23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHL1İ1İM Zb EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMİ... TEKSTÎL'DE DIŞSATIMI YALNIZ AET DEĞİL KAPASİTE YETERSİZLİĞÎ DE SINIRL1YOR Kenan MORTAN BAT1 İLE : BÜTÜNLEŞMEK TÜRKİYE'YE NEGETIRİR, NE ĞÖTÜRÜR.. F\IF. DÜNYA BANKASI OECD VE AET'NİN SON GÜNLERDE İZLEMEYE BAŞLADIKLAR1 TUTUM. BATI KAPİTALİZMİNİN KENDI KURAL VE KOŞULLARI İLE. TÜRKİYE Yî KALKTNDfRJIAYA KARARLI OLDUĞUNU KANITLAMAKTADIR.. Dinç TAYANÇ urVtye'de politik (vmenın yanisıra. son güı ıerde ekoromık ıvnenın de rıızla arttığı go . rülmekte Bır vandan 'Ctek> çelışmeler öt< yandon do Batıiı fmans kurnı .Jo'inm Turkıye ye karşı «yakmlık» göstermeyf ooslamaları b hızlanışın en behrgm göstergeıerı Batı kaD'îolızminın tmans ^uruiuşlorının eı büyukleri IMP ve Oünyo Bankası'nın Türkıye"y yenı vaklaşım ar> oldukço ılg'nc İMF vonstîc len. Batı bankalanno oldukcn sert b'r mektuı yazarak. Türkıye'ye acılması gereken kredıleri] yokılmış olcn «yeşi! ısık»a korşın neden hâi başlatılmadığım soruyorlor... Öte yandan. Dunya Bankası «Turkıye Ra poru*nun ıverfılıkle görüsulmesi konusıındc co< nda bulunuyor... İMF'nin kesıniıkie Turkıye'den yana tara olorak ağırtığını koymcsı, Batı'nm TQrkıye v; keı d; ıç nde ve kenöi ko$uHarıylo gelişîırrn» eflili mıne gırdiğinın bır kanıti. K £^,u;u? k; 3aiı > nm kosullorı zamanla daha netieşebek Anca bunun ılk be.'rtıierin' Dunya Bankosı raporur ao göreb'lmek de mumkün Raporda Tu'kıye'rvn geçrri'E yı'laao ger cekiestrcliğı ve yuzde 7'yi bulan knîkınrro hiZ' nı uzun dönemr1» surr)Oremeveceal ıleri sürui m«kte Oysa Dordüncu Beş Yılîtlf Koikınm Planmda bu ivzın yuzde 8'e cıkarNmcsi öf Öte yandan, Dünyo Bankası, Plan hedefler n'n gercekleştirı'mesı şö'ls dursu'n, Picn'ın bı yük ve önemli bölümür>f:n fjeğı?tinlrnesri"i?n yc ra. Oysa Plan, Tjrk '>"n n 5ana,ı!85ınes' ic* gecresi oereken vol'an c zmpktevdı..." Buniarın yanısıra yenı tnze pD'a umutlaı da, onumuzdekı sunlerde Parıs'te OECD 'le yi rutülecek qöruşmeierdp aomutlaşacak g b : Aynı bütünün icne kuşkustı? ki AET'yi < J ver!est"mek qerek. DokMzior'm son zamanlard kı eğilımleri de gene kendı kurai ve koşullc rıyla Türkiye'v kcikıhdırmaktan yona. Nit« kım son görusmeif'de, Türkıye'nn Topluluğ tom üys o'msk konusundokı «kesm arzusu» d •e çetırılırken, uç vıîdon berı toplana'naycn Oı takhk Konseyi'nın toplanabilmesi konjsunoa kc şılıklı ttemenniler»de bjîunuldu. Î D ONYADA serbest tlcaretln erdemlerin! savunan ve GATT örgütu arocılıgı rle bunu gercekleştirmeğe çalışan gelişmiş ülkelerın, az gelışmış ülkelere en cok ihtisaslaştıkları ürünlerae engeller cıkarmakta oldukiarı görülmektedir. Kanımızca Törkiye AET ilişkılerinde tekstilönemli kı'an da uygulanan kısıtlamodan cok bır politıkanm gözler önüne serilmesidir. Bu da ortakiık ılışksine rtazırfandığımız AET topluluğunun ge'ecekteki olası politikasıdır. AET tekstıl konusundakf son sâzunü 8 mayıs 1979 korarıyla söylemiş, cok yönlü tekstil anlaşması (MFA) cercevesınde Turkıye'nln bu alanda yaptığı dışsotımı 1976 seviyesinde dondurmuştur. Ancak topluluğa uye ülkeler bununla yetinmemiş, bır kısmı (İngiltere, Fransa. İtalya) özel kısıtlamalar iır'gulamaya başlamışlardır. Turklye (doha doğrusu iplik şlrketleri) ise dondurmanın birinci bölümünü onaylamış. ancak öze1 Kısıt'amalann katdırılmasını talep etmişlerd>r. AET Dışışterl Bakanlan'nın, 8 mayıs 1979'da sor.uclonan topiontısı sonrası yapilan açıklomada. Ikı tarcfı tatmin edici bir cözüm aranocağı şeklınde yuvartak bir açıklama yapılmıştır. Açıklamar.ın yapıldığı günlerde ise Eurocotton'un damp ng yapıldığı şeklindekl sovım incelemek üzere A/rupa Komısyonu Türkiye hakkında yeniden soruşturma acmıştır. Göz önünde tutulması gereken bır başka nokta da toplulugun yeknesck bir görüş toşımadıg> dır. Frcnsa'nın 10 ağustosda tekstıl ürunlerl icln oldığı gözetme karonna karşt, Almanya 13 ağustos tarihinde itiraz etmiş ve Avrupa Komisyonu'na götürraüştür. Almanya başka sanayl ürunleri Orettiği icin fazla emek gerektiren tekstili öretmek «tememekte, bir başka deyişle dışalımt daha kâriı bulmaktadır. Gârüşmelerde bu parcclanmış cephe otgusunun dikkate alınması önem toşıyabilir. Bir Güney Kore firması 1 milyar dolarlık iç çamaşın istediğinde, Sümerbank'ın bu talebi karşjlayamayacağı görüldü. Sovyetlerle petroie karşı tekstil takası sözkonusu oldukta aynı gerçekle karşıîaşıldı.. sek Kâr ınarıları eKıenınce (eRStılde buyük d;ş&o vm patlomolorı vopcbilme/. beklemek ö.r hayaî. dir. Ecevıt hükümetır.ın ilk kuruiuş gunlennde tekstild» oder.en ,erone'« oörp kâr hadlerınn donaurulmosı kcıorı Sultanhamcmda o denli buyök bir topk varolmıştır k< korar hemen gerıve aıınrrtıştır. TARİHİN DERSI Bu necfente^bü noktcda yop.lacok o'an Sumerbjnk'ı beüı dokuma kaiemlerinde dışsotım yapncak sekılde reorganıze etrnekt r CünKu poyosa kurallar' ıcınde özel kesımın dşsatıma vonelmes1 bekıenemez Tarıh Hind^tan'ın somurge oldugu donemietae Ing'tere nm dokumadokı rekobete dayanamGyınco OVfedekı dokuma usro'arının sop eitenni b< lek'ennden kestırdiğınt kavisder Cunku tekstıl uretımmde ka7onılrrok becen sosyal sım* kavromını ve makıno üretımine voneınneyl scğiavccak, buradan giderek sanayı toplumuna uiasıno bıltnc varatacaktır Gercek. bugün de değışmemiştır. Turkıye. 793O'lu yıllann kendısıne armağanı olorı büyük uretım kopas'tesını en iyı b'r bıcmde de degerlend rmek >/e onünde dıkılen engellerı sergılemek öurumunda olmalıdır. veHerle petroie karşı tekstil takası söz konusu oiunca, dışsatımo aynlobitecek paym cok düşük olduğu gorüfmuştür. Sınırlı kapasıteye bir de yük ADECE içerde deglt dışarda da hareket artü. Sadece partiler degil. altin turcarlanndan sanayicilore. ülkonin herhangrf bir köşesindeki bi'm?m ne bayiinden monta) sanayîi üstadJanna uzanan b:r çember içinde hükümetin siyasal geltceei en geniş boyutlarıyla taröşıbyor. S ÇUVALDIZI KENDİMİZE * S'jtün Duntarı sergiledikten sonra cuvaldızı bFroz 'da Kendlmize batırmakta yarar vardır. Örneğn Turkiye've MC dönemirtde getlrilen kısıtlamo ooaeminde AP eündeki Dışışlerl Bakanlığı ile MHP el'T.eKi Tıcaret Bakanlığı arasında cıkan anlasmo?ıık sonrası. Bakanlık duzeyindekı terr.sil! gere/tıren bir roplantıda devletl iplık fabrıkatörlerinir» te; ı etmesiyle ve ontann onoyıyla alınmış. bu Cfia,.; konfeksiyoncular karşı cıktığı. halde ıtirozks:> tc&tırriTiıştır. (Bu konu görüsmelere aıt zabıtlaraa ver almaktadır). Sonucto 1976 yı!ı ıplik dışsa:;m ^rktarı olan 60 bin ton ipük aşılmaz bir borai hoi re getirilmiştir. Şimdı gecmlşte de /!eti öze' kesırvn temsiı etmesi şeklindeki konunun acı sonuçlcı g'aenlmeye calışılmaktodır. Ote vmdan, gectiğimtz yıl bir GOney Kce firrnas^ " t? •tar dolarlık ic camaşır Istemlş Sumer< ban* r>u hı.yük toleba sınırlı üretim koppsitesi <retersızüO' nedeniyle yonıt dohl verememiştlr. Sov Herkesin seçimler yaklaşırken kn'lanacagı oy dışında, guncel politikayı tar tışmastndan daha olaŞan bir şey olama/. Ancak, bu tartışmalar içinde bellrlrvicı nitelikte olanlan. tartışınalan somut kararlara vönoltebilecek olanlan iyi ayırmak gerek. Hattâ, çok iyi izlemek gerek. Kimler transfer piyasasma giriyor, karşı partidpn ne karsılıgı adam ayartıyor, arkasmdan da kimler yeniden o partiye pidip «Şu yatırımın, şu isin üstesindcn gelirseniz, gidenlerj geri getiririm« diye biliyor. Hangi sanayi dalında birbîriyle rekabet edenler böyle öneriler ileri siiruyor ya da karau kesimiyle rekabet etmeyj eöze almış olanlar benzer önerileri en öst düzeyde. ömefin Bakanlar, Başbakan Yardımcılan düzeyinde ortaya sürebiliyorlar?Ecevit hOkumetinden Istifalar birbirini izlcrken. ekonomik kararlar artık duraklama dönemine girmişken. bürokrasi işini gücünü bırakmış tümüyle «Ne olacak» sorusuna karşılık ararken. gozlorimizi biraz da dışan çeıirmenin sonsuz yaran var. içerde karşılık bulamadıfımız. arayışa düşriigumüz sornlar fHnıtlarını belki de dışarda bulmaktadır. Geçtiğimız günlerde • Ekonomik» nitelikte 'ki olay belli belirsiz basında yer aldıktan sonra. şöyle bir ?eldi geçti, Biri Dünya Bankasının raporu, diğeri IMF Başkanının Uluslararası Bankalara yazdıgı mektup. Bunlara önümüzdeki perşembe erünü. yani yanndan sonra. Paris'te yapılacak OECD toplantısını da eklemek gerek. Çünkü. her üçünün de mantığı ve çıkıs yolu aynıdır. Ondan 5te, her üçünün de Türkiye fizerine verdiği kararlar, siyasal terciMer aynıdır. Türkiye Batı dünyası ile illskilerini yoğunlaştırdığı, Batı'nm ekonomik nitelikteki kurumlarına Üye» olmaya başladıgi tarihlerden bu yana, hemen her raporda ve hemen her topiantıds kavga hep aynı noktada düğümlenir: Sanayileşme. Türkiye, ya da genel olarak Batının bu kuruluşlarına üye olan ama a? şrelişmis ülkeler. nasıl bir sana>ileşme stratejisi çizeceklerdir?, Sanayileşme olsrusu kendini nerede, nasıl gösterecektir?.. Dünya Bankasının raporu işte yine aynı konuya ginnekte ve «Sanavileşmenin planı» olarak nitelenen Dördüncö Bes Yıllık Kalkınma Planında uzun dönemli ereklerin degiştirilmesini istemektedir. OECD buna koşut bir politika izlemekte ve şunlan söylemektedir: «Geçmis yıllarda Türkiye gerçi >üzde 7 gibi yüksek bir kalkınma hızına ulasmıştır. Bu ortadadır. Ancak. Türklye Bİbi kaynaklann lat bulunduöu bir ülkede yüzde 7'lik kalkınma hızını sürdürmenin nasıl pahalıya mal olduğunu sadece Türkiye de*il. tüm dünya erönnüştur. 1973 petrol bunalımı ve bunun sonurları Türkiye tarafından iyice hesaplanamamış. YORUM Seçeneksizlik sürüyor! tfalçın DOĞAN Türkiye hiçblr politikasıyta buna uyum gösterememiştir. Bugün ekonomik bunakmın temelinde ve bundan kurtulmanm güçlükleri arasında geçen yıllarda üstesindcn gelinemeyen uyumsuzluk yatmak tadırBu satırlar sanıldıgından çok daha fazla önem taşımakta, İMF Başkanının Uluslararası Bankalara yazdıgı mektupla birleştirildiğinde, bizim burada dört duvar arasında aradığımız sorulara karşılık vermektedir. İMF Başkanı, herhalde İMF'nin tarihinde pek kolay görülmeyen bir uslup ve biçimle bankalara yolladığı mektupta •Yeşil ışık yandığı halde, neden açıklanmış olan borçlan vermiyorsunuz» demekte ve hesap sormaktadır. Bunu da Türkiye adına yapmaktadır. İçerde «Bu hükümet ne zaman gider, nasıl gider» dlye sorulduğu bir zamanda. Batı dünyası şu ya da bu Bakanın istifasını, şu ya da bu Bakanın yolsuzlu ğunu, şu ya da bu Bakanın toplantılara katılmayışını. kararname imzalamayışını dikkate bile almaz. Onun tercihlori Guadaloupe doruğunda kesinleşmiştir. Türkiye Sovyetlere karşı Batının bir tamponu oldukça ve siyasal anlamda Araplara Ortadogu'da destek oldukça. Batı desteğini Ecevit hükümetinden cekme\ecektir. OECD'nin verdiği fapor Demirei hükümetlerini açıkça mahkum etmektedir. Ama. aynı zamanda Ecevit hükümetinden de «Yüksek bir kalkınma hızı yerine daha «Mütevazi rakamlar istemektedir. Ekonomik olarak Batının istediği. «Kalkınma hızının düşürülmesi> noktasında düğümlenmektedir. Bunun için TMF aracılığıyla «İşte para denilmekte. bankalar sıkıştırılmakta. öte yanrtan da Dünya Bankası Kalkınma hızını yeniden gözden geçirmek. planın sanayilesmeye ilişkin bölümlerinı tartışmak» amacıyla Türkiye'yi toplantıya çağırmaktadır. İktidarlannın sürmesi karşılığında Ecevitin planın bu yönde dfî&istirilmesine karşı cıkması şimdilik pek beklenmemektedir. Gerek resrnı yazışmalarda. gerekse özel sohbetlerde ortaya hep aynı »ercek çıkmaktadın Batı için Ecevit henüz seçeneksiz liderdir Türkiye'de... Batı Ece\ft'i hâlâ tfesteklemektedir. Batı Ecevife karşı henüz bir seçenek oluş,turamamıştır. Bunun da mantığı açıktır. Şu anda Türkiye'de bir hükümet değişikliğinin Batı'ya maliyeti çok yüksektir. İMF'siyle, Dünya Bankasıyla, AET'siyle kurulan tüm ilişkilerin yeniden ele alınmasının maliyeti çok yüksektir. Demirel'in »Biz iktidara geleceğiz demedik ki, sözünfln altında yatan da bu seçeneksiziiktir. Ken disinin Ecevit'e seçenek olmadığının bilincidir. 14 eklm seçimierinden sonra parlamento aritmetigi doğrultusunda Ecevit hükümeti düşebilir. Bir siyasal bunalım doğabilir. Ama, kurulacak hükümette CHP yerini yeniden alacaktır. Çünkü, Batının Türkiye'deki tercihj değişmlş degildir. Ecevit dışında bir seçenegi yoktur. Akla gelebileoek her türlü etkenin yanında. Batının bu tercihi çok fazla ağırlık taşımakta ve belirleyici oLmaktadır. Dünya Bankasi'na göre, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumun kapanması için en az 100 yılgerekli WASHİNGTON (ANKA) Dunya Bankası sonayileşmiş ülkelerdeki ekonomik belirsizlikler neceniyle gerşmekte olan ülkelerin bugün ulaştıklan büyüme hızını sürdurmelerlnin kuşkulu olduguou bildirmiştir. ' 1 Batı, yc aa dogrudan doğruya kapitalizr kendi iş celısk/lerınden kavnaklanan bir bunalın '.•asomakto. Bir yandan hızia artcn enflasyonibaskı, öte yandan basta ABD olmak uzere Ba ekonomilerinin yaşadıkları parasal sorunlar. kap talıst dünyayı kuşku ve kaygılar iç^nde önlem ( ramaya ıtmekte. Enflosvanun durdurulması icin reeskont hoı lerinın yükseltılmes' gereklı Oyso bu. yatırıml: rın yovcşlamasma ve giderek durmasına vcl ac< cak. Bunun doğal sonucuysa ekoronrnın yeni b durgunluğa gırmesi ve ardından gsiecek tsstzli*Bu yoldan gıdilmezse, dunya D'vasaiarıno altın değer kazanmaya ve özeliikle Amerikan D < lan dc değerıni yitırmeye devam edecek. İkincl Dunyo Savoşı önces' ve sonrasme Baiı'nın bel boğladığı Keynesg'l ekoiOT'i kuran lan artık işlemedıği n'bi. küem uzprıne ik:le! varatmaya boşıadı Ekonomi uzmanian cişsiz! ğ'n gıdenlmesi icm gerekırse enficsvonun k< ruklenmesınder ı^acınıl'novacoğı» s^kiinde öze 'enebilecek kuromın günOmüzCn ekonomik k < şuılorr oltındo işlerHğıni tumuyle vıtırdiginı söylf yebillyorlor. Kapltallst dOnya bu buriaîımı Ifcilemler Içînd yaşamakta ve daha uzun bır süre de yaşcyacc ğa benzemekte... Buna karşılık. Batı yardımıyla, kopitalist si; tem içinde kalkmacaöını düsünen Türkiye'Pın dı rumuna da bckmak gerek: Türkiye'de enflasyo ve ışsizMk oranı, Batılılann herhangi birinde cck daha yüksek; yatınmlor bir yondan dövbunalımı bir yandan da icsel nedenlerle zate durmus gibi; arton havct paha1:lığ< önumüzdel günlerde başlayacck tooiu sözleşmeleri yatında etkileyecek; toplu söziesmelerin son'jc'arın'n ne reye ve ne şsküde yançivcıcaâmı an'amak içi özel sektörün önde gelen kişılerinin demeclerir okumak bıle yeterli... Özetlemek gerekirse, Türkiye daha bugün den Batı'nm kc\gılandığı Ikılem ve bunalımı ya şomakta. Bir d» kesinllkle Batı sistemi içindyer aldığımızda ne olacaktır? Aslında, butün buntar tümüyle bir sister sorunudur. Türkiye. kapitalist sistemi sectiği y da secmek zorunda bırakıldığı icm, Ristemln tür sıkıntılannı yoşamcyı da peşinen kabul etmektı değil mldir? * Dönya Bankası roponı. aanayileşmlş ülkelerin 1975 durgunluğu sonrasında içten gelen korumacı bcskücro karşı koyabilmek için cobo narcomış oiduklcrını kabul etmekte. ancak. bundan sonra korumacılıkta atılocak her ileri adımın gelişmekte oıan ülkelerin ihracotını önemli ölcüde Köstekleveceğini savunmaktadır. Gellşmekt6 olan ülkelerde son yıllarda gözlenen büyümede en büyük payın sağlıklı bir ihracat politikosı olduğunu beIflien rapor, bu ülkelerln 1976 yılındon beri ihracatlanm süratle ortırarak 1978 yılı sonunda 320 milyor doıara çıkardıklarını bildlrmektedir. EN AZ 100 YtC GEREKLİ... Dünya Bankası raporu, yoksul ölketenn buyüme hızının' bugünkünün iki katına cıkması ve sanayileşmiş ülkelerin bugunkü hızlanm sürdürmeleri halinde bUe. aradaki mutlak farktn kopatıtabllmesi icin en azından 100 yıl gecmesi gerekt'ğini öne sürmektedir. Bu nedenle DOnya Banka: sı. gelişmekta olan ülkelerdeki ilerlemeye karşın, yoksul insan sayısını azaltmanın mumkün olmadığmı belirterek, önümürdeki 25 yıllık dönemde ekonomik büyümenin daha zor koşullar oltındo gececoğini kaydetmektedir. Rapor. gelişmekte olan ülkelerin bugünkü büyüme hızlanm cşmak bir yorta, yalnızca bu düzeyl korumak İcln bHe daha fazla ynfcnnrı sermaye akışına gerek duyacaklannı ı a ,,orunmoc o^skî'ora dayanabilmek ve tanmsal uretkenliğı ortırmak icln olağanüstu coba harcamck zorımda kolacaklar'nı bndirmektedlr. 10 MİLYARIN ÖZERİNDE KREDİ... Raporda. Dünya Bankası ile ıkl yan finonsman kuruluşu, Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA) ve L'luslorarası Finansman Kuruluşu (IFC)'nın 1979 yılında gelişmekte olan ülkeiere toplam 10 milyarın üzennde kredi sagladığını bıldirmektedir. Dunya Bankası 1979 yılı raporuna göre, bankanın kredıleri bfr öncekl yıla göre 891 mllycn dotar artarak 7 mifyar dolara ycklaşırken. IDA kredileri 709 milyon dolar artarak 3 milyar dolorı aşmış. IFC kredıleri ise 425 milyon dolar düzeylnde kalmıştır. 1979 yılında en cok kredl kul'anan ulkeledn başında Endonezya, Brezilya ve Mekslka nın geldiğint bildiren Dunya Bankası raporu Dünya Bankosı'nın yılda yüzde 7,9 faizle kredl verdığinî. IDA'nrn ise sadece yuzde 0.75 oranında bir (alzle 50 yılda geri ödenebilen kredüer açtığını kaydetr.ıektedlr. TÜRKİYE'DE: • özel keslmln temsl'clleri, gerek Iktisadl Kalkınma Vakfı Yüksek Koordinasyon Kurulu bildirisi, gerekse basında yer alan demeç ve yazılarıyla, Türkiye'nin zaman yitirmeden AET'ye tam üyelik İcin başvurmasını istediler. Konsey dönem başkanı O'Kennedy Başkanlığındaki AET heyetiyle Dışişleri yetkiiıleri arosında yapılan «araştıncı» nitelikteki görüşmeIerde kesln bir sonuca varıtamadı, karşılıklı «iyi niyet» bellrtlldl. • 1979"un ilk yedi ayındo toplam 2,675 milyon dolarlık dışalım yapıldığı, ham petrol dışalımına 382 milyon dolar, petrol urünleri dışalımına ise 371 milyon dolar ödendiğı açıklandı. Ham petrol dışalımı yüzde 40 dolayında gerilerken ürün dışalımının yüzde 130 artması dikkatl cektl. • Suudl Arabistan, deneme amacıyla aldığı dört traktörün beğenllmes* halinde Türkiyeden 400 troktör alablleceğinl blldirdl. • Norvec'le imzalanmış bulunan 30 milyon kronluk lyaklaşık 210 milyon TL.) bogış anlaşmasıyla Fransa İle imzalonmış bulunon 300 milyon franklık (yaklaşık 3 5 milyar TL.) kredl anlaşması Bakanlor Kuruiunca onaylanarak yürürlüğe girdi. • İMF Başkanı J da Larosslere. uluslararafM bankalara gönderdlğl bir yazıda Turklye'nin «stand • by» oniaşmasıyla öngörülen tüm yükümlulükleri yerine getlrdlğinl bildlrdi, Dünya Bonkası ise hazırladığı Türkiye raporunu tartışmak üzere Turk yetkllilere cağnda bulundu. • Altın fıyatları dünya piyasalanndakl artışa koşut olarak büyük bir sıcramo yaptu Hafta başında 3.800 TL. doiayında olan Cumnurıyet altını hafto sonunda 4200 TUna, yukseldi. Altının gramı ise 610 TL. oldu. • 37 «gelişmekte olan» ülke sanayl boKanlarının 15 ekim tarihlerin UNIDO tarofındm Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir yuvartak masa toplantısına katılacakları açıklondı. . • TMO'nun eiınrte bulunan buğday stoKunun yetersız oiduğu «e ıvedl önlem alınma ması hal!nd« ekmek sıkıntısı cekllebllecegi ileri sürüldü. • İngiltere ne, OECD katkı voadi çerçevesinde 15 milyon steriinglik bir kredi ankışması imzolandı. • Türkiye'yl ziyaret oden bir Amavutluk heyeti. Türkiye'den |ilet. celik boru, otobus ve ilöc almak Istedıkierinl buna karşılık petrol ürunlerî satabilecekleriru acıkladı. • Türkiye'deki dört lastik fabrikosmın kapaslte kullanımı yılın İlk yedl ayinda yüzde 30 . 35 doiayında kalırken İran'ın Türkiye'den lastik almak Istedıği ancak bu istemin karşılanamadığı açıklandı. • İş Bankası'nın petrol aramasıyla llgiH projelere kredi vermeye hazıriandığı bitdirildL tın fiyatı cuma gunü belirgln bir duşüş kaydederek 369 dolara düştü. Hafta başındaki altın fiyatı ise 353 dolardı. # 20 Eylül günü altın yükselmeye devam ederken ABD DOLARI on bir aydan beri en zor günlerini yaşadı. isvicre ve F. Almanya Merkez Bankalarımn yüklü müdahclesine karşın doların düşüşü cuma günu de sürdü ve ABD parasının değeri hafta sonunda 1.5730 İsvicre frang; ve 1.7635 Alman markı olarak belirlendi. Bir önceki haftanın sonunda doların değeri 1.6321 İsvicre frangı ve 1.8174 Alman markına eş'tti. Doların Japon yenl karşısındaki değeri de bir hafta içinde 223.98'den 221.38'e geriledi. • İNGİLİZ ÜRASI da kötü bir hafta yaşa altı ayındakl artış oranı yuzde 4,3 olarak saptandı. 1978'de yüzde 3.4 olarak gercekleşen GSMH oüyüme hızının bu yıl sonunda, petrol fiyatlannın olıwnsuz etkrsine karşın yuzde 4 olarak gercekleşmesı beklenıyor. • MISIR Ekonomi Bakan Yardımcısı Cemal Nazer, halen yılda bir milyar dolar do!ayında olan ABD yardımının yüzde 100 artırılmasını isteyebileceklerinl belirterek, «ekonomiyi ayağa koldırmok ve Red Cephesi'ne onlarsız yapabileceğimizl göstermek icin yıllorca beklemek istemiyoruz», dedi. • AET ulkelerinde çalışma cağındaki nüfusun 1978 sonunda teorik olarak 1085 milyona yükseldiği, işsiz sayısımn ise temmuz 1979'da 5.9 milyon (yüzde 5.4) düzeylnde bulunduğu açıklandı. • SSCB'de yüzde 5.7 olarak plânlanan smai üretim artışı yılın ilk 8 ayındo ancak yüzde 3,6 olarak gerceklestl. Ülkede bir para reformu olcsılığından da soz ediliyor. • İSPANYA"nın AET'ye katılmosıyla iigili resmi görüşmelere Brüksel'de başlandı. ispanyo iki yıl önce AET'ye katılmak istediğini Topluluğa bildirmiştı. • PORTEKİZ'de geçlci hukümetln İMF ile yenl görüşmeleri geciktlrmek niyetlnde oiduğu açıklandı. • JAPONYA'nın carl dış ödemeler acıöı ağustos ayında 1.53 milyar dolarlık bir rekora eriştı. Gecen ytl/n aynt ayında Japonya 159 milyar aolar fazla sağlamıştı. • AET Enerji Bakanlan ulusal petrol dışalımı hedeflerini saptama konusunda bir anlasmaya varamadılar. AET'nin Tokyo'da bellrlenen dışalım sınırlamalarına uymakta zorluk çekeceğl anlaşılıyor. • CHRYSLER firmasımn 1.2 milyar dolorlık ivedl yardım Istemi ABD yönetimince reddedıldi ve daha kücük bir yardım paketi oluş turu!abileceği bellrtildi. • HOLLANDA, enerfi sorunlarım cözümlemek amacıyla önümüzdekl 20 yılda 30 mil yar dolarlık bir yatırım programı hazıriadıgını acıkladı. Ekonomi veticaret'te geçen hafta • Merkez Bankası'nca bankalar keslmlne açılan tqnm kredilerinin ağustosun son haftasında 5,582 milyon lira artarak 23,741 milyon liraya cıktığı açıklandı. • İstanbul'da çalışmalarını famomlayan Dünya Madencilık Kongresi'nde «gelişmekte olon» ülkelerin madenlerino sahip cıkmalan Istendi. • İstanbul Ticaret Odası an yüksek «ergi ödeyen 427 üyesine modalya verdi. • Tekstil sanayicilen sağladıklan dövlzi devredebilme yetkisl tstediler. • Dünya piyasalarında ALTIN, G O M O Ş ve PLATİN gibi değeriI madenlere büyük bir istem goıüldü. Londra borsasındo Perşembe günü ons boşıno 3S6 dolara kadar yükselen aldı. Hafta başında 2.185 dolardan hafta sonunda 2.163 dolara düştü. • Gecen hafta icınde toplanan AET ülke leri Malıye Bakanları AVRUPA PARA SİSTEMİ (EMS) içinde kurlann yeniden berlırleneceği yolundakı iddialan yalanladılar ve sistemin iyi ışlediğinl belırttıler. • İMF karamsar bir YILLIK RAPOR yayınloyarak gerek sanayiteşmiş ülkelerin gerek se gelişmekte olan ülkelerin güc dönemler ge Cireceklerini ileri sürdü. İMF özellikle sanayileşmiş ülkeieri «sıkı para» politikaları izlemeye, kısa dönemde falz hadlerinl yüksek tutmaya, ücret artıslonnı sınırlandıran «gellr polillkalam izlemeye ve «gelişmekte crfan» ülkelere daha fazla yardım yapmaya çagırdı. • F. ALMANYA'da GSMH'nin bu yılın i!k DÜNYA'DA:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear