23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKt CUMHURlYET 12 NtSAN 1978 A i ı n ı n i n getirmek Istediği duzen değişiklii nln arac arl b i r U HI ^' ' ' sıyasalar bütünlüğü ıcinde partinin 1973 Seçim Bildirgesinde ve 1976 yılı programmda yer aimıştır. «Köykentler», «Halk Kesimi» ve «Özyöneîim» oıarak somutlaşan bu oraclann, geniş halk kitlelerinin özlemlerine yanıt verme ereğine yönelmesine karşın, içerikleri ve oralarındaki ilişkiler şlmdiye değin halka yeterince anlatılıp, acıklanamamıştır. Örneğin, CHP'nin, kırsaı alanda gercekleştirmek istediği düzen değişikliğinin en baştc aracı olarak önerdiği «Köykentleri» ele alalım. Köykentler, köydeki üretim bicimini va ilişkilerini değiştirmeyi, kent uygarlığını köye götürerek kırla kent arasındaki ve yöreler arasındaki gelişmişlik ayırımlarını azaltmayi amaclayan bir tasarı bicimjnde sunulmoktadır. Kırsal alanda yaşayan nalkın özlem ve alışkanlıklanna en uygun yaşam bicimi olduğu belirtilen bu tasarmın, ana yapısal niteliği gereği kırsa' toplulukları cok yakmdan ilgilendirmesine karşm. halka ve özellikle kırsal kesime gereğince ccıklandığı söylenemez. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER «analleşeblTecektlr.. Her köylü ollesl sağlanacak ulaşım olanakları İle köykentlerle sürekli bağlantı kurabilecektir.» Görüldüğü gibi köykentler proıesi ile vcrılmak istenen şey, köylüleri yurt icinde ve yurt dışında uzun mesafeli goçlere suruklemek değii, iher türlü uygarlık olanaklarını köyle kent arasında daha hakca dağıtıp, kırın iticıliğini azaltarak kentleşme olgusunu yönlendirmektîr. Güdülen amaç, köylü ailesinin gelir kaynaklarını çeşitlendirmektir. Köylü ailesinin, yalnızca tarımsal eylemlerden değil, işleyim ve ticaret alonlarında da gelir elde ederek daha yüksek ve güvenceli bir yaşam düzeyine geçmesi düşünülmek'edir. Bunun icin de, sozgelimi bırbirıne yakın 8 10 cevre köyün orîasmda kurulmuş bir köykent fabrikosında, geniş köylu ailesinin işsiz morıina! üyelerinin, günün belli saatlerinde calıştıktan sonra. sağlanan ulaşım kolaylıkları ile tekrar köylerine dönmeleri tasarlanmaktadır. Aynen, Istanbul ya da Ankara'nın belli bir semtinde oturup da. uzakca bir semtinde calışanlar gibi. Üstelik, cocuğunu okutmak, hastosını baktırmok. tarımsal girdiler almak vb. gibi şeyler icin de büyükce kentiere gitmek zorunda kalmayacak köylü. Bu hızmetler köykent merkezlerince bulunacak. Işi... olamaz; kapitaiist ılişkilerin bütünü icinde yerini alır; egemen sınıfın çıkarlarına dönük parasal çarkları çevirir. Ancak seımaye düzeninde de olsa, daha adaletli bir vergi duzeni rtemokrctık toplum yolımda bir aşamadır. Türkiye'de vergi tiuzsni, sarovıleşmiş kapitaiist toplumlara benzemiyen bi bcşıbozutiuğu yansıtmaktadır. Bugünkü toplumda avukaî, doktor, muhendis, vb. serbest meslek erbabı, isterse hic vergi odemez. Bu kesimde en kuçuk bir denetim yoktur. Toprak ağalarına şimdiye dek hicbir hukümet el suremerpiştir. Çunku ülkemizdeki parlamentoculuk, koku dışarda sermayeci ile toprak ağası ittifakından doğan siyasal iktidarların tekkesi olmuştur. Sermayenin büyük kumpanyaları son yıllarda vergi verir gorunmektedırle/, orna bunlar da «vergi iadesi, gümrük muafiyeti» gibi yöntemier kullanarak bir elle Hazineye verdiklerini öteki elle geriye alırlar. Ve ortada kalır eınekçi sınıfları... İşci ve memur, gelir vergisinın yüzde 65'ini öder; yoksul halk yığınları doloylı vergüerı ustlenir. Eli yüzü düzgun bir kapitalizmde vergi düzeni kuşkusuz böyle olmaz. Türkiye bir yanda tüketim ekonomisine ve lüks furyasına iiilmıstir; öte yanda vergisiz ve haksız kozanç sohipleri vur patlasın çal oynasın toplumun tepesinde tepiniyorlar, hur vurup harman savuruyorlar. •*• Halka Gereğince Açıklanmalı Dr. H. Sami GÜVEN Bu boyutlar, köyün ve köylünün üretimini arttırmaya, temel üretim bicimini ve üretim ilişkilerini değiştirmeye yönelen bir Toprak Reformunu, onunla birlikte geliştirilecek yaygın ve demokratik bir üretim kooperatifciliği devinimini ve bütün bunları destekleyecek bir kredi düzenini icermektedir. Kaynağın kırsol alanda ve onu üreten ellerde toplanmasına ve değerıendirilmesine olanak verebilecek bu yapısal düzeltimler, hic kuşkusuz eKonomik baskı oltmda ezilip, göce zorlanan kırsal toplulukların özlemlerini yansıtmaktadır. Köykentler gibi, kalkınma ile ılgili kararlarda köylünün söz ve öngörü sahibi olmasını ve ürettiğinın karşılığını tam olarak almasını amaoloyon projelerin, kırsal kesimce benimsenip. etrafında örgütlenmeleri değin olağan birşey olamaz. Yeter ki, kendilerine iyi anlatılsın, acıklansın. Kolkınmayı köylüden başlotmanın gereğine inanan ve bunu hükumet programmda da vurgulayon bir siyasal iktidarın, geniş kitlelerın yararına olan köykentler gibi tosarılannı halka yeterince anlatomaması, bu konuda gösterdiği tutukluk, hiç kuşkusuz karşıtlarının işine yaramaktadır. Bunlor, kamuoyunun onüne sık sık çıkıp. «Ey köylü goc var. Pılını pırtını toplayıp muhacir köylü durumuna gececeksin. Evinden ve köyünden oiacaksın...» diye, köykentlerın felsefesine taban tabana ters düşen yergilerde bulunabilmektedirler. Köykentlerın, Türk köyünün gercekleri dışında ve zora dayalı rejimlerde uygulanan projeler olduğu yolunda tutorsız sovlar ileri sürerek, kamuoyunu yanıttmaya calışmaktadırlar. Oysa. köykentlere karşı olan aynı cevreler, köylünün karşısına cıkıp da «Kentte ne varsa. köyde de o olocaktır» diye söylevler verdikleri zaman, eğer bunu gercekten inanarak söylüyorlarsa, kendi kendilerini celişkiye düşürmektedirler. Cünkü. bunlar forkında olmadan, biüncsiz de olsa köykentlerden söz etmektedirler bir bakıma. , aynı zamanda Türk köyünün ve köylusünün somut gerceklerini de yadsımaktadırlar. Çünku, köykentlerin kırsal alanda gercekleştirmek istediği düzeltimlere karşı cıkmok demek. aslında Turk köyünü susuz, elektriksız, okulsuz ve fobnkasız, köylüsünü de ışsiz, gelirsiz, okumasız ve sağlıksız bırakmak demektir. Kırsal alanda, köylünün yarattığı üretim artışını bir gelir artışına dönüştürmesini engelleyen aracı tefeci duzeninin onanması demektir. Bu, kaynağın kırsol alonda ve onu üreten ellerde toplanmosına ve değerlendirilmesıne karşı cıkmakla eş anlamlıdır. Bu, kırsal aianda cıkarları geniş halk yığınlarınınkilerle çatışan feodal kaimtıların. ağo ve şeyh gibi ortacağ ortığı kurumların, 1970' ler Türkiye'sinde hâlâ yaşamlannı surdurmelerınin onanması onlamına gelir. Aslında, bütün bunlarm yolactığı ekonomık baskı, köylüyu köyünden ve evinden uzakiaşmaya zorlayan etkenlerdir. Gercekten de, şimdilerde yurt dışında yaklaşık bırbucuk miiyon işcimız bulunuyor. Bunlardan %65'i koyden, kırsal olandan cıkmıştır. Neden bunlar pılısını, pırtısını toplayıp «göcmen işçi» olarak üc beş bin kilometre uzaklıklara, gurbetellere iş aramaya gitmişlerdir? Neden kendi köylerinde. evlerınde ve yurtlarında borınamamışlardır? Nedenini bilimsel araştırmalar. %91.6 ile «gecim sıkıntısı» ve %7.1 ile de «işsizlik» etmenlerj olarak acıkca ortaya koymuştur. Görüldüğü gibi, kırsal alondaki ekonomik boskı, en onemlı göc nedenidir. Işte Köykent tasarısı, kamuoyuna yapılan kimi yanıltıcı ocıklamalorın tam tersine, köydeki ekonomik baskıyı azaltıcı bir dizi yapısal önlemlerle koyluyü koyunde tutmayı amaclomoktodır. Bu amac. CHP'nin 1976 Yılı Programmda şoyle acıklanmaktadır: «Amaç, bütün köylülerin kendi kfiylerinde, evlerinde ve tarlolarında tum uygarlık olanaklarına, ışığa, suya, yola ve her türlü kamu hizmetlerine ve üretimini arttırabllmesi ve gelirini yükseltebilmesi icin gerekli tüm araçlara, gereclere en kısa sürede kavuşmasıdır. Böylece, Türk köylüsü göç zorunda kalmaksızın kentlileşebilecek, çevresinden ve toprağından kopmaksızın B ilimsel sosyalizme göre insanın ınsanı sömürdüğü bir duzende ucret gibi vergi sistemi de adaletli Halkın Katkısı Gerek Oysa, halk kesiminin kırsal alandaki bir uzamasını oluşturması, köylülerin dağınık guclerini birleşmesi beklenilen köykentlerın başnrısı herşeyden önce, halkta, öz kaynak ve olanoklarını ortaklaşa girişımlerde devinıme geçirici psikoloiik bir ortom yaratılmasına bağımlıdır. Bu da ancak, rıalkın kendi yararına olan projeleri yakmdan tanıyrp bilmesini ve benimsemeslni gerektirir. Kırsol topluluklardan kendilerine iyice acıklanmamış projeierde örgütlenmelerini beklemek olanak dışıdır. Gercekten de, gecmişte uygulonan, «Toplum Kalkınması», «Köy Birlikleri», «OrneK Koyler», «Merkez Köyler» vb. gibı köye yönelik çalışmalar, yukarıdan aşağıya doğru empoze edıldiği ve yeterince acıklanmadığı için kırsal kesınr deki halk tarafından benimsenmemiştır. Varotan toplumsal yapıyı gözönunde tutmadan ve köylunun öz girışkenlığinı ortaya koymasına olanak tanımadan uygulanmak istenen bu calışmalar, kırsal alandaki yapıyı değiştirememış ve değişikliği geniş koylü kitlesine ulaştırmada başarı Kazanamomıştır. Gecmış deneyimlerin gösterdiği şey. halkın, gercek katkısı olmayan yapıtlon benımsemedığıdir. Bu calışmalarda uğranılan başarısızhğın en önemli nedenlerinden biri de, kırsal alanda temel yapıya dokunan önlemlerle desteklenmemış olmalarıdır. Kırsal alandaki ana üretim ve mülkiyet ilişkilerini değiştirmeksizin, salt köylüye hizmet götürme yönüyle soruna yaklaşılmıştır. Ancak, köykentlere baktığımızda, gecmişte uygulanan ve kırsal alonda başarısızlıkla sonuclanan bu projelerden ayrık, temel yapıya dokunan kimi boyutlar taşıdığını görmekteyiz. Köy Yakınında Baca... Eğer bunlar gercekleştinlebilirse, ekmek parası için ayrıcalıklı çolışma koşullorında horlanma pahasına, bınlerce kilometre uzakhkta Köln'deki, Sidney'dekı yabancı fabrikalarında calışmaya giden koylumüzun, kendi yurdundakı, köyu yakınındaki, kendısinin de ortak olduğu bir köykent fabrikasına gıtmeyeceğıni varsaymak, en azından kırsal Türkiye'nin kimi gerceklerini görmezlikten gelmektir. Köyü yakınında bir baca tüttüğünü görmek, kuşkusuz köylünün ve yurt dışındaki işçının en yüce özlemidir. Yüzyılların savsanmasına uğrayan, sorunları tutucu güçlerin işgal ettiğı siyasal iktıdarlarca süreklj olarak engellenen Türk köyüne ve koylüsüne karşı gercekci olmonın zamanı çoktan gelmiş ve gecmıştır bile. «Koykentler bir göc projesidir» diye kamuoyunu yanıltmaya calışmak, kırsol Türkiye'nin gerceklerini görmezlikten gelmektir. Bugun köylu. kendi girişım ve oyuyla önemli şeyler yopılobileceğini anlamtş ve bunun bilincine varma eylemi icindedir. 1970' ler Türkiye'sinde köylüyü artık yazgısiyle başbaşa bırakmak olanak dışıdır. Kırsal alandaki temel yapıya dokunan, köykentler gibi koye ve koyluye dönük uygulamalar, kırsol topluluklara iyıce anlatılmalı ve onların akcalı olanaklariyle, işgucleriyle ve özgirişkenlikleriyle bu tür projelerde örgütlenmeleri sağlanmalıdır. Öylelikle, değişikliği geniş kitlelere yaymak ve kırsal Türk;ye'nin sorunlarını cözmek kolaylaşocaktır, Asıl Zorlayıcı Etken Köykentlere ve onun yöneldiği ereklere karşı cıkmakla, yalnızca kendi söylevlerini değıl, Ecevit Hükümeti şimdi yeni bir vergi düzenlemesinin hazırlığını bitirmiştir. Nasıl düzenlenir vergiler? Eski vergi oranlarını udalet yolunda yeniden ayarlıyarak ve yeni vergiler koyarak. Ülke öylesine bir noktaya gelmiştir ki başka türlü yürümeye olanak yok. Ama bizim boyalı ba sın şimdiden kıyamet borularını uflemeye başlamıştır: Eyvah! 50 milyarlık vergi yukü geliyor, yandık... Peki, bu vergileri kim verecek? Millet verecek... Yok canım? İşte böyle durumlarda «sınıf» kavramının önemi elle tutulurcasına ortaya cıkcr; «Sınıf yok, millet var» diyenlerin art niyetleri beili olur. Maliye Şubelerinin kapısında «Kendini vergilendıren miilet, devlettir» gibi yazılara raslanır. Ama millet tek kişi değil ki! . Vergiyi kimler üstlenecek? Ya da vergi yjkü hnngi sınıflara vuruluyor? Bu sorunun yanıtını vermeden konuşmak karanlığa kurşun sıkmakla birdir. Ecevit yönetimi yeni vergilerle emekci sınıflarına yeni yukler vuruyorsa, ıstediği kadar «halkçıyım» desin; bosunadır. Yok yeni vergıler, yürürlükteki korkunc adaletsizliği gıderme yolunda bir adımsa, girişimi desteklemek geıekir. Gazetelere yaıisıyan haberlere göre, vergi tasarıları bugünyarın Meclise sunulacaktır. Tasarılar toplam 50 rnilynr liralık brüt düzenlemeyi öngörmekte ancak bu 50 milyardan Hazine'ye 5 milyon kalmaktadır. Cünkü yeni düzenlemede 50 milyar liranın 20 mılyarı en az geçim indiriıninin yükseltiimesiyle gitmektedir. 10 milyarı vergi oranlarının az geiirli gruplar kesimınde düşülmesiyle yitirilmektedir. Belediye gelirlerindeki değişimlerle yerel yönetime 15 milyarlık kaynak aktarılmaktadır. • • • • » •• • • • • • • • • » • • • •• • • •• » • • • • • • • • •• • • • » Umutlar Solmadan... OKTAY AKBAL Evet Hayır • «Bahar kendıni nissettırirken.. gezi Uofıgı dç hrelandı. Eşi F. H. Avrupa'c'a 5'fduğu icin M. H. gecen hafta Şomdan/da kordeşi ve arkudaşiorıyle beraberdi. M. Ü. H« eşi G. Ü. ise şu günlerde Avrupa yolcuları orasında. Bir sure once eşi M. H. 'yı kaybeden E. H.. Ş. E. ile birlikte İtalyan ve Almanya üzsrinden Londra'ya gitti. Gstaafdan yeni döndü. Avrupa'daki iş temaslarını tamamlayan Y. D. kızı A. ile Gstcat'a sömestr tatiline giderken eşi F. D. istanbul'doki ışleri nedeniyle onlara katılamadı. J. K. da bu arada İstanbul'da yolnız kaldı. Eşi T. K. oğullarını alıp Londra'ya giderken, J. K.'nin büyük oğlu V. K. ve eşi S. K. Isvicre'ye uctular.fc.ve J. C. işi doha uzatıp Uzak doğu gezisine cıktılar. A. G. de bir süre önce italya'ya kardeşıni görmeye gıtti.» Bir okurum kesmiş bir gazeteden bu parçayı yollamış. «Nedir bunlar?» diyor «Dış gezilere çıkmak ozgurluğu artık yolnız böyle zenginlare mi tanınıyor? Onlar için iki yılda bir dış gezi yapmak kısmtısı yok mu?» Kim, kimi aldatıyor, bilmem! Sanırım aldanan hep bizler, yani iyiniyetli, yasalara saygılt yurttaşlar oluyoruz. Vergi derler, biz veririz. Kısıntı derler, biz katlanırız. Gidemezsin derler, giimeyiz. Bizler, yani «sıradan» yurttaşlar... Şu gelir vergisi işine bakalım önce. En cok vergi veren, hem de peşin peşin veren kim? Bu «bahar kendini hissettirirken gezi trafiğlne» kendini kaptıranlar değil herhalde! Onlar yıl sonlarında verirler vergilerini hem de canlcrı ne kadar isterse, o kadarı! Bizlerse aylığımızın yarısını devlete geri veririz, üç beş kuruş ayrı gelirimiz varsa, onu da yıllık gelirimize ekleyip, bir kez daha vergisini veririz. Yılda altmış yetmlş bin lira gelir vergisi ödeyen ücretlilerin adı gecmez o vergi ödeme listelerinde! Bir hesapiayın yıllık verginizi, şaşıp kalırsınız. Devlet kazan cınıza ortaklar, hem sizi türlü geçim sıkıntılarına sokacak yeni zamlar hazırlar, geriye kalanı da vasıtalı vasıtasız vergilerle alır elinizden... Nerde kaldı yurt dışına gezilere gitmek? Eskiden turlar falan vardı, dar gelirii yurttaş bir kaç yılda bir belki geziye gidebilirdi. Şimdi pasaport horcı, dış harcamalar vergisi, biletlere zam, bütün bunlar orta halli yurttaşa dış gezilerin kapısını tümüyle kapattı. Artan vergiler, yukselen gecim kosullarıyla orta halli yurttaş yoksulluk çizgisine doğru itildikce itilmekte... Yoksullara gelince, onların durumunu hiç sormayın!... Asgari gecim fndirimi ne oldu? Ne zaman uygulanacak? Gelecek yıla!... Bir partiyi, bir iktidarı yanlış kolay maliyeci kafası batırır, yıkar. Korkarım Ecevit iktidarını da eşitlikle uygulanmayan bu vergıier, zamlar, kısıntılar, bilmem neler yıpratacaktır. Dikkat ediyorum. bütün yük hep dar gelirii yurttaşın sırtına bindiriliyor. Gelsin de nerden gelirse gelsin, en kolay yoldan gelsin! En kolay, en sağlam yol do emekçilerin aylıklarıdır. CHP bugünlerde üst üste yaptığı, yapmak zorunda olduğu zamlarla, koyduğu yeni vergilerle eski geçim sıkıntısından kendini kurtaramamış, ağır vergi yükümlüğü altında ezllmiş emekçileri, memurları, işçileri, kısacası belirli bir kazançla yasayanları daha da güç durumlara düşürmüştür. CHP'den beklenen asgari geçim indirimni en azından brüt beş bin lirada tutması ve bu uygulamayı bir an önce yürürlüğe koymasıydı. Yıllardır CHP'ye, Ecevit'e beslenen güven ve umut eıneğiyle geçinen yığınlarda gölgslenmeye yüz tutmaktadır. CHP iktidarı yurttaşın günden güne içine gömüldüğü geçim sıkıntıs; batağını kurutmonın, ortadan kaldırmanın yolunu aramak, bulmak zorundadır. 1981 secimlerinde olacağı sonuç bugünden alınacak bir takım kararlara bağiıdır. Bunu şimdiden söylemeyi bir görev sayıyorum. Yurt dışına çıkmo olanakları, Anayasa'da yazılı gezi özgürlüğü ortadan kalkmış durumdadır. Yurt ve ulus yararı herşeyin önündedir, bunca sıkıntı arasında döviz savurganlığına elbette ki gerek yoktur. Ama kısıntı varsa, sıkıntı varso, bunu ulusca eşit olarak yaşamalıyız. Bir takım iş adamları, sonaylciler, tuccarlar, parababalorı, eşleri. çocuklarıyle «bahar havasmda gezi traflğUne çıksmlar, İtalya senin Paris benim diye dolaşsınlar, bunlar da gozete sütunlarına yazılsın, savurganlığın en oşırı örnekleri ulusun gözü önünde durmaksızın verilsin, sonra da kolkıp carkadaş 6en kemerini sık, sıkıntıya ka'lan» denilsln, eşitsizlik doruk noktaya tırmanmış olsun! Ortanın solundayım, demokratik solum, «hakca bir düzen» kurocağız, ak günlcr getireceğiz diyen bir partinin, dağlara taşlara a'umut» olduğu yazılmış bir başbakanın iktidar döneminde yurttaş sıkıntıda, huzurda, mutiulukta eşitlik istiyor, özlüyor. CHP'nin Ecevit'in geleceği beslenen umutların gerçekleştirilrresine boğlı, yalnız buna... • ÜÇAYLIK DERCt ToDİum *ı.ve ıiım Kıf 1977 1978 M A K A L E L E R Nedlm GÜRSEL TEKELİ . MENTEŞ Baykan SEZER Şükran KURDAKUL Jlber ORTAYLI Jale PARLA Mete TUNCAY i LE TiŞ i Toktamış ATEŞ Rasih Nuri İLERİ Korkut BORATAV B E L G E L E R Şükrü HANİOĞLU ; Thomas Münzer, Şeyh Bedred din Nâzım Hikmet : Türkiye'de holdingleşme ve hol# ding sistemlerinin mekânda örgütlenmesi : Türk toplum tarihi tartışmaları : Ahmet Hamdi Tonpınar üzerine : Osmonlı toprok duzeninin kaynakları : Byron, Lamartine ve doğu : Atatürk'e nasıı bakmak :Osmanlı tarihi nasıl yazılmalt? Bir öneriye yanıt :Bir risale hakkında : Eski değerler ve eski sömurü düzeni oranı üzerine (Cumhuriyet: 6469) İ L A N BAKIRKÖY İKİNCİ SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No. 1977/1620 Mahkememızce verilen 30. 3.1978 tarih ve 1978/321 sayılı ilâmı ile Bakırköy, Güngoren, Ataturk Cad. Karaca Sokak No: 23'de ikamet etmekte olan kücükler Nuray Alemdar ve Gülay Alemdar'o omcoları Fohri Alemdar'ın vosi tayin edildiği. işbu vasi karanna itirazı bulunanlann kanuni süresinde mahkemeye müracaotlan. aksi halde karorm kesinleştirileceği husus tebliğ yerine kaim olmak üzere ilân olunur. KONGRE ILANI KADIKÖY FİLATELİSTLER DERNEĞİNOEN. Derneğimizin 8.4.1978 tarihinde yopılocağı ilân edilen Genel Kurul toplantısına iştirak eden üyelerle ekseriyet temin edi'emediğinden ikinci ve kesin toplontının 22.4.1978 cumartesi günü soat 14.30'da DERNEK Lokalinde yapılacağı üyelerimize ikinci defa duyurulur. YÖNETİM KURULU Yeni vergi tasarılarının Mecliste tartışılması, parlamentodaki siyasal partilenn niteliklerini ortaya çıkaran biı denektaşı olacaktır. Anlıyacağız kim halktan yana... Kim sermoyeden yana? Memur, işci, koylu, yoksul halk; gözünü vergi tasarısına dikmeli; bokmalı ne oluyor? Toprak ağası ve sermaya kodamonıyla bütünleşen partiıer hangilerfdir? Vergi işinde partilerin ve oolitikacıiarın gercek yüzleri ortaya cıkar; Cünkü bu jş laf işi degıl; para işi, çıkar işi... BÜYÜK KAYBIMIZ OTOMOTİV PİYASASININ ÖNDERLERİNDEN DEĞERLİ İŞ ADAMI • • • • TEVFİK YILMAZ 11. Nisan. 1978 günü vefat etmiştir. Aziz naaşı 12. Nisan. 1978 Çarşamba günü Şişli Camiinde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Asrî Mezarlığında toprağa verilecektir. Allah rahmet eyleye.. TEVFİK YILMAZ MÜESSESESİ KURULUŞLARI İSTİRAKLERI PERSONELİ NOT : Çelenk yerine Türk Eğitim Vakfına bağışta bulunulması, aile ve iş dostlarımızın başsağlığt ilânı vermemeleri rica olunur. • • • • •• » •• » •• • » • •• • • • • • • •» • » •• » •• » • •• • » • • • • • • • » :Ali Cevdet'in bir risalesi: iş ücretj ve işsizlik buhranı :Tanzimat dönemiyle ilgili bir Engin D. AKARLI belge: Fuad Paşa'nm siyasî vasiyyetnâmesi KİTAP ELEŞTİRİSI Nabi DİNCER :«Yönetim sosyolojisi» hokkında Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletmesi Müessesesi Genel Müdürlüğünden (E.G.O.) 1 Kuruluşumuzca. 74 kolem ceşitli elektrik gereci önerge alma suretiyle satın almacaktır. 2 İlgililer hazırloyacakları önergelerini 21.250. TL. gecici güvence ile birlikte Pazartesi 17.4.1978 günü soot 17.3C'o dek Kuruluşumuz Yazı İşleri Müdürluğüne vereceklerdır. 3 Bu işle ilgili listeler Kuruluşumuz Ticaret Müdürlüğünden ücretsiz alınabiilr. 4 Güvence verilmeyen önergeler değerlendirilmeyecektir. 5 Kuruluşumuz isterse kısmi sipariş yapabilir. 6 Her türlü geçikmeler ile telgrafla yapılacak önergeler kabul edilmez. 7 Kuruluşumuz 2490 sayılı yasaya bağlı değildir. 3 187 78/AE, referons ile Kuruluşumuz Ticaret Müdürluğüne başvurulabil'ir. (Bosın 2688) 6476 BÜYÜK KAYBIMIZ Klîma Ve Havalandırma İşi Ihalesi Hossos Dökum Loboratuvarı şartlı odaları İcin ısı ve nem kontrolu (Klimo). havolandırma ve toz tutuculorı proie. ima! ve montaj işleri kapalı zortla teklif alma suretiyle ihale edilecektir. Gecici teminat yüklenlc! teklif bedelinln % 4'ü oranındadır. Işe ait ihals dosyası Inşaat ve Işletme Mudürlüjü'nden temin edilecektir. ilgililerin teklif mektuplarını en gec 17 Nisan 1978 Pozartesi günü saat 15.00'e kadar aşoğıdakı adrestekl Özel ihole ve Satınclma Komlsyonu Başkanlığrna vermelerl zorunludur. Istekliier teklîf zarfı lcerlslnde: Imzo slrkölml, 1978 yılı tosdikll Tlcoret Odosı Vesikosı ve benzerl »şlere ait iş referanslarını da vereceklerdir. Mesadet Yılmaz'ın sevgili eşi, Yener Yılmaz ve Rengin Atalan'ın kıymetli babaları, merhum Mübeşşer Çelem'in kardeşi, merhum Fuat Çelem, merhum İlhami Örnekal'ın ve Behçet Hıfzı Örnekal'ın kayınbiraderi, Saibe ve Neriman Örnekal ile Faik ve Nükhet Yılmaz'm ağabeyleri, Nejat Atalan ve Semra Yılmaz'ın kayınpederleri, Şebnem, Emre, Melih ve Ali'nin büyükbabaları, Dr. Mazhar ve Mefharet Kipmen'in, Hadi ve Meiiha Taylan'ın, Cevat ve Şefika Kaynatan'ın enişteleri, Şermin Günter'in, Şeci ve Nurgün Örnekal'ın, Ferdi ve Nimet Çeİem'in, Nilgün Etel ve Gülgün Pelin'in dayıları, Yaman ve Çetin Yılmaz'ın amcaları, Güven Kipmen ve Oya Olcay ve Feyyaz Taylan'ın enişteleri; TEVFİK YILMAZ 11. Nisan. 1978 günü vefat etmiştir. Aziz naaşı 12. Nisan. 1978 Çarşamba öğle namazından sonra Şişli Camiinden alınarak Zincirlikuyu Asrî Mezarlığında toprağa verilecektir. Allah rahmet eyleye.. Aİ L ES İ NOT : Çelenk yerine Türk Eğitim Vakfına bağışta bulunulması, aile larımiztn başsağlığı ilânı vermemeleri rica olunur. v e AİLEMİZİN BÜYÜĞÜ KIYMETLİ VARLIĞIMIZ T.B.T.A.K. MARMARA BİLİMSEL VE ENDÜSTRİYEL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÛ IBasın 141251 6470 iş dost
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear