23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKt TBTAK'ın 15. Yılı raştırma, ozellıkle bılım ve teknoloıının başdondurücu bır hızla ılerledığı cağımızda pahalı ve uzun sürelı bır yatırımdır Bu ne denle, ulkenın parasal olanaklarını en lyı değerlendırecek ve en ekonomık bıçımde planlanması zorunludur Bu gorev, Batı ulkelerınde genellıkle uıke duzeyınde tek elden yurutuımekte; boylece tekrcların ve geıeVsız sovurganlıkların onlenmesıne calışıimaktadır tece cotışan araştırıcılora her pro|e lctn oyrt ayrı telif hakkı odenmektedır «Araştırmada ekonomıklık» ılkesıne ters duşen bu destekleme bıcımi, kurumda olcusuz savurganlıklara neden olmaktadır. Kısacası bugun unıversıtelerımızde cıddı huzursuzluklar yaratan denetımsızlık, sortımsuzluk ve yozlaşma, artık TBTAK'ı da etk.sı altına almıstır Kurumdakı gereksız uygulamaların bır boska örneğı de, TBTAK'ın olanaklarıyla kurulan ve aslında soze deger bır yararı da olmayan tArastırma Unıtelerı»dır Geneliıkle unıversıtelerde kurulan bu unlteler, kanımızco burokrasmn kurumsallastınlmasından başka bır anlam aa taşımamaktadır Amac proıe desteklemek ıse. bu normal yoldan zaten yapılobılmektedır ve bu bozuk duzen ıcmde hıcbır engelle karsılaşmamaktcdır Eğer amac venı araştırma kuruluşları oluşturmak ıse bugunku durumlarıyla araştırmo unıtelerı bu amaca da uygun duşmemektedır Çünku unıtelerde gorev yapanlam l.emen hemen tamamını. bırkac sorrleşmelı tekn k e'cman dışında, zaten unıversıtelerın kendı oğretım uyelerı, yardırncılorı ve dıger personelı oluşturmaktadir. Araştırma proıelerı acısından da unıte yapısı, kımı zaman araştırıcılaro destek olmakton cok gucluk yaratmaktadır Çunku bağımsız bır proıeye kurum daha genış olanaklar tanıdığı halde, unıte proıelerı unıtelerın sınırlı butcesı ıcmde yurutulmek zorundadır. CUMHURİYET 13 HAZİEAN 1971 A OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Arastırmacılık ve Sorunları Prof. Dr. Metin SENGONCA Ege Unlversltesi Rektor Yardımcısı Acı Bir Sonııç... n beş yıl kadar once, butun yurtta coşkuyla benimsenen <m 'lı petrol» kampanyası acılmıstı Turkıye'de gecerlı petrol yasası 1954 te Amerıkan tekellerınin adamı Max Ball elıyle hazırlanmıstı Bu yasanın koşullarını degıştırıp ulkemızın yararına bır yenı petrol duzenı kurmak ıçın yurutulen m |!ı petrol kampanvasunda bası ceken ve onde gorunen kım varsa, canına okunmuştur. Buyuk petrol kumpanyalarının Turkıye'deki ojanları «tasfı/e ea lecek kıs lersın listesını hazırlomış, lıstede kim varsa defterı durulmustur Zamanın egemenlerı de yabancılara uşaklık yolunda ellerınden geleni yapmışlardır. Bunlara kulak verırsenlz t Mıllı petrol dnvası gudenler komunıstlerdır » Bu sorumluluk Turkıye'de 1963 yılmdanben kısaca TBTAK dıye anılan Turkıye Bılımsel ve Teknık Araştırma Kurumu na venlmış ve 273 sayılı kuru'us yasası kurumo bu yonden çok onem'ı ıkı gorev yukıemıştır Bunlardan ılkı Tur kıye'de pozıtıf bıhmlerde teme! ve uygulomalı orastırmatar duzenlemek ve bu tıp arastırmaiarı ulke duzeyınde koordıne etrnek, ıkıncısı ıse. temel ve uygulamalı pozıtıf bıhmlerde ulkenn ulusal araştırma polıtıkalarının saptanmasında hukumetlere vardımcı olmaktır. O İki Önemli Eksiklik Gecen 15 yıl ıcınde Kurum cal şmalonnı gerçekten cok cesıtlı alanlara yayabılmış buyuK hızmetler gormustur. Cesıtlı dallarda sayısız craştırma pfoıesıni ve araştırıcıyı desteklemış, verdığı yurtıcı ve yurtdısı araştırma ve ogrenı°ı burslarıyla bırcok genc elemanın yetışmesını sağlamıştır Kuşkusuz bu hızmetler yadsınamaz Ancak, tum bu etkınlıklerıne karsın TBTAK ın yukarda degındığımız ıkı ona gorevını yerıne getırdığını scvunabılmek de aynı olcude olanaksızdır. 15 kuruluş yılında bılıme ve Turkıye'dekı araştırma polıtıkasına olan katkılarının KOba bır değerlendırmesı yapıldığında kurumun he nuz amaclanan noktaya varamadıgı acıkça gorulmektedır Çunku cesıtlı pozıtıf bıum dollarında ulkenın kısa ve uzun donemdekı araştırmn hedeflerı ve ulusal araştırma polıtıkası halen soptanmamıştır. Aynı dalda calışan cesıtlı kurumlar ve umversıteler, jlke cıkarlarının gerektırdıgı ortak bır plan ve oncelık sırosı olmaksı zın, salt kendı gorus ve eğılımlen doğrultusundn apayrı konularla uğraşabılmektedırler Uvgula non ve buvuk parolor horcanan arastıraıa pro lelerı arasında cok yararlıları olduğu gıbı cok ge reksız ve luks sayılabılecek olanları da vard r Bu durum hıc kuşkusuz bugün ıcın denettenemeyen, başnbaşına bır savjrganlık kaynağıdır Araştırma etkınlıklennde plânsızlık ve hedefs.zlık yar.'nda, koordınasyonsuzluk da onenılı kaynak yıtımıne yol acmaktadır Aynı araştırma korusu, zaman zaman bırbırınden ho bersız bırcok kurum ve arastırıcı tarafından file alınabılmektrdır Tekrarların onlenmesı belkı TBTAK'ca desteklenen araştırma proıelerı ıcın sağlancbılmektedır Ancak ulke duzeyınde duşjnulduğunde araştırma etkmlık'erı belırgın bır dağınıklık ve kopukiuk ıcınoedır Farklı bakanlıklara bağlı fakat benzer konularda calışan arcştırma kurumları bır yana aynı dalda aras tırma yapan fakultelerımız orasında bıie sağlı'r' ı bır koordınasyondan soz etmek olonaksızdır Ne yazık kı kurum bu ışlevını de gecen 15 yıl ıcmde geregınce yerıne aetırememıştır Bu ıkı onemlı eksiklik TBTAK ın 19 aralık 1975 ve 11 kasım 1976 tarıhh Danısma Kurutu toplantılarında tartısma konusu yapılmış oncak soruna bugune değın bır cozum yolu bulunama mıştır Dıger yandan bugune değın kurumja gercekcı bır ozeleşt'rı ıcıne gırılememış ve 15 yılliK colısmaların bır değerîeııdırmesı yapılma mıştır Oyso TBTAK'ın ulkenn bılım ve araştır ma yaşamına ozde neier kaitığı ıvedılıkie ortaya konulmalı ve gelecek donemlerın calışmalorı bu değerlendırmenın ışığnndo planlanmalıdır Bu ıkı onemlı oksoklık yanında, kurumun otekı calışmolarını da. ulkenın sınırlı porasal olonokiarını en lyı değerlendırır b'Cimde yuruttuğunu soylemek cok guctur Kurumun proıe des tekieme polıtıkosı bunun en guzel orneğıdır Bugun kurumca desteklenen proıelerın coğun luğu unıvfrsjtelerden pek azı da dıger craşt'r ma kurumlarından gelmektedır Başka bır deyışle kurum bugune değın ulkedekı tum oroştırıcılara ve araştırmo kurumlarına yeterınce actlomamıştır Bunun başlıca nedenı, kurumun c«şıtlı organlarında gorev alan oraştırıcıların coğunluklo unıversıte oğretım uyelerınden oluşmasıdır Bu durum, unıverstteler ıcın ayrıcalık yaratmakta ve kurumun mektedır denetımını güçleştır Bir Sorun TBTAK a sunulan araştırma proıelerının desteklenme bıcımi de. oyrı bır sorundur. Acıkca belırtmek gerekırse. bugun kurumun araştırma proıelerınden cok araştırıcıları destekledığı kolayca soylenebılır Oğretım uyererı. ycrdımcıları ve proıelerde gorev alan teknık elemanlara «telıf hakkı» adı altında yapılon odemeler. tek sozcukle savurganlıktır. Asıl gorevlerı zoten oraştırmo yapmak olan bu elemanlora maaşlarından ayrı pora odenmesı unıversıtelerde kurum proıelerının cekıcılığını genış olcude artfr makta. bu da unıversıtelerın ve unıversıtelerdekı araştırma etkınlıklennın bır olcude yozlaşmasına yol acmaktadır Kurum projelerındekı bu ayrıcolık yolluklaro değın yansımaktadır. Orneğın unıversıtenın kendı aroştırmalorında calışan bır oğretım üyesinın 1 derece yolluğu 150, TL ıse, kurum proıesınde calışanınkı 300, TL dolayındadır Bunun sonucu olorok. unıversıtelenn cesıtlı bırımlerınde calışonların tumu. aslı gorevlerl olan ve maaşları karşılığı zaten yapmak zorundo oldukları araştırma gorevıns korşılık TBTAK tan ek gorev ucretı almaktadırlor Bu nedenle unıversıtelerın TBTAK'ıa colısan bırcok Dırımlennde kendi olanoklarıyla yurutulen araştırmo proıelerı yok denecek denlı azalmıştır Buna karşılık başlangıcta kurumco desteklenen uzun surelı ve genıs kapsamlı proıeler, yerlerını, pahalı kısa surelı ve dar kapsamlı pr0|elere bıraknışttr ÖzelNkle kımı yenı aroştırma unıtelermde aslında bır tek araştırma proİesı olabılecek mtelıktekı konular aynı zamonda, aynı rrcteryal ıle cok sayıda ve dor kapsamlr pro|eler halrnde desteklenmektedır Boy • Değerlendirme Gerek Buraya degın saydıgımız aksakhklor ve vonlış uygulamalar hıc kuşkusuz dışardan gorulebılenlerdır Bu nedenle 15 yılını doldurmckta olan kurumun gecmışın bır değerlendırmesını yapması ve başta belırttığımız ıkı onemlı gorevı yapabılecek yasal yetkı ve olanoklara kavuşturulması zorunludur En onemlısı, unıversıtelerın hegemonyasından kurtarılmalı proıe des tekleme yontemı yenıden ele cl nmalıdır Ozel lıkle oroştırıcılaro odenen telıf hakkı mutlaka kotdırılmalıdır. Cünku bır devlet memurunun oylığı karşılığı zoten yapmok zorunda oldugu bır gorev Icın ıklncı bır ucret almosı. yosal yol lan bulunmuş olsa bıle en azından vırdan octsından haksız cıkar sağlamaktır Bu nedenle proıeler gereken orando eleman ve aracgerec yordımı yopılarak desteklenmelıdır Gercekte unıversıtelerde ve otekı araştırmo kurumlorınd'3 gereksınme duyulan da budur Boylece heTi a roştırmalar daha kalıtelt ve kapsamlı olccak hem de kurum unıversıteierı ve kışılerı yozlaştıran bır savurganlık kaynağı durumundan kurtarılmış olacaktır Aradan bunca yıl gectı Şımdı ulkemız ne durumdadır9 1965 yılında' Ithalâtımızın yuzde 81 ını karşılayan ıhracatımız, 1977de ancak yuzde 30'unu karşılamıstır Demek kı 42 milyonluk ulkede halkın olın terıyle uretılıp dışarıya satılan urunlerden sağladıgımız dovızıe ithalatın ancak yuzde 30 unu karşılayabıldık Tum ıhracatımızla ancak uı^emıze gerekll ham petrolu satın alabılecek duruma duşiuk. Neden' Çunku, «komunizme karsıyım, mıliıyetcıyım» dıye ortaya cıkanlar, gayrımıllı polıtıkanın usaklıgında emperyalızmm ısteklerını yerıne getırmışlerdır. Bu gercek, ulkemızde en sert ve kotı bıcımde dıle getırılmelidır. Ulke yıllardan berı satılık kişılerın yonetımınde bugunku duruma duşmustur Turkiye'nin gecerlı su kaynaklarından ancak yuzde 10 dolayında yararlonılmaktadır Ener|i politikası satılıkların bılıncll cabaları sonucu, dısa bağımlı blr strate|lye oturtulmustur Bir kilovatlık elektrik enerpsı su sontralından 16 kurusa, FtıelOıl santralından 60 kurusa, gaz tırbunlerınden 140 kurusa saglanmaktadır. Turkiye akarsularındakı enerjinın ancak yuzde 10'u kullanılırken, üretllen tum enerjinln yuzde 50'sinin akaryakıttan elde edilmesl, koku dışarda komprader iktıdarlarının ulkeyi yabancı kaynaklara nasıl bağladığını gosterır Ne var kı ış bu kadarla da kalmıyor Koku dışarda kapitollzmın politlkacıları, yalnız elektrik enerjisl kaynaklarını yabancılara bağlamakla kalmamışlardır Cumhurıyetin İlk donemınde saglam temelleri atılan demıryollorı polıtıkasını ıflas ettırecek bır karayolu uygulamosını bilincle benlmsemlslerdır Bugun ulkedeki petrol tuketimlnm yuzde 35'l karayolu ulaşımı ksslmindedır Otomotlv endustrisi yuzunden yabancı kaynaklara aktarıların dovız leri de anımsoyacok olursanız Turkıye'nin nasıl bir somuru tuzağma dusurulduğunu anlamak kolaylaşır Turkiye'nin Başbokanı yakm surelf 5 mılyar dolar borcu ertelmek ıcin cırpınmaktadır Her ay ulkeye gerekli petrolu satın almak ıcın 150 mılyon doları bulmak bır sorundur. Hesaplasma Modern Bir Infaz Ülkesi: Danimarka Burhan ARPAD eformcu kr>mınologlor ve ınfoz uzmanlarına dus lerındekı ınfaz sıstemım betımlemelerı sorulduğunda, ya mt olarak aşağıdakı nıtelıklerı ı ceren sıstem belırecektır: Hıc bır cezaevi kurumunun 200'den fazla konuğu olmadığı ve genellıkle 90 veya 100 kışılık olabıleceğı, Hukümlulerden cok azının bır yıldan fazla ozgurluğu bağlayıcı cezaya mohkum "olöuğu, Guvenlık ogesıne cok oz onem verıldığı ve her hukumlu nun yeterlı bır ucret karşılığı calışma olanağına kavuşturul duğu ya do full tıme sanat veya okademık eğıtım görebildığı. Her hukumluye gereksınmelerı olcusunde kısıset ılgı gostenlmesıne elverecek yeter lı sayıda ınfaz gorevllsı. sosyol hizmet uzmonı ve oğretmenlerı bunyesınde bulundurması. Bu nıtelıklerı ıceren bır ınfaz sıstemı pek cok ulke ıcm bır duş ıse de. Danımarka'do gercekleştırılmış bulunmaktadır Uluslararası duzeyde ovguyle sozu edılen ve obur memleketler ıcın bır model olarak gosterılen bu sıstemın, Birleşmış Mılletlerce, ışleyışl fılme alınmıştır. Bu sıstemde guvenlık ogesının ağırlık kazandığı kurumlar bıle obur ulkeler olçusuyle mını mum güvenlıklı kurumlar nıtelı ğmdedır. Nıtekım, yenı yapılan (Rınge'dekı) maksımum güvenlıklı cezaevi kurumunda gardıyanlara yer verılmemıştır. Kurumdakı hukümluier marangoz atolyesmde calışan ustalar tarafından gozlenılmekte ve boş zamanlarında da bunlar tarafından ızlenılmektedır. Kodın ve erkek hukumlulerın kaldıkla rı bu kurumda; aralorında sev gı ilışkısı bulunan kadın ve er keğın oynı bölumde kalmasına da ızın venlebılmektedır. • Kutlu Olsun! Osmanlı imporotorluğu'nda din bayramları kutlonırdı. Blr de, podişahın tohto cıktığı gunler Sonraları da Mesrutiyet'ln llan,. Turkıye Cumhurlyeti, yenı re|ımln temelı sayılan klmi ılkeleri ve Kurtulus Savaşının anlamını yığına benımsetmek ıçîn belirlı gunlerı millet boyromı ılân ettı. 27 Mayıs 1960 degışimi, bu millet bayramlarıno yenılerını ekledi. Bunların dışında, Turklye'nln dunya milletleri arasında yeri olsun gibilerden yeni yeni gunler, blr ceşit ithal yoluyla, getirildi Birleşmış Mllletler Gunu, Dunya Tlyatro Gunu, Dunya Cocuklar Gunu, Anneler Gunu, Babalor Gunu vb. 3, 4, 5 haziran gunlerl afışlerle, basında yazılarla, radyo ve televizyonda resmi kışllerın sozlerlyle benimser görunduğumuz 'Dunya Çevre Gunu» de bu etıket gunlerden biri. İlk olorak 1978 yılında Bırlesmiş Milletler'ce duzenlenen Çevre Gununun amacınr tCevre sorunlarını ortaya koymak, ınsona değer veren sağlıklı bır şehırleşmenm bılıncını uyondırmak» diye ozetliyorlar. Yeffl örtunun Insan başına sıfıra duştuğu Istanbul ve Marmora'do gecen ytl Çevre Gununde neler yapıldığını klml orneklerle sıralayalım: «Hava ve toprak klrliliği Icın seminerler. Kıyı yağmasının vurgulanması ve kıyıya gezı. Kıyı yağmasına karşı yuruyuş. Traflkten arındırma ve et şolenl. Çevre sorunlarını vurgulama. Toplu taşın, toplu piknik » 1978 Dünya Çevre Gununun başladığı 3 haziran cumartesiyi Uskudar, Umranlye, Çamlıca ve Çengelkoy sırtlarında geçirdim. Hava gunluk gunleşlikti. İtkbahar yaza kavuşuyordu. Çok değıl, daha on yıl once oralarda başınızı dınleyebllır, buyük sehlr kargaşasında orgelenmiş sinirlerinizin soğlığını kazanabılirdinız. Oysa, 1978 Dunya Çevre Gununun kutlandtğı 3 hazlranda, Çamlıca Çengelkoy yamaclorını uzaktan gormek bile slnlr bozucuydu. En son katır tırnaklarıyla bezenmış kırmızı topraklar her yanda beton yığınlorıyla ortulmekteydi Çamlıca ve Boğazicl planlarının orman alanı, yeşll örtu dlye kâğıt ustunde korur gorunduğu en son yesıl yamaclar, duzlukler ve tepeler, kimi yerde 6 7 katı bulan apartmanlarla boğulmuştu. Bir yandan da yeni koçak yapılar ve gecekondular içın en son alanlar telle çevrilmekteydı. Oysa, Buyuk Nazım Planı Burosu yetkilileri sozleriyle buna karşıydılar: «Turkıye'de anarşı olaylarının bu denlı artmasında polıtık ve ekonomık nedenlerın yanı sıra yeşıl alan azlığı da etken oluyor. Doğa ıle ılışkılerı azalan, ayağını toprağa basamoz olan insanın ruh dengesı de bozuluyor. Yeşıli bu hızla yoketmeyl sürdurdüğümuz takdırde insanior kıtle halınde sinır hastalıklarına uğrayacaklar, belkı de kıtle hallnde olumler başlayacak » Bu yuz kızartıcı İstanbul gerceklerini icim sızlayarak gorduğumden az sonra, sayın İstanbul Belediye Başkanının cevre korunmasının onemini belirten sozlerlni radyo ve televizyonda dlnledlm Fakat, yakın gunlere kadar kırlık bölge sayılan bır İstanbul semtinde yaşayan. ortaokul oğrenclsi Haluk Dağlıoğlu (Senesenevler Ortaokulu 3 A)' nun yazdıkları, durumun korkunclugunu, program gereğl sozlerden cok daha ictenlikle vurguluyor«Gecıyordum gecen gun / Eskı boş arsadan / dıkecekler bır apartman / belh . / malzeme yığıvorlar. / Oysa ne guzel arsaydı / En erken saat dokuzaa / Oynardık her gun arkadoşlarlo / Dıkıyorlar bır apartman aoha / Ne dıyorlar bılmem, / Her yerde apartman, cıpartman / her şeyı yık.yorlar. / Bırer apartman yapıyorlor / Hey, duydunuz m j b Imem! / Bızım kücük koşKu yı»>tı!ar, / ÖnDmj2 hepten kapanccak, / Yerıne bır apartman yapıyorlar > Bu yazıyı 4 haziran sabahı yazdım. En son satırı bitirirken telefon caldı. Çok nazık bir erkek sesl: cBen emekli Kaymakam K. T » diye soze başladı. «Heybeliadada oturuyorum. Adalarda ikl kattan yuksek yapıya <zin yok. Fakat birkac yıldır 3 4 kotlı yapılar hızla arttı. Adalar $ub« Mudurluğune telefon ettim. Sayın Belediye Boskanıno ıkt telgraf cektim. Sonunda Sayın Kotii'den basılı bir cevap kâğıdı geldi. Dilekceniz Adalar Şube Mudurluğune iletilmiştlr. dıye. Acobo ne yapsam?» Emekli koymokam okuru yatıstıncı ve yardımcı olabillr bır yol gosterecek durumda değillm. Telefonu kapattıkton sonra gazetelere baktım, Istanbul'da 'Dünyo Cevre Gunü' doiayısıvle IstıHal caddesınde kaldır'm kahveleri ve bıra tezgâhları kurulmuştu Kadehler tokuşturuluyordu. Akordeon connıyordu 'Dünya Cevre Gunü' kutlanıyordu! R Dr. Mustafa T. YÜCEL Ceza ve Tevkıf fvıerı Geneı Mudurj tem ıle aşırı zengın ve aşırı yoksul kutupların oluşamayoca ğı guvence altıno alınmıştır. Hıc bır Danımarkalı kornını doyurmok ıcın hırsızlık yaptığını ıddıa edemez Tum yoksul kışı lerın yaşlı, aklı, fızıkı hastalar, sakatlar. v«., sucltılacın sosyal guvenlıklıklerı maksımum olcude onurlu yaşamala rına elverecek bıcımde duzen lenmış bulunmaktadır Danimarka ceza ve ınfaz sıstemının temelındekı felsefe (ko muoyunca da kabul gormuş) sucların ış'enmesınde 9uclu ka dar toplumun da etkısı oldugu ve bu nedenle suclu kışımn tum ve mutlak sorumluluğu taşımomosında duğumlenmektedır Bu ınancın etkısi ıle suclu lara pek sert davronılmoması bır kamu sıyasası olarak benımsenmıstır Hurnyetı boglay • cı cezaya mahkümıyet en son bır care olarak duşunulmekte hurnyetı bağlayıcı cezalar cok kısa surelı olmakta ve cezaevlennın oldukca konforlu olmosı ıcın calışılmaktadır Danimarka cezaevi gorevlılerı, kuramsal düşiıntnek yerıne, gercekcı bır yaklaşımlo ın'oz konusuna eğilmekteciırler Sucluların eğılımlerinı ve yaşam stıllerıni değiştırebılmek konusunda oldukca kötümser olup, sucluların lyıleştırılmesıne fazla bel bağlamanm «socma» bır duşunce olduğunu vurgulamaktadırlar. Sıstemde, her ısteyen hükümlüye akademık ve sanat eğıtimı scğlanmakta ıse de, uzennde onemle durulan tum hukumlü ve tutukluların eşıt ışleme tabi tutulmasıdır. Ülkede. hürnyetı bağlayıcı cezanın amacının yalnızca kışiyi cezalandırma olduğu fıkri yaygındır, Cezaevlerının amact ise salıverılınceye dek hükümlülerın ınsancıl bir ışleme (bakıma) tabı tutulmast şeklınde ele alınmıştır. Sayılan 65'ı bulan cezaevterındekı hukumlu sayısı 2200. tu tuklu sayısı ıse 700 cıvorındodır. En buyuk kapasıteli cezaevının barındırdığı suctu sayısı 20C, en kucüğünde ıss 5O'dır. Ideal koşulları Iceren Danimarka ınfaz sıstemınde hükümlülerın lyıleştırilebileceğl aklc gelebılırse de, cezaevlerl genel mudurü Brydsenholt buna ınan mamoktadır. Cezaevlerinden sa lıverılen hukümlulerden tekrar suc ışleyerek kurumlara dönen hukumlu oranı % 70 civarındadır. Genel Müdür. suclunun be raberınde getırdığı sorunların cezaevınde yoğunlaştığını; ceza evlerının ne kadar kücük, konforlu ve nıtelıklı personelle işlem görürse gorsün, bu nıteliğın devam edeceğını; suclu kisıye pek fazla ümıt boğlanmaması gerektığıni: suclunun cezaevıne lyıleştırmek ıcın değıl, cezolann genel önleme etkısını sağlamok ve cezalandınimak ıcın konulduğunu belırtmek tedır. Cezaevlerınde bulunan hjkumlijlerın cektıklerı ortolomo ceza.suresı dort aydon az bulunmaktadır. Ekserı. hırsızıık suclan ıcın yosal maksroum. ceza ıkı yıl; cıddı mukerrerhk halınde bu ceza ıkıbucuk yıl olmaktadır Sılohlı gasp, muessır fııl, yangın cıkartma ve uyuşturucu madde satışı gibi cıddı suc lar ıcın ongorülen ceza ıki yıl ıle oltı yıl arasında değışmekleaır. Adom oldurme suçu faıllerı muebbet hapse mahkum edılmekte ve teknık yonden şart la sahverılmes! sozkonusu olma makta ıse de, on veya onıkı yıl sonra Kralıce tarafındon offed'imektedırler Danimarka da hurnyetı bağla layıcı cezaya hukumlu sayısının 100 000 nufustokı oranı 44 dur Bu oran Iskandınavya'dakı dığer memleketler ile Beneluks Tiemleketlerı dışındakılerle karsılastıntdığmda oldukca düşuktur. Hukümluier. cezalarının 2/3'u nu cektıkten sonra salıverılmek tedtr Koşulio salıverılme kororı. personel uyelennın de fıkrı alınarak cezaevi mudur ve mu dur yardımcısı tarofınoan verılmektedır Koşulio salıverme ba kımından hukumlunun kurumda colışması veya lyıleştırme prog ramlarına katılmış olması gerekmemektedır. Dığer bır onerme ıle, hukumlunun lyı hallı olması koşulu aranmamaktadır Bu koşulun oranmomasının asıl nedenı oznel değerlendirmeler sonucu hukümluier arasında ayirıcı bır ışlem yapılmasına sebebıyet verılmeTiesıdır Yukarıda belırtıldığı gibı. hukumlu ve tutukluların eşıt ışiem gormesını guvence oltına aimak uzere cezaevi mudür ve yardımcıları avukatlardan secılmekteoır. Sonuc olarak, Turkıye. ekono mık, sosyol ve. öteki yönlerden Danımarka'don ayrılık gostsrmekte ise de, ınsanî ceza adaletı sıstemınden oğrenılecek cok şey olduğunu belırtmek yemde olacaktır Kuşkasuz. ce 7ülann ağırlaştırılması ve nufus kapasıtesı koborık cszcevlerı sağlıklı kurumlar olmadığı gıbı şımdıye kadar da bır sonuc vermemıştır. Ceza ve infaz sıyasetı kamuoyu ve duygusal vakloşımlar yerlne bılımsel bulgular ve ussal yaklaşımla belırlenmelı; devomlı olarak değerlendırılmelı ve kamuya maledılmelıdır. İşte Turkiye bu durumdayken yoboncı petrol şirketlerinın ATAŞ rafınerisı uretımıni kısmıştır Buyuk yabancı kumpanyaların Mersln'deki ortakhğı diyor kl Senın sıkıntıların bana vızgelir, petrol uretmiyorum ışte Ne dersiniz? Şimdi cok uluslu buyuk petrol kumponyalarıno mı kızmalı' Yoksa Turklye'yı bu duruma duşuren komprador egemenlerıne ml'> On beş yıl onc» «mıllı petrol> bayroğını açan yurtseverleri duşman belleyip komunistlıkle suclayanlar şimdı muhalefete gecmış Ecevıt hukumetını eleştırıyorlar. Yurdunu yabancılara satonlardan hersey beklenir. YEŞİLKÖY'DE DBNİ2E 30 METRE MESAFEDE BAHCELİ KALORIPERLI SICAK SULU YA2LIK KIŞLIK OTURULACAK D A i RE SAHIBINDEN SATILIKTIR. TEL 7169 90 Cumhurı/et 8708 FRANSIZCA STRASBOURG ÜNIVERSITESI MEZUNU OĞRETMEN TARAFINDAN FRANSIZCA DERSI VERILIR BUTUNLEMEÜ ÖĞRENCILER SINAVLARA YETIŞTIRIÜR. 58 68 96 (AKTUR) AKDENIZ TARIM URUNLERI KONSANTRE SANAYI A.Ş OLAÖAN GENEL KURUL TOPLANTI İLÂNI YONETIM KURULU BAŞKANLIĞINDAN: ÇAGDAŞ YAYINLAR Kuşkusuz. Danimarka infaz sısteml her ülkeye aktarılama yacak yanları ıcermektedır. Her şeyden once, cezaevlerı sıste mı, toplumun kuçuk bır kopya sıdır. Bu gercek, Danimarka ın faz sistemi icın de geçerli olup, ozellıkle suc ve ceza konusundakı farklı yaklaşımları dığer memlekstlerle karşılaştınldığında margann ve tereyağı arosın dakı farklılık kadar olduğu acıkca belırmektedır. Danimarka toplumu, düzenlı, huzurlu ve sakın bır toplumdur Cezaevlerı ds aynı gorunümdedır. Toplumda ışlenmekte olan cıddı suc sayısı cok az oldu âundan cezaevi kurumlarındakı tehlıkeli suclu sayısı oldukca azdır. Suc ve suclulardan cok az korkulduğundan; yoğunloştırılmış guvenllk onlemlerıne de gereksınme duyulmamaktodır Danimarka holkından, cınsel zı yaretleri de icermek uzere hükömlülere köklu haktar sağlanmasına karşı hlc bır tepkl gel memektedır. Hukumluler hafta sonu Izınlennden yarariandırıl d<kları gıbı dısıplın hücresinde bulunan hüKümlüden cınsel zlyaret olanağı esırgenmemektedır. Donımarka etnık ve ekonomık yonden homoıen bır toplum: beş mılyon nüfusunun "» 97'sı beyaz \e orta sınıf, LLt heren mezhebıne mensup kış< lerdır. Ekonomık ve veral sıs Dr>*İhsan*Ünlüer Ok ıı Ol.il BudurSonu! GULMECE VAZARLIGININ USTA KALEMLERINDEN UNLUER IN BU YENI KITABINI KAHKAHAIARIA FAKAT BURUK BIR TAOLA OKUYACAKSIMZ Op. Or. EDERİ : 30 LİRA İsteme adresi: ÇAGDAŞ YAYINLARı Cağaloğlu, Türkocağı cad. No: 3 9 4 ! İstanbul AZIZ ÇÖL ORTOPEDI v» TRAVMATOLOJİ MUTcHASSISI «Kırık kemık ve mofsol hotta<ık:arı» Osmanbey Holâskargazl Cod 279/1 Sedef (Aktur) Akden'z Torım Clrünlerı Konsantre Sanayı A Ş.'nın 1977 yılı olağan Genel Kurul toplontısı 3 71978 pazortesı gunu saot 16 30 da Tahtakafe Tomruk Cıkmazı Santral Han Carşısı No 6 Emınonu İstanbul adrssınde asağıdo belırtılert gundemı goruşmek üzere yopılacaktır. Ozuru nedenıyle toplantıya katılamayacak olon ortaklarımızın vekâletnome ıle tayln ede ceklerı veKillerı vasıtosıyla temsıl edllmeleri mumkundur. Vekâletname dmeğı şirket merkezinden temın edılebilir. Sayın ortakların b'lgi edlnmelerl ve belirlı gun ve saatte toplantıya teşnflerı onemle rıca olunur. YÖNETIM KURULU GUNDEM: 1 Baskanlık Dıvanı ile kfltıp ve oy toplamo memurlarının secımı 2 Başkanlık Dıvanına Genel Kurul toplontı tutanağını ımza yetkisı verılmesı. 3 Şirket ana sozleşmesinın 4'uncu maddesının değlştinlmesı ve sırket merkezının Osmanıye ADANA'ya nakll Icın karor alınması 4 1977 vılı Idare Meclisl v« murakıplar roporlarının okunma sı ve onaylanrrcsı 5 1977 yılı bılânco. kâr ve zarar hesaplarının okunması vt onaylanması 6 Idcre Meclısi üyelerı ıl« murakıpların ıbrc olunması. 7 idae Meclısi uvelerl Ile murakıplorın secımı 8 'dare Meclısi uyelerl ıle murokıplara vcrılecek huzur hakkı veya ucretlern tayını. 9 Ortakların şırketın bu gunku durumu ile geleceğl hak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear