23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ILKELER ? YENİ IİR BIRLIK EMELİ )NERILDİ ELGRAD (ANKADPA) Yugoslav;a. bloksuz ulkeler arasmda daha sağlam ve gecerlı bır ortak bırlık lı bulunması gerektığını savunmuş Spor, ekonomık sıstemın ışıeyışının oır lındekl meşaleyle Tokyo Olımpiyat Stadında gorunduğu anda, Yoshınon Sakaı omrünun en unutulmaz anmı yaşıyordu Bınlerce kışı Sakaı'yı cılgınca ayakta alkışlıyor ve hep bırlıkte tempo tutuyordu Televızyonlar dunyaya Sakaı yı tanıtıyordu. Tokyo'dan 15 bın kılometre otede Olympıa'da tutuşturulan Olımpiyat meşalesını 1964 Tokyo Olımpıyatlarında stada taşımak onuru ondokuz yaşındakı bu Japon gencıne verılmıştı Sakaı'nın elınde tuttuğu meşale Tokyo Olımpiyat Stadının ust koşesındekı canağa yerleştırılecek, «Olımpiyat Meşalesı» yakılmış olacak ve olımpiyat başlayacaktı Stadı dolduran bınlerce ınsanın cılgınca gosterısı Olımpıyatların başlamasıyla ılgılı değıldı. Oyle olması gerektığı halde. oyle değıldı Yoshınon Sakaı Ikıncı Dunya Savaşı sırasında Amerıka'nın Hıroşıma'ya atom bombası attığı gun doğmuş, Hıroşıma'ya yakın bır koyde akıl almaz bır rasttantı sonucunda yaşamını surdurebılen tek cocuk olmuştu Japonya tam yırmı yıl sonra Amerıka'yı protesto etmek ıcm atom bombasından gerıae kalan tek canlı kışıyı Olımpiyat arenasına cıkarıyor ve sporun DOlıtık amacla kullanılması doruğuna ulaşıyordu E SPORUN EKONOMİ POLİTİĞİ Yalçtn DOCıAN Yugoslav Komunıst Partısl Ulusları llışkıler Sekreten Aleksandr Grıçpolıtıka gazetesme verdıği b'r dete. bloksuz ulkeler arasındakı eskl So temel olan ulusal kurtuluş sajrı icın benımsenen ortak stroteıının. imuzde gecerlılığml yıtırdığml belırtır. Grıçkov, bunun yerıne daha sağve gecerli bır temel olarak bloksuz lerın. ekonomık ve sosyal hedeflerlılaşmak ıcın ortak bır stratep benımelerı gerektığını soylemıştır. Yugoslav Komunıst Partısl Uluslar,ı llışkıler Sekreten ayrıca, bloksuz lerın, yenl bır dünya ekonomı düzeıluşturulmas» yolundakl taleplerlnl de riatmış, ayrıca Yugoslavya'nın bütun ı ve partilerın bağımsızlığı ilkesınl eklemeye devam edeceğını bıldlrmışGrıckov bu arada, Doğu Btoku iılkeile Italya. Fransa ve lspanya'dakl jpa komunızmını benımsemış partıler jındak] polemıkler Sovyetler Birlıği Cın arasındakl ideoloıık catışmadan Asya'da Vıetnam ıle Kambocya. Afrıla da Etyopya ve Somall gıbi sosyaülkeler arasında cıkan savaşlardan duğu uzuntuyu belirtmıştır Grlckov, yalızme bakış acısmdakı farklılığın. ıünıst partıler arasındakı dayanışmastkıletıemesı gerektıcjıni savunarak, ek gehşmekte olnn ulkelerde gereksanayileşmiş ulkelerde sosyalızme gesınme duyulduğunj ka/detmıştır. • ABD'de belli başlı spor olaylan için yılda satılan yaklaşık 300 mılyon adet bilet ten 2 milyar dolar elde ediliyor. Televızyon gelirleriyle, bu miktar 3 milyar dolara, yani Türkıye'nın dış ticaret açığına yakın bir rakama ula şıyor. 1940 Olımpıyatları Tokyo'da duzenlenmış. arayo savaş gırınce yapılmamıştı. Uluslararası Olımpiyat Komıtesı eskı başkanı Brundage'mn sozlerı cok anlamlıydı «Eski Yunan'da oyunlann yapılabılmesı icın savaşa ara verılırdi. Şımdi, savaşmak ıçın oyunlara ara veriyoruz.» Ulkelerde sporun dalları aynı duzeyde gelışmıyor Gelışenlerın ıse, bır yandan ulkenın yapısı, dıger yondan ekonomık koşullarıyla doğrudan bağlantısı bulunuyor Ekonomık sıstemler de. sporun turlerınde ayrımlara yol acıyor Daha acık soyleyışle, sporun bellı alanlarda (turlerde) gelışmesı, ekonomık sıstem denetımının bır parcası oluyor. Hem denetımın, hem de sıstemı surdurmenın ayrılmaz porçası Ulkenın yapısı ve ekonomık sıstemle sporun bütunleşmesıne en ıyı orneklerden bırını Japonya oluşturur Japonların en unlu sporları olan Judo. Jui|itsu ve karate «silâhsız savunma» (ya da saldırO sanatıdır. M S 1200 yıllarında Okmavva yonetıcılen «sılâh taşıma yasağı» koymuşlar, anılan sporlar da boylece gelışme. ortamı bulmuştur Japonya'da feodal donemde «Silâh taşıma hakkı»nın soylulara tanınmış olması. |udo ve karatenın halk arasına yayılmasında en onemlı etkendır. Gunumuzde Japonya'da en yaygın spor beyzboldur Ingıltere ve Amerıka dışında beyzbolun en cok yayıldığı yer olan Japonya'da bu sporun onem kazanması Ikıncı Dunya Savaşı sonrasına • Hiroşima'ya atılan atom bombasından canlı kalan tek kişınin Tokyo Olimpiyat larmda meşaleyi taşıması, sporun politik amaçla kullamlabileceğinin çarpıcı bir örneği. rastlar Savaştan yenılgıyle cıkan Japonya Muttefık Kuvvetlerı Yuksek Komutanlıgı yonetımıne gırmıştır «Amerıka» demek oian bu yonetım yoluyla Amerıka ve dığer kapıtalıst ulkelerdekı kultur ve tuketım ısterlerı bu ulkeye benımsetılmış. ulke bu yonde orgutlenmış, gelışen yenı ekonomık sıstemle spor arasında tam bır bağlantı kurulmustur Tıpkı Amerıka'da olduğu gıbı. Japonyo'da da profesyoneı beyzbol lıgındekı tunı takımlar clemıryolu gazete ve ceşıtlı Ş'rketlenn kutuplen n,telığındedır Takımlar bu şırketlerın adını taşı makta onlorın boylelıkle parasız rekiâmını yapmaktadırlar Okul cıkışlı sporculara ış olonakları saglayorak Okui profesyonelliK koprusunu kurmakta aynca spora yapılan harcamaları vergı 4 den duşurme olanağı bulmaktadırlar Bunun dışında. beyzbol golf Arnerıkan futbolu gıbı sporlar «malzeme sporu» olarak bılınırler Bu sporları yapmak ıcın once «malzeme» gereklıdır Dolayısı/la buvuk rnalzeme larcamaları. gercekte bu spor dallarını ozendırme goruntusu altmda, Japonya'da spor malzemesı ve bunun yan sanayılecnç buyuk bır talep yaratmaktadırlar Sporun ekonomık sıstemın ışleyış bicimini en ıyı gosteren alanlardan bın olduğu kesındır Sıstemın mantığını ortaya koyması acısından Amerıka, Japonya'ya gore kuşkusuz cok daha ıyı bır ornektır. Amerıka'da gecerlı olan başlıca dort spor vardır Beyzbol, hokey, basketbol ve Amenkaıi futbolu olarak da bılınen rugby Bu dort spor aslında gelışıguzel secılmış değıldır. Sporların yapılışı yılın mevsımlenne gore dagılmıştır. Sonbaharda Amerıkan futbolu, kışın basketbol va buz hokeyı. yozın da beyzbol oynanır. Boylelıkla Amerıka'dakı tum televızyon ıstasyonları tum yıl boyu turu ne olursa olsun, mac yayınlama olanağı bulurlor. Amerıkan futbolunun en heyecanlı anında hakem anıden duduk calar ve macı durdurur Mac televızyondan yayınlanmakta ve o sırada. heyecanların doruğu bulduğu bır sıroda. mac yarıda kesıiır, televızyonda bır reklâm gostenlır Spor Amerıka'da televızyon tarafından yonetılır Televızyonu yoneten reklâmlar, yanı ozel şırketlerdır Maclar ve bunlarm televızyondan yayını gercekte bu şırketlerın reklâm olanağı sağlama arocından başka bır şey değıldır Şırketler her donemde her mevsımde reklâm gereksınımı duyduklarına gore. spor dalları da yoyın mevsımlenne gore seçılmelı ve televızyonda reklamları ayokto tutacak, seyırcının en dıkkatlı anında ona ulaşacak bıcımde duzenlenmelidır kı, ışe yarasın Amerıka'yı ve dolayısıyla dunyayı yoneten şır ketlenn sporu arac olarak kullonmaları ortaya ınanılmayacok rakamlar cıkarmaktadır Belırtılen dort spor turunun gerektırdıği sanayi icın yılda 30 mılyor dolarlık ek yatırım yapılmaktadır. Bu. Turkıye'nın 1978 butcesının yaklaşık üc katına eşıttır. Yalnızca Amerıkan futbolu üzerine oynanan ortak bahıs tutarı yılda 50 mılyor dolardır Bellı başlı spor olaylan ıçın yılda yaklaşık 300 mılyon bılet satılmaktadır. Bıletlerden yılda 2 mıl yor dolar gelır elde edılmekte, televızyon gelır lerıyle bu rmktar 3 milyar dolara yaklaşmoktadır Bu rakam Turkıye'nın dış ticaret açığına yakındır. Son yıllarda Amerıko'da özel firmalarm televızyon ıstasyonlarında geiırler duşmeye yuz tutun ca, yenı spor türlerının yerleştırılmesi cabasına gırışıldi Futbol bunun başında gelıyor. Bu amac la gercekte bır fılm ve plâk şırketı olon VVarnpr Communıcatıon unlu Cosmos kulubunü kurdu Futbol Amerıka'da pek bılinmedığı ıcın Cosmos dunyanın «super» futbolcularmı toplamaya başladı. cButun zamanların en buyuk futbolcusuı oia rak nıtelenen Pele, Amerıkan vatandaşı ıçın bır •jnlam taşımıyordu. Ancak, Cosmos kulubü, perde orkasında plâk şırketı, Pele ile dönemın başkanı Nıxson'u Beyaz Saray'ın bahçesınde karşı karşıya getırdı. Pele ve Nıxon devlet adamlarının kar şılandığı bahçede birbırlerıne şut cektiler. Bu a nı televızyonlar tüm Amerıka'ya yayınladı. Amen ka artık Pele'yı tanıyordu Amerıka'da sporun pazar mekanizmosma bağlı olarak ışleyışının bır başka orneğl de, unı versıteler ve toplumdakı sınıflaşma sürecinde b r sınıftan dığenne geçme olanakları ile ilgılıdır. Ünı versıteler de pazar sıstemıne gore çolışmaktadır. Onlann reklâm araçları da, spor olmaktadır. Lnı versıtenın sporda başanlı olması. daha cok oğrencı gelmesıne ve dolayısıyla unıversıtenın da ha cok para kozanmasına yolacmaktadır. Dunya şampıyonalnrındc başan gosteren Amenkalı spor culorın çoğu unıversıte oğrencısıdır Oğrencı madalya kazamrken, hemen arkasından profesyonel olmakta ve bınlerce dolar kazanmaktadır. Bo/le lıkle toplumda sureklı olarak tahrık edılen sınıf değıstırme ve ekonomiK sıs'cmın bır oarcası clmo, spor aracılığıyla gerceKİeştırılmektedır. Sosaylıst sıstemde ıse. spor bambaşka bîr or gutlenme bıçimını sergılemektedır Ozellikle Baîı' nm yoğun propagandasına karsı bır propaganda oluşturmok amacıyla, spor sosyalıst ulkelerde dev letın güvence ve gozetımı altındadır. Sovyetlerın dunyada «umacı» gıbı gosterıldığı sıralrada kale cı Lev Yaşın'e Avrupa'nın buyuk sevgl duymosı. Sovyet Sıstemı üzerınde batılıları yenıden duşun dürmeye zorlamıştır. Spor öylesine devletın guvencesı altındadır ki orneğın Demokratık Alman Cumhurıyetınde spor anayasaya gırmıştır Bu ulke anayasasımn 13 maddesı şoyle der tSosyalıst kulturun ogeleri olarak, beden eğitimi, spor ve turizm, yurttaşların evrensel beden ve zihin gelişrcelerine hızmet ede cektlr». Sosyalıst ulkelerde s p o r a «kıtle ruhu» egemendir Devloı mıiyonlarca dolarlık yatırımlar yapmakta. buyuk stad ve salonlar yanında, her kentte ve kucuk yerieşme bırımlennde spor alanları kurmaktadır Bugur Demokratık Al man Cumhunvetı nde tam 5 nviycn ınsan spor yapmaktadır BOŞKO bır deyrnle nufusun uçte bı n fıılen sporun ıcındedır Bellı bır spor turune yı ğılrna olnnaTiası ıcın, devlet sporcuları bılıncle yomendırmektedır. Tıbbın tum dal'anyla desteklenen sporcular sonunda ulusıorarası yanşmaiardı son yıllarda sık sık Demolratık Alman Cumhun vetı nden scz ettırır oldular. Yarın Futbolun Ozel DurumL 'Almanya'daki yabancı işçilerin toplumla bütünleşmesi sağlanamadı,, • ederal Alman>ada vavınlanan haftaMî • «Dıe Zeıt' gazetesı, ulkedekı yabancı ışçılenn sorurüanna genış yer vermıştır. bancı ışçılenn toplum dışına ne denlı ıtılrını çarpıcı orneklerle sergıleyen yazının stmı sunuyoruz. •Aşağı Saksonya eyaletının \Vatenstedt ıtındekı bır kafeteryada, Anadolu'dan gelş dındar Mustafa, çayını yudumluyordu. ışık masada oturan ıki genç Alman. anın ona yaklaştılar ve ekmegın icıne koyduk• domuz etmı uzatarak, ı Mustafa. bunu t.» dedıler Dmine bagh olan yabancı ışçı ustafa. etı yememekte dırenınce de Alman•dan bın onu sırtustü yatınp agzını açtı, ;erı de lokmayı ağzına soktu ve Mustafa tuncaya kadar bekledıler. Kafeteryada bunan Almanlar, Mustafa'ya domuz eti yedır;k konusunda bır kasa bırasına ıddıaya tuşmuşlardı. Mustafa, domuz etını yedıkten nra, Şerefe* djye kadehler kaldınhrken, feteryadakılenn gulmekten gozlennden şlar akıyordu. Mustafa'nın bu kafeteryaya gırebilmış olası bıle bir lutuftu. Zıra Federal Almanya'ı yabancı ışçılenn en kalabalık bolumunun ışadıgı Watenstedt kentınde bu kafeteryan üç adım otesmde bir bırahane, kapısına ıtıgı «MusiumanJar giremez* levhasıyla ustafa gıbılere kapılannı tumden kapıyorı. Gerekçe ıse, Anadolu'nun bır ucundan gelış bu dındar ınsanlann çok içki ıçmedıkleri ı 'bir fıncan kahvenın başmda masalan ıcıtlerce ışgal ettıkleriydi • Bır dıger birahanenın kapısına asılan vhayla ıse, *Konuk işçilerin ancah salonun \ arka taraflannda oturabılecekleri» belirtiyordu. •Mustafa, arka tarafta'...» Birahaneın gınşındekı bu levha, gercekte yabancı çılerın Federal Almanya'dakı durumlannı mgelıyor. Resmi makamlann yabancı işçılen Alman toplumuyla bütünleşeceği yolunakı tüm vaadlerine rağmen, uygulamada yaancılar Alman toplumunun dışma ltilmış ulunuyorlar. Yılların deneylerine rağmen AJıan toplumu yabancı dinlere, gelenekJere, ırklı duşunüş ve davranış biçimlerino anlaış ve hoşgoru gösteremiyor. Ve Federal Almanya'dakl ekonomık bulalım, ekonomık patlama ve yabancı işçi poıtıkasınm bılânçosunu çıkarmak isteyen her.es, ya da bır başka deyışle sorunlara yalancı ışçılenn gözüyle bakan b°r Alman duumu degerlendınrken, «trajedi»den başka bır kehnv= bulamıyoı Bu traıedmin f,k bölümü, Almanya'dakl •konomık patlama dönermne rastlıyor ve 1961'ien başlavarak 1973'e dek 2,5 milyqnluk iş;ücunu Almanya'ya çekmiş bulunuyor. Alnanya'da yaşayan yabancılann sayısı ıse bu ionemde %50C oranında artıyor. Ne var ki Türkiye. Porteklz, Ispanya va Yugoslavya'nın yoksul kesimlerinden çıkıp da birkaç saathk uçak yolculuğundan sonra çok ;ok a>n kultur ve değerlen olan bir ülkeye gelen yabancılar şaşırıp kahyor. Mini eteklenn moda olduğu. aıle bıreylerinin birarada yaşadıklan donemlerin çoktan aşıldığı, kişinm degerınin. kullandığı arabanın motor gucuyle olçuldugu bır ülkeye gelen yabancılan. uyumsuzluk. tatmınsizlık, depresyon ve dolayısıy'a organık hastahklardan başka n^ beklejebıhr kı? Bu arada Frankfurt'takl Türk işçilert arasında yapılan bır araştırma, hiç de lç açıcı olmayan sonuçlan ortaya koyuyor. Türkler, Almanlara oranla daha fazla kira ödemelenne ragmcn, her üç Türk işçisinden birlnin evinde banyo her beş evden birinde mutfak bulunmuyor. Bazı bolgelerde ise ışyerinin boş duran bır atolyesı yabancı işçılere kıralanıyor. Bu dummlarda her aıleye ancak bır oda, 10 aıleye bır mutfak duşüyor. ayrıca odalann hıç bırınde lavabo bulunmuyor. Buna karşılık ortaya çıkıp da Almanya'da çalışan Turklenn anavatanlannda kulubelerde yaşadıklanm hatırlatanlar olabihr. Ancak insanın kendi durumunu, karşısındakilerle karşılaştırma yeteneğmi de gözden uzal • Haftalık Alman gazetesi Dıe Zeit'ta yer alan geniş yazıda yabancı işçilerin durumu «trajedi» olarak niteleniyor. • Die Zeit: «Aşağı Sak sonya eyaletindeki bir birahane, kapısına astığı «Müslümanlar giremez» levhasıyla tüm Mustafa'lara kapılarını kapıyordu.> Resmj makamlann yabancı Işçılenn Alman toplumuyla butun leştirıleceğı yolundaki tum vaadlerine rağmen, uygulamada yabancı işçiler toplum dışına ıtilmiş bulunu>orlar. tutmamak gerekir. Almanyada yaşayan yabancı işçiler ve aılelennın yalnızca konut konusunda değıl. yaşamın tum kesıtlennde toplum dışma itildıklen bir gerçek; Almanya'dakl Turk Işçileri Derneğı Genel Sekreten Haydar Dıkme'nin sorunlarmm çözümune ilişkın önerisi ıse şöyle •Tum ülkelerm yabancı proleterlen, bır afta başında, Cankaya'da Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Buyukelcl Haluk Bayulken ve eşınin Pembe Koşkunde buluştu başkentlıler. Genel sekreterlık loımanının bir bahçesi var. Guller, leylâklar, erguvanlar içinde. Bayulkenler havuz başında karşıladılar konukiartnı. Ağaçlann oteslnde batan güneş, yapraklarda bıraz önce yağan yağmurun yeşıl ıslaklığı havuzun sularında esmerleşen golgelerle cok romantik bir dekor. Ama birkaç politıkacı dışında başkentlıler romantizmı çoktan unuttular. Hatırlamak olanağı da yok. Bu romantik dekorda buiuşan yabancı elciler, yerli diplomatlar ve politikacılar da her zamankı gibi guncel konulara yoneldiler. H mışlar. Türkiye'de yaşanan oloylarm boyutunda da bozguna uğrayanların telaşı var: Sonra bır Fransız sozunu tekrarltyor Kenan Bulutoğlu Savaşoılar bıterse savaş ta bıter... Bın bastınyor. Savaşçıları kım bıtırecek? içışleri Bakanınız çok eldivenli, Valıierden sozedılıyor, Ankara Valism eski deyımıyle tuluğu, guneşın doğuşunu ansıdı. Kontenıan Senatoru Turkıyede guneştı gunler yaşanmasını partılerarası dıya loga, daha doğrusu CHP AP koalısyonu koşuluna bağlıyor. Cumhurbaşkanıyla son goruşmeden sonra verdıği demec doğrultu sunda konuşuyor heryerde, galıba bu yol da gırışımlerı de var. CHP'Iİ bır bakan şöyle dıyor: istanbulun da ozlemı bu. Bın de soruyor. Hangı Isıanbulun, şuna işverenlennın aesene. Çıceğı burnunda bır sefıre de soruyor: Hangı ışçevrelerının? Havuza Istanbul'dan golgeler duşuyor bu kez... Bız golgelerden konuklara donelım yıne. Suda esmerleşen golgelere, akşamın huznune karşın dışışlerı aılesı mutlu gorunuyordu. Yıllardır korıdorlarda bekleyenler, yeni bır hukumetın elçısı olarak gorev alma nın sevıncını kut'uyorlardı bu guzel bahçe de Eskı Bakan Haluk Bayulken. Çankaya' da yoğun bır trafık ıcınde, polıtıkanm gobeğınde yaşıyor ama dışışlerı aılesının sevıncını paylaşmaktan da gerı kalmıyor. Aynı akşam başkentli sanatcılardan bir grup Istanbul'a gidıyordu guneş batarken.. Orhan Peker'i uğurlamağa. Sanatının doruğunda yitirdik Orhan Peker'i de. Ancak bır ressamın yitikliğınden sozedilebilır mi hiç? Dunyamızdan kac ressam goçmuş, ama renkleri dipdirı gozumuzde, gonlumuzde hâlâ. Orhan Peker de doğanın bır parçası sanat dunyamızda, doğa da olmez. o çicekleri acar, horozları oter, kendılerı yumusacık yaklaşır anılarımıza, cocukları umutla gulumser yarınlara.. dostları son yolculuğunda ona «Gule gule» deseler de kimbilir kac kusak, yıllar boyunca «Merhaba Orhan Peker» dıye onu selâmlayocak, ressamhğına sevgl ve saygı duyacak kimbilir.. ANKA... ANKARA Senato Başkanı Sırrı Atalay, Sovyet elçisiyle konuşuyor, Kuzey komşumuza yaptığı yolculuğun izlenimlerinı aniatıyordu. Sanayi Bakam Ortıan Alp de Macaristan izlenimlerinı, ozellikle Bayan Alp cok duygusal çlzgilerle anlatıyor bu yolculuğu. Meclis Başkanı Cahit Karakaş, yanında guzel eşiyle bir mavı ruzgâr estirerek gıtti. Bayan Karakaş'a «Guzel ve zarif başkaniçe» diyor yabancılar. Bir koşede İçişlerı Bakanı Irfan özaydınh vardı, başka bir koşede MİIIi Eğitim Bakanı Uğur, Devlet Bakanı Ahmet Şener ve Kenan Bulutoğlu, o gun yaşanan kanlı olaylar İrfan Paşanm rengini soldurmuştu blraz. Ahmet Şener ve Kenan Bulutoğlu iyimserdiler. Ahmet Şener kavak ağacını ornek gosterdL Kavağın govdesınde tırmanacak yer bulamazsın. Biz de dalları buduyoruz giderek, tırmanış duracak, caresiz!... Devlet Bakanı Kenan Bulutoğlu Ise öğrenım gorduğu Fransa'dan ornek veriyor. Almanlar Magıno hattından cekılırken vapmadıklannı bırakmamışlar, bozguna uğramanın acısmı tuırlu bıçımde cıkar Cankaya'da Politikacılar ve Diplomatlar Afüşerrer" HEKtMOĞLU den, Somsun Valısınden, sonra Ölkü Bırler den... Havuza kımi valılerın golgesı düşu yor. llgınç oyküler anlatılıyor... Şımdı Kon ten|an Senatoru olan eskı Ankara Valısı Şerıf Tüten ve eşı de koşedekı salıncaktai seyredıyorlar havuzu... Bır başka Kontenjan Senatörü, Zeyyad Baykara erken ayrıldı havuz boşından. Bayan Baykara gurup rengl ıpekler ıcınde, bı rı komplıman yaptı. Zeyyod Ba/kara ıse
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear