22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EGİTİM.İİ Köy Enstitüleri ve Aydınlar Kımi kuramcılar aydınları Ikıye oyırıyorlar «Ge.eneksel Aydınlar», «Organık Aydınlar» dıye; katılıyoruz. Bunu toplumsal yaşayışımızda da goruyoruz zaten. Ozellıkle Koy Enstıtulerı hareketı buna tarıhsel bır kanıttır, örnektır. Köy Enstıtülerı'nden yetişen aydınlar (oğretmenler) «Organık Aydınlar»dı. Bunlar sınıflanna ve onun orgutlerıne organları aracılığıyla baglıydılar ve işlevlerı gereğı oluşturdukları kulturel ortam ıcınde «Geleneksel Aydınlar»ı da kendı ıçlerınde erıtmeyi, hıc değılse baglı tutmayı amac lamışlardı. Enstıtulerin kopatılması bugune degın bır kısım geleneksel ve coğunlukla da organık aydınlarca tepkıyle karşılanmosına, gelıp gecen sıyasal ıktıdorların eğltıme cok cok onem verdıklerınl soylemelerıne karşın, acılması Içln gırışım ÖĞRETM de bulunmomalart llglnctır Konu hep tartışıimıştır ya da bu duzeyde kalmıştır. Bu tartışmolar lcersınde ikl goruş odağı ortaya cıkıyor. 1 Turkıye'nın sosya| yapısı (bu arada kultürel yapısı), Köy Enstıtulerı'nın acıldığı gunlerdekl sosyal yapıya sahtp değıldır. Bu yuzden acılması hıc bır işlev getırmeyecektır 2 Koy Enstıtulerı koye hızmet goturmeyı omaclayan kuruluşlardı. Bugun de kalkınmaya koyden başlamak gerekir. O holde aCilmalıdır; ama eğıtımın gunumuzde aldığı ıcerık ve boyutlar dıkkate oiınarak . Her nısan ayında, kalkınmamıza, eğıtım yapımıza, aydmlorımıza bakıp Köy Enstıtulerı'ni büyük bır saygıyla, şükrania, degerbılırlıkle anmamak elde değıH Şu günlerde kuruluşunun 38 yılını kutladığımız Koy Enstıtulerı, halktan gelen aydın (organık aydın) sayısına büyuk bır kaynak olmuş, eğıtımımıze, edebıyatımıza, folklorumuza, duşun ve bılım tarıhımıze yadsınılması olanaksız pek cok değerler katmıştır Hlkmet ALTINKAYNAK Şükran KETENCİ MEHMETCIK MEHMET BAŞARAN Tonguç'un ilköğretim taslağı bugün de geçerli ZORUNLU ÖĞRENiM CAĞINDA BULUNAN COCUKLAR, DEVLET OKULLARINDAN BAŞKA, OKUL VE DERSANELERE DEVAM EDEMEZLER.. Tonguç'un, ölumunden bır a/ once 27 Mayıs devnmı yapılmış ve o, Mılli Bırlık Komıtesı'ne aşoğıdakı İLKÖĞRETİM TASLAĞl'nı sunmuştur f1 ilköğretim mecburi ve parasızdır. Yedı yoşına basan kızerkek her cocuk onbeş yoşını bıtırınceye kadar layık ılkokula, teknık okullara ve kurslara devam etme/e mecburdur 2 Mecburi oğrenım cagında bulunan her cocuk oğrenım suresınce aşağıdakl haklara sahıptır a Ha/at okuluna mahsus ılkelen uygulayabılecek oğretmenlere kavuşmak b Sağlık koruyucu ımkânlar elde etmek. c Modern bır okul bınasında okumak ve eğıtılmek d Kıtaplıklardan oğretım oraclarından faydalanmak e Oğrenım suresı ıcınde taşıt araclorından parasız fayda'anmak 3 llkeğıtım oğretım kurum larının amacı, oğrencılerı Turkıye nın ıctımaı ve ıktısadî bünyesıne en uygun bır yolda cumhunyetcı. layık yurttaşlar olarak yetışt rmektır 4 llkoğret.m kurumlarında sınıflorın oğrencı sayısı ellıden fazla olamaz Bu kurumlara devam eden oğrencıler yılda en az ıkıyuz gun oğrenım gorurler Gunluk oğrenım suresı beş ders saatınden az olamaz 5 Mecburi oğrenım cağında bulunan cocuklar devlet okul larmdan başka okul ve dershanelere devam edemezler 6 Bakılmaya muhtac kımsesız cocuklar mecburi öğrenımı tamomlayıncayo kadar devletce eğıtılırler. 7 llkoğretım mosrafı devlet, ozel ıdare, beledıye ve koy butcelerıne konulacak odeneklerle ve devletce kabul edılen yardımlarla karşılanır 8 Her normal Turk yurttaşı hangı zumreden olursa olsun ıstıdat ve kabılıyetıne gore. her derecedekı okullarda oğrenım gormek hakkına sahıptır 9 Her oğretmen modern eğıtım ılkelerıne gore coğretme hurrıyetune sahıptır. 10 Mecburi oğretım kurumiannda devletın dılmden başka dılle oğretım yapılamaz. 11 Yetışkın halktan okuma /azma bılmeyen her yurttaşın okur yazar duruma gecmesml sağlıyacak halk eğıtımı kurumlarına başvurmak hakkıdır. 12 Koylerde ve köy karaktennde olan kasabolardakı halk, oturduğu yerlerın ıhtıyac ve ozel hklerıne en uygun layık ılkoğretım kurumlanna başvurmak hak kına sahıptır 13 Sıyası partıler mecburi oğretımın. halk ve meslek eğıtımının. sanat ve bılım alanmdakı cohşmaıarın hızını engellıyecek teşebbus ve hareketlerde bulunomazlar » Tonguc un bu önerılerl daha sonra cıkarılan 222 soyılı llkoğretım ve Eğıtım Yasasının ıskeletını oluşturmuştur. İNCELEME ANI ARASTİRMA " Sapık düşünceleri kendinize sakîayın, sevdiklerinize kavuşmak ! istiyorsanız,• • MLtfağa gıd p de, hırpalanma\an yok cunku . Buyuğu, kucugu kızıyor karantınadakılere . «Karavanaya!» dendığınde, az kalsın duşurup gozluğunu kıracaktı Turan Bır gıdışı vardı kı... Mutfagın onu kalabalıktı Yer lılerın ardından gırecektı karantınodakiıer beklemek zorun daydılar. Kumenın en ardında dıkılıyordu Turan Keskın bır bağırışla sarsıldı tumu «Hey! ahırda mı sandınız kendınızı be esseek herıfler1 . Copulcu alayı mısınız siz? Ağzınızdan gırer burnunuzdan çıkarım ha1 .. Tozlukları duşuk bır «potastı » «Gelişinizl gormedlk paşom» dcdı bır ses «Vay blr de karşılık ha'' Kım o hergele 7 Benımle dalga geçecek olan anasınınkınden çıkmamıştır daha . » Toparlanıp duruşlorını duzeltenlertn uzerierıne atıldı Cok kızmıştı Allah yaratmış demeden yapıştırıyordu sılleyı. Durzunun, pezevengın ogluna bakındı be1 «Paşam» dıyerek tıye alıyordu onu herkesm onunde Potas dıye, saymamaqa kalkışıyordu yahu 1 ... Ezmelı/dı boylelerının kafalarını... Turan ın onune gelınce, şaşıraı havoda kaldı elı... «Vaaay1 Demek sen de buradaydın? Belkı de sendin alaya kalkışan. Belıne tekmeyı vurmaları yetmedı demek? Şimdı de cahıl msanlorı uste ıtaatsızlige teşvik ediyorsun ha 7 » Turan ın benzı gectı Korktu gu başına geimıştı Hasanoglanlı Yoz du karşısındakı Mus tafa oglu Mustafa'nın adamı Derse kalktı mı boynunu one uzatır ıkı yana bakar, tısıldar gıbı konuşurdu guclukle Dolap kırıp kıtap calanlara yardmı ederek, goze gırmeye cahşıyordu. Karabekır'lere verılen ıhbar lıstesıne ımza attığı da soylenıyordu «Hey! sana diyorum şer kafa!..» Birden tepesi attı Turon'ın. Aylardır ıcınde buyuyen hınc yumruklaştı. tum gucuyle yuzune ınıverdı Yoz'un . Sallandı, sersemledi Yoz, Turan'ın uzerıne atılmak ıstedı. kasıklarına ınen bır tekmeyle dengesını yıtırdı bu kez, boylu boyunca comura uzandı .. Alcapınar calkalonıyordu «Analar neler doguruyor ya hu!. Dunya boş degıl be . Tum ağzı bozukıarın aklını başına getırmelı bu .» «Bız de ana baba evladıyız be! Mevkı rutbe sahıbı olamadıksa, gunah bizım mi?» Anlatıla onlatıla bıtırılemıyordu Nur olsundu şu Mılas'tan gelen gozluklu'nun ellerı Bır goruşmede karara bag landı bınbaşıca dava Bır su cu kastı yoktu Gozluklu'nun kendısme vurulacagı sıra y j zunu sakınmıştı sadece ayağı kayarak yere duşmuştu oburu Gorenlerın tanıklığı hep boyleydı «Ağır tahrik» de var dı sonra . Bır hafta hapıs verıldl Turan a Donusurde, sesını Koca Velı'ye benzeterek anlatı/ordu «Anam avradım olsun, tırnak kadar gorunmedi gozume. Bıraksalar umuğunu sıkacaktım pıçın. Hangınız olsa, olacagı buydu. Pıssaydım, kimbllır nasıl horozlanmağa kalkısacak, ne haltlar karıştıracak tı Kolay kolay agzını açamaz bundan sonra » Karantıra suresı dolunca, ko/ alanmdakı buyuk yapının onune goturulduk. Uzun boylu bır subay .elındekı lısteye ba ka baka dagıtımımızı yaptı. Suleyman la Turan Akcapınar'da kalıyor, ben Debleke'aekı mustakıl tabura gonderilıyordum. Komutan tepeden tırnağo suzdu ucumuzu de «Burası Akcapınar» dedi, «Mılas'a benzemez Unutmayın, koğuslarda da gozumuz kulağımız vardır Sapık duşun celerınızı kendinize sakîayın. Sevdiklerinize kavuşmak istiyorsanız tabıi.. Hadl yallah!» YARIN YUZBIRLİ Hova ynğıslı, soğuk Çadırlarda karantınadayız Çevremı zı kuşatan dıkenlı tellerın dısı yasak Alayın barakoları epı=y aşağıda Kırk ellı kışı, dar bır alanda mahpus gıbıyız Gene de, hemen bıtmesmı ıstemıyoruz surenın Karantına sırlta şu kadar yukle dağda bayıraa koşmakton sıkı eğıtımden ı\ı cunku Gelışımız bır «olay.ı Akcapınor'da Gozler bızde Eskıler. tehlıkelerı goze alarak okşam tenhalığında sokuluyor «hemşehri» arıyorlar haber so ruyorlar merakla Akcopınar a gore, buyuk yerden gelıyoruz ne de olsa . Korka cekıne konuşuyoruz uzun uzun Duyduklarımız u~kutucu Burdakı alayın kenoısı de, bılmem hangı nedenle cezalıymış Bır omur torpusu yer onlara gore Her yanlara uzak Pazar gunlerı bıle gıdebıleceklerı kendılerınden uzak laşabıleceklen bır koşe yok Koy koşullarının ağırlığı yetmıyormuş gıbı. baştakıler de... Adı Delı Halıl'e cıkmış bır yuzbaşı dışında . Kul rengı gokyuzune pırenlık kırına bakıp «Gel tezkere1» cekıyor mıllet «Dağıtımda Debleke'ye dusmemege bakın, orası buradan da beterdir» dıyorlar «Bır Azraıl Namık'ları vardır, elıne duşene Allah selâ met versin . » Daha ılk gunden, adının umdurduğu «aklığı», ferahlatıcılığı, yıtırıyor Akcapınar Kırlı corap, postal kokan cadırlar, ıcımızı daraltıyor Ot yataklar, havı dokulmuş battanıyeler uzerınde. buzülup duruyoruz has talar gıbı Aklımız, geldığımız yerlerde. Ah be1 erikler cıceğe durmuştu Mılas'ta. Son kafıleydık bız Haylı rahattı yolculuğumuz Ozel bır sıkı uygulanmadı Obur erlerle, ustu kapalı kamyona doldurulduk, Muğla ya oradan da Aydın'a . Ama Altındış'ın «Kovuğuna» değıl Muğla'dakı surgunlere rastlayabılmek, onlara uzaktan da olsa, el sallayabılmek Icın cırpındık, ama olmadı Kenarından gecıverdık kentın Evvelce kaldığımız barınakların yöresi bomboştu Haberlerı olsa, blr yolunu bulup cıkan olurdu yola... Ama, ne bılsınler... Halıller, Toyde şına dızılıverıvoru7 yan yana Temızlenmek yuzumuze bır a vuc su serpebılmek bır soruı Tıtreşerek dar atıyoruz kenriı mızı cadırlara Akşamlara degın. kuru dıken tohumları gıbı goz tırmalayan sapla samanla ortulu kerpıc evlere cansız koye bok dur gayrı . Hasanoğlan'ı anımsıyorum hep Savas yıilarında Trakya boşaltılınca oroya gccmuştu Kepırtepe Kımımız koy camıı na, okula, kımımız de. cadırıa ra yerleşmıştık Anadolu yu ılk goruşumuzdu Bırbırıne abanmış toprak domlı evler, ufarak kavruk yuzlu ınsanlar ve gozalabıldığıne bozluk .. Bır ımecedır basladı Koye ceşme, camasırlık, Yunak yapıyoruz once Sonra Istasyona ınen duzluğe vuruyoruz kazrra ları... Ekıpler gelıyor Cılavuzdan, Çıfteler'den, Pazaroren den .. Yüksek Denizcilik Okulu'nun akademi olması isteni/or 4915 sayılı kuruluş Yasasına dayanarok oğrenıme devam eden Istanbul'da kurulu Yuksek Denizcilik Okulu'nun Akademi statüsune kavuşturulması yolundakı calışmaların, Türk Denizcilik cevrelerınce olumlu bıcımde karşılandığı oğrenılmıştır Türk Denız Tıccretı Fılosu'na yetışmış eleman sağlayan tek kuruluş olan Yuksek Denizcilik Okulu'nun. Akademi halıne getırılmesı konusu uzun bır suredır gundemde bulunuyordu. 12 1 1977 gunü Ulaştırma Bakanlığı bütcesı. Butce ve Plân Komısyonunda konuşulurken acılan ayrı bır oturumda da tDev let Denizcilik Akademlsl Yasası» tasarısı gorulmuş ve tasarı butunu ıle kabul edılerek, Meclıs gundemıne gırmıştır. O zamandan bu yona, tasarının Kanunlaşması yolunda hıc bır olumlu adımın atılmadığı da gozlenmektedır. Yüksek Denizcilik Okulu'nun yetıştırdığı elemanlar ıle Turk Denız Tıcaretı Fılosu arosındo bır arz talep dengesızlıgı oldugu goruşunu savunan Denizcilik cevrelerı, «Bu dengesızlıgın gıderılmesı, Okulun bır an evvel Akodemı statüsune kavuş turulmasına bağlıdır» şeklınde acıklamalarda bulunmuşlardır Okulun gectığımız yıllar ıcınde ortalama olarak 50 kışı kadar bır kontenıon ıcınde kalıfıye eleman mezun ettığı ve buna karşın Fılonun ıstemının yılda 150 olarok belırdıgı de verılen ornekler arasındadır Konuya ılışkın olarak bır acık lamada bulunan Istanbul Tıcaret Odası Denız Tıcaretı Danışmanı Kaptan Necmettın Akten, Norvec Ingıltere ve Japonya'da «Denizcilik Fakulteleri» kurulduğunu bıldırmış ve «Bundan amac ekonomik çıkarları kollayacak ve deniz taşımacılığına çekirdek eleman yetiştlrecek Akademik eğltimin oluşturulmasıdır» şeklınde goruşlere yer vermıştır. Öte yandan, Yüksek Denizcilik Okulu Mezunları Derneğı Genel Başkanı Koptan Kâmıl Atay da, okulun bır an once Akademi şeklıne sokulmasını ıstemış ve «Entegre bir oğretimin egitım ve araştırma kurumu Ile sağlanmosı olanağı vardır. Bunun içinde Akademlk ozgürluğunun sağlanması gerekmektedır» demıştır. Okul oğrencilerının ders dışı 1 eğıtım kaynal larının hemen hemen tamamen İngılizce olarak yayınlanmış olması da, oğretımın İngılizce yapılmosını gereklı kılmaktadır Bına yetersızlığı ıcınde bulunan Okula 1974 yılında ek bır bına yapılmak ıstenmış, bu ış ıcın de 78 mılyon cıvarında bır harcamada bulunul muştur. Ancak bu gırışım de so nucsuz kalmıştır. TÜBITAK'ın şubat 1975 yılında olusturduğu bır çalışma raporunda ıse Y D. Okulunda oğrencl başına 5 met rekare cıvarında bır ınşaat düş tuğu belırtılmıştır. Aynı raporda bıldırıldığıne göre, bu oran orneğın Doğu Almanya'da 150 metrekaredır. Mahmut ŞENOL Birden tepesi attı Turan'ın. Aylardır içinde büyüyen hınç yumruklastt, tüm gücüyle yüzüne iniverdi Yoz'un Gercekten yaşadık mı o gun len''. . Barınaktakılerle birlikte bırkac Enstıtuluk kışıyız şurado «Hadı1» dense kısa surede yep yenı bır koy yaratabılırız, ama ne care ellenmız ışe yaramıyor ışte .. «Bırak şimdi hayoli» dıyor Turan, «duydunuz mu, Muğladakiler de dağıtılmış» Çıkarıp gozluğunun camlarını sılıyor dıkkatle «Birazı Canakkale'ye, birazı da Gonen'e gıt Ege Üniversitesi için öğretim ü/esi aranıyor Ege Unlversıtesıne bağlı Fakulte ve Yuksek Okullarda öğretim acığının kapatılması ıcın yurt dışında surdurulen gırış.mlerden, tHayat Pahalılığı ve paranın olım gücunun düşuk olması» nedenıyle olumlu bır sonuc alınamadığı ıleri sürulmuştdr. Ege Unıversıtesıne bağlı bazı lakultelenn dekanlan ıle rek. torluk yetkılılerının oğretım uyesı acığmın kapatılması ıçın. gırışımlerde bulundukları oğrenılmıştır. Alınan bılgıye gore, sozleşmelı oğretım üyelığı gorevını kobul eden yabancı oır bılım adamınm yaklaşık 12 bın lıra brut aylık verılmektedır. Yobancı bılım adamlarının ele gecen mıktann azlığı ve alım gücunün düşüklüğu nedeni ıle cağrılan kabul etmedıklerı oğrenılmıştır Ote yandan Ege Onlversitesinın bünyesınde yenl ocslan bolümlerle artan oğretım üyesi ıstemınln gızlendığı ünlversıte de gorev olmak fsteyen Türk bılim adamları, öğretim gorevlılerıne ve okutmanlara kapıların kapalı tutulduğu ballrtılmektedır. BÜROKRASİNİN BÖYLESİ! İkl yıldır Bltlis'ln İkl kazasında (önce Adll cevaz, sonra can güvenslzliğl nedeniyle Mut ki) oğretmenlik yapıyorum. Eşlm de oğretmen ve bu yaza askere gltmesl kesln. Birkaç aylık çocuğum bir yanda, ona bakıcı olarak getirdiğim 86'lık babaannem ote yanda; duşunuyorum gelecek öğretim yılı ne yapacağım bu kuş ucmaz, kervan cok az ge cer Anadolu kasabasında?.. İkl yılı dolduran oğretmenler tayln İçin dilekce verebilir dendi. Sevindlk, gelecek öğ retim yılına memleketlme yakın bir yerlerde calışırım diye: Hem, blrer ay onbeşer gunlu ğune yakınlarımızı getlrtme olonağımız olur bebeğlmize bakmak lcln, hem kreşler ya da bakıcı kadın bulablllrdik o zaman. S . n c ' r bonazımızda kaldı, derln düsüncelere daldık: Ne yapacağız gelecek kış?.. Ortaöğretim öğretmenlerinln taylnlenyle llgill 30. madde G Özur Grubunu oluşturuyor: <Bu özur grubundan muracat edebllmek için, 31 Temmuz tarihl Itlbarı Ile; köy, kasa ba ve ekll listede (kl Bltlis ve llcelerl bu lıste lclnde bulunuyor.) gosterllen llce vs II merkezlerlnd» calışanlardan toplam İkl yıl calışma şortı aranır.ı Oysa 1976 yılındakl ortaöğretim öğretmenlerlnin kuraları, 4 Ağustosta, «Bozkurt Ayvaz!» ulumaları altında çekılmişti. (Sozde kura: Komando kafalılar, ad ad okunarak ay rı bir blnaya cağrılmış, geri kalanlar Doğu' nun en unutulmuş bolgelerine surulmuştu. Ni tekim gecen yıl 600 oğrenclli lisede beş ma tematlk oğretmenl birlikte calışmıştık. Edebl yat, Turkçe, İngılizce, Resim, Beden, Felsefe oğretmenl hiç yokken) Anımsadıgıma gore her yıl kuralar Ağustosta çekilmekte. Eee, 31 Temmuz koşulu ne oluyor o zaman, kuralar Ağustosta cekilıyorken? Haziran Temmuzda okul biter bitmez kendiliğinden goreve de boşlanmaz ki, 31 Temmuz koşuluna yetişebilsin oğretmen Barl, şunun adı dogru konsun: Ya <üc yıl» densin açıkca. Ya da «iki öğretim yılı», olmazsa «31 Ağustos» kaydıyla, durum benim durumumdaki umarsır, umutsuz oğretmenlerin lehine duzeltilsln. 31 Ağustos, sanırım, öğretim yılına az blr zaman kalacağı Icın sokıncalı olabılır O zaman, «ikl tum öğretim yılı» koşulu pekâlâ benimseneblllr. Haflze DARA Haklar çiğneniyor 1803 Sayılı Af Yasasının bazı bentlerı Anayasa'ya aykırı gorulduğu ıcın Yasama Meclıslerınce tekrar ele alınmış ve yasa yururluğe gırmıştır. a) Her ne sebeple olur olsun kaydı sılınenler. b) Kendı ısteğl üzerıne cyrılanlar, kanunun yürürluğe gırdığı tanhten ıtıbaren üç ay ıcınde Yuksek Oğrenım kurum larına başvurduklan taktırde ka yıtları yapılır dendığı halde, oğ rencıler yasal haklarını kullona mamakta, kayıtlarını yaptırama maktadırlar «Hukuk devletl» sozcüğunu oğzından duşürmeyen Yüksek Öğretim Kurumlorı yönetıcılerlnın yasal haklorını kullanmok Isteyen öğrenclîere h'C blr yanıt vermemelerinl na acıklamalı? Erkon ŞEN = ıl Ayrıcalık kalkmalı Bız yenı ılkoğretım müfettişlıgıne atanan mufettışler olarak eskı mufettışlerle aynı hak lara sahıp olmak ıstıyoruz Şoy le kı 1975 martına kadar ılkoğretım mufettışlığı yapmış olanlara 1 bır derece verıldığı halde, bu tarıhden sonra mufettış olanlara bu hak tanınmamaktadır Bu ayrıcalığın onlenmesı gerekmektedır. Yıne cok onemlı bır sorun da Bakanlık mufettışlerıne verılmekte olan yıi gıderleri ceklerının İLKÖĞRETİM MUFETTIŞLERINE DE verılmesıdır Cunku, odeneklerın gelmedıg1 anlarda mufettış kendı parasından kullanmakta bu da but cesını sarsmakta ya da müfet tışın zor durumda kalmasına neden olmaktadır Mılll Eğitım Bokanlığımn konuya egılmesınl beklıyoruz İlhaml GÜNEYKAYA mırler, Koca Velıler, Elmasyazarlarla goruşmeyı dertleşmeyı bı ozlemıştık kı... Aydın'dan sonra hep trende . Mehmetcık Mehmet, Mehmetcık Mehmet ve gece . Bandırma Iskelesınde bır saat kadar bekledık Denızı, va purları, kaynaşan kalabalığı gormek, yureklerımızı oynattı . Sıvıllık. suründu surundu gectı yanımızdan Bız de bır gun şuradan elımızı kolumuzu sa1laya sallaya, yolcu olabılecek mıydık?.. Kalk borusuyla eklemlenm catırdayarak doğruluyorduTi sabahları Romatızmalarım sıkıştırıyor Bır de hasta olursak Cadırların yırmı, yırmı be? odım ılerısi sahra helâlorı ACiğa kazılmış çukurlarm bamiş galıba .. Biri selâm gondermiş bize ya, Holıl mı, Elmasyazar mı, cıkaramadım Bel kl de amcaoğludur bizım. Ama o, muhabere Topcu varmış Gonen'de...» Suleyman ın suskunluğu suruyor. Eskılerın «Yeni gelen «potaslar» bile sıcıyor ağzımıza» demelen, urkutuyor onu. «Potos» dedıklerı bızım donemın yedek subayları Ya bır Hasanoğlanlı. hem de Atsızcı 9 cıkarsa karşımıza Aydın'da karşılaştığımız o uc yıgıde ben zer mı hepsı .. «Aldırmaaa dıyoruz, nemlz \ıar utanacak? Adamsalar . Yok, degılseler, essek kova'asın analarını.» Dı/oruz ama knrovana sırosı yoklcştıkca el.mız ayoğımıza dolanı,or.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear