25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Anka.. CHP'LİLERİN UNUTKANLIĞI CHP grup başkanvekili Alton Aymen, gorevli gıttığı Avrupa Konseyınde ılk günlerıni biraz şaşkın geçırdi, Avrupa'da bir parlamentoda olduğunu unutuyor, Ankara'dakj alışkanlığını sürdürerek kulısdekı mılletvekıllerını ve senatorlerı salona yollamağa kalkıyordu. Sonra duruma alıştı ve rohoi bir nefes aldı. Oturumları ızledı, sırası gelince konuştu. Bol bol da kulıs yoptı. Ama Ankara'ya Naylon çoraplar sokuluyor, Londra'ya kadar uzanıyor.. Siyasal sözlukteki adı Zehir hafiye olan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Demokratik Parti Kanya Milletvekili Faruk Sükan ge çen pazar Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu ıle uzun bir görüşme yaptı. Sükan'ı bakanhktan çı karken görenler bir anlam veremediler ama hafta başında durum aydmlandı. Zehir hafiye Istanbul'da bazı çorap fabrikatörlerinin başına çorap örecek nitelikte bir mektubun gereğinin yapılmasım istiyordu. Cereği yapılınca olaylar da çorap söküğü ne benzedi, sökülen çoraplar Londramn bir ma hallesine kadar uzadı. Kimi çevreler Nezih Dural'm Lockeed olayın dan sonra en önemli kambiyo olayı diye nitelıyorlar bu çorap söküğünü. Kimi kişiler de genç çorap fabriliatörünün öyküsünde sosyetik anılarını tazeliyorlar. Naylon çoraplarla naylon sosyete arasın da bağdaşıklık var. dıyorlar. Vaktiyle Istanbul'un bir naylon sosyetesı vardı gerçekten. Ancak o sosyete de Londra'ya taşınmış bulunuyor bugün.. Son yıllarda kimi sorarsanız Londra'da oturuyor. Bu olanağt nasct bulabildiklerini yakında öğreniriz belki.. s> Çorap söküğünde ülkemizin yaşadığı çelişkileri seyredenler de var. Acı acı gülümsüyor, şoyle diyorlar. Yüzbinlerce işçi yurt dışında çalışıyor. emeklerinin. alınterlerinin karşıhğını yurda yollayarak devlete döviz sağlıyorlar. Buna karşılık bir avuç kişi de milyonîarca dövizi dışarı kaçırarak Londra'nın seçkin mahallelerinde evler satın ahyor. yılın yansını dışarda geçiriyor. dönünce güç görev yeniden başladı, kulisde adam kovalamak, gelmeyenlere teiefon etmek. çoğunluğu sağlamak kolay iş değil... CHP'dekı darmadoğınıklığı görenler Altan Öymen e ve Hayrettın Uysal'a sabır ve başarı dılıyorlar. Kımı CHP'lilerin vergi komisyonundaki celışkilerıne akıı erdırmekte güclük cekiyor cok kişi... Calışma sureleri icin verilen önergeler benımsendı, goruşme surelerinı kısıtlayan önerge. ustelik CHP oylarıyla reddedıldı... Ethern Kılıcoğlu tasarımn tumune karşı cıktı, üstehK iktidar par tısinde olduğunu unutarak... Hükümet halka vaadettiğini vereceği yerde vergi getiriyor, dıyor Kılıçoğlu... Kimi partılıler kahrolouior. Kılıcoğlu'nun tasarının ozunu bile kavrüyamcmasına uzuldüler, kımilerı de taşıma suyla değırmenın donmeyeceğını one surduler... Molıye Bakanı Zıya Muezzınoğlu'nun istifasından sozedıp vergi tasarısını rafa kaldırmağa niyetlenenler de var, oma kimi CHP'iıler sert bıçimde korşı cıkıyor bu söylentilere. Vergf tasarısının sonuçlandırmayı Başbakan yüklenmiş bulunuyor, diyorlar. Maliye Bakanının görevi, tasarcyı hükümete sununca sona erdi... Bu tür sözler değışık yorumlara uğruyor siyasal kulisde. kımı CHP'liler de içinı cekerek şoyle yakınıyorlar: Biz iktidarda olduğumuzo alışamadık hâlâ, şu unutkanlıktan bir vazgeçsek... Oysa kimi CHP'iıler de iktidarda olmayı bom başka yorumluyor, olur olmaz isteklerle Bakanların karşısına dıkıliyorlar, CHP grup başkan vekıllerının bir iktidar semineri düzenüyerek iktidar partısinin milletvekıllerıne gorev ve sorumluluklarını hatırlatmasını önerenler coğalıyor gıderek... Ancak bir gerceği de unutmomok gerekir, kimi partılıler bir butün içinde olmonın bilincıni duymuyorlor hic bir zaman, ille virtuaz olmak sevdasındalar, sesleri güzel ya da cotlak olmuş umur lannda değil, yankı yapmosıyla mutluluk duyuyorlar... Orman Bakanlığının mavi banyosu ve yorumlar... Orman Bakanı Vecdi llhan hoş, şakacı bir insan, kimi dostlanna takılıyor, Sen beni kutlamaga gelmedin, ama benim salorüarımda kahve içmenin zevki başka, banyü mu da görmen gerekir diyor. Cerçekten de başbakanı da, öteki bakanları da özendirecek nıtelıkte salonları var Orman Bakanlıgmın. Bir mavi salon, bir yeşil sa ion. bir kırmızı salon, loş ışıklar. lcadife koltuklar, bir de mavi banyo, banyoda yıne kadile koltuklar, yumuşak maviliğinde tüm yorgunlugunu unutur insan.. Banyoda özel bir kapı açüıyor koridora.. CHFH Bakan Vecdi llhan, orman köylüsünun yaşamını değiştirmeye, orman kentler kurmağa çabalayadursun kimi konuklan ilgıyle seyrediyorlar bu renkli salonlan. bakan dostlanna orman köylüsünun yaşam düzeyini bu salonlar düzeyine ulaştırmasını diliyorlar. Kimi kişiler de eski AP'li bakan. Ankara Senatörü Turan Kapanh'nın zevkine, uygarhğına hayran olu yor. Bir bakana böyle çalışma düzeni yakışır. demiş. bu salonlan yaptırmış. diye düşunüyorlar.. AP'nin ,, MSPile MHP'nin arasını bulrna cabaları KapaUlması istenen Vlku Ocaklan Derneğimn yeni sloganlanndan biri •Kanımız aksa da zafer ıslâmm>, bıldirilerde. duvarlarda sık sık yer alıyor bu slogan. lnsaniar arasmda sevgiyi ve dostluğu yaymaga çalışan islâma bugünedek Milli Selâmet Partisı ve bu partınin gençlik kolları durumunda akıncılar sahip çıkıyorlar. Ulku Ocaklan üyeleri de 'Biz once Türküz, sonra müslüman* diyorlardı, ülkücüler ve akmcılann zaman zaman birbirlerine silâh çekmelerıne de tanık olduk. Adalet Partisi. MSP ve MHFnin arasını bulmaya, gençler arasındakı tartışmaya da son vermeye çok çalıştı ama başqrıh sayılmaz Ulkü Ocaklarında kopmalar başlamış, Cenel Başkan Ali Batman bıle Milli Selâmet Partisine geçmişti. AP yeniden harekete geçti, islâmdan söz edenler turandan, turandün söz edenler islâmdan soz pderlerse kopmaları önlenir, di\e bir mantık yürütüldü, yazılar yayınlandı ama bir sonuç ahnamadı. • BİR AVUC KİŞİ MİLYONLARCA DÖVİZİ DIŞARI KACIRARAK LONDRA'NIN SECKİN MAHALLELERİNDE EVIER SATIN ALIYOR. YILIN YARISINI DIŞARIDA GEÇİRİYOR Necdet Uğur'un kadrosundakiler Eski öğretmenler, özellıkle Köy Enstitüsü cıkışlı yazarlar, ozanlar Milli Eğitım Bakanı Necdet Uğur'un calışmalarını cok destekliyorlar. Hasan Ali Yucel'den bu yana eğltim davasına humanist acıdan yaklaşan ilk bakan Necdet Uğur, dıyorlar. Sonra da eklıyorlar: Hasan Ali Yucel'in başarılarında Tonguc babonın, Sabahattin Eyüboğlu'nun, Vedat Gunyoi'un da buyuk katkısı var. 1978 yılında Necdet Uğur'un böyle bir kadro oluşturması cok guc, kadroya aldığı kişiler bakanın gerisinde kalmanın üzuntusunu duyuyorlar. Milli Eğitım Bakanı Uğur. sevgiyle bakıyor böyie konuşanlara. Sessiz ve derinden bir kadro oluşturmaktan da gerı kalmıyor. Sessiz, dıyoruz, cunku gösterisı yopılmıyor hic bir zaman. Dennden diyoruz, cünkü gecmiş yılların eğitim ustalarından da esınleniyor Milıî Eğitim Bakonımız. Kadrosunda Koy Enstıtüsu cıkışlı kişiler de yer alıyor. Onlarla gecmişten geleceğe bir köpru kur mak, koy enstıtülerinden kent enstıtülerıne yonelmek yollarını tartışıyor. Aslında kent enstıtüleri eski bir düşü cok öğretmenın, imece dergısınde yayınıanmış yazılar var bu konuda, Necdet Uğurun yaklaşımına guven duyuyor, eski düşun gercekleşeceğıne inanıyorlar... BAGIMSIZ TURK DEVLETI VE VERGILER Vergi konusunda toplantdar bırbirini izliyor. Kimi vergi tasansım heğenmıyor, kimi beğeniyor, kimi de Eh lyı ama daha iyisi de olurdu» diyor. Ankara Ticaret Odası da vergi tasansıyla ılgili bir toplantı düzenledi. Geçtigımız günlerde yapüan loplantıda, AmerıIza ve Avrupa'da döviz bulma çabaları» için bir gezi yapan Müezzinoğlu da ayagının tozuyla konuşma yaptı Müezzinoğlu, vergi yasalarının değistirilmesinin ne denli zorunlu olduğunu anlatmak için toplantıya katılmıştı Ticaret Odasınm toplantısım yönetim kurulu başkanı S'ecdet Esen açtı. Esen, uçbuçuk daktilo sayfası yazısının iki saytasını.'Bağunsız Tıırk devletme uzanan elleri kırnıa. çabalarına ayırmıştı. Esen. • Turkiye bugün tarihinin en karanlık ve en tehlikeli gunlerinı yaşamaktadır> dedi. Ticaret Odası Başkanı, «Çok ciddî boyutlara ulaşan ısyan hareketlerinin karşısına, adi zabıta vakalannı onlemeye mah sus kanunlarla çıkmanın faturasını tüm ulus olarak ödeyeceğimizi» savundu. Esen, «Milletçe toparlanma» gereğine değindi ve toplantıya katılan MHP Milletvekili Agâh Oktay Cuner'e bakarak baklayı agzından çıkarttu •Çocuklarımızı birbirine düşman kılan bu cereyanlann önlenmesi. ancak Turk milletinin tarihinden gelen. Anadolu'nun gerçeklerınden dogan milli karakterine. orf ve adetıeriae dayanan kendi ideolojisini birleştirici bir unsur oiarak vazetmesi şaıtına bağlıdır. Bir ışık. bir ideal etrafında toplanmadıkça birlik ve beraberlik istekleri gerçekleşemez..Esen konuşmasmı bitirdiği sıralarda, Agâh Oktay Cüner de alkışhyordu.. Bu konuşmadan conra söz alan Müezzinoğlu. Sayın başkanın açış konuşmasında vergiyie hiç iiintisi oltnayan sozler soylemesıne uzüldüm. Bu goruşleri açıklayacağı yer herhalde burası de?ı!di...'dedi. Yenı yasa tasansım anlattıktan sonra yertne oturdu. Yanında Necdet Esen vardı. Esen, bakana döndu: «Ozur diJerim. dedi. «Benım ozel bir maksadım yoktu. Bazı memleket meselelerine temas etmek istedım.. » FRANSIZ RİVİERAŞINDA TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ Yerıne yenisi çıkanlmadan 1757 sayılı toprak ve tarım reformu yasası yürürlükten kalkıverdı. Hatırlarsınız, Demokratik Partinın başvurusuyla iptal edildi reform yasası, yeni bir yasa da çıkarılmaymca ortaya hukuksal boşluklar çıktı. Yetküiler bu boşluklann nasıl doldurulacağını araştırıyorlar şimdi. Ote yandan Urfa'da uygulanan toprak dağüımı da çok ilginç, 1973 yılından bu yana uygulama bb'lgesi seçilen bu ilimizde uç miiyon sekizyüz altmış iki bin yediyüz altmış sekiz dönüm toprağın kamulaştınlması gerekiyordu Oysa yalnız bir miiyon altıyüz onaltı bin dönüm toprak kamulaştınldı, iki milyonu Ülkemizin kimi bölgelerinde Turkce könuşulmuyor, eğitım davası iyi yurütulmedığı tcm Cumhuriyet hukumetlerı suclanıyor ama kımı ısadamlarımızın başarısına diyecek yok, Fransız Rvıerasında Turkce öğretıyorlar!... Nasıl derseniz, anlatalım. Fransa'nın unlü Cannes kentınde dunya zengınlerinin hoşca vakıt gecirdiğı buyük kumarhanelerde kimi garsonlar, krupiyeler Turkce konuşuyorlar. Zengın Türklerle daha iyi anlaşabılmek icm... Kım olsa aynı şeyı yapar, bir Türk işadomı son gıdışınde on miiyon bırakmış bu kumarhaneye. Personel Turkce konuşmakla kolmamış, Sofıa Loren'ın kocosı Cario Pontı'ye de yüz vermemış bu ışadamının hoşuna gıtmek ıcın... Doğrusu da bu. Carlo Ponti fılm setınde kazandığı paraları montaı sanoyıınde kazanıimış paralar kodar rahat bırakamaz ruiet masasında!.. Fransız Rlvıerasında Turkce öğretmenlıği yapan ışadamının eşıne Turkıyenın en zengın mucevher koleksıyonunu oluşturduğunu do anlatıyorlar... Parıs'in ve dünyamn ünlu mücevhercılerı Cartıer ve Gerard imzalı mucevherler de yer ahyor bu koleksıyonda. Parıs'de. Vendome alanın dan gecenler Cartier'nin, Gerard'ın mucevherlerinı gozlen parlıyarok seyrederler, ama bunları satın almak gücunü bulmak kolay değil, fiyatları cok astronomık... Guzel bir Türk kadını bır gün bu guzel mücevherleri ınceliyor, ünlü Gerard da yorattığı çıceğın ona cok yakıştığını, satın almasını onerıyor, kadın gülümsüyor: Ben Türkum, böyle pahalı şeyler almok olanağım yok... Mucevher kralı kohkohoyı bosr/or: Kimi Türk kadınlarının siparişi var!... Bu oykulerı AP'lılerden dımı/oruz, ustelik cok güncel bır nedenle. Adolet Partisı Genel Başkanı Süleyman Demirel geçen hafta Istanbul'a gıtmiştı. Ankoro'ya cok keyifli dönmüş. Istanbul'da bir dost evınde bu tür işodamlarıyla buluşmuş. Birlıkte yemek yemişler. Bu işadamian Demirel'e yenı bır Cephe Hükümetı kurması icm ılgınc onlemler onermışler. Bu önlemlere AP'lüer bile içerlemişler ama, öneri şampiyonu işadamını da haksız bulmuyorlar. Onun yerinde kim olsa oym şeyi yapar, diyorlar. Carlo Ponti'ye caka ycpmak olanağım, Fransızlara Türkçe konuşmak zorunluğunu ancak bizim iktidarımızda duyurabilirler... Bürokratik Fıkra Basında cıkan haber ve yazılar burokratlar arasında araştırma konusu oluyor, «bu nasıl basmo yansıdı» sorusunu yanıtlamaya cabalıyorlar. Haber sızdıranları arama cabaları haberı verenlere dek uzayınco eski bir fıkra bürokratik bir nitelıkle guncelleştı: Istanbul'da tramvay dönemı yaşanırken, akşamları tramvayla evine giden bir İstanbul efendisîne biri yaklaşır, «Boynuzlu, boynuzlu» diye fısıldarmış... Bir akşam, ıki akşam, efendi icerlemeğe başlamış, bir gece karısıyla konuşurken durumu anlatmış, kadın da kocasını yatıştırmış. Böyle sozlere kulak asma kocacığım, sana muziplik yapmak istemişler... Adam rahatlamış, ama ertesi akşam eve dönerken, tramvaydakı kışi yeniden eğılmış kulağına. ancak cok değışik sözcüklerle seslenmış bu kez: Geveze... Geveze... Genç burokratlar haber kaynağını bulmak icin gereksız zorlamolar yapanlara sunuyorlar bu fıkrayı... ÖNCE KURT RESMİ, SONRA TOPRAK aşkın dönüm kamulaştırma dışında kaldı Bu konuda bir araştırma yapmak amacıyla Urfa'ya giden bir grup çok hoş filmler çekmiş. geçen hafta düzenlenen toprak ve tarım reformu kongresinde faüyüte ilgiyle izlendi bu filmler. Urfa köylülerinin hangi koşullar altmda toprak sahibi olduktarını çok güzel betgeliyor. Koşulları merak ederseniz, ülkücü olmak, en azından evlerine bir kurt resmi asmak.. Urfa köylüleri birkaç dönüm toprak alabilmek için evlerine kurt resmi asmayı kabullenmişler, ama resimdeki kurilann gözlerini iğneyle kalbura çevirmekten de geri kal mamışlar.... Yerel Yönetim Bakanlığının Sineması Yerel Yönetım Bokanlığı kuruldukton sonra İmar ve iskân Bakanlığından odunc aldığı ikı oda da colışmaya başladı. Bakan ve Müsteşar İller Bankasına taşındılar son günlerde, Bakanlığın öteki örgutlerı de Makine Mühendislerı Odasından kiraladıkları binada çalışıyorlar.. Selânik caddesinde iki miiyon dört yüz bin liraya kiralanan bına vaktiyle bir kultür sitesi olarak yopılmış. icınde bir de sınemo vor. Müsteşar Erhan Karaesmen kolları sıvamış, kültür sitesıni Bakanlığa dönüştürmeğe çalışıyor. Ama sinemayı nasıl değerlendireceğins karar veremedi. Sinemada Belediye Başkanlarının toplantısı dışında yerel yönetimle ılgili eğitici filmler göstermek eğilımi oğır basacağa benzer. «DÖVtZ DAR BOĞAZI* Talat Paşa'nın masası Talat Paşa, yüzyılımızın başında Osmanlı İmparatorluğunda değışık Bakanlıklar yapmış, Sadrazamlığa kadar yükselmış bir devlet adamı, İttıhat ve Terokki Partısinin önde gelen kışılerinden biri. Paşa, Sadrazamiık doneminde ışlemeli, antıka bir masada calışır, Imparatorluğu etkileyen kararlarını bu masa başında verırmış, Bırınci Dünya Sovaşının sonuna kadar calışma odasında kalan bu masa daha sonra ortadan kaybolmuş... 27 MAYISÇILAR ANILARINI TAZELERKEN... Meclisin ikinci katındaki köşede, Milli Bırlık Crubunun odasında Sami Küçük, Suphi Karaman, Vehbi Ersü, Selâhattin Ozgür eski arkadaşlan Orhan Kabibay ile konuşuyorlar. ara sıra Ekrem Acuner geliyor odaya. Sonra telefondan çağırıyorlar. Bölük pörçük duyduğunuz konuşmalarda Milli Birlikçilerin haberalma örgütünün siyasal partileri. hattâ hukümeti özendirecek nitelikte. Yılların bunahmı içinde yaşayarak kimi zaman olaylann onüne geçmek alışkanlığını kazanmışlar. Böyle olacagını yetkililere söylemiştik, diyorlar. Söylüyorlar da etkisi oluyor mu, gereği yapüıyor mu derseniz yorum yok. Orhan Kabibay çok ağır bir trafik kazası geçirmişti, sağlık durumu iyi görünüyor şimdı. Komadan geliyorum, diyor. Olüm duvannı birkaç kez aştım. şımdi dunyaya başka tür bakıyorum. Orhan Kabibay günlerce komada kaldığı günlerde bitkıcel yaşama yönelme tehlikesi de helirmişti. Eski dostlan hastaneye gider, kulağma seslenirlermiş durmadan. Kabibay uyan, bir ihtilalci trafik kazasmda ölemez.... O da ölmemiş, yaşıyor, olaylara bakış açısı da çok değişik, bir arahk eski arltadaşlarına sordu: 27 Mayıs'tan öncekl geceleri hatırlıyor musun Suphi, uzun bir durum muhakemesi yapmıştık. Iktidara gelince nasıl bir direnişle karşılaşacağımızı. hangi güçlerle savaşacağımızı gözden gecirmiştik. Bizi devlet yönetiminde acemi, tecrübesiz genç subaylar djye nitelediler hesaplanmızda cok yanılmadık. Bu sö zleri dinleyenler Kabıbay'ın yalnız partisel hesaplarda yanıldığım düşundü ler. Eski Meclisin üst katında. Kabibay'ın odasında duran telefondan sözedildi bir arahk. Telefonun ucu bugünku MIT'e bağlıymış.. O günkiı ve bugünku MIT için Milli Birlikçilerin çok ilginç görüşleri var. O gö ruşlerin ışığında olaylar ve insanlar daha iyi aydınlanıyor. Kimi atamalara, yan lış görüntülere şaşırmakian da vazgeçiyor insan... ama HAZIRLAYANLAR: Müşerref HEKİMOĞLU Nursel BAKTIR Hayri BİRLER Vecdi SEVİG Uluç GÜRKAN >
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear