17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖKT CUMHURtYET 20 EKtM 1979 POLİTİK4 VE ÖTESİ MEHMED KEMAL İTTİFAK APARTMANI,, VE "DIŞARDAKÎLER,, [2] Kuymkların «dışarıdakılertm yaşamına getırdığı bır yenılık de onlara televızyona çıkma olanakları tanımosıdır Şımdıye dek hep «ıttıfakcılar» teıevızyona çı<ar. hep ontarın borulcrı oterdı Artık dışandakıler de ciKiyor Ozellıkie d3polarda sakianan yüzbınlerce ton sıvı yogdan bırkaç tonu ele gecırıldı mı, hemen teievızyoncuiara da haber ucuruiuyor ve zabıtanın etkıniığıvıe, kuyrukzedeienn mutlulugu saptanmaya calışılıyor Fılelere do an yagların mut Ijluğu başkoca sorunları yokmuşcasına taışarıdakılerın» yuziernde aranıyor Beled'yecıler TANSA ıcın hıçb r zaTian buiamadıkları bu mallcrı ıstıfCilerden sağ'adıkları ıcın bayram yapıyorlar istıfçıler de oy lesıne neşel, öyiesıne keyıfli kı. ya^alanan mollar sankı onlonn deği! Nedert olmasınlar k. beiedı,e mallarını sctiD parosını da kendılerıne verıyor. Her turlü hamalıye ve satış masraflarından kurtuluyorlar. Ama yıre de «Bu b r şans, eğer yakalanmasaydım vurgunu vurduvdum Ne yapalım bu partınln kaderi boyleymış sağlık o sun Insallah gelecek se fere » deyıp. lclenni cekerek 250 lıra ağır para cezosmı odüyorlar Yalnız her nedensa te'evzyonculor kuyruktokl kah romonları gostenp bu kuyrukların oluşmasında en büv Jk pa yı olan «gercek kohramanları» gösterrneyı unutuyorlar Bu da, perde arkasında kalan osıl kahramanlar adıno buyük bır hoksızlık olmuyor mu? bılemıyoruz TV ekranındakl uzayan kuyruklar, en çok tlttıfak Cephesı» temsllcılerını sevındırırken; ele geçırılen malların sergılenmesi de en çok «umutcuları» keyıflendınyor Umutçuları keyıflendıren şeyier de, Ittıfakçıları kızd rıyor Istıtcılerın mallan yakolandıkça, umutcular; tişte toplum yaranna getırdiğimız denetım onlemlerı e'kınliğınl gosterıyor Kım demış polıs ye uyguıamalarla sonuca va rılomaz dıye Işte sonuç» cözumlemesıyle, kendı kendılerıri! aklamaya calışıyorlar Bj arada ele geçırılemeyenleraen, buyuk vurguniar vuruluyor. Ist'fıenen malların ekranlarda Oöstenlmesı Ise, «Ittıfak Cephesı»ni küplere bındırıyor. «Hur teşebbus duşmanlığı yapılıyof1» dıve kıyametı kopa'ivorlar. Istıfcılıkie, hur teşebbus orasında ne gıbı bır oağiontı var bır türlü anlasıimıyor „ Üzun sozün kısası cdışarıdakiler» şu son altı oyı kuyruklarda geçırdıler O tekdüze yaşamlarıno bır renklılık, bır conlılık geldı Bır bakıma (cok affedersmız ama) «Eşeğınl yıtırıp de tekrar bulan odamın» sevıncıni yaşadılar Bu da yıllardır horlanan. yuzlerı guımeyen Insanlor icm az bır şey aeğıldl Önemli olan da, ınsanların varolan şeylerle yetınmeyı bılmesı ya da kücük şey erle mutlu olabılmesi değıl mıydi? <İTTİFAKCILARIN> TOPLANTISI ittlfakçılor şöyle dört dörtlük bır yaz dınlencesıru gercek ten hak ett.ler Bu kışı va llkyazı oidukco yorgun gecırmışlardi Önce vergı yasalarını engelleme savaşımı, sonra do «Ekonomıyi llerletme Proğromj» denılen şu tumutcularm» cezası şey. onları epeyce uğraştırdı Umutcular. ne olduğu belır sız uygulamalarla, ckarma ekonomıye» comok sokmaya calıştıiar bır sure O kendıni beğenmış damşmanlar durmaoan bırşeyler ıcat edıyorlardı. Bun lardan tekonom.yı ılerletma prograTiı». açıklandığı ılk gunlerda Cephe'yi oldukca karıştır dı. Işte tam bu sıralarda, tittl fak Apartmanı» sak.nleri de, cepheden bır temsılcmın başkanlığında toplanmışlar. yoğun bır tartışma ortamında sorunlarına çozüm arıyorlardı Toplantının gündemındekl itk madde. son ekoncmık karcrların. «Ittıfakcılan» nası! ve hangl ölcude etkıleyeceğinın scptanmasıydı. Sorunların su yuzune çıkmasını ısteyen oturum başkanı, maddeyı tartışmaya actı: Sanayıcı Cafer bey, «Demırı, devlet ıthaı edecekmış1» dıye yakınırken, dışalımcı Hulusı bey de, ıTahtakale Merkez Bankamızdaki dövızlerımıze el atıyorlar' Ben nasıl karşılarım çukulata fabrıkalarınızın. gazoz ve deterıan fobnkaiarınızm gırdı ıstemiermı» dıyerek dertlerlnı doktüler TIR'cı Fazıl bey ds şuniarı ekledı tArkadaşlar, TIR' larımın ve Şehırlerarası valışan otobüslerımın yarısı mozot suzluktan garaılarda beklıyor. Türkrye eskıden mozot cennetıydı TIR'larım yedek depolarını do buradan doidurur, tüm Avrupa'yı ve Asyayı dolaşarak gelırlerdi Dışardan h!c rnl, hıc mazot almazdık Ama şımdl ne oldu Hem paholandı, hern da bulunmuyor. Boyle g derse yan dım demektıri» Fazıl bey henuz sozlerlnf bitirmişti kl bu kez de doktor Sahlr bey sabırsızlıkla otıldı tYa benım durumum. Hıc duymadınız mı şu tTüm Gün Yasasını». Ya deviete calışırsın. yo do muayenehanenl kapatrsın diyorlor. Hastaneden ayrı)ıp, muayenehaneye bakarsam. H. Sami GÜVEN Ne Olacak Sorusu Şaır Nedim Efendi, îstanbul'u öven bır şılrinde, İstanbul ıçın dünyayı ışıtan guneşle tartılsa (hurşictî cıhan tâb) jendır, der Bana sorarsanız, benim içın de bır zamanlar oyleydi, denm Istanbul'u öven çok şi'rler yazılmıştır Ancak en abartmalı ve en belırgın olanlan Nedım'ındır Nedım m ovgulerle bezedığı Istanbul'dan günümuzde ne kalmıştır? Halıç (Sadabat). mıkroplan ıle olum saçan bır bataklıktır Boğazıçı kaçak yapılarla dolu bır beton yığınıdır Bogaz da kırlenımştır; daha Amavutköy den adımmızı atarken yazsa karpuz ve kavun kabuklan ıle herhangı bir mevsımde atılmış çoplerle karşılaşırsınız. Bogaz'ı çevreleyen ormanlardan ız yoktur. İstanbul. Bızans tan bu yana buyuk bır uygarlığm sımgesı ıdı Bugunse uygarhğı kemıren gozu doymaz ve acımasız kat satıcılannın talan alanıdır. Bır arkadaşım emeklı oldu Elıne geçen uç beş kuruşa. kendı bınkürdıklerını de katarak başını sokacak bır yer almak ıstıyordu Bırhkte Bogaz sırtlannın üstande, guven verdığı soylenen bır ınşaat şırketının yaoılannı gormeye gıtük Baktıgımız, her orta hsllı oturacak bır daıre ıkı buçuk mılyondan başlıyordu Yanlış okumadınız, ıki buçuk mılyon hra1 Oysa 35 yıldan çok aevletın ulu katlarmda hızmet etmış arkadaşm elıne geçen para 500 baıı zor buluyordu Buna bankada bınktırdıkiermı de eklersenız toplam bır mılyon lıraya enşmıyordu Çalıp çırpmayı göze almayan bır devlet memuruydu, ne yapsm1 Ker daıreyı bırhkte enşılmez saraylara bakar gibi gezdıkten sonra, ınşaat şırketının sahıbı ile karşılıklı oturup yarenhk ettık Seçımler öncesmdeydı Her vıl bırksç mılyonluk bırkaç yüz daıre satarak kesesını dolduran gözü paraya doymuş mu, doymamış mı. bılmıyorum çelebı kılıklı şırket sahıbı kımlıgımızı öğrendıkten v e bızım böyîe evleri alamıyacagımızı anladıktan sonra bıze döndü •Sız bıhrsınız ne olacak bu memleketln hali?» dıye sordu. Arkadaşım elındekı parayla bır ev sahıbı olamıyacagının acısını ıçıne gommuştü, susuyordu Ben nerdeysa patladım. «Memlekeün halinj mı soruyorsunuz?» dedım. •Evet • «Memleketın hali sızlnle, bızım hallmızdlr. tkimizln hahnden daha somut, memlekeün halını ne açıklayabıhr^» «Anlamadım » « Anlata> ım» dedim. «Bakın. bir yanda bır daireye ıkı buçuk mılyon lıra ısteyen siz varsınız, bir yanda da bu ikı buçuk mılyon lırayı butün biriktırmiş olduğumuz paralara karşm veremıyen bızler Aramızda ıçın ıçm sesslzce geçmekte olan bır kavgayı görmüjor musunuz? Bu kavga şımdı sessızce yürumektedır. Ama öyle bır gun gelecek ikı buçuk mılyonu veremıyenle ık} buçuk mılyomı alan arasında gurültuye dönüşecektır.» •Allah gostermesm1» Bu sözü üzerine guldüm. «Allah». dedım «Bu ışe kanşmıyor. Eğer Allah bu işe karışsaydı. devletın yuce katlarında hızmet görmüş şu adamın başını sokacak bir damı olurdu, serun de bu kadar satacak daıren olmazdı Allah bu 14lere kanşmıyor artık. Insanlar. gün gelecek bu «ıkmtüanoı kendılen çozumlemenın yolunu, yorcic'mını ara> acakîardır • Bır sokak kavgasmdan çıkmışcasma, sılontüı, insaatçınm yanmdan aynldık. tkımız de susuyorduk. Arkadaşım bır sure sonra. «Yahu». dedı. Çok aa konuştun. deger mlydı?» «Bana gore degerdı» «Yok, canım nerden anlayacak adam bunlan?» «Ha, bızden daha ıyı anladı bunlan Görmedın ml kaç muhendıs, kaç mımar çalışıyordu yanında.Kaç usta. kaç ışçı buyrugu alündaydı?.» «DoğTU » «Bak bır şey daha söyleyeylm sana... Bu adam bu yapılan ıkışer buçuk mılyondan satıyor, tapuda, kaç hradan ışlem goruyor bıhyor masun?» •Tapuda bunlaraı her bın bırkaç yüz blnden Işlem gorüyor Bunu tapu memuru da, devlet de. vergı memuru da bıhyor. Ama devlet devletligını yapmadıgı ıçın. Allah da kendıni göstermedıii içın bır vurgundur gıdıyor. Sen bunca yıl devletın önemh yerlermde bulundun, bunlann önlenmesl içın ne yaptm?» «Hıç bir şey» dedL «Yasalara göre hlç bir şey de yapamazdım » •Bu adam bu milyonlan yasalara göre alıyor öyle mı? Yanı yasalar ondan yana, senden yana değıl. Emekh olmasaa da, o gorkemli koltugunda otursaydın ve bu adamı gördun, karşına gelseydı. ne yapardın?» «Boyle yaptıgını bilsem canına okurdum.» •Sen onun canına okumadıgın, şımdi devletin yuce katlarında emeklıye aynlmamış kışıler canına okumadıgı ıçın, bu böyle surüp gıdecektir.» «Haklısın » «Hayır. haklı degilim. Senin başına gelen bir haksızlıgı somut olarak dıle geUriyorum.» Bogaz sırtlannda köylerı parsellemışler, mılyonlara satıyorlardı. Devlet yolunu yapıyor. suyunu getınyor elektngıni veriyordu. Otobusleri Ue oradakı'en mersezlere baglıyordu. Kat yapıp satanlar da herhalde beledıyelerle beledıyeleri yonetenlerle aralan çok duzgun gıttiğınden milyonlan degıL mılydrları vuruvorlardı Bu hepımızın gozien önunde, deneyenm de, denetleyenın de gözlenne baka baxa oiujordu. Bu spekulatörlerın karşısında ulu katlarda hızmet vermış bır devlet memuru korkak. acız, boynu eğık, devletın yıüar sonrası •Emeğının karşılığı bu» dıye verdığı parayla rezil oluyordu. Ondan sonra da adam, «Sız bnırsıniz memleketın halı nj olacak'» dıye alay edercesme bıze soruyordu Memleketin hali ne olacak, memleketi bu hale kım getırmışse, gunün bınnde. ona bu memleketi sürutecekler sırtına vurup çektırecekler. Ama o gün ne ?ündur. bılemem. Ama o grunün geleceğmi bıhvorum. Şundan bıhyorum, uLkenın ulu katlarında bunca h ^met vermış ve emeklıye aynimış bır de% ist memuru. ıkı buçuk mılyonluk katlara böyle mah?un bakarsa, alamayıp yüzgen dönerse, o memleketın başma bır gelecek vardır Çunkü bundan daha bu>uk zulüm nerededır, bana gosterebıhr mısınız' Bır seçımden çıktık, şöyle yapacağız, böyle yapacag.z. dedıler Hepsıne boş venyorum. Emeklıye ayr'imış namuslu bır buyuk memuruna başını sokacak bır dam veremeyen düzenden kımseye hayır İstiflenen malların ekranlarda gösterilmesi ''ittifak Cephesı,,ni küplere bindiriyor «Onlar ne yazmışiar varlara, tek yol du bilmem ne. Biz de «Tek yol hür teşebbus» deriz. Arada ne fark var, onlar duvarlara yazmış, lere...» biz de gazete W 23 «Bizi ayakfa tntan, serpflmemizi iktisadi girdileri sağlayan devlet teşebbüslerinden ucuza kapatıp, başka neydi ki? Onlardan pahalıya satmasaydık hiç bu duruma gelebilir miydik? Bİ2İm gercek velinimetimiz bu devlet tesebbüsleridir.» • parah hastalonmın çoğunu kay bederım Ko/aen gelen hasta'a rırra colıştığım hastoneden yatak ayırma o anağım elımden clırdı mı ne yaparım ben' Mu ovenenanernı kcpatsam bura da, «Ittfak Aparimanında» oturamam Acık tutsam hastanertırt Glonaklarını kavbedenm Ne yapaccgımı bılemıyorum'?» dıyerek bır bir sorunlarını doktü ortaya Apartman sakinleri konuşurken. oturL,m başkanı canKulağı ıle onlan dlnlıyc ve cok pahalı olduğu hemen anla* şılan kalemyıe, defter ne kımı notlar alıyordu Esk den öe not lar glırdı Dcha cok sıgara paketmın arkaoına yazardı Bu kez defeıne yazdığına göre. besbeilı kl djrum cıdd ydı îttîfak Cephesı bcjkanına ıletılecektı Sıra tam Gaffar ağanın sortmarına gelmıştı kı, Sanayıci Cafer bey, cok onemlı bır noktaya dokunacağını bıldırerek, yerıdeT soz aldı. cAkadaşıar, kırdiğını tt> oşın devletcl bir zıhnıyet uyguıandıgın:» vurgjladılar Hepsı de «umutcuıcrın» duşurtîrres nın artık kocımlmaz olduğu noktasında bırıeşıyorlardı Ama nasıl dusurulersğı konustnda bır türlu anîaşanıyonardı Tartışmalar en hararetlı noktasına gelrrış, gerılım doruğuna ulaşmışîı Karşılıklı konuşmalar ve bağnşmalarlo toplantı cığırından cıkmaK uzereydı Masanın bcşmda oturan «Ittıfak Cephesı» tem siicısl ışlemelı kadıfe koltuğun don <olkıp bır oşağı bır yukarı volta atmaya başladı Z ncırleme ıcılen sıgaraların dumonıarı salonjn havasını alabıldığıne cğırıaştırmı^tı Temsılcı bev bıraz temız hava alabı.mek ıcın, pencerenın pancurlarını oraıa,,D dıscrı baktı Işte ne oiduysa o anda oldu... Bırdenbıre, «buldum! buldum!* dıye bağırmaya baş'adı. Karşı duvardakl eğrı buğru yazılmış kıreç yazıları okuvordu; «Bağımsız Turkiye», »IMF Defol», «Tek Yol Dev r nl aldı ve özenle hazırladığı p posunu tutturdu .. Yontem uzerınde böylece anla^ma sağlandıktcn sonra sıra gczete tlcnlarının ıcerıgını oluştumaya gelmıştı B J evreda. dışsatımcı Hulusı bey bir önerıd3 bulundu «Arkadaşlar hocayı çagıraı m Her zarnan olduğu gıoı bu sefer ae engın bılgılerıyle bıze ışık tutsun» Hulusı bey henüz sozunu bıtırm ştı ki, ıttfakcılar sankl ağ z bırilğı yapmışçasına. cSahl ya hoco nerede9 Nasıl oldu da kendısını cagırırayı unuttuk» dıye pışman'ıklarını dı'e getırdıler Cofer bey hemen yerınden fırlayıp, teiefon'a fakujteDen «hocayı* aradı Sırası gelmışken, kısaca sızlere «hocayı» da tanıtalım. Hoca Iktısat rakültesınden ekonomı profesoru Yaklaşık on yıldan ben Ittıfakçılann ekonomık danışmanlığını vapıyor Aıleye dahıl holdıng'erden bırkaçınm da yonetırn kurulu üyesı Boğazın en gosterışli otellerınde ışadcmlarır.a verd'ğı ekonomı< gınlmesmin daha etklleyıcj ola cagı goruşünu savundu ve cDısandakıtere ne kadar acı, ne i'adar karamsar şeyler sovlersen z o kadar cok ılgı duyarlar Önce garılımı arttıralım kı, sonra yumuşasınlar» dıye soZJIU bıtırdı Dışsatımcı Hulusi bey ıse. bu konuaa Cafer beyın one'is ie kotı'dığını belırttll.ten sonra, şuniarı soyledı «Arkadaşlar, bana öyle gelryor kl, bl reyden ışe başlosak cok daha ıy olur Bıreyın hak va özgurluk'erlnden soz edel m önce Hıcbır zaman doğru durust kullanamadığı hak »e ozgurluk.erınden dem vjralırn kı, <disoridoKiler.ni llgtstnı ceV'sın Bu konuda, Iş secme, gecnme, yuva kurma, seyahat et me mal edınme ve tüketme özgurlüklerl aklımc gelryor. insanca hayat kurma konusunda da bırkaç şsy soyledık mi ta mam Bundan sonra da hemen bostıralım ve dr>Fe!!m kl, «ışte bu'un bunları kııManamamanın pedenl. ekoiomıye yapılan aşı» «Ekonomiyi llerletme Programı» açıklandığı ilk günlerde Cephe'yi oldukça karıştırdı. Işte tam bu sıralarda «İttifak Apartmanı» sakinleri de, sorunlarına çözüm aramak için Cephe'den bir temsiicinin başkaniığında topiandılar. biz bu duruma nasıl geldık Ha rlm». Salondakl güru'tü bır ansıi sanayıcı, tüccar, ışadamı olda kesıldı Herkes kendı kendıduk . Nasil gelışıp serpıldx? ne, cNe o.'uyor bızım başkana, Cok değıl, daha 15 . 20 yıl onanarşıst mi oldu? Yoksa kafos ıs t'Cdar oramızdo leblebı ka yı mı üşuttu?» dıve sormadan edemedı. Başkan hâiâ «bulvuranla', soba borusu yapıo, 1 dumi Arkadaşlar buldum » dıye lahiiacun satanlar vardı Nerebağırıyordu Unlu «Arsımet» den nereye geldık.. Ama nas>l ae «Evreka! Evreka!» dıye o^le g^'dık bu cok onemlı B zı abag rmamış mıydı hamamda' vokta tutan, serpılmem.zı sc<5Besbelh kı esaslı bır şe/ bullayan devlet ıktısad' Leşebbüsmustu ıhtıyar kurt Herkes nelerınaen başka nevdı k ı ' Oilar yı bulduğunu merak ed yordu dan g raılerı ucuza kapatıp, pa kı, bagırmaktan kısılan sesıyhan »a satmasaydık hıç bu dule şuniarı soyledı Biz de yazı ruma geleb lır mıyd k 7 Açık ko vazacagız .. Ama elımızde boya nuşalım arkadaşlar. ">urda cok kutularlyla çrkıp da duvarlora ycrar var B'zım gercek velınldeğil... Anarşıstler neden dumetımız bu devlet teşebDuslevarSara yazıyortar? Çunku porıdır İttifak Cephemız kt darralan yck da ondan... Oysa bldayken bunlorm bütün kapıl^n zim mılyarlarımız var... Onkırın nı bıze ocıyordu Plastıjl oemıduvarlara yazdıklannı, biz gan. cımentoyu, derıyi. k myasal zetelere ilan dıye yazdınrız. maddelerı ve hepınızın bildıği Neden gazetelere tam sayfa daha pek cok gırdılerl, pıyasa ilanlor vermeyelim? Neden bu fı/atının kat kat altında Oız.ellanlarımızı peşpeşe surdürmere aktorıyordu. KİT lerın zarar yelım? Dışarıya cıkıp da duhanesıne yazılanlar, bır kac rnıs varlara yazı yazdın mı, adın «alıyle bızlerın kârlarını oluşturunarsısteı cıkar. Adamı ya vuyordu Ama arkadaşlar sımdı ruriar ya da tutuklarlar. Tutukdjrum cok cıddı Umuîçular «vlennde saoahtan akşama KİT ürunlerını pahalılaştırarak, dek talım edersin... Ama gacan damanmızı kurutmok ıstızetelere tom sayfa ılan verıryo^lar Gerçı, yapacakları zom sen, kımse sana anarşıst deları biz de kolaylıkla «dışarıdomez... Onlar ne yazmışlar dukılere» aktarabılırız ve onlar ua varlara, tek yol bilmem ne. Bizhıc seslerını cıkaramazlar ade «Tek Yol Hur Teşebbus» dema, yıne de uzun vadelı çıkarrız. Arada ne fark var. onlar du lcrımız acısından bu zamlara vara yazmış. biz de gazetelere.. 1 d renış gostermelıvız » SanaDışanda «tek yoldan» soz ettin yıcı Cafer beym bu konuşmami, hele hele bunu duvarlara Sı soz sırası alınan Gaffar ayazdın mı adamın canına oğayı hıç mı hıc kızdırmadı. kuriar Kaldı kı, bu yaştan son Tam tersıne, <endısının de soyra gıdıp duvarlara yazı yazateyeceklernı dıle getırdığı ıcın cak halım/z yok ya .. Ustelık f de, duvara yazılan yazılan yalalkışla karsılandı Gaf ar ağa nızca o sokaktan geçenler oda zamlardan şıkoyetcıydıkur, oysa bizim ılanları milyon«Gubre fıyatları yükse!dık;e yuk larca kişi okuyacak, Anladınız seidi Ya mucadele ılacları, a ya beyler, haydi açın keselerın teşten gom'ek halıne geldl ağzını...» Traktorlerım. bıcerdoğerlerım ben^msız kaldı Topraklarımda BAYRAM SEVİNCİ çalışan ırgatlar bıtlendl, deterSa/ın temsılcmın bu konuş|an sabun yoki* dıye yakındı. ması uzerıne, salondakı sessız«BULDUM!. BULDUM 'ı lık, sevgı gosterılerıyle bırdenItt.fak apartmanının sakinleblre bayram sevıncıne donuştü. ri yakınma ar>nı tek tek anlatBaşkan, kıvrak zekâsını bır kez tılar «Ekonomiye yapılan mudaha kanıtlamış olmanın verdığl dohalelerin teçebbüs fevkierlni övunçlâ yenıden masadakı ye DÜZELTME Mustafa Ekmekçrnin dün yayınlanan Ankara Not'.an baş'ıgı «Bahçelerde Eğreltı...», yukandan aşagıva dogru üçuncu paragrafın son tümcesi de yenı çıkmış berberden» bıçımınde olacaktı. Yazıda beıberden sozcüğü düşmuş. Aynca «Süleyman Bey'ı denememek onu kollamak demektır» dıye başlayan paragrafın sekizincı ve dokuzuncu satırlan yer değsştırecektır. Duzeltır, okurlardan özur dilenz. konferanslarta ön yapmıştır. Unıversıtede araştırma yapmak ic n «iğneyle kuyu kazan» mesleKtaşlarına gore, akcasal yönden oldukça yuksek bır gızli guce sah pt>r Her neyse, hocayı da tanımış oldunuz Sanınz bırazdan o da toplantıya yetışır, sız ae kendısını daha yakından gorrr.e o anogını bulursunuz . «TOPLANTI SURUYOR . 1 Gaze*elere venlecek «tam sayfa ılântorın» ıcerıgı üzerındeki tartışmalar oldukça ılgınc geçıyordu llk söz sanayıc Cafer beye verıldı Ca'er bey, başkana teşekkurlerını sunduktan sonra şoyle konuştu: «Sevgılı orkadaşlanm, yoyınlayacoğımız ılânlarla her şeyden once bır lyımserlık havası yaratmolıyız». Dışardakıler «kuyruklordan da. ekonomık enkaz» edebıyatmdan da bıktılar. Boyle hoş tatlı bırşeyler duymak Istıyoriar. Insan psıkoloıısını lyl bıimek gerek Onların ılgısını cekeb Imek ıcın bır umut. bır coşku ruzgörı estırmeliyız Bunun ıcm de sözgelımı dunyado kendıne yeterlı besın ureten bırkaç ulkeden bır oiduğumuzu, teknık eioman bakımmdan Ortadoğuda ışgucu bakmından da Avru pa da en ılerı olduğumuzu belırtmelıyız. Yurt dışındakı bır mılyon işcımızden zengın madenlenmızle, guneşlı sahıllerımızden de söz ettık mı, bu ruz gârı estırebılırız Ondan sonrası cok kolay yuklenırız «umutçulara» Butun bu olanakları kullanamadıklarından, yokluklara ve kuyruklara yol actıklarından dem vururuz. Karma ekonoml anlayısından sapıldığını ve aşırı devletcı uygulamalarla, «fukaralığa davetıye cıkonldığını» yazarız Hayat pahalılığından ve ışsızl kten kurtulmanın yolunun, hür teşebbüsten geçtığlnı vurgularız» Cafer beyın bu yaklaşımı salonda kımı tartışmala'a yol actı. TIR'cı Fazıl bey, secılen stra teı nın yanlış olduğunu, öncelıkle enflâsyon, ışsızlık ve kuy ruk sorun'arını ortaya koyarak, koiumser bır hava jle ılânlara rı mudahaleler ve devletçılıktır» llânımızın son bolumünde de. fukaralıktan kurtulmanın yollarını açıkla>alım «Karma ekonoml anlayısından sapıldığı, k'şmin teşebbus şevkının kı rıldığı bir ortamda, bolluk olmaz, dıye noktalayalım» Huk Gaffar ağa, bırden ortaya otıldı «Ataturk un adını aa kul lansak daha ıyı olmaz mı'» Meselâ. «Buyuk Ataturk'un de Istedığı kcrma ekonomı duzen nden saoma oluyor» dıye yaz sak bze daha çok ınanmcz'ar mı'» dıye bır sap'omodo bulundu Gaffar agan n bu önerısı alk'şlorla kar? landı . OVST dışarıdakılerın Inanmayacakları tek şey, yerleş'k «avanta ekonomısının» hıc bır zaman büyuk Ataturk'un de ısted ğı bır ekoromı bıc TI* o'madığıydı. Gaffar ağanın bu son kctkısiyle tam görüşlenn açık'anması b ttı sanıyordu kl: salonLn sessızce açılan kapısıncnn «bocas süzuluverdı Toplantıda kı herkes ayağa ka'ktp teker teker hocayla kucaklasıp öouş tu'er Başkan da «Değerlı ustadımız sızı aramızda görmek ne büyuk seref, salonumuza ışık saçtınız» dıyerek saygılartnı tazeledı Hocaya masa başına en yakın olan bT yörede yer açıldı. Cofer bey tODİantının gelışıml ve varılan noktalar uzerınde hocaya acıklamalar yaptı. Hca da bu acıklamalar üzenne, şişkın cantasından ç.kardığı bır kâğıtta kıml notlar adı Toplantının havasma gırdıği her nalınden beül oluyordu... cCARPICI BAŞLIKLAR GEREK...* Toplantı aralıksız dört socttir süruvordu. Ittıfakçıların cep ha üyesı o dahı başkanları, bir nokîayo gözu çekmek ıstedı. «Beyler, gazetelere vereceğimlz ılânlara carpıcı başhklar da bul mak gerek Başlıkiar ne denll carpıct. ne denll Iddıalı olursa, «dışarıdakılerın» ilgısıni o kadar çeker Meselâ şu onda oklımo, «Hakıkatçi Çıkış YoIJSI bey tam noktayı koymuştu lu...». «Millet Beklıyor » ve «Fu karalığı Paylaşmak mı, Varlığı Yaratmak mı'» gıbı şeyıer getıyor. Ancak unutmamamız gereken cok onemlı ık| nokta daha var Buniardan bırincsı, vergılere karşı olduğumuz ızlenınını kesmlıkle «dısarıdakılerın» kafa larmdan sılmektır. Anarşıst yazarlar sureklı bu ızlenımi yarattılar O nedenden dolayı ulkede en cok vergıyı veren erın biz ler olduğunu. vergılerın bıraz da vermeyenlerden alınması ga reklılıöini ısrarla beiırtnnelıvız. Boylece «dışarıdakılerm» de cok hassas oldukları bır konu dakı güvenlerlnl kozanmalıyız. Vurgulamamız gereken ik ncı şey de. KİT zararlan konusu dur Açık konuşmak gerekırse, şımdıye dek bır kormo ekonomı esprısı ıçınde KIT'lerı soyup, soğana çevırdık Bu ızlenımi da unutturmamız gerek Bunun ICin de, anı'an ışletmelern verım lı calışmadığını ve hür tesebbuste olduğu gıbi çağdaş ıs'stmecılık aılayısının uygulanmadığını vurgulamamız veter Bütun bu nedenlerle KIT'ierın zarar ettığını soyledık mi bıze ko layca ınanırlar Bu Ikı temel noktada inandırdık mı gerısl Cok kolay > Başkan özenle ha zırladıgı p pcsunu yakarak soz îerınl şöyle sürdürdü: «Dostlarım, anarşıst dedığımız şu genc lerın du/ar yazıları. bugün bana cok şeyler öğrettl Anladım kı, slogan atmak kadar etkıll bır şey yok Biz de gazete ılanlorımızı. onların el ılanlarında ve duvar yazılarında olduğu gl bı carpıcı sloganlcrla kapatmalıyız Şımdı de bu konudakı dü sjncelerınızı clmak ıstıyorum. Na dersınız' » far ağan n COKÇO ılgısını çek Şu slogan atma konusu Gaf rrıştı Sah'bı olduğu köylere gıtüğınde sık sık bu Işı yap'iğından, hemencec k bır onp| gst nverdı «Tek Yol Hur Teşebbus», «Ka'kınmanın îek Yolu Tar mdan Gecerı Ga^ar aga. getırd gı bu sloganların bu yuk bır beğenı kazanacağından o kado' en ndı k uze'ine basa basa bı.Kac kez yıre edı ^ncck, sana/ıcı Ca'e' oev n alaycı bır e'eştırısıv'e Karş laştı. Cafer ÖO, gu erek cA"ion Gafr ? tar aga na yapıyo £jnLz' Bu sıogcniario tum d kkotlerı uze r mıze cekerız S cgon atuor dı ye hepımızı tutukevme gonderrrp'erın <nı ı°tıyors ınuz' Ancr ş stler «Tek Yol Devrm» Tivor lar, biz de b r bakıma onun kar şıtını oluşturan «TeK vC| Hur Teşebbus» dedık mı s ogon atıyorlar dıva canımıza okurlar. Tek yol sozcugu ço^ tehlıkel' Tek yoı Br gı'te Bardot . bile desen, adama ter ters bakorîar. Boyle bır ortamda sız kalkmış tek yolcan soz e1 /Orsunuz Lutfen bıraz daha cıddı olai m. Bu 'şın şakaya gelır tarafı yok.. Akılcı bı yol ızleyerek. oynı amaca «Temel Guc Hür Teşebbustur Başka Bır yo! OJamaz» dıyerek da varabıiınz Gaffar agann sloganlarına 'kın a eleştırı Doktor Sahır beyden geldı «Ka kınmanın Yolu Tarımd r» dıye slogan attın mı adamı «tefe tutarlars Bolgenm manavı, kasabı sütcJSu mu ola cagız dı ,'e k rrtı yazarlar büyük bır saıdırıya gecebıl.rler Duruo dururken onları czdırmanın bır anlamı yok » sozcüklenyle goruşlerıni ccıkladı. YARIN: İLÂNLAR ' «HOŞ GELDİN İMF...,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear