Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHtTRÎYET 2." OCAK 1979 BE Ş Müjdat Gezen Bir rastlontı rrn bıimıyorum. Müjdat Gezen ın ev.nın buijndu ğu sokağın adı «ismcil DümbOllü sokağıs. Cıhangir de. «İlk güldürü derslerini İsmoII Dümbüllü'den oldığını» söyleyen Müjdat Gezen bu sokokto Boğaziçine karşı bir oportımonın en ust katmda oturuyor. Duvorlar ünlü gülduru ustalannın posterleriyie dolu. Ortolıkta, masaların. koltukların üstünde şışman bir kedi dolaçıyor. Her tarafta önce ktaplar. daha sonra Mü|dat Gezen' in (soyadına uygun oiarak cok geziyor olsa gerek) gezdiği yer lerde cekilmış fotoğraflan, aldığı ödüller v.s. bulunuyor. «Cumhuriyet'ten geldlğinize gör* müsoode edin en ciddi su ratımı takınayım» dtyor ve konuşmcya başlıyoruz. Sayın Muıdat Gezen. Sızın güldürü anlayışınız nedir'' Aslında Türkiysmizde yetari kadar mizahi malzeme vor. Bu blzim işimizi kolaylaştirmıyor, oksine zorlcstırıyor. Eğer Insanlar durmadan gülünecek şeylsre rastlıyorlorsa, örneğin politikacılarımız oldukça gulclürme yeteneğine sahip kişiler, bunları olduğu gibi alıp yan•ıtmak pek kolay oimuyor. Holk «Zaten biz bun'ara gülüyoruz. Slz no diye üstüne gidiyorsunuz» diyor. Fakat insan varoldukça mizahın maizemESİ bitmez. Mizahın çıkış noklası celişkldlr. Mizah tersiikten cıkar. Ankara'da bir toplantıya katılmıştım. Biri dedi ki «Sovyetlsr Blriiği'nde mizah gelişmemiştlr> dedl. «Çünkü düzen oturdukça mizah geriliyor» dedi. Mizah bizde giderek gelişüğine göre durumu anlayın artık. Siz özellıkle televizyonda yaptığınız güldürülerle iigıyi ce kiyorsunuz. Televizyonda güldur menin sırrı r.edır? Güncel konulan televizyona getiriyoruz. Yazdığım feyler gunluk konulardır. Ben kendl günümün mizahını yopıyorum. Benden sonra yapan lar kandl cağlarının mizahını yopsınlar Yani ben sanatcının günümü'zde kalıcı olmasından cok yapıcı olmasının on planda geJmesinl diliyorum. Benlm Politikacılar ısımızı GULDUREK kolavlaştırdı,, «Devlet adamlanrruz oldukça gülmece yeteneğine sahip kişiler. Bunları olduğu gibi alıp yansıttınız mı, halk «Yahu biz bunlara zaten gülüyoruz. Siz ne diye üstüne gidiyorsunuz» diyor.» «Mizahta hafıf deforme etmek vardır. Halk dilinin ucuna gelip de. söylemek isteyip. bir türlü söyleyemediği şeyi. sizden duyarsa bıına gülüyor.» «Ünlü müyüm bilmiyorum. Sanıyorum Başbakan Bülent Ecevit'in dışında bana kimse «sayın Müjdat Gezen» demedi. Bana hiç «bey* diye «sayın» diye hitap olmadı.» rum. Amac burada salt güldurmektir, Bir güldürü ustası oiarak îanınmak ozel yaşantınızı etkiJıyor mu? E biraz etkiliyor. Mesela babamın oldüğü gün ben sah neye çıkmak zorundaydım. Öğ lende gömdük, yarım saat scn ra sahnede olmam gereklyor. Çıktım programımı yaptım. Sonra bir koşeye cekildim uzun uzun agiadım. Bir sahna kcmisi vardı. Beni hep neşeli gormeye alışmış. Cünkü ben kendimi neşelendiririm sahneye çıkmadan or.ce ki sohneden dışardaki kişiyi neşelendireyim. «Ne o Müjdat abi yahu bugün neşen yok falan» dedi. «Babamı kaybetüm» dedim. «Ulan ne adamsın obi be. Harika aclamsm namussuzurrı» dedi. Adcm anlomıyor. Sanki ben ba bomı kaybedenıozmişim gibi. Yani bizi güler yüzle görmevs : alışmiş insanlar, özel yaş^n* tımııda da öy!e gcrmeyi istiycr. ., Televızyon calışmalarınızff dan söz eder mısıniz? g Televizyonda şu var. Bizl • Uğur Dündar'ia tuluat yapıyoruz sanıyorlar. Oysa biz bu . konuşmaları, yani ben onceden yazcrım. Uğur veya Vedat Tayyat gerçsk roportajları yopıyoriar. Ben kcnuyu iyice inceliyorum. Meseia Vedat gsçenleıde gumiş, akşam lisesinde roportoj yapmış. Akşam liseisrinde ierfi etmek icin okuyan kimseler vcrmış. Parodide genç bir oğrenci koyarsak bu dagal dır, güldürmeyebiiir. Hocssı kcndisinden genç ihtiycr bir og renci koyarsak bu guldurebilir. O zaman terslik orlayg. çıkıyffr. Yani boyle yapıyoruz televizyonda. Siz genellikle değışık tıplerı canlandırıyorsunuz. Bu ışın sırrı nedir? Teyplerle calışırım ben bu iş icin. Önce konuşurum sonra kulaklıkla dinlerim. Duzelte düzelte sonunda tam sesl veriyorum. Bir doktor bir gün bana ilglnc bir şey soyledi. «Siz tıp tahsil ettiniz mi?» dedi. Cünkü insan ihtiyarlayınca alt cene öne doğru cıkarmış. Hani «cenesi düştü» derler ya. Şimdi ben bunu çevremde cok yaşlı kişileri gozlediğimden al gılamışım. Farkında oimadan bir ihtiyor yapaccğım zaman alt ceneml öne çıkararak, buyük bir makya| yapmadan... Ben televizyonda cok az makya| yaparım. Yani bir kalemle iki cizgi, biraz pudra ile saclcrımı beyazlatıp çıkarım. Buna karşın tipin getirdiği ağız onu yaşlı gibi gösterir. Bir başörtu, bir gozlukle ihtiyar kadın kı lığına giriveririrmMilyonları guldurert Müıdot Gezen nelere 'ğlıluyoinfü. Bunu sorduk kendisine: «Tersllklere cok gülüyorum. Televizyonda Zeki (Alasya) ile Metin'e (Akpınar) cok gülüyorum. Sinemada Kemal Sunal'a cok gülüyorum.» Şu halde cok gü'üyorS'jnuz. Gülüyorum neden gulme yeyim. Ben de insanım, cok gulerim. Bu işi para icin rri. zevk İCin rri yopıyorsunuz? Benlm para icin yaptığım iş başka, hiç para almodan yaptığım iş başka. Gazinonun dışında yaptığım işlerin hic birinden pcra almam.Yani alsam bile bu paraları şimdl adlarını acıklamak istemediğim bazı kurumlara veriyorum doğrudan doğruya. Güldurmenin şöyle bir hazzı vardır. Güldürme olayının reaksiyonu anında gelir. Bir kitap yazıyorsunuz, bu kitabın tutup tutmadığını bir ay sonra gorüyorsunuz. Üc kişi sizi övu yor. Bakın burada Balaban'ın bir resmi vor. Bunu sizin övdüğünüzden veya yerdiğinizden onun şu anda haberi yok. Ama benim yaptığım espriye sizin reaksiyonunuzdan benlm o anda haberim oiur. Bu cok zevk li o zaman. Ünlü bir güldürü ustası olrrak özel yaşantınızı etkiliyor mu?.. Ünlü müyüm bilmiyorum. Sanıyorum Başbakan Ecevit'in dışında bana hic kimse «Sayın Mujdat Gezen» demedi. Bana hic «bey» diye «sayın» diye hitap olmadı. Gelen mektupları okurum. «Abi» der, «baba» der. Ama bu beni rahatlotıyor. Kendim de bir burjuva cocuğu degilim. Karagümrüğün mütevazi bir evir.de kiracı otarak oturduk. Evlendiğim sırada buyuk sıkıntılar cektim. Karımın 850 lira öğretmen maaşıyla gecindiğimiz zamanlar cok olmuştur. Bugün gazinodan kazandığım parayla, gazinodan iyi para kazandım bu evi cldım. Bir arabam var. Fakat hayatımda hic lüksüm olmadı. Sigaram yok. İckim yok. Pişpirik dahi bilmem, para harcama alışkanlığım yoktur. Benim bozulmomamın nedeni çevremi hic değiştirmememdir. Fakat halk mizahcılara komlk kişiler oiarak bakıyor. Gecenlerde Yazarlar Sendikasının bir kltapevinde imza günü vardı. Benden bir gün önce Aziz (Nesin) abinin imza günüymüş. Ben de bir gün sonra gittim, Kücük bir cocuk geldl. Bana «Müjdat Amca bunu imzalasana» diye. Tam imzalıyorum boktım Aziz Nesin'in kitabı. «Ama bu Aziz Nesin'in kitabı» dedim. «Olsdnun, ikiniz de komik değil misiniz» demez mi. Yalçın PEKŞEN s V MÜJDAT GEZEN. İYİ BİR GÖZLEMCİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR (Fotoğraf: Erdoğan Koseoglu) sırrım gozlemcillkten gellyor. Bunlardon cıkan celiskileri ortaya koyuyorum. Bir olaya her kes başka gözle bakar. Mesela bir şiir aynı şiirdir. Kerim A(şar okur ağlarsınız, İsmail Dum bullü okur gülersiniz. Bir olaya mizoh acısından baktığınız zaman olcry komlfc olur. Mizahta otayı haftf deforme etmek vardtr. Halk diünin ucuna gelip de söylemek isteyip bir türlü söyleyemedigl şeyi siz soyle diniz mi buna gülüyor. Guldurmek bir yetenek ?orunu mıjdur sizce9 Bu bir yetenek sorunu ola bilir. Kvcuklukten beri arkodaş larımız arasında hokkabazlığımızla tanınıyoruz. Yolnız bunun cıkışındo bir bilinçaltı nok ta olduğunu sanıyorum. 10 yaşımda sahneye ilk cıkışımda ben dram oynuyordum. Bu dram Faruk Nafiz Çamlıbel'ln manzum bir piyesiydi. Burda benlm kızkardeşim verem elmuş, doktor bana demiş ki «yapraklar yere düştüğünde kız kcrdeşin olecek». Ben de eümde iğne iplik işte «O düşen yaprakları dikeyim, yerlerine, yaprakiar yere duşmezse eğer, elbette kardeşimi koynuna alamaz yer» diye bir şeyler söylüyorum. O oyunu oynarken en önde annemi, ablamı filan gordum. İki gözü iki ceşme ağiıyoriar. İşte bu üzüntü beni dramdan ittl. İçimdeki dürtüyle de olacak komediye bir yatkınlık geldi. Ailemizde bu vardı zaten. Genellikle neşeli bir aile idi. Gulme konusunda halkın eğilımlerini saptamak icin bazı calışmolarınız oldu mu? Halk neye güler sizce? Belli koşullar sağlandığı zaman güldüımek pek zor de ğlldir. Halk eğer bir olaya baş kaldırmak istiyor da kaldıramı yorsa onu alaya almak Ister Alay edemeyerek de başa cıkamıyorsa o zaman onun dilinden biri alay ettiği zaman rahatlıyor «Hay ağzına layık be adcm ben de bunu söylemek is tiyordum» diyor. Yani kaynağı nızı halka uzatırsanız. Oluyor. Benim çıkış noktam bu. Siz hem gazino sahnesın de, hem tiyotroda halkı güldurüyorsunuz. Gazino ile diğer güldürü sahaları arasında fark var mı? Vardır. Gazinoda alkollü bir seyirciye seslenmek zorundasınız. Alkollu seyircl espriVİ kolay algılayamaz. En azından yüzde otuzunu algılayamaz. Sonra bu adamlar buraya karakteristik bir tavırla geliyor. Boşver yahu günün sıkıntısını dağıtayım, diye geldiğine göre onun cok sıkıldığı şeylere değinemezsiniz. Ben gazinoda sa nat yapılablleceğine inanmıyo Güney , Kutbu Andlaşması , 1991 yiiında. yani tam on iki yıl sonra sona erecektir. Bu yüzden. Andlaşrr.anın sonunun, anloşmanın da sonu olup olmayacağı sorusu kafalorda belırmektedır. Bu soruya tam bir yanıt bulabıimek icin bazı durumlan goz önün de bulündurmak gerekır. Durumiardan bırincısı, Kıta nın zengınlıkierinın tam b:r dökümunuıı henuz yapılamamış olduğuour. Bu ış Anaioş ma suresı sonuna kadar Ditı rilmeyecek olursa sure uzatıl masmdan daha doğol bir şey olamaz. Ama bunun tersi de o lobilir, yani o vokte kadar Kıtanın tanınmamış noktası kal mayabilir. Eoyle oiacağını gösteren belirtıler coktur. Şoy le kı: Kıtoya gıdiş geliş, teknık bazı güçlükiere rağmen cok kolaylaşmıştır. Kıtada yaşayanıar icin yaz kiş kon f oriu yaşam sağlanmıştır. Nükleer reaktörler, buronın konforlu binaianno ısı, enerji ve bol su sağlamaktodır (Deniz suyunun tuzdan arındırıirnası, buz erıtilmesı yollanyle). Meteorolojı balonları, kutuplardan geçmek üzere hergun dünyanın cevresinde dönen meteoroloji uyduları dünyanın bu bolgesınin sırlorını gittikçe cozdüğü gibi buronın ikliminin başka yerlenn ik limine etk'smi de ac'k'ığa ka vuşturmaktadır. Bb sorunun yanıtı için baş ka bir durumu da göz önün de bulündurmak gerekecekiır. Bu durum da, uluslararası ışbirliğinin her alanda gittikçe yayılması ve insonlık icin bu işbirliğınden başka kurtuluş yclu clmcdığının kafalarda gittikçe yer etmesidir. Avrupo Ortak Pazarı, Güney Amerika Ortak Pazarı, Avrupodaki Serbest Mubadele Bolgesi gibi topluluklar işbırliği nin yararlarının acık örnekleri dir. Baltık Denızı acık bir loğım durumunda iken cevre ül kelerinın ortck calışmalarıyîa, odeta sutorı icüir hale geımiş tir. Akdenizin kirliliği, yine ortak calışmalaria onlenme yoluno sokuimuştur. Uzay And laşması, uzay cisimlerinın kimsenin malı olmnyacağı ve uzayın sadece banşçı amaclarla kullar.ılacağı ükesini be nimsemiştır. Sırt anımsaımo amacıyla bazılarını verdiğimiz bu örnekler, Güney Kutbunda da aynı yola gıdilmesinin en akıl l>ca yO' olacağının kanıtıdır. Ve bu böyle olacaktır. Başka b:r cözüm yolu voktur. Paylaşılamayan Altmcı Kıta . Doğanın eşsiz güzelliklerle donattığı bu barıs yöresine, gelecek yüzyılda, insanlar belki de tatillerini geçirmeye gidebilecek O zaman ne olacak? Güney Kutbu, insanlığın ortak malı olmalıdır Vehbi BELGIL nizi, VVeddell Denizi, Wi!kes Arazlsi, DuTiond d'Urville üssü, Amundsen Denizi. El!svvorth Arazisi... gibi. Bu isim ler, buraları ilk bulanlann adlarıdır. İki, iki bucuk mılyonluk bir Belcıka'nın, bir Hollanda'nm (gecen yüzyıldaki nüfusları» b;zim Ankara ilimiz kadar top rağı olan bir Belcika ile Hollanda'nın kendilerinden 100 misli cok insanlorı gidip kendi toprcklannda sömürmelerine cağdaş dünya artık goz yumamaz, yummayacaktır. O dönemler, tarihin kara sayfaları oiarak gerılerde kalmıştır. Bu yüzden, yeni andlaşmc süresi gelip catınca daha sı'<ı işbirliğinin yolları aranmalıdır Güney Kutbu'nda. Bu Kıta uluslararası bir kuruluşun emrine verilmeli, hicbir ülkenin yasalanmn işlemeyeceği, ken dıne özgü yasalan olan uluslararası bir devlet haline getırilmelidir. Öyle bir devlet ki, bu devletin ülkesine hicbir sınır ve koşula bağlı oimadan bütün ülkelerin insanları gidip yerleşebilmeli, onların oradaki cabalarından butün, insanlık yararlanmalıdır. J dir. yırtıcılık nedir bilmeyen bu sevimli yaratıklarla bir arada bir hafta gecirmeyi kim istemez? KUTBUN SEVİMLİ HAYVANLARI İNSANLARLA KAYNAŞACAKLARI GÜNLERİ BEKLIYORLAR.. karşılık batiş saatleri gittıkce uzadı. Bu gecici dönemde, dağdizileri, batıda bütün görkemleriyle ortaya ctkıyorlardı. Erebüs yanardağının doruğa eflatun ışıklar sacıyordu, yamacları ise gittikçe koyu kurşuni bir gölgenin icinde kay boluyorlardı. Güneşin kaybolmasından önceki günlenn renk cümbüşünü aniatmak icin keiıme bulmakta insan zorluk cekiyor. Gök, ışıklardan oluşan tek bir deniz haline gelmişti, bu denizde, rengın her ceşidi kandine ozgj renklerde kıvılcımlarla yamyordu. Günbatışı ınanılmaz bir düş âlemi yaratıyordu. Ak şam vaktınin son dakikaları, hüal bicimindeki ayın hafif şıkları altında doyulmoz bir güzetlikte idi. Zira, mermer beyazlığındaki buzullar, son dakikaya kadar, parlaklıklanndan bir şey kaybetmemışIsrdi. Koyu renkli kaya yığınları do ürkütücü siyahlıklarını bırakmamışlardı. Kontrastlıklarını (zıtlıklarını) san'<i sonuna kadar sürdürmek istiyorlardı. Ve gittikçe artan karanlıklar, inanılmaz bir hoyaletler dünyası izlenimıni venyorlardı.» Bugün, sekizınci toplantıya rağmen, Deniz Hukuku Konferansı, fazla bir somutsonuc alamadan doğılmıştır. Nedeni. her rengi ile emperyalızmin, sahte «insanlık» maskesi oltında kurt dişlerini gostermesıdir. Bugun, denizlerin binlerce metre derinliklerindeki mlyarlarca ton madsne, Batı, «insanlık», «bütun insanlık» adına elkoymak istemektedir. Bunun icin de, ceşitli ül'<eler de başa gecrdiğı başta tuttuğu halk duşmanı yönetimlerin yardımından yarartannıaktadır. Bu yönetimlerın tem sıicileri, konferanslarda, ker.dıieriyle birlikte parmak kaldırıp kendileriyle birlikte oy kullanmaktadırlar. Kendılerıns de bir kemık atılır umudu ile. Aynı oyuna Kutup'ta da gelinmemelıdir. Bir gün batışı Kutbun dillere destan gün batışlarını kim görmek istemez? istersenız, yazı dizimizi böyle bir batışın tablosu i!e bitirelim. Ünlü kâşıflerden Shackleton (1908) bu ola/ı şöyle anlatıyor: «Gün batışları, nisanın ilk günlennde, olağanüstü b;r güzellik göstermeye başlod<lar. Ebemkuşağının butun renklerinden oluşmuş ışık deınetleri ve eflatun renkli, altın renkli bulutlar hemen heme: buîün gün gökte asılı kald; lar. Acele eîmek zorunda idik. cünkü güneş b;zi tamamiyle terketmeye ^azırlanıyordu. Günler gitgide kısaldı. Buna 21. yüzyılda İnsanlık adına Evet, Güney Kutbu «bütun insanlığın» malı, ortak maiı olacaktır. Ama günümüzün bazı sahtecı devlet adamlannın kullandığı sahte anlamdü «ınsanlığın» değil, gercek an lamda insanlığın. Yine onla rın kullandıkları anlamda, sah te anlamda, ortamalı anlamında ortak mal değil. Zımbabve'nin kuş ucrnaz, kervan gec mez, yılan bağrını sürmez bi' bölgesindekı bir köyün insanlarının da poyı olan bir ortak mol olacaktır. Onuru yeter Bugün Guney Kutup Kıtası'nın ceşitli bölgeleri ceşitli odlarla anılmaktadın Ross De Gelecekte Güney Kutbu'na ük yerleşenler işcüer olacaktır: Sonsuz topraklaro. rahaî calışma olanaklorına, temiz havaya, cok, pek co'< suya ve doğal soğukluğa gereksinnıe duyan fabrikaların işcileri, Cunkü bu tür fabrikalar buraya gelip yerleşecektır. Dizi dizi penguenleri, insandan kacmayan, tersine insa mn üstüne gelen penguenleri eşi ölünce cocuk gibi hıckıra hıckira ağlıyan foklan kim görmek istemez? Kavga ne BİTTİ YARIN. ALTAN ERBULAK