Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ONİKÎ CUMHXT»YET 29 KASDI 1979 PORTEKÎZ'DE 7 MÎLYON SEÇMEN ERKEN SEÇİM İÇÎN PAZAR GÜNÜ SAND1K BAŞ1NA GIDİYOR Ingîltere Mektubu Ahmet TAN j S Merkezci ve sağci partilerin kurdukla rı ittifak, Sosyalist Parti'nin karşısına ciddi bir alternatif olarak çıkıyor. ON bir yıldır partılerüstü hükümetlerie yân«ttlen Portekız'de 7 mılyon secmen, 2 araiık g u n j bir erken seçım icın sandık bcşıno gıdecek. Ancak 2 aralıkta yapılacak erken seçımler, 1980 y.lında yapılması gereken normal secimlenn one alınmosı anlamına gelmıyor Fazar günü secılecek mılletvekıllerı. 7 8 aylık bir sure ıçın goreve gelm.ş olacaklar. Bu mılletvekıllerının. Anaycsayı değıştırme yetkılerı de bulunmayacuk. 1980 yazında veni bir secımın ufukta gorünmesı. bu secimlere ılıskın propaganda kampanyasına da önemli ölçüös etkılemsş durumda. Seçım kcmpcnyolan. sankı 1280 seçimlerınıp bir provosı nıtelığ'Tide, Partılenn özgün konulara değınmek yerine, Senel sorunlara yuvarlok yaklaşımlarla bu propa(jandayı geciştirmeye çalıştıkları gözleniyor. Portekız secımlerine ilişkin son komuoyu yoktarmlan, secmenlerın büyük coğunluğunun henuz kararsız olduğunu ve secım sanuclarmı bu karorsız secmenlerin oylarının belirleyeceğ'ml gösteriyor. Secımlere uç gün kala partiler yelpazesıno bakıldığında kabo hatlarıyla şu görünüm ortaya cıkıyor: • Sosyaı Demokratlar Merkezcl Demokratlar ve Halkcı Monarşist Portl Demokratik İttıîak odı cltında bir secim ittlfokı oluşturmuş bulunuyorlar. Sıyosal yelpazenin sağını oluşturan bu İttifak, özel girişimlerin ülke ekonomllerdekl payının artırılmasını ve kamu sektöründe rasyonalizasyon vaadediyor. • Komunfst Partrnin liderllğlrute oluşturulan Sol Ittifok Ise. 1974 Devrlmi'nln ardından elde edlten kazancların korunması gereğini dile getiriyor ve sanayı kesırnlnde kamulaştınlan Işfetmelerfn özel sahiplenne geri verilmesıne ve ülkenin güneyindeki tarımsal alanlardaki kollektlf calışma düzenmden vazgecılmesme karşı cıkıyor. • Bu Iki Ittıfakın arasında. siyasal yelpazenln ortasıno ise Marlo Soares'm Sosyalist Partisi'ni göruyoruz Sosyalist Partl, cPortekiz'de sosyal barış, ilerleme ve istıkrar» gibl yuvarlak slo{jonlarla ortaya cıkıyor. NEDEN SECİME GİDİÜYOR? 25 nısan 1974 Devriml'nden bu yana bir askerl darbe. Ikl de başansız darbe girişimlne sahne olan Portekız'de 5 yı| lcinde göreve gelen 11 hükümet de ülkede 'stikran sağlamayı ve uzun süre ayakta kalmayı başaramadı Bu arada ekonomık sorunlann cözümü icin devreye giren İMF receteleri Ise sokaktaki odamın yaşam koşullarını oğırlaştırırken. hukümetlerin ömürlenni de kısalttı. İşsızlik oranımn yuzde 13'e ulaştığı, gercek geIMerın gecen yıla'oranla yuzde 9 düştüğü Portekız'de, akaryakıt fiyatlarına yapılan son zamdan sonra enflasyon oranınm bu yıl yüzde 25'l aşmo5i bekleniyor. Ekonom!<c sorunlann oğırlığmın Portekiz'de demokratik süreci de bir anlarrda keslntıye uğrottığı söylenebılır. Nitekim So3yalıst Parti ıle muhafazakur eğillmlt Merkeîci Demofcratlann oluşturduğu koalisyon hükunnetinln 1978 yazındo dağılmasmttan sonra İMF ı««*telerlnin pertileröefü hükümetlerle uygulanması denendl Ancak partılerüstü hükümet formüllerl bir vanda geniş halk kıtlelerinın tepkisivle karşılanırken diğer vanda da üikenrn Iki büyük partısi olan Sosvalıst Parti ve Sosyal Demokratlar ıc.nde fraksıyon catısmalarına neden oldu Carlos Mota Pınto liderliğindeki teknakratlar hükümeti temmuz ayındo bu oratmda yapılan bir bütoe oylamasında Sosyalistler ve Komünistlerin oylarıyla düşürülünce Devlet Başkanı Eanes ParİGmento'yu feshederek erken secım karan aldı ve Portekiz UNESCO Büyukelcisl Bayan Maria de Lurdes P'ntassılgo'yu Olkeyi secimlere hazırlavacak bir partılerüstü hükümet kurmakia görevlendirdl. "SARAY'DAXİ CASUS,, BAYAN • THATCHER'E ÖNEMLİ YARARLAR SAĞLADI Sosyalist lıder Mario Soares Seçımler, ona ıktıdar yolunu yeniden acacak mı? Pıntassılgo, Avrupa'da Bayan Ttiatcher'den sonra Ikıncı kadın başbakan sıfatıyla göreve başla/ken, sıyasal partiler öe Parlamento arıtmetığmde bugune dek gozlenen kılıtienmeyı değıştırecek yönde çalışmalara başladılar. Merkezci ve sağcı BAŞBAKAN PINTASSILGO Ulkeyı seçımlere hazırlamak ıcın göreve getırılmıştı. üç partının oluşturüuğu Demokratik İttifak, sryasat gözlemcılere gore Sosycl'st Pcrtinln karşrsma cıd& b r olterratif olarak cıkmış bulunuyor Sol ıttıfaka ıse seçımllVde ıktidar şansı tanınmıyor. (DIŞ HABERLER SERVİSI) Siyasal gözlemcilere göre bayan Thatcher, ülkedeki ekonomik bunalım. enflasyon ve grevlerden halkın dikkatini uzaklaştırmak için casusluk olayını ortaya attı. Pilotu, devrik Orta Afrika împaratoru'nu anlatıyor tBOKASSA HER ZAMAN COK SİKI KORUNUYORDU. BACAKLARININ ARASINDA BCMBA BİLE TAŞIYORDU> ; Bokassa, Elysee Sarayı'nda yaşayanları ailesi gibi görüyordıı, Devrik Crta Afrika Imparatoru Bokassa.. G EÇTİCtMIZ yazın ortalannda devriİ3n Orta Afrika Imparatoru Jean Bedel Batı Avrupa'da u/uşturucu madde alışkanlığı liseli gençler arasında da yaygınlaşı/or ATI Avrupa'da ııyıışturucu alışkanlığımn lise çağlanndakı çocuklar arasında da yaygınlaştığı haber verilmektedir. Paris Match dergisinde yer alan habere göre, Fransa'da afyon kullanan 14 ila 16 yaşındaki çocuklann sayısı azımsanamayacak boyutlara ulaşmış bulunuyor. Uyuşturucu maddeyi ilk kez e'ına sınıfta deneyen öğrencilerin yüzde 5'i llse bitirme sınavına gelinceye kadar en az üç dört kez uyuşturucu madde aldıklannı itiraf etmiştirler. Ancak uyuşturucu maddeyi tadanlann onda dokuzu sonradan bu ahşkanlıklarını terkedebilmektedir. liselilerden sadece yuzde 7'si uyuşturucu kullanma alışkanlığı kazanmaktadır. Ancak 1İsehlerden sert uyuşturucular denilen kokain, eroin ve LSD kullananlann oranı 250 kişide bir kişiye düşmektedir. Uyuşturucu kullanan öğrencilerden yüzdo 46,3'ü bunalımlanru azaltmayı amaçladıklannı, yuzde 8.5'i kendilerine olan güvenlerioi artırmak istediklerini, yüzde 7.4'ü arkadaşlannı taklit ettıklerini. yüzde 3'ü yöneücilere meydan okumak için böyle davrandıklannı açıklamıştır. Oğrenciler uyuşturucu aldıklan zam&a çevrenin ve olaylann büyük bir değişlkliğe uğradığını en basit şeylerin bile bir tiyatro eserine dönüştüğünü Ueri sürmektedir. Uyuşturucu madde konusunda okul yönaticileriyle aileler birbirlerini suçlamakta h\ç biri kusurun kendisinde olduğunu kabul etmemektedir. Ote yandan, polis lise yön9ticilerinin çağrılannı da ciddiye alıp okuia girmeyi kabul etmemektedir. Amerikalılara göre. Avrupa ve Amerika'da yakalanan uyuşturucu maddeler piyasada dolaşanlann sadece yüzde ıo'unu oluşturmaktadır. Polis araştırmalannı engel!*mek isteyen öğrenciler «karınca» yöntemiyle çahşmaya başlamışlardır. Liseli öğrenciler aralanndan birini görevlendinnekte ve OEU Amsterdam Marsilya gibi uyuşturucu maddelerin bol olarak bulunduğu kentlere göodermektedır. Ote yandan carter uçaklan ve ucu2 seyahatlarla birkaç kilo uyuşturucu jetirilmekte bir kısmı satılarak seyahat maaraflan çıkarümaktadır. Gümrukçü ve pollsler her gün üzerindek] fazla uyuşturucu bulunmayan ve «H kanncalan» denen taşıyıcılar ele geçirilmekte. ancak pek çok tasıyıa ylne sının aşmayı başarmaktadu\ Haberler ServUil Bokassa hakkında şimdıye dek çok şeyler söylenmiş, açıklanm^ştır. Kustah olduğu, kendini" beğenraiş olauğu. çocuk katili olduğu, yamyam oîduğu, yatağının som aitından olduğu, vb. dunya basınında yealmış devnk imparatorun ilgınç kışihgi gözler önüne serılmiştır Bunlardan en sonuncusu geçtiğimiz günlerde Fransa"dd yayınlanan Le Point dergisinde yer almıştır. Dergideki yazıda, Bokassa'nın özel p'lotluğunu yapan Fransız Bertrand de C> urvüle, 7 aylık görevi sırasında geçirdiği günleri özet olarak şöyle anlatıyor: «Devrik imparatorla harşılaşmam'z kendisinin görkemli Sologne Şatosunda olmuştur. Neşeli ve kaygısız bir hali vardu 7 müyon Fransız frangına (yaklaşık 71 milyon TL) satm alınan Corvette uçağının ıki pılotundan b:n olarak seçilmıştım Bokassa ıle sozleşmemiz bir yıl İçin gerer lıydi. Uçağın ön tarafmda buyuk harflerle Jean Bedel Bokassa yazıyordu Uçağıa içi geyik derısı vs normal deriyle dö^enmiştı. imparatorun oturduğu yerın arkv sında tümü altm kapîı tuvalet. küvet ve muslukİar bulunuyordu Bokassa surekli alçaktan ve hızlı uçmamızı istiyordu 3<s ni de çağırdığı Bakanlar Kurulu topîantısmın yapılacağı salon oldukca büyüktü. Iki kütuphanede daha çok ekonomik ve siyasi kitaplar göze çarpıyordu Devrik imparatorun bakanlan, Bokassa'nın adeta birer kuklasıydılar. Afrika'yı tanıdıkca bır yü için yapılan sözleşmenin süresıni kısaltma, yollarmı aramaya başladım. Bokass*. yemeklenie de impaTatorluğunu vurguJa maktan geri kalmıyordu. Ayağs kalkar kalkmaz herkes ayağa kalkıyor. maiesteleri yemeğini bitirdiği zaman, herkes yemeğini bitirsin, bitirmesin çatal, bıçağıiı bırakmak zorundaydı. Ozel orkestra bila, Bokassa'yı öven marşlar çalıyor. konuftlara o muhteşem taç giyme töreninin filmi gösteriliyordu. Çağrılılann alkış tutacaklv n zaman, protokol şefinin işaretine bağhydı. Bokassa nasıl Fransa'daki şatolan için vergi verdiğini söylüyorsa Valerv Giscard D'Estaıng'in de ülkesindeki avlar için vergi vermesi gerektiğinı ımtt eden sözler söylüyordu Ulkesınde tek adam olan Bokassa'nın izni dışında hıçbir şey yapı!mıyordu. Ne var ki Jean BedeJ Bokassa, "banş' yanlısı olduğunu kanıtlayacak gMşimler yapmaktan da kaçınmıyordu. Aüeme telefon edeceğim dıye Elysee Sarayına telefon açıyordu. Devamlı fikir değıştirtn Bokassa, bir sebze hemen yetişmezse. bu sebzeyt topraktan sökuyor. hemen baska tohuaı ekıyordu ' Ulkeyı de bir çıftlık •'. bı yonetıjordu. Ozel şırketlenndeD kazand:^ı psralan har vurup harman savuruyordu Yurttaslan kecdısine 'Papa' diyordu. Memurlarla öğrencilerin sokaklara dökülmesıni çügıniık olarak nıteliyor. aacak fcay^ılanmıyordu Herkesi bir rad^o konuşmasıyla yatıştıracağına ınanıyordü. Ama kaygı duyduğu bir şey vardı. o da Fransız b?sınıydı. Bu nedenie bu basıru ülkeye girmesinı yasakladı. Imparator karıçıklıklar çıktığı. zaman başkent Bançuı"den aynlıyor ve şünlerinm büyuk bö'umünu geçirdiği Berengo'ya dönurordu. Ortaîık yatışt'.ğı zaman başkente s;elıyor. 'incak son dereco sıkı bir biçirnde korunuyodu. Bacaklannın arasısda e! bombası bı!e taşıyordu. Kendisme yakın olanlara. her yerde marksistlerin bulunduğundan ysarmyordu Sonunu hızlandıran N'Gragba'daki çocuk katliamından söz ederken, "Fransa'da bana karşı söylenen her söz aslında aileme karsı 'öyleniyor, onu güç lurumda bıraltıyor" diyorda Papa'nın bile kendisme karşı olduğunu kavdedıyord'i. Fransa'ya tatil içm döndüğümde kendosine. kişisel ve meslekı nedenlerden ötürü Banguı'ye dönemeyeceğımi bildirdim. Yorumunu öğrendim. berüm için 'Kibar değilmiş' demiş.» (Dış Haberler Servlsi) TONDRA Şu sıralar Ingiltere grevler açıaı ıidjı son 50 yılın en kötü gunlenni yaşıyor Açıklanan resmı rakamlara göre, 1 milyon 600 bin ışçı bu yıl ıçinde direnişe geçmiş. ya da grev yapmış Ekım ayının sonunda bu yüzden ugranılan ekonomik kayıp 23 mılyon 300 bın ış gunu olarak hesaplanıyor. Bunun 1928 yılındaki ıınlu genel grevden bu yana uiaşılamıyan bir rekor olduğu belirtiliyor Bu arada IŞÇJ Partisı Hükümeti'nden tek rakamh olarak devrahnan enflasyonun yıl sonuna dek yuzde 20'yi aşacağına kesın gözl e bakılıyor Tuketimı kısmak, yenı kaynakiar yaratmak gıbı gerekçelerle uygulamaya konulan zamlar dar ve değışmez gehrlıleri geçım sıkmtısına doğru ıtıyor. Çunku zam kararları îie bırlıkte. kaıriu harcamalannı kısmak üzere. eğıtıra. saglık gıbı alanlardakı dövlet katkısı da azaltıhyor ya da tümu ıle kaldırıhyor. Işçiler. sendıkalar öncekı Işçı Partisi Hukümeü'nın değsnnı bılemstaış olma duygusu içındeler. Bır sendıka lıderi açıkça Işçı Partisı'ne karşı suçluluk duygusu» içınde olduklannı bıldırdı Geçtiğimiz ay yapılan Işç, Partisı Genel Kurulu na katılan sendikalar soz verircesıne Muhafazakâr Hukumet'e rahat yüzü gostermeyeceklenm ıfade ettıler. Sendıkalar Yasasında değışıklik. İşçiyi zapturapt altına almak» gıbı gırişimlerden Thatcher'in sonuç alması ise oldukça zor görüîuyor. Geçtîğimiz ay içınde toplanan Muhafazakâr Parti Kongresı'nde bazı alanlarda aşırı tepkıye yol açan duzenlemelerı için eleştirilen Thatcher. parti içınde eskı lider Heath'ın ekıbı ile bırlıkte kendısırun çıkmaza gıreceğı gunu ıştahla bekledığuu gördü. Yedi aya varan icraatı sırasında rekor düzeye ulaşan grevler, ıki katına yaklaşan enflasyon nedenıyle kendısinj ıktıdara getiren ortalama seçmen karşısında prestij kaybeden Thatcher tam bu aşamada «Siyasal bir atraksıyona gırışti. Epeydır bıldığı anlaşılan bir konuyu, son derece «Fıraklı» bir biçimde .Buckingham Sar^yı'ndaki casus» skandalı olarak adlandırıp ortaya attı. Bu olayla da. birçok kuşu bırden avladı. Casusluk skandahnın ozetı şöyle: Sir Antony Blunt 72 yaşında emekll bir Profesör 2 Dünya Savaşı yıllarında görevli bulunduğu Ingılız Gizh Servisi'nde kendisi gibi üç arkadaşı ile bırlıkte devlet sırlanm Sovyetler Birlığı'ne aktarmıştır. Batı'ya sığınan bir KGB aıanından durumu anlayan 11gih makamlar. profesörü sorguya çekmişler öteki arkadaşlan ıse Sovyetler Bırliği'ne kaçmayı başarmışlar. Prof Blunt ise hiç bir delıl bulunamadığı için serbest kalmış. Kraliçe Ehzabeth 1954 yıhnda kendisine soyluluk ünvanı vermiş Daha sonra da Saray'da Sanat Danışmanlığına benzer bir göreve getırmiş. Sır Blunt 1964 yılında kendisine llgili makamlarca güvence venlmesi uzerine durumunu itiraf etmiş. Ingiliz Gizlı Servisi bu kez Blunt'un verdiği bılgılerden yararlanmış. Kendisinin bu durumu. Saray Özel Sskreten'ne ve mevzuat gereğı. o tarıhten bu yana ış basına gelen tüm başbakanlar ile Içişleri Bakanlarına bildırılmiş. Bu kez de Thatcher'e iletilmiş profe9örün durumu. Ancak Thatcher İS yıMır MikümetlertB bildiğı bu konuyu «Değerlendırme« yolunu seçtı ve siyasal sonuçları bakımından en iyi biçımde «Değerlendır» de. . Thatcher ortalama yurttaşın gözünde. 15 yıldır başbakanların halktan sakladıklan ve Saray'da çalışmasına goz yumduklan bir vatan hainını yakasına yapışıp ortaya çıkaran •Yürekli» bır kadın oldu. Bu arada ana muhalefet partisi lideri.ve eski Başbakan Caüaghan da, casusun once durumunu bılmediğini açıklayan. daha sonra yalancı durumuna düşen Işçı Partisi eski liderı Wilson da ve hepsinden önemlisi parti içındeki rakıbi eski Başbakan Heath da «Saray'daki casus'a göz yuman poUtikacı» damgası yediler kamuoyu önunde . Ama Thatcher asıl emekli casusun en büyuk yarannı Sovyetler Birlığı'ne ve komünizme karşı halkta uyandırdıgı tepki ve tazelediğı «Komunizm tehlikesı» duygulan ile sağlayacak. Çunkü ilkokul öğrencilerine gıda yardımını emekli ve sakatlara devlet desteğıni «Butçe olanaklanmız»dan dıye keserken NATO'ya askeri ve mali katkıyı artırma karan, savunma harcamalannın artınlması kararlan tepki topluyordu. B DOn gece Ayhan Baran'i dlnledim TV'de. Caykovvskı'nın aşk şarkılannı soyledı. Ben de bir şarkı soylemek, Ayhan Baran'a sevgi ve saygıyla seslenmek ıstedım. Telefonu yanıt vermedi, oysa onu kutlamak. Çnykovvski'nin müzığını en güzel biçımde yorumlayarak söyled'ği şarkılarla benı karabasanlardan öıeye, aydınlık ufuklara yonelttiği icın tesekkür etmek Istıyordum. Konseri Suna Kan ve Faruk Güvenc ile blrhkte dınledık Bıraz önce haberlerde gonlümüzü karartan olaylardan soz edıldı. Cezaevinden kacanlar, olenler, öldürenler, Başbakan Demırel, eskı Başbakan Ecevıt, CHP'den istifalar, AP'ye transferler, CHP ve AP'dekl eşgüdümsel yontemler... Bu haberler dizisinde nereye gldiyoruz, olaylar hangı boyutlara voracak, nerede duracak, yorum yapamıyor insan İstanbul olaylarında bell! bır amaç göze carpıyor ama bu amacı kim saptıyor. varış yolunu kim çizlyor, koşullarını kim oluşturuyor kestirmek kolay değil. Kanlı olaylardan sanat olaylanna yönellnce şaşırıyorum bırden. Foruk Güvenc 'Cumartesl konserlerlni anlatıyor gözleri parlayarak. Salonun kalabalığı genclerin coşkusu. dınlediği parçanın hakkını vererek gööterdıği tepki Suna Kan'ı do, Faruk Güvenc'i de mutıandıracak duzeyde gercekten. Ben de her zaman düşünürüm, konser sa/onunu dolduran salkım salkım kalabalığa dalar, bu müzıksever gencliğin yaşadığı kanlı olayiarı nasıı yorumlayacağımı bilemem. Orkestrayı ya da bir solısti aklışlayan ellere silohı yakıştıramam. Kimbiür sılahlar bır azınlığın elınde belkl de... Bu akşam TV'de bir müzik şölenl vor, dlyor Faruk Güvenc. Guzel bir rastlantı. o şölenl birlıkte yaşıyoruz Once Cemal Reşıt Rey'ln fılmı. Halit Refiğ yapmış cekımıni. seyrederken İstanbul konserteri canlandı gözümde, Saray Sinemasıno şıklığmı, son moda şapkasmı gostermek İcin gıden kadınlar bir detile oluştururdu neredeyse. Ama çoğunluğunu Musevl sosye teslnln oluşturduğu o konser kalabalığı geride kaldı giderek. Şimdi istanbul konserlerınin kalabalığı da çok değişti Başkentten b raz değişık de olsa muzıkseverliği giderek ge'ışen, odün veımeyen bır kalabalık... Şaşılacak şey gercekten, sanat dalında, müzıkde resımde, şiırde. romanda, tıyatrodo cok çağdaş bır düzeydeyız ama siyasal yaşam da hayli çağdışı... Sosyologlara konu olacak bır olay bu... Sizın oda orkestrası Türkiye'ye ters düşüyor, dıyorum Suna Kan'a. Sen de ters düşü yorsun, Gürer Aykal'da, Yaşadığımız koşullarda operasından bir Ayhan Baran gectl. <Sye övunebılirız her zaman. Kuyrukiu yıldız gibi bir gecış, parıltısı hâlâ sürüyor, voktıyl* altın ses odülünü alan değerli sonatcı konserlerlnde hâlâ bır ışık yağmuruyla aydınlatıyor muzikseverleri... Ayhan'ın ressamlığını soruyor Suna Kan. billr mlsin, dlye tılor var sahnelerde, klml de yolunu, yöntemîni bulamadan sönup gıdıyori... Ancak her sahnede bırcz alacakaranlığa gömüldük değil mı? Atatürk'ün önerısıyle kurulan Devlet Operasında. Devlet Tıyatrosunda yıldızlar parlarken, eski Halkevj bmasının bıraz ötssınde. Ulus'doki Meclıs'de de ne yıldızlar parlıyordu!.. Atatürk'ün Bakanlar Kuruluna bir bakın, kımlerden oluşuyor, CHP'ye bakın, Kimlerden oluşuyor, Mechs'ın ve de partının gündemıne bakın, neler konuşuluyot. nerde o sâzcüler, o yonetıcıler, o venı bır Türkiye yaratmak. ülkemızı cağdaş uygarlık düzeyıne ulaştırmak ıcın gösterlen cabalar.. O eski Meclıs binasının duvarlarına yansı\an sözleria bu yeni parlamentonun duvarlannaa cmlayan sözler arasında bir ılişkı kurmak cok güc... Çağdaşlaşma eylerrn çok gerilerde bugün giderek ccğın dışına çıkıyoruz. Sen haklısm, diyor Faruk Güvenc. Oda orkestrası bır yanlışhk. Bence başka yanlışlar da var, ve biz ası) o yanlışlarla mutluyuz. Işte bır Ayhan Baran, vaktiyle ses duvarıyla birlıkte ö!üm du.'arını da aşmış, karseri yer.erek şarkı sovlemeKren geri kalmamış bır sanatcı. Işte b>r Gürer A>r. kal, Işte bir İdıl Bıret. bir Aysegül Sanca ortık toprak olsa da daha dün akşam Artızcn galerisınde kuşları kanat cırpan Diı Orha'ı Peker, politıkacılarımızın eski şarkıionna *z<s n hâlâ yenı bırşeyler vppmak ateş y(e vanan bOrokratlar. devlet göreuni tüm sorumiuluklnra karşın büyük durustlukle yürüten tekmsyenler. amansız kurşunlara karşın güiumseyerek yüruyen bilim adamları genel cizgiler 'cmde yanlış görüntüler samsını verseler de gercek variığımızı, gücümüzu, umudumuzu onlar oluşturuyorlar. Kiml ünlü bir sanatcı. kimı adsız sansız bir savaşcı olarak, Caykowsk nın şarkılarıyla hepsıne merhaba demek istıyorum, onlarla yaşıyoruz!... Yarım kalmış bir portreml anımsıyorum. Ama sesinı fırçasına yeğlerim hıc kbşkusuz. Şu Devlet Operasından kımier geldl, klmler geçtı değıl mi Bır Leyla Gençer, bir Orhan Günek. bir ANKARA ANKA... Geçmişten bu yana uzanan şarkı lar... Müserre! HEKİMOĞLU böyle bir orkestra oluşması Inanılır gibl değil, nerdeyse bir yanlışlık. Derken başka bır yanlışlık oluyor, Ayhan Baran cıkıyor sahneye. Soluğumuz kesılerek. tepeden tırnağa coşku ıçinde dinliyoruz değer li sonatçıyı... Bu müthiş bir adam, diyor Faruk Gü venç. Bır Şalyapın geldi, bir de Ayhan Baran bu dünyaya. Boyle ses gördün mü sen? Gecen yıl verdiğı Mussovskı konserinl dinledın mı? Dinlemez olur muyum. Ayhan Baran'da İnsan seslnin yüceüğıne uıosınm her zaman, ayrıca doğal bır zengıniığın emekla, ulaştığı güzelliğı kutlarım. Şımdı emekli oldu ama Türk Belkıs Aran, bir Ayhan Aydan unutulur mu hiç? Atatürk'ün cağrısıyla Ankara'ya gelen Carl Ebert'in oğrencıleri arasında Türkıye'ae opera sevgısını gelıştırmek uğruna sesıni yitırenler var. Bır Mesude Cağlayan'ı her zaman saygıyla anrnak gerekır doğrusu. O !lk yıllarda bcşka bir coşku vardı opera kulisinde. Belki yenl bir kuruluş olmanın coşkusuydu bu, bir sanat dalını bir topluma benimsetmek sevgısıyle sürdürülen güzel bır savaş. Devlet Tiyatrosunda da başka bir rüzgar eserdl o 2aman. Bır Cüneyt Gökcer. bır Melek Gün, bir Ertuğrul llgın sahneye cıktığı zaman kıvanc duyardı seyirc ler... O ilk ateş küllendi galiba, şimdl küllerı eşeledıkçe gozümuze carpan .parıl