23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 22 TEMMUZ 1978 YEDİ Berlin'in talihsiz yazgısını kimse yaşamak istemiyor NATO Ltd. Bır NATO gezısının gundenvne Berlın ıı> neden olındığını an lamak, ılk bakışto guctur Sonra amac yavas yavas saydamlaşır an otılmok ıstenenın ne ol dugjnu kavrarsımz Evet ışte BrıAsel den Fran< furt a c a d a n da Berlın e ucu\oruz Berhn ın batı bolumune bugun ıcın oncck ıkı ulkenın hcvayolu s rketlerıyle uçmaK olası Bırı Bırleşık Amerıka, c, gerı Ingıltere. Fransızların ca hakkı var ama Fransız Havayol lan bu ayrıcalıktan yararlonm yor MUTTEFIKLER VE BERLIN Berhn gercek'en oar p b r kent Dort b'r yanı Demokrat ' Aircn Cumhurıyetı nın toprak a nyla cevrılı bu adc gerce* /oşamda Federal A'mon Ctmh'j rıyetı'nın bır parcosı 1 1 eyaietı sayılıyor Oysa kâğıt ustun INCEIEME NATO'culann önlerine geleni Berlin'e getirmelerinin başlıca nedeni Batı ile Doğu'yu birbirinden ajıran duvar olsa gerek. dekı anosTialara go r e Be r lın hâ a muttefiKİem ışgalı alt nda Mut'efıklerı de Amenka Bırleşık Devlet.erı Ingıltere. Fransa, ve Sovyetler Bırlıgı nın oluşturmcısı ayrı bır konu tabıı. Işga! kuvveüermın ortak karargohı Naz''er n \uksek mahk^mesmn gorkemlı bınasmda h u k r t or Amenkan, Rus !ng>lız Fransız bayraklan da, bınanın onunde yanyana dargalanı Çetin ÖZBAYRAK Berlin'in bolunmuşluğü ve duvar, sıyasol olduğu kadar turıstlk amaçlarta da kuilanılıyor. SANAT EDEBİYAT Yurdumuzda Marksçı yazın eleştirisinin durumu 12 Mart oncesının cok hızlı devrımc\ gunlerınde sanat ve yazınla uğraşmak yorarsız bır vakıt kaybı, hatta devrıme ıhanet olarak goruluyor ve sanatCidan, yozıncıdan, en ıyı olasılıkla, dsvrımı hızlandıncı yaymaca urunler bek'enıyordu. Bunca deneyden ve acıdon sonro. devnmcılığı yıne kımselere i>ırakmayan kesımde Dugün de pek bır şe/ değışmış sayılmaz Bugun de onyargılara ve kolaycı kalıplara korşı çıkıp, henuz cozum bekleyen sorular yonelttığınızde ve kuşkuyu kalıbın rahat'ıgıno yeğledığınızde. sıze ırtandıncı ve doyurucu yanıtlar vermıyorlar, vermeye caba oostermıyorlar Yıne kestırmedon gıdıp, sızı yıne bıreycılıkle, burıuva 'iastalığıyla, devrıme ıhanetle sucluyorlar. Aslında bu yopı ve onlayıştaki klşıler ıcın onemlı o!an o an hangı g c u ş yararlıyso onu secmektır Bunlar. bırak n bır şeyın dogrulugu haklılığı sorı.nu uzerıne kafo yormoyı, duşuncemo en ılkei ve en doğal devımmınden. kımıltısından bıle tedırgın olurlar Bu yj7den de sarıldıkiarı her duşunceyl, hıc bır eleştırıye, hıc bır doğrulayıcı olcu/s vurmodan. koru korune savunmayı de/rımcılik sanırlar. Sakın «Acaba 9 » demeyınız, kuşku duymayınız, ınandırılmoK ıstemeyınız1 Insan duşuncesıne gem vuron bazı onyargıları tarîışmak ve aaga vurmak gıbl bır densızlık yapmış olursunuz. Işın korkunc yanı şudur kı, yaşamda başından cok şey gecmış yaşomını ve eylemım bu deneylerle varsalloştırmış ınanclı ama bognaz olmayan bır devrımcı. sızl dınleyıp. kuşku ve sorularımzı kendınınmışcesıne benımseyıp. kacamak yollara. saptırmacalara başvurmadan sıze ve dolayısıylo da kendısıne yanıt aramaya calışırken, karşınızo beton bır duvar gıbı dıkıllp bır sövmedıklerı KQlanların coğu. hem yaşamın, hem bılg>nın başındodır daha. Aynı şey bırcok kesımde bugün de gecerli dıyorum Duşunceye Qem vurup 11 temmuz salı giinü yi tirdiğimiz Doç. Dr. Bedrettin Cömcrt'in son incelemesinden bir böliimü aşağıda bulacaksınız. Cömert, bu yazısmda eleştiri anlayışını belgelemektedir. Yazının tamamı, YAZI Dergisi'nin ağustos 1978 / II. sayısında yayımlanacaktır. Anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. ınsanın ağzını bir süre tıkayabılırier. Ama durdugu yerde durmuyor kı duşunce Habıre eşelıyor, arıyor. yeni boyutlara tırmonıp temlz hava almak Istıyor. Duşuncenın doğol yopısı bu Anlatıma çekılen engeller bır gün mutlaka yıkılıyor. Yaşam bır yandan akılalmaz cshşkılerle. acıklanması coğun olanaksız şoşırtılarla, ama kacmılmaz gerceklıgı ıcnde akıp gıdıyor, bıZ de bu yaşamı. yaşudıgımız toplum yapısının ozellığıne goıs surduruyoruz, surdurmek zorundayız ha kı ote yandan, yaşamın dırı gerceklığmden su yuzune cıkan sorumarı dondurmayı, onları yoK etmeyl omaclayan bır kuramsal yaklaşım ve bu kuramsallıgm yaşamda bılınçle uygulanmo cabası Oylesıne bır kuram kı bu. yaşam ve qerceklık tersıni gosterse ae, uygulama oıanoğının cogu noktalarda ortadan kalktıgını kanıtlasa da. kendıne cekl duzen verıp gerceğm yenı akışına uymayı onursuzluk soyıyor, bunu yıkılmakla bır rııtuyor, bu korkuyla da olumüne gıden bır karşıtdevınım toşıyor. Bu yolla, gercek yaşamın yanında. ıkmcı ve yapay bır gerceklık yaratılıyor. Bu yopay gerceklık, ınsanların kafasın: o denlı koşullandırıyor kı. yaşadığımız gercek gerceklık yaratılan yapay ge r ceklık uğruna unutulup gıdıverıyor. Sonucta. gerceklık adına savunusu yapılan yepyenı bır «ıdealar dunyası» cıkıyor ortaya Bu bağnazlık noktasından sonra artık. kuramsol olarak ilerl süruldüğü gıbı, «duşünceyı yaşamın gerceklıgı ve celışkılerı» değıl, «yaşamı kuramsal olarak yaratılan yapay gerceklık ve celışkısızl'k» yoneimeye başlıyor Işte asıl tehlıke de burada yotıyor. Emek adına, emekCiye soyut buyruklar yağdırılıyor Kura"i adına. kuramın icmde taşımosı gere<en ozelestırı ve ıc devıngenlık yadsınıyo r Sanat odına sanata sevg.sızlık baş tacı edılıyor Yazin adına, yazın olmayan kolaylıklara belkı de kola/ oldugu ıcın bal baglanıyor Sonucta, bır şeyın, daha «kendısı» olmadan, boşko bır şeye katkıda bulunması, yardım etmesi ıstenıyor. Sozu markscı sanata ve özellıkle aa marKscı şıır eleştınsıne getırmek ıstıyorum ' Sanatın devrıme hizmet edebılmesi ıcın herseyden once «sanat» olması gerektığtnı hala anlayamadıgımız: bu koiuda verılen urunlerden, yazılan yazılardan uluorta edılen sozlerden acıkca bellı oluyor «Sanat once «sanat» olmalıdır, ancok bu yolla bır şeylere uzun sure hızmet edebılır» derken, sınıfsallıktan soyut'anmış bır sanat anlayışını savunduğunuz yuzunuze tuküruluverıyor nerede/se Oysa bu turden suclomaları meslek edınen alıkların coğu. bır kunduracmn bıle «kunduroc/ca» bır işlevının ve hızmetmm olabılmesı içın. once kundura yopmayı bılmesı gerektığını duşjneiı yecek kadar ıc yozluğunda yaşıyor. lyl yapılmamış bır kundura, ayağınızı vurup nasır yaparsa. yurutmez sızı, yolda bırakır. Bır devlet kuruluşunca adını 'lemen herkesın bıldığı bır fabrıkada üretılen. bu kuruluşun mağazalannda satılan, oma genellıkle devlet daırelerınde calışon hızmetlılere verılen kunduralar vard r. Ayağınıza gecırınce, celıkten zırha burunmuş gıbi olursunuz Topuğunuzun ardrıdo oyle bır yara ocor k\f bır sure tokyo/la gezmek zorunda kalırsımz Aynı KUruluş. son yıllarda t ışın, yalnızca herhcngı bır urun ortoya koymak olmadığın , amacma en iyı bıcımde hızmet edebılmesi icın. üretılen şeyde, kendıne ozgu bazı ozellıklerın bulunması gerektığını kavradığı ıcın. tavrını kesınlıkle değıştırmış. insanca gıyebıleceğınız ve en ozından ayağınızı vurmayan, nasır yapmayan kunduralar uretmeye başlamıştır Şımii, kunduranın bu kendıne ozgu nıtelıklerını, kundura kavramından soyutlayıp bıreycı, ıdealıst bır yonel me yorabılır mısınız? Gulerler adama Ne yazık kı soz kundura olunca adama gulerler de, sanat olunca, sanatın kendıno ozgu kurallanndan soz edılınce, gulmesıne gulmezler ama, «ıdealıst1 bunuva 1 azınlık sanatının savunucusu! karşıdevnmcı' haın» vb nıteiemelerle soverler adama Çünku onlcnn gozunde sanatın kendıne ozgu kuralları olduğunu, sanat ıcın en azından bır «sanatCi», yanı «yaratıcı bırey» gerektığını savunmak sınıflar ustu bır sanata bel bağlamak demektır, bıreycılık karşıdevnmcılık^ duzenle, butunleşmek demektır Oysa aynı kışıler. sonat olma savında olmadıgt halde. kıtlelerl coşturucu bir bıcımde konuşabılen. dılını o amaca gore orgutleyıp herkesı ardından surukleyebılen bır onderın yaptığı herhangı b'r konuşmanın bıle kendıns ozgu bır «saratsallık» taşıdığını, o konuşucunun ge'cekleştırdığı şeyın ao bır tur konuşma sanotı olduğunu uslarından bıle gecırmezler cunku bu kışılerın usu, her şey.n egemerlığı altında calışır ama. usun egemenl ğı altında asla! Doç. Dr. Bedrettin CÖMERT VAH CÖMERT'İM VAH! Bedrettin Comert, 11 temmuz solı gunu arabosıyla Turk Dıl Kurumu Genel Kuruluna giderken orken saatlerde yolu kesılerek yaylım oteşıyle oldüruidu. Eşı Agostlna da ağır yaralandı. Bu korkunc ve acı haberl, llkın bana bir Trlnltrin hapı verdıktert sonra kızım acıkladı O anda yureğımden bir tel koptu eankı Vah Comerflm vah' Na?ıl kıydılar sana1 Soyadı gıbı. sevgıde ve dostlukta sonsuzcasına comert olan Bedrettin, bır duçun adamı olduğu kadar bır gonul adamıydı da Parlak geleceğıne inandığım, 38 yaşının bütun heyecanı ı!e yorulmadan calışan bu gencın bır ıkıncısınl bu gune dek gormedığımı soylersem. sakın abarttığımı sanmayınız! SANATIN ÖYKUSU'nu sabahlara dek nosıl bır coşku ve ne an bır dılle cevırdıgını yakından bıltrım Gecen yıl. Turk Dıl Kurumunun cevıri odulunu kazanmıştı Gombrıch'ın bu güzel yapıtı Sanırım 1968 yılıydı. kapımın 2ıli calındı, ıcenye uzun boylu, esrrter. gur çaclı. guler yuzlu, çuzel bır delıkanlı gırdı Somrım dıyorum, cunku sonradon yaşamıma o kadar cok konşan bu genci, doğduğundan berl tanıyormuşum ızlenlmınl lcımde taşıdığım lcındir ki, bir yıl aldamyorum belki de... Ilk ış olarak. Hacettepe Universıtesl Sosyal ve Idari llımler Fakultesınde bır sanat tarıhl bölümunun acılmış olduğunu, bu bolumun başkanı bulunduğumu oğrendığını. kendismin Roma Unıversıtesınde estotik ve sonat tarıhi oğrenımıni tamamladıkton sonra doktorosını yoptığını soyledi ve kendısınl bu bolüme alıp olmayacağımı sordu benden Gozlerme baktım, bakışlarında. «Hocam b t n l alırsanız pışman olmazsınız», der gıbl bir anlam vardı Bedrettın Comert'e hemen yarın fokulteye gelmesını, gelırken de lısans ve doktorluk dıplomasını bırlıkte getırmesınl soyledım Ertesi gunu cıkıp geldı Kendısıne bır dllekce yazdırttım, butun formalıtelerl yerıne getırdıkten sonro onu asıstan olarak aldım Böylece sanat tarihi bolumunde bır docent. bır doktor asıstan, bır ogretım gorevlısınden oluşan kadro bıraz genışlemış Oluyordu O günden başlamak üzere, .Ord. Prof. Dr. Suut Kemal YETKİN (temmuz 1978) «Kuramıal Ac>dan Çavirl Sorunu» adını taşıyan uzun ve önemli ıncelemesı, başyazı olarak yayımlanmıştı Her zaman her yazısım, cıktıktan sonra bana okur, duşunceleriml sorardı benden. Bu kez soramadan gıtti Bedrettin! Goz yaşlanmla arkosmdan okuduğum yazısım pek sevdığımi soylersem bılmem duyar mı şımdıl Bedrettin Cömert, tanıdıflım gencler arasında aşırılıklardan hıc hoşlanmayan bır bıllm adamı. bır yazardı. Kaba kuvvetın duşmanıydı. Duşuncenın gucüne ictenlıkle inanırdı Ouşunceden yoksun Insanların şıddete başvurduklarını bılırdi Ona kıyanları lönetlemek ıcın soz bulamıyorum. Onunlo son görüsmemizde genc bır Italyan profesorunun «Mlmariyl Gormtslnl Öflrtnmek» odındoki bir kltabından soz edıyordu. Bunu dllımize cevırmeye hazırlanıyordu «lyl •dertin» demıstım Bu kıtabın Fransızca bır cevınsı var bende Fakat aklım oylesıne karışık kı şimdı yazann adını anımsayamıyorum Bır ay önce oğrencllerlyle tamstırmak uzere benı Beytepe'dekı sınıfına goturmuştu. Oğrencılere, gonul verdığım estetik sorunları uzerındekı düşüncelerımi anlattım Bır aralık Comert'ın gozlerme boktım, mutlulukla ışıldıyordu. Bedrettin ıyı bır babaydı iki oğlu vardı. ikısıne de cok duşkundü Hele kucuk oğlu Kemal'ı «Lokumı dıve sevrresıni hıc unutamam Ne olacak şımdı kücuk «Lokum»! Soyın eşlnın, bır an önce kendıslni avutacak söz bulamısağlığma kavuşmasını dılerken yorum Başsağlığı dılemekten başka bır şey gelmıyor elden. Arabosının ıcınde kurşun yağ muruno tutularak olduru'en Bedrettın'm, başı arkoya yıkıimış haldekı resmı gozlenmin onundsn bır turlu gıtmıyor... Vah Cömert'ım voh! Nasıl kıydılar sana! Senı olduren siGecen eylul oyında Atıno'da Sındagma Alanıylo Orronıa Alanını bırleştıren cadflelerden bırınde, sonradan eskı Yunan ta'zı ınşo edılmış yuksak okullann bulunduğu Akademıa Caddesınde, o guzelım kaldır m pastahanelermde, oğle vaktı, bardağına 'ouzo (Y/ınon rakısı) koymus ıcen genc Kadınlar gorduii. Stockholm dan sonro Atna guneş altında yanıyordu Gercek bır guneş ulkesıydi Yunanıstan Daho once Mokedcn ya Dağlarını da gordum Denıze ulaşan kı/ıları Guneş altında parlayan denızı Yamaca kurulmuş bevoz kent Kavala'yı daıgaiı denızın kıyısı boyunca uzanan dumduz arazıdekı kent Selânık'ı Adalan, Yunan Adalan'nıysa daho gormedım duydum, anıatılanları dınk dım Salt surgunlerın, sıyasal tutuklular n gonderıldıklen Leros, Yaros odalannı deg 1 bL turlu onur verıcı ışlerde kulianılmc^an gezıp eğlenılen o sâkın adalan Atına gunes ıcındeydı Kalabalıktı Akropol, kentle b'rleşıktı, o do guneş oltında yonıyordu Sındogma (Anayasa) Alonında es^ı polıtıkanın cevrıla gı Ingılız adlı ıkı buyuk otel vardı S "oagna Aianı meyıllıydı Yukarıdaki bolumde. eskı Meclıs bınası vardı Orazemsel hava. Selanık le Atına'yı bırleştıren. zaman zaman da kıyıya ulaşan genış karayolu Yolun çevresını ıkıde bır saran kavaklar, cmariar. 3 u ! j n bır btı/us dene"lerd9n gecmıs &'e teksas oıktalorîuğur.L ıc savaşı yaşar. ıs bır halk Işte *Yı,nani3tan» «Kırık bag cubukları, taşlar, dıkenler, bır testl. Kucuk tarla perısan Yıllardır kapalı ev; O zamandan berl donmedı Vangelıs Anırın arkosında bır denız parcası Cürunuvor koyu mavı Atı, satnıstı atını bayi sıkışınca kırmızı bır at sol gozunde be/az b r ieke Bır martı tuyu dustu uzerıne kum dalların Kapıda, karşıda, yaşlı kadın 'Og lum' dıyor, "ışte boyle ıvır zıvır şeylerıe ıdare edıyoruz' Konuşmadı otekı Uzaklaro bakıyordu Istovroz c kardı ve ılerledı sonkı opmek ıstıyormuş gıbı yaşlı kadının elını ya da o tuyu » Yunanlı bır buyuk şaırın Rıtsos'un sıırlerını cevirmek ışı de bızım kuşag'n has şa rlerınden bırıne Ozdemır Ince'ye dustu cTaşlar, Yırelemeler Paraıakhkıar > Butun o colkantılı ulkede Rıtsos da o her dersımde hazır bulunan Bedrettin'e bu bolumde ıctenlığln temel kural olduğunu, her arkodaşın bılimsel duşuncelerını soylemekte özgur bulundugunu. yardımcılarımla tartışmaktan zevk aldığımı soyleyerek ona kucak octım. O da guvenıme lâyık olduğunu konıtlamakta gecıkmedi Hızla ılerlemeye başladı. Glotto uzerine Ikıncl bır doktcrluk tezi hazırladı Bu tez pek başarılı oldu. Bır yıl kodar once. Croce üzorıne hazırladığı bır inceleme ıle docent de olmuştu. 1973 yılı temmuzunda emekli olmuştum. Beş yılı dolduruyorum. Kimıleri gıbı. üniversiteden ayrıldıktan sonra, benımle her türlu ılışkıyi kesenlerden bırl olmamıştı Bedrettin Tam tersıne, ılışkilerımiz eskıden nosılso. daha da sıklaşarak sOrup gıttı Her sevıncınl llkln bana bıldırmekten hoşlanırdı. Cunku kendısinı sevındıren şeylerın benı de sevındıreceğini iyl bılırdı Bır sure or.ce. Cıımhurıyet Gazetesinın yazı kadrosuna gırdıâını, Turk Dıl KurLmuna uye secildığını ılkın bana bıldırmıştı Turk Dılı dergısınpn, cevıri sorunları ozel sayısında ATİNA'DA Demir ÖZLÜ da Yunan koylerının en ıri asker cocukları secılmış. efsun osken kılığına sokulmuş, nobet tutuyorlardı Nobet değıştırmelerı bır şenl.k gıbıvdı Bır kulupte. rastgele konuştuğumuz bır Yunanlı bana ı Tan'i Eros, gokte dolaştığı gıbı, yeryuzunde, ınsanlar arasında da dolaşır Kuzeyde pek bılmdıgını sanr^am Erotızm olmadon cınsellık de olrıaz» dedı Rıtsos da eskı Yunan sanatı uzer'ne boyle aen'ıyor m u ' «Her zaman yanyana gokselle günde! h olan > Yunanıston uzerıne yazılacak o kadcr cok şey var kı 1 Edebıyatını vakından Izlenedığ mız bu komşu ulke1 Yakın tarıhınl, ıc savaşı, fc savaş sonrası sıyasal ıdamlarını, butun o polıt k savoşımı cuntanın yaptıklar n ı lyıce bılıyor muyuz 9 Gore cuntanın yautık'arını daha ıyı bılıyoruz Doğu Trakya'nın b r devamı gıbl uzayan Batı Trokya Kucuk kılıseler Bembeyaz ba donayla boyanmış evler Ekılıp bıcılen a/nı urun Kora yolu kıyısına konmuş. trofık KOzasında olenler ıcın mum yakmaya varaynn ıcıne Iso tasvırlen yerleştlrılmiş k ıcuk kuI'Jbe • kılıseler! Onların karayoluna verdığı gıguzel doga/la, güzel yaşamın arkasmda yatan asıl hayatı Aramaları, hapısleri, surgunlerı, toplamo kamp'annı yaşamıştı Atına da korşılaştıgım bır Yunanlı «Banşı bırbırının yaşammo karışan halk'ar yapabılır, polıtıkacılar değıl» demıstı Ardından da eklemıştı »Barışo layık olmak garek » Atına Havaalanı na ucoktan Inersenız, kısa b'r sure sonra otobusten ıkı katlı kena r maha.ıe evlerıni atolvelerı teroslı Kjcuk yapıları gorursunüz Uzerınde Atına ıle Pıre n n de bulunduğu Atıka Yar madası da Istanbul cevresı giDi kalabalıklaşrn's'ır Orada uc bucuk nılvcna yokın msan yasar Otomcbıl yolundan Selânık ten aşağı Peleponez'e d o g r j ırerken Larıssa kenttne doğru, yol denız k yıs na cıkar Beyaz badana'ı evlerıyle kucuk kılıselerıyle, şarap ımalathanelerıyle kucuk bır ken'ın denız kıyısı boyunca gecers n<z Genzınıze zeytınvoö fodı bvnunuza rpovalanmıs şarap ko' u'arı gelır Mıtoloıık Oli 1 ^pos Dcğı ıle, butun otekı mıtoıol'k doj3 başlar Yjnan şıırı gundelık yaşam n guzell'klerını an'attı ama onun ordmoa ınsan ruhunun dırenctn deqerli olanı seçmenın derın kararlılığını ıcmde saklayarak ESKİYEN AŞKLAR Aklımın ucundan blle gecmezdl Bır gun solup gideceğl Boyle umarsız kalacağım Sanırdım kl Guneşlı dereier lcınde bır dal gibi Hep beyaz kalacak. hep clceklı. Oysa gelen guzdur Savurur yerdekını. göktekinl Kendıne kacarsın her gün daha cok Ve bır oluyu gomer gıbl Unutulmaz bakışların derln mezarlarına Usulca gömersın kendınl. Ey didlşenler gün gece Ey kavgacılar Çok yakında bıleslnlz Kor kandıle donecek guneşlnlz Uzun yaz gunlennız da kısalıp gıdecek Apayrı sulara duseceksıni2 Son boyle gelecek SEVGİ SÜTÜ Usalmaz bunca kotulük durmodan sevgiyl susler nicın konduk buraya ezanlarla okunduk ıblıs şölenlerine yabayla harman sevgı dem! harcı dağlı cehennem ell sürerek her şeyden olan hova su toprok yolım kargış ve kavgadan kln sovgü llenc vıkım ve kıyımdan acıylo olüm sankl her olan durmodan sevglyl besler ' Mehmet KARABULUT Yüksel PAZARKAYA yo'. Batı Berlin'in yonetımmı yuru ten Batı Berlınlı vatandaşların oıuşturaugu parlomento. bugun pek orta'ıkta gorünmeyen ışgcl Kuvvetlerının başındakı Amerıka.ı, Ingılız. Fransız ve Rus 4 generale karşı da sorumlu. alırcn kararlar onların da onayınr j a n gecı/or Ama kımseler. unI j Berlın ablukasından bu yana, oremlı bır sorun çıktığını anımscmıyor Gorunen o kı, bugunku cıkarlar uzlaşmayı olası kılıyor Berlin'e Doğu Almanya üzerındekı belırlı hava korıdorfarıııdan, yalnızca Amerıkan ve Ingılız ucoklorının ucabılmesı de ıste bu garıp Berhn statusunun bır parcası ANILARIN KENTI Ucaklar esKiden, kentın adeto gobegındekı Nozılerden kalma Tempelhof Havaalanına ıner lerdı Amerıkan ışgal bolgesındekı bu alan, şımdı artık yalnızca Amerıkalıların askerı ucaklanna acık Sıvıl ucoklar. Fransız ışgal bolgesındekı Tegel e ınıyorlar Tegel >enı yapılarıyla. oldukca modern bır havaalanı gorunumunde Frankfurt un, Bruksel'ın hareketlı kalabalık alanlarından sonra, Tegel ınsana, sessız ve sâkın gelıyor. Bu durum belkı de Berlin'in en onemlı sorununu. Berlın e karşı ılgısızl'ğı dıle getırıyor. Oysa Berlın guzel ve sırın Dir kent Kertı cevreleyen goller, kanollar, bır ormanı andıran Tıergarten parkları ağaclıklı yollar odeta doğan n bu talıhs'Z kente arr^ağanları . Cocukluğu rreraklı gecm,3 ben yastakıler ıcm Berlın onca hkle bır anılar kentı Talihsiz ccı anılar Berlın goruntuıerı na dense, Pothe Gaumont haber fılmlerıyle. Sıgnal dergısının, Realıte n n fotograf dolu sayfalarıyla ozdeşleşıyor 1978 yıhnın bır yaz gunu ae gecsenız «Unter Den Lınden» bulvarından. SS kıtalarının kaz adımları var bellek sınemanızda Işte gamalı haclarıyla, dunyanın en cılgnı, en korkunc adamı Hıtler ın onunden gecıp, Brandenburg ka pısmın oltından kaybolup gicl.yor'ar 1938lerde, 39 larda savaş ve ıstıla kararlarının yabancı dıplomotlora teblığ edıldıgı vVılhelm Ştraze nın gorkemlı bınaları yerlerınde yok artık Rıbbentrop ların Von Papen ler n ruhları kol gezıyor olmalı bu boslukta llerıde onarılmam ş horap bır bına Goerıng ın Hava Kuvvetlerı Bakanlığı Kurfurstendamm Bulvarı ıse hep oynı. Bulvar kahve/erı ın san koyn^or Gorkemlı vıtrınler pırıl pırıl Kranzler kahvesınde kızlar, guzellıklerıne ozen lı Ama artık nazl ordusunun parlak cızmelı subaylon ortalarda y o k . VE BIR DUVAR NATOcuların onlerıne gelenı bu kente getirmelerinin başlıca nedeni, Batı Berlın'ls Doğu Berlın'ı bırbırınden av'raıı duvar olsa gerek Bunu kımse acıkca soylemıyor ama, sez.nlememek olası değıl Sanınz NATO culara göre bu duvar, yumuşamaya. barışcı eğ lımlere ınsanlığın barış ıstemıne karşı, soguk savaşın surduğunun sımgesıdır. Oysa duvara gelınceye kadar, soğu< savaş koşullorını surduren, t.atta hsr gun yeni yenı koşullar yaratan daha nıce gercek var dunyamızda Guclulerın gucsuzlerı doymak bılmeyen bır ışta'v la somurmelerı dunya nimetlerını ve ınsanları tukenmez bır hırsla yutan sloh sanoyıı, sıyasal ve askerı lıderlerın uç'unluk soplantıları ınsanlık Icın bır 3 a rıp duvardan daha gercekcı tehlıkeler değıl mıdırler? Aslında bu du.ar «Işte bakın ben, cılgın bır kafansn çılgınca tutsağı olrruş bir ulkenın dramını yansıtıyorum» dıyor Gercekten de öyls bu duvor, bu böljnmusluk olsa olsa, Hıtler ve hampalarının Insanlığa ettıklerı kotuluklertn bır bedell A rıonva ıcın BERLINDE NUFUS SORUNU Soğuk savaşın sımgesı olmnnın. Berlın e hem yararı var, hem de zorarı. Federal Alnanya ve Batı dunyasının onde gelen guclerı komunıst Almanya'nın ortos rda kalmış bu «mozlum» kentı, ayakta tutobılmek Icın, ona buyuk a/rıcolıklar tanı. yorlar Bu kent ve cevresıne ekonomık oluo olmadığına bakılmaksızın buyuk yatırırrlar yapılıyor, tesısler kuruluyor. Ceşıtlı uluslararası sanat olaylarıyia ke n tte moral en yuksek duzeyde tutulmaya cal'sılı\or. Ama nedense tum gınştmler, ıstenen sonucları veramıyor. Ve kımse Berlının talihsiz yazgısını vosamak istemiyor K sacosı Almanları Berlm'de tutcb Imek her gecen gun daha da bj/uyen bır sorun A'man gercle'i ıc n Berlın de oturup caıışmanın askerhk h zmetıne sayılması vergı ındırımı tasarılan daha kolay ış o'anakları, daha ucuz konut sorunu çoZunlemeye vetmıyor Berlın savaşı bu kentte yaşcmış ve yaşlan bugun 65 ı aşmış gercek Berıin'.lerle her yıl biraz daho boşboşa kalıyor Elbette bıincle soğuk eavaşın odok nokîası halıne getirılmış bır kentte. kımselerın yaşamok Istememesıni da doğal karsılamak gerekıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear