25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 25 MART 1978 7EDİ SANAT EDEBİYAT HEKİMHAN'DA GREV VAR ÇIÜNGIR 7 Meşaleye,, 50yıl uzaktan merhaba Cevdet KUDRET Genc'ik ne güzel şeydlr. Insan kendini bütun alışkanlıkların dışında görmek ister. Toplum hayatmda olduğu gibi, sanat hayatında da kuşaklar orasındaki catışmalar oradan doğar. Gelenekmiş, görenekmiş, kuralmış; hepsinl atmak ister genc adom. Kendi kurclını kendi koymak İster. Ama kolay mı onca engeli aşmak?... Günün birinde her şey tovsar, blr zamanlar yıkmayı tasarladığının savunucusu olur. İşte o zaman, enerp kıtlığı başlomış; eğer aşırı savunuculuk ediyorsa enerji bunalımı baş göstermiş demektir. Zaten. yenl sanat akımlonnın öyle sık sık ortaya cıkmayışı; cıkanlardan da çogunun birkac yıl sonra unutulup gidışi; o akımları üeriye süren «hızlı» sanatcıların da zamanla suyu cekllmiş değirmene dönüşü bunu kanıtlar.. 1928 nisanında Yedi Meşale adlı kitapla ortaya cıkan genc kuşak da, kendilerinden önceki kuşakların «hep vefasız sevgiliden başka söyleyecek blr şey bulamadıklarını. okuyucuların aynı his ve düşüncelerin değiştlrile değiştirile kendllerine sunulmasından bıkıp usandıklarını» söylüyor; kendilerinlnse. «koniılnrını eiden g»!diğince genişletmeye calıştıklcrını, dunün mızmız ve soluk hislerinl terennüm etmeveceklerin!» bildiriyorlardı. BuntYazılanmızda ne dünun mızmız ve soluk hlslerinl, ne son zamanlarm renkslz v« dar Ayşe Fatma terennümünü bulacaksımz.» Sabrl Esat Slyavuşgll, 21ya Osman Soba, Yaşar Nabl Nayır, Muammer Lütfl, Vasfi Mahlr Kocatürk, Cevdet Kudret, Kenan Hulusl Koray ürünlerlnl toplayıp yayınlodıkian ortak kitapta kendiierinl Yedl Meşaleciler olarak tanıtıyortardı. Kenan Hulusl Koray dışında altı ad da şalrdl. Yedi Meşalecller'ln llk kltabının yayınladığı tarlh 1928 yılının nlsan ayıydı. Yedl Meşalecller, yapıtlannı Yusuf Zlya Ortaç'ın cıkardığı Meşale dergislnde yayınlamayı sürdürdüler. Vasfi Mahir Kocatürk (1907 1951), Sabri Esat Slyavuşgll (1907 1938), Cevdet Kudret (1907), Yaşar Nabl Nayır (1908), Kenan Hulusl Koray (1900 • 1943), Ziya Osman Saba (1910 1975). bir Ilgiyle karşılanmıştı. Diyebilirim ki. hıçbir şür kitabı icın o kadar cok yazı yazılmamıştır. Altı tonesi şür. bir tanesi neslrle edebiyat alanına gıren bu genclerden yolnız Ziya Osman, şiirl sonuna kadar sürdürdü. Otekiler zamanla, inceleme, bilim, ceviri, yayıncılık alanlorına yöneldi. iyi mi ettller bilmem. Ben kendi hesabıma, «Keşkl şiirden boşka hicbir şeyle uğroşmosaydım» derim. İyi ya da kötü, şöyle ya da böyle, ama yalnız şür... İnsanın heyecanını sürekli olarak ayakta tutan, tetikte bulunduron şeydir şür.. Oysa bugün... Cahıt SıtkTnın dediğl gibi. «Nerde o günler. o şevk, o heyecon?» Yedi kişinin beşi öldü. Gerlye iki kisi kaldi: Yaşar Nabi, Cevdet Kudret... Yaşlı, yorgun, bezgin iki odam... Acabo sanat ve kültürümüz icin yararlı bir şeyler yapabildiler mi?... Yaşar hesobına «evet> diyebilirim. Ama ben... Sormağa korkuyorum... Gene de oturduk. bizim icin mutlu bir tarih olan nison oyı icin. Varlık dergisinde bir Yedl Meşale Özel Sayısı hazırladık. Birtckım incelemeleri, anılan, her birimizin eski ve yeni yazılarından derlenmiş parcatarı bir araya getirdik. Belki de ilginc bir sayı cldu... Elli yıl, insanın hayatmda bir kez gellr. Onu da anmayacak değildik ya!... dan başka, düşünce ve duyguları tbuluş> adını verdikleri birtakım yeni mecazlar, yenl söyleyiş bicımlerıyle vermeye çalışmakta idiler. Sözgeliml, cGunes battı» demlyor da, «Sulara atılarak güneş intihar ettl» dtyor; Bağdat Coddesi'ndeki sıcak bir yaz oğlesini «Yaz, beyglrln boynunda sallar çıngırağını; / öğle, blr tallkanın döner tekerleğlndeı dlye yazıyorlardı'. «Mızmız ve soluk hislerin» kararttığı edebiyat dunyasını aydınlatmak için. kendilerine Yedl Meşale adını vermişlerdl. Topluluğu tutanlar dahl, bu adı cok «iddialı», mübalâğalı», tgururluı bulmuşlardı. Bunlardon yalnız bir tanesl, cBu elektrik nurları asrında meşale sönük bir kıvılcım sayılabllir; o bakımdan, kendiierinl meşaleye benzeten gençler cok mütevazi davranmışlar» diyerek bizi savunmuştu. Asıl buna kızmışt.k. Demsk ki, kendimlzi yeterince yüksek görememişiz. Ama ne olursa olsun, ister kızsınlar, İster kızmasınlar ok yaydan çıkmış, hedefini bulmuştu. Bir anda ünlü klşiler olmuştuk. Nitekim, Ahmet Haşim, bir yazısında: «Tanılmıyorken bir gün icinde tanılmak; edebi âlemin her yeni varlığa omuz silken aldırmazlığını lyiliksever bir dikkate cevirmek; (...) bu genc alayın en tembelimize blle verdiği şu garip merakın sebebl ne olsa gerek?...» dlye yazmıştı. Kendinden Önceki kuşaklan hırpalayarak ortaya cıkan Yedl Meşale'nln atılımı hoşgöruyle ve cok genlş 'OTUZYILDAN İNCELEME BU YANA ARAST RMA KENDİME ROPOR KARŞI BÖYLE RAHAT, DÜRÜST VE HÜR OLMAMIŞTIM,. AJ Sevgi ustası bir şairi yitirdik Halkını eylem İcinde anlotan düzyazıyla vermek gereği.il duy ender kişilerden bıriydi Kansu. duğu duşunceyı, yükumlu bir şalr kimliğiyle yukienır. ÖKurtuluş Savaşı hareketi içi.ide len cocuklann ardından ağıt ya Ceyhun Atuf Kansu'nun şiirl haikı, o eylemi başarmış Anakar, bir sıyasal savaşın kcnraOzerine yazılacak bir yazının ilk dolu'yu dile getirdi. Böylesine bir savaşın üstesln manlarını anıtlaştınr, bir ovriözellıği alcakgönüllü olmasıdır. Kişiliğine. şiirinin özüne uygun den gelen halka güzel günlerl mi, 196O'ı şovle anlatır: «Kan cicekleriyle acmış bu bir kavramdır alcakgönüllulük. muştulamayı da sanatcır.n işAnayasa varken.» Halkını, halkının dılıyle anlat levi bellemişti: «Bağımsızlık Gulü» yalnız hal «Ben lyl günlerln hamurunu mış. yalın bir şür görüşünü her kının değıl başka ulkelerın halzaman savunmuş, savunduğunu yoğuran ekmekcl.* kını.i bağımsızlık savaşını mısGercekten ilk ürunlerinde halk da yapıtında uygulamıştır. Gerraa getirir. Franko'nun faşızmı, çekte Kansu'nun şür özü, şaire şür geleneğl.ii ortak özellikleriy her zaman sloganlaşma olanağı le kullanan Kansu, 1945 hatta Lumumba'nın öldürülmesi olayveren bir özdür. Kansu, bu ko 1950'den sonra özünü, daha ge larını işler. Böyle bir evrensellaylıktan sakınmasım bilincle lişmiş. ustalaşmış bicimler icin liğin cok daha usta kotındaki sağlayan ustalardandır. de sunmuştur. Nasıl toplumu ürünlerini «Buğday Kadın Gül Kansu'nun ilk şlirlerlnden son nun gellşmesine, paralel bir ice ve Gökyüzü»nde vermiştir., Doğa şiirlerınm en güzelini, şiirlerine kadar işlediği öz değiş rik getlrmişse, şiirin biçimsel memiştir. Acıkcası sanatının ba gelişmeslne paralel de bir bi güzünr yazm, kışın en şlircesini Kansu yazmıştır. Bırakın kişında, şairliğlnln llk mısrasında Cim kaygısının gerekliliğine Inan taplarından sececeğimiz tek tek halkının dertlerini, acılarını, mut mış, onun da üstesinden gelmiş suzluklarını ontatmıştır. Şiirinde tir. örnekleri tek bcşına bir kitabını yarına bağlanan umutlar, karanBütünselliğe yönelen şilr . an anmak yeter. «Yurdumdan» bu lığı izleyecek aydınlıklar hemen layışı onun belleklerde tek tek doğa tanıtlamalarının başarılı farkedilir. kalan mısralar yazmasını önle örnekleriyle doludur. İnsan ve doğa netis bir Anadolu kilımi «Halk dedlm sözumün Iptlda miştir. Bütünü, tek etkileyici sında.» mısraya feda etmez hlc blr za gibi doku.iur. Denizler, ırmaklar, dağlar, bozkırlar, köyler, isNeyl anlatacağının vurgulan man. Şiirin Işlevinl belirten klml tasyonlar, şehirler, insanlor, kah dığı blr mısra. Halkı anlatırken, ramanlar, tanrılar... Kansu'nun soyut, yukardan bir halk sevgi dizelerinl anarsak Her şür kitabınm blr kendlne sinin yalnızca bir şür malzeme poetikasını belirleyebilirlz: «Hayatımın tâ Içinden: Şllrln özgülüğu, bir konu ayrıntısına si olarak kullanıldığı urunler değil bunlar. Yalnızca bir şür mo aklın hakkın savaşları.» yaslanması vardır Kansu'da.«Ha tifi. blr halı motifi gibi halk de«Masmavi etmeye halkın alda ziran Defterl»nde şair Kansu ğil. Anadolu'yu tanıyan; hasta doktor Kansu'dan edindiği yürek tılmış denizlni.» bebelerlnden bozkırın kahrını Bir toplumu ardından sürük izlenimlerini yansıtır. ceken insanlara kadar tanıyan leyen sorunlann hepsi de onun Kansu'nun ilk ürünlerinin ekbir sanatçının ürünü. şiirinde yerinl almıştır. Yazarın sikliği, şiirin aradığı yoğunlaştır Doğan HIZLAN Yok'sulluktan ölen cocuklor lcîn yazılmış şür katındaki en yüc* örneklerden biridir. Şairlerin bir nesneye bakışları dünya görüşleriyle belirlendlği oranda toplumsal bakış acsının yön değiştirmesiyle de ocıklanobilir. İc güzellığine kavuşan sanatCi. dışa yansıyan bakışıyla, dış guzellikleri de bize lletir. Kansu'nun «Bağbozumu Sofrosı» ki tabının başına aldığı şu altntı yapacağımız acıklamolardan daha öz deği! midir: fEy sevgili Pan! Bana ic güzelliği ver!...» Kansu, hep neyi, neyi söyledl diye bir sorunun yanıtı şudur. O sevgiye coğırmıştır herkesi. Cocuklardan başlayon buyüklere varan ulusunun sınırlorını aşıp bütün yeryüzüne yayılan. fNe olur. her gün bir cocuk daba. flül*un.» ™ ^ •J?rr.jr» . Sonra gökyüzu tBuğday Ka'd|n Gül ve Gökmünzevî vatamm, yüzü»nde bütün bağımsızlık sa Vatandaşsız kalmış vatanımı vaşı verenl«"'n şiirini yazar. isseviyorum.» Kimi ustaları överken denizin panya'dan. Afrika'ya uzanan Wr şiirini yazdı deriz. deniz insan harıtada sevginin cizgisinl celarını roman ve hikâyelerinde iş ker. Doğayı bu kadar güzel şiirledi deriz. Neden şairler icin böyle bir benzetmeyi kıskanırız. leştiren Kansu'da. sık sık rastKansu icin bozkır insanını yaz ladığımız bir simge vardır: Gül. Katran re/ıgine bulanmak istedı, diyebiliriz. Orta Anadolu'nun insanını, böylesine ustaca nen bir yery'züne, görüntüsüyle. bicimiyle ve iceriğiyte, özaz kişi dile getirdi. Şairlerin güldestelere gec gürlüğü, eşitliği getirmek Istem>ş şıirlerıni bir tanıtma yazı yen bir duşunceyi simgeler gül. Bütün insanlann kardeşliğt, sında anmak gerokiyor. «Kızamuk Ağıdıı bunlardan pırıdır. sevgiyle gercekleşir. Soyut bir sevgiyle mi? Hayır. Bir hakca düzende yaşamanın. insanın in sanı sevmesinin getirdiği bir düzende gercekleşecek sevgiyi. Yeter ki umudun gülü solmasın. Orta Anadolu şiirini nasıl noktalamış Kansu. Okuyalım da bir sevgi ustasının dilediğinl gercekleştirmek icin sevgi cabamızı ona katolım: «Ben gidiyorum, seher yıldızı Ne guzel sabahlar gelecek gördüm Öt Yusufcuk! Söyle ozan! gelir, haikın seher yıldızı!» madan yoksun olmosıydı. Gene bu eksiklık de halk şiirine yaslanmasının doğal bir sonucuydu. Yüksek sesle gerceklerl söylemek Kansu türü şiıri icin işten bıle değildir. Her an ya halk şıinnm kımi yavan örnekleri dü zeyıne iniverir ya da halk şür ve yalınlığını yedeğine alarak bir başko şür kurgusuna yöneli nir. ikisi.ii de yapmadı Kansu. Somürülmüşlüğüne, eksikliğine, yoksulluğuna karşın onda vatan kavramı sevgiyle sözedilen bir kavromdı. Vatan denilen kavramı her öğeyle bütünleştirıyordu. «Yanık Hava» kitabının ilk şıiri olan «Şimolî Şarkiye Doğru»dan birkac mısraı örnek alırsak dediklerimizi kanıtlarız: Bılfer Şirketi denetimı aitındaki 605 sahadan, ancak 19 unda faaliyet gostermektedır. Bir oranlama yapılırsa, Şirket tasarrufu altında buiundurduğu sohaların yalnızca yüzde 3'unü değerlendırmektedir. Ma den cinslerine göre, yaklaşıldı iFÎLMlMtZ GELMİŞ!» flındo ise daha ilginc sonuclara varmok mümkundür. Şirket, Dışarıdan sesler geliyordu... 161 krom sohasım elınde tutor Grev gözcüsü işcilerden biri, ken, ancak sekizinde faalivet cadıra girerken gülecti, sevincgostermektedır. Diğer yondan, lıydi.. tFilmimiz gelmiş..» der130 bakır sahosının hic birini ken cocuk gibi yaşamo sevindeğerlendirmemekte, 44 kurşun ci yüklüydü.. tGrevin ilk günü sahasından 2'sini. 54 demir sa filme alındı.. Bekiiyorduk.. Üshasından ise 5'ini değerlendir tellk renkll de!.» Sendika yetmektedir. Krom, bakır. kurşun kilisi, bu kıso acıklamayı yapve demir, bu dört maden, as tıktan sonra, filmi izlemeye gıtlında sanayileşmenin gerektir tık hep bırlıkte.. «Önce Aşkale diâi kritik madenler kapsamın grevini göstereceğlm.» dedi ftl da yer almaktadır. Ne var ki. mi getiren sendika yetkilisi... O da sözleşmeden sözleşmeye... Bu sendikacılar, bol bat vaadlerde bulunmaktan geri durmuyorlardı hani... Alacağız, diyorlardı her seferinde yalan soyluyorlardı... Alacağız.. derken, hep kendi ceplerine Inecek paraları kastediyoıiardı aslında...» grevlerınl Izliyorlardı... «Işte ben ordayım... Bak bak nasıl da halay cekiyoruz..» Guiüşme lerden; filme eşienen ses anlasılamıyordu.. Filmı gosteren sendika yetkilisi: «Arkadaslar, sessiz sevrederseniz. konusma ları da anlarız... Kulak verln bokaltm ne diyor grevi anlatan ses...» Güluşmeler ve fısıltılı konusmalar qiderek azaldı... Görüntüler Hekimhan corsısını gösterivordu... Grevin ilk qüoldukca coşkun yaşanmıştı... boyo yürümüş ve bu yürüvüş oldukca cockun yaşanmıştı... Hekimhan iscisi grevini vaşıyor... Hekimhon işcisi yarınına, bugün yaşadığı grevınin umuduylo bakıyor.. BileTiediğl ne varsa, daha cabuk ve dnha lyl kovnvor şimdi... Grev. Hekimhan işcisinin eylemindedır.. O cok yakından bildiği kayısı ciceğinin rengindedir.. Halavın dadır.. Ve coluğunun cocuğunun merakındadır.. NE KÂR EDİYOR Cocuğunu sever gibi s»,mektedir grevini Hekimhon'lı işci... Dilinin döndüğünce anlatır sağına soluna öğrendiklerini bir bir.. «Yılda 500 llâ 600 bin ton demir üretirlz blz.. Bir de, 60 bin ton kadar krom... Derler ki, Bilfer patronu, demlrin tonunu 230 liradan satar demirçellk fabrikalarına... Karabük'e ve isdemir'e... Bir de devletin de ortağı bulunduğu Erdemir'e... İster Karabük'e İster isdemir'e, Isterse Erdemir'e satsın... Farketmez blzlm İcin... Nasıl olsa devlet.. Bizim sendikacılara göre, demlrin blr tonunu bugünkü fl yatlarla 80 liraya uretmek mümkünmüş.. Demek kl. Bilfer patronu beher ton demirden 150 llra kâr ediyor... Bu da yılda yaklaşık 70 milyon eder... Buna bir de nakliyatçıların sırtından kazandığını da eklersek 100 milyon eder... Blr de kromdan kazandığı, o bizl ve bizim glbl mazlum halkları sömüren Amerika, Almanya ve Japonya gibi sömurgecl ulkelere yok pahasına sattığı krom dan kazandığı, 50 milyonu da eklersek hepsi birden 150 milyon eder. Bu ne biçlm iştir kl, biz calışırız, bir avuc patron kazanır... Bu ne biçim iştir kl, iflâhı kesilen biziz de doyan bir avuc insan...» İSTANBUL Kitabı : Yahyı Krmtl B«yatlı Abdulha'K Şinasl H i u r Ahmat Hımdl Tanpınar 154 rsnkli rnlmll (Turkça) 100. T U RESİM DEFTERİ Bak oğlum, elln kal«m tuttu. İyi blr şey, elin kalem tutmofi. Bir ev resml yapmışsın, ne güztl, Evin ocağı «ar, bacası var, unutmomıssın. Dumanı doğru tütmes* de, Her «vln lclnd* mutluluk olmalı. Mutluluk nasıl elur... Bu yaşta bllemez»ln. Amma şlmdiden Öteki evlerin, evin, bütün evlerln Içlndekl mutluluklarını dlte getlımell Renklerlnl nasıl boyarsan boya Kalemlerinln ucunu ona gör« lyl bilemell... Blr d« c'zgl çlzmlşsin, düp • düzgün Üstünde blr kuş. Ama o ne blçim kuş, kanatları belll . belirsiz. Avucunun lclnde hlç kus tutmadığın Nasıl da belll. O zaman dinltDiyellm serçe, blr güvercln, kekllk Atan yürejjl duyuyor musun şlmdl: Tıp . tıp., pot • pat... Iste o kuşu blr daha öyle çlzmi O kuslar kl yıllar boyu, konatlart, özgürlüğe açık... Reslm defterlndtkl O güzel ev, baca, clzgl, Bacaya bafllı Ip ve üstOndekl ku»Heplmiz blrden canlanalım Kanat açalım Mutluluk kanatlann altında... OtiMSClLf SANAT DUNYAMIZ Dcrgifl: 3 »yda bir çıkar. 100 TURK HALKOYUNU KHabı: Sadi Yaver Ataman noular v * resimlsrlyl* (TBrKça) 150. TU DÜMÇULLU İSMAİL EFENDI Kitabı: ı Sadl Yâver Ataman Siyahb«yu resimleriyla (Tıirkçe) so. TL. Rınkli retimll ITürkç». Ingiliıca) 30. T L Görüntüler ile birlikte eşlener, konuşma, zaman zaman muzığe yerını terkederek sürüp gidıyordu... Ses ile görünllk görüntüler, beyaz duvarda görülmüştü... Seslendirıl tü bırlığı son derece etkıliydi. OKUL BAŞL1YOR mişti film... İşciler, zamon za Algılama. öğrenme ve kavraman küfrediyor, zaman zaman ma cok daha kolaylaşıyordu... Hekimhan işcisinin ilkokuiu da guluyorlardı... Coşkuyla ve Işcıler, kendilerine aktarılan dur bu grev... Bu ilkokula, bu yaşayarak izliyorlardı... Ve bılgileri ve gercekleri göruntü ile birlikte bir kez daha dinlermücadele okuluna daha yeni bir yandan da kendi grevlerilerken. etkilenmeleri cok dabaşlamıştır... Büyük bir kente nin ilk gününü, yenıden yaşailk kez giden taşralılar gıbiyacakları o ilk günü, merak ve ha aüclü oluyor ve tepkileri dir... cBir fotoğraf çek de gaheyecanla bekliyorlardı... Aş de bir o kcdar şiddetli oluyordu.. Günde 60 lira kazanmak zeteier» bas... Bu bizim için kale fümi bittiğinde, önlerde blr hatıra fotoğrafı olur aynı oturan bir işcinin şu sözleri du icin, sekiz saat ter döken işzamanda...» İsteğini yerine yuldu: «işte, yaptık mı böyle ci. sirketin yıllık kazancının 150 mılyon olduğunu bir kez daha getirdim, fotoğraf cekmemi yapmalıyız.. Direnmeli, sonuna duyuyor ve kufrediyordu™ isteyen işcinin... Topluca, pan kadar direnmellylz.. Helal olsun kartlarıyla birlikte cektim fo Aşkaleli arkadaşlara.. Mangal toğraflorını grevci işcilerın... YARIN: ŞİRKET NE gibi yürekleri var...» Unutmomaları icin, her an yaArtık beyaz duvarda, kendi YAPAR? şamaları, duymaları ve sarılmaları icin hepsine birer tane göndereceğim... Kinlerine, isyanlarına, bilinclerine ve eylemlerine sarılmaları icin... Ve grevlerine sarılmaları icin. cGrevimiz hayırlı uğurlu olur Insalah..» diyordu Hekimhan'lı işci... «inan kl, otuz yıldan berl karıma, çoluğuma cocuğuma ve en önemlisl kendi kendime karsı böyle rahat, şehit edilmiştir. dürüst ve hür olmamıştım..» Grevine sımsıkı sanlıyordu He Acımız sonsuzdur. Insanlık dışı saldırıyı tel'in eder kimhan'lı işci... «Cok şükür..ı ailesine ve adaiet gorevlılerine başsağlığı dıleriz. diyor ve şoyle sürdürüyordu sözünü: «İlk defadır kl, patronun Istedlğl değil, blz IşçlItrin Istedlğl oluyor...» Bilfer Şirketi kârın en yüksek düzeylerde gercekleştıği sahalar dışında, hic bir sahada. üretime, bilincli olarak gec memektedır... İşte Hekimhan'daki demir ve krom sahaları, özellikle demir sahaları. Şirketin kâr düzey! yüksek olan sahalarının başında gelmektedır... Ve Hekimhan grevi, bu nedenle önem kazanmaktadır. «Aşkale Işcilerinin mücadeleslnl ayrmtılarına kadar anlattık arkadaşlara... Büyük blr coşku ve meraklo izlediler, Aşkale'dekl arkadaşlarının mücodelesinl... Maden işçilerinin devrimcl birliğlnin tohumu atılmıştır artık..» diyordu yanıbaşımda oturan cadırda söyleştiğimiz sendika yetkilisi... Ankara Savcı Yardımcısı DOĞAN öz Ankara Barosu İSLAM SANATINDA 7ÜRKLER KİUbl: 180 renkll rmlmll (Türitçs Ingilit» . Arapça) 5 0 0 TU TÜRK MİMARİ ESERLERİ Kitabı : Prof. Sedat Hskkı Eldem 376 renkli va aiyah • beyaı reaimlariyla (Türfcç* • InsüİK*) 400. TL. TURK ÇİNI SANATI Kitabı : Prof. Gönül öney 120 renkll resimll ITurkç» • Ingıhzcal 400. TL Genel Dagıtım : BATEŞ ve Yapı ve Kredi Bankası Şube'erinde YAPI ve KREDİ BANKASI Daima en iyi hizmet Fikrmi TAN Hekimhan'lı maden Işcisi geçmişi kinle ve isyanla hatırlamaktadır... «Gecmlşte zaman zaman başkaldırmadık değil... Kaldırdık... Yetti be artık, dedlğlmiz zamanlar da oldu... Slzl blr paket tütüne califtırınm... dlyen patrona Isyan ettik. Başkaldırdık, dlrendlk, küfrettlk ya, bütün bunlar bir şeye yaramadı... Yarı yolda koldık her seferinde... Bölündük, parcalandık ve bastırıldık... Bize bir yol gösteren olsaydı, olmazdı böyle... Güya, blr yol göstericl vordı ya, olmaz elaydı öyle sendlka... Her seferlnde sotıldık... Zaten Ikl Eleman Aranıyor Tariş Iplık Fabrikosı'nda calıştırılmak üzere aşağıdakl nitelikte bayan işci alınacaktır. 1) En oz ilkokui mezunu olmak. 2 ) 1830 yoşlan arasında olmak. NOT: Dcha önce iplik (abrıkosında calışmış olmak iercıh sebebidir. istekliterın mesni gün ve saatlerl dahilinde «Havoalanı Yolu, B. Ciğll İZMİR» adresinde bulunan Torış iplik Fabrikoları Personel Müdürlüğü'ne şahsen müracaatiarı rica olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear