25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ONIKI CUMHURİYET 18 ŞUBAT 1980 Televizyon Haberleri tartışmasında tarafsız bir gözlemci!..? DR.HALUK ŞAHİN: "TELEVİZYONA İNANMANIN TEMELİNDE SAFÇA BİR ALDANMA VAR.. Türkçe yerine Osmanlıca'da ısrar edilirse, sanatçılar, televizyon seslendirmelerini boykot edecekler!. • TRT'YE TUTUCU KESIMDEN GET LEN BASKILAR, YAYINA YANelevızyona seslendırme yapan Devlet Tiyatrosu sanatcıları tTıyatroda konuştuğumuz dılden başkası ıle seslendırme yapmamızda ısrar edılır bu konuda baskı yapılırsa, TV seslendirmelerini Doykot ederız,» dedıler Sanatçılar, dıl konusunda gıderek ortan baskılar karşısında, ceşıtlı dernekler olarak değıl. sanatcı bılıncı ve onuru ıle hareket ettıklerınl açıkladılar ve goruşlerını TV Daıre Başkanı Erdınç Sağlam'a bıldırdıler TRT'ye ıktıdar kesımınden ve sağcı, tutucu basından dıl konusunda büyuk baskilar yapılıvor Bu baskılara goğus geremeyen Genel Mudur Doğan Kasaroğlu bır genelge yayınlayarak, yavmlarda Anayasa Dıll ve halkın bıldığı kelımele«INSANLAR TELEVIZYONDA GOSTERILENLERI KENDI GOZLERİ ILE GORDUKLE Rl ICIN, GERÇEĞIN KENDISl OLDUKLARINI SANIYORLAR TELEVİZYON GERCEĞININ, ASLINDA TELEVIZYONCUNUN GOSTERMEK ISTEDIĞİ GERCEK OLDUĞU NU ANLAMIYORLAR » «1977'DE YAPILAN BIR ARAŞ TIRMA, TV HABERLERININ RADYO HABERLERINE GORE İKI KAT DAHA INANILIR OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUSTU OYSA HER İKI HABER BULTENI, COĞU ZAMAN KELIMESI KEÜMESINE AYNIYDI » ukumet değisıkliğinin TRT'ye yansımasıyla bırlıkte televizyon haberleri ne ilışkın tartışmalar yeniden yoğunlaştı Bu tartısmaıar daha çck sıyasal tarafsızlık konu su üzerınde toplamyor Oysa televizyon haberlerınin partıler arası denge hesaplarının otesinde önemli islevlerl de var. Blr suredır «haber» olgusu uzerinde bilımsel çalısmalar yapan Cleveland State Universıtesi Ile tışim Boîumu oğretim uyesl Dr Haluk Şahın Cumhuriyet'in bu konulardakl sorularını ya nıtladı Haftadan Seçmeler NEW YORK'TA BİR PAZAR N H orman Crasna nın unlu pıyesı Broadvvay'de 1yı ış yapınca, yazarı tarafından senaryolastırıldı. Peter Tevvksbury de fılme çektı Ancak, burada «Fılme cektı» demek bıraz yanlış Zıra tıyatro oyununu fılm yapmak ıcm bırkac New York sokak sahnesı eklendı, hepsi o kadar Gerısı satır satır oyunu ızledı Bu yuzden, tıyatro seyırcı'erı ıcın sevımlı bır romantık komedı olan New York ta Bır Pazar (A Sunday ın New York) sınema ızleyıcılen ıcın bıraz hareketsız, bıraz uzun, bıraz fazla konusmalı bır f.lm oldu Bu «Bırazsların otesınde, salı gecesı, ozellıkle vokıt gecırmek ıcın cok uygun bır fılm ızleyecegımzı soyleyebılırız Bunu sağlayan da Jane Fonda, Clıff Robertson ve Rod Taylor uclusunun başarılı oyunu Jane Fonda, fılmde saf ve masum taşra kızı rolünde New York'takı ağabeyıne gelıyor Ağabeyın kendısi ıcın ayrı kız kardeşı ıcın ayrı anlâk kuralları var Boylece catısma başlıyor Kızın en masum ılışkılerını bıle ağabey cok kotuye yoruyor Jane Fonda ıse bu arada şırın bır delıkanlıda, gercek oşkı buluyor (Salı). \ GÜNEY YILDIZI ules Verne ın 1900'ler Afrıka'sında gecen ünlu öykusunden yapılmış bır komedı serüven fılml Dunyaca unlu bır buyuk elmasın peşınde, lyıler kadar kötuler de var Kahramanımız George Segal Başarı ıle rolunun ustesınaen gelıyor ve fılmın sevılmesını sağlıyor. Ursula Andress. TV'nın cok sevdıgı deyımle «Fılme renk katmak» ıcm kadroya alınmış Kendını gostermek dışında pek ışı yok Orson Welles'ın de kısa ama, klas bır gdruntusü var Senegal'de cekılen fılmın, Afrıka sahnelen ozellıkle güzel Pazar sabahı aılece ızlemeye bırebır Ur yapım (Pazar. 12 05) J SIMAYA BAŞLAYINCA, SANATÇILAR GÖRÜŞLERINİ TV DAIRE 1 BAŞKANLIĞINA BİLDIRDİLER . rın kullanılmasını ıstedl Ancak bu genelgenin aslında, Osmanlıca'ya donuş emrl olduğu, daha alt kademelerın sözlü emırlerı ile duyuruldu TV Daıre Başkanlığı kendı bırımlerınde özturkçe kelımelerı yasakladı Yabancı dızılenn çevırılerınde ozturkcenın, denetçıler taratından değıştırılmesını ıstedı. TV Yayın Planlama Müduru Özdemır Ince, dıl konusunda kendısıne başvuran Seslendırme Yonetıcılerıne «Ben Dıl Kurumu odulu almış bır ozanım Ama yapıtlarımda kullandıgım dıl başkadır, TRT'nın dılı başkadır Genelg»ye uygun hareket edeceksınız» dedı Tıyatro sanotçıları ıse, dıl değışıkıığı emrının gerekcesının aslında polıtık olduğunu ılerı sürerek «Bır ulusım dılı gunluk polıtıkaya a!et edılemez Bız tıyatroda konuşulan dıl dışında dıl bılmeyız ve konuşmavız Bu konuda cevırmen baskıya uysa, ya da onurı cevırısı aenetcıler tarafından Osmanlıcaya cevrılse bıle bız seslendırme yaparken gene kendı sozcuklerımızle konuşacağız Buna Itırız olursa, o zaman seslendırme yapmayacağız» dedıler. YUNUS EMRE'DEN FERDİ TAYFUR'A EKRANLARIMIZI EN ÖNEMLİ GÜNLERDE HALKIN İSTEDİĞ1 KİŞİLERE AÇARAK BUGÜNE KADAR SÜRDÜRDÜĞÜMÜZ MÜZİK POLİTİKAMIZIN GEÇERSİZLİGINİ KANITLIYORUZ Zülfü LİVANELİ CUMHURİYET Televizyon ha berlerınm Turkiye'de olduğu gl bi baska bır çok ulkede de tar tışma konusu olmasını neye bağiıyorsunuz? ŞAHİN Bu gıbl tartışmatarın sı'< sık alevlendığı ülkelerrie ıkı olgu ıle karşılaşıyoruz. Televizyon kıtlelerın başlıca haber kaynağı durumuna gelmış tır; televizyon kıtlelerın en cok ınandıkları kıtle ıletışım aracı olmuştur «Haber» toplumsal gerceklığı tanımlamanın en baş ta gelen yollarından bırı olduğuna gore bu tanımlamalardan etkılenen tum toplumsal kesım lenn ve kurumların televizyon haberlerıne büyük ilgi ve duygunluk gostermesıne şaşmamak gerekır CUMHURİYET Haberln toplumsal gercekllğl tanımıaması nosıl oluyor' ŞAHİN aHaber» bır olay hak kındakı bılgılerı aktarmakla kalmaz, onun nasıl anlaşılması gerektığının ıpuclarını da venr Habere katılan aktorlerı ve eyle mın kend sinl belırlı sıfatlarla damgalar Olayı bır ayna gıbı yansıtmaktan cok bslırll mes lek kurallarına uygun olarak yenıden üretır Haberın ıdeolo |ik önemı ışte tanımlama ışle vınde saklıdır Toplumun buyuk bır kesımınm gosterdığı tepkı, olayın kendısıne değıl, onun yenıden üretılmış bicımine yanı habere yonelıktır. CUMHURİYET Bu türden de netimlere fazlasıyla açık olan televizyonun gene de «inanılır» bulunmasını nasıl açıklıyorsunuz? ŞAHİN Bu ınanılırlığın temelınde coğu kez safca bir al danma olduğunu goruyoruz insanlar genellıkle gorme duyula rına dığer duyularından daha fazla guvenıyorlar Televızyonda göstenlenlen «kendı gozlerıyle gordukleru ıcın gerceğın ta kendısı sanıyorlar Kuru bır göruntünun bıle kamera acısı, kurgu, ışık, duzenleme gıb nedenlerle belırlı bır bakışın damgasını taşıdığı bılıncı henuz gelışmış değıl Televizyonun gorsel olma özellığınden gelen ınandırıcılığına ılgınc bır ornek vereyım1977 yılında İstanbul'da yapılan bır araştırmada televizyon haberlerınin radyo haberlerınden ıkı kat daha Inanılır bulunduğu anlaşılmıştı Oysa her ıki bulten de aynı kurumun, hatta aynı kışılerın elınden cık mıştı Coğu kez kelımesı kelımesıne bırbırının aynıydı CUMHURİYET Televizyonun yaygınlığı ve inanılırlığı dolayısıyla kıtlelerın sıyasal ve toplumsal bılgi duzeyını yükselttiğınl soylemek doğru olur mu? ŞAHİN Televızyona büyük umutlar bağlayanların başlıca beklentılerınden bırıydı bu Ama nereye kadar gercekleştı, gercekleşıyor'? Bu, bır olcude, televizyonun kımler tarafın dan, nasıl, hangı amaçlarla kullanıldığına bağlı. CUMHURİYET Siz ne buldunuz? ŞAHİN Prof John Robınson ve Prof. Dennıs Davıs ıle bırlıkte yüruttuğumuz araştırma sonucunda, televizyonun bır bılgı kaynağı olarak ne umulduğu kadar etkılı, ne de ılerı süruldüğü kadar etkısız oN duğu sonucuna vardık... IIkın, haberlerın anlaşılabılırlığıne ılışkın onemlı sorunlar var. Bırçok kışı haberleri ızlıyor ama daha sonra ne gördüğünü anımsayamıyor. CUMHURİYET Bu turden anlaşılma güçlükleri TRT'nın televizyon haberleri içln de geçerli mi? ŞAHİN Elbette. Ayrıca, TRT'nın kullandığı resmı dılın, kuru uslubun ve görüntü noksanlığının ızieyıcılerın onemlı bır bolumü Icın cıddı zorluklar yarattığına kuşkum yok... Ustelık TRT haberleri, normal gazetecılığın dışında bırçok ışlev ustlenmış durumda. Devletın sesi olmak, protokole uymak, sıyasal sıstemın aktörlenne tellallık etmek gıbl Işlevler. Torensel Işlevlerı de bunlara kctabılırız. Bu durumda ızleyıcının kafasının daha da karıstığırı, neyın onemll neyın onemsız olduğunu ayırdetmekte güc'uk çektığınl sanıyorum. Ş GÜLLÜ GELİYOR, GÜLLÜ!. ımdı de Edız Hun. Bulent Kayabas furyası başladı. Gene aynı ıkılının bır fılmı Ama bu kez başrolde, Turkân Şoray var Atıf Yılmaz'ın çektıgı Gullu Gelıyor, Gullu, kolay ızlenecek bır komedı Karadenızın şırın bır kasabasında aralarında kan davası olan ıkı aıle var Aılelerden bırı, oğulları Alı'yı kurtarmak ıcın kucuk yasta Istcnbul'a yolluyorlar Alı lstanbul da adını ve ızını kaybettırıp, Taka Nurı adı ıle buyuyor ve gazınocular krolı oluyor Otekı aıle ıse, hâlâ ınt kam peş'nde Erkek gıbı yetıştırdıklerı kızları Turkân Şoray'ı, Alıyı bulup oldurmesı ıcm Istanbul'a yolluyorlar Turkân'ın elınde Alı'nın sunnetlık resmınden başka bırşey yok Istanbul'da aramaya başlıyor Hıcbır ız bulamıyor Hemşerılerı «Bunu bılse bılse Taka Nurı bılır» deyıp, Turkân'ı, gazınocular kralına yolluyorlar. (Cuma, 21 15) B uyuk Moıave Çolu ıcm, kızıldenlıler «ınsana hiçbır yardımı olmayan toprak» derlerdı. Ama gene de bu colde ınsanlar yaşamayı, hem de uzun zaman yaşamayı başardılar Shoshone ve Paıute Hıntlılerı, Isponyol cobanları, gumuş arayıcıları, vahşı at avcıları yaşam larını hep bu topraklarda surdurduler. Pazar gunlerı bırbırınden guzel belgesellerle dünyayı tanıtan Natıonal Geographıc ozel dızısı, Yaşadığımız Dunya'da bu hafta, bu buyuk colde, gecmışte ve bugun verılen yaşam savaşının oykusunu ızleyeceğız Doğanın ınsana karşı en ınsafsız olduğu yorelerden bırısı burası. Fılm, bır Basquelı cobanın kopegı ve 1800 koyunu ıle. yaklaşık 600 kılometre uzunluğundakı colu bır baştan bır başa aşması ıle başlıyor Sonra madencıler ve ötekıler gelıyor Bugun artık terkedılmış hayalet şehir dıye bılınen bır kasabada, hâlâ maden umudu ıle yaşayan bır yalnız madencı ıle tanışıyoruz. Fılm tam altı ayda cekıldı. Çekımcıler, zehırlı su kaynakları dahıl pek cok olum tehlıkesı ıle dolu colde yaşadılar. Kısa gorunen mesafelen gunlerca aşamadılar. Seraplar gorduler, olum vadılerıne duştuler. Bır konulu fılm ilgınclığl He ızleyeceksınız. (Pazar, 14 10). BÜYÜK MOJAVE ÇÖLÜ u müzlk türünün halkla kurduğu llı$kl özdeşlık esasına dayanmaktadır Son Izmlr Fuarında, onbınlerce seyırcının krızlı bır coşkuyla alkışladıkları Ferdi Tayfur. büyük kente gelmış. talıhını deneyen blnlerce Anadolulu gençten birısıdır Bütun bu Insonların sannedekı ruyası ve herbırınin tek tek «özel» ıntıkamıdır. Aynen «El Cordobes» tutkunluğundakl gıbı... Yener Süsoy'la yaptığı konuşmada Ferdi Tayfur «Halk öyle uyuşuk şeyler istemiyor» dıyor. tBız halkın kanını kaynatıyoruz » Ferdi Tayfur'un naıv bıcimde belırttiğl olgu şudur. «Gelışen Türklye'nın modern ilışkiler arayan Insonlarının dınamık taleplerl var. Eski kavramlarla, eski muzık yapısıyla yetınmlyorlor. Köklerınden gelen ama onlara yenı bır bıçımde seslenen bır rnüzığe gereksınme duyuyorlar. Içlerı kaynr/orl» Sonra Yener Susoy'a «Allahın keremıyle sinemada da başarılı» olduğunu onlatıyor. Anneslyle bırlıkte fılm seyrederken, blr aktor ağac dalına tutunup şarkı soylemış Annesı çok etkılenmış bu sahneden Şımdı reıısor arkadaşlara rıca edıyor, her fılmıne bır «ağaçtan sallanarok şarkı söyleme» bolümü koyduruyormuş Kucükken traktörun üstüne cıkar şarkı soyler ünlü bır şarkıcı olduğunu düş lermış Onu dınlerken bağrma (ılet atan cocukla özdeşlıktır bu Ve «Ben Doğarken Olmüşüm1» aslında göğse ıılet atmanın bır başka ıfadesıdır. B CONNİE FRANCİS VE... C uma gecelenne vaKit doldurmak ıcm konan Hafif Batı Muzığı konserlerı buyuk ılgı toplamaya başladı. Ama, TRt, programı gercekten vakıt doldurmak Icm koyduğunu kanıtlamak ıstercesıne, her hafta, saati çeldığ.nde, en can alıcı yerınde bıle olsa kesıyor Bu haftanın solıstı Connıe Francıs (Cumo, 22 30), Turk Hafıf Muzıgınde Oktay Temız (Pazartesı, 21 35), Türk Sanat Muzıgınde ıse Incl Çayırlı (Salı, 20 45) var. Cumartesi gecesı Bızden Sıze'nın solıstlerı arasında Nükhet Duru. Sezen Aksu u Gokben, Neco, Erol Evgın, Izzet Altınmeşs ve lclal Eroğlu var. Komedyenlerse Uğur Böcekleri... NADİR NADİ EKRANDA Yaşayan Edebıyatcılar dızısınde bu hafta, eleştırmen Doğan Hızlan, Nadır Nadl ıle soyleşecek. Gazetecılığinl yakından bıldığınız Nadır Nadı ıle bu kez edebıyatçı olarak tanışacaksımz. (Perşembe, 19 30) E Sonra bu ılgınc ve başarılı söylesı bır anahtar eylemle bıtıyor Adanalı Ferdl Tayfur, parfum kullanıp kullanmadığı sorusunu şöyle yanıtlıyor. «Paçalarıma Aramıs sıkarım » TRT'nın bır «müzık tarıhi enstıtüsü» kuraicılığı lcınde gelıştırdığı tavrın yarattığı tepki budur. Ve sonucta TRT denetımı ıle Ferdi Tayfur etkl ve tepkı bıçımınde zıtların bırlığını oluştururlar Izin verılmeyen, doğal gelışmesı örselenen bır müzık sentezmın bu basamakta ortaya çıkması bugune kadar surdurduğümüz müzık polıtıkamızı gecersız kılmıstır Bunu da en önemll günlerde ekranlarımızı, halkın ıstedıği bu kışılere açarak kanıtlıyoruz. "KANI KAYNAYAN,, HALKIN TEK İSTEĞİ, KENDİ DİNAMİZMİNE YANIT VERECEK BİR MÜZİK DİLİ da seclm yapıp, iyl ya da kötü çalışmaları somut orneklorle dınletemem. Bu da sonucta bır yapım kusuru doğurur. Son aylarda alınan bir kararla, denetım kurulundo bır prodüktorün bulunması ılkesi getırılmıştır. Bu sevındırıci karar bazı soruları da ıçerıyor: O kurula secılecek olan yapımcının, diğer yapımcılardan ne gıbl pstünlüklerl o'icaktır kl böyle bır yetkıyle donatılacaktır? Bır yapımcıya tanınacak olan denetım yetkısinln, meslektaşlarından esırgenmesınin blr ayrıcalık soğukluğu yaratması doğaldır. Denetım Kuruluna seçllecek scnatçılar için de durum böyledır. Bır başkası, belkl bulacağı bır Hıtit çalgıeı eşliğınde şarkı söylesin. Kımı Burgaz adasından koydedeceğı martı seslerini stüdyoda işleyıp tElektronık Saıt Faık Senfonısı» yaratsın. Kıml Cemıl Beyın, saz semaisl üzerıne lstanbul metrosunun gereklıliği şarkısını oturtsun. Dunyaya bakın: Londra Senfonl Orkestrosı tClassicol Rook» plağı çıkarıyor. Papa 2. Jean Paul altı şarkı söyleylp plak dolduruyor. Fıdel Castro, Intl illlmanl grubunun davulunu çalarak şakolaşıyor. Walter Scheel, cumhurbaşkanı olarak şarkı söyleyıp, plak dolduruyor ve televlzyonda söyluyor bunu. Dünya Insanlan, gıtarlarını, uzak Afrıka calgılarını, Hınt sıtarını, Yunan buzukisini, Artd dağları flütlennı, Rorren Pan flütünü. klasık müzfk geleneğını. Ronesans müzığınl, Barok temellerinl, Mevlana'yı, yenıden aroştırıp, değlşık ışıldaklar yaratmak peşınde koşuyor. Yenl renk ve ses uyumları arıyor. Bu yeni ses uyumiannın en önemlilerıni taşıyoruz icımızde Yazgımız, dunyadan kopuk bır taşralı kapanıklık olamazl uro\ ısıon da ülkenuzı temsıl edecek şarkı bu hafta bellı olacak Cenk Taşkan, Şenf Yuzbaşıoglu ve Atılla Ozdemıroğlu'nun bestelenıu Ajda Pekkan ekranda sunarkea, buyuk juri de oylama japacak Geçen hafta bır yanda şarkılann play back kayıtları ugraşı. bır yanda da Ajda Pekkan ve Şanar Yurdatapan'ı ıkna savaş' ıle geçtı. A]da, bu satırlann yazıldıgı ana kadar Ben Petx Oıl» adlı şarkıyı söylemem, bu sözlerı değıştınn dıye dayatb. Fmale kalan üç şarkı ıçınde toplumsal bır içenği olan bu tek şarkmın söz yazarı Şanar Yurdatapan da, sözlerı değıştırmesı onensını kesınlıkle reddettı. Ajda'mn yakınlan ^Ajda Pekkan bu şarkıyı okumaz. Okusa da kerhen okur, o zaman da oy alma şansı olmaz dıyorlar. EUROVİSİON VE AJDA!. Bir Temel Oluşturmak Ikemızın geçmışten kaynaklonan yenl V9 modern sanatını yaratma çabası bır sanat kavgasını gerektırmektedır. Bu alanda müzık ıletımındekı en etkın kuruluş olarak TRT'ye azımsanmıyacak görevler düştuğu kanısındayım. llkeler yenıden gözden geçırılmelıdlr. Eğer bırtakım burokratık engeller yuzünden. Türk muzığını parsel parsel bölme polıtıkası değıştırılemıyorsa hıo olmazsa «hafıf müzık» denen turün sınırkırı genışletılmelı, bu alanda müzıkçılenn her turlu deneme ve çalışmasına olanak tanınmalıdır Şarkılara, nobetcı karakollar gıbı «Benım böjgem dışında1» anlayışıyia yaklaşmak sanatla uğraşan kurullara yakışmayacak bır tutumdur. Boylo kurullar yerine denetım ışlevi, yabancı radyo televızyonlarda olduğu gıbı, bızde de prodüktorlere verılse çok daha olumlu sonuo alınacağından emınım. Çünkü TRT'nin hem radyoda, hem de televlzyonda kültür düzeyl yüksek, kalıteli prodüktörleri yetışmıştır. Denetım yüzunden prodüktörler de kısıtianmakta, program kalıtesl düşmektedır. Orneğın ben yapımcı olsam, bu yazı dlzıslnl radyo programı olarak hazırlasam. anlattığım müzlk türlerınl örnekleyerrem. Belll şarkılar dışın RADYO SANATCILARI TELEVİZYON TOPLU PROGRAMLARINA KATILMIYORLAR Radyoda sözleşmelı calışan saz ve ses sanatcıları televizyon toplu programlarına katılmıyorlar. Yetkılıler sozleşmeJi olan bu sanatçılar ıcm hıcbır ışlem yapamıyorlar. Radyo yetkılılerınm gundüz radyo çalışmaları nedenıyle, televizyon cekımlerıne akşam ızın vermesı üzerıne sözleşmelı sanatcıların buyuk bolumu toplu programlara katılmıyorlar. Radyoda calışan saz sanatcılannın yalnız ucü kadrolu. Sözleşmelı olan otekıier gece gazınolarda calıştıklan ıcın televizyon cekımlerıne gelmıyorlar. Gelenler de cekımın uzaması halınde yarım bırakıp gazınoya gıdıyorlar Bu sanatçılar ıcın hıcbır işlem yapılamıyor. Radyoda sözleşmelı calışan ses sanatcıları da sadece solo programlara gelıyorlar. Bır yapımcı cTelevızyondakı toplu programlar çeşıtli aksaklıklarla tamamlanabılıyor. Radyoya asılan kalabalık gorevlı lıstesının ancak % yarısı toplu program cekımlerıne gelıyor. Gelmeyenleri kımse zorlayamıyor Sanatçılar toplu programlarda gazıno calışmalarının aksayacoğını ılerı surduklerı halde aynı koşullarda yapılan solo programları kaçırmıyorlar,» dedl. Sonuç ütün anlatılanlar sonunda blr sentez gereğme gellp dayanıyor. Bunu gerçekleştlrebilrrek ıçın daha özgür ve yaratıcı gücun rahatca serpılıp gelışebıleceği bır ortam yaratmalıyız. Bu yaratıcı v© tkonı kaynayan» halkın tek Isteğl, kendl dinamızmine yanıt verecek bır muztk dlll. Bu da oncak özgür denemelerle yaratılabılır. B özgurlükten v 0 yaratıcılıktan korkmarmza gerek yok! Bırakın blr genç a'dam Toros kabaR Remanıyla. Mevlevl neyinden blr yol bulmaya çalışsm. B I T T İ i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear