Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ÇUMHURİYET 11 MART 1978 YEDl Güncellik sanatın bir koşuîu mudur? Günceliiğe erişmek yapıtın değerinin ölçütü müdür? Bu soruları yanıtlamauyız Necdet Uğur sorularımızı yanıtladı Edebiyatta Güncellik fr Fransız slnema oyuncu8U. Mlchele Morgan. Ikıncl Dünya Savaşı nın bltımlnde ulkesıne dondüğunde, vapurdan Iner Inmez blr gazetoclnln eu sorusuyla karşılaşır: cVaroluşculuk üstune ne düşünuyorsunuz?» MlchĞle Morganm yanıtının ne olduğunu anımsomıyorum, sonra o yanıt ne olursa olsun soruna blr oydınlık getlrip getırmedığınl kestıremem, ama konuya yakından bır llgl duyduğunu düşünemeyecefllmlz blr kişlye boyle blr soru •orulmasından anlıyoruz KI varoluşçuluk Fransız yazınının o gtin lcln guncel bır sorunudur O denll günceldır kl uzun blr süre yurdundan uzakta yaşayan blr «onatcının kendısınl sorunun dışında sayabıleceğl düşunOlmemistlr blle ya da onu var Sabahattin Kudret AKSAL İNCEIEME ARASTRMA B oluşculuğa eğılmekle yükumlu tutmuşlardır. Katılabıleceğı gıbı karşı da çıkabıllrdl. yeni bır yo rum da getlrebılırdı, oma yok sayamazdı. Blr başka tutum daha geleblllr oysa, o da yanıtı ıstenen kışlnln sorundan tum habersiz olmasıdır. Boylo olunca da blr sonatcmın, ülkeslnln yazınının da, düşünüşünun de su ustunde yüzen, toplumunun tartıştığı başlıca sorunun dısın da kaidığı vurgulanacaktı Zaman zaman klml ulkelerln yazın larını saran, aydınların tumünün tartışma konusu durumuna gelebılen, salgın deyımıyle nıtelıyebıleceğimız sorunların kucümsenmeyecek boyutta blr sü recı kapsadıkları, egemenllk kur dukları gorülmüştur. Kuşkıısuz şımdl yazın tarıhlne mal olmuş akımlar da böyleydl, zamanları nın güncellydiler örneğın gercekustuculuk akımının bıldrısı yayınlandığında ılk ornekler de verılince Fransız sanat ortanı nın tumuyle soruna eğılmedlğını duşunmen n olanağı yoktur Başka sanatlarda da bu bov'edır Resım sanatında soyutun kuramlaştığı, Kubızm ın borusunu öttürduğü gunlerde şırrdı kıasık sayılan Pıcasso da gün celdı Gene bır boşka o n e k de lnqılız yazınından verebılinz kl, o da yırml yıl kadar önce oyun yazarı John Osborne'da sımgeleşen, o gunku ingılız genclığmın ruhsaı davranış nı yansıtan ofke yazınıdır ingute re'de olduğu kadar, dünya yozınında da, o gunlerde öfke yazınıyla ılgllenılmıştır. Şunu da eklemek gerekır kl, güncellik her zaman da akımların ya do ku ramların eksenınde dönmem'şt'r. Kımı kez de yapıtlardır, tek bır yapıttır guncel olan Örneg n. A bert Camus nun Yaboncı adlı romanı yayınlandığında ustundo az konuşulmadı Blr boşka ornek de Jule3 Romaıns'ln Knock adlı oyunudur Zamanında genış bır yansıması olan bu ovu nun yonetmenı ve oyunun baş kışısını oynayan Louıs Jouvet «Knock u yırmı beş yılda on dort kez sahneledığınl» soyler. Bızım yazınımızın yakın oecmışıne bakınca da guncelın ör neklemeıenne rastlayabılırız. Re caızade Ekrem le Muallım Nacl arasınaakı uyak tartışmoları o gunkn vazın 'numuzun tumu nu . ş 'i keslmınl uzun sure llgılendırmıştlr Çünku o tartışma şlırımızın eskıden yenlye donüşumünü belırliyor. kok Nurer UĞURLU Senln otağa glren ozan sesln ölen senln cocukların dön geri Ucan ku» ucmaz oldu dön geri Akan BU akmaz oldu dön geri Dedem Korfcut geldl boyle dedl. Karlı kara dağlann yıkıtmasın Gölgell kaba ağacın kesilmesln Akan o guzel suyun kurumasın Koşan ak boz atın hlç durmasın Dedem Korkut geldl böyle dedl. Yaslı kara toprağı açmaya geldlm Kanla akan suyun yuğmaya geldlm Acıyı acıya vuran yureğe geldlm Bu bozkırdan akça geçmeğe geldlm Dedem Korfcut geldl boyle dedl. Dell Dumrul koprüsun geceraln Boz bulanık sularımı içersln Yüreglmden kara bağnm deleraln Bu sllrden Turklye'yl dilersln Dedem Korkut geldl böyle dedU DEDEM KORKUT Türk Sinemasının güçlükleri ve başarıları «El Sevre» (Suriye Gazetesi) . SURIYE NIN BAŞKENTI ŞAM DA YAYINLANAN «EL SEVRE» (DEVRIM) GAZETES.NDE YER ALAN, TURK SINEMASIYLA ILGILİ YA2IYI SUNUYORUZ: Kulturumüzun llericl, gercekçl blr blleşim kurması, saglıklı yaşama kavuşmasr, halkımızla olumlu blr ah9 verls Içlnde bulunması en onemll sorunlarımızdandır. Blllm adam larımıza, sanatçılanmıza, devlete duş«n göravler çoktur bu konuda. Ama bunların çözümu ve uygulanma sında hep blrblrlnden kopuk, cılız atılımlar gorülmuştur. Kulturün gellşms doğrultusunu doğrudan doğru ya devletln bellrlemesl kultur sorunlarını polltlkacının cıkarlarına bağlıyor. Kultur ve tanot yaşamı gudum, baskı altına alınıyor. Kultur sanot çevrelerl kendi sorunlarıno sahıp çıkacak olanaklardan yoksun kalıyor Turklye Yazıları derglslnln şubat ayında Ankara'da duzenledlğl tUlusal demokratık kultur politlkasının temel oğelerlne yaklaşımı seml nerl kultur sorunlarımızın bellrlenmesi ve somut cozum yollarının arastırılması bakımından yararlı sayılmalıdır Semınere kulturumuzle ılgıll kuruluşların temsılcilerl, bılim sanat adamlarımız otuza yakın bildırl sunmus bunlar tartısılarak blr sonuc bıldi'isl hazırlanmıs ve Kultur, Mllli Eğıtım, Adalet Bakanlıklanna verllmistır Derglnln mart sayısında yer alan bildlrlde kültür politlkamızın ıkendl özune DERGILER hip cıkmış, ornek blr Işblrllğıyle bu tur saptamalarda bulunmuş olması, bu yoldoki Isteklerın yerıne getlrllmeslne kadar artık arkasının bırakılmayacağını da gostermektedir. Turklye Yazılan'nın her sayısında blr yazar anılarını dile getlrlyor Derglnln mart sayısında Faklr Boykurt'un anılarına yer verilmlş. Baykurt'un anlattıklarında edeblyat tarlhlmlz lcln belge sayılabilecek, yapıtlarının karanlık kaimış yanlarını ocık layacak, yarattığı kahramanların ken dl yaşamına kartşmış olaylor ve klşllerle bagını kurmamızo yarayacak bıl gıler yok Bu anılardan sanatcının kı şiligmdo okuyucu lcın karanlık kal mış noktaları ogrenmıyoruz Buna karşılık bizım toplumumuzun koşulları içınde blr sanatcımn olusmo seruvenini Izlıyoruz. Sanatcıya değışen sıyasal yonetımler boyunca hep uygulanagelmlş baskıları turlu orneklerıyle goruyoruz Bunlar da bılinmeyen şeyler degıl ama Baykurt, ıçtenlikla anlatıyor ve yazdıklarını llgi cekerek okutuyor Anıların onemli vanı basarıya ulaşmak icin tutkuyu yitlrmeden, Inoncı ıcınden yok etmeden canla baş la calışma gereğınl vurgulaması Sonatcıları birbirine sevgl ve anlayış Ork slneması son yıllarda, özelllkle her bur|uva toplumunun karşılaştığı catışmaları can landırma ve sosyal Içerıklı filmler uretme alanında somut başonior gostermıştır. Ancak bu na karşın basın, yonetmenler ve eleştırmenler, Turk slnemasının hâlâ buyuk guçluklerle karşı karşıya bulunduğumı belırtmektedlrler Türkıye'de sınema, hâlâ ozel sektore bağlıdır ve ulkede, bırblrlerıyle sureklı rekabet edıp çatışan 50 den fazla sinerno şırketı vardır Bılındıği gıbl ışveren ler, her alanda oldugu gıbı bu alanda da kar amacı guderler; sınemaya, sadece kâr getıren blr kaynak olarak bakarlar onun duşun sanat nltellğıne onem vermezler Öto yandan, Türk sıne ması hâlâ eskı makineiere ve dışardan ıthal edı len çekılmemış fılmlere dayanmaktadır Bır Turk fllminın kopya sayısı 20'yı geçmez, hatta kımi zaman fılmın bır tek kopyası, ulke/ı bır baştan bır başa dolaşır 1970 lerin başında Turkıye'de sınema maklnelennın sayısı 3000 e ulaştı Bunların yarısndan fazlası, gezıcı olmayan sınemalarda kullanılmaktadır. Fılmlerın kopya sayısı az olduğu, oyrıca kolıte bakımından da duşuk olduğu Içın, her fllm ancak, 150300 kez gosterılebılmektedır Bu soyı Ise, ülkedekı tum sınema sayısının yuzde 10'una denk düşmektedır Ihrac edılen Türk fılm lerl Ise sadece Arap ülkelerınde Afganıstan, Yunanlstan, Kıbrıs ve Iran'da pazar bulabilmektedlrler. Fakat scnat duzeylerı duşuktur Coğu melodram, komade, macera filmlerı, yanı ucuz tüke tlm fılmlerıdır. T lü bır soruna dayanıyordu. R«caızade Ekrem'ın tutumu şllrirnızde yuzyıllarca surmus b'r uyak düzenıne, goz uyağına, glaerek tam uyağa başkaldırıydı «Kafıye sem ıcındır, bırakın kal deyi» dıyordu Boylece uyağo bır ozgurluk bır esneklık getırmek amacıyla başlatılan, uyakta «esle yetınılmesını oneren bu gırışım, belkı de yazınımızda en kapsamlı guncellıgı sımgeleyen tartışmadır Nâzım Hıkmet'le başlayan ozgur koşuk da zamanının guncelıydı, nasıl olmasın kı bunca yuzyıl ölcu ve uyakla sınırlanmış şıırımız o ozcnlo bu ikı kuraldan bırının, olçunun smırlamasının dışma cıktı Sonra, en ılgınc gunceı ılgılerden bırl de, toplumumuzun bır dıze yı, bır tek dızeyı uzun sure tartışması dılıne dolamasıdır Orhan Velı nın «Yazık oldu Suleymon Eferdıye» dızesıydı bu gul mece yazar cızerlerının hoşgoru lerıyle bır boluk şıır severın hay ranlığı arasmda mekık dokudu Batı yazınında oldugu gıbı brzde de guncel ılgının salt aKim larla kuromlann eksenınde don duğü 6oylenemez. Kıml şnrlerle oyunlar, romanlar da yazın ortamının blr sure soyleşısı oldu Yapıtlar da guncel sorun'ar gıbl ılgı gordu Anımsadığım orneklerden bırı şudur Her ger cek ozan gıbı Yohya Kemal de bır kuram onermektedır bıze onu da bır akımın ıcınde görmemızın olanağı vardır, ama fVuslat» şıırının de tek başına ne bır kuramı ne de bır okımı belırledıgını soyleyebılırız Çoğu şılr gıbı başarı olcusu kışıden kışıye değışen bır şıırdır, bu nite'ığıyle sınırlıdır Ama bır gazetede yayınlandığı saboh. ozgunluğunden kuşku duyamo/acağımız bır yazor Abdulhak Şınası Hısar o uzun şlırı basından sonuna dek telefonda buyuk bır coşkuyla Atac'a okur. O gunlerde. ozonın bugun doha tortuyo donuşmuş, zaman de nen suyun daha cok dıbıne cok mus başka şlırlerının yanında şımdı btzı yadırgatsa da, o şıIrın bır haylı sozunun edıldığ nl onımsorım Abdulhak Şlnası Hısar'ın «Vuslat» şıırınl telefonda başındon sonuna dek ccşkuyla okuması, o şıırın güncellığınl kanıtlamaya yetmez belkl oma o gun ıc.n şıır sanatının guncellığını kanıtlar sonıyorum Guncel kovramının cevreslnde boyle donup dolaşınca, Ister Istemez. şu soru usa gelmektedır Güncellik sanatın bır koşulu mudur 9 Bır sorunun ya da bır yapıtın bır sure ıcın guncellığe erışmesı degerının olcutu mudur' Sanatın şaşmaz olcütu zamanın smavını kazanmak ol duğuno gore quncellığın de sınavını kazanmıs sorunlar ya aa yapıtlar arasından mı cıkacakt.r yarına kalacak o l a n l a f Guncellıgı bır yana bıraksak b'le, gunü nu yeterınce yaşamamış yapıtlar arasından zamanı sonuna dek yaşomoya aday \apıtlar CIK mamış mıdır' Çıkmıştır, kuşkusuz Bu konudo sanot torıhl bıze sayısız ornekler verır Yo yazınımızdcjkı guncel? Son üc beş yılm, uc bt s ayın. bugurun guncelı 9 Son uc beş /n.n puı celı dememı vadırgomayın, son beş on /nın ÇL,nceli de dıvebı'ırdım UnjıiGmolı kı, samtın zomanı ıns'n n zomanıyla eş degerde değıldır sanat bıraz ağır okor yatoğında, bırımlerı başkadır Bugun deyınce neden son beş on yılı anlanıayalım1 Evet. gunumuzun gunceli nedır yazınımızdo'' Benım amacım. şımdı burado o gunceli bulmak değıl guncelın gunumuzde hızını duşurduğunu, cekınmeden soyleyeyım, yıtmeye yuz tuttuğunu soptamaktır Bugun yazınımıza dıkkatle bakan bır goz, ne bır kuramın ne de bır yapıtın eskıye oronla belırgınlığe ulaşmadıgını, yazın ortamının dılıne dolanmadığını gorecektır. Ya da deyım yerındeyse flünlu< guncellıklerın ortalıgı kapladığı. onların do ışıklarının yanar yan maz sonduğu sonucuna voracak tır Konuşulon sorunlar. yapıtlar yok m u 7 Var Ama o denlı kısa surelı soluksuz Bugun guncel gıbı gorunen yann nerdeyse bır gun sonra bılmrre zın kımlığıne burunuverlyor Bel kı de pek cok guncel var, boyle olunca da guncelın o'madığını soylemekte sakınca yoktur, sanıyorum Sozunu ettığim ne sorun ne de yapıt bunalımıdır, salt sorunların da yapıtların da yansımasız gorünumlerıdir, güncellik bunalımıdır Sorunlarla ya pıtlar. eskıye bakınca gene o oranda eş değerde sorunlar'a ya pıtlardır. Güncellıkteyse eskının vıl bırımlerı şımdı gune donüştü. Nedenl ne dıveceksinız'' Bence kücük kumelenmelerın cok sayıaa onlayışı, beğenıyl oluştcrma lanndadır bu Boyle olunca da guncel, vazınımızın tumunü tır y.cna bırakalım. çoğunluğunu bi'e sırr.gelemıyor, kucucuk kume lerın gunceli oluyor. Toplumumuz devıngen bır yaşomı sürdurduğuns gore süreklı, genış kapsamlı, ortak bır ilgınln oluşturabüeceğl güncelden yoksun olmamıza o denll saşmamamız gerokecek Batı'da da, blzdekl oronda olmasa bils, bıraz öyle deöll ml?. ONBİR YILLIK İLK VE ORTA ÖĞRETIM ÇOCUKLARA BIRŞEY VERMIYOR,, Mtıttaia EKMEKÇİ EĞITIM VE ÖĞRETIM ALANINDAKİ TÜM SORUNLARA, TARTIŞMALARA IUSKİN SÛRULARIMIZI YANITLAYAN MILLI EĞITIM BA,<ANI NcCDET UGüR «UNıVERSlTFLfck VASASINİN GOZDEN GEÇIRILME3IN' N ZAMANI GELDI> DEMIŞTIR cSALT UNIVERSITE DIPLOMASININ ARTIK INSAN'A 6lR ŞEY SAGLAMADIGININ ONBINLEPCE ORNEGI ONUMUZDEDIR» DİYEN UCUR «A.'ADEMIK OCRETIVIN DAHA DAR VE UST DUZEYDE YAPILMASI» GEREĞINI SA VUNMUŞTuR MILLİ EĞITIM BAKANI UĞUR UN SOKULA RIMUA VERDlĞI YAMTLARIN TAM METNİ ŞÛYLCDIR: Kültürümüzün Sorunları Konur ERTOP. donuk, kendi temel ekonomlk yapısına dayonan» devrimci bır kultur bileşımi ve bunun gercekleştırılme koşulları uzerlnde duruluyor. Önerllerde oncelıkle yosaların sa nat ve duşunceyı baskı altında tutan maddelerlnin değıştlrılmesı, kultur • egıtim kurumlarında cağdışı uygulamalara son verılmesl ıstenmektedir. Eğltim lcln «toplumsal gelışmeye uyarlanabillr ve kendi lcsel dınamızml ile gelısebillr» blr sıstem onerılmektedlr «Insan sevgısi aşılayan, Insanlıgın ılericl kultur bırıklmını aktaran, ogrencıyl toplum sorunlarına yoneltebılecek» ders kltaplarının gerekliiığıne dıkkat çekılmektedır Radyo TV konusunda «demokratık, hatkımızın kulturunden kaynaklanan» yayınların gereğı uzerınde durulmuştur Ba sın llân Kurumu gıbı blr Yayın • Da ğıtım Kurumu olusturulması, «yazarlıgın bır meslek halıne gelebılmesı yazarların ekonomık ve sosyal guven ceye kavuşturulması ıcın yasal ve or gutsel onlemlem, sınemada genc ve teneklere olanak acmak icın kredı ve rilmesi yolundakı onenler ve benzerlerl konuylo ilglll sorunların turlu yan larına cozum getlrecek nıteliktedlr Bu önlem ve uygulamaların hemen tu mu devletin yerine getlrmesl beklenen konulardır. Ancak, kültür sanat adamlanmızın kendi sorunlarına sayoneltmeye, yordımlaşmoya, destek olmaya cağırmosı. Dıl sorunlarını blzde yenl yetlşen bir araştırmacılar kuşağı cağdaş dll bılim verılerlne gore derlnlemesln* ele almaya başladı Alman Turkolo)! oraşlırmaları geleneğinden yararlanan araştırma modelı dıli kolıplaşmıs duruk blr olgu sayıyor ve daho cok eski metinlerin acıklanmasına calışıyordu. Bu yoldakı araştırmalar dlllml zln tarıhsel donemlerinl turlu yonlerlyle aydınlattı. Yenl kusak dilcllerl cağdaş dllbilim yontemlerlnl Turkiye Turkcesi uzerindeki calışmalara başarıyla uyguluyorlar istanbul Unlversıtesl Yabanct Dll ler Yuksek Okulu Fransızca bolumü oğretım gorevlıleri cağdaş dllbilim yontemleri uzerınde özelllkle duruyor «Dılbıllm* adlı blr yayın organları var Dergının genıs oylumlu 2. sayısında da Saussure dılblllmlnln turlu ozellıklerl tonıtılıyor Cağdaş gostergebılım'n, onlombllımın uygulamaları ssrgılenıyor Anlatı cozumlemelerlne ornekler verillyor Dergide Fransızca makalelerin sonuna ayrıntılı Turkcs ozetler eklenmıs Geniş kapsamlı Turkce Incelemeler de coğunlukta Buniordan blrl Prof Dr ^üheyla Boy rav'ın «Köroğlu Destanı Uzerlne» adlı incelemesl Yazıda Koroğlu destanı motlflerlnln llkcağ mitoslarıyla lllşklsl üzerinde durulmakta Türk sınema yönetmenlerinin çoğu, llerıcl olanları da datııl orto cozum yollarını kabui etmek zorunda kalmaktadırlar Hatta üniu yonetmen Yılmaz Guney bıle, kalıtelı ve ıçerıklı bır fllm yapabılmek ve boyle bır fılml fınanse edebllmek Içın 68 tane tıcari fılm yapmak zorunda kalmıştır. Şunu da belırtmek gerekır kl Türk sinemasının gelışmesinı engellemekte sansür de buyuk bır rol oynamaktadır Turk sansürü, llerıcı filmler konusunda büyuk blr duyarlığa sahıptır Orneğın bır fılmde, bır genc kızın, dığer kız arkadaşıno soyledığı «gel, maaşlarımızı blrblrlne katıp ortaklaşa harcayalım» şeklindekl sozu, san Eur taratından «sosyallzme çağrışımı» yaptığı gerekcesıyle fılmden cıkanlmıştır. Sansur ayrıca, yonetmenlerı, fılmerınde doğal manzaralara yer vermek zorunda bırakmaktadır Bunun nedenı de, turızmı teşvık olarak belırtılmektedır Ne var kı coğu zaman, zorakı olarak gosterılen bu man zaralar fılmın konusuna uymamakta. uzak kalmaktodır. Ama tum bunlara karşın ılerıcı smemacılar, eovaşımlarını surdurmektedırler Son yıllarda, bır kaç Türk fılmı uluslararası duzeyde bıle une ka vuşmuştur Ornegın 1964 yılında, Metın Erksan'm Susuz Yaz adlı 'ılrnı Berlın Festıvalı'nde «altın ayıı ödulu aldı. 1965 yılında «Haremde Dört Kadın» Yenı Delhl şenlığınde gostenldi Ucuncu Moskova Festıvalı nde de Holıt Refığ ın «Kenttekl Yabancı» fılmı olumlu puanlar aldı Ayrıca cDönuş», «Namus Borcu», «Kızgın Toprak», fUmut* gıbl filmlerı de belırtmek gerekır. Tüm bu filmler, Turk sinemasının gelışme yolunda karşılaştığı engelierı yenebıldığını vs gerek Turkıye'de. gerek dış ülkelerde genış kıtlelerce beğenıln gercekcı filmler uretebıldığını Oösteren canlı kanıtlardır SORU Hukumetler zaman zaman askerhk suresını kısalt mayı duşunurler Tumye nın koşulları ve gereksımmı acı sından, cok uzun gıbı gorunen oğrenım suresını de koşullara ve yararlılık derecesıne gore duzenlemek mumkun mudur? Bu konuda Mıllı Eğıtım Bakanı olarak ne duşunursunuz 9 Belkl ılk kez boyle bır şey soruluyor ama duşuncenlzı oğrenmek ıstıyoruz YANIT Aslında, cok dogru blr soru ve bence Turklye'de bugun eğltim sorunlarımızın da başında gelen bir soru Bir sureden berı, bır akademlk oğretım Turklye'de başlamıştı, cok onem verllmiştl. V» cok yoygınlaştırılmak Istenmlştl Aslında, blzde olduğu kadar akademik oğretlm, biraz da 19 yuzyıl sontarının toplumdan ve uretlmden uzak, butun •oyut bılgilerl alabıldlgıne veren ve cocugu bır yukarısı ve bır yukarısına dogru, daha iyı daha iyislne, daha yukarı duzeyde bılgiye dogru goturen bır oğretım ve eğltimdlr. Aslında, boyleslne bir egltım ve oğretlm, buna gucu yetecek cok •ınırtı sayıdakl aılelerln çocuklarına vereblleceğl blr oğretım ve eğitimdlr. Toplumlarda blr zamanlar, ulkenin yonetımi de zaten sınırlı sayıda toplulukların elinde olmuştur. Yonetım, sınırlı sayıdakilerin ellnde olunca, onların cocukları icın de yonetime hazıMamo ancak cok hall vakti yerır/de Insanın altından kalkabıleceği ağırlıkta olabılmiştır Ama, dunya degıştı Aslında, ulkelerın yonetımlerı artık hıc bır yerde, sınırlı scyıdakı bır kesıme emanet edılmiyor Boyle bir şey yok veren de yok bunu, zaten alobılip de elde tutmak da olonak dışı. Toplumların yonetımi yoygınlaşıyor Demokrasılcrde hele bu, gıttıkce gemslıyor, başka bır deyımle, bir ulkemn yonetıminde agırlıgı olmak, SÜZ sahıbı olmak, cagımızda en genış bır bıclmde kltlelere dogru genişlemektedır Hatta, eağımızın ozellıklerınden bırısı olmaktadır Bu boyle olunca, egitımin, oğretımın de cok yaygınlasmosı, o yonetıme agırlıklarını koyanların cocuklarınm da rahatça bır eğıtım ve ogretlmden geçmesi gerekır İcmde bulundugumuz toplum yapısında akademik ogretımın yeri sınırlıdır. Akademik ogretlm nereye goturur ınsanı'' Unıversiteye goturur Unıversıte oğrenıml nedır' Araştırıcı yetlştirmektlr, daha yukarı, unıversltede sorunlar uzerınde duşunen tnsanlar yetistırmektir Buraya dcğru giden bır ogrenim her zomon olacaktır ama, bır toplumun ıcınden ılk, orta, lise aşaması, unıversıteye gel mek, burdan otesıne gıtmek Isteyenlerin sayısı sınırlı olmalıdır, butun toplumdakı ınsanları oylesıne bır yere dogru sevketmek kadar, gondermek kadar yanlış bır şey olmaz Turkiye'de bugunku durum bu Sankı Turkıye'de butun in sanlarımızı blz bırden unıversıte lere gondereceğız, unıversıtelere gelen cocuklar, sankı yukarı duzeyde bir (ımnazyum kjlturu alacaklar, onun arkasından cok yukarda bır <akademı kulturu alacaklar, unıversıte oteslne gıdecekler, araştırma yapacaklar, sorunlarla ugraşacaklar Butun bunlar Bu, cok uzun bır yol Ve aslında bugunku toplumlarda da bu bu yola glrmeye solugu yetecek bu yola girmek İcin kendını dısıplıne edecek ve yeterll yetenegı olacak Insanlar icin olmalıdır. 11 YIL Insanların pek coğu, topiuma uyum Ister, toplumda belırli yerlerinl almak Isterler O bakımdan, oğretımın ceşıtlı asamalarından topluma geçisier olmalıdır. Bir cocuk, bır orta oğretımden sonra topluma geçtlğl zaman, Turkıye'de bugun oldugu gibl, hlç bır ışe yaramayan, herhangl bir orta oğretlmden geçen cocuk, nereye, ozel kesime de devlet kesimine de gltse en alt eşıklerden başlayan ve 11 senesi boylece boşa gıden blr cocuk oluyor Oysa, yalnız orta oğretlmln son aşaması olan liselerden değıl, ortookuldan mezun olan bir «Sanat okullarında öğretilen ler toplumla tam uyum içinde olmadığından, piyasaya çıkar çıkmaz çocuğun hak ettiği mutluluğu, refahı ve toplum içindeki yerini veremedi» cocuk blle, blr sekız yıllık eğltimden geçen çocuk topluma dondugunde bır katkısı ciabılmeli, bu sekız yıllık emegın bır karşılıgını alabılmelı ^u, ona sosyal bır saygınlık kazandırabılmeli Bu çocuk hele, 11 yıllık bır egıtımden gectıyse, bu egltimden topluma dcnauğu ra man, o eğitım oylesıne olmalı kı, 11 yıllık eğıtım c çocuga toplumda belırli bır r^'anı vermeli, belırli bır becenyı verme II, belırli bır toplumsol scygsnlığı vermelı Ama o cccuk isterse, hem hayatını kurar, hayatını surdurur, aynı zamanda bır yukarıya dogru da gıdebılır Daha uste de gıdebılır Uste geçisier de olabılmelı Istemezse, pekala toplumda verdıgı emekler oranında geçerlı, ıç huzuru olan bır yerı olabılmelıdır. Turklye'de bu yok Boyle olmayınca, yıilar boyu cocuklar, okullarda kalıyorlar ve o uzun yıilar, 11 yıl lıse, cocuklara hıç bır sey vermıyor Daha açıkçası, çocuk unıversıteden cıktıgı zaman da, dogrusunu ısterse nız, on beş yıl, gerıde bırakmıs, on beş yıl, toplumda belırli bir yerı almak ıçın çocuga ne vermış 7 Son derece sınırlı sey vermıs olduğunu goruyoruz Onun ıçın çok haklısınız, bu surelerın anlamı akademiK oğretıme dogru gıdılecekse vardır, yukarı duzeylere dogru gıdılecekse vardır ve cncak bu yola gitmek ısteyenler ıcın dogrudur Ama, buyuk kıtle ıçın her zaman, hangı asamadan ayrı lacaksa o çocuk, ayrılab'lmslı dır Ve ayrıldıgı andan başlayarak da toplumda o bılgılerının karşılıgını bulabılmelıdır O halde, hem bu geçıslere uygun yapılmalı, hem her gecış, ortaokulda yahut lısede, bır ustunde programlar oylesıne yapıimalıdır kı oylesıne beoe rıler, teknık b.lgiler, meslekı bılgıler verılebılmelıdır kı ve bunlar toplumda oylesıne geçerll konulardan seçılmelıdır kı, cocuk, okuldan topluma geçer geçmez kendisını hazır bekieyen bır Istek içınde bulsun ve anlams'z bır dıploma saplantısından kurtulsun Bız eger, bugunku egitım slstemimızde bunu kuramazsak, hala yuksek oğretım dıplomasının, adam olmak ıçın bir gosterge oldugu inancı içınde devlet kurumlarına eleman olırken, olçuler uygularsaK, insanlan, o birtakım kuruluşlardan aldıktarı kâğıtlara gore değerlendlrırsek ve programların Içerlğlyle uğraşmazsak, eğıtımdekl bu kargaşalıktan kurtulamayız. SORU Blr Sanat Enstltölerı vardı Burada okuyan cocuklar, sanayıleşmış bır topluma hazırlık yaparmışcasına, tesvlyecı, tornacı oiarak yetışırlerdı Bunlar zamanla «liseı oldular Uretıme Katkıda bulunan değıl devlet kapısında memur olmak ısteyen kışıler yetıştırmeye başladı'ar. Bu okullara. kuruluslanndakl nltelık verılebılır m ı ' Öğrencl, okurken bır ış de yapan kışı durumuna, üretıcı durumuna, yaparak oğrenen ınsan durumuna getlrılemez m ı ' Orneğln, okuIjnun gereksınımıni karşıloyacak u r e t r ı gercekleştırecek kışı YANIT Bızım toplum olarak bır alıskanlıgımız mı dlyeyım zaafımız mı dıyeyim geçmişte belkı bır ozelligimlz ml dıyeyim, ne dersenız deyin, blz yonetlcılıgı pek severız. Bız, obur insanlar arasında, boyle, haklı olmayı severız Onlara birtakım şeylerı nasıl yapmaları gerektıgını soylemeyi yeğlerız Bır cesıt tarıhten gelen bır kalıntı bu Becerımızle yahut bılgımızle bır şey, bır ekonomık deger yaratmayı ve bununla da ovunmeyi, daha tam ogrenemedık. İKI KUSUR Sanat okullarının ıkl tane kusuru var Aslında cok iyılerl vardı bunların Halâ lyılerı vardır Kusurun bır tanesı şu soyledığim psıkolojı Çocuk ordan Cikarsa, toplumsal saygınlıgı olan bır yere çabuk gırıp, masada oturup, arada bır cşunu şo\le yopn boyle v°P ı r ı > demek sarkı daha dogal blr şeymış gıbı ustunlukmuş gıbl gelıyor Uıncısı Çocuga o okullarda ogretılenler, toplumla tam uyum içınde olmadıgı icın, plyasaya cıkar çıkmaz, cocugun hakettıgı mutluluğu, refahı veremedi Toplum icmde yerl veremedi bır yerde Gercekte bugun Turkiye nın teknık bılgiye meslekı bılgiye cok gereksınırrl var Aslında bunlar yeterince guçlu verılse, universıteye fclan da pek fazla gerek yok Bunlar, hatta ortaoğretlmde yeterince verılse, bu cocuklar Turk tODİumunda cok refah Içinde olabll'rler. Yasamlarını mutluluk lclnde gotururler ve yaptıkları ış de saygıdeğerdlr aslında O ıs, zor blr istır Turklye'de bunun zorluğu kolaylıgı bilınmıyor, cunku bu Işl yapan yok. ÇOCUK VE TÜFEK Ali PÜSKÜLOĞLU De ona Cocuk Bırak şu tüfeğl Yoğan yağmurdut Patlayan Bir sllâh Vuruyorsa güverclnl Avcı rdedlr Gul Derken blliyorum bunlan Ve her şeyl Sevda Insancadır Ağzmı Kocaman açan bir Kl Halktır Gün akşam vaktldlr Hey Karışır Sesine »esl Işbu Insondır dev Av değn Avlanmak değll Benlmkl Oynama tüfekle Hey cocuk Anam der kl Şeytan doldurur Y&RIN KENT ENSTİTÜIERİ, ÖNIVERMIEUR, EÛRİŞ,.