, ana olmasonız da ölen, kurşunlanan delıkanlıların acısını llıklerinıze kadar hıssedebılırsmız Akları, karaları, sarılarıyla tum çocuklan kucaklayabılırsınız Ulkemızdeyse bır sevgı bunalımı var, oteki bunalımlar sevgısızlıkten kaynaklanıyor bence Bırbırımızı sevmlyoruz ot gıbı bır yaşam Çok kişının kalbı, yureğı olduğundan kuşku duyuyor ırtsan. Ankara Unıversıtesınin secılmış !lk kadın Rektörü Turkan Akyol'u umutla selomlıyorum ben. Bır kadın, bır ana, bır doktor olarak unıversıtede barışcı bır rüzgar estıreceğıne ınanıyorum Sorunlara yumuşak, ama yureklı bır yakiaşım olacak Nasıl boylesıne lyımsersın, dersenız. sevgıyle herşey kolaylaşır Akyol'ları yakından tanıyorum, Turkan Akyol sevgıyle bakar dünyaya, cocuklarını sever, cıceklerı sever. resım sever, müzlk sever, en güzelı kodınhâını sever Bu sevgılerın yenl yuklendığı görevde daha sevecen boyutlara ulaşmasını dılıyorum ben. Rektörlük seclminde yaşanan olaylar da rKryll dOşündurücu Turkan Akyol ıcın cırkın kampanyalar da yapıldı Ama geçerh olmadı. Seçımı büyuk farkla kazandı O kampanyalaro karşı «Tek yol Akyol» dıye sloganlar da var O sloganlar bır umudu sımgelıyor belkı de. Turkon Akyol'un belll bir kışılığı var 12 Mart'ta bakan oldu ama, 12 Mart bakanı olmadı hıç bir zamaa Oyunun ıcyuzunü öğrenınce sahneden uzaklaştı. 12 Mort donemınde onbırlerın ıstıfası dıye bır olay da var, Akyol da onbırlerden bırı Sağlık Bakanlığında da bellı bır savaş verdı. llaç sanayıcılerı az uğraşmadılar ilk kadın bckanımızla. Ama o yüreklıce dırendi Şımdl de yürekli savaşiar beklıyor onu Oran'dakı evınde kutlamo tetefonlanno vardığı yanıtları dınlerksn bu savaşa ıctenlıkle hazır olduğunu hısssttım Turkıye'nm her koşesınden seslenıyorlardı Ankara Unıversıtesınin kadın rektorune. Eskı dostlar, öğrercıler, analor, babalar... Umutlu bır seslenıştı bu. Akyol'un sesı de tıtnyordu konuşurken Yaşadığımız ortamda sesı tıtreyen, yureğı çarpan, sevgıyle, coşkuyla dağ an devırecek gucu hısseden kışıler gıderek azolıyor. Tersıne bır cok gorevlıyi bır sağırlık, vurdumduymazlık ıcmde görüyoruz değıl mı? EHerı tıtremeden ne sozleşmeler ımzalıyorlar, ne bildirıler yayınlanıyor, nosıl onerılerde bulunuyorlar. Türkıyo'da ne tür oyunlar oynanıyor da adını. yazarını, yönetıclsını bılmezlıkten gelıyor cok kışı seyırcılıkle yetınıyor. Olke sorunlannı tartışırken bir dostum şöyle bır benzetme yaptı. TOrkiye kafesde bfr kurban, cevresınde de b!r cok aslan, ama tırnaklannı geçıremıyorlar henüz... Herkesın aklından gecenı ben de sordum Kurbanı boıerlerse tırnaklannı daha kolay geoırmezler rr»ı' Çok sağlıklı bir yanıt verdl Parcalamak kolay değıl, Iran ve Afgan örneğı gözümüzün onunde Bır katran kuyusuna parmağını bulaştıran kışı o karalikton kurtulamaz kolayca. Dünyada yaşanan otaylar da kanıtlıyor bu sözleri. Katran kuyularma uzanon eller, devlenn elîerı de kara parmakları temızlenmtyor kolay kolay Işte Afrıka'da yaşonan olaylar, ışte uzakdoğu olayları, ışte yakın doğu olayları U'kemızın bu olaylar karşısında yerını ve cızgışırtı halkın eğılımlerı doğrultusunda alması gerekır. Ama aldığı söylenebılır mı? Başkanlık seçımlerındekî tıkanıklık, siyasal partilerın ıc sorunlara gomü'up ülke sorunlarına yönelememesl nedenıyle halkın eğılımlerı DOlıtıkaya yansımıyor her zaman, ustüste cekılmıs fotoğraflar gıbı karışık, cetışik bır göruntuye gırıyoruz. Son örneklerden bıri olımpıyatlar Spor olaylan, ötekl olaylardan soyutlanarrıaz elbet Sıyasal ortam bunalımlar ıçınde olursa spor da etkılenebılır. Ama barış ıcm etkı'enır dıye spordan vazgecmek gecerlı bır yöntem mi 00000"? Tersıne spora ağırlık vererek polıtlkayı etkılemek daha ıyı değıl mı' Sporda temel oğe devlet değı! Insan. Ote yandan Türk Sovyet dıplomatık llışkilen ottmısmcı vıla ulasmış bulunuyor Afganıstan olaylannı izleyen başka olaylara da taniK olduk son gunlerde. İran olaytarı, Vıyana karşılaşması, Varşova'daki doruk toplanttsıyla o'ayları başka bır surece cekmek cabosı var Başbakon Demıref'ın Gİtmışınc yıldonümü nedenıyle yaptığı konusmada da cok olumlu. Sovyetler Bırllğmden umudu yıtırdığını behrten bır söz yok Tersıne ıkl devletın eşıtlık, egemenlık, kcrşılıklı saygı, ıcışlerıne karışmama ılkelerıne bcğlı kalarak ılışkılennı olumlu bfcımde gelıştırdıklerını behrtıyor. Breınev Gıscard d'Esta.gne doruk toplantıs gıbı yL;muşama sürecını elden kacırmaTiak ıstedığınl yonsıtıyor Kuşkusuz gercekcı bır vaklaşım bu ama bır kac gün önce Moskova olımpıvatlarına katılmamak yolunda alınan karar ıcın aynı şey soylenebıiır mı' Hükümetlerin ciddilığınl seçtiklert tutarlılıkları sımgeler. değıl mı? polıtıkadan çok, ORTADOĞU SORUNU Içtenlikle duymadığınız şeyi niçin yazıyorsunuz?, 2 aşıt yaşam oykusünü şoyle özetlıyordu, «1914 yılında Ceyhan da doğmuşum Annemın adı Azıme Annem Aaanalı dır Başkâtıp Ahmet Rasım Efendı'nın kızıdır Babam da keza Adanalı ve adlıyeye mensup kucuk memurlardan Bekır Sıtkı Efendrnınoğludur, adı Abdulkadır Kemalı Eskı polıtıkacılardandır Halen Adana da avukattır. Benım öğrenımıme gelınce . Okul öğrenımım topu topu sekız yıldır Son Bursa hapıshanesı horıç tutulacak olursa tarramen kendı kendımın hocasıyım Ikı bucuk yıl Nazım Hıkmet'le bırlıkte kalışım yaşamımın yonunu belırledı Fransızcayı onun boyuna te>vık ve ısrarıyla oğrenır gıbı oldumsa da mukemmele varma bır turlu kısmet olmuyor Hayatımda bellı başlı ışım. Adana'da Mıllı Mensucat Fabnkası nda muhasebe memurluğu yaptığım beş yıla yakın süredır Bunun dışında bır zarranlar Beyrufta, Antakya. Hama vesaırede çoğu gunler ışsız ay'ak dolaştım, bır sure ae lokanta bulaşıkcılığı, garsonluk ve matbaa ırgadı olarak çalıştım Sonra memleket burnumda tüttu Anamı, babamı, karaeşienmı gurbette bırakıp vatana dondum Vatana donmemle beraber bende okumak, oburca, rastgele, bıtmez tukenmez bır Iştıha ıle okumak hevesı uyandı Aradan çok gecmeden (yazı yazmak) arzusunu gıttıkce artan bır hastalık halınde duymağa başladırr Yazarken heyecaniar, nobetler, muthış sınır kasırçası benı kaplıyor, ne yapacağımı. nıcın yazdığırm, yazmaktan maksodımm ne olduğunu bılmeden ha bıre, alabıldığıne yazıyordum. Pek bılınce cıkmomakla bırlıkte kendımde bır «yazar» yeteneğı goruyor. hatta buna ınanıyordum Beş yıllık hapıshane yaşamı benım ıcın mukemrrel bır Inzıva ve kendı kendımı yetıştırmek yolunda olağanustu elverışlı bır ozel okul oldu. R mışlı Nıtekım Nâzım'a duvduğu sevgı ve saygıyı, cezaeyjncen ayniıncaon yazdıgı bır şıırı onun yasiığ r n cltına koyup cıktı «Nâzım Hıkmet e» oaslık lı» şıırı ılk kez 1967 de yayımlanan «Nâzım H kmet Dos^asusrda |May Yaymiarı) yer aldı Şıır şoyled r Nâzım Hikmet'e Sen 'Prometenın çıglıklarım kabakıyım tutün gıbı pıposuna dolu ,rar. ar'jm, sen benım mavı goılu arkidaşım kibıl degıl unutmaır. oen: 26 Eylul 1943 senı yapayalnız öıra'v'o hapıshanede bır uçuncu me >kı ko"iu(>run'jni'i •JU i .yelLen koşncagım memtenete Tren bır gugerçın gıbı çırpınarak ıstasvoni gırecer, gozü vaslı bır genç hadına beş seaenın ardından kocas nı gstırezek O dem kı boş ıertp ıs'asyon halkına yanahlarından operken sevgıhtm ı>en. nsşelı ma\ ı gozlermle ıçırr"1en bana O dem kı yureızten herşey atılacak ekmek kın, hasret fatuıt \azım Hıkmet sen v »feadc kıLometro uzakta kaimana ragmen a\aınLık \uregımın duvanna dayayıp sarı saçh başım, batan bır yaz cuneşı hüznüyle aglatacaksın arkadaşmı' Gunler geçecek ekmek derdı çokeceh omuzlarımıza. Fabrıka Makınalar. Tezgahım1 Sana şeker lıamışı. portakal yollayacağım, karım yun çorap orecek her hafta mektup vazacagız askere almazlarsa eger Vnutabılır mıyım senı0 Tahta kurusu avıkladıgımız hapıshane gecelerım, ve radyoda Şarh Cephesınden haber bekledıgtmız muthış anların kufrunu' Radyonun yanındakı duvara kurşun kalemıyle ' abus msan yüzlerı çızmıştın Unutabılır mıvım sem'> Hala beton malta bovlarında duyuyorum takonyalarınm sesını' Unutabılır mıyım senı hıç"' Dunyayı ve ınsanlarımızı <sevmeqi senden oğrendım hıkâye şnr yazmayı \ e erkekçe kavga etmeyi, senden Bursa 943 Orhan Kemal • Batı Avrupa ülkeleri nedenıyle Carter yonetımının başını ağrıtan dıger bır konu da Ortadogu dur Ortadoğu petrolune bağımlılıkları nedenıyle Orladoğu sorununa gosterdıklerı ilgryı artıran AET ülkeleri, gectığımız aylardo ardı ardına Fılıstınlılerın kendı geleceklerını kendılerının belırlemelerı hakkına sahıp bulunduğunu kabul etrrışler ve Fılıstınlılerın özerklığıne ılışkın ABD Mısır • İsroıl gorüşmelerının ba$ansızlıkia sonuctonmosının ardındon «u sorunun cozumu ıcın inısıyatıfı ele alabı'eceklerını ımo etmışlerdır AET ülkeleri Fılıstınlılerı goçmen sayan 242 sayılı BM karannın değıştırılmesı ve FKÖ' nun de taraf olarak Fılıstınlılerın ozerklığıne ılışkın gorüşma lerde mosa başına oturabılmesi ıcın gırışımlerde bulunmaya hazırlanmaktadırlar Amerıka ve Israıl ıse AET ülkelerının bu gınşımlerını sert tepkı\le karşıla rrakta Israıl AET'nın ımsıyatıfı ele alarak BM'nın 242 sayılı karannı değıştırmesı halınde Camp Davıd anlaşmasını gecersız sayacoğı tehdıdınde bulunurken ABD ıse boyle bır karan BM Guvenlık Konseyı'nde veto edeceâını ve dolayısıyla tasarının BM'den gecmesmın olanaksız olduğunu belırten Avrupalı muttefıklerıne gozdağı vermıştır. Yoksul ülkelerde her 1000 çocuktan f I29 u ölü doğuyor VİYANA, (o.a.) Bırleşmlş Mılletler Cevre Programı, (UNEP), 5 hazıran Dünya Cevre Gunu nedenıyle bır açıklama yapmıs ve cevre koşulları ıle cocukların yetışmesı arasındakı ılışkıyi belırtmıştır. UNEP'ın 1980 yılı ıcin hozırladığı raporda, cocJğun oaha ıvı bır yaşam duzeyıne sahıp olması ıcm daha lyı bır konut, temız su daha az cevre kırlenmesı v e daha cok okul gerektığı kaydedılmıştır. Kolera. tıfo, tıfus ve benzeri bırcok hastalığın nedenlerının pıs su olduğu behrtılen UNEP raporunda Dünya Sağlık Örgütu «VVHOsnun, hastalıklann yuzde 80'ının nedenlerinı, pıs su ve yetersız temızlık koşullanndo yattığını bıldırmesıne dıkkat cekılmekte ve cocukların, toplumun kırlj bır cevreye karsı en oçık. en duyarlı kesımı olusturduğu eklenmektedır. Raporda, sanayıleşmış utkelerde her 1000 canlı doğuma karşı, 15 olum, buno karşılık yoksul Afrıka ve Asya ülkelerin de olum sayısmın ıse, 129 oldu ğu belırtılmış ve tBeslenmeden kaynakianan kansızlık, gelışmekte olan ülkelerdekl cocuğun bas duşmanıdır» denmıştır. UNEP reporunda son olorak, tSorunların yerel duzeyde, bölge bölge ve hükümetlerln gonulden kararlığı ıle cözülebıleceğıne> dikkat çekılmlştlr. NAZIM HIKMET HAPISANEDEN ÇIKT1R1AN SONRA sınız Boylece Beyrufta, yo da Adana da ulkenın bellı bır bolgesındekı ışCi ılışkılennı de anlatıyorsunuz demektır. Cunku aşk denılen evrensel bır ılışkı, her yerde aynı sanılan bır münasebet bıle, gercekte değışen ve dolayısıyle o cevrenın sartlarıyla belırlenen bır sevda ılıskısıdır. Bılmem anlatabıldırr mı Raşıf?» «Pekı, realızm'den ne anlafnamız Iâzım7> ealızm, yani olayı, konuyıı olduğu gıbı. yanı gecmışı, bugunü ve yannı ıle bu zoman parcalarına aıt unsurlarla, yanı akış ıcmde ve bunlara etkı yapacak uretım ılışkılennı de gozeterek vermek demektir Şunu demek ıstıyorum Hıkâyeler, romanlar. yanı kıtaplar sadece yozılmış ve basılmış oldukları ıcın değıl. hayatın bır parcası olduğu ıcm yazılmalı ve okunmalıdır. Bu kıtaplar, bu kıtaplara ahnan hıkâyeler, romanlar yaşamı doğru yansıtabıldıkleri ölçude değer kazonırlar Kıtap ve yaşam bırbırının ıçınde, beraberce vardırlar. Yalan soyleyen, umut kıran kıtaplar vardır Sen, yalan soyleyen ınsonlan sever mısln? Yahut senı karamsarlığa, senı senden nefret ettırmeye calısan arkadaslarla bu dostluğunu surdurur rrüsün?» Raşıt'ın gozlen fa! taşı gıbı acılmıştı cHayır, kesınlıkle » cEh oyleyse dedı Nâzım, o tür yazı yazmaya yonelme o ıcerıktekı Y\tapları okumadan sakın » «Nelerı okumalıyrm oyleyse9 » Nâzım Roşıt icın Istanbul'dan getırttığı kıtaplan uzattı Bun'arı Raşıt hsnüz okumamtştır Vmınal (E Zola) Iki Yenı Gelınırç Hatıralan (Balzac) Anna Karenn (L Tolstov) MasKe |A Cehofl, 6 Numaralı Koğuş (A Çenot) Stepte (M Gorkı) Benım Unıversıtelenm (M Gorkı, Uyandır.lmış Top'ak (M Şolohof). Talkınla Salkım (B Sıtkı Kunt), Bır Şeh nn Ruhu (Sacfrı Erterrı Sı'mdır Şapka Gıyen Koylu (S Er'emj Oeg.rmen (Sabahattın Alı) Kagnı fS A'ı) Ku/uca^!ı Yusuf (S Alı) Raşıt ın gozlen parladı ve yafağıra uzanarak Kağnı'yı aldı IIK kez Nâzım Hıkmet, bır yandan Ibrahırn 8alaban'ı ressam olarak yetışt rmeye calışırken bır yandan aa Raşıt'i hıkayecı ve gıderek romancı oısun dıye eâ> tı\ordu Bu ıkı genc Je N'âzım ın onlatttklarını dınlıyor, ona goro cal<şı/ordu 26 Eyîül 1943'te "3$>t Bursa Haplshanesınden cıktı ıJnü yayılırıs bır başarılı hıkâyecıydı Ama şıırı bırakma B ende *hıkâyecılık»te bl' yetenek gorüp ne yapacağımı bana tavsıye eden adam cNâzım Hıkmet>tır. O benım hocamdır...ı Nâzım Hıkmet. Raşıt'ın şilrlerinl ıtoerbat» diye nıteledıkten sonra şıırdekl ge'eksız görduğu dızeler içın şoyle dıyordu: «Peki, kardeşım bütun b j lâf ebeliklerıne ne lüzum var9 lctenlıkle duymadığınız şeylerı nıcın yazıyorsunuz'' Bakın, aklı başında bır insansınız. Duyduklorınızı. hıç bır vakıt duyamayacağınız bıçımde yazıp komikleşmekle kendl kendınlze ıftıra edıyorsunuz, bilmerr bunun farkında mısınız'?» Raşit de soruyordu: tPekl, ne yapmalıyım slzce'» ıRealist olunuz», dıyordu Nâzım. tBugun Turkıye'de de senın ydşadığın Beyrufta da bir Işci oğlanla bır fabnka işçisi kızla arasındakı sevda ilışkısinl realıst bir görüşle hıkâye edebılır R J YARIN : Mektuplaşma Demirel hükümetl bu konuda hayll tutarsız doğrusu... Ancak asıl olan hükumetlerın davramşı değll ulusların eğılımı Uluslar da barıştan, anlaşmadan yanadır her zaman Bu gerçek karşısında, olımpiyat kararına karşın umutlu olmck gerekır Altmış yıl az bır sure değil, barış ıcmde yoşanryor bu yıllar Altmış yıl barışı koruyotrtlen uluslar gelecege de güvenle bakabılir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear