22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SILÂHSIZLANMA ve TÜRKİYE Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV' İNGİLTERE, "ZENGİNLER ZİRVESI,,NİN KARARLARINI ETKİLEYEBILECEK GIRIŞIME YÖNELMİŞ GÖRÜNÜYOR ilo'hsızlanmayla kalkmmanın bağlantısını inceieyen oraştırmalar ve bunların ortaya çıkardıgı rakamiar kucumsenemeyecek boyutlora enşmış durumda Isveç'tekı enstıtu <SIPRI> boşta olmok uzere, bırkoç Iskondınav merkezı yıllardır bu konuyu araştırıyor. Bu sayıları burada uzun uzun tekrarlamanın da gereğı yok Sadece. bır ıkı örnek sılânlanmanın kalkınmayı ne denlı onledığıne daır fıkır verecektır. Dunyanın yıllık osken gıderleri ınsanlıgın yoksul uçteıkısının toplam ulusal uretımıne eşıt Bu mıktar gelışmemış ulkelere yapılan dış yardımın ylrmıbeş katıdır. Sılâhlanmo gıderlerının dortteucu askerı bloklara dahıl olan ulkelerde yapılıyor 1977 yılı asken butcelerı rekor duzeylerdedır Bozı kımseler bunun zaıen gıtgıde azalan yeryuzu kaynaklannın akılsızca bır ısrafı olduğu goruşunde bırleşıyorlar. Ote vandan, askeri harcamolarnı artmasının bazı ekonomıler ıçın gercekten «sağlıklı» olduğu goruşu de var. Ancak, bu tıp ekonomılerm yokasını bırakmayan enflasyon ve IŞSIZIIK gıtgıde sılâhlanmanın son tahlılde bır cıkar yol olmadığını gostenyor. Bazı ulkelerdekı askerı harcamaların şımdıye kadar gorulmemış boyutlaro uloşmış olması, yeni yığmsal yok etme sılâhlörın yapılması ve geleneksel sılâh tıplerınm gelıştırıimekte oluşu sılâh yanşının yenı bır aşamaya gırdığını gösterıyor Daha onemlısı bu yorışın gecmış «Soğuk Savaş» yıllarında değıl, bugunku yumuşoma koşullannda da surmekte olmasıdır Bır yanda yumuşama varken ote yanda sovos hazırlığı bu ıkıncılerın gerıcı nıtelığını butun cıplaklığıyla ortaya koyuyor. Bu osomada eko.nomık acıdan ozellıkler ıse. askerendüstrı kompleksının artan baskısı sonucu ceşıtlı sılâhlan ureten genış çaplı ve uzmanlasmıs savaş endustrısmın guclenmesı, modern uretıme hızmet eden bırtakım enfrastruktur kolaylıklarınnı buyuk olçude oskerıleşmesı ve ulusal qelırde askerı tuketımın arton olcude vorlığıdır Bu durumda nukleer sılâhlar/n bugunku stoku dunya nufusunu tam onbeş kat ortadan kaldıracak guctedır S DENETİM SAĞLAMA OLANAĞI BULUNMAZSA 1985'TE NUKLEER SİLAHLARA SAHIP ÜLKE SAYISI 36'YA VARABİLİR • KIŞI BAŞiNA ULUSAL GELIRLERI YILDA 200 DOLARIN ALTINDA OLAN EN YOKSUL ULKELERIN ASKERI AMAC'AR ICIN AYIRDIGI PARA TARIM ALANINDAKı bN ACil. YATıRIMLARDAN BILE FAZLA • DUNYADA TIP ARAŞTIRMALARI IÇ'N YiLDA AYRILAN 30 MILYAR DOLAR, ASKERI ALANDAKI ARAŞTIRMALARA HARCANANIN ANCAK BEŞTE BIRİNE EŞITTIR L ONDRA Sanayileşmiş Batı ulkeleri, yem bır zırve toplantısının eşiğinde, eko nomık sorunlanna ortafe çozumler* arama çabalarını yogunlaştırdılar. 17 mılyona ulaşan ışsiz yıgınları, para sıstemmdekı dengesızhkler tırmanan 'tıcaret savaşı» \ e ulkeier arasında gıderek a çılan yaşam duzeyı farklı hkları. ozelhkle guçsuz ekonomılerın kaygılarını arttırıyor. Oteden ben, Ingıltere de yasanan bunahmm ancak ortak onlemlerle gıderılebılecegmı savunan Başbakan Callaghan, çabaiarım Ingıhz goruşlenne kamuoyu oluşturabılecek ve zırve top lantısının kararlannı etkıle yebılecek uluslararası gın şımlere yöneltmış gorunuyor İNGİLTERE MEKTUBU Coşkun KARADENlZ • 36'YA VARABİLİR Amerıkolı Senator Hovvard Baker'ın 1976'da Bırleşmış Mıllet Merkezı'nde yopîığı bır basın toplantısında belırttığı gıbı, 1985 yılıno kador nukleer sılohlara sahıp olon devletlerın sayısı pekâlâ 36'ya varabılır Oysa. Amerıka ıle Sovyetler Bırlığı'ndekı nukleer sovaş başlıklarının toplam patlama gucunun Hıroşıma da kullanılan atom bombasının 1 3 mılyon kez daha tozla olduğu belırtıhyor Daha onemlıs1, yığınsaı yok etme sılâhlormın gelıştınlmesi cobası yalnız mali bılımsel, teknoloıık ve fızıksel kaynakları tuketmekle kalmıyor. sılâılanma yarışını destekleyıcı, ona cesaret verıcı bır rol de oynuyor SİLÂHLANMA Ml, KALKINMA Ml? Bu koşullar buyuk devletien guc durumlara sokuyorso, Ucuncu Dunyayı. daha acıkça, bıze bcnzeyen uikelerı cıkmazlara ıtıyor. Yakın zamonlara kodar sılâhlanma konusunda hareketsız gıbı duran Afrıka kıtasının yenı harcamatan yılda yuzde 20 artıyor. Kışı başına ulusal gelın yılda 200 dolann da altında olan en yoksuı ulkelerm askerı omaclar ıcın ayırdıgı para tanm alanında gereksınme duyulan en gecıktınlemez yatırımlardan bıle fazladır. Uzakdogu'da aynı soydan ıkı kuçuk komşu ulke olan Demokratık Haik Kore Cumhuriyetı ıile Kore Cumhurıyetının sıluhlonmoyo toplom olarok yıldo 1,5 mılyar dolar harcamaları onlar ıçın buyuk bır kayıp degıl mıaır? Oysa, sılâh araştırmalarına ayrılan para ıle sağlık konularına harcanan mıktar orasmda orontısızhk daha da ılgı cekıcıdır. Tıp aroştırmaiorma yılda aynlan mıktar (30 mılyar dolar) askert alandakı araştırmalara horcananın ancak Ddştebırıdır. 500 mılyon ınsan oc ya da gıdosız. Oysa, gelışmış ulkelerın askerı butcelerının yuzdebın bıle gelışmemış bu ulkelerın tarımlarının gelışmesı uğruna harcanmamaktadır. Son on yıl ıcınde Dunya Sağlık Orgutunun çıçek hastolığı ıle mucadeleye harcadığı 83 mılyon dolar yalnız btr adet modern stratelık bombardıman ucağının yapımına gıden paranın bır kısmıdıt. Yeryuzünde sıtmanın köku 450 mılyon dolarlık bır harcamayla kazınabılırmış. Oysa, bu para bır adet «Trident» tıpı nukleer denızaltının uçtebır masrafına eşıt. 400 000'i aşkın bılimcı sılâh yamında ıstı'ıdam edılıyor, Kısaca. sılâhlanma bu tempodo suaıp gıttıkçe, gelışen teknoloıı yüzunden masraf artacak ve yükun altından buyük bırçok gelışmemış ulkenın sırtlayamayacağı bır devletler de kalkamayacaklar. Zaten, sıfâh yarışı yuk durumuna çoktan geldı Bırleşmış Mılletler'dekı bu Özel Donem bu gerçeklere karşı bır secenek bulma gereksınmesınden doğuyor. Burada bırçok ulke sılâhlara drranl! sınırlomolar getırebılme amacıyla tıkonmış yolları açmağat gerçek onlemler almağa ve yeni adımlara açılan kararlara varmağa calışaeofc. Btee benzeyen bazı ulkeler, orneğın Yugoslovya büyuk endışeler ıçındedır. Tum Uçüncü Oünya insanlığın vıcdonı gıbi hareket ederek bon f v« kolkınmanın yolunu hızla sılâhsızlanmada O&rOyortar. Bu çizgiye Romanya, isveç, Fınlan«fiyo, HoJionda, İspanya, Pokıston, Avusturya. Norvec, Pcrtekiz ve Kanada gıbı ulkeler de sık sık yaktaşıyorlar. YARIN: ECEVİT'İN YAPABİLECEĞİ ÖNERİ'.ER. Callaghan m Bonn a \e H'ashıngton a goturduğü «o nerı pakeîi', Batı ulkeleri nın ekonomık gelışme hızlarının her ulkenın gucu oranmda ve topluca arttırılmasını. para sıstemını du zenleyıcı ve enerjı tasarru funu arttırıcı onlemlen ıle az gelışmış ulkelere 'daha fazla yardım' onerılerını ıçerıyor. Callaghan ın. ozellık le Batı Almanya ve Japon ya ya yonelttıgı ekonomık buyume onerısı. *onerı pake fının en onemlı maddesını oluşturmaıaadır EKOS'OMIK 1K1LEM Ingıltere'de, 1976dan bu yana uygulanan •deflasyonıst ekonomı polıtıkası sonucunda. enflasyon oranının V26'dan ^ 9 5 a duşurulmesıne karşın işsi7 sayısı yaklaşık 3 kat artarak 1 5 mîlyon duzeyıne ulaşmış buiu İngiltere Başbakcr James Ccllaghan Bonn'a ve VVashıngton'a Batılı sanayi ulkelerının ekonomllerini duzenleyici «oneri paketlerı» ıle gittı. nuyor Ingılterenın dunya ti caretindekı payı surekh duşmuş. ozelhkle Japon ve Batı Alman sanayi urunlennın Ingıhz pazarlanna akışı durduruîamamıştır. 1977'de. tum tuketim "rl oranındc genlerken. mamul urun ıthalatı cd5 artmıştır • Hur tıcaret' Batı'nın ?ayıf ekonomılennı daha da zayıflatırken, Japonya ve Ba Dünya çapında «Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen» isteyen azgelişmiş ülkelerle, sanayileşmiş Batı ulkeleri arasında «yenı bir düzen» isteyen Ingiltere'nin özlemlerinin, farklı dünyalar içinde biçimsel benzerliğinden söz edilebilir. nt ındırmek ıçın her ay yak laşık 30 bın kışıye yenı ış olanakları saglamak bu amaca ulaşabılmek ıçın de, ckonomıyı canlandırmak ge hşme hızını ~c6'ya yukseltmek gerekmektedır Oysa son yıllarda ^2 duzeyinde tL'ulan gelışme hızı, geçen lerde açıklanan butçede 2 5 mılyar sterlınlık smırh bır genışleme ıle, ancak r t 3 e vukse!tılebılm;ştır Yaklaşan seçımlerın eşıgınde \e yaşanan deneylenn ışıgında Işcı Partısı Hukumetl ekono nryı dciha da genışletmp!ıstcgınde gorunuyor Ancak, ekonomık canlanmanın. yuk selecek tuketıcı egılımlerı ıthal mallarına kaydırarak. ye nı dış tıcaret açıklanna. sterlın bunahmına » e dolay. lı olarak enflasyona donuşe cegınden kuşku duyuluyor. Uygulanan ekonomık polıtıkanın yapısı, gelışme hızı duşuk tutulursf ışsızliğe. yukseltılırse tıcaret açUciarına neden oluyor Callaghan m ve 'herkese !?• partısının ıkılemı budur ORTAK ÇOZUM 'îaşbakan Callaghan başta Almanya ve Japonya olmak uzere. guçlu ekonomılenn genışletılmesinı onenyor Boylece. sanayi urunlerıne pazar bulabılecek olan Ineılız ekonomısı de goreceh olarak canlandırılabılecek tır Hem ışsulıge karşı onlem alınmış. hem de bıriken < aret karları Batı ulkeleri arasında 'daha hakça* dagıtılmış olacaktır Bu oneri ge çen yıl Londra Zırvs Toplantısı'na da sunulmuş. ortak bıldınde yer alan «puçlu ekonomılerın gelışme hız'arımn yukseltılmesı» dilegı Almanva ve Japonya buna janaşmayınca gerçekleşmemıştır Ingıltere Başbakanı. DU tutumun ulusal ekononıılerı koruyucu egılımien guç İpndırerek siyasal donuşumlere yol açabılecegını ve Ba;•. sıstemının butunluğunu sarsabılecek sakıncalarını or taklanna anlatmaya çahşıyor. ITHAIAT DENETİMİ Ulusal ekonomılen koruyu cu onlemleı. ıthalat denetımı, Batı ekoncmık sıstemının 'hur tıcaretılkesıne ters duşmektedır Koruyucu egılımler her zirve toplantısında duzenli olarak kınanıvor. Ancak Ingıltere'de oteden berı ıthalatta denetım isteyen Işçı Partısı sol kanadının denetım çağrılanna yenı guçler eklenmekte, CalIaghan'ın yuruttugu pkonomık pohtıkaya yonelen eleştırıler yoğunlaşrraktadır. Ge çenlerde Kopenhag'da bakanlar duzeyırdekı AET toplantısında ahnan 'üyeulkelerın gelışme hızlanmn or talama 1r4 5'a yukseltılmesı kararı pavına ^6 duşen Almanya Başbakanı tarafından *kuşku* ıle karşılanınca Callaghan ilk kez ithalat denetımınden soz ederek bır uyarıda bulundu Bu uyarı, Işçı Partısı içinde 't\azık~ dengelere dayanan Callaghan'ın, 1976 IMF borç pazarlıklarımn ağır baskısı altın da, B Almanya'daki askerı hırhklenmızde ındırım yapa nz' uyarısını anımsatıyor Ote yandan, az gelışmış ulkelenn temel mallarla ilgıh 'Ortak fon» onerisıni kabul eden Ingiltere'nin bu davranışı, zirve toplarrtısına daha kışılikl bir yaklaşımı vurgularken, fona kesinhkle karşı çıkan Almanya Başbakanı Schmidt'e bir başka uyarı olarak da nıtelenebüır. ORTAK FOX Az gehşnıış ulkelenn, 1976 Manıla Bıldirisı'nde yer alan ve Nairobi toplantısında tartışılan, temel maddelerdc fıyat dalgalanmalarını onlemek amacı ıle *ortak ton* kurulması istemleri, Iskandınav ulkeleri ve Hollanda dışında tum Batı ulkelen tarafından reddedılmiş. Dogu ulkelennce genelhkle desteklenmıştı. On temel maddeyı kapsayan, stokların fınansmanını sağlayacak olan 6 mılyar dolarlık ortak fon onerısı, dunya kaynaklannın hakça dağıtılması amacına yonehktır. Londra'da Bntanya Mılletler Toplulugu'nun bakanlar düzeyindeki toplantısında, ortak fonun başlangıç sermayesıne doğrudan katkıda bulunmayı kabul eden Ingiltere'nin bu kararı, uluslararası ekonomık \e siyasal iliskiler dengesini etkileyici ağırlıklar taşıyor Ingiltere'nin zirve toplantısına goturduğü 'az gelışrmş ulkelere aaha fazla yardım* onerisi, kuşkusuz özünde yine pazar aramak duşuncesınden kaynaklamyor. Ancak, dunya çapında 'yeni uluslararası ekonomık duzen' isteyen a ' gelişmiş ülkelerle, sanayileşmiş Batı ulkeleri arasında «yeni bir düzen' isteyen Ingiltere'nin özlemlerinin. farklı dünyalar içinde bılımsel benzerlığın den söz edilebilir. tı Almanya da dev tıcaret fa/lalan yaratıyor Japonya' nın vılhk ticaret fazlası 12 mılyar dolarlık rekorlara ulaşmaktadır Ingıltere de tırmanan ışsızhgı 1976 duzeyı LİBYA YAKIN GELECEKTE EKONOMIK ALANDA TEMELDEN DEGİŞİMLERE ADAYLIĞINI KOYMUŞ roblus a vardıgımız oksomm ertesı gunu ıdı Ogleye kadar vaktimız vardı Bır otobusun, dıleyeni kent merkezıne goturmek icin geldiginı soyledller. Otobus blzi buyuk limanın onundekl geniş bir alana goturdu Kadınlı erkekli bir grup <Tjrk Ccrşısına doğru yurudıık Carşı bıraz bizlm kapalı carşı havasında. Dar, uzun, birbıri ıle keslşen sokaklı. Yuzlerce kuçuk dukkân var Bızım kapaiı carsıdan iki buyuk farkı var Ustu damla de ğii çadır bezleri ile ortulu. Bır de satıcılar geleni gecenı kolundan tutup, kadınları çimdikleyip dukkânlarına <zorakı davet» yaptııyorlcr. Kapısı, çerçevesi olmayan bir dukkonın onunde «a'tın kulçeılerîn eritilısinı seyre koyulmustuk kı Yunanlı delege yonıma geldı » Bıl < sın'Z herhalde» dedi. «Yunan'ılar Turklercîcn dcha tuccaı bır mıllettır Ama Lıbyalnar. ınanın. Yunanlılardan daha tuccardır» CHP istanbul milletveklll Metln Tuzun yanımdOydl, Otıa gbzucu ıle baktım O da bona bokıyordu Karsılıklı tebessum tahşverışu yaptık Bu bılgi, sonrodan, Libya'ya ve Libyalılara karşı bakış açımızı etkiledi durdu. Sayın Tuzun ile birlikte Libya'ya bir «Dunya Konfeferonsmna katılmak içln geltnistik. «Uluslararası Isbırlığı ve Ekonomık Kalkınma Yolu» konulu Konferans; barıs icinde, her ulkenin ulusal egemenliğine saygılı, ulusal kaynaklorın yorotılmasındo ve tohsisinde lom boğımsızlıgı ongoren, somuruyu değil karsılıklı gelişmeyi amaçlayan nitelik tasıyordu. Dunya Bankası Konseyince duzenlenen konferansa 85 ulke katılmıştı. Ayrıca Birleşmiş Mllletler (UNCTAD ile UNIDO), Bilim jşçileri Dunya Federasyonu, Sendikalar Dünya Federasyonu, Hıristlyan Barıs Konferansı, Asya Budlst Konferansı ile resmı ve resmı olmayan ulusal tBorış Derneklem temsilcilerlnden oluşan toplom 200'» yakın kişi biraroya toplanmıslardı. Dovet sahlbi Libya Hukumetl idi. Libyalıların bu tur konteranslar için altyapıları olduğu hemen sezinlenlyordu. LİBYA DA KALKINMA Libya'nın resmi adı; Arap Lıbya Halk Sosyalıst Al Camahırıyası (Populokrasisi)dir. Camahırıya, Albay Kaddafı'nin liderliğindeki bir darbe ile 1969 yılının 1 eylulunde Monarşlyi devirerek kurulmustur. Sosyalist Libya'nın toplumsal duzenl tKur'onı Kerım» esaslarına gore yurumektedır. Her yerde Albay Kaddafî'nin sesinl ve nefesim duymak olanağı vardır Kutsal Kıtap'ın sesi ve nefesi ils birlikte, Bu <ses ve nefes» bazan, hatta, insanı yadırgatacak kadar fazla duyuluyor. Orneğin Konferans, «Kur an ı Kerım» okunarak açıldı. TV'de kutsal sesler ve goruntuler hiç bir gün eksik değil. Bir akşam TV'de yine Kur'cn okunurken Libyalıların davranıslarını inceledim. Ekrana bakmadan gulerek soyleşilerini surduruyorlardı, Fokat Libya, yakın bir gelecekte, ekonomik alanda, temelden değisimlere adaylığını koymuş. Libya <bır şeyier» yapmak yolunda olan bir ulke. Libya, bir cşantıye». Bütun ekonomik faaliyetler; bu arada tarım, sanayi, petrol, bankalar ve yeni olarak tlcaret devletleştirilmiş. Kocaman bir ulke Libya, Toplam yuzolçumu 1.760 0C0 kilometre kare dolaylarında (Turkiye 780.600 km.kare). T Bu kadar genış bir ulkede yoşayan nufus Ise 2 2,5 mılyon dolaylarında Yani bizim İstanbul nufusunun yarısı kadar bir şey Ulkenin buyuk bolumu çol. Abdulhamlt'in re|im içın sakıncalı gorduğu kisıleri surgun ettiğl un'u Fizan colu bu Hoş, Abdulhamit yalnız Fizan'a, yalnız Yemen'e degil < Hafıye raporlarhina dayanarak Trablus'a da surer dururmus insancıkları. Troblus ise simdılerde degisıyor, modernleşıyor. Turgut Reis'ın turbesi de orada Bızım denizciler Libya'ya yaptıkiarı resmı bir zıyaret sırasında turbeyi suslemışler Plaketlerini koymuşlor Temız ve bakımlı duruyor Bir Turk olarak insanda garıp duygular olusuyor turbeyi ziyaret ederken '•Dersaad^t Istonbuı» nıre, Trablus nire Mustafa Kemal de orada carpışmıs Trablus'taki savas alanına dc gittik Somurgecilere karsı 1911 de Binbaşı Mustafa Kemal Bey kumandasında Libyalıların yaptıkiarı savaş yerlnde kocaman LİBYA'DAKI KONFERANS'IN ARDINDAN... Melih TÜMER bır anıt yukseliyor. Acaba üzerinde Mustafa Kemal'in de adı var mıydı? <Savas»tan (Barış»a gecmek uğraşısı içindekl Libya da toplanan Konferansm da temel yapısı bu. Savaşsız mutlu bir dunya ozleml. Onun içln Asya'dan Afrika'dan, Avrupa dan, Latin Amerika'dan gelen yuzlerce delege 'Barış Içmde Kaikınma ve Işbırlığu için Çok Uluslu Ortaklıkları suçlu mosasına oturttular. Ulkelerın ekonomik bağımsızlığını denetimleri altında tutarak siyasal bağımsızlığım ısozde ve kâğıt uzerınde» bırakan somuru duzenini dunyanın değişik ekonomik ve siyasal rejimlerinden gelen bilim adamlon, ekonomistler eleştirdiler. Callud, yaptığı açış konuşmasında çok ilginç ve çok cesur bir yaklaşım yaptı «Tam kalkınma içın barış gerekhdır fckat hakiara ve ozgurluklere dayanmayan bır barıs kavramı ıie de kclkınmo geroekleştırılemez» diyen Callud, dunyamızdaki somurgeci guçleri lanetledikten sonra sozu yeni bir uluslararası ekonomik duzen gerekslnmesine getirerek «Bugunku ekonomık düzen zengini daha zengm, yoksulu doho yoksul yopmak ve Uçuncu Dunya ulkelfrının koynaklarını somurmek uzerıne kuruludur. Eğer bu ulkeler (Uçuncü Dunya ulkeleri). yenı bır stratep uygulamazlar ve kendı ulusal kaynoklarının denetımınl ellerrıe alarok, bı,nu kendı haklarmın yorarına ışletemezlerse. ciunva 1e1'el!'3rıne ton veremezlerse, hıç b r zomon amaclarına ulaşamayacaklardır» dedi. Konferans, çalışmalannı uç komisyon içinde oluşarak tamamladı. Birlnci Komisyon • Kalkmmanın Sosyoekonomık Sorunlan»nı ele alıyordu Ikinçi Komısyon «Gelışmekte Olan Ulkeler Aos.nda Isbırlığı» sorunlarını tartıştı. Uçuncu Komisyon ise, ıFarklı Sosyal Sıstemlerı Olan Ulkeler Arasındakı Isbırlığı Olanoklam üzerinde durdu. Her uç komisyon da sonuçta birer rapor yayınladılar. Komısyonların çalışmaları çok tartışmalı geçiyordu. Ortak sqı^nlor ve COZVT> yçlları ilginç bir biçimde tartışılıyordu. Komisyonlara sunulon bildirilerin kimilerı g«rç«kt«n cok Iİ0ia«ti. Afriluı kıtasının, Asya ulkelerinin, Latin Amerika ulkelerının sorunlara yaklaşım biçimlerinin bilinmesinde Turk kamuoyu bakımından da çok buyuk yararlar vardır Hıziı bir degişim İçinde olan dünyamız, denebilir ki, çok uzak olmayan bir gelecekte 1950li yıllardan, 1960lı yıllardan çok değişik bir toplumsal ve ekonomik ulusal yapılar ve uluslararası iliskiler lcine g'reoektir. Turkiye'nin genel olarak gelışmekte olan ulkeler ve ozel olarck ucuncu Dunya ulkeieri dışında, sanki onların sorunları kendi sorunlanna benzer değilmis gibi bir tutum İçinde kalması yazık olacaktır Sayın Metin Tuzun ile birlikte nazik davetleri uyarınça bir gece birlikte olduğumuz Buyukelci Sayın Hikmet Ozhan ve Mustesar Sayın Tımuçın Arbak ile bu konuları gorusurken muhataplorımızın konulara yaklaşımlarındaki bilglli ve analitik tutumlarını gozlemek Turk dıs politikos.ndo «burokrat prototıpıin yerini »cagdaş ve olgun beyınlene bırakmakta olduğunu bizlere oğretti. Acaba aynı yargı Libya'daki Türk girişimcfleri için de geçerll mi? Bendeki izlenim, Libya'da daha çok inşaat işleri yapan Turk ozel sektor girişimcilerinin çoğunun mesleksel konulara blle henuz bir uluslararası sanoyıcı» formasyonu ıle değil bir <tuccar» zihniyeti ile yaklaştıklarıdır. Ama bu »tuccor zıhnıyetı»nin Yunanlıların bana dediği olçuler içindeki bir «becerı>yi mi içerdigıni, yoksa onu aştığını mı, doğrusu bilmıyorum. Yalnız Libya'daki işçilerin sorunları gercekten çok önemlidir ve bu sorunlar Libya daki isçi cocuklarının eğitim sorunlarnıdan parasal sorunlanna ve hatta sosyal guvenlik sorunlanna kadar uzanmaktadır. Onları <Fızan»da sürgun havasında bırakmamak için Türk Devletinin acele ilgisl gerekli. Libya'daki «Dunyo Konferansı» nasıl dost ve kardeş Libya'yı tanımak ve ondan Türkiye olarak yalnız »bır şeyier» istemeyl değil ona tbirşeyler» de vermemlz flerektiğini bize oğretmisse; hızla değişen dunyamızın temel ve ortak sorunlarını anlamak zorunluğunu ve dünya halklarının «barış» ve «ozgur gelışme» ozlemlerlnin yönıiniı ve birlik olmak gereksinmesini de butun gerçekçiliğl ile ortaya koymustur. Başbakon Ecevit'in siyasal trafiği haziranda sona eriyor. Yurt dısı gezilerini Sovyetler Birllğlne ya pacağı yolculukla noktalayacak başbakanımız. AP'Iİ ler ve başka muhalefet sözculeri bu yoğun trafiği eleş tfre dursunlor çok kişi Eoevit'i gonulden destekliyor. Ulkemiz yıllaroo dunyaya kapalı kaldı, Ecevit guzel bir pencere açtı şimdl, Bonn'da konuşuyor, Mont ro'de konuşuyor, Viyana'da konuşuyor, Londra'da konuşuyor, ajanslar, radyolar Turkiyenin sesinl duyuruyorlar. Başka türlü sozümuz edilmiyor, diyoriar, Hoksız değiller, Ecevit'in bir esintisi var. Bu köşe de de belirttlm, Strasbourg'da yakından hissettik bu •sintivi. Başkentliler meroklo bekliyor şimdi, Woshing ton, NewYork yolculukları bu ruzgârı hangi boyutlara ulaştıracak bakalım? Temmuz ayında muziksel trafik de yoğunlaşıyor. başkentli sanatseverler bu trafiğin başarıyla sono er mesinl diliyorlar. Filarmoni Orkestrasından yirml kişilik bir grup ve Ankara Oda Orkestrası Fransa'ya gidlyorlor. Kemancı Suna Kan, Faruk Guvenç ve Gürer Aykal son iki haftayı bu muziksel trafiğin ruzgârıyla geçirdiler. Suna Kan ve Faruk Guvenç çiftinl yakından tanıyonlar bilir, uzuntülu olayları güzel toşıyan, dünyaya şakayla bakmayı başaran neşeli kişilerdir. Ama müzik çalışmalarında şakaları yok hiçbir zoman, son gunlerde muzkisel trafiğin hızıyla yaştyor bu sanatçılarımız. Önce İstanbul Festivali, sonra Fransa Uluslararası Vannes Festivalinde beş konser verecek ockestralarımız. Suna aKn ve Piyanist Denir Aerman Gelenbe, honl şu <uçan piyaiisti de soilst olarak yer olocoklar bu kon«»r!«ıd«. Suna Kan Lyon'da, Paris' de ve La Haye'de calacak dah" sonro, Vcnr.es, Fran «a'nın Bretagne bolgesinde bır kent, Gürer Aykol'ın yöneteceği konserler bu kentln tarihsel yapıtlarında, bir katedralde, bir şatoda ve bir sarayda verilecek. Aslında bir sanat festivali bu, müzik bolümünde Turk ler yer olıyor, Festivali duzenleyen Fransız delikanlı Turkiye'de şu gunlerde. Yirml dort yaşında bir orkestra yoneticisı, adı Philippe Daurguin Cok sevimli bir Fransız. Turk Fransız kultürel ilişkileri çerçevesinde olusuyor bu mu ziksel köpru. Fransa'nın eskı Ankara Buyukelçisı Va Suna, dışi bir Yehudi Menuhin, diyor. Ama Ankara'da oturuyor, başka bir kentte, Paris'de ya da New York'da olsa Menuhin'in duzeyinde une ulaşır, bir patlama yapar. Oysa Suna Kan patlamaktan yana değil, Turk halkına sesienmekten daho buyuk mutluluk duyuyor Geçen hafta Eskışehir'de çaldık, bu hafta Kara deniz Unıversitesine gidiyoruz, Trabzoniulara çalacağız, diyor sevinçle. •ANKARA.., ANKARA... ANKARA... ANKA;.. Muziksel trafik de yoğunlaşıyor Müserref HEKlMOĞLU urs, şimdl dışişlerinde Kultur Dalresinln başında. Vak tiyle Chaban Dalmas'ın kabinesinde çalışan bu bu yukelçi Ankara'daki gorev yıllarında da, Turk Fransız ilişkilerini buzluktan çıkarmok içın hayll caba gosle di. Çabalarını Paris'de sürduruyor şimdi de Vanns: Sanat Festivaline Ankara'dan orkestralar çağırılma: o çabalann bir uzantısı sayılır. Fransız Orkestra Şefi Daurguin, Ankara Oda O kestrasını göklere çıkarıyor, Suna Kan'a da büyu' hayranlığı vor. Geçmiş yıllarda daha uzaklara, Van'a, Hakkari'ye Bitlıs'e de gitmişti orkestra uyeleri. Suno Kan «mutlu /ıflar, idealist donem» diye anımsar 1962 yılının doğu iozılerini, Oysa 1978 de ulkemizın o uzak koşelerınden jilah sesleri geliyor... Suna Kan ve Pıyonist Ferhunde Erkln uzak Doğu ıkelerine de gitmişlerdı vaktlyle. O yıllarda o dost ul ';eler klâsik batı muziğinden bugunku kadar noşlanmı ycrlor. İkı Turk kadınının konserine şarkı dinleyeoekle rinl düşunerek gelmişler. Piyano ve keman konserine tepkl gostermişler nerdeyse.. Ferhunde Erkln piyanonun kapağını kapatarak konuşmağa başlamış birden. Size demiş, Ataturk'u ve Turk kadınını anlata cağım. Ataturk kuşağından bir kadın, Turkiye'de çok ses li muziğe yonelenler arasında onplânda geliyor, devrim lerin coşkusuyla seslenlyor karşıdakilere, konuşma buyuk bir ilgiyle dinleniyor, salon alkışlarla çınlıyor sonra. Oysa bugun kadınlarımızın çlzglsl de hayli de ğişik değil mi? Universitelerde sıkma başla dolaşan kızlarımız var... Suna Kan'a sordum Franso turunda hangi Turk bestecisini çalacaksınız? Ulvi Cemal Erkin'i. Geleoek konser mevsimine de Saygun'un yeni bir yapıtıyla başlıyoruz. Saygun Oda Orkestrası için ozel besteiedi. Adnan Saygun geçende yetmişincl yıldönümünu kutladığını hatırlarsınız, başkentte görkemli bir Say gun gecesi yaşadık. Yetmişinci yasın urununu de Ankara Oda Orkestrasına sunuyor değerti bestecimiz, Genç orkestra şefi Gurer Aykal'a ustasından bir armağaa Gurer Aykal şöyle diyor Saygun'un «Oda Orkest rası senfonlsi» için: Saygun'un tum yapıtları gibi zor, çok dikenli, ama dikenlerl aşarak o guzellige ulaşacağız. Bunu Daşaracağımıza Inanıyorum, çunku ben Saygun'un og rencisiyim .. Sanat daiında guzel olaylar yasıyor Turkiyemiz,, politftu da'.nda bu tür olayları, boyle güzef usta • çı rak ilişkiıerlni ne zaman yaşayaoağız acaba?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear