02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKİ Tîr 2 ! NÎSAN Hcenin içlnde buiunduğu ve gittikçe d*da da kanr.asıklaşma eğüimi gösteren ekonomik çıkmazlardan, «savurganlıgı önleme» genel sloganı ve tuketiml kısmayı amaçlayan önlemlerle, önlem paketlert fle çıkılabileceğini sanmak, akılcı olamamaktan öte. bir aldatmacadır. Bu aJdatmacanın sergilenmesi daha fazl a sürdürülemez, bu aldatmaca ile, gösterilen, ümit verilen sonuçlara gelinemez. Çok kısa bir geçmişte, her evde bir ampul söndürülmesi ile elektrik, karaeye bağlamakla petrol sonınunun çözulsceği sanılmıştı. Bu türden aldatmacalar. olsa olsa çok kısa dönemlerde. tüketim yetersizliğinden kıvranan geniş kitlelerin yoksulluğu bir kader olarak kabullenmelerini ve geçici olarak rahatlamalannı sağlar. Belirtelim ki tükeümi kısarak kalkınmak; politik başan kazanmak; sosyo ekonomik sorunlann üstesinden gelmek olanaksızdır. Tuketim gücü beslenmeyen. tüketime özendirilmeyen toplumlarda sağhkh bir üretim potansiyeli yaratılamaz. Tum üretim sistemlerimizi yıllardir yanlış kurmuş; kötü yönetmiş olmamızın fatyırasını ücret artışlan ile gizleyip, fiyat artışlan ile geniş halk kitlelerine yansıtarak ödetmenin adına da «TÜKETİMI KISMAK» ya da «SAVURGANUĞI ÖNLEMEK" denemez. Ürettiği mal ve hizmetler kendi öz gereksinmesinin çok altında olan bir ülkede genel bir savurganhktan da söz edilemez. Olsa olsa çağdaş boyut ve değerlerle uretım yapabilme becerisizliği; hiç de ulke yaranna olmayan kısır politik didişmeler, üretim faktörlerini ve milli kaynaklarımızı çarçur etme; kötü kullanma, üretim hızını kesen, girişimciyi canmdan bezdiren anlamsız bir bürokrasi söz konusu olabilir. Bugüne dek yapılan, yazılan ve söylenenlerle bulunulan noktaJara gelinmiştir. Gelinen noktalar, özleneru planlanan yerler degilse. yanhş seçimler yanlış degerlemeler yapılmıştır ve yaptlmaktadır. Hızla bu yanılgılara neden olan anlayış, davranış ve çok kısa dönemlerde başanlı imiş gibi görünen aldatmacalardan kurtulmamn yollan aranmalı ve mutlaka bulunmalıdır. Ülke kaynaklanmn. politik yatınmlara aynlabılecek bir yanı kalmamıştır. Aynca ulke gereksinmelerinin bu tür yatınmlarla beslenemiyeceğj de artık anlaşılmış olmalıdır. Bugün ulkemiz insanının umudu temel gereksinmelerinin karşılanması ve daha iyiye gidebilecek yolların tutulmuş olmasıdır. Türkiye içi n daha iyi gelecekler vardır. bu geleceklere giden yollar da bütünü ile kapalı degildir. Yeter kj daha akücı arayışlar ve davranışlar içine girilebilsin. Ö olaylar ve görüşler Tüketimi Kısmak Çare Değil Hasan ERİŞKON Ülke çıkmazlannm odagmda kümelenen sorunlar olarak büyük bir ivme kazanmış olan enflasyon (1), gıttikçe daha da çok açılan ödemeler dengesizliği (2), her yönde sosyo ekonomik patlamalara hazır ve gittikçe artan ışsızlik (3) ve gelir dağılırmmn orta sınıfı daraltan, yok. etmeğe yönelik sonuçlan (4) görülmektedir. Bu sorunlann doğmasında en önemli etken üretim yetersızlıgıdir. Üretim yetersizliği ıse tüketimi kısmakla gıdenlemez. Tüketimi kısmak üretim yetersızliğini hızlandırmaktan başka işe yaramaz, aynca tüketim istenildiği kadar kızılamaz da. Tüketimi kısmak çare de degildir. Üretim yetersizliği uretimi arttırmakla çözülür. Türkiye'nin üretimini özlenen hedeflere doğru arttırabilme olanaklan yeterince vardır, bu olanaklar kısa dönemler içmde kullamlabilir duruma getirilebilir. Üretımin temel girdilerinden biri işgucödür. Ülkemiz işgücü bakımından zengindir. Bu zenginlik üretime akıllıca katılmahdır. İş gücünün üretime en etkin ve gittikçe artan boyutlarda katılabilme ortamı hazırlanabıhr. Bu konuda bugüne kadar yapılan uygulamalar, çıkartılmış yasalar, takmtlmış tavırlar. ışçi işveren ilişkileri. zaman birimine gore ücret, işçilik prodüktivitesi, her türlü eğitim programlan, emekçi sınıf üzerıne oynanan üretim hızını kesen her türlü aldatmacalar gözden geçirildiğinde, gerçekte işgücünun üretime gerçek değerleri ile kakatılmasını sağlayacak çabaların gösterilmediği. hedeflerin doğru olarak seçilip uygulanmadığı ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş endüstriel toplumlarda emeğin satınalma gücünün. aylık gelirlenn. tüketim mallan ve hizmetler türünden ölçülmesi sonuçlan, ülkemiz sonuçlan ile oranlanırsa. üretim tüketim dengesinin ülkemizde 40 50 kat daha aşağı noktalarda saglanabildigj görülür. Bu acı gerçek. bir yandan da üretim gücümüzün daha onlarca kat arttınlabilme olanaklannı da aynca müjdeler. ••• Sendikalanmız yirmi yıla yakın bir zaman aralığı içinde. verdiklen uğraşılaria ortalama ucretlenn en az 20 kat artmasım saglamışlardır. Bu katlı ücret artışlan gerçekte bir başan değildır. Dünyada çok katlı ücret artışlannın gerçekleşmekte olduğu ülkeler, bu kat ne kadar fazla ise o kadar yoksullaşan ülkelerdir. Kat sayı arttıkça aynca işçinin gerçek satınalma gücü artmamaktadır. Bu gerçeğin öbür yanı işverenlerimize çevnlirse. kat kat artan fiyatlann ve kârlann işletmelerin gerçek değerlerine yeni değerler eklemediği görülür. Bu ücret artışı fiyat artışı aldatmacasını sendikalann ve işverenlerin artık bırakmalan bunun yerino daha yüksek üretim tüketim dengesinde buluşmalan gerekir. Daha yüksek dengelere doğru gidilmesi dış yardımlan fazla gerektirmez. Buna karşın, her türlü lç yardımı. anlayışı, özveriyi, bilgiyi. davranışı. tutumu, bütün kurumlann desteğini gerektirir. Daha yüksek üretim tüketim dengelerine gidildikçe. enflasyon; ödemeler dengesi; işsizlik; gelir dağılımı gibi sorunlar kendiliğinden çözülmeye başlar. Bu sorunlann ortak başka bir çözümü de yoktur. Dış yardımlar para politikalan, ekonomik önlem paketleri gibi aldatmacalarla Türkiye'nin temel ekonomik sorunlannın çözülmesini beklemek saflık olur. ••• Üretimin bir başka girdisi de sermayedir. Bir başka deyişle stok edilmiş emek veya tüketilmemiş üretimdir. Yıllardir üretim yetmezliğinden kıvranan ülkede. üretime katıfacak sermaye (tüketilmemiş üretim) süreklj olarak. her türlü kaynaktan arana gelmiş bulunduğunda d a genellikle üretim yerine büyük oranlarda tüketime sunulmuştur. Sermayeyl koruyucu. geliş tlrid, uretime yönelten önlemier. Szendlrmeler yenne. urkütücü, kaçuıcı. birıkımini önleyici uygulamalar, tutum ve davranışlarla, sermaye üzerine yanlış bir politik sömüru ortamı alabildiğine geliştiriüniş bir türlü sermayenin üretim temel girdisi olduğu gerçeği anlaşılamamıştır Haksız kazançlann, bozuk düzenin getirdiği pek çok sıkıntılann sermaye duşmanlığı ile çözümleneceği sanılmıştır. Üretime katılan sermaye. ülke koşullanna, olanaklanna uygun, emek . yoğun teknolojiler yerine daha çok sermaye yoğun olarak planlanmış, birim maliyetleri. dünya prodüktivite değerleri ile gerçekleşebilecek kapasiteler yerine. daha kötü değerlerdeki kapasiteler seçilmiştir. Bugün dünyada yüksek üretim tüketim dengesini sağlayan başlıca etken kitle üretimi kitle tüketimidir. Bu kural üretimde ve tüketimde belirli büyüklüklere, kapasitelere işaret etmektedir. Bu işaretler bilinmezse. sürekli olarak çağın gerisine düşülür. her mahallede bir milyoner yaratılırken, her kentte o kenttert büyük gecekondu kentlerinin doğmasına ortam hazırlanır. Her halde çok çok kıt kaynak olan sermayenin çarçur edilmeden. hızla damla damla toplanması ve üretime aktanlması, daha bol işgücü kullanan teknolojilerin seçilmusi kaçınılmaz olmuştur. Üretime katılan üçüncü önemli faktor. hammaddelerle birlıkte enerjidir. Hammadıle ve enerji kaynaklanmızm ülke koşullaıına uygun olarak daha iyi kullanıldığını, yeterince iyi seçilerek üretim sistemine ah tanldığını soylemek güçtür. Üretimin bir başka önemli girdisi v °netimdir. Yonetim üretim sısteminin doğmasında, yaşamasında ve fonksiyonlannı başarmasında en önemli itici, düzenleyici ve dengeleyici bir güçtür. Bilgt uzmanlık, deneyim, tutarhlık, kararhlık. süreklilik gibi faktörleri içerir. Üretim sistemlerimiz çoğunlukla devlet işletmeleri olarak kurulmuş ve işletilmektedir. Hükümetlerin devlet işletmelerini. üretim sisteminin amaçlanna uygun yönetimlere kavuşturduğu söylenemez. Aynca yöneticilerin hangi ölçülere göre seçildiği ve değerlendirildiğj de pek açıkça bilinmemektedir. Bütün bunlarla anlatılmak istenen. TürRiye'nin önemli bir üretim gücüne sahip olduğudur. Bu güç yeterince kullanılamar maktadır. Bu gücü daha akılcı olarak kullanma; üretimj hızla arttırma; ülke sorunlanna çözumler getirme olanaklan fazlası ile bulunmaktadır. Ülkenin ekonomik sorunlan. ülkenin ekonomik potansiyeli ile çözülebilir durumdadır. 'Demokratik faşizm,, Aipay KABACALI özlemi S AĞCILARIMIZ ülkeyl yafcıp yıkon topîumsoî ve eVonomik bunalımlardan, terör olaylarından önemli 61cüde kendilerir.in sorumlu bulunduklarını gözden kaçırmak icm caba harcamakla kalmıyorlar. Doruk noktasına tırmanmakta o!an bunahmları cok yönlü yeni toplumsal calkantılara dönüştürecek «cözüm yollan» uzerinde de duruyorlar; «demokratik!» önerilerinln gercekleşmesine, başka bir deyışie örtülü faşızmin tam anlamıyla uygulanmasına calışlyorlar. Kımi «bilım adamları» ise, bilerek ya da bilmeyerek. bu heveslerin destekcisl olabıliyorl # «MEMLEKET İÇİ DÜŞMAN»... Taha Akyol'un 16 nisan günlü HERGÜN'de yer alan «Terör ve Devlet» başlıklı yazısmda, tam metni acıklanmamış olan «Buhran vo Savaş Hall Yasa Tosarısı» uzerinde duruluyor: «Terörün azgınlaşması, bütün dünyoda olduğu gibi bizde de devletin müe&sese olarak güclendirilmesl ihtiyacını gündeme getiriyor. Anayasada değişiklik yapılarak icra organının yetkililerini artırma, Devlet Güvenlık Mahkemeleri, Fev kalade Hal Kanunu gibi talepler hep bu ihtıyactan kaynaklanıyor. Terör azdıkça, kudurdukca, cıldırdıkca devlet daha güclü ve etkıli olmanın yollarını arıyor. (...) fam metnı henuz acıklanmamış olmakla birlikte, öğrendiğımize göre tasarıda «memleket ici düş maç» kavramı bulunmaktadır. Bu fevkalade önemli ve ciddi bir kavramdır. Artık devlet, teröristi «sanıkı gibi değil, «memleket içl düşman» olarak görecek! Gerci hukuk bakımından hakkında kesin hüküm bulunmayan «memleket lcl düşman» da sanıktır ama, bu yeni niteleme ciddl sonuçlar doğuracaktır. Evveia devlet kendısini «memle ket ici düşman» karşısındo görecektir! Ve tabil ona göre davranabilmek için thtıyaç duyduğu yetkileri alacaktır.» AZAMİ YETKtLERLE.^ Daha önce de belirttlğimiz gibi, sağcıtarımız son zamanlorda Türkiye'nin «ilan edılmamış bır içsavoş» içinde yaşadığını öne sürmekte ve bu «görüşıün resmen benımsenmesi için caba harcamaktaydılar. Bu. «hedef»ın birinci adımıdır. Sonraki adımların neler olacağını da öğrenebılıyoruz. Taha Akyol'un MHP organındaki sözü geçen yazısından: «Sıkryönetim İlan edllince ılgili davalara sıkıyönetim mohkemelerl bakmakta dır. Ama «Buhran ve Savaş Hali Kanunu» uygulamaya konulunca hangi mahkemeler bu suçtara bakacak? Bu sorunun cevabı, öyte sari'yorum ki Devlet Güvenlık Mahkemeleri olacaktır. Hüküme.t, muhtemelen «Buhran ve Savaş Hali Kanunu» ndan sonra «Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kanunu» nu cıkarmaya calışacak ve o zamana kadar da Sıkıyönetim'l uzatacaktır. Görülüyor ki terör, yıllardan beri ülkemizı kana buladıktan sonra, nıhayet devleti demokrasi içinde olabılecek azami yetkileri© dononmaya zorlamıştır. Bu yetkiler ancak bir dış Savaş halinde uygulanabılecek yetkllerdır. Devlet «Buhran ve Savaş Halimde «memleket ici düşman» kavramını ve bunun gerektirdiğı yetkilen benimsemekle son derece cıddı. ağır bır karar vermıştir.» OKTAY AKBAl EVET HAYIR Anayasa Savaşı Başlarken... M. Troçki bir mecmua çıtaırıyor M. TroçM Berllnde bir mecmua neşretmeSe baîlamıstır. Bunda hasımlanna ;lddetle hücıun etmektedlr. Cumhuriyet Hint'te KalküU Vt ( u . ) • AHpsre napishanesindeki sıyasi mevkuflar, Kilküta belediye rei» de dahil olduğu halde aç lık grevine başlarr.ışlardjr Mevkuflar. hapishane memurlannın nizam ve emırlere kendilenni rlayete mecbur etmek İçin şiddetll ve yolsuz muamelelerde bu lunduklannı ıddia etmektedlrler Bombay Î3 (ajı.) Gandinin aç. mış olduîu mOcadelenln neticesi olarak, dün bu havallde venıden bir t&kım kargaşalıklar olmuçtur Kalküta 23 (a.a.) Howrah belediye ikinci reisiyle difer 29 şahıs Howrahta ecnebi tnunbşlan satan ekserisl Muslümanlara ait bulunan dukkanlann önüne dızilerek halkın alış veris etmesine man< olmayg calıştıklan sırsdtı tevkif edilmislerdir Bunun üzerine zuhur eden mücadele esnasında bir cok kimseler yaralanmıs olup bunlar arasında yuksek rütbeü bir tn^iliz polisi bulunm&ktadır. Kalabalık bir halk kütlesı bir hanishane arabasına tecavüa etmiş ise de dagıtılmıstır. I930 24 Nisan Dün 33 Nlsan bavramın& musadUti. Ba münasebetle devalr ta til edilmiş. sehir donan mı$. balk mesirelerde, eftlenco yerlerinde gezmis, eglenmlştir. Gece ber tarafta tenvirat ya pılmıs. sevinç ve tezahürat sabaha kular devam etmısür. DÜN 23 NİSANI TESJT ETTİK B İR sağcı gazete İstanbui'da bir seminer düzenledl: «Sıyasi Rejımın Isler ha'e gefirilrrsesı»... Ankara'da bir «Kültür ve sg<tım Vakfı» bir açık oturum düzenledı«Anorşı ve Terör»... Bu iki toplantının TV ekranlarından uzun uzun verildiÇlnl gördük. İkısinin de amacı aynı Solo karşı «Ktıvvetlı bir aevlet yonetim)* kurulmasmın yollarını aramak MHP Gene! Ba$konı'nın Botu'daki mitirtgte söy1edi§i sözler de DU ıkı toplantıda yinelenen görüşler ve özlemlare yakın: Kuvveilı bir devlet otorıtesı gereklidir, komünızm tehlıkesı vardır. Sağ tehlıke ıse yoktur! AP sozcülerinin, en başta ozınlık iktidorının boşının ve orkadaşiarının basın toplan'ılarında üîerinde ısrarlo durdukları âa, bu toplantılarda belirtıten gorüşlerin eşidir. Acıkca o.rtayo cıkan garçek, Türkıye'dekl butün sağcı güçlertn ve kışilerin ortaklaşo bir eyleme, bir savaşıma gectiklerldır. Bir kac yıldan berı sürdürülan aşırı sağ te ror, sol adına bu teröre karşı çıkan yonlış yelemler, Türk toplumunu bir kan denizine cevirmiştir. Ecevit iktidarı dönemmde tüm cinayet suclulcrı hangi eğilimde olduklarma bakılmcdan ızlenlyor, yakalanıyor. hapislere atılıyor. adalet önüne cıkarılıyordu: altı aydır iş boşındaki, MHP ve MSP gibi sağcı partilerin destekledikleri AP azıni;k iktidarı döneminda ise, tek düşmon. tek hedef «sol ve soicularidv. Yolnız kan)ı eylemlere glrişmiş tsol» yaftolı bir takım sorumsuz ki$iler va topluluklor değil, yasal cizgide savaşım veren solcu örgutler, sosyalist eğiiimdeki yurttaşlar ve siyasal partiler de «duşrnan» scyılarok bir yana itilmek, ezilmek istenmektedir. Cumhurbaşkanı seciminl bilerek, istey%rek geçiktlren. hatta bu seçımin gerçekleşmemesl için büyük caba horcoyon csağcı cephe»nin özlemi, 1961 Anayasa'sım değiştirmektir. ÖyJe böyle bir kaç yerlni değil; tümünü. An!amtyla, iceriğiyle; geniş halk yığınlarına emekçılere, aydmlora, özgürlükten, uygarlıktan yan a olan herkese, 1961 Anayasösının tamdığı haklan ve özgüriükleri ortadon kcldırorak... istanbui'da bir saöcı gazete büyuk bir otelde bir toptantı yapıyor. Ne kadcr sağcı politrkacı, yazar, gazetecJ varsa hepsini caâınyor, bir bölümünü konuşturuyor, Gazetenin bir yazarı eşi sahit» olduğu içın o gazetede köşe edinmiş bir bayan toplantıyı acan konuşmasında amocın »bır kapıyı aralamak» olduğunu söylüyor. Yapılan konuşmalsr kapmm nereye acıldığını gösteriyor: 1960 öncesinin karanlığına. parababalorının kesın egemenlığıne... Bayar'lar, Yardrmcı'lar hepsi bu toplantının cağrılısıdır. 1960 devrimıyle pol'tika sahnesinden yuvarlanantar yeniden sahneye cıkmayı başarmışlardır. Bunda «kuyudan adam çıkcrmayı» bir marifet. bir yararlı iş sayan CHP'nin sucu büyüktür elbet! Hoşgörü, iyldir, güzetdir. oma onu hak edenlere, yaptığı kötüiükleri enınde sonunda anlayanlara... Oysa Bayar'lı bir DP ıktidorı nasıl 27 Mayıs devnmci ey!em:ne neden otmuşsa, şimdi oynı cevreler ve kişiler b;r kez dah a hem de 1961 Anayasası'nın halk oyuyla benin.senmesinden 19 yıl sonra halkın, ernekcin;n gerçek demokrasi ve özgürlük yandaşlarınm ağzına kıht vurmoya ileri atılımlanm önlemeye calışmaktadırlar. Sstenen acıktır: Anayaso Mahkemeslnl, Oantştav'u Anayasa'nm toplumsol haklar veren maddeterfni etkisiz kılmak: sendikaları bağımlı hale getirmek; Mec!isp!ere yalnrz kapttalden yana. halk çıkarlarına karşı kimseîert doldurmak: «kuvvetii hükümet» kurma sözleri ile o dillerden düşörJlmeyen «dzgürlükcü demokrasityi ortadan kaldır• mak... Demokrat Parti'nln ve ycndaşlarının, daha sonro Adalet PartiS' ve yandaşlarının, ayrıco oşın sağcı partllorin, yasa dışı faşist örgütlerin bütun özlemlerî. Türk halKını 1961 Anayasa'sı ile eide ettiğl haklardan yoksun bırakmak, 60 öncesindeki gibi «tek bir parti»nin ezici coÖunluğu oltında ulusumu2u inim inim inletmoktlr. Bir Anoyaso Savaşı başlamıştır. Anayasa'dan yana örgutler, partiler. kişiler biraraya gelmekle, bu sovaşımda üstünlüğü sağ!amak!a görevlidırler. DISK Genel Boşkanı 8oştürk"ün dediğl gibi, «Bu ülke pora babalarının, emperyolizmln yerli işbirlikcüerlnin faşlst oetelerin ve va haik düşmanlarmm duğildlr. Tü'kıye blzımdlr, emekot halkımızmdır.> öyleysa anloçmozlıkian oekışmeleri, kısır tortışmalan, önemsjz göruş ayrılıkîarını bir yano Itlp, Anoyasc savaşındc bir arayo g«!mek güncal v© ya^amsai bir flörevdlr. Çocuk fıkraları Oyuncakçı dükkânında Nigânn bebeçi lnnlmış. tamlr İçin oyuncakçı dukiânıua «otürmüştü. Tekrar almaÇa gltaiı viklt oyuncakçı hangi bebeğln Nigann ki olduîunu bilmlyordu. Bak kızım. dsdl, baaglslyse al! Nigar saüyetle eo»ap verdl: Vallahi ben <te tamyamaSım yalnız ls ml Fatmaydı. Küçüklerin matbaamızı ' işgali! Dün çocuk bayramıy di. Her makima çocuk lar geçmisti. Gazetemiz de dün öğieden sonra küçüklerin lsgali ne utradı Saat 3 ten sonra 5 kişilık bir gurup matbaamızı lsgal altına aldılar. Sanşın. &tılgan bir küçük önde geliyordu, selam verdi. ka$lax çatık, «Ben 9 uncu mektep ten Sulhi.» diye kendi ni takdım etti. «Yunus Nadi beyin yerine eeçlyorurn.ı Buyurun. dedik. KüCuk pazeteciler tahrir müdüriımuzden izahat aldılar Bütün raüesseseyi gezdiler, . kaç müretöp ç&lıştıgını. roaünenln saatte kac bin bastıgını. işlerin ne vakit bitirildijini sordular Tetkikleri bittikten sonra bas mu harrir arkadasl&rma doneU: «Biraz faususi konuşmamız lazızn.s dedi. Hepsim Nadi Be yin odasına topladı. Içeriye gıremiyorduk. lieieı büyük Gaziye teİEraf hizırlıyorlarmıs Telgrafın hemen çekilmesin; istediler. Telgralın sureti söy ledir: «YARDIM» KOMEDİSİ! Süleyman Demirei ve arkadaşlarımn son başarısı. OECD'den sağlanan 1 mılyar 161 milyon öolarlık kredıdır. Şunu rahatça soylemek mümkündür: Türkiye köşeyı döndü!... Bır hususu doha hatırlatıp tekrar belırtelım: Para adama verilirmlş adamal... (...) Geçmişte Bülent Ecevit blzzat yoılara düşmüş, çalmadık kapı bırakmamıştı. (...) Demırel aynı istek icin Ankara'da kalıp has adamını gönderdı Avrupa'ya... Sürü sahipleri de dediler ki: ... Hah be, kredı böyle ıstenır... Kendi gelecğıne. adamını gönderdi yanımıza... Ağır taşı ne ye\ alır.ne de sel... Şunu da hiç unutmayın: Parayı adam olana venrler... Adama!... Güngör YERDEŞ (Son Havadis, 18.4.1980) Sevinın OECD cocukları!... Sevinin IMF çpcuklanl... Sevinın NATO cocukları!... Gün sızın gününüz. Yardımı (!) kopardınız. (...) Elbette OECD cocukları İcin bundan daha büyük mü|de olamazdı. Nıhayet Batılı amcaları hallerini anlomışlardı. Türkiye'de ayakta kalabilmelerinin bu yardıma bağlı olduğuna ikna olmuşlardı. OECD'nin en büyük çocuğu ise «Beklıyordum, cok memnun oldum» demiş. (...) Biri «Çok güzel bir yardım bu» diye seviniyor. Ötekl «Batı bize inandı ve yardım etti» diye övünüyor. Beriki ıse «Bekiiyordum, cok memnun oldum» diye karşılıyor. Zeki CEYHAN (Milli Gazete, 19.4.1980* Büyük annç ve torunu Büyük anne neden senln nişan yüıO(tün kalın . Bak anneminkine ne lnce ne Bk.. E... e eskiden kB n koca bırbirine daha saSlam baSlaruyorlardı Sırbistan'da bir polisi öldüren komünist kendini de öldürdö Belend 23 ( a ^ . ) Çeüne havaltsinde Ceklin köyünde Machanovitcb isminde maruf bir komünist muharrik tevkif edılmiştlr. Mevkul mutbsarnflık dairesine gotürDlürken yanında bulunan iki komiseri revolverle agır, bir Jandarmayı ve bir polis neferini baiil surette yaralamıştır Yaralılardan biri mukabele ederek Machavonitchı öldürmüstür Yaralanan polislerden biri de 01 müîtur. \ Bu çocuk neden dSentyor? Ona dUenmeği ktel ögretti? ÇocuŞun mevklı, köse basında dilenmek. çocugun hakkı, el acıp sadaka ıstemek midir? Çocuk dOsurenler için ceza n r Affil çocugn dilendirmek İçin doguranlara agır ceza lâEun Oünyaya, şerefsiz, izzeti neflssıc. haysiyetsiz çocuklar getirmekle kendi ziUet v e sulUyetlerinl cemiyete aşılsyan ana ve b&baların günahı elbette daha büyük cürüm daha agır bir dnayettlr. Çocuk bbyramı Tall, şehremınl. pohs müdürü il&.. gibi va. zileleri çocuklar deruhte edeceıtlennıî Bu tu retle bugün Istanbul'un tdaresı çocuklann e!ine geçeceknılş Benee bu tecrübe sakava gelmez Çocuklar işlen daha iyi ıdare edive rirlerse ki böyle olacaÇı süphe5İr gibidir Pek eartp bır TOzıyet hasıl olur Üsküdar beledlyestnden şikâyetler vardır. KızıltoDrak da oldufu gibi ÜsSıJdar meyaa. nındaki oesmenln kar sı.«.nds üsküdar tıelediyesl süprüntülük Itö h&z etmistır O cıvardakl evler ois «uıardan çikftvetcilerdir *• nal< tarsfıcftan sikftvet ha>n ols'nk bir mazbata yapılmıs 6eh remaneti ile mulkiye raOfetttslertae verilmişür Şakaya gelmez! Dün birdenbire deliren kalaycı Kadıküyünde SSgOt!ü Çefme caddesinde (197) numaraiı dükkan da kalayc Bolulu Hüseyin Mehmet, dün saat 15 te dükkânda otur makta iken birdenbire cıldırmıj ve etrsîa «aldırmaga: cadde ve sokakluda baîıra ba(tıra dolaşıp geçenlerç hücum etmege bajlsmıstır Dellren adam. Telde eirmenindp «üstem so laSında 7. numaraiı evde oturan Şaziye Ba mrrun basın» da büvükce bır tencere kaod.ii atmif ve basmduı a?ır surette yaralanmasına sebebiyet vermıstlr. Hüseyto Mehmet vakalanarak tıbbı adliye sevkedilmistiT. «Ankara'da Büyük Gazi'ye Cumhuriyet gazeteslnin basına gecbk. Onu bugün biz idare ediyoruz İlk is olarak bi ze bugünler< yaşatan Een Büyük Türk'e en büyük saygüuımızı su nuyoruz Herhangi biı isaretin bıze yapılmasmJa sasıünaz bir ku nıandadır. Baska türlü düsünülemez. Mr ]nanısl& bize güvesmo nizi dileriz Büyük Ga d.» Bir Diyorlu ki: Sinema ya ğiden çocuklar hayolperest kavgaoı ve dalavereci oluyorlar. Halbut giüneyenler de mahcup ve bügi*te kalıyorlar Hansüler. istikbal İçin iyi yetisiyor. orfcsım siz tahmln edin. vecıze Şikayet Kadınlar niçin kavgacıdırlar? Orta y»«lı oır adaml» Ronuşuyordum. K«ünlann kav. gacı olduSun • »ovledı ve sebebinl ızah e t ö : «Kadınlar basit Bir mahluktur Y&sı büyür. fakaı o ebedi cocustur Cocııv «b! bsz «evilroek, okşanmak, takdir Ktllrek ister Ktd'nın vanın4a bir daUcavuk tslfl ovna'«anız. Eavîra çık*ra2 Aka* taktîirde. mafrsüah!» Ben bf fikirde de«Hm Kadın basit deîil. cok mürekkep bir mahlüktur Cahll olabilir. lakat cehaletıne raJSınen. öyle enteresan öile fcanşık ruhlu fcadınlar var la benim diyer erkeK ruhunun dügumünü cöK&d.nın RavEadan hoşlanma «ı dahi. basit olmadıSına deliidir Sükünetter mi=kinler noâlsnır ErSek ruhu uaha >:O!E\ ar.'as'lan mahlı'ııttur. fakat tnn«t^nalfcnndar Allar «a::lasınt d l ANNE Sayın ihtiyaç sahipîerine güvenle sunuyoruz... Çehnmizin suların balık akını yenide» başlamıştır. t ö günden ben balık sürülen Haliç içine kadar Eirmistir Sandallarltı açılanlar ve nyılarda toplananlar küIUyetli balık avlamaktMİırlar. . Balık boUuğu Dr. Ihsan Sami GONOKOK AŞTSI Be! sogukluğu ve fll Ulâtlanna fcarsı pek te glrlı ve teze sşıdır. Divanyoîu Sultan Mah mut türbesi No: 189. SFERO FİTTİNG SahiPİ : Cumburiyat UatbaacıUk ve G«wteciia T.A 8 «dJn» : NADtR NAOİ C«nel yayın Uüdürü. OH»y KURTBÖKE 8. Yazıişlert Müdürü : Orhao EKtNÇ BMaa ve vayan : CnrahoriTet Matbaaeıbk n Gazeteeillk T»\.Ş. Cajaloglu Türkoea. fc Cad. No : 39 « Pests Kutnsn : 346 İSTAMBOL Tel» ton ; 3097CB CUMHURtYET BASIN AHLAK TASASINA DTMAYI TAAHHÜT EDER. 0 BÜROLAB : AN&1BA Kor.ur Sotcak 24/4 yerusehir Tel : 18 33 3S 17 58 25 A tZMtB: Hsllt Z!va Bulvan No 65. Kat: 3. Tei : 25 47 09 13 13 S0 • ADANA : Atatürk Cad. TOrk Hav» Kuruınu tş Hara Kat • 2. Vo: M Tel : 14 £50 Î9 TSJ ABONE ÜCRETLERİ Aylar yurt içl Ymtam 1 S00 a» » « u TAKVtM M NtSAN 1980 UĞURGÜL «00 1J00 3 600 iff» tJtao ÎJOO 0.07 Afto 13.12 Cçak OereS. Kmplann» «e fcn» eSre ayne» ayjulamr. Jktaffl "•00 TİC.veSAN.İSTANBUL Fabrika : 78KD«.78Ot49 Tic.Md. : 26715O51 İ«t.Satı» : 443226 Ank. s 107738 İzmir : 13743O Adaa» : 22225 (UR Reklâm: 901) . 2252
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear