Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ONİKİ CUMHURÎYET KULLARDA ailelerln eV'onomlk acıdan gereksız harcamalara zorlanmamaları yolundakj tum uyarıiara rağmen, sorumsuz harcamalar ve ayrıcalıklı eğıtimin önü alınamamaktadır. 19 EKEVI 1979 Sorumsuz eğitim ve harcamaların önü alınamıyor £ İlkokul çocuğunun çalışma ve kavrama kapasitesini aşan ö'devleri anne babalar yapıyor O O ğretmen yetiştiren kurumlarda ikı yıtdır uygulanan hızlandırılmış eğıtımın sürdürülmesi eleştiri ve yakınmalara Konu olmaktadır. Eğitimciler böylesl bir eğitimaen gecen öğretmenlerin, ilerde bu açıklarınm giderilmemesl halinde mesleklerinde yararlı olamıyacaklarını belirtmektedirler. oğretmen adayı öğrenciler Ise hicbirşey öğrenemeden mezun olduklarını ve öğrend lle karşı karşıya kaldıkiannda cok güc duruma düştüklerini söylemektedirlet. Yapılamıyan eğıtimin getirdiğ! blri Aiieler yardımcı ders kitabı adı altmda, ıstenen birkaç çeşıt dergi ve onsıklopedi yanıntia. ıVıiOkul'.an koplayan koleıiere yorış hastalığının sonuclarından yakınmaktadır.ar. Ko'eı sınavlarını kazanaca* cok oğrsncı yetıştirme tutkusu icmdeKl oğretmenıer. eğitim programı dışına çıkarak, öğrencının yaşı. calışma koposıtesı ıle oağdaşrrıoyan bır ders programı uygulama ve odev verms anlayışı içine girmişleroır Büyük Kentlerdekf ifkokullarda çocukları olan tüm aıieler, eve verüen derslerın cokluğu ve çocuğun bu derslen tek başına yapamadığından yakınmaktadirlar. Ozel ders aian ya da aılelen calıştırabilen aydın çocukları ev ödevlerıni yapabıimeKte. öğretmenm eğitim temposuna ayaK uydurmakta, smıfların buyük coğunluğu bu program aışında kalarak iyice gerilemektedırler. ilkokul öçüncü sınıfta cevremiz konusu işlenirken. İstanbul'un tarıhtekı tüm yabancı adlanw)in ezberletilmesinden yakınan aiieler, bu odevlenn altında kendilerının bıle çıkamadığını ve bırbirienne başvurmak gereğıni duyduklarını onlatmaktadırlar. Aiieler kolej rekortmenliği yarışına giren cğretmenlerın kendüerıne bircok çocuk sectıklerln;, :aace onıarla ilgılnerek. onları eğitim programı üstünde yetiştirmeye çalıştıklarını. diğer öğrenciıen ise tümü ıle boşladıklarını, sınıflardaki farkın iyice büyüdüğünü anlatmaktadırlar. Bu durum özellikle z&ngin evlen ıle yoksul evlerinin çocukiarının aynı okulda buluşmaları halinde ./ıce belirginlık kazanmakta, sınıflarda oğrencıler arasındaki uçurum büyümektedir. Kolej şcmpyorc ları temposuna ayak uyaurabilen cocuğu bıld ruhsal acıdan hastalıklı yapan bu ders uygulamalan ile de yetinmemekte, oıleleri özel ders verdirmeye, kurslara zorlamaktadırlar. Örneğin Levent İlkokulundan başvuran öğrenci aileleri okul müdürünün aileleri özel ders verdirmeye zoriadığını. aynı ş&kilde öğretmenleri de zorladığını bıldirmışlerdir. Ailelerin verdikleri bilgiye göre tatil gunlerı okul müdürünün evi adeta bir dersane görünümündedir. Diğer öğretmenler de müdurden korktuklarını söyleyerek özel ders vermey» başlamışlardır. Özel derse göndermeyı kabul etmeyen aüeler ise çocukiarının bcşarısızlığı ile tehdit edilmektedir. Öte yandon. İstanbul Milli Eğitim Müdurlüğö de öğrenci oilelerınden gelen bu türden yakınmaların cokluğunu doğrulamakta, ayrıcalıklı öğretime savaş acıldığını, aileıer ve kamuoyundan yardım beklediklerinl belirtmektedirler. Mılli Eğitim yetKilileri ayrıcalıklı eğjtime karşı yoğun bir savaş acıldığını, her tür önleme başvurulduğunu ancak cok büyük baskılann da olduğunu, özelliklft varliKlı ailelerin bu tür uygulamalan yapanları koruduklarını acıklamışlardır. EĞITİİV! ÖĞRETİM Şükran KETENCt Kız öğrencilere burs verilmiyor ABANCt ülkelere seçme sınavı Fie burslu ğönderilecek öğrencilerın erkek olması koşulu getlrilmiştır. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, TRT, Milll Eğitim Bckanlığı adına dış ülkelere 1416 sayılı yasa uycrınca secme sınavı yolu ıle gönderilecek öğrenciler icin konulan koşulların bırinci maddesindetTürkıye Cumhuriyeti vatandaşı ve erkek o!mak> hükmü getırılmıştır. Dığer koşullar sayılırken. sınava katılacakların lise fen kolu ve teknik lise (makına, elektrık, elektronik) mezunları olacağı vurgulanmaktadır. Bilindiğl gibı bu bölümlerde kız ve erkek öğrenciler okuyabilmektedir. TPAO bursu mostır icin, petrol rafinerl mühendisliği alanındo uzman yetiştırmek üzere, TRT ls» maystorluk icin vermektedir. Bu alanlorda sadece erkeklerin uzmanlaşabıleceği konusunda da herhong< bır somut rteden gösterilemiyecektır. İlgililer sınav ifi7 öarencilere kapolı tutmanın ancak cağ dışı bır aniayışla acıklanabileceğini belirtmektedirler. Y Hızlandırılmış Eğitim eleştiriliyor kımi dağıtmak amacı lle geclel bir çözum olarak getirilen hızlandırılmış eğitımin. bir yandan cok sayıda eğitim enstitüsü kapatılırken devom ettirilmesinin gerekcesl lle de celiştiğinl savunan eğitimciler bu uygulamadan en kısa zamanda vazgecilmesi gerektiğinı beürterek, acıklamalarını özetle şöyle sürdürmektedirler: cBir yandan öğrotmen fazlalığı gerekce gösterilerek, cgretmen yetiştiren kurumlar kapatılacak, diğer yandon da bir yıllık eğitim biriki aya sığdırılarak oğretmen yetıştirilecek. Bu uygulamanın hicbir mantığt yoktur ve cok sokıncalıdır. Hertıolde hızlandtrılmış eğıtımle diploma verilenlerin yeniden eğitimden geçirilmeleri zorunluluğu vardır.» Çağdaş Çocuk Tiyatrosuna Doğru S ADECE ders kitapları ve programları lcmde kalan bır eğitimin gerçekte eğitim olmadığı görüşünü onaylayamıyacak bir eğıtimci yoktur. Ne yazık kl, gerceği herkesin kabul etmesine karşın, eğitimin boş zomanlarm değerlendırilmesi, kültür çâlışmaları ile bır bütünü oluşturması yolunda otılmış somut adımlarla ilgili örnekler cok azdır. Esen Yel, cocuk eğitımınde onemll bir Isfevi olması gereken cocuk tıyatrosu konusuna değınmiş, görüşlerinin bır özetini sunuyoruz. tÇocukların eğitiminde en etkılı sanat aracının tıyatro olduğu gerceğınden yola c>kılarak başlanmalıdır bu tür calışmalara. Tiyatro tarihinin. ınsanlık tarıhiyle ortaya cıktığını düşunürsek. Insanlığın gelişiminde yaşamsal bir önem taşıyan tıyatronun, bir bakıma bu asamaları yeniden geciren cocuğun gelişiminde de ne denli önem taşıdığı tartışmasız benimsenebılir. Tiyatro, okuma yazma bilmeyen cocuklara da seslendiğinden, önemi daha da artmaktadır. Cumhurıyetin kuruluşundan sonra ilk ve orta dereceli okullarımızda tiyatro calışnnalanna oldukca önem verilmiştir. Hemen coğu okullarda yılda bır kez de olsa. okul müsamerelen düzenienmıs. folklor ve şıir eşliğınde kücük oyunlar oynanmıştır. Bu calışmalar, ağır aksak 1970'lere dek sörmuştur Sonra, sanata düşman yoz yonetıcılerln tutumlan yüzünden tümden durmuştur. Bu dönemde okullarda oynanan oyunlor. nıtelık olarak yetersizdir kuskusuz. Sozü edılen bu oyunların klmileri Kurtuluş Savaşı'nı konu alan oyunlardır. Ancak, bılimse! bır yaklasımla yazılmadıklarından ya savaş kışkırtıcı özellıkleri ağır basmakta ya da oşırı duygusallık ögelerme fazla önem verılmektedir. Ote yandan bu süre ıcmde, salt çüldüru ögelerine yaslanan oyunlar da oynanmıştır. Bu ıkinci tür oyunlar, bınncüere göre daha olumludur. Belli bir dünya görösünü yansıtmasalar bıie, toplumumuzdakı celişküeri sergileme'eri açısından yararlı olmuşlardır. Surası bilınmelidır kl, ne ilerlcl yazarlarm ve vönetmenlerin bırevsel calısmoları ne de kımı demokratik kuruluşların kendi olanaklorıyla yaptıklorı calışmaiarla bu ısm üstesınnen gelınebılır. Eğer bu tür calışrnalardan büyük başarılar bekleniyorsa. daha yoğun ve genış kapsamlı girişımler gereklidir. Bu is. planlı ve örgutlü bir calşma ister. Bunun icin de zamon oecmiş değildir. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Gelişmiş kapitaüst ülkelerde oynanmış ileriye dönuk oyunlar gözden gecirümeli. toplumsal yapii mıza uygun olanları dilimize cevrılmelidir. Sosyalist ülkelerin cocuk ovuniarı ıncelenme^ II, gerekli görülenler dilimize cevrümelidir. Şimdiye dek ülkemızde yazılmış olan çocuk oyunları gözden gecirümeli, cağdoş icerikli olanlan soptanmolıdır. ÖzelMkle eğıtimci yazarlarm katılabiieceğl. ce* Sitli yaş gruplarına seslenen oyun yazma yarışmalan düzenlenmelidir. İlerlci kuruluşların temsilcilerinden oluşon bir kurul, ülke capındo bu tür colışmaları örgütlemehdir. Ve bu calışmalar her yıl planlı olarak surdürülmelidir. Aynı anda tüm ülkede aynı oyunun oynonması, gerek cyun calışmalarına katılanlar, gerekso oyunları izleyenler orasında ortak bir kültür oluşturacak, aynı anda aynı cağrışımların oluşmasım sağlayacaktır. Bu tür calışmalar anne babalan, büyük kordeşleri ve öğretmenleri de ilgilendirecek. onlon çocukların llgıleri doğrultusunda düşünmeye zörlayacak ve bövlece kuşaklararası bir kültür bağı da kurulmuş olacaktır. Cocuk tiyatrolarının profesyonel ve amatör calışmalarının yaygınlasması ve başarıya uloşması icin devletin desteğınin sağlanması cok ânenv lidir. Bu konuda Millı Eğitim Bakonlığı ve Kültür Bakanlığı'yla yakın :|ışkiler kurulmalı, en küçük olanaklar bile değerlendirilmelidir. Her yıl yapılmakta olan İstanbul Festivali'nde cocuk oyunlarına da yer verilmesi sağlanmalı, uluslararası cocuk oyunları topluluklarıyla yakın ilişKiler icine gırilmeli ve giderek bu ilişkiler geliştirılmelidir. DÜNYADA EKONOMİ VE TİCARET OPEC üyesi olmayan Meksika'nm İlk a dunı atmasmdan sonra OPEC uyesj petrol ureticisi ulkeler da birbirleri ardmdan petrol fl yatlannı artırmaya başlamışlardır. OPEC ülkelen içinde «ılımh» bilinen Kuveyt'in yeni zam dalgasınin başını çekmesi ve ardmdan Libya'nın OPEC'ce belirlenen tavan fiyatı da aşarak yüksek kaliteli hafif petrolünün fiyatını 26.27 dolara yükseltmesi dunya çapında duyulan kaygıları bir kat daha artırmıştır. Iran ise en kaliteli petrolunün fiyatını OPEC tavaru olan 23.50 dolara çıkartmıştır. Bu gelişmeler karşısmda yüksek kaliteli petrol üreten Nijerya. Cezayir ve Abu Dabi'nin de fiyatlarını yeniden gözden geçirmeleri ve OPEC tavanını delen artışlara yönelmeleri şa çırtıcı olmayacaktır. Fiyatmı 18.50 dolarda tutan S. Arabistan'm ise konuyu görüşmek üzere bir toplantı önermesi beklenmektedir. Öte yandan fiyatlann varil başına 40 dolara kadar tırmandığı «spot» piyasasının denetim altına alınması yolundaki karann kasım başında uygulamaya konması AET ülkelerince onaylanmıştır. Buna göre Rotterdam «spot» piyasasındaki tüm işlemler kayda bağlanacak ve spekülatif artışlarm önlenmesine çalı« şılacaktır. tedirler. 1979 martında sona eren mall ydda Japonya'nm 12 milyar doiarlık bir cari hesap fazlası sağlamış olduğu anımsandığıtKİa, Japon hükümetinin tüm destekleme çabalanna karşm yenin 4eğer yitirmesi daha kolayca an laşılılır olmaktadır. Japon hükümeti, petrolün dolar birimiyle satıldığım gözönünda tutarak ve dolann değerlenmesinden doğacak fiyat artışlanm önlemek amaayla yenj büyuk dolar satışlanyla desteklemeye çalışmakta. buna karşın 230 yen/dolar barajını aşan yen duşmeye devam etmektedir! . • . Japonya'nm parasını korumak için başka çaresi kalmamış halinde halen dünyadakl ve özellikle ABD'deki oranlann Çok altında buluna faiz oranlannı yükseltme yoluna gitmesi beklenebilir. Böyle bir davranış ise. ABD ekonomisinin «resesyon» (durgunluğa) girdiği bir dönemde kapitalist dünyanm «büyu meye elverişli» ekonomilerinden biri olarak görünen Japon ekonomisinin bu gücünü sınılayacak ve aynca «faiz hadleri yanşması»n Derleyen: Osman ULAGAY Petrol yeniden tırmanırken dünyada çalkantı sürüyor da yeni Wr aşamayı sJmgeleyecektir. P. Almanya ve diğer Batı ülketerinin d0, paralan nı dolara karşı guçlü tutmak ve böylece petrol fiyatlanndaki artışlardan korunmak amacıyla aynı yola başvurmalan ve faiz hadleri yanşmasma ivme kazandırmalan halinde ise dolan korumak için 'alınan önlemler bir kez daha yetersiz kalabilecektir. Italya, Isveç ve Kanada'nm fai7 ve reeskont oranlannı artırmalan bu yönde ilk işaretleri vermiş görünmektedir. Petrol fiyatlanndaki bu son zam dalgasınin ABD dolanmn değer yitirmesiyle yakıncian bağlantılı olduğu ve üretici ülkelerin dolann düşmesi ve hemen tüm sanayileşmiş ekonomilerde enflasyonun tırmanması karşısmda gercek petrol gelirlerini koruyabilmek için yeni fiyat artışlarına başvurduklan ileri sürülmektedir. ABD'de ise dolann düşmesini önlemek ve enflâsyonu sınırlamak amaayla alınan «benzeri görülmemiş» önlemlere yönelmiş, bunun sonucunda «esham ve tahvilât» borsalannda 1929'lan anımsatan saatler yaşanmıştır. ABD Merkez Bankası (Federal Reserve Bank)ın bu kez faiz oranlarını artırmak la yetinmeyerek banka rezervlerine doğrudan müdahaleyi göze alması son ana dek iyimserliğini koruyan yatınmcı ve spekülâtörleri paniğe vermiş ve 82 milyon hisse senedinin el değiştirdiği 10 ekim günü fiyatlarda şaşırtıcı bir düşüş gözlenmiştir. Buna karşm ABD iş çevreleri, Merkez Bankası Başkanı Volcker' in kişiliğinde somutlaşan bu yeni önlemlerin rerinde olduğunu v e piyasalann «yeni gerçeklere» giderek uyacağını ileri sürmekte, ön lemleri savunmaktadırlar. Önlemlerin başlıca amaçlanndan biri olan dolann değerini korumak konusunda şimdilik başanh olduğu ve dolann bir ölçüde güçlendiği görülmektedir. Buna koşut olarak altın fiyatlanndaki artışlarm da durulduğu ve altın fiyatlannin 400 dolann hemen altında seyrettiği gözlenmektedir. Petrol fiyatlanndaki son artışlar ve dola nn güçlenmesinden olumsuz etkilenen ülkelerin başında Japonya gelmektedir. Yaklaşan ekonomik güçlüklerle başetmek için rahat bir çoğunluk arayışı içinde gittiği erken seçimlerde aradığını bulamayan M. Ohira'nm Japonyası, bilindiği gibi tükettiği petrolün %99" unu ithal etmekte ve petrol fiyatlanndaki ar ' tışlar ülkede toptan eşya fiyatlannj şimdiden yıllık %20 oranında artırmış bulunmaktadır. Petrol dışahmındaki bu artışlar Japon dış ödemeler cari hesabını da olumsuz yönde et kilemekte ve Japon yeninin giderek deger yi Hrmesine yol açmaktadır. Kimi tahminciler Japonya'nm 1980 martında sona erecek mali vıl sonunda 10 milyar dolara yaklaşacak bir cari hesap açığı verebilecef ini ileri sürmek ABD «Sıkı Para»ya Alışmaya Çalışıyor • KANADA : ABD'deki resesyon (durgunluk)un olumsuz etkiıerinl duyacak ülkelerin başında gelen Kanada'da bu yıl % 2.4 dolayında gercekleşmesi beklenen gerçek üretim artışının gelecek yıl ancak % 1.5 olacağı belirtilmiştır. Bu yıl 7.0 milyar Kanada doları (yaklaşık 5.9 milyar ABD doları) olması beklenen dış ödemeler cari hesap acığının 1980'de 7.8 milyar Kanada dolarına yükselmesi. enflasyonun % 9.2'ye, işsizlık oranının ise % 7.7'ye cıkması beklenmektedir. • DANİMARKA: 23 ekimde secımlerin yapılacağı Danimarka'da, bu yıl % 2.2 olarak gercekleşmesi bekfenen büyüme hızının 1980'de ancak % 0.3 olabıleceği ve halen % 6.5 dolayında bulunan işsizliğin % 7.5'e cıkabileceği hesaplanmıştır. 1978'de 8 milyar Danimarko kronu dolayında bulunan dış ödemeler cari hesap açığının ise bu yıl 14 milyara (yaklaşık 2.75 milyar dolar) yükselmesi muhtemel görünmektedir. Ülkeler... Ürünler... Kuruluşlar, • PORTEKİZ: İMF ile tartışma halindeki ülkelerden Portekiz'in dış ödemeler cari hesabında hatırı sayılır bır düzelme olduğu opıklonnuştır. 1979'un ilk yarısında ülkenin dışalımları % 15.4 artarak 2.8 milyar dolara ulaşırken dışsatımlar % 43.3 artarak 1.6 milyar dolor olmuş ve dış ticaret açığı 1.2 milyar dolara inmiştir. Öte yandan % 83.2 artış gösteren tu/ızm gelirl 229 milyon dolara. % 67.2 artan işci dövizleri ise 1. milyar dolara erişmiş ve ortaya olumlu bir tablo çıkmış tır. Buna karşın enflasyon % 23 dolayında sürmekte, sınai üretim artışı ise % 3 5'de kalmaktadır. • D. ALMANYA: Gectığimız hafta 30. kuruluş yıldönümünü kutlayan D. Almanya SSCB ile ekonomik bır protokol imzalamıştır. Buna gore SSCB D. Almanya'ya petrol, gaz ve nükleer techizat verecek, karşılığında takım tezgâhlon ve kimyevi cietler alocoktır. D. Almanya Komünıst Partisi lıderi E. Honecker utusal gelirın bu yıl % 5.5 artacağını ileri sürmuştür. Bu oran kimı gözlemcplerce gercekci bulunmamaktadır. • KAHVE : 197980 dönemınde dünya kahve üretiminın tüketimi 1 milyon çuval aşacağı belirtilmiştır. Ekim ayında başlayacak olan ckahve yılunın ilk ceyreğinde 1.9 milyon cuvallık bir kohve acığı doğabileceğini belirten bir İsviçre firmasının yetkılisı yıl sonuna doğru soğlanocak artışlara üretimin istemi aşacağı ileri sürülmüştür. • KAUÇUK: Başlıca üretici ve tüketıci ulkeler İlk uluslararası kaucuk anlaşması konusunda anlaşmaya varmışlardır. UNCTAD tbirleşik programı» cercevesinde sağlanan anlaşmaya göre 550 bın tonluk bir etqmpon stok» oluşturulacak ve fıyatın kilo başıno 0.701.25 dolar orasında tutulmasına calışılacaktır. • OECD: Örgüte üye 24 ülkedeki ortalamo fiyat artışları ağustos ayında % 0.6'ya (aylık oran) gerilemiş, ancak son oniki aylık artış temmuz sonunda % 10'dan ağustos sonunda % 10.3'e yükselmiştir. Ankara Veteriner Fakültesi öğrencileri ^önetmeliğin değişmesini istiyorlar NKARA Oniversltesi Veteriner Fakültesi öğrencileri 1977 yılında yürürlüğs giren yönetmelığın antıdemokratik maddelerı icerdiğini, halk çocukiarının bu fakültede okuma olanaklarının daha da kısıtlandığını, aynca DU yönetrreliğin üntversiteler yönetmeliği ile celiştiğini öne surmüşlerdir. Yönetmeliğin günümüz koşullarına göre yeniden düzenlenmesini ve bu yönetmelığe doyandırılarak okulla ilıskisi kesıien öğrencılere bir hak daha verılmesini ısteyen öğrenciler, konu ile ilgılı acıklamalarıı özetle şöyie süraürmüslerdir: «Günümüzde ünıversıteye gırebilmek iste yen yüzbinlerce emekci. dar gelırli halk cocuğu lcınden okuma hakkı elde etmiş bınlercesınln ünıversite yönetmeiıği î!e celişen gerıci yönetmeiikler çıkartılarak okuma olanakları ellerinden alınmaktadır. Yönetmeliğin ders saatlerinin 8.1513 arasında yapılacoğı hükmüne uyulmamakta, derstef 15.30'a kadar uzatılmaktadır. Maddi olanaklarını kendisl sağlamak, calışmak zorunda olan arkadaşlarımızın, calışma olanoğı ellerinden alınırken. diğer yandan kısıtlı sınav hakları ile başarı istenmektedır. Yönetmsüğe göre öğrenciierin her birimden iki kez sınava bir kez de ko misyona girme hakiorı vardır. Komisyon sınavında boşarısız olan öğrencilerın fakulte ile iliskileri kesilmektedir. Aynco bir sır.ovı boşarmış oi mak İçin en az 6 not almak gerekir. Günumüz koşulları gözönüns alınarak bu rtotun 5 olarak değiştırilmesinl istiyoruz. U/gulamado olan bu katı yönetmeiik kuraları, oku: manlorımız tarafından onaylanmamaktadır. Bunun yanında Dekanlığımız bizim hicbir sorunumuzla ilgilenmemektedir. Gectiğimiz öğretim yılında bir yığın arkadaşırnızın okulla ilişiği kesıimiştır. Dekanlığımız, yönetim kurulu ve öğretim üyelerimizdert. okulla Hişığ. kes len orkadaşlan* mıza yıl kaybettirilmeden bir sınav hakkı daho verilmesinl ve yönetmeliğin günümüz koşulları gözönüne alınarak değiştirilmesini istiyoruz.3 A ÇİN AVRUPA ÎLE ÎŞBÎRLİĞİ OLANAĞI ARIYOR C Japonya Güç Durumda ln Başbakanı Hua Guofeng'in Fransa. F. Almanya, İngiltere ve İtalya'yı kapsayacak Avrupa gezisınde öncelikle ekonomik ve teknolojik işbirliği konulan ele alınacaktır. Çin, tmodernleşme» programını gercekleştirmek icin gereksınme duyduğu sermaye ve teknolojiyi sağlama açısından salt ABD ve Japonya'ya bağımlı kalmak istememekte. önde gelen Batı Avrupa ülkelerıyle bu alanlardakl işbirliğini geliştirmeye özen göstermektedir. Söz konusu Batı Avrupa ülkeieri de dışa açılan Çin'dekl dev yatırım ve pazar olanaklarını tümüyle ABD ve özellikle Japonya'ya kaptırmamak için caba göstermekte Cin'le ilgilenmekledirler. İlişikteki tabloda görüleceği gibi bu ülkelerin Cin'le ticaretl bu yıl önemli sayılacak bir ÇİN'İN DÖRT AVRUPA ÜLKESİYLE TİCARETİ (Milyon dolar) Cin'e 1978 Dışsatımı 1979 Çin'den Oışalımı 1978 1979 367 212 225 200 251 (7 ay) 185 (7 ay) 148 (6 ay) 155 (6 ay) F. ALMANYA 995 795 (7 oy) İNGİLTERE 175 273 {7 ay) FRANSA 197 180 (6 ay) İTALYA 188 161 (6 ay) ftaynak: The Finoncla! Tlmes, 15 eklm 1979. gelişme Içindedir. Ancak Japonya'nm Cin'le olan ticaret hacminin bu yılın ilk yorısında 3 miiyar. F. Almanya'da ortalama hanehalkı geliri 2,795 mark "F. Almanya'da ortaloma honehalkının aylık gelirl 1978 de 150 mark artarak 2,795 marka yükselmiştir. Ortalama hanehalkı geliri % 5.7 artarken en hızlı artış tarımsal gelirlerde gözlenmiş ve % 7.4'ü bulmuştur. Başlıca meslek gruplarının aylık gelirleri ve 1978'e göre artış orcnları şöyledin Serbest meslekler 7,605 DM (artış % 7.1) Tarımsal meslekler 4,430 ı» ( ı % 7.4) Devlet memurlan 3,065 ı• ( ı» % 5.8) Diğer cbeyaz yakalı» 3.075 ı• ( ı» % 6.0) Isçiler 2,645 ı• ( ı> % 5.9) Emekliler 2,240 ı• ( ıt % 5.0) dolar düzeylne erlşfiğl anımsandığında Batı Avrupa ülkelerinin bu alanda henüz oldukça geride bulundukları ortaya cıkmaktadır. Bu arada Çin'ın cok iddialı tmodernleşme» hedefierini gözden gecirmek zorunda kalması Batı Avrupa ulkelerınin katkısıyia gerceklesecek kimi büyük ortak projelerın askıya alınmasına yol acmıştır ve bu proıeierın geleceğınin de Hua'nın gezlsi sırasında ele alınması beklenmektedir. ^ öte yandan Singapur'da toplanan fC'nie t l caretin geliştiriimesi» konulu konferansta bir konuşrro yapan Cin Merkez Bonkosı Başkonı Lin Cln Sin. ülkesinın yabancı sermoyeye uygulayacağı vergi. kambıyo düzenlemelerine ve şirketler hukukuna acıklık getirmeye kararlı olduğunu açıklamıştır. Ancak Cin'in. yabancı ortoklarla glrişllecek yatırımlara sermaye katkısının , sınırlı kalacağı anlaşılmaktadır.