29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKÎ CUMHUBtYET 15 ARAL1K 1979 orumluluk başkalanna altken. genellikle, girışimlerin sorumlusu kışılerl eleştirmek kolaydır. Ve bu tür bir eleştiride stnır yoktur. Kişisel boyutlardan ulusal boyutlara kadar. kayıp ve çikar analizi yapılmadan, çofcu kez dayanaktan ve karşı altematif araştırmasından yoksun salt karşıtlık eleştirileri olarak sürup gider bu davranışlar. Ne var ki, bu tezin karşıtını oluşturan eleştirilen konulann çarpıklığı v e sonsuzluğu olgusu da, açık bir gerçektir. Ekonomik darbogazda, herşeyin kıthklar ölçeğine vurulduğu dönemlerde. kararlardaki acelecilik ve önlemlerin yetersizliği ve yeni sorunlan da peşinden sürukleraesi olgusu, hızla reak değiştirmektedir. Ama sonucu hep ayru. Daha çok kıthk, daha f?hiş fiyat ve daha güvensiz ve çaresiz yönetim ve değisim. . Değişinün, sıkıntıdan yaaa ana çizgisini hep koruyarak ekonomik değer bulma ve yaratmadan yönetim kadrolarına kadar vançı, nedense bu hızlıhğına karşın bir gerçegi asla benimsetüremez. Sorunun ortaklığını ve nöbetin karşı tarafa da geleceği gerçeğini. Varılan kaygı verici noktanın ulusal refaha ve hangt yönde olursa olsun kitlelere çok yukarılardan baktıgıtu ve ulusal sorun haline döndügünü gönne gerefini hatırlattıramaz. Bu nedenle de iktidar sürecindeki degisim ne olursa olsun. Türkiye'nln son beş yıl içindeki ekonomik ve sosyal bunalunı, kararbhğı tartışmasız bir köklülükte varlığını sürdurup gitmektedir. Sosyo . ekonomik yapırun bu ikl karşıt olgusu devam ede dursun, biz bu yazımızda, deneyim fazlaüğı ve artık bazı asgari ortak noktalarda birleşme geregi içinde bulunulurken, iki ekonomik karann genel ekonomik degeriendlrtmlnl yapmak istiyoruz. Bunlardan birisi mal karşılığı dış alım bedellerinin bekleyen transferlerine karşılık sözkonusu edilen, «vazgeçme» şeklindeki kambiyo kararı, diğeri de özellıkle son gunlerde hukümet programında çok sıkça sözü edilen servet beyannamelerini yenileme düşüncesidir. tkisi de yukanda üzerlnde durdugumuz ana çarpıklıkların sonucunu yansıtan ve aşama aşama yaşayan çok önemll yaklaşımlardır. Yaşamsal önemdedir. Ama ylne. olası sonuçlan ve neden ve nasıl soru S Programdaki Yatırımlar Faik Y. BAŞBUĞ Ianndan yoksun şekilde gundem konusu edilen ekonomik çarpıklıklan dile getirmektedir. iktidar gruplarından birisinin karşı tarafa ödeme olanagı tanımadığı fatura için bu kez karşınm kendisine ödeme hakkını tanıması istenmektedir. verecek bir düzenleme ve açıklamaya kavuşturuLması gerekır. Bir defa tefeci piyasası kuramları gunlük yaşamın içine adeta meşru işlemler gibi son derece özgür şekilde girmişken ve gunlük gazetelere kadar yansımış ilanlariyle boy gösterirken hiç bir önlem alınmamaktadır. Devletin yasal faiz tavanını % 24.5'la sınırladığı ve faizle para kazantnayı hukümet iznine bağladığı ortamda, «kara para» piyasasımn geliri «net % 41 gelir sağlanır>, «100 bin TL'nize ayda net beşbin TL» gibi açıklamalarla kamu oyuna sunulmaktadır. Önce bu odak araştırılmalı ve yasal çizgiye yaklaştınlmalıdır. İkinci önemli nokta ise düzenlemenin yasal güvence açısından anlamı ile ilgilidir. Şöyle ki. bu tur darbogazlarda belirll bir önlem getirilirken denilmektedir ki, alınan karar bir hukümet kararı olmasına karşın, bir yönetsel tasarrufa bağh af nlteliğindedir. O halde büdirinin tüm kapalı yanlan gundem dışı tutulacak ve herhangi bir acıdan izleme ve suçlama davranışı olarak değerlendirilmeyecektir . Bu doğru ve gerekli olan bir açıklamadır. Ancak güçsüzdür ve sonuç dogurmaması açısından örnegi daha önce görulmüştür. Bunu. üzerinde durulacak ikinci örnek olarak belirttigimiz kambiyo karan üzerindeki açıklamayla ortaya koymaya çahşalım. SERVET BEYANINIYENÎLEME Özu şudur bu tümcenin: Türkiye'de yogun bir «kara para» denilen fonların dolaştığı tefed piyasası vardır. En ufak bir maliyet hesaplaması yapılmadan, bu fonlar, piyasada karaborsa v e doğrudan tuketim işlemlerine konu edilerek, yaünmdan tamamen uzak enflasyonu körükleyici bir işlev üstlenmektedir. Yaklaşık 2030 milyar TL dolaylannda bulunduğu sanılan bu fonlar, Izlenmesi olanaksız kayıt dışı birikimleri gostermektedir ve çok hareketli bir şekilde ulusal ve uluslararası aianda işlemlera konu edilmektedir. Başka bir deyişle vergl tekniği açısından belirtilirse, kişılerin beyan dışı tuttuğu servet birikimlerini göstermektedir. Şimdi istenen, tanınan bir yenileme olanagı ile bu fonlann meşru servetler arasuıa ithali. sonuçta da şahıslann yararlanacaklan böyle bir olanak sonucu ortaya çıkan birikimlerin. gerçek yatınm alanlanna kanalize edilmesidır. Bir yandan dayanaksız yapay tüketim odakları kurutulacak, bir yandan da kalkmma plan ve programlan çerçevesinde sağlam bir zemin oluşturulacaktır. Teorik yönü itibariyle çok önemli ve doğru bir teşhis. Ancak bir kısım yan gelişmelerin dikkate alınmamış olması nedeniyle sonuç vermesi çok kuşkulu. Onun için de öncelikle bu açılardan da güvence 70 cente muhtaç diye nitelçndirilen Hazine tam anlamıyla bir kambiyo darbuğ^ızındaydı initekim bazı açılardan eksik o dönem iktidannın soyut ancak çok anlamlı ikinci önemli tümcesi «enkaz» sözcüğünden sonra «70 cent. sözcüğü idi.) 1977 yılında getirilmiş mal bedelleri, hâlâ da devam etüği gibi, transfer bekliyordu. Yeni dış alım yapılamıyor, sanayici durma noktasında bulunduğu savlariyle kilitlenen ithalatı temel sorun olarak gösteriyordu. Eskiyi ödemeden yeniyi vermiyorlar açıklaması ise doğal bir gerçektir kuşkusuz. Böyle bir ortamda iktidar yetkilisj çıkmış ve eğer transfer isteminden vazgeçerseniz Merkez Bankasmda bekleyen fonlannız bir defaya mahsus olmak üzere ıade edilecektir. Bunun anlanu nedir? Birincisi mal gelmiştir ve bagış defildir. İkincisi dışarıdaki firmalann bunlann bedellerini almadan yeni mallar vermeyeceği söylenmektedir. O halde tek yol kalmaktadır. Transfer isteminde direnme. Aslında burada çok önemli bir nokta vardır. İktidar böyle bir istekte bulunurken mal karşılığı ithalatın gerçekte bir kredili dış alım değil, yerli sermayedarlann karşılıklannı yurt dışında gerçekte ödedikleri ama yasal zorlama nedeniyle transfer isteminde bulunduklan alımlardır. (İkilj finansman). O halde vazgeçerlerse bu fonlar ekonomiye kanalize edilmiş olacaklardır. Fon sahipleri açısından ise durum daha farklı. Adaptasyon gücü çok yuksek müteşebbüs kesim derhal kararını vermls., böyle bir karara uyumun döviz kaçakçılığuu tescil anlamma geleceğıni düşunmuştür. Ve sonuçta hukümet öngörusu sonuçsuz kalmıştır. tabi. Şimdi aynı şeyı sormak gerek. Servet beyanını artırarak yenileyecek kişi ilave ettiği kısımlann kaynağını nasıl açıklayacak? Açıklama zorunluluğu yoksa bile bu davranışlar. gösterge olacağı bazı geçmişle ilişkill davranış şekillerinin gizliliğine ters duşmez mi? Onun için iktidarlar bu tur bekleyişleriyle ilgiü iyiniyet kararlanndan öteye etkin yaptınm güçlü önlemlerle piyasaya egemen olmaya bakmalıdır. Ekonomik düzensizligin reçetesi «piyasa gücü yüksek devlet» tezinde yatmaktadır. Yüzbaşı Sdafiattinin Romanı İLHAN SELÇUK • PANTÜRKİZM... • TÜRKCÜLÛK... • TURANC1LIK... KONUSUNOA BUGÜNÜN SORULARINA DÜNDEN GELEN TARİHSEL YANIT... İRAN A2ERBAYCANINDA RUMİYET)EN KAFKAS AZERBAYCAN'INDA BAKÛ'YA KADAR UZANAN KANLl TURAN SERÜVENİNİN GERÇEK ROMANI... 3'ÜNCO BASKISl CIKTI REMZİ KİTABEVİ CAĞALOĞLU Sovyetler İran Amerika İzlenimleri İLHAN SELÇUK TA GONCEU DÜNYAMIZIN SICAK ÛCGEN BİR KlTAP. ANLATILIYOR... «ÖNEMLİ OLAN BİR AN'I SAPTAMAK DEĞİL. DEĞİŞİM» VURGULAYAN ETKENLERİ KAVRAYABİLMEKTİR. DÜN BUGÛN YARIN ÜCLÜŞÜNÜN MANTIĞINDA NEREDEN GELMİŞ NEREYE GİDİYOR BU TOPLUMLAR?» 330 SAYFA 25 LİRA REMZİ KİTABEVİ CAĞALOĞLU TRANSFER İSTEMİNDEN VAZGEÇEBİLİRSİNİZ Bir önceki iktidar döneminin en bellrgln zorluklanndan birisj döviz olanaklan idi. (ki şimdi biraz daha olumlu bir tablo bulunmasına ragmen güçlük sürmektedir) Şimdi Ne Olacak? OKTAY AKBAL Evet «CHP agırhkh hukümet Meclis'te çoğunluğu karşı tarafa kaptırırsa ne olacak?» Bu soruyu 6 Temmuz 1979 günlü yazımda sormuş. şöyle yanıtlamışım: «Yeniden 'devleti parselleme. girişimlerine geçılecek. Üçüncü MC bu kez eskısinden daha dıkkatli, daha tutkulu, daha deneylı olarak büyük bir htzla miütanlannı her yana yerleştirecefc. CHP'nin yapmadıgı bütun partizanlıklan en kısa zamanda yapacak. CHP. DİSKle. TÖB DER'le. POL DERle. tüm devrimci örgutlerle, güçlerle anlaşa^ madı. hatta bu örgütleri guçsüzleştirdi. MC'ciler ise bunun tam tersini yapacaklar. tüm ulkücu dernekler. sağcı örgütler büsbütün güç kazanacak. Militan. partizan örgütlere dayanan MC vurucu güçlerle kendi anlayışındakj bi r yönetim kurmaya yönelecek, Anayasayı degiştırme girişimlerine, Kemalist devrtmden. 27 Mayıs atılunlanndan kalan ne varsa hepsini tarihin çöplügüne atmaya kalkışacak. Sol. MC iktidannın tüm agırlıgını. tum şiddetini üstünde duyacak. Devrimci dernekler, sendikalar. örgütler. partiler çalışamaz. sesini duyuramaz hale getirilecek.» Bir kehanet degildi bu yazdıklanm... Hep konuştugumuz. hep bildiğimiz kesinliklerdi. Karşımızdakıler tanımadıgımız kimseler mi ki «artık böyle şeyler yapmazlar. eski yapüklarından ders aldılar, aynı yola sapmazlar» diyebilelim! Bir kişiyi kaç ksz denersiniz? Bir kez. iki kez. haydi haydi üç kez! Ama altı kez denenmez o kişi! Nitekim Bay Demirel'in altma Başbakanlıgı da birincisi, dördüncüsü, beşincisı gibi başladı. sona erene dek de aynı çizgide yurüyecek... Bu kez «Meydan okuyarak» hem de!.. Bir «Azınhk» hukumetidir karşımızdaki, ama dünyanın hiç bir «Azınlık» hükümetinde görülmeyecek bir tutum. bir kararhlık içinde... Sanki bir •Darbe» olmuş. tepeden inmeci bir yönetim işbaşına geçmiş!.. Oysa 27 Mayıs 1960 devrim eyleminde bile göremediğimiz bir atma, işten çıkarma, tüm güvendiği kişileri devletin her kademesinde önemli görevlere hem de en kısa sürede getirme gerçeği ile karşı karşıvayız. Demek iktidann yeniden MC'ye kaptınlması halinde olup bitecek şeyleri aylar önce bir bir sıralarken hiç de haksiz değil mişim! O yazıda, 18 aydır iktidarda bulunan CHP hükumetinin pek çok eleştirilecek yanlan bulunduğunu da yazmışüm: Elinde tam çoğunluk varken bir takım yasalan çıkartmamak... Demırel ve onun gibi bir takım politikacılardan «Hesap» sormamak... İlerici güçleri ardına alarak faşizm heveslilerinin üstune gitmemek... Hattâ. ilerici güçleri. örgütleri kırmak, darıltmak, etklsiz hale getirmeye çalışmak. MC'den devraldığı korkunç gerçekleri zamanında halka anlatmaktan kaçınmak. «Kendimize yetmek» önlemlerini iktidara gelir gelmez almamak!... Ben söylemiştim, ben yazmışüm, hep söylemiştik. hep yazmıştık» diye dövünmek, öfkelenmek, gözyaşı dökmek gereksizdir artık!.. Olan olmuştur. olacak olan zaten buydu, başka bir şsy olamazdı. iki kez ikinin dört etmesi kadar kesindi bu. İşte parababalarınuı apaçık etkisinde, nerdeyse gözetım ve yönetimindeki örtülu MC iktidan, kaçınılmaz yazgısını yaşıyor, görevini yerine getiriyor. Ne demişti Bay Rahmi Koç ABD'nin «Leaders» dergisinde çıkan yazısında; «Biz, doğru bir hukümet ve liderliği seçerek dıj. iç v e ekonomik politikada gerekli dönuşümleri sağlayarak üzerimize duşeni yapacagız.» Koç'a göre «Ülkeyi idare etmek üzere yeni bir liderlik kadrosuna duyulan bir susamışlık» vardır. «Özel sektörun daha çok gelişmesinl» satlayacak bu beklenen, bu özlenen iktidar şimdi işbaşındadir artık! MESS Başkanınm «Gölge Başbakan» olmasıyle, Komando Ayvaz'm egitim ordusunun başkurmayhgına atanmasiyle. tum kadrolann bir kaç gün içinde militanlaşürılmasıyle!.. Gündemdeki sorun. «İlerici cephe»nin ki CHP de bu cephenin içindedir bu MC gerçeği karşısında ne yapacagı, ne yapabileceğidir. Hem de en kısa zamanda... oyın Demirel'in azınlık hükümetinin programına vs iik uvgulamcjlarına bokarak irkilmemek tehlikeli bir ay mazlık olur. Gercekten. Demire4'in bundan önceki bunolımların baş nedeni olan siyasal ve ekonomsal tutumunda, en küçük bir düzelme göstermemesl bir yana, cateşe körükle çidiyor> kanısını veren bir programı ha zırkjmasının amacı nedir? Buyuk kaygılara gebe bir programdan ne bekliyor? Hesabı nedir? Gelenekssl demokraslyl yaşatmak Isteyen zengın ülkeler bile. ekonomsal polıtıkalarını, bir oramja da olsa, insoncıllaş tırmak icin, sosyalizmden esin iBnen düzeitmrıere yone'dikie r> ve haklorla özgürlukieri kısıtlarnakian özenle kaçındıklan bir aşamado, bizim azınlık hükumeti, demokrasiyi. hic bir kitapta raslanmayan vo hiç bir gercekci burjuva bilim odamının da oklına getiremeyeceği bir bicıme sokacak ve anayurdunda bile teneşir tahtasına kaldırılmayı bekleyen kapitahzmin de en ilkel bicimi İle uygulonmasını öngören bir hukümet programı ile, Türklyeyi nereye götürmek istiyor? Yokso karanlık bir ortam mı hazırlanmak istenmektedir? Konuyu. evrenseJ ve ulusal bağlamlar (konteks) içinde algılayan herkesin kaygılarımızı paylaşacağı inancındoyız. S Ülkeyi Nereye Götürüyorlar? DEMİREL VE YÖNETİMt, KENDtLERİNİ ANAYASAYA UYDURACAK YERDE, ANAYASAYI KENDİLERİNE UYDURMA TUTKUSUNDAN VAZGEÇEMİYORLAR. Ahmet YILDIZ rtalımlardan bu amac İçin vararlanmak istediö* bllinen Demlrel, fırsatı bulduğu kanısındodır. Anoyasanın. halkoyu İle kabul edilen 32. maddesine tumden aykın olarak. yargı bağım sızlığı, kuvvetler ayrılığı. yargıc çüvencesl. doğal yargı. hukukun listünlüğü, kısacası. hukuk devleti ilkelerini bir kalemde yoklayan bir mantığın ürünü olan DGM'ler yeniden kurulmak isteniyor. Bu Anayasa buyruğunun, sonradan hangi koşullarla oluşturulduğunu herkes blliyor. Bu yargı ve demokrasi saptırmasının da yanağı da, en oğır bicimde suc lanon ve üyelerinin serbest 18tenci büyük bir baskı altında tutulan 1971 1973 Meclislerln de ve rahmetli İnönü'yu bile, tAnayasa'yı saptırma korçısında ne kurtcrırsak kârdır» dsdirten bir ortamda. blr Anoyasal • siyasal gerlciliğin mutsuz bir örneğı olarak, Anayosamıza eklenen antidemokratik deyimlemelerdir. Anayasamızı bir cerceveye hapsederek. demokraslmizl saptırmak isteyenterden tşalcılorı» da, halkı yetersiz bularak ileri bir artayasayı clüksı sayıcıları da ve bugünkü «çerceveclleni de lyl tanımolıyız, amaçlannı da bilmeliyiz. Bunlann ttüretmek Istediklerl gerekceler de ya demokrasyl ryî ce kovrayamcyışlarından ya da onu iclerine slndiremeylşlerinden kaynaklanmaktadır Bun lara göre. sendikalar ve dernekler politika dışı tutulmalı ve Danıştay da memur kıyımla rına ses cıkaramamalıdır, hukümet istediğini yapabilmeüdir. Politlkanın gerçek tanımına Böre. tPolitika dışı sendika ya da dernek». funsuz ekmek» kodar anlamsızl'k olab'lir ancak. Her toplumsal sorunun bir politik yönü olduğu geroeğini bilenler için bu Isteğin osıl amacının, büyük bir aydın kitienin uyon ve tepküerinden kurtulmak ve politrkayı da önseçlm cirkinllkleri ile, halkı yönetimden iyice soğutan parti esnafının tekelinde tulmak olduğu bilinmektedir kuşkusuz. Kamuoyuna bu gerceğl anlatmalıyız. Aslında, Yorgıtoyca karara bağlanan ve Barc'ar Blrliğlnce da ortoklaşo beniTisendığl açıkîanan görüş çudur: «Dernekler, partilerin iktidar yarışrnasıno dogrudan katılamazlar. Fakat bunun dışındaki po litik eylemlerl yasaklanamaz.» Güçlüyü her zaman haklı ve onun istencinl de yasa sayon (fasizme kaynaklık eden felse fe) Mckyaveiii ve Nietsche man tığı İle DİSK ne derse kötü ve TİSK ne isterse haklı diyenler (cünku gucö fçcl degll varlıklı lar temsil eder), cağımızda, baskıların care değil, çöküşle rin hızlandırıcılar, olduğunu hâlâ da anlayamıyorlar ya da «Ne kazanırsak kğrdır» diyen blr kumara umut bağlamışlardır. Şah'ın. Somoza'nın, Idl Amin'in sonlorından bile ders alamıyorlar. Cok onurlu, gurur lu. unlü gecmlşi ve zengn deneylmli Türk halkı da o ülkelerin halklarına benzemez. As lında, Anayasamiz ve ceza ya salarımız, yan tutmadon durüstçe uygulandıklan ve devlet yönetimi de güven veren bir tutumda olduğu takdirde, hic bir zorlamaya gerek kalmaz. Tek parti ve hatta hukuk dışına düştüğü icin, Ihtilall blricik core haline getiren DP döneminde bile. yeterli görülen yosalar. nedense. Demlrel iktidara geldi mi yetersiz oluveriyor. Yıüardır ylneleylp durduğumuz acı gerçek bugün de kar şımıza cıktı: Demirel ve yönetimi. kendilerinl Anayasaya uy duracak yerde, onu kend.lerine uydurma tutkusundan bir türlü kurtulamıyorlor. llerlye dönuk. emekten yana, cağımızın en belirleyici nl teliğl olan sola yöneJdiğl izleniminl verdlğl Içln umut olan Sayın Ecevit'ln, Demirelizmin uygutayıcısı durumuna düşünce. desteklerini hızla yitlrdiği gerceğl, bunalımlardan da Cik mazlardan da kurtuluşun gerçek yolunu. görenlere göstermektedir. Hukümet lcraatt. bunalımlann gerçek nedeni olan Demlrei'in eski politikalarından ve Cepheci batakcılıklardan da çok daha tutucu ve özelcidır. TÜSİAD, TİSK ve kapitalist emperyalizmin örgütlerinin Is teklerlni temel alan program. özel girişimin Istek duyduğu her yerden devleti kovarak, meydanı monta|cı. altınlarını kendi defterlerine yazmamak İcin baş kaldıran, vergi kaçakCilığını durdurocak önlemlere isyan eden, oçıktan iktidar ya rışmasına giren hatta acık faşizme ulaşma amacı güdülmektedir. F'yatlan serbest bırakon, kapitalist yarışmayı ve piyasa mekanizmosını temeJ alan, planı da Içdış çıkar cev relerinın isteyip durduğu biclme sokmak isteyen bir tutum karşısındayız. Ecevit Hükümetinin en olumlu girişimlerinden olan Tam Gün Yasasma en ağır dille saldtran ve madenlsrin devletleştlrümesl yasasını derhal kaldıracağını mujdeleyen beyanlar kaygılarımızı kat kat ortırmaktadır. KANSER HBHR7 Doç.Dr. ÜMID KIRDAR Ç en önemli VA •n cok korVulan hulalıfiı KANSER hakkında Mlinmesı gerekli tüm bılgiter. KANSERİN On b«lirtıl«f1, erken le^Msl, tsdavlsl ile hMUIıktan korunma hususlarınd» bugan için en son bllgıleri ve 60011er.Naık Cıiı üe anlatan ve açıklayan kıtap. D«O»fl: 2C0 Tl. YIUN KITABI Ülkeye Pahahya Mal Olur 18 yıl uyutulan servet beyanlarını çeri verip, «Kaçırdıklannızı da yazın. yaptıklarınız yonınızda kalsın, kacırdıklarınız helâl olsun» dlyen bir vurgVn affı, DÇM skandalının bir yenisini gündeme getlrecek ol<jn «Avrupa'daki serseri dolarlardanı borç aimaya kalkışmak, kamuoyu ile acıktan olay eden bir «gününö gun etme po litıkasunın bir başka yönüdür. Nıtekım, Başbakan bunu. «Tür klye bugün. yarınları düşünecek durumda değildir. bugünö düşünmek zorundadır.» sözleriyle acıklamoktan da kacınmamaktadır. Oysa Türkiye, güncell geclştlricl değil, uzak geleceği de iceren köklü kalıcı cözümler bsklemektedir. Sağlanan milyarlarla dolarla kredüer. işci dövizleri, bol ürünler ve 1981'e değin borc ödeme zorunluğunu koldıran an laşmalar. böyleslne bir «Bugüne bak sonra ne olursa olsun> politikasına olanaklar sağ lanmıştır «Ben kullartamadım sen kullant diyen Ecevit'in ce remesinl çok ağır bicimde cek tlği bu olonaklordan, erken ya da 1981 secimlerini kazanmayı osıl amac sayan blr politika i!e, yararlanılmaya kolkışılması, AP'ye yarayabilir, oma ülkeye çok pahalıya malolur. OEN~L DAĞIT1M VE OOCMEUİ KTEMC AORE8İ Yalnız Çıkar Tutktısu Klasik geleneksel tburjuva» demokrasisinin, ekonomsal sıs temi olan kapitalizm nedeni I!e, anlamsızlaşarak, s'ryasol haklardan ancak varlıklı bir azınlığın yeterınce yararlanabildiği ve sosyoekonomsal hakların ise, büyuk çoğunluk icin, kâğıt üzerinde kaldığı, yaşama geçirilemediği açık gerceğl. en yetkin burjuva bilginlerınce &» kabul edılmektedir. Aslında, hem kapitalizm them eşitlik, adalet, özgürlük, bağımsızlık», ısıcak buz» düşlsmek kadar açık bir çelişkidir. Bu çelişki, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, geleneksel derrokrasi ICin ölumcul bir tehlike sayıldsğı bir aşamadayız. İnsanlık bu aşamada iken, so'uk kesicl bir bunatıma sürüklenmiş bulunan Türkiye'ce, kopitalızmin «Bırakınız gelsinler bırokmız yapsınlar» ilkesinin kıran kırana yarışmacılığının, «serbsst piyasa mekanizmasının», orman yasasını andırır biçimdo uygulanışının, fkâra tapma» cbur!uğunun ve canamal birlkimlnt» temel alan azgınca sö rrürüsunün ölümcul tehlikeleri n, sezenlerle hak ve özgürlükier! daha da kısıtlamaya kclkıçmanm neiere yol ocabileceöinî öngörenlerin uyorılaııno ! acıktan meydan okuyacak b r hükümetimlzln olabileceğini ak la get'remezdik. Ülkemizde, klasik demokrasinin İki ayağı hlc yok iken (sosyal ve ekonomsal demokrasi) ve topal olan ücüncü ayoğı da kötürümleştirilmek isteniyor. Döşün suçu ayıplarına, sendikalasma kısıtlamalanna, kitap yazan ya da çevira nı haoislerde cürütme ilkellik" lerine ve Işkencelere değın Insanlık dışı uygulamolora olanak veren düzenlemelere yenileri eklenmek isteniyor ve bu tur «ırmakları terslne akıtma» uğraşları da care sanılryor. Hukümet. kısıtlı sendıkalaşmayı, etkisiz derneklesmeyi. sınırlı gösteri ve yürüyüslerl, yönetsel yargıyı (Danıştay) ve cağ dışı kalmış yasal hükümleri daha da cağ dışı hale sokacak düzenlemeler istiyor. Bu TURİSTİK TESİSLER KÎRAYA VERİLECEKTİR. EpfT.ulluk bucağında kâin GölTur Turistüt tr\tslrn 1980 yıiı işletmc sezonu için, möbleli olarak vf teklif alma usulu il« kiralanacaktır. Teklil alma suresi 31 Aralık 1979 günu mesai saatına kadar geçcrlidir. Buna ait şârtnaroe her mesai günii GülTur merkezinde gönilebflir. tsteklilerin aşağıdaki adrese müracaatlan du yurulur. GulTur Yönetirn Kurulu Başk UlusHükümet Cad.No: 5/39 Telf. 110255 ANKARA AJANS E 81 9635 ÇIKTI OKTAY AKBAL Kuşları GÜNCE 19651969 KONUSUNDA ANILAR. IZLEMIMU» DUSUNCELER Yan Tutmadan... FRANSIZCA STRASBOURG ÜNİVERSİTESI MEZUNU ÖGRETMEN TARAFINOAN FRANStZCA OERS VERİUR. HEDEF, DEV BİR DENİZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA BU HEDEFE ÎJLAŞABtLtRÎZ. TEL: 58 68 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear