01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 K 1 CUMHURtYET eleştiriye bağlı tutmadan benimserler, düşunülerinın değişmeleri de bu yoldan olur. Onuruna cok bağlı olanlar, özlerinl savunmaya çok yatkmdırlar. Bu gibilerin düşünü ve davranışlarında bir değişim sağlamak, ancak onları onurlandırıct davranısla olanaklıdır. Bu gıbilere saldırı, azarlama. baskı direnmeyi coğaltır. Bazı kimseler. düşünü ve dovranışlarında bir değişim yapacak eylem ve işlemlere karşı cıkarlar. Böyle hallerde, sözcüklerin secimine cok dikkat etmelidir. Değiştirmek isteyenler yeni kavramlar edinmedikce ve bu kavramı benimsemedikce konuya girmemeiidirler. örneğin: ırkcı düşünülerle koşullanmış kimselerin karşısına «ırk yoktur», diye cıkmak tepki yaratır. Önce yapılacak iş. bu gibilerin biyoloji ve tarih bilgılerinin coğaltılmasıdır. Kisi bu bilgilerin ışığında, ırkcı düşünülerinin maddi dayanağı olmadığını görür. ırkcı düşünülerine kuşkuyla bakmoya başlar ve arkadan onları değiştirir. Düşünce ve davranışlarm doğuşunda ve değismelerinde kişinin bağlı olduğu sınıfın ve katmanların da büyük katkısı vordır. Kişinin bcğlı olduğu bu sosval gücler, onun sahibi olduğu düşünü ve davranışları süreMi olorak üretivorlarso ve koruyorlorsa, bövle kiî'lerin düşünü ve davronısloTi ancok sınıflarıno ve gruplarına vabancılasti'ilarak değiştirilebilir. Ancak şunu unutmamok gerekir: «şahin kocasada vermez avını. kıırdım oğlu kurtkır, kurt olur.» 20 NİSAN 1978 ygulomalar, eğitim kurumlarımızın gerici ve faşist yuvaları holine geldiğini gösterdi. Bu kurumlara yuvalanmış olan yönetici ve öğretmenlerin bir kesimıyle yapılan calışmalar, kıso zamanda faşist bir eylem patlaması yarattılar. Bu faşist nitelikteki eylemlerde, eğitim kurumları bir köprübcşı, atlama tahtası ve faşizmi yayma üssü olacaklardı. U OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ateş ve Kıbrit teş nasıl yakılır? Önce kuru odunları catarsın birbirine. Aralarına birkac tcne yaş kcyabilirsin. Oteden beriden ca'oucak alevlenecek calı çırpı toplarsın. Eğer bir parca gaz veya benzin varsa, odunların üstüne serpersin akaryakıtı. Artık iş bir kibrite kalmıştır; caktın mı kibriti.. Parlayıverir alevlcr.. Evrenseldir bu yönîem. Mazlum ulkeleri tepednn yöneten emperyalistler, ateş yakmasını jyi bilirler. Odunlcrın kurusu ve yaşı gibi, toplumların kurusunu yaşını gozleyip incelerler. Mezhep catışmalan, etnik düşmaniıklar, aşiret çelişkileri ustune körinancları ve korgudulori körüklerler. Ortam istedikleri gibi çaîılıp s:rası geidi rn'; kibriti cakarlar... O dakika parlayıverir kitleler; sokakla., mey danlar kanîanır; komşu komşusunu, köylü koylusunü öldurmeye kalkışır; fabrikadakj işci tezgah arkadaşını djşman beller. Emperyalizmin istâdiği de budur. • Türkiye'de aynı oyun oynanıyor. Doğu böigelprine doğru secim haritalarma bakınız; etnik ve mezhepsal renk lerle boyanmıştır; sınıfsal değil. Kişinin sosyal ve ekonomik uyanışını engelleyip sınıfsal bilincini korleterek nereye varılır? Neye yaramıştır fiklr özgürlüklerini yasaklamak, cağdaş bilimin kitapianm toplamak? fviezhepsel ve etnik baânazlıkların celıskilerıni biley taşından gecirip sivriltmek, tehlikeli ortamı oluşturur. Irkcı ve gerici miüiyetcilik davasıyla Doğu illerine giren MHP'nin ektiği tohumların ürünleri şimdi biciliyor. Ülkeyi kardeş kavgasına sürüklemek icin gerekli yatırımlarla oylesine ca'ılmıştır ki toplum... Bir kibrit yeter. Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu ile üç yakınının öldürülmesi, çakılan kibrittir. Ne var ki bu olayda Türkiye'nin şaşılası çelişkilerini de görmek olasıdır. Bir aşiret reisinin Belediye Başkanlığı yaptığı Malatya ilinde Alevi Sünni catışmasını sıcak savaşa dönüştürmek icin, başkent Ankaradaki Nukleer Araş tırma Merkezinde bomba yapılıyor. Nukleer Araştırma Merkezinde yapılan bombayla aşiret reisini öldürüp halkı birbirine kırdıran örgut nedir? Hangi devlet ilişkileriyle tırmanmıştır bulunduğu yericre? Artık Turkiye'dekl yoneticiler, biraz olsun, bu konulorda uyanmalı; yüksek düzeyde yapılan toplantılarda; planlarla, şemalarla, fotoğraflarla, filjmlerle duzenlenen brifinglerde ülkenin gerceklerini tek yönlü değll, cok yönlü ınantıkla değerlendirmek olanaklarına kavuşmalıdırlar. Bereket bu plan uzun ömürlü olmadı. Bugün Millî Eğitim Bakanlığı. ivedilikle. insanüstü bir çaba içinde, bu Yasa ve Anayaso tanımazları yuvalandıklan yerlerden sökmeye. kurumları demokratikleştirmeye calışıyor. Coğunluğu, yoksul ve orta sınıfın çocuklarından oluşan öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarındaki temizlik çok daha ivedilik kazanıyordu. Bu kurumlarda eğitim ve öğretim, gericiliğin ve faşizmin aracı haline sokulmuştu. Yetiştirilen öğretmenler. körükörüne bir faşizan inanca sahip olacaktar, bilimsel Jdüşünü ve yurt sorunları faşizmden sonra gelecekti. Bir ulu insana tapma. dinsel bir lutku icinde yurt sevgisi ile de özdeşleşecekti. Emekçi halkın umutları. akpitalizme ve emperyalizme karşı, göstermeük bir propagando yoluyla oyakta tutulacoktı. Kısaca Türk eğitim kurumları faşizmin tuzağına düşmüştü. Yurdumuzurı icinde bulunduğu sosyoekonomik ve politik koşullor faşistlere. bu kurumlarda genişleme ve yayılma olanakiarını bol bol veriyordu. Öğretmen yetiştiren kurumlarımızda, özellikle Eğitim Enstitülerinde okuyon cocuklarımızın coğunluğu orta sınıf holkın cocuklarından oluşuyoriar. Gelişmekte olan kapitalizmin ve emperyalizmin etkisiyle, bu cocukların kucük mülk sahibi velıleri her gün biraz daha işci haline geliyorlar, kücük mülklerini ya yitiriyorlar ya da mülkler kendilerini besleyemez duruma sokuluyordu. Faşizmin sınıfsal tabanını oluşturan bu kücük burjuva ailelerden gelen cocuklar. faşizmin umut dolu sloganlarına kolaylıkla kanacak bir sosyal yapıya sahiptiler. Yıllardan beri, ülkemizde, ceşitli nedenlerle ulusal değerlerin tüketilmesi. yerine kolayiıkla yenilerinin konamayışı, ulusal birlik ve bütünluğün bir bunalım ıcine düşmesinin yarattığı ortam, faşistlere. bu cocuklarımız ve genclerimiz üzerinde etkin olma olanağım sağladı. Bu sosyal ortam hukuksal yaşamın gerisıne ıtilmış ne denli ölü Enstitüler Yenileştirilirken.. İbrahim TÜRK değer yargılan varso faşizm, düzerek oğrencilere sunciu. bunlara ağitlar ilişkili olduğu davranış ve düşünülerin de değışmesine bağlıdır. Birbirlerine yeğin olarak bağlı olan düşünü ve davranışların değışmeleri zordur Değişmesi istenen düşünü. bağlı olduğu düşünü demetince desteklenır. değişime karşı b:r direnme başlar. Bunun icin değişmesi istenen düşünülerin maddı dayanaklan kesinlikle yıkılmalıdır. Ya da bu tür düşünü ve davranışlar, ayrı ayn etkileşime bağlı tutulmalıdır. Eğer bu bağlılık, bir uyum oluşturuyorsa, uyum bozulmadon değiştirme cabasına girişilmemelidir. Düşünü ve daVranişlonn değişmelerî isteklere de bağlıdır. Eğer bu istekler, artık ıstenmez hale gelmişlerse. buna bağlı olan düşünü yaşayamaz hale gelir. verini yenilere bırakır. Başka deyimle gereksinmeler ortadan kalkınca. ona bağlı olan düşünüler de kalkarlar ya da bir zaman sonra kalkarlar. Cok ceşitli isteklerl korşılayan düşünüler kolaylıkla değişime uğrama?lar. Ayrıca düşünü ve davranışlar bir kere doğdular mı onları doğuran gereklerin dışındaki gerekleri de korşılarlar. Bir düşünü ve davranış bir cok konularo hizmet ediyorsa böyle olanlonn değişime uğ r amaları oldukca gecikir. Değiştirilmesini istediğimiz düşünü ve davranışların önceden doğuş nedenlerini. qelişmelerini. niteliklerini saptamadan işe başlamomalıdır. İnsanlar cok zaman inonclarına bir baba mirosı gibi sarılırlar. Düşünü ve davranışların deâişmeleri sadece onları doğuran nectenlere bağlı değilrlir. İnsonın kişiliğinin de deöişimde payı vardır örne<jin: zekl kimseler düşünü ve dovronışlarını. daha tutorlı ve aercekci düsunü ve davranıslor karşısındn kolaylıklo değiştirebilirler. Tersine. geri zekâlılnr kendilerine yapılan proDogandoyı A Yapılması Gerekenler Dün sayıları 82 bin doloylarmdo olan Eğitim Enstitüsü öğrencilerinin yıllardon beri süren faşist ideolojinin etkisinde kaldıkları. hepsi icin söylenemez. Eğitim Enstitülerinde ilerıcılığin, demokrasinin yiğitce kovgasını veren öğrencilerin coğunlukta oiduklarını sanıyoruz. Amo bir kesım, hem de azımsanamayacak sayıda, öğrencinın faşızme angaje olduklorı, kararlı desteklerle militon duruma getirildikleri, kandırıldıkları da bir gercek. Bu acı gercek önünde Milli Eğitim Bakanlığının yapacağı bczı işler ve işlemler olso gerek. Sayın Bakan Necdet Uğur'un sectiği gibi, ceza kesinlikle bir önlem değildir. Genc öğrencilerin çoğunun daha beyinleri otuşum holindedir. Bu nedenle sürekli bir değişim icinde olmalan kacmılmaz. Unutmamak gerekir ki. değişimin evrensel olan yasasından kurtuluş yoktur. Değişimin maddi koşuüorı yaratılclığı sürece, duygu ve düşünülerde. davranışlarda. değişme görülür. Düşünü ve davranışları yaratan maddî olaylar ortodan kalktıkları zaman. düşünceler dayanaklarını yitirir yerlerini yeni düşünülere bırakırlar. Bazı düşünü ve davranışlar daha uzunca yaşarlar. En cobuk değişime uğrayon düşünü ve davranışlar; aşın. karmaşık, tutarsız. icten bağlılıqı olmavan, düsünüyü yaratan isteklerin yeğinliöjnde savısında bir azalma gösterir nitelikteki düşünülerdir. B T düşünü ve dovranışın değişebilmesl Başarılı Olmak İçin . «Bozı sınıfların kendilerine özgü düşünü biCİmleri vardır. sınıf halinde bunları değiştirme olanağı yoktur. Cünkü kişiler yaşadıkları gibi düşünürler. Değişme ancak yaşamın değişmesinden sonra gelir. Düşünü ve davranışlarını değismelerinde. kullonılan aracların gruba yo da sınıfa seslenen kişilerin etkileme ve değiştirme güclerinin ve yeteneklerinin büyük payı vardır. Sonuc olarak. düşünü ve davranışların maddi ve objektif koşulları olduğu, her düşünü ve davranışın insonın bir gereksinmesine va da gereksinme sandığı sorunlarına yanıt verdiği psikolojik bir gercektir. Bu objektif ve maddi nedenlerin yanında subjektif nedenler de vardır. Kişinin düşünü ve davranış yapışını oluşturan bu obiektif ve sübiektif nedenler bulunmadan ve iyice bilinmeden düşünü ve davranışların değistirilmesinde başarılı olunomaz. Yaşamı Yeniden Kuraıak OKTAY AKBAL Ekonomik Önlemler ve Son Şans Evet Hayır ısaca «anarşı» diye adlandırılan oloylar. Ecevıt hükumeti işbaşına geıdik ten sonro da devam etmış, gıde rek sanki gözdağı vermek ıSier cesine dozunu arttırmıştır. Iktı ac^a gelış nedenlerinın ılkıne uy gun olarak Ecevit hükümetinm kısa sürede bir kısım sucların faillerinı bulup ortaya cıi<armusı, son gunierde olayların artmasına neden olmuştur. Suc ış leyenler yakalandıkco onlora arka cıkanlar ve bu yolo sevkedenler telâşa kapılarak emrındekılerı şıddete ve şer'e sevketmışlerdir. DemoKratık nizamda halkın oyu ile ıktıdara gelemeyecek olonların ve bek lemeye tahammütü olmayaniann eylemlerinden sonuc almaları beklenemez. Sadece Kan akıtacaklar ve gözyaşı döktüre ceklerdir. Fakat. kan ve goz yaşının uzerlenne yağdııacağı lcnet, bir gün kendilerini de ay nı şekilde kan denızınae boğu caktır. • K nsanoğlu kendı yapıtı olmayan bir dünyada korkular icinde yaşayan bir yabancıdır.» İngiliz ozanı W.H. Auden'in bu sözü zaman zaman hepimizin yaşadığı bir duyguyu yonsıtır. Biz bu dünyayı, böyle bulduk. Yanlışlıkları, cirklnliklerl, kötülükleri, savaşlan, ilkelllkleri ile... Ama iyi yanlan da yok mu bize sunulon bu dünyanın? Niye iyileri, güzelleri secip, ay;rıp, kötuleri. cirklnleri silip atmomak?... Daha doğrusu «Bu dünya bizimle başlıyor» deyip yeni baştan, daba iyi, daha dürust, daha mutlu bir dünya kurmaya girişmemek?.. "I Sabahattin Kudret Aksal yeni cıkan «Geçmişle Gelecek» adlı kitabında buna benzer bir soruna değinmiş: «Kisioğlunun, yeni yetişme cagında. dünyanın kendisiyle başladığını sanmasının da, genc bir yazarın edebiyatın kendisiyle başladığını düşunmesinin de bir yarar. olmadığını söyleyemeyeceğim Belki de yaşamın ve eylemin itici gücü bu duyguda saklıdır. Tüm varlığın her sabah yeni baştan kurulduğunu duymakta insanca bir öz vardır, kolayca yok edilemez.» Herşey bizimle başlıyor, benden once kimse bunları duymadı, yaşamadı, yazmadı diyen genç ozan, genc yazar, keşfedilmemis bir ulkede özgürce dolaşır, ama birdenbire bütün bunların cok. cok eskidenberi yazılıp, söylendiğini duyuverir. Bilglsizliktir, herşey benimle başlıyor demek! Ama çevresine, dünyayo bokıp yapılanları, olup bitenleri, yarotılanları beğenmemek diye bir durum, bir gercek de var. Daha iyisini, daha yararlısını ortaya koyma Isteğl, özlemidir bu... Seksen sekiz yaşındaki Fransız yazarı Jean Guehenno «Le Monde» da okuduğum «Giz» adlı bir yazısında ölümün ne olduğunu bildiğimiz halde yaşamın ne olduğunu bilmediğimizi söylüyor. Ortalama insan ömrünü cok cok gerilerde bırakmış ünlü yazar, Voltaire gibi düşündüğünü yazıyor: «Ölümlü olduğunu bilen tek yaratık insanoğludur, bunu da deneylmleriyle öğrenmiştir. Bir cocuğu alıp boş bir adada tek başına yetiştirin, bir bitki gibi, bir kedi gibi, «ölüm» diye bir şey bilmeyecektlr » İnsanoğlu yaşama daha adım atar atmaz yaşamın «ölürmle sonuclanacağını bilmektedir. Öleceğl bilinclyle doğar insan yavrusu... Bu yüzden ölüm duygusu daha işln başında yaşamı ocılaştırıyor. Oysa yaşamanın ne olduğunu biimiyoruz, yasam ölümden daha cok gizlerle doludur. Bu gizleri cözemeden sonuna geliyoruz! «Sana bana ölüm var» diyen turkuler, masallar, öyküler dinleye dinleye yetişiyoruz. Ölecek olduktan sonra daha iyi bir dünyanın yaratılmasından bana ne? diyoruz. «Ölüm» gerceğinl unutmak, yok saymak olanağı bulunsa, vaşam daha güzel, dünya daha düzenli olabilir. Yaşamın gizleri kolaylıkla cözü.lebilir. Daha başlangıçtan mahkumluğu kabul edince, büyük caba, büyük savaşım artık gereksiz sayılıyor. O zaman karamscrlık icinde boğulup icinde yaşadığımız dünyayı beğenmivoruz. Bizden öncekiler bize kötü bir dünya bırakmışlar' Rimbaud gibi «Biz bu dunyadan deâiliz». «Gercek yasam diye bir şey yok» diyoruz. Auden gibi kendimizi «korkular icinde bir yabancı» olarak duyuyoruz. Sabahattin Kudret'in «dünyanın kendisiyle başladığını» düşünen genc insanındaki o itici güc kısa zamanda yitip gidiyor. Benden önce her şey kurulmuş, her şey yazılmış, her şey söylenmiş, bana düşen onları daha değişik, daha başka acıdan, yaşamak, söylemek, yazmak diyoruz. O «itici güc»ü sürdürmek, «ölüm» duşuncesi ile karşı karsıya bırakmadan diri, canlı tutmak çabası yenik düşüyor sonunda... Jean Guehanno yaşamdaki gizi aramamız gerektiğini söylüyor. Sabahattin Kudret'in «itici güc» dediği o «insanca öz»ü... «Niye dünyayı yeniden kurmamalı, niye yeniden yapmamalı onu. Sorun insanlara «gercek dünya»larını vermek, onları kendilerine inandırmoya götürmek, kendi duygularına, akıllarına, yürekliliklerine...» Bizden öncekilerden kalan bu dunya kötüyse, onu değiştirmek zorundayız. Bir gerceği. bir olguyu kabul etmek, onu yaratmakla eştir. Beğenmediğimiz bir düşünceye, bir yönteme, bir düzene, bir yaşama. bir dünyava karşı cıkmaktır gerçek insan olmak... Ölüm nedir bilen tek yaratık «yoşam nedir, ne olmalıdır», bunu da bilmek, yaşamın gizlerini çözmek göreviyle karşı karşıyadır. Zaman zaman yürekll öncüler cıkıyor, ama yerleşik düzen, kabul edümiş eski dünyanın, bu ölümlü dünyanın koşullandırılmış tutsakları olan ytğınlar böylelerini kısa zamanda kendilerine benzetmenin yollarını buluyorlar. Sabahaltln Kudret Aksal'ın yazdığı gibi «yirml yaşına uygorlığın yaşını eklemeden, uygarlığın ilk günündeymls glbl giren kişlyl» yadır&amamolı, tersine böylelerinln soyıca, anlamca güclenmelerlnden, coğolmalarından yana olmalıyız. ÖlCmü «yok» saymayı, ölüm düsüncesinden yaşam düsunceslne, yeni bir yaşam, yeni. daha iyi bir dünya kurmak, düşüncesine varmayı, «dünyayı yeniden kurmaya hazır» kuşaklar başaracak... Ecevit'i iktıdara getıren nedenlerden biri de ekonomik ve mali sorunlardır. 14 Mayıs 1950 secimlerinde iktidarı Demokrat Parti'ye devreden tutumlu ve temkinli Ismet Paşa zamanın koşullarına gore yeni ıktidara altın ve döviz olarak onemli bir kaynak bırakmış. Demokrot Par tı iktidarı ise, kısa sürede bun ları tüketerek Türk ekonomisıni 22 Eylül 1952'de bir doviz cıkmazına sokmuştur. Bu tar'h ten sonra ulkede sürekli olarak dövız sıkıntısı cekilmiş, bir taraftan yeni mı!yonerler yara tılırken bir taraftan da plânlı e konomiye ve kalkjnmaya gecış mücadelesı sürdürülmüştür. Bu arada 27 Mayıs devrımı olmuş tur. Turkiyenın plânlı döneme 27 Mayıs devriminin ve getirdi ği Ahayasa'nın zoru ile sağcı ve tutucu iktidarlar tarafından gırmesi ve kalkınma modelinin enllâsyon ve dış borclanmoya dayandırılması, ülkenin sürekii olarak dış borçlanmosım gereK tırmiş, dış ödemeler dengesinin yıldan yıla artan acıkları Türkiyenin döviz darboğazına girmesine neden olmuştur. Ve Türkiyeyi bu durumo ekonomi bilen ve adına Barajlar Kralı denilen bir eski başbakan geıir miştir. Ecevit hukümeti kurulduğunda Türkiye komşulanna petrol ve elektrik bedellerini o diyememekte; Merkez Bonkası ceklerini karşılıyamamakta; 15 milyar dolar dış borcu bulunmakta; fiyatlar ve enflasyon sü ratle artmakta; döviz girdıleri ve işci dövizleri azalmakta; Tür kıye bir yıldan beri itnolottc dö viz transferi yopomamakta; 120 yi aşan yabancı bankadan sağlanan ceşitli krediler ve borclar vadelerinde ödenememekte ve doloyısiyle ülkenin mali itibarına gölge düşürülrnüş bulunulmaktaydı. Ecevit hukümeti ekonomiyi bu tablodo devral mıştı. Ecevit hukümeti cok kı sa sürede dış politikada göster diği kararlılık ile Botı'nın yumuşamasını sağlarken. guven verıci girişimlerj sonucu dış kredi olanokları yaratmış, mali ve ekonomik önlemler alarak etkinliğini göstermeye başlamıştır. Alınan önlemler bir olcüde geniş vatandoş kitlesini ilgilendirmekle beraber, ülkenin geleceği düşünülerek. önlemler genellikle olumlu korşılanmıştır. Ve tepkiye yol ocma mıştır. Alınan önlemlerin belli başlıları şunlordır. Banko mev duat ve kredi faizleri arttırılmış tır. Taksitli sotışlar sınırlandırıl mıctır \hrnf*nttn uArni înHaci n kümetinin güven vericl girişim leridir. Bunlar devam etmeli, e konomik ve mali hayatı etkiliye cek tamamlayıcı diğer önlemler de alınmalıdır ve aımocağa siz ithalât sınırlandırılmıştır. it tıasından kaldırılmıştır. (Tütün da benzemektedir. Ekonomik ön hal mallarından olınon damgo gibi) Devaluasyon sebebıyie or lemler arasında yer alon hayat resmi artırılmıştır. Demir. cetoya cıkan kur farklorının uc lik. kereste ve petrokîmya ü pahalılığını önleyıci piyasa fi oy icinde itholâtcHardan olınma yat denetimı ıcın yerel orgütler rünlefinin ithalâtının komu kesı kararlaştırılmış ve karar f?es olon belediyelerın yasalar çb: simine verilmesı ve bu yetioye mî Gazetede yayınlanmıştır. Ec cevesınde harekete gecirilmesı ilâveten dağıtımm do komu ke yın Maliye Bakanımn bu konu de beklenmektedır. Bir kısım be simınce yapılması korarlaştırılda ödün vermemesi /erindedir Isdiyelerın bu konudaki faaiiyet mış ve bu alando oşırı kârlaıın emisyon hacminin tanzımi. palerıni diğerleri de göstermelidır. önlenmesine calışılmıştır Kabul ranın değerinin artması vs fiyat Fiyat Kontrol Komitesi'nın ca kredilı ithalât da sınırlancluılistikrorı yönünden bu önlem ye lışmaları etkinleştirilmelidir. mıştır i M.F ile anlaşmaya vnrindedir ve zorunludur Türk DO Ekonomik ve malî önlemler rılmış. Paro Fonu'nun yşkacağı rasının değerı duşürulmüştjr. yeşil ışığın soğlayocagı kredi den ozellikle malî olanlarda ya D.CM. ve ozel kredılerde uygu ve borclanmalar temin edilmiıjlanan kur garantisı Kaldırılmış sarna meclislerine düşen fjörev tir. '' tır. Dış gezıler ıki yılda bıre in «4er de sürotle yerine getmlmeli dırilmiş ve dış seyahat haroove önlemlerin etkinliği artırılVergl reformuna gırişilmış ve maları vergisi uygulanmayo bas mohdır. yasa hazırlık cahşmalan Meclamıştır. Deienere edilen bedel lis'tedir. Bu önlemler Ecevit hu Ecevit hükümetinin ekonorniye cekidüzen verecek olan ön lemleri alması ve dış oolitikadaki saygınlığı memnuniyet yaratırken. bazı odakların ve kişilerin ceşitli tepkilerlne yol a cacağı şüphesizdir. Anarşik olayların henüz önünün alınamaması Ecevit hükümetinin yıp ranmasını ve hattâ düşürülmesini isteyenlere ümit verdiği ve vereceği muhakkaktır. Ancak. hukümetlerin kurulup düşürülAlİtlf İNYUM SANATtİ *• TtCARETİ A.Ş. düğü Miliet Meclisinde bugün Ecevit hükümetinin alternatiti Şirketimizin 1977 kâr dağıtımı ile ilgili bulunmamaktadır. Ecevit hül'ü meti düşürülürse yapoy cephe olarak G. V. K.nun 96. maddesine göre hükümetinin yeniden kurulabile tüzel kişi ortaklarımızın kâr paylarımn ceği ümidine kapılınmamalıdır. stopaj yapılmaksızm ödenebilmesi için Şoirin dediği gibi. «insan hayal tüzel kişiliklerini ve sahip oldukları hisse ettiği sürece yaşar» ama, Yü senetlerinin gruplarmı, nominal değerlerini. ce Meclis hayal sahibi kralların, hocaların ve başbuğların miktar ve numaralarını en geç 28.4.1978 artık hükümet olmasına olanak tarihine kadar şirketimize yazılı olarak vermeyecektir. Mehmet Ali TUNABOYLU Türkiye'de yıllarca fikirler yasaklandı, kitaplar yakıldı, aydınlar zindonlara atıldı. Ve işte sonuc. Denebilir ki: Anarşi, ya da doğru deyışle terör, yalnız bizde yok ki? İtaiya'nın durumuna bakınız! Koskoca Aldo Moro'yu kacırıp öldüren şiddet örgütleri var. Dünyanın ner yanında hukümetlerin başına beladır terör.. Doğru değildir bu sav. Türkiye'de terör örgütleri, devlet kurumtarına yuvalanmıştır. Bu yuvalardan temizlenmedikce olayların önü alınamıyacaktır. İtalya'da, Almanya'da ve benzerlennde böyle bir durum yoktur. Ayrıca Türkiye'de bireysel terör, mazlum halk yığınlarım birbirine düşürecek ve kırdıracak sonuçlaro ulaşabiliyor. Cünkü emperyalizmin gudumundeki Türkiyede bir kibrit ateşini bekliyen körinanclar yıllardan beri pompalonmıştır. Malatya olayının bir eşi var mı Batı'da? KONGRE DUYURUSU Derneğimizin ilk genel kurul toplantısı 30 nisan 1978 günü saat 1000'da istanbul Türk Musıkısi Sevenler Derneği. Yeniceııler Caddesı Cennet Apt. Kat 4 Çarşıkopı istanbul'da yapılacaktır. Sayın üyelerimize duyurulur. MERZİFONLULAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ GEÇİCİ BAŞKANI ALİ BURSALIGİL NASAS GÜNDEM: bildirmeleri gerekmektedir. Siiresi içinde bu bilgiyl vermeyen tüzel kişi ortaklarımızın kâr paylarındanKunımlar Vergisi stopajı yapılacağını söz konusu verginin geri istenmesi işleminin tüzel kişiye ait olacağını önemle duyururuz. 1 Acılış saygı duruşu 2 Divan kurulu secimi 3 Gecici yönetim kurulunun calışmaları acıklamalar 4 ibra oylaması 5 Yönetim ve denetim kurulları secimi 6 Dilekler ve kapanış hakkında ajanstfk (Ajanstek: 78/151) 6767 İstanbul Sanayi Odasından 1975 yılı Serbest Sanayici Kotalarının birinci dağıtım (nisan 1978) devresi icin döviz tahsis talebinde bulunacak üyelerimizin Odamız İthalât Şubesinden sağloyacokları döviz istek formlarını, gerekli belgelerle birlikte en gec 28 nisan 1978 cuma günü colışma saati sonuna kadar ithalât Şubemize elden tevdi etmeleri önemle rica olunur. Basın 14514 5753 Sayın Ecevit'in deyimiyle «Türkiye'de demokrasi ve ekonomi, Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalım döneminden çec mektedir.» Bu ıtibarla, bunolımı arttırıcı davranışlardan sakın mak gerekmektedir. Cumhuriyefte Sayın Nadir Nadi'nin 23 mart 1978 günlü «Darboğaz» adlı başyazısının son kısmmda ki şu sözler unutulmamalı: «Si yasal görüş ve Inancı ne olursa olsun insonlık onuruna, de mokrasiye ve düşun özgünuğü ne bağlı tüm yurttaşlar bugün yeni hukümeti desteklemekie yükümlüdürler. Asıl darboğazı ancak böylelikle aşobileceğimizi unutmoyalım.» Ve bu yurttaşlarımız arasındo sayın par lamenterlerin de buluncJuğuna inanıyoruz. Cumhuriyet 675; • • • • • • • • • •• • • • » • • • • »• < • • • • • • • • • » • • • •• • • • •» • Ulusal Bağımsızlık ! için NATO'ya hayır,, Toplantısı • • • • • • • • • • • • • 21 nisan 1978 cuma okşamı saat 20.30'da YENİ TEPEBAŞI Gazınosunda. Katılacaklar: Behice BORAN TİP Genel Başkanı Zelıha BERKSOY Sanatcı Demirtaş CEYHUN Konuşmocı Onat KUTLAR Konuşmacı Rahmi SALTUK Sanatcı Timur SELCUK Sanatcı Kemal ÖZER Sanatcı PARTİ KOROSU ve FOLKLORU.. Davetıveier TİP İstanbul il Merkezı ve Ilce Merkezlerinden t e r r " edilebilir. TÜRKİYE İŞCİ PARTİSİ İl Başkanlığı İSTANBUL |lillllllllllll!!lllllliil!l!llll!llllllllill!lllllillliillllllllllltllllllllliliy • 1 1 Trafik Sigortalılarımıza Önemli Duyuru BAKANLAR KURULU 27 NİSAN 1978 TARİHİNDEN İTİBAREN GECERLİ OLMAK ÛZERE. TRAFİK MALİ MESULİYET SİGORTA LİMİTLERİNİ YÜKSELTMİŞ BULUNMAKTADIR. BU NEDENLE SİGORTALILARIMIZIN ŞİRKETİMİZ MERKEZİNE VEYA ŞUBE VE ACENTELERİMİZE MÜRACAATLA SİGORTALARINI YENİ LİMİTLERE GÖRE YAPTIRMALARINI ÖNEMLE DUYURURUZ. | = • • • » • • • • » » »» • • » • • • • •• • • • •••»• • ••• (Cumhuriyet: 6765 *•• i L N TEL : 49 4910 ADRES : BANKALAR CADDESİ NO : 122 • 124 «GÜVEN» • TÜRK ANONİM SİGORTA ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KARAKÖY İSTANBUC Kravat Diktirilecektir 1 93.000 adet yünlü kravat 25.4.1978 günü saot 15.00'e kadar kapalı teklif almak suretiyle diktirilecektir. 2 Isteyen şartnome ve kravat numünesini Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünde görebilir. 3 Müessesemız ihaleyi yapıp dilediğine yapmakta serbesttir. yapmarrakta veya SÜMERBANK DEFTERDAR YÜNLÜ SANAYİİ MÜESSESESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear